08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 24 EYLÜL 2020 PERŞEMBE AYM BAŞKANI ARSLAN, SOYLU’NUN İSMİNİ ANMADAN YANIT VERDİ: Önce doğru anla Eğitimsisteminiyedüzelmez? Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’dan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “AYM kararları” eleştirisine isim vermeden yanıt geldi. Arslan, “Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir” dedi. AYM’ye bireysel başvurunun kabulünün 8. yılı nedeniyle, “İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapacağı duyurulan Başkan Arslan, kayınpederi Derviş Tarakçı’nın vefatı nedeniyle açılışa katılamadı. Aslan’ın konuşma metnini AYM Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan okudu. Arslan, metninde, AYM’nin ihlal bulduğu başvurular arasında “ifade özgürlüğü” şikâyetlerinin önemli bir yer tuttuğuna işaret ederek “Terörün ifade özgürlüğünün önündeki en büyük tehditlerden biri olduğu herkesin malumudur. Terörle mücadele tarihinde demokratik devletlerin Mahkeme kararlarının eleştirilebileceğine vurgu yapan Arslan, “Görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir” dedi. zaman zaman düştükleri bir tuzak vardır. Bazen hukuku bir kenara bırakarak ya da bir süre askıya alarak mücadele etme zorunluluğundan bahsedilir. Aslında bu, tam da teröristlerin istediği şeydir. Hukuku ayak bağı olarak gören bir anlayış ve uygulamanın, verilen haklı mücadeleye gölge düşürebileceği ve uzun vadede ağır maliyetlere yol açabileceği bilinmektedir” dedi. Siyasi alanda da internetin önemli bir işlev gördüğünü, devlet başkanlarının en önemli mesajlarını sosyal medya üzerinden verdiğini anlatan Arslan, ortaya çıkan yönetim modellerini ifade etmek için “twitokrasi” gibi kavramların icat edildiğini söyledi. ‘Dil, kişiliği yansıtır’ Başkan Arslan, konuşma metninde, İçişleri Bakanı Soylu’nun AYM kararlarına ilişkin eleştirilerine de üstü kapalı yanıt verdi. Aslan, “Yargı kararlarının eleştirilmesi de ifade özgürlüğü kapsamındadır. Yargı kararları, özellikle Anayasa Mahkemesi kararları, kutsal metinler değildir. Eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir. Bundan en fazla kurumsal olarak kararları eleştirilen yargı kurumu faydalanır” dedi. Herhangi bir metni eleştirmek için onu okuyup anlamak gerektiğine işaret eden Arslan, “Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir... Eleştirinin eleştirilenler bakımından etkili ve faydalı olabilmesi büyük ölçüde kullanılan üsluba bağlıdır. Çoğu kez ‘nasıl’ söylediğiniz, ‘ne’ söylediğinizin önüne geçer. Hiç şüphesiz üslup ya da ifade tarzı da ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır. Elbette herkes dilediği üslubu tercih etmekte serbesttir. Ancak yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır” değerlendirmesini yaptı. Arslan, kullanılan dilin kimliği ve kişiliği yansıttığını, Mesnevi’de Mevlana’nın, “İnsan, dilinin altında gizlidir. Bu dil, canın kapısına perdedir. Bir rüzgâr perdeyi savurunca, evin içindeki sır bize aşikâr olur” dediğini aktardı. Kamuoyuna çağrıda bulunan Arslan, “Anayasa Mahkemesi’ne katkı yapmak istiyorsanız, lütfen kararlarımızı eleştirin. Eleştirileri gerçekten dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz” ifadesini kullandı. Ne olmuştu? AYM’nin “Şehirler arası karayollarında gösteri ve yürüyüş düzenlenemez” hükmünü iptal etmesini eleştiren Soylu, AYM Başkanı Aslan’a, “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum, kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım, sen var mısın?” demişti. l ANKARA/Cumhuriyet KILIÇDAROĞLU, MILLI EĞITIM BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI YAPTI: Derslik sorununu çözeriz FİGEN ATALAY CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eğitimde derslik ihtiyacının CHP’li büyükşehir belediyeleri tarafından karşılanabileceğini, “57 bin derslik ihtiyacı olduğu ifade ediliyor. ‘Türkiye’nin eğitim sorunlarını siz çözün’ deseler, bir yıl içinde var olan sorunları çözebiliriz” dedi. Kılıçdaroğlu, Evrensel Hizmet Fonu’ndaki paraları da gündeme getirerek, dava açacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, eğitim editörleri, bazı eğitim kuruluşları temsilcileri ve eğitim uzmanlarıyla çevrimiçi toplantıyla bir araya geldi. Toplantıda Kılıçdaroğlu, katılımcıların görüşlerini dinledikten sonra değerlendirme yaptı. Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) dilekçe ile başvururak çözüm önerileri sunduklarını, bilgisayar veya tabletin Evrensel Hizmet Fonu’ndan sağlanabilceğini aktardıklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Bir grup avukat arkadaş Evrensel Hizmet Fonu’nun ne olduğunu, bu paraların nerede durduğunu, bu paralarla neden yoksul aile çocuklarına bilgisayar alınmadı diye bir dava açacaklar. Bu davayı kazanma şansları çok yüksek” diye konuştu. 7 milyon 983 bin öğrencinin EBA’ya ulaşamadığı ve sistemin çöktüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “57 bin dersliğe ihtiyaç olduğu ifade ediliyor eğer ihtiyaç varsa bize yer gösterin büyükşehir belediyelerimizin olduğu yerde biz yapacağız, MEB’in cebinden beş kuruş çıkmayacak. Velilerden para da istemeyeceğiz. Bize yer gösterdikleri takdirde yapacağız, MEB’e vereceğiz. MEB ve Saray müdahale etmesin, derslik sorunlarını en geç bir yıl içinde çözeriz.” ‘BIR YARGICIN VERMESI GEREKEN CEVAP’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın, isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verdiğe yanıta ilişkin “Bir yargıcın vermesi gereken bir cevap. Soylu, bu cevabın ağırlığını kavrayabilir mi endişelerim var. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup, Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğunu ifade etmek enteresan bir şey” dedi. Kılıçdaroğlu, dün, Halk TV’de katıldığı programda gündemi değerlendirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın düğününün ardından Erdoğan’ı ziyaret ettiği anımsatılan Kılıçdaroğlu, “Bir savcı soluğu Saray’da alır ve fotoğraf verirse bu doğru değildir. Artık Cumhuriyetin savcısı diyemeyiz. Saray’ın savcısı diye kullanabilirsiniz. Erdoğan’ın avukatı önünde esas duruşa geçen savcılar da var. Bazı yargıçların doğrudan Saray’dan, hatta Erdoğan’ın avukatlarından talimat aldıklarını, savcıların, o avukatların kültablası istedikleri zaman ayağa kalkıp o kültablasını onun önüne koyduğunu gayet iyi biliyorum. Ama bunların sayısı az” ifadelerini kullandı. Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianame anımsatılan Kılıçdaroğlu, “Bu tür iddiaları Demirtaş alacak, göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır. Savcı, yargıç eleştirilemeyecek mi?” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, dış politikaya ilişkin de “Dünyaya savaş ilan edecek neredeyse beyefendi. Ne oldu? Oturdu masaya. Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz farkında değiller” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Yalan makinesine bağlamak lazım” sözüne yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Erdoğan ve Bahçeli hazırsa yalan makinesine bağlanmaya hazırım” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda oluşturulan yeni birime ilişkin de Kılıçdaroğlu, “Totaliter yönetimin güçlendirilmesi için oluşturulan bir birim. Korkan insanlar bunu yapar” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet SAMİ ELVAN: GÜL VE BAHÇELİ ARADI Adalet sağlansaydı çocuklar ölmezdi Gezi Direnişi sırasında Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu 269 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin davanın 17. oturumunda da karar çıkmadı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Berkin Elvan’ın ailesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Burada konuşan Taksim Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar, “Bugüne kadar adalet talebimiz engellendi” dedi. Duruşmada konuşan baba Sami Elvan, “Hiçbir olay yokken benim çocuğumu bu ekrandaki katil, tetikçi vurdu. Ailem yedi yıldır acı çekiyor. 13 yaşındaki bir çocuğun terörist olduğu iddiasını aklamanız gerek. O dönem Abdullah Gül, Devlet Bahçeli arayıp başsağlığı, diledi. Bu çocuk teröristse bu insanlar başsağlığı diler miydi? İsterseniz beni idam edin ama söyleyeceğim. Benim çocuğumun katili bu ülkenin Cumhurbaşkanı’dır. Karar verirken çocuğunuz varsa aklınıza onları getirip verin” ifadelerini kullandı. ‘Adalet öldü’ Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ise beyanında, “17 duruşmadır bu mahkeme o katili aklamaya çalışıyor. Öldürülen çocukların suçlusu, adaleti sağlamayanlardır. Eğer adaleti sağlamış olsaydınız çocuklar ölmeyecekti. Van’da çalışıyor şimdi o polis. Ne zaman Van’da bir haber görsem bunu o katil mi yaptı, diyorum. Beni, Ethem Sarısülük’ün ailesini tehdit etti polisler. Çocuklarınızı öldürdük sıra sizde dediler. Ne oldu onlara, hiçbir şey? Adalet bu ülkede öldü” dedi. Duruşmada olay anı görüntüleri yayınlanması öncesinde Elvan ailesi salonu terk etti. Ailenin Avukatı Can Atalay, “Heyetinizin bu toprakların adalet açlığına bir nebze çare olmasını diliyoruz” dedi. Sanık polis memuru F.D. ise “Kanıtlanmış bir durum yok, benim kimsenin ölümüyle yaralanmasıyla ilgim yoktur” dedi. D’nin sözlerine Gülsüm Elvan, “Katilsin, oğlumu vurdun” diye tepki gösterdi. Dosya, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa gönderildi. Duruşma aralık ayına ertelendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Soylu pahalılıktan şikayet etti! İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da katıldığı İnşaat Emlak Birimleri Eğitim ve Koordinasyon Toplantısı’nda İstanbul’a tayin ettikleri polislerin yüzde 45’inin yüksek ev kiralarından dolayı İstanbul’a gitmek istemediğini söyleyerek hayat pahalılığından şikâyet etti. “Bazı yerler var, kiralık ev bulabilmek mümkün değil” diyen Soylu, “Bizim bakanlığımız rotasyon bakanlığıdır. Bakanlığımızda jandarmadan emniyete kadar arkadaşları, Türkiye’yi turlattırıyoruz. Bazı yerler var, kiralık ev bulabilmek mümkün değil. Hadi gitsin de Bodrum’da bir polisimiz kiralık ev bulsun parayla bakalım” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi AKP iktidarının en başarısız olduğu konu eğitim. 18 yıldır eğitim, yap boz tahtasına döndü, devlet okullarında çocuklar iyi eğitilemiyor, veliler boğazından kesip özel okula yolluyor. Müfredat değişti, felsefe, müzik, resim gibi derslere, sanata, kültüre yer yok, varsa yoksa din dersi! Anadolu liseleri azalırken gençler istemedikleri halde imam hatip okullarına yönlendiriliyor. Köyde kasabada açılmasına izin verilen özel üniversitelerin tek derdi öğrencinin parasının esnafı, kasabalıyı kalkındırması. Buralarda ne bilim yapılır ne iş öğrenilir! Zaten üniversite mezunları arasındaki işsizlik yüzde 30’ları buldu. Birkaç üniversitenin birkaç bölümü dışında eğitim yapmak, boşuna zaman ve para kaybı. AKP iktidarı bilmiyor mu eğitimi yoluna koymayı? Bilir de yapmaz! Neden? Bir üniversite rektörü bile çıktı bize okumuş insan lazım değil, diyebildi! Çünkü eğitimli insandan oy alamaz, alamıyor! Her seçimden sonra bunu yazıyorum diye beni elitist olmakla suçluyorlar ama ben sadece istatistiklerdeki gerçeği yazıyorum, benim şahsi fikrim değil, gerçek bu. Eğitimli insan yanlışları görüyor, eleştiriyor, körü körüne itaat etmiyor! Sadece yağmadan pay alacaksa iktidara yanaşıyor. AKP de bunu bildiğinden var olan üyelerine yenilerini katmak için üye kampanyası açtı, promosyon bile yapıyor! Gariban, belki işe sokarlar, yardım parası bağlarlar diye üye oluyor. İş liyakate değil, AKP’liye, büfeler bile! Karaköy’de ve Üsküdar’da 2 bin lira kirayla büfe mi olur? AKP’li eğitimliyi küçümser AKP böyle yapa yapa kendi insan tipini yarattı; bakınız Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu! “Stanford’dan doktoram var, ben internetçi çocuk değilim” diyen İYİ Partili Belediye Meclis üyesi Vedat Taylan Yıldız’ı aşağılamasını sürdürürkenki sırıtışını gördünüz, o gülüşüyle neye benzediğini de! Bu insan tipinin temel özellikleri, okumuşu, kadını, genci küçümsemesi, her tepesi attığında şiddet uygulamaya kalkması, bir tür primat olmasıdır. Bakınız, gece otobüse bisikletiyle binen kadına saldıran otobüs şoförü! Sırf gece sokakta diye, belki de içki içmiş, moda deyimle alkol almış bir kadına, ben sarhoş taşımam diye bağırıp saldıracak kadar kendinden emin! Bunların okumuşu Burhan Kuzu! Güya anayasa profesörü ama suçluyu korur, esrar kaçakçısını mahkemeden kaçırmaya çalışır, bugün öyle, yarın böyle üfürür. Okumamışını milletvekili yaparlar, namı diğer Yeliz, eski şoförü, görevi TBMM’de kavga çıktı mı dövüşmek! EBA çöker tabii Pandemiyle birlikte eğitim sistemi tamamen çöktü. EBA dedikleri, internet üzerinden sözde eğitim, yoksulla varsılı hepten ayırdı: Reisi dinleyip 34 çocuk yapmış gariban aile, hadi buyur, EBA’dan ders yaptır çocuğuna? Evde internet bile yok. TV bir tane. Hangi birinin dersini açacaksın? Ne tablet var ne bilgisayar ne akıllı telefon, internet olsa ne yazar; internetin hızı, Bulgaristan’dakinden bile düşük. İnterneti bırakın, elektriği bile sıkıntılı; “Okulumu, arkadaşlarımı çok özledim” diye ağlıyor çocuklar! Uzaktan değil, YOK eğitim! Okuyan, hangi ülkeye kapağı atarım diye aranıyor. Burada kalıp harcanayım mı, bisiklete biniyorum, sokakta geziyorum, bira içtim diye dayak mı yiyeyim, işsiz mi kalayım, hak yok, hukuk yok, diyor kendi partisine oy vermiş gençler bile! Eğitimin çöktüğü, sağlıkçıların şiddete maruz kalıp özlük haklarını bile alamadığı, hukukun Kaf Dağı’nın arkasında olduğu, okumuş diplomatın monşer diye sistem dışı bırakılıp yerine tarikatçının, rüşvetçinin atandığı sistemde koşun 18 yıllık iktidar partisine üye olun, dışarıda kalan daha da beter olacak çünkü! ‘KOCAMAN’I HEDEF GÖSTERDİ’ İDDİASI Demirtaş’a ‘başsavcı’ iddianamesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında “Terörle Mücadele Yasası” kapsamında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede, Demirtaş’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ı “teröre hedef gösterdiği” gerekçe gösterildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir iddianame hazırladı. Demirtaş’ın, mahkemede yaptığı savunmada Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ı hedef gösterdiği gerekçesiyle Terörle Mücadele Yasası kapsamında hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istendiği belirtildi. Demirtaş’ın, 7 Ocak’taki duruşmada, “Benimle ilgili operasyonun yürütücüsü bizzat Başsavcı. Devran dönüyor, halk var, millet var” sözleriyle, “örgüte talimat” izlenimi uyandıran bir savunma yaptığı iddia edildi. “Bugün, yarın fark etmez, bunun hesabı sorulacak” sözleriyle ise Kocaman’ı, “tehdit” ettiği belirtildi. ‘Şiddet çağrısı’ Bunun üzerine başsavcılığın harekete geçtiği belirtilen haberde, Demirtaş’ın avukatları aracılığıyla sosyal medyada paylaştığı bazı mesajlar da incelenerek gerekçe gösterildi. Bu kapsamda Demirtaş’la ilgili iddianame hazırlandı. Demirtaş’ın söylemlerinin “bir açıdan şiddet çağrısı” olduğu söylenen iddianamede, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesi gereğince Demirtaş’ın 3 yıla kadar hapis ile cezalandırılması istendi. Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman ise, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Demirtaş, hukuk dışı bütün sürecin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın üzerinden yürüdüğünü söylemişti. Bundan rahatsız olmuşlar herhalde. Demirtaş’ın yaptığı, ettiği, konuşmasına savunma açılıyor. Şimdi bu davada yaptığı savunmaya da dava açılacak. Yüksel Kocaman dün Saray’da boy gösteriyor, bugün iddianameyi açıyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet KANDİL’İ ORTAĞINA SOR CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP’li İsmet Büyükataman’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TTB’yi ziyaretini eleştirerek “Kandil’i de ziyaret edecek mi”yönündeki sözlerine tepki göstererek “Kandil’in yolunu arıyorsanız o yolu size kayıtsız, şartsız destek verdiğiniz büyük ortağınız gösterir” dedi. Özel, dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda gündemi değerlendirdi. EBA’nın çöküşüne ilişkin Milli Eğitm Bakanı Ziya Selçuk’u eleştiren Özel, “Eğitimi şirket yönetir gibi yöneten bakan her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştır” dedi. MHP Genel Sekreteri Büyükataman’ın, Kılıçdaroğlu’na yönelik sözlerini de yanıtlayan Özel, “Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanmadan önce sizin büyük ortak İmralı’ya adam yollayıp devletin ajanslarına mektup okuttu. İstanbul’u Millet İttifakı kazanmasın diye, sizinkiler Erbil’e TRT kamerası yollayıp kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’a mikrofon tuttu. MHP’nin Genel Sekreteri, desteğini esirgemedikleri AKP siyasetinin Kandil’in yolunu ne kadar iyi bildiğini hatırlasın” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle