08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 24 EYLÜL 2020 PERŞEMBE DİZİ TÜRK OCAKLARI GENEL BAŞKANI PROF. MEHMET ÖZ: Ayrıntılar Galatasaray Fenerbahçe maçını kim kazanır? Sevimsiz olmayı göze almayan birinin elinde kalem olması boşunadır. Herkese boncuk dağıtarak fikir oluşmaz. Nâzım Hikmet “Putları” yıkarken, sonunda beni severler mi, sevmezler mi, diye düşünmemişti. Bugün ona tuzak kuranlar unutuldu, anımsananlar da iyi anılmıyor. Sıcak gündem sorunlarına kendini çok kaptıran biri ayrıca yolunu yitirir. Bizim çağımız, bizim memleketimizde daha ağır yaşanıyor. Her birimiz sınav veriyoruz, susarken de söylerken de! Dış siyasette utanç verecek kadar lakayt halimiz ne denli umutsuz kılıyorsa her birimizi, muhalif liderin kıraathane açıklamaları da bundan farksız. Biri büyük, diğeri küçük konu değil mi? Değil! Her biri ideolojik düzeyi ortaya koyuyor. “Mavi Vatan” diye uydurulan kavram bir türlü sorgulanamıyor örneğin. Kim, neden şimdi önümüze koydu bunu diye? Mesele askeriymiş gibi sunularak özü saptırılıyor. Ekrandan konuşanlar en haklı olduğumuz konuda bile zırvalamayı başarıyor. HHH Bir kez susmaya alışınca kişi, boyun eğmeye devam eder; kimi kendine salt Fethullah hedefini seçmiş, oradan itiraz yükselterek diğer olan bitene kayıtsız kalıyor, bunu da yutalım istiyor. Yahu bu Fethullah denen adamın ardında kimler vardı, desenize hadi! Evren, Özal’dan alın, bu tarafa dek gelin. Nihayetinde zirveyi AKP ile yaptılar. Sanki cemaat, tarikat bataklığı kendiliğinden olmuş gibi sunuluyor. Dedim ya, mesele ideolojiktir. Bir kez laiklikten vazgeçtin mi, oradan sonrası bataklıktır. HHH Geçen gün Rıdvan Dilmen öyle zehir zemberek sözler etti ki ayak topunun nelere kadir olduğunu bir kez daha gördük. Eğer bunun üstü örtülürse şaşmayın. İşin içinde iktidar, para, şöhret, küresel ilişkiler, mafya var. Tarikatlar, cemaatler her yanda yuvalanmış. Hele de basın ayağı vıcık vıcık, ekrandan kabadayılık edenler sus pus, niye? Ben “3 Temmuz şike meselesi değildir, siyasal davadır dediğimde” gözü takımdaşlıkla kör olanlar saldırıyordu. Şimdi ne diyecekler bakalım. Başakşehir diye bir semt yoktu, önce onu yarattılar, ardından futbol takımı yaptılar, tek bir seveni olmayan bu ucube organizasyonu şampiyon ettiler, niye? Basbayağı ideolojiktir olanlar. Eski Cumhuriyet dedikleri dönemin iyi ya da kötü kulüpleri vardı, bunlar tasfiye olmadan nasıl kurulacaktı neoOsmanlı? Eğer Gökçek gözden düşmese, onun Osmanlıspor’unu da görürdünüz sahnede. Hep söyledim; Başakşehir’e karşı kim oynarsa onu tutarım diye. Adamlar şampiyon olunca kimler sevindiyse, ülkeyi bu hale getirenler onlardır. Futbol, hiçbir dönem futbol olmaktan bu kadar uzak olmamıştır. Biri çıkıp anlatsa ya milli takım kamplarında kimler FETÖ imamı olarak namaz kıldırmış mesela? Alevi gençler neden kadroya alınmamış, alınsa da ayrımcılık yapılmış onlara? Açıklasa ya Şenol Güneş, Fatih Terim, Ersun Yanal, Ünal Karaman... Alevi çocuğu Rıza Çalımbay, anasının cenazesini cemevinden neden kaldıramadı acaba? Diyarbakırspor’a yapılan ırkçılığa ne diyeceğiz? HHH Yanmaz kefen satan adamı filozof olarak her gün burnumuza sokanlar bugünler geçtiğinde elbet hesap verirler. O adam ki doğrudan on binlerin silahlandığını söylüyor, kıyamet kopmuyor. Devlet bunca silahlı adamın kim olduğunu, nerede bulunduğunu bilmez mi? Bilir elbette! Rıdvan “savcılar çağırsın” diyor, Cüppeli aynı, e ne bekliyorsunuz? Şu memleketin haline bakın hekimler terörist, yobazlar makbul vatandaş! HHH Hafta sonu Galatasaray Fenerbahçe maçını kim kazanır derseniz? İpucu vereyim, kumarhanelerde her koşulda masa kazanır! Elde kılıç, fütuhat... Ayrıntılar Ayrıntılar Bu çağın işi değil! Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz, milliyetçiliğin kucaklaşma ve ortak kültürü ifade ettiğini, bu kavramın da çağa ayak uydurması gerektiğini vurguladı. Prof. Öz’le Türk Ocağı Caddesi üzerinde, 1999’da katledilen Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın adını taşıyan spor salonunun hemen altındaki Türk Ocakları Genel Merkezi’nde görüştük. 1912’de kurulan Türk Ocakları, tarihini Çanakkale ile başlatıyor. İlk üyelerinin çoğu orada şehit olmuş. Bugün 80 şubesi, 20 bin üyesi var. Gençlerin gelip gitmesine izin veriyorlar ama olabildiğince az genç üye kaydediyorlar. Nedenini şöyle açıklıyorlar: “Siyasal bir gençlik hareketine dönmesinden yana değiliz. Ülkenin geleceğine yön verecek güçlü insanlar yetiştirmek istiyoruz.” Prof. Öz sorularımızı şöyle yanıtladı: Türk Ocakları’nın temelinde Yusuf Akçura’lar, Halide Edip’ler var. Sizin milliyetçilik tarifiniz nedir? Türk milletine hizmet etme davasıdır. Biz kendi tarihimize baktığımız zaman Türkçülüğün Esasları’nı yazan Ziya Gökalp’i hatırlamamız lazım. Gökalp, “millet ne sadece ırki ne sadece coğrafi ne sadece kan bağı kısaca millet ortak kültürü almış insanlar topluluğudur” diyor. Aynı zamanda ortak gelecek tasavvuru. Bizim milliyetçiliğimizin temeli bu. Gökalp, atlarda, hayvanlarda cins aranır der. İnsan için belli bir soydan gelmenin fazla bir önemi yoktur. Millet tarih içinde oluşan bir şey. Ortak kültür, ortak inançlar, ortak gelecek bir millet olma vasfına dayanır. Atatürk “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” der. Türk Ocakları bu ülkü ile kuruldu. Yusuf Akçura yayın organımız Türk Yurdu’nun kurucusu. Osmanlı’nın son döneminde Osmanlıcılık, İslamcılık denendi, birliği korumaya yetmedi. Bunların işe yaramadığının görülmesi üzerine Türk milliyetçiliğiyle bunu sağlamak hedefiyle Türk Ocakları kuruldu. Bir asır sonra birlik olma hedefi ne durumda? Yeni çağın diliyle bazı şeyleri yeniden yorumlamak gerekiyor. Bir kere etnikçi ve mezhepçi yaklaşımlara hayır demek gerekiyor. Bizim bir sloganımız var; hep birlikte Türk milletiyiz. Bazıları aldı, siyasi olarak kullandı ama o sloganı biz ürettik. Biz 12 Eylül öncesini yaşamış nesiliz. Biri etnikçilik, tırnak içinde Kürt meselesi, PKK’nın araç olarak kullanıldığı bölücülük hareketi. Bir de mezhepçilik. Biz bu ayrıma karşıyız. Kuruluşta temel ilke var; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti denir. Biz Prof. Dr. Öz bu anlayışı benimsiyoruz. Milliyetçilik anlayışını bu şekilde geliştirmek lazım. Türkiye dışındaki Türklerle bağınız nasıl? Baku ve Kerkük’te şubelerimiz var. Talep çok. Yardımlarımızı Türkmeneli, Turaneli adlarıyla öteki coğrafyalara yayıyoruz. Millettaşlarımızı düşündüğümüzü göstermemiz lazım. Türk dünyasının neresinde ne var, haberdarız. İdealimizle gerçekçiliğin sentezi Orta Asya ülkeleriyle kurulan bağlar ne ölçüde kurumsallaşabildi? Devletlerin mazilerinden gelenler var. Bazı şeyleri gücünüz oranınBatuhan Yüksel Ankara Üniversitesi öğrencisi Batuhan Yüksel’le ilk 2019’daki Ankara Kitap Fuarı’nda karşılaştık. O gün telefon numaralarımızı paylaşmış özçekim yapmıştık. Kimliğini Türk Ocakları’nda bulduğunu söylemişti. Dizi kapsamında bir kez daha buluştuk. Sorularımızı yanıtladı... ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ TÜRK OCAKLARI TAKİPÇİSİ BATUHAN YÜKSEL: ‘Sen yanmasan... Nâzım Hikmet’ten etkilenerek mi söylüyorsun? Tabii ki... Nâzım Hikmet sence neyi ifade ediyor? Her şeyden önce bu topraklarda yeBen yanmasam...’ tişmiş, acı çekmiş bir insan. Her ne kadar düşünceleri milliyetçi camiada değer görmese de “Nâzım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hâlâ” şiirindeki duyguları veren kaç şairimiz var? Kuvayi Kendini nasıl tanımlıyorsun? lar değiliz maalesef. Onun için ayakta Milliye’yi yazan kaç şairimiz var? Türk Ocakları’na gönül vermiş, miltutmakta zorlanıyoruz. Siyasettarikatti O şiir sende hangi duyguları canliyetçi bir ailede yetişmiş ve milliyetçi caret üçgeni ülkeyi deforme ediyor. landırıyor? lik duygusuyla beslenen bir insanım. Ba Türk Ocakları’nda ne buluyorsun, Yurtseverlik... Ben son yüzyılın en bübam askerdi, çok şehir gezdik. Doğu ne yapıyorsun? yük milliyetçisi olarak Atatürk’ü görüAnadolu’da çok bulundum. Süryaniler, Vizyonu ve misyonu Türklük bilinciyorum. Altı ilkeden biri. O dönemde çok Kürtler, Bursa’da Balkan göçmenleri... ni aşılamak. Türk dünyasına eğitim ve çaba var; Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Erzurum, Kars Terekemeler tanıdım. kültür aşılamak. Türk Ocakları bir par Kurumu hep bunun parçası... Bugün ayEn çok kimden etkilendin? tiye bağlı değil. Benim de en çok gitdınların halka ulaşma sorunu var. SiyasiŞırnak’ta bulunduğumuz yıllarda İsma me sebeplerimden birisi bu. Kurulduğu ler zaten bu konuda zayıf. il amca vardı. Köy korucusu... Muazzam 1911’den, Genç Kalemler, 190 TıbbiyeErdoğan’ın yerli ve milli sözü sana bir Türk milliyetçisiydi. Bana Türk milli li olaylarından itibaren her zaman Türkle samimi geliyor mu? yetçiliğini aşılayanlardan birisi de o oldu. rin yanında... Vatan bilinciyle hareket et Kesinlikle samimi gelmiyor... MilliKürt kökenli bir kişiden mi? miş. Bir partiye eleman yetiştirme kuru yetçiliği önce ayaklar altına alıyor sonEvet, Şırnak Beytüşşebap mezrasında. mu değil. Tarikatlar gibi devleti ele geçir ra yerli ve milli diyor. Ama milliyetçi3100 rakımlı yer. Karayolu yok. Kışın yol me düşüncesi yok. lik bir siyasi partide temsil edilecek kavkapanıyor. Bana en büyük milliyetçilik Hangi partiye yakınsın? ram değil. aşılamasını yaptı. Düşüncemi tam anlamıyla Şırnak’ta bulunmuşsun... O Ondan aklında kalan üç cümle nedir? Mücadele, vatan duygusu... Kardeşlik. Aynı sofraya oturduk... Bana babalık da yaptı diyebilirim. Onun Kürt kökenli olmasını nasıl değerlendiriyorsun? Bu toprakların insanıyız. Kültürümüz bir. Yemeklerimiz bir. Acımız bir. Türk bizi birleştiren çatı. Aslen Samsunluyum, Samsun’da ne kadar acı varsa Şırnak’ta da acı vardı. O insanlar da aynı şeyi histemsil eden bir partinin olduğunu düşünmüyorum. CHP, MHP, İYİ Parti’den arkadaşlarım var. Partizan olmanın da manası yok. Türk milliyetçiliği sence nasıl bir güç? Bir potansiyeli olÜSTÜMÜZE GELMEYIN bölgenin sorununa ne ad kogmBFbçaeiiirZlurtaikkuszmtklıtu,auuyeçrnşöltoku?aınğşyiğslomuetırinydai.ldoeHlilaeirreri.mlıgrSkieeızrefllteisiybrrbioueliyirrbtoyaare.srkeılayruymoKscşoraüiısmdrrüuutılğnnkdsıueo?nilldrıbeuebirnridblauieyzandoşd.erl.aau.ğrmDiy.l..ae...NbğD.aieKenğüoirlt dan dolayı apolitik olmaya sü şimi dilde başlatıyorlar, rükleniyor. Bir şeyi çok sıkar Kürt sorunu diyorlar ki sanız elinizden kaçar ya... çatıştırmak istiyorlar. Biz Üstümüze gelmeyin, ken bu topraklarda beraber settiği için çok zor olmadı. İsmail amca duğunu düşünüyorum di yolumuzu bulmaya yaşamışız. Ayrımız, gayrının oğlu Haşim’le de görüşüyoruz. So ama kullanma konusunçalışıyoruz. mız yok... Belki çok klasik bir nuçta armudun altına elma düşmez. da tökezlemeler yaşıyor. söz ama yaşadığım için böyle taİlk hangi kitapları okudun? Türk Ocakları akademisyen çevrif ediyorum. Bundan 100 yıl önce olNamık Kemal, Ziya Gökalp, Yusuf Ak resi çok geniş. En büyük temsilcilerimiz duğu gibi, Wilson prensipleri gibi dayatçura okudum ilk çağlarda. Zaten ilkokul akademisyenlerimiz, edebiyatçılarımız ma... Benim Şırnak’ta, o bölgede en çok da bunlar Atatürk’ün etkilendiği yazarlar olmak zorunda... Biz mükemmel bir alt gördüğüm eğitimsizlik. Aşiret ve tarikat olarak geçiyordu. Tırnak içinde sağ sol yapıya sahibiz. Ama bunu halka açamı liderlerine teslimiyet var... ayırt etmeksizin her şeyi okumak bilinç yoruz. Biz açamayınca farklı örgütler, ce Siyasal İslamla ilgili düşüncelerin lenmek istedim. Kampusta farklı köken maatler, neyse işte onlar açılıyor. ne? lerden, siyasi düşünceden arkadaşlarSen neler yapmayı düşünüyorsun? Ümmetçilik başımıza belalar açmış bir la konuşuyorum ve ortak sentez oluştur Bu vatanın neye ihtiyacı varsa yapaca şey. Açmaya da devam edecek... Filismaya çalışıyorum. 1920’li yıllarda Ata ğım. Gerekirse kendimi yakacağım... tin mi, Azerbaycan mı? Kutsal değerler türk nasıl bir çatı oluşturduysa, bunun Niye yakacaksın? ama... Ümmetçilikten fayda görmedik. geçerli olduğunu görüyorum. Ama biz o Şu anlamda yani; sen yanmasan, ben yan İslam ülkelerine bakalım hangisinde inyıllardaki kadar heyecanlı, özverili insan masam... Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa... san haklarından söz edebiliriz... da yapabilirsiniz. Fincancı katırlarını ürkütmeden bunu yapmak lazım. Mesela Nursultan Nazarbayan çok büyük bir Türk milliyetçisidir. Doğu Türkistan’da post modern soykırım yapılıyor. İnsanlar toplanıyor, “doğrular” anlatılıyor. Çin, onlara eğitim verdiğini söylüyor ama bu post modern soykırımdır. Buna Türk dünyasından gerekli oranda ses yükselmemektedir. Biz dillendiriyoruz. Kimse devlet olarak Çin’i karşısına almak istemiyor. İdealizmle gerçekçiliğin sentezini yapmak lazım. Maceracılık başka, çıkarları korumak başka. Atatürk’ün en büyük özelliği budur. İç barışı sağlamak için ne yapmalı, bu konuda ne yapıyorsunuz? Bu, kolay bir mesele değil. Gerçekçi olmak gerekir. Hem içten hem dıştan manipüle edilme durumu açıktır. Bu 100 yıl önce de böyleydi. Huntington, Medeniyeler Çatışması’nda Türkiye bölünmüş görünüyor. Laikanti laik, TürkKürt, AleviSünni şeklinde. Bunlar kullanıma açık... Acıları da ortak yaşadık. Örneğin 12 Eylül’de herkes işkence gördü. Tarihimiz ortak, en az bin yıllık. Biz ayrılıkçılığa karşıyız. Bu bakış ne Türke yarar ne Kürt’e. Cumhuriyet tüm vatandaşlarına eşit mesafede olmalı. Bir devlette bir resmi dil olur. Ama yurttaşlar istediği dili öğrenebilir, anadilini istediği gibi kullanabilir. Çeşitlilik zenginliktir, ama farklılık koymaya çalışmaya karşıyız. Bazı şubelerimizde Zaza vatandaşlarımız yönetimde. Bu çağ için Turan tarifiniz nedir? Türklerin bulunduğu her yerle ilgilenmek. Bizim Turanımız budur. Elbette siyasi açıdan da işbirliği olacak. Türklerin ruh birliği çok önemli. Millet aslında bir ruhtur. Manevi bir varlıktır. Yoksa elde kılıç fütuhat bu çağın işi değil. Bu çağ bilginin, iletişimin önemli olduğu bir çağ. Buna uygun şekilde iletişimi artırmak gerekiyor. Sonra fikir birliği, işte birlik... Küreselleşme karşısında milliyetçilik ne durumda? Türk milliyetçiliği kozmopolit küreselleşmeci anlayışa karşı. Vaka olarak küreselleşme tüm dünya köy olacak, devletler ortadan kalkacak... Öyle olmadığını gördük. Küreselleşme fakirlere felaketler getirdi. Milli devletleri parçalayarak daha kolay hegemonya istiyorlar. Küresel egemenlik mücadelesini bir veri olarak alıp güçlendirici önlemler almak gerekir. Siyasal İslam yanlış proje Siyasal İslam akımına nasıl bakıyorsunuz? Çok yanlış bir proje. Bu zihniyetin İslam dünyasına faydası dokunmamıştır. Türkiye’deki etkileri de olumlu olmadı. Din, millet kimliğimizin taşıyıcı unsurudur. Bunu din bezirgânlarının eline bırakmadan, iyi yetişmiş insanlar aracılığıyla gençlere anlatmamız lazım. Bu anlamda biz ilahiyatçı arkadaşlarımıza çok önem veriyoruz. İslam dünyasının çağın gerisinde kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? En önemli etken Batı’daki zihniyet değişimini anlamamasıdır. Bu hümanizmayla başlıyor. Rönesanla, coğrafi keşiflerle... Bugün de en önemli mesele... Beka bilimdir, teknolojidir. Türkiye’de çok yanlış bir üniversite politikası var. Yaygın üniversite yerine meslek edindirmek lazım. Diplomalar işe yaramıyor. Bu yanlış. İngiltere’de yükseköğretimdeki öğrenci sayısı 2.5 milyon, Türkiye’de 78 milyon... Biz daha mı zenginiz? Türkçe de Anadolu’yu fethetti Prof. Ahmet Taner Kışlalı, “1071’de Türkler Anadolu’yu fethetti Anadolu da Türkleri” diyor, katılır mısınız? Anadolu Türkleşmesi, İslamlaşması ayrı bir konu... 1071’den çok önce de geldik. Ama 11’inci yüzyıldaki geliş kalıcı geliş. Devlet kurmak üzere geliş. Biz burayı Roma’dan aldık. Bizans ordusunda da Türk komutanlar var. Haçlılar geldi bu topraklara Türkiye dedi. Biz demedik. Güneydoğu’ya da Türkomanya derler, yani Türkmen yurdu. Biz geldiğimizde burada yaşayan unsurlar varlıklarını sürdürdü. Bir de Moğol istilasında Cengiz’in önünde gelenler oldu. Kültürel etkileşimde Kışlalı haklı. Şu da var; burayı Türkçe de fethetti. 13’üncü yüzyıl ikinci yarısından itibaren yazı, edebiyat dili oldu. Karşılıklı etkileşimdir. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle