09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 29 EYLÜL 2020 SALI HABER İşte Atatürk budur! Mustafa Kemal Atatürk tartışmasında herkes konuştu, yazdı. Ben de dünyaya ekososyalist yaklaşımla bakan bir aydınlanma savunucusu olarak söz hakkımı kullanmak istiyorum. Meselenin tarihi eski ama özellikle AKP iktidara geldiğinden beri İslamcılarla İkinci Cumhuriyetçilerin işbirliğine tanık olduk. En belirgin ortak noktaları, 1923’te kurulan laik cumhuriyete karşı olmalarıydı. Uzun zaman Gülen Cemaati’nin de katıldığı bu Üçlü İttifak, Kasım 2013’teki Dershane Krizi ve 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturması ile bozuldu. Yaklaşık 11 yıl süren ve emperyalizmin de desteklediği işbirliği sırasında, siyasal İslamcılar, neoliberaller ve cemaatçiler, hep birlikte Atatürk’ü itibarsızlaştırmak için büyük çaba gösterdiler. Medyada sürekli “Atatürkçülük mü, Kemalizm mi?” tartışmaları yapıldı. ’80 sonrası ortaya çıkan birtakım solcular, kendi solculuklarının kıstası olarak Atatürk’e ve Cumhuriyet devrimlerine saldırmayı seçti. Çünkü yandaş medyada yüksek maaş alıp köşe sahibi olmanın kuralı buydu. Öyle bir çıkar ağı kuruldu ki siyasal İslam, toplumun kılcal damarlarına liberal solun yardımıyla nüfuz etti. HHH Emperyalizm destekli Üçlü İttifak dağıldıktan sonra, Cumhuriyeti karalama kampanyası bitti mi? Hayır. Günümüzde ittifakın unsurlarının her biri, yine emperyalizm ile temas halinde ve aynı amaç için çabalarını sürdürüyor. Böyle bir ortamda, Atatürk’ün kurduğu parti CHP ile adını Atatürk’ün koyduğu gazetenin, Cumhuriyet gazetesinin de hedef yapılmaması şaşırtıcı olurdu. Tüm kariyerini Atatürk nefreti üzerinden yapan bazı liberallerin geçmişte bu gazetede köşe sahibi ya da yönetici olması gibi, CHP’de de benzer olaylar zaman zaman yaşandı. Yandaş medyanın bu konuyu köpürtmesinin nedeni, Atatürk’e dair çarpıtmalardan duydukları endişe değil elbette. Seçimde iktidarın karşısındaki birliği dağıtma stratejisi için bunu kullandıkları çok açık. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Canan Kaftancıoğlu’nu savunması ve seçime yönelik olarak verdiği mesajları da düşününce, onun da öncelikli hedefinin Cumhur İttifakı’na karşı oluşturulacak birliği korumak olduğu anlaşılıyor. HHH Siyaseten manzara böyle ama altı çizilerek söylenmesi gerekenler var. Türkiye’de laiklik ve Atatürk’e karşı böylesine yoğun bir saldırı varken, Cumhuriyet devrimleri açıkça çiğnenirken, Mustafa Kemal ile Atatürk ifadelerinden birini olumlamak, diğerini kullanmaktan kaçınmak sorundur. Yıllardır devam eden dezenformasyonun geçmişini unutanlar, internette kısa bir araştırma yaparak bile bu ayrımın ardındaki itibarsızlaştırma çabasını görebilir. “İlhan Selçuk Kemalist, Türkan Saylan Atatürkçü” denilen yazıları utançla okuyabilir. Gerçekte ikisi de antiemperyalisttir. Aydınlanmacıdır. Tam bağımsızlığı savunur. Kuvayi Milliye ruhunu taşır. Devrimcidir. Laiktir. Toplumcudur. Çözümü dogmada ve geçmişte değil, bilimde ve ilerlemede arar. HHH Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci liderliğini sorgulamaya kalkanların emperyalizm ile nasıl iş tuttuğu ortadadır. Atatürkçülük referansıyla yönetime el koyan ve onun devrimlerinin altını oyan darbecilerle Atatürk’ün taban tabana zıt olduğu açıktır. Kemalizm veya Atatürkçülük akıl, bilim ve çağdaşlık yoludur; onları birbirinden ayırmaya çalışmak, tarihe de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de haksızlıktır! Unutanlara Uğur Mumcu’nun tam 40 yıl önce, 12 Eylül 1980 darbesinden 20 gün sonra, bu gazetede yayımlanan “İşte Atatürk budur!” başlıklı yazısındaki şu satırları hatırlatmak gerekir: “1980’lerde, yasakçı bir düzeni Atatürkçülüğe dayanarak savunmanın olanağı yoktur. Çünkü Atatürkçülük, Atatürk’ün sözlerinden ayrı bir siyasal sistem olarak değerlendirilemez. Atatürk ne dediyse, Atatürkçülük odur! Kemalizm, Atatürkçülük, bir tek sözcükte özetlenebilir: Bağımsızlık!” (3 Ekim 1980, Cumhuriyet) İşte sadece 1980’lerde değil, 2000’lerde de Atatürk budur! Salda Beyaz Adalar’da göle giriş yasaklandı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Salda Gölü’nün “Beyaz Adalar” bölgesinde 15 Ekim itibarıyla göle girilemeyeceğini, yüzülemeyeceğini ve plajın kullanılamayacağını bildirdi. Bakan Kurum, “Bu kararla Salda’nın eşsiz güzelliğini daha da korunaklı hale getiriyoruz. Tek gayemiz bu eşsiz güzelliği koruyarak gelecek nesillere aktarmak” dedi. l AA ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR M. BİROL GÜGER MAVI VATAN: Türkiye’nin güvenlik sigortası Mavi Vatan doktrininin; felsefesini, Türkiye’nin geleceğine etkilerini ve atılması gereken adımları konunun uzmanları ile konuştuk. Savunma, güvenlik, gelecek Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi, emekli Deniz Kurmay Albay Barbaros Büyüksağnak, Mavi Vatan’ı ve sonrasında atılması gereken adımları Cumhuriyet’e anlattı. MAVİ VATAN YOL HARİTASIDIR n Denizlerin günümüz dünyasındaki yeri nedir ve “Mavi Vatan” kavramı tam olarak neyi ifade etmektedir? Geçen yüzyılın ikinci yarısında hazırlanan deniz hukuku sözleşmeleri ve modern teknolojinin ulaştığı seviye, kıyıdaş ve denizci devletlerin, yetki alanları içinde denizlerin binlerce metre dibine ulaşarak çeşitli enerji kaynaklarını çıkarmalarına, balıkçılık faaliyetleriyle ekonomik kazanç elde etmelerine ve araştırmalar yapmalarına olanak sağlıyor. Türkiye, benzersiz coğrafyasıyla çevresindeki üç denizdeki yetki alanlarını belirleyebilmek için tam 13 farklı devletle anlaşmak zorunda, Karadeniz’de sorun çözülmüş olsa da. Bu durumun dünyada eşi, benzeri yok. İşte Mavi Vatan, denizlerdeki haklarımızı ve çıkarlarımızı koruyabilmenin yollarını anlatan bir felsefedir. Yerleşik karacı bakış açısını değiştirip jeopolitik krizlere mavi gözlerle yani denizci bir perspektiften bakmayı başarabilmek için yapılması gerekenleri gösteren bir yol haritasıdır. n Mavi Vatan kavramının içselleştirilmesinden sonraki aşama ne olmalıdır? Emperyalistlere karşı gelerek kurulan Atatürk Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi ve Atatürk’ün denizciliğe verdiği önem dikkate alındığında bizlere düşen görev, başta Akdeniz olmak üzere tüm denizlerde Mavi Vatan kavramını iyi anlayarak, bu felsefeye sımsıkı sahip çıkmaktır. Bu kapsamda, Mavi Vatan kavram ve felsefesinin ilkokullardan başlayarak farklı seviyelerdeki öğrencilerimize anlatılması ve özümsemeleri sağlanmalıdır. Deniz ve okyanuslara kıyısı olan diğer tüm devletler gibi haklarımıza sahip çıkarak gelecek nesillere daha güzel yarınlar bırakmak için denizcileşmemiz şarttır. Denizcileşen, okyanus ve denizlerin önemini kavrayabilen Türkiye, enerjiden balıkçılığa, taşımacılıktan deniz sporlarına, turizmden bilimsel araştırmalara kadar masmavi bir geleceğe yelken açacaktır. ADA VE ADACIKLARDA HUKUKİ HAKKIMIZ VAR n Genelkurmay rek ve Atatürk VeBaşkanlığı’nda Yunanizelos dostluğunu nistan Şube Müdürörnek alarak, herlrtivPBbnssmdYnndmlüreieooueuleauuauuğaKaaSjnbnkşrr”lr”ninlsüuoBouumıukmmlvvaıvr,naannmvnaPneenueaDnaedşeuunarlyyliunskdaeKıuelsByaaıionitnlarığçtnnunaaıağaaaslnez““isıuvairknnıosnzTdT?ıigı“rvzalpirıinü’veaüYılK.eçödunğnlnerkarie“uutatlrnakınkEıdanernnvğgoMslPgmdlavvYblaDYııeal’lkaieraanlenulnuaçueadlcıanidtninmdnseSinaroysrSlaioleaDıtkneatnfrlıaaranartnadrauın”rarekS’.d“olBıEaruna2gu6lennEgk. .lGsıeaaKlodüyarornenırue”naymDireanliCzaycıraSekLananhmoEvaEzrıeeKGaznondAkoma’ağYdurylatDueaansnAlmııbAkuetKkgrnsDlYrAlyEvönaiıyeiğk’oeöGaenunAdlnKgadlartisnenaaeAAnüneaırAi(rmramülccevnraYmaKg)1nndısoiddıskelD5tYztitieğ(ahesıadteül2EaAvuirakmmEtnainrngaernşaagAGkmık?iefememdnabşiikKKrrAmeagn’idimıaıAaazfzl,enYyiüohiilyeisadtDaimdelrşaişiatandlrraieedaetlria,aiyninlvi.ç.mreiinleenaklanan sorunlar” denmesi en masyon) meydana gelir. Bundoğru yaklaşım olacaktır. lardan sadece “Kardak adaBu sorunlar ana hatlarıyla, kara cıklarının Türk toprağı oldusuları, kıta sahanlığı, münhasır eko ğu” 1999 yılında Yunanistan’ın nomik bölge, gayri askeri statüdeki Ankara büyükelçisine yazılı noadaların askerleştirilmesi/silahlan ta ile bildirilmiştir. dırılması, sözde 10 deniz millik ha Anlaşmalarda isimleri belirva sahası, uçuş malumat hattı (FIR), tilenlerin dışında hiçbir coğNATO komutakontrol bölgeleri, Ba rafi formasyonun egemenliği tı Trakya Türklerine baskılar, Orto Yunanistan’a devredilmemiştir. doks Fener Rum Başpapazının Ekü Hukuken, EGAYDAAK’lar Türkiye menik statüsü, Yunanistan’ın PKK Cumhuriyeti’nin hâkimiyetindedir. terör örgütünü desteklemesi, Hey Yunanistan’ın coğrafi formasyonbeliada Ruhban Okulunun açılması lar üzerindeki fiili uygulamaları şeklinde özetlenebilir. için protestolarla yetinilmeyerek, Kıbrıs konusunu bir sorun olarak Hava Kuvvetleri uçaklarımız devgörmüyorum. Çünkü kanaatimce let uygulaması kapsamında bahse Kıbrıs’ta sorun, Kuzey Kıbrıs Türk konu ada, adacık ve kayalıklar üzeCumhuriyeti’nin 37 yıl önce ilan edil rinden keşif ve önleme uçuşları yadiği 15 Kasım 1983 tarihinde çözü parak, Yunan fiili uygulamalarının me kavuşmuştur. Bize ve Kıbrıs Türk belgelenmesine devam etmelidir. halkına düşen görev, bu devleti ya EGAYDAAK’ların egemenliği soruşatmaktır. Artık çözümden ve çözü nu Yunanistan’ın yumuşak karnıdır. me yönelik müzakerelerden bahset Yunanistan, EGAYDAAK’ların Türmek Kıbrıs’ın kaybı demektir. kiye tarafından resen sahiplenilmeYunanistan, Batılılar tarafından sinden çok rahatsızdır. Bu sahiplenuydurulan tarihlerine ve emperya me belki de ilk defa Türkiye’nin teplist güçlere güvenerek onların te kici değil etkici bir adımı olmuştur. tikçisi olmaktan vazgeçmelidir. Kardak adacıklarının dışındaTürk ve Yunan halklarının, defa ki 150 ada adacık ve kayalığın da larca karşı karşıya gelmesinin do isimleri açıklanmalıdır. Benzer duğurduğu acılarla bir daha karşılaş rumdaki birçok ülke anlaşmazlık maması maksadıyla, Lozan dengesi konusu ada ve adacıkların isimlekorunmalı, siyasiler gelecek seçim rini açıklamış ve savaş leri değil gelecek nesilleri düşüne çıkmamıştır. AVRUPALI GÖZÜYLE ‘MAVİ VATAN’ Türkiye’nin uluslararası hukukcağını son yıllarda fark etti. Mavi tan doğan haklarıVatan doktrini, banı garanti altına alzı Batılı devletlemak adına Doğu rin Yunanistan ve Akdeniz’de hidroGüney Kıbrıs’ı deskarbon arama fatekleyerek uygualiyetlerine başlalamaya çalıştıklamasından bu yana Mavi Vatan, dış poDidonna Smyth rı bir tür çevreleme politikasını kırlitikanın öncelikViyana’daki Central European mak için formüle li gündem maddeÜniversitesi’nden araştırmacı edildi. Esasen Masi haline geldi. Peki, Mavi Vatan ülke dışından nasıl görünüSean Patrick Smyth ve İtalyan AGI haber ajansından Giuseppe Didonna, Türkiye’nin “Mavi Vatan” stratejisini değerlendirdi. vi Vatan, bölgedeki hegemonik güçlerin gücünü kırmayor? Cumhuriyet, bu sı sebebiyle, bağımkonuyu yabancı uzmanlara sordu. sız Türkiye’nin temel taşlarından bin Doğu Akdeniz enerji jeopolitiği, rinidir. İsrail ile ilişkiler ve Mavi Vatan n İtalya’nın ‘Genişletilmiş Akdeniz’ Smyth: Türkiye’ye sempati duyan çok stratejisi ve Mavi Vatan sayıda İsrailli ve İsrail ile ilişkilerin Didonna: İki strateji arasında çok geliştirilmesine olumlu bakan çok sayıda örtüşen taraf mevcut, ancak sayıda Türk mevcut. Bununla bir teorilerin, doktrinlerin ve isimlerin likte, Türkiye ile İsrail’in çıkar de ötesinde, her iki ülke de son dölarının uyumlu hale gelebilece nemde birbirlerinin ihtiyaçlarına daği koşulları görmek oldukça zor. ha güçlü bir şekilde karşılık vermeİsrail, son yıllarda PKK dahil Kürt yi başardı; diplomatik ve siyasi ilişhareketlerini desteklemek için büyük kiler de bu yönde düzelme kaydetbir enerji harcadı. Ayrıca Yunanistan ti. İtalya, Doğu Akdeniz krizinde ve ve Kıbrıs Rum Kesimi ile bağları güç Ajaccio zirvesinde arabuluculuk rolendirmek için de çok çaba sarf etti. lü oynamayı teklif etti. HükümetiBu işbirliğinin en önemli örneği Güney miz Macron’un tutumunu destekleKıbrıs, Mısır, Yunanistan, İsrail, İtal medi ve Ankara ile Roma arasındaki ya, Ürdün ve Filistin’i bir araya geti ilişkiler en azından son yirmi yıldır ren EastMed Gaz Forumu’dur. Yine de olumlu seyretti. Türkiye ile işbirliği, Doğu Akdeniz’de n Çok kutuplu dünya jeopolitiği ve istikrarın kilit unsurudur. Mavi Vatan Bu bağlamda, Türkiye’nin Mavi Va Didonna: Türkiye, Libya ve Suriye tan kapsamında, özkaynaklarını gü krizlerinde etkin bir rol oynadı. Bu vence altına alma çabalarını baltala çerçevede, Türkiye’nin Doğu Akdemaya çalışan girişimler, bölgede da niz’deki enerji kaynaklarından en ha fazla istikrarsızlığa neden olacak üst seviyede yararlanmak istemetır. Çözüm işbirliğindedir, ancak bu si sürpriz değil. Türkiye, bu güç ve da tek taraflı olamaz. Uluslararası top kapasiteye sahip olmasının yanı sılum, Türkiye’nin iddialarını ciddiye al ra, buna ihtiyaç da duyuyor, çünmalı, zira Ankara yeni enerji kaynak kü enerji konusunda dışa bağımlı. larının güvence altına alınması konu Ancak Avro bölgesinde değil, zayıf sunda kararlı görünüyor. bir para birimine sahip ve ekonomin ABD’nin ‘Kenar Kuşak Stratejisi’ sini bir an önce canlandırmak için ve Mavi Vatan buna fazlasıyla ihtiyacı var. Bu duSmyth: Türkiye’nin Mavi Vatan’ı rumda, hidrokarbon yataklarına sasavunma yönündeki hamleleri, hip olmak ana seçenek. Türkiye arABD’nin “kenarkuşak” konseptinin tık, gelişmekte olan çok kutuplu bir yükselişi ile daha geniş bölgesel ve dünyada, bu rolü oynayacak güç, kaküresel jeopolitik değişimlerin bir pasite ve olanaklara sahip önemli sonucudur. Türkiye, Mavi Vatan’ı bir aktör ve bu sebeple, Doğu Akdeihmal etmenin, ülkenin jeopolitik niz’deki hak ve çıkarlarının arkasınanlamda kuşatılmasıyla sonuçlana da olmalıdır. DIŞ POLİTİKA İDEOLOJİK TARTIŞMA ALANI DEĞİLDİR n Bugün itibarıyla Mavi Vatan’da mevcut tablo nedir? İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan üçlü bir stratejik işbirliği başlattı. ABD, Güney Kıbrıs’a yönelik uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı; bu silahlar yarın Türkiye’ye karşı kullanılacak. ABD ayrıca, Güney Kıbrıs’ta bir askeri eğitim merkezi kurmak için anlaşma yaptı. Bu da demek oluyor ki yarın oradaki askeri güç Türkiye’ye karşı kullanılacak. Yunanistan, Girit Adası’nda ABD’ye büyük bir deniz üssü verdi. ABD basınında sıklıkla, İncirlik’teki üssün Güney Kıbrıs’a taşınması tartışılıyor. Bunların tamamı kaygı verici gelişmeler. n Türk dış politikasında gördüğünüz temel eksikler neler? Onur Öymen E. Diplomat, E. NATO Daimi Temsilcisi Atılması gereken adımlar zamanında atılmadı. Örneğin sahipsiz adalar meselesi var, bu konuda atılmış hiçbir adım yok. Bu çerçevede, Lozan Antlaşması’nın 16. maddesi işletilmeli ve Yunanistan’ın anlaşma kapsamında aldığı adalar dışında hiçbir adaya yerleşmesine izin verilmemeli. n Türkiye’nin, İsrail ve Mısır ile kazanç temelli diplomatik ilişkiler geliştirmesi mümkün mü? Diplomaside mümkün olmayan hiçbir şey yok. Yeter ki, doğru zamanda doğru adımlar atılsın. Büyük güçlerin Doğu Akdeniz’deki menfaatları ile Türkiye’nin menfaatları örtüşmüyor. Ancak Türkiye ile bölge ülkelerini yakınlaştıracak çareler aramak gerekiyor. Eskiden İsrail ile ilişkilerimiz vardı. Hatta Türkiye, İsrail ve Suriye arasında arabulucuk yapmaktaydı. Şimdi ise hem Suriye hem de İsrail’le düşmanız. Oysa Türkiyeİsrail ilişkileri zaman içerisinde hep inişli çıkışlı seyretmiştir. Ancak her aşamada ve mümkün olan her durumda, ilişkileri normalleştirmeye çalıştık ve bundan faydalandık. Ancak düşman olarak görürseniz bu fırsat ortadan kalkar. Kıbrıslı Rumların Mısır’la yaptıkları münhasır ekonomik bölge anlaşması, Mısır’ın menfaatlarına zarar verdi. Bu şekilde büyük bir deniz alanını kaybettiler. Mısır, Türkiye ile anlaşma yapmış olsaydı daha kazançlı çıkacaktı. Biz bu durumda, Mısır’la ilişkileri kopararak, bir ölçüde onu Güney Kıbrıs ile işbirliği yapmaya zorlamış olduk. Mısır söz konusu olduğunda Müslüman Kardeşler meselesinden ziyade bunları dile getirmek gerekir. Dış politika ideolojik bir tartışma alanı değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle