25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 4 EYLÜL 2020 CUMA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ ekonomi@cumhuriyet.com.tr BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.4370 4.8 kuruş 8.8140 7.2 kuruş 9.9290 4.6 kuruş 13.22 Sabit 1.076 7.57 puan 3139.22 10.81 lira 466.53 1.08 lira Ağustosta tüketici enflasyonu aylık yüzde 0.86 arttı. Yıllıkta yüzde 11.77’ye çıktı Asıl tehlike kapıda Ekonomistlere göre, TL’deki hızlı değer kaybı, fahiş ÖTV zamları ve üretici enflasyonundaki sıçrama ilerleyen aylarda tüketici fiyatlarını daha da yükseltecek. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyonu beklenenden düşük açıklasa da yurttaşın alım gücündeki erime sürüyor. TÜİK’in dün açıkladığı tüketici fiyatları enflasyonu (TÜFE), ağustosta aylık yüzde 1 civarında gelmesi beklenirken, yüzde 0.86 ile beklentilerin hafif altında arttı. Yıllık enflasyon ise bir ay önceki yüzde 11.76 seviyesinden yüzde 11.77’e yükseldi. Enflasyonun haziranda yüzde 12.62, temmuzda yüzde 11.76 olduğu anımsandığında, Merkez Bankası’nın temmuzda başlayacak şekilde belirgin düşüş öngörüsü de gerçekleşmemiş oldu. TL’deki değer kaybı da enflasyon üzerindeki ana risk unsuru olarak görülmeye devam ediliyor. 273 maddede artış Endekste kapsanan 418 maddeden yalnızca 92’sinin ortalama fiyatı düştü; 273 maddenin ise yükseldi. Aylık bazda artışın yüksek olduğu gruplardan ilk ikisi yüzde 5.09 ile çeşitli mal ve hizmetler ve yüzde 1.56 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar yüzde 26.99 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 14.68 ile sağlık ve yüzde 13.51 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. TÜİK’in dün açıkladığı bir diğer veri olan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nin yıllık yüzde 11.53, aylık yüzde 2.35 arttığına dikkat çeken Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Hayri Kozanoğlu, “Asıl tehlike üretici enflasyonunda. Bu, maliyet enflasyonu demek. Önümüzdeki aylarda kaçınılmaz biçimde tüketici fiyatları da yükselecek” dedi. Şekerbank Başekonomisti Gülay Girgin ise “Ağustosta TL’deki hızlı değer kaybı ve akabinde yapılan vergi düzenlemelerinin önümüzdeki dönemde TÜFE üzerinde baskın olacağını düşünüyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi TL’deki değer kaybı hızlandı. Dolar/TL 7.4522 ile yeni rekorunu kırdı Dolarda yeni tarihi zirve Dolar/TL’de hafta başında 7.34’lerden başlayan yükseliş, dün açıklanan enflasyon verisi sonrası rekor seviyelere ulaştı. Dün güne 7.3881’den başlayan dolar/TL, gün ortasında önce 7.43’ü aştı. Öğle saatlerinde 7.4522’ye yükselerek tarihi zirvesini tazeledi. Merkez Bankası’nın (TCMB) dün akşam üzeri yatırımcı, ekonomist ve analistlere yaptığı sunum sonrası dolar/ TL sınırlı düşerek 7.42 seviyesine geriledi. Sunumda ikinci çeyrekte salgın nedeniyle hızla gerileyen iktisadi faaliyetin, mayıs ayından bu yana güç kazandığı vurgulandı. Avro/TL de sa bah saatlerindeki 8.72 seviyelerinden 8.79’a kadar tırmandı. Öğle saatlerinde 8.8153’leri gördü. Analistlere göre, dolar/TL’deki yükselişte Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ve TCMB rezervlerine yönelik endişeler etkili oluyor. Güvende sınırlı artış TCMB’nin açıkladığı haftalık para banka verilerine göre, 28 Ağustos haftasında brüt döviz rezervi, 45 milyar 434 milyon dolardan 41 milyar 594 milyon dolara düştü. Bu rakamlar Merkez’in döviz rezervlerinde bir hafta da 3 milyar 840 milyon dolar düşüş yaşandığı anlamına geliyor. Son haftalarda altına yönelen yurttaş ise yeniden dövize döndü. Geçen hafta döviz hesaplarındaki toplam döviz tutarı 604 milyon dolarlık artışla 217 milyar 868 milyon dolara çıktı. Öte yandan TEPAV, ağustos ayı perakende güven endeksinde sınırlı toparlanma görüldüğünü açıkladı. Endeks, Ağustos 2020’de bir önceki aya göre 0.2 puan, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 5.1 puan arttı. Yıllık artışında gelecek 3 ayda satış beklentisindeki iyileşme etkili oldu. l Ekonomi Servisi TÜRKİŞ ÜYESI SENDIKALAR ÜCRETSİZ IZIN SÜRESINCE VERILEN 1.168 TL MAAŞA TEPKILI: Ücretsiz izin desteği artırılsın UNIVERSUM’UN RAPORU Gençlerin yüzde 78’inin umudu yurtdışı Genç yetenek araştırmaları yapan Universum’un Türkiye’deki gençlerin iş yaşamına bakışını araştırdığı rapor, ülkedeki gençlerin uluslararası fırsatları her yıl daha fazla kovaladığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 78’i, genç profesyonellerin ise yüzde 76’sı Türkiye dışında kariyer yapmak istiyor. 40 ülkede, 3 bin 351 üniversiteden 1 milyon 179 bin 904 katılımcı ile gerçekleştirilen En Çekici İşveren araştırmalarının Türkiye etabının sekizinci yılı tamamlandı. Bu yılki araştırma, ülkenin önde gelen 55 üniversitesinden toplam 54 bin 597 öğrenci ve ortalama 4.3 yıl iş deneyimi olan 17 bin 25 genç profesyonelden edinilen içgörülerle sonuçlandı. Buna göre, Z kuşağının çokulusçu profili Y kuşağının epey önünde. Türkiye gençlerinin potansiyel işverenlerine ulaşmakta en sık kullandıkları kanallar ise yüzde 96 ile dijital mecralar olarak öne çıktı. TIBBI CIHAZCI ÖDEME BEKLIYOR İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, tıbbi cihaz sektöründe üniversite ve kamu hastanelerinden tahakkuk eden ve15 milyar TL’yi bulan birikmiş alacakların ödenmesinin sektöre nefes aldıracağını açıkladı. Avdagiç, firmaların pandemi sürecinde Kredi Garanti Fonu’ndan (KGF) yararlandıklarını, geri ödemelerin eylül ayında başlayacağını ve bu geri ödemelerin sektörü ve firmaları zorlayacağını da ifade ederek şu açıklamayı yaptı: “Tıbbi cihaz endüstrimiz, MR’dan eldivene, stentten kalp kapağına, diyalizden ortopedi malzemelerine, ameliyat lambasından katetere kadar çok geniş bir alanda hizmet sunuyor. COVID19 sırasında da şahit olduk ki bu sektörümüz, sağlık hizmetlerinin etkin, kesintisiz ve başarılı bir şekilde sürdürülmesi için üzerine düşen her türlü fedakârlığı yapmaktadır. İnanıyoruz ki kamuya tedarik yapan firmalara taahhüt edilen ödemelerin yapılması, firmalarımızın nakit akışına ciddi katkı yapacağı gibi yürüttüğümüz yerlileştirme yatırımlarına ciddi bir katkı verecektir.” MUSTAFA ÇAKIR Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türkİş) üyesi sendikalar ücretsiz izin uygulamasının uzatılması ve bu süreçte verilen aylık 1168 lira ücrete tepkili. Ücretin asgari ücret seviyesine çıkarılmasını isteyen sendikalar, salgındaki artış nedeniyle tedirgin olduklarını da açıkladılar. Türkİş Başkanlar Kurulu, Didim’de toplanarak çalışma hayatındaki gelişmeleri konuştu. Sendika başkanları, ücretsiz izne çıkarılan işçinin 1168 lira ile faturalarını, kirasını ödeyemeyeceğine, çocuklarının eğitim masraflarını karşılamayacağına dikkat çektiler. Toplantının diğer önemli konusu ise rafa kalktığı belirtilen kıdem tazminatı oldu. Hükümetin kıdem tazminatını Meclis’in açılacağı ekim ayından sonra yeniden gündeme getirebileceği belirtilirken Başkan Ergün Atalay, sendikalardan hazırlıklı olmalarını istedi. Toplantıda daha önce toplusözleşme imzaladıkları halde, 2009’da yapılan yasa değişikliği ile yüzde 1 işkolu barajının altında kalan sendikaların durumu da yeni den gündeme geldi. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiride ise şu değerlendirmelere yer verildi: 4 Son haftalarda salgının yayılım hızındaki artış tedirginliğe yol açmaktadır. İşçiler, sağlıklarını kaybetme tedirginliğinin yol açtığı baskıya rağmen, ekonomik nedenlerle işlerini yapmaya ve üretimi sürdürmeye çalışmaktadırlar. 4 Çalışanların sağlıklarının korunması ve yaşama şartlarının iyileştirilmesi öncelikli konudur. Bu çerçevede, çalışanlar arasında ayırım yapılmadan yaklaşık 250 bin sağlık işçisine de ek mali haklar verilmelidir. 15 işçide virüs çıktı Türkİş üyesi ve toplantının yapıldığı otelin sahibi olan Türk Metal Sendikası, salgına karşı önlemleri sıkı tuttu. Toplantının yapıldığı otele girişlerde herkese Covid19 testi yapıldı. Aralarında şube başkanları ile uzmanların da olduğu 15 kişinin testi pozitif çıktı. Durum hemen Sağlık Bakanlığı’na bildirildi. Virüse yakalandıkları tespit edilen sendikacılar kimse ile temas ettirilmeden özel araçlarla evlerine kadar götürülerek karantinaya alındı. l ANKARA Pandemiye teslim olmak... Sömürü sıradanlaştığında... Belli ki pandemiye ülke olarak teslim olmuş durumdayız. Aslında daha doğrusu şu: Hemen hemen her alanda yaşanan çöküş, pandemiyi “geçerli bir bahane” olarak arkasına takarak su yüzüne çıktı. Eğitimde, sanayide, tarımda... Krizler giderek derinleşiyor. Para sermayesine dayalı spekülatif büyümeler ekseninde ekonomimiz Erinç Yeldan Hoca’nın vurguladığı gibi “istihdamsız büyümeücretsiz büyüme” gelgitleri arasında sıkışıp kaldı. İlerleyemiyoruz. İlerleyemedikçe de emek sömürüsü daha da yayılıyor, sıradanlaşıyor... Koronavirüs ile mücadele uzun soluklu olması gereken bir süreç. Daha devam edecek. Göreceli olarak doğru başladığımız mücadelede “uzun maraton” koştuğumuzu hükümet algılayamadı ne yazık ki. Hal böyle olunca da ne önlemler doğru düzgün olabildi ne de planlama. Oluşturulan Bilim Kurulu’nun uyarıları ise sinek vızıltısı olmanın ötesine geçemedi. Tabii şunu da sormak gerek: Eğer uyarılara kulak asılmıyorsa o Bilim Kurulu üyeleri neden orada durup hükümetin “bilim” kisvesine alet oluyorlar? Hayatını kaybeden sağlık çalışanı sayısı 70’i geçti. Türk Tabipleri Birliği’nin “Söz bitti. Sesimizi duyan var mı, ölüyoruz” çığlığı boşluğa çarpıp geri dönüyor. Covid19’un meslek hastalığı sayılması önerisi bile kabul görmüyor. Çünkü sayılırsa tazminat gündeme gelecek. Bir hekimin yetişmesi kolay değil. Uzun yıllar süren tıp eğitimi, uzmanlık sınavları, mecburi hizmet, uzun nöbetler... Büyük özveri, emek ve adanmışlık gerektirir.. Değerinin bilinmesi, gözetilmesi, saygı duyulması... Neden aksini yapıyoruz? Yorgunluk, tükenmişlik sendromları artıyor. Aylar boyu ailelerini, çoluk çocuklarını riske atarak ve o riskin de ağır yükünü sırtlanarak çalışmalarının karşılığı giderek artan koronavirüs vakaları oluyor ne yazık ki. İstifa dalgaları giderek büyüyor. Önlenemez miydi? İstenirse pekâlâ yönetilebilirdi bu durum. Özel hastaneler de devreye sokulabilir, yük paylaştırılabilirdi. Ama dedik ya, ekonomik kaygı ile emeğe verilen değer arasındaki makas açıldıkça sömürü de sıradanlaşıyor. Sadece işçi değil, beyaz yakalı da alıyor payını bu sömürüden.. Öğretmen de alıyor payını, mühendis de mimar da... Sömürü sıradanlaştığında gelir gelir toplumun tüm katmanlarına dayar sırtını. Sömürüye tepkisiz insanlar yaratır. Öyle olur ki trafikte önüne geçmeye çalışanı da lise ya da üniversite giriş sınavlarında soruların birilerine aktarılmasını da işe alımlarda kayırmaları da sineye çeker hale geliriz. Unuturuz sonunda bedeli tüm toplumun ödediğini ve ödeyeceğini... Gelir uçurumunun açılmasından cahiller ordusu yaratan eğitim sistemine kadar uzanır ucu... Doktorların, sağlık çalışanlarının “Lütfen virüsü ciddiye alın” yalvarışları bile havada asılı kalır. Bugüne kadar ne trafiği ne de depremi dikkate alan ne de doğal afetleri kafaya takan bir toplumun maskeyi, sosyal mesafeyi önemsemesini beklemek kadar saçmalık olamaz. Ya eğitim? Uzaktan eğitim ile açıldı ilköğretim. Pandemi yüzünden geçen dönemin yarısında başlayan sistemin aksaklıkları giderilmeden yeni döneme geçildi. Hem bölgeler arasındaki hem de anne babası yüksek eğitimli olanlarla olmayanların arasındaki eşitsizliklerin zaten derin olduğu ülkede online eğitimin bu eşitsizliği daha da derinleştireceği biliniyor. Dünyada ülkeler arasında en büyük rekabet beyin gücünde yaşanıyor. Bunda ilerleme sağlayamayan toplum hızla birkaç basamak geriye düşüyor. Hem nitelikli eğitim hem de bilimsel araştırmaların desteklenmesinin pandemi sürecinde aksatılmasının kabul edilebilir bir yanı yok. Salgının süresi belli değil. Bir nesli sömürüye daha da açık hale getirmenin bedeli ise daha da fazla olacak. Bunu unutmayalım... MESS’ten 5G destekli fabrika Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) 200 milyon TL yatırımla açılan Teknoloji Merkezi’nde gerçek üretim yapan dijital fabrika da hizmet verecek. İki ayrı üretim tesisini tek çatıda toplayan fabrika, Türkiye’de ilk kez olarak 5G teknolojisiyle desteklenecek. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle