09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 EYLÜL 2020 CUMA HABER CHP’li Utku Çakırözer, ağustos ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı: Dikiş tutmuyor A KP’nin çok barolu sistem düzenlemesinin ardındaki kişinin Metin Feyzioğlu olduğunu ileri sürüyor kimileri. Metin Feyzioğlu’nun hakkını yemeyelim. O, bu işte bir piyondan başka bir şey değildir. Son düzenlemenin ana etkeni AKP ve Tayyip Bey’in yargıya genel yaklaşımıdır. AKP’nin devletin bütün erkleri için geçerli parolası, hangi alanda olursa olsun, denetim dışında hiçbir kurum ve kurul kalmamasıdır. Yargıyı Hâkimler Savcılar Kurulu ile yakından denetim altında tutan Tayyip Bey, barolar ile ilgili düzenlemeyle yargının parçası olan savunmayı da denetimine almıştır. Mimarlar, mühendisler ve doktorlarla ilgili olarak, Tayyip Bey’in onların da meslek kuruluşlarını yürütmenin denetimine sokma niyetinde olduğu herkesin malumudur. Hatta düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği’nden başlayarak Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği ile devam etmesi planlanmışken, pandemi ortamında TTB’ye dokunmanın tepki doğuracağı düşünüldüğünden sıranın değiştirildiği de söylenmektedir. Görülüyor ki barolar hamlesi, AKP’nin politikasının yargı alanındaki uygulamasıdır. Metin Feyzioğlu, bu oyunda bir piyondur. Ama TBB’nin biat etmiş başkanı olarak önemli işlevler görecek bir piyon. HHH AKP’nin gerginliği fırsat bilerek baroların teröre destek verdiği asılsız bahanesiyle avukatların meslekten men edilmelerinin de yürütmenin denetimine verilmesi konusunda da durum aynıdır. Son gelişmeler olmasaydı da avukatların meslekten men yetkisinin yürütmenin uhdesine verilmesi, AKP’nin genel politikasının sonucu olarak er veya geç kotarılacaktı. Aslında savunmanın disiplin cezaları veya meslek ile bağdaşmayacak suçlar işlemesi halinde baro kütüğünden adlarının silinmesi, şimdiye dek baroların görev ve yetki sınırları içindeydi. Ama barolar tırpanlanırken, avukatların meslekten men edilmesinin de yürütmenin eline verilmesi ana hedefe uygun bir uygulama olacaktır. Hiç kuşkunuz olmasın ki yakında bir yasa veya kararname ile bu düzenlemeler de yaşama geçirilecektir. Ondan sonra Metin Feyzioğlu’nun başkanı olduğu TBB, AKP için dikensiz bir gül bahçesi olacaktır. Bunun, zaten ayaklar altına alınmış olan yargı bağımsızlığını iyice çiğnemek olacağını belirtmenin fazla bir anlamı yoktur. Bunu sokaktaki adam kadar AKP de zaten bilmektedir. İktidarın, edimleriyle demokrasinin gereklerini yerine getirmek, yargı bağımsızlığına saygı göstermek falan gibi şeylere uyup uymaması önemli değildir. Önemli olan, her kurul ve kurumun sıkı denetim altında olmasıdır. Şimdi, Türkiye Barolar Birliği’ni sıkan mengenenin Feyzioğlu’nun yönetiminde daha da sıkıştırılması aşamasındayız. Yalnız burada küçük bir sorun var. Barolardan seçilerek TBB’ye gönderilmiş olan şimdiki delegelerin çoğunluğu bu oyunda yer alacak yapıda değillerdir. Sorunun çözülmesi için, büyük olanaklara sahip TBB’nin delege kompozisyonunun iktidar lehine değişmesi gerekmektedir. Bunun için de 15 Temmuz 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Meclis’ten çıkarılmış çoklu baro yasasına göre, iktidara yakın çevrelerin İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya barolarında imza toplayarak paralel baroları oluşturmaları zorunlu. Bunun için iktidara yakın çevrelerin İstanbul ve Ankara’daki girişimleri bekledikleri sonucu vermedi. Ankara’da gerekli 2 bin imzaya ulaşamayıp 250 imzada kalan yandaş avukatlar, doğrudan başvuruyu yaptılar. Yasaya göre, yeni kurulacak barolar ekim başında TBB delgelerini seçmek durumundalar. O delegeler de aralık ayında TBB başkanını, yönetim, yürütme, denetleme ve disiplin kurullarını seçecekler. Ancak, yeni kurulan baroların TBB’ye katılabilmeleri için ilk seçimli toplantılarını yapmaları gerekiyor. Bunun için de bir ay önceden bildirim yapılması zorunlu. Bu süre de kaçırılmış görünüyor. Değerli okurlar, görüyorsunuz AKP demokrasi dışı yolları da denese, artık dikiş tutmuyor; kendi düzenledikleri kumpasları bile uygulamaktan aciz duruma düşmüştür iktidar partisi. Haber hakkına darbe CHPEskişehir milletvekili Utku Çakırözer, Ağustos Ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. TELE1 ekranlarının karartılmasına tepki gösteren Çakırözer, “Bu yapılan sade ce ekranların karartılması değil, hem basın özgürlüğünün hem de halkın haber alma hakkının karartılması ve darbedir” dedi. Çakırözer’in raporun da dikkat çeken ayrıntılar şöyle: l TELE 1 HEDEFTEYDI Ağustos ayında TELE1’e yönelik haksız ce zalar art arda geldi. RTÜK’ün verdi ği cezalar yetmezmiş gibi bir de İçiş leri Bakanlığı hedef gösterdi. RTÜK, Evrensel gazetesinin 25. yıl videosu nedeniyle Tele1’e para cezası verdi. Hem de çeşitli ge rekçelerle araların da TELE1’in de bu lunduğu 5 kana la idari para ceza sı uygulama kara rı verdi. İçişleri Ba kanlığı, Siirt’te İpek Er’e nitelikli cinsel saldırı suçlamasıy Utku Çakırözer la tutuklanan Musa Orhan’ın tahliye edilmesi hakkındaki haber nedeniyle TELE1 hakkında ya sal işlem başlatılacağını duyurdu. Te levizyon programcısı Can Ataklı’ya TELE1’de kullandığı ifadeler nedeniy le dava açıldı. Ağustos boyunca TE LE1 hep iktidarın hedefinde oldu. KARARTMA BAŞLADI Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Netflix’in TELE 1 kanalına padişah 2. Abdülhamit’e ilişkin tartışmalı filmi söylenen sözler nedeniyle verdiği kaldırıldı 5 günlük karartma cezası, önceki gece uygulamaya konuldu. Konuya ilişkin RTÜK’ten yapılan açıklamada, “Her kişi ya da kurum RTÜK, Akit TV’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı’ndaki yayınında yazdığı “Devletin Zirvesi Anırkabir’de” ifadesinin “küçük düşürücü” olduğuna karar gibi Üst Kurul da yargı vererek kanala idari para ceza kararlarına uymak sı verdi. Kurum ayrıca Netflix’te zorundadır” denildi. 9 eylülde yayımlanma sı planlanan “Cuties” filminin katalogdan çı l FIZIKSEL ŞIDDET Gazeteciler ağustos ayında da haberleri ve yazıları nedeniyle tehdit edildi, fiziksel şiddete uğradı. Ağustos ayında bir gazetecinin evine silahlı saldırı düzenlenirken Bursa ve Ordu’da da 2 gazeteci darp edildi. 3 gazeteci gözaltına alındı. 3 gazeteci hakkında soruştur mayıs aylarında yayımlanan haberlere “kişilik hakları ihlali” gösterilerek erişim engellendi. Odatv, Sol haber portalı ve Halk TV’deki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Salih Mirzabeyoğlu’nun mezarını ziyaret ettiği iddialarına yer verilen haberlere erişim engeli getirildi. Bir kadına kartılmasını kararlaştırdı. Fragmanı yayımlanın film Türkiye’de ve dünyada “çocuk istismarı ve pedofili” eleştirileri almıştı. Yapımın 11 yaşında bir çocuğu konu almasına karşın 18 yaş üstü yetişkin izleyicileri hedeflemesi ma açıldı, bir gazeteciye ajanlık tek cinsel saldırıda bulunduğu için hapis üzerinde duruldu. Filmin potan lifinde bulunuldu. RTÜK 6 televiz cezası alan güreşçi Recep Çakır hak siyel çocuk istismarı davranış yon kanalına çeşitli nedenlerle ida kındaki 28 habere de erişim engellen örüntülerini ortaya çıkarabilece ri ve para cezası verdi. Bir gazeteciye di. l ANKARA / Cumhuriyet ği değerlendirildi. l ANKARA gazetecilik faaliyeti nedeniyle 50 bin TL’lik tazminat davası açıldı. l HABERE ERIŞIM ENGELI Ha BASIN KONSEYİ: KARARTMA UTANÇ TABLOSU berlere erişimin engellenmesi uygulaması da arttı. Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği’nde yaşanan usulsüzlüklere ilişkin Cumhuriyet, Sözcü ve Milli Gazete’de şubat, mart, nisan ve Basın Konseyi, TELE 1’in karartılmasına tepki gösterdi. Kararın iletişim özgürlüğü ihlali olduğunu belirten Basın Konseyi’nin açıklamasında “İletişim özgürlüğüne yargı eliyle vurulan darbedir. Karartılan ekran, halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü açısından ülkenin geldiği son durumu gösteren utanç tablosudur” denildi. HDP ve Gelecek Partisi TELE 1’e destek ziyaretinde bulundu.l Haber Merkezi Uzaktan eğitim sürecinde evinde bilgisayar ya da internet erişimi olmayan öğrenciler için Eğitim Bilişim Ağı (EBA) destek noktası oluşturuldu. Cumhuriyet’e 2 ödül birden Soru işaretli ‘destek’ Kırsaldaki çocukların EBA Destek Noktası’na ulaşımı sorun. Eğitim İş Başkanı: Dolmuşlarla mı taşınacaklar? SEFA UYAR Uzaktan eğitime erişim sıkıntısı yaşayan öğrenciler için 81 kentte 1420 EBA Destek Noktası oluşturulduğu açıklandı ancak bulunduğu bölgede okul olmayan, kırsal bölgede yaşayan çocukların bu noktalara nasıl ulaşacağı konusunda net bilgi yok. Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Bu çocuklar Covid 19 bulaşma riskini göze alarak dolmuşa mı binecek? Bunun ücretini kim verecek? MEB servis imkânı sağladı mı? Bunlar tespit edilip en azından servis imkânı sağlanabilirdi. Bu çocukların arasında yaşı küçük olanlar var. Ulaşımları nasıl sağlanacak? Kar yağdığında, yollar kapandığında ne olacak?” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020 2021 eğitim öğretim dönemi başlamadan önce yaptığı açıklama ile 1.5 milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişimi olmadığını açıklamıştı. 31 Ağustos’ta başlayan uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrenciler için 81 ilde 1420 EBA Destek Noktası oluşturulduğu, bu sayının 5 bin 200’e çıkarılacağı bildirilmişti. İlçe sayısı baz alındığında, ilçe başına düşen mevcut EBA destek noktası 1.5. Bu rakam, okulu olmayan köyler ile kırsal bölgede yaşayan öğrencilerin destek noktalarına ulaşımının nasıl sağlayacağı sorusunu ortaya çıkardı. 2018’de, okulu olmadığı için taşımalı eğitim alan öğrenci sayısı 1 milyon 338 bin 672, taşımalı eğitim için ayrılan kaynak ise 2 milyar 341 milyon 732 bin 617 liraydı. l ANKARA Barış Selçuk Ulusal Haber Ödülü Hazal Ocak’ın, Hande Mumcu Özendirme Ödülü Zehra Özdilek’in 1994yılında haber için göreve giderken geçirdiği trafik kazası sonucu yaşama veda eden gazeteci Barış Selçuk’un anısını yaşatmak ve genç gazetecileri teşvik etmek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 21. kez düzenlediği Barış Selçuk Gazetecilik Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Muhabirimiz Hazal Ocak, “Ulusal Haber” dalında “Boğaz’da kaçak var” başlıklı haberiyle birinciliğe değer görüldü. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü de “Sarayın Kuzusu” başlıklı haberiyle gazetemiz muhabiri Zehra Özdilek kazandı. “İzmir Kent Haberi” dalın da Ege Telgraf gazetesinden Serkan Aksüyek’in “Balkon yasal, site kaçak” haberi birinci oldu. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü Dokuz Eylül gazetesinde yayımlanan “Roman köyü” başlıklı haberi ile Sinan Keskin kazandı. “İzmir Kent TV Haberi” dalında Demirören Haber Ajansı’ndan Nevra Uçkaç ile Ahmet Turan Altay’ın “Tarıma hobi bahçesi darbesi” haberi birinciliğe layık görüldü. Bu dalda Hande Mumcu Özendirme Ödülü’nü TRT’den Sonay Teker ile Ahmet Ahmetoğlu “Suskun keman” başlıklı haberiyle kazandı. l İZMİR / Cumhuriyet İSTANBUL’DA 718 SİVAS DERNEĞİ İstanbul İstatistik Ofisi, İstanbul’da bulunan hemşehri dernekleriyle ilgili istatistikleri değerlendirdi. İl, ilçe, köy ve mahalle kategorilerinde yapılan incelemede; İstanbul’da, 7 bin 555’i dernek, 164’ü federasyon ve 13’ü konfederasyon olmak üzere 7 bin 732 hemşehri derneği bulunduğu öğrenildi. En fazla derneği bulunan il 718 dernek ile Sivas olurken; en fazla derneğin yer aldığı ilçe ise 541 ile Bağcılar. Öte yandan, iller arasında hemşehri dernekleri yoğun olarak bulundukları ilçelere göre değerlendirildiğinde ise Sivas, Kâğıthane ve Sultangazi’de; Tokat, Küçükçekmece ve Avcılar’da; İstanbul, Beykoz ve Şile’de; Kastamonu, Kâğıthane ve Esenler’de; Giresun, Beyoğlu ve Beykoz’da; Ordu, Esenyurt ve Ümraniye’de; Erzincan, Kartal ve Şişli’de; Erzurum, Pendik ve Sultanbeyli’de, Malatya, Esenler ve Bağcılar’da; Sinop, Bağcılar ve Esenler’de örgütlenmiş bulunduğu görüldü. l İç Politika YÜKSEK MAHKEME, KAZAKISTAN VATANDAŞINA 30 BIN TL TAZMINAT ÖDENMESINE HÜKMETTİ Kelepçeli eziyete AYM’den ihlal ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi, sahte kimlikle yakalanan ve Aşkale Geri Gönderme Merkezi’ne konulan Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşı Y.K’nin bir odada el ve ayakları kelepçeli şekilde 10 gün boyunca tutulması nedeniyle devletin “eziyet yasağı” ilkesini ihlal ettiğine karar verdi. Yeniden soruşturulmasını isteyen mahkeme, Y.K’ye 30 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Kazakistan vatandaşı Y.K., 2015’te sahte kimlik taşıdığı şüp hesiyle İstanbul’da gözaltına alındı. Hakkında sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararları verilen başvurucu Erzurum Aşkale Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderildi. Kazakistanlı kaçak göçmen, GGM’de işkence ve kötü muamele gördüğü iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık, takipsizlik kararı verdi. AYM’ye bireysel başvuruda bulunan Y.K., GGM’de el ve ayaklarına zincirli kelepçe takıldığını, kışın en soğuk olan aralık ayında ısıtması olmayan bir hücrede on gün tutuldu ğunu, bu süre boyunca dış dünyayla ilişki kurmasının engellendiğini ayrıca şikâyetleri ile ilgili etkili soruşturma yapılmadığını anlattı. Özenli değil Yüksek Mahkeme, anayasada güvence altına alınan eziyet yasağının ihlal edildiğine karar verdi. Yeniden soruşturma isteyen mahkeme, kararın örneğini Aşkale Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. Kararda, GGM’lerin çalışma ilkeleriyle çelişir bir şekilde, meşru bir amaç olmaksızın gerçekleşen mü dahalenin niteliği ve süresi itibarıyla eziyet olarak nitelendirilebileceği vurgulandı. Kararda, “Başvurucunun maruz kaldığını iddia ettiği muameleye dair vücudundaki izlerin, güvenlik kamerası kayıtlarının ve tarafsız tanık beyanlarının derhal tespit edilmemesi bunlara belirli bir süre geçtikten sonra ulaşmayı imkânsız kılmıştır. Bu nedenle özellikle başvurucunun el ve ayaklarından zincirlendiğine dair iddialarını aydınlatabilecek özenli bir soruşturma yürütüldüğü de söylenemez” denildi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle