21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY 5 19 TEMMUZ 2020 PAZAR CHP, 2 yıl süren OHAL sürecindeki ihaleler için araştırma komisyonu istedi: Meclis OHAL’deki ihaleleri incelesin CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2 yıl süren olağanüstü hal (OHAL) dönemindeki ihalelerin mercek altına alınması gerektiğini belirterek, TBMM Başkanlığı’na OHAL dönemindeki ihalelerin incelenmesi için araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önerge verMAHMUT di. CHP Grup BaşkanvekiLICALI li Özgür Özel de kamu ihalelerinin belirli firmalara verildiğini belirterek, kamu ihalelerindeki zararın boyutlarının belirlenmesi için araştırma komisyonu kurulmasını istedi. CHP’li Erkek, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve 3 aylık sürelerle toplamda 7 kez uzatılarak 2 yıl süren OHAL döneminin pek çok açıdan tartışmalı olduğuna dikkat çekti. OHAL’in iktidarın keyfi rejimine dönüştüğüne işaret eden Erkek, bu süreçte muhalif avının yaşandığına, FETÖ ile ilişkili olmayan pek çok konuda düzenlemenin yapıldığına dikkat çekti. Aynı süreçte referandum ve seçimlerin de yapıldığını belirten Erkek, OHAL sürecinde yaşanan hukuk ÖZEL’DEN ‘5 ŞIRKET’ VURGULU ÖNERGE CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede son 5 yılda gerçekleştirilen kamu ihalelerinin araştırılmasını istedi. Özel, önergesinin gerekçesinde son 5 yılda ihale bedeli 100 milyon TL’nin üzerinde olan yapım ihalelerinin parasal değer olarak yüzde 27’sinin beş inşaat şirketine verildiğine dikkat çekti. Özel, söz konusu ihaleler verildikten sonra proje bedellerinin artırılarak kamunun zarara sokulduğu iddiaları başta olmak üzere kamu ihalelerindeki usulsüzlük iddialarının araştırılmasını talep etti. Özel, önergesinin gerekçesinde şunları dile getirdi: “Kalyon İnşaat, Kolin İnşaat, Cengiz İnşaat, Makyol İnşaat ve Özgün Yapı’dan oluşan ilk beş şirketin isimleri; iktidara yakınlıkları nedeniyle kamuoyuna oldukça tanıdık gelmektedir. Yapılan çalışmalar bu firmalara verilen ihalelerin çok büyük bir bölümünün, Kamu İhale Kanunu’nun, pazarlık usulünü düzenleyen ve kamu ihalelerinde rekabeti ortadan kaldıran, iktidarın ihaleleri istediği firmalara vermesine olanak sağlayan 21’inci maddesi kapsamında yapıldığını gösteriyor.” suzlukların ayrıntılı denetim, araştırma ve soruşturmalara konu olmasının yanı sıra bu dönemde gerçekleştirilen ihalelerin de özel olarak incelenmesi gerektiğine işaret etti. ‘Türkiye 13 sıra geriledi’ Erkek; olağan dönemde bile mevcut iktidarın en tartışılan uygulamalarından biri olan kamu ihaleleriyle ilgili OHAL dönemindeki uygulamaların mercek altına alınması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin 2019 yılında açıklanan yolsuzluk algı endeksinde bir yıl içinde 13 sıra birden gerilediğini kaydeden Erkek, “20132019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan üç ülkeden biri olan Türkiye’nin, bu sürede 38 sıra gerilediği de dikkat çekiyor” değerlendirmesinde bulundu. ‘Neden ticari sır?’ Bir yerde yolsuzluk var ve bu konuşulmuyorsa orada demokrasiden söz edilemeyeceğini dile getiren Erkek, şunları kaydetti: “Çünkü demokrasinin temelinde, vergi veren yurttaşın, bunların nereye harcandığını sorgulayabilmesi yatmaktadır. Eğer iktidar, halkın vergisini yine halk için harcıyorsa halka hesap vermekten neden kaçınsın? Sayıştay raporlarını neden gizlesin? Bir iktidar, yandaşlara kaynak aktarmıyorsa, ekonomi çakılırken dolarla geçiş ve uçuş garantileri verilen otoyol, köprü ve havalimanı ihalelerini ticari sır olarak saklama gereği duyar mı?” OHAL döneminde gerçekleştirilen ihalelere ilişkin soru işaretlerinin olağan dönemlerden geri kalmadığını kaydeden Erkek, Kamu İhale Yasası’nda düzenlenen doğal afet, salgın hastalık gibi öngörülemeyen olaylarda ihalenin ivedilikle yapılmasına ilişkin istisnanın iktidar tarafından olağanlaştırıldığını kaydetti. Erkek, OHAL dönemindeki ihalelerin incelenmesi talebiyle Meclis araştırması açılması için TBMM Başkanlığı’na önerge verdi. Önergede OHAL döneminde yapılan kamu ihalelerinin şeffaflık ilkesi doğrultusunda TBMM’deki kurulacak bir komisyon tarafından incelenmesinin gerektiği ifade edildi. l ANKARA İBB Meclisi’nde AKP döneminde kiraya verilen büfeler tartışma konusu oldu Çok ucuza yandaşa verilmiş! HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait şehir genelindeki büfelerin geçmiş dönemde ne kadara kiralandığı ortaya çıktı. 2018 yılında 181 büfe aylık toplam 264 bin 595 liraya, 2019 yılında ise 176 büfe toplam 313 bin liraya kiralanmış. İBB Meclisi gündemine gelen yeni büfelerin açılmasına ilişkin teklife AKP ve MHP grubu karşı çıktı. CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı “Bazı arkadaşlar büfe mevzusuna çok meraklılar. 176 büfenin toplamından elde ettiğimiz gelir 313 bin 165 lira. Ortalaması 1779 lira. Bak bak bak inanılmaz! İstanbul’un en değerli yerleri hangi yancılara, hangi yandaşlara verilmiş? Onlara bakmak gerekir diye düşünüyorum” dedi. İBB Meclisi’ne gelen tekliflerde büfe, gazete satış büfesi ve çiçek satış büfelerinin işletmesinin belediye iştiraklerine devredilmesi ve belediyenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlarda yeni büfe konumlandırılması talep edildi. AKP ve MHP’li üyelerin çoğunluğa sahip olduğu komisyonda işletmenin devredilmesi kabul edildi ancak yeni büfe açılması talebi reddedildi. Kiraları açıkladı Teklifin görüşüldüğü sırada söz alan Tarık Balyalı “Bazı arkadaşlar büfe mevzusuna çok meraklılar. Ben buraya gelirken geçmiş dönemde ne olmuş diye bakayım dedim. Aldım geldim. Elimizdeki listeye göre Kültür A.Ş. iştirakimizde 176 tane gazete büfesi bulunmakta. Geçmiş dönemde bunların hepsi bir şekilde kiraya verilmiş. İstanbul’un en değerli noktalarında” dedi. “Peki 2019 yılında acaba biz bu gazete satış büfelerinden ne kadar gelir elde etmişiz” diye soran Balyalı özetle şöyle konuştu: “176 büfenin toplamından elde ettiğimiz gelir 313 bin 165 lira. Ortalaması 1779 lira. Bak bak bak inanılmaz! Bunu da geçtim. İstanbul’un en değerli yerlerine satış büfelerini koyacaksınız bin lira, bin 500 lira bilemediniz, 2 bin lira kira bedeli alacaksınız, belediyeyi zarar ettireceksiniz, bize yandaşlardan, yancılardan bahsedeceksiniz. Şimdi dönüp bakmak lazım İstanbul’un en değerli yerleri hangi yancılara, hangi yandaşlara verilmiş?” ‘Komisyon kurulsun’ İYİ Parti İBB Meclis Üyesi Suat Sarı da bu büfelerin kimlere ait olduğunu ortaya çıkaracak ve kimlere verileceği konusunda standart belirleyen bir komisyon kurulmasını önerdi. AKP’li Meclis üyeleri ise özetle “İBB’yi korumak için ‘ret’ veriyoruz aslında. Dilediği yere büfe konumlandırma yetkisi isteniyor. Biz de kabul etmiyoruz. Arkadaşların kızmasına küsmesine gerek yok” dedi. ‘YERLİ OTOMOBİL’ FABRİKASININ TEMEL ATMA TÖRENİNDE KONUŞTU Erdoğan yine CHP’ye yüklendi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Yerli Otomobil’ fabrikasının temel atma töreninde CHP’ye yüklendi. Erdoğan, “CHP’nin takoz siyasetine rağmen ülkemizi her alanda hayalleriyle buluşturduk. 60 yıl önce de Devrim arabalarına aynen bu şekil saldırıyorlardı. Bu iftira furyasının o zamanlar başını çekenler, tıpkı bugün olduğu gibi yine CHP medyası olmuştur. İnsanımıza tepeden bakan, ona ‘makarnacı, göbeğini kaşıyan adam’ diyen anlayışla çarpışarak bugünlere geldik; son 18 yılda tabiri caizse hem şeytan taşladık, hem tavaf yaptık” dedi. Erdoğan, dün “Türkiye’nin Otomobili”nin üretileceği TOGG Mühendislik, Tasarım ve Üretim Tesisleri İnşaatının temel atma törenine katıldı. Burada konuşan Erdoğan, “60 yıllık hayalimizi gerçeğe dönüştürmek için tarihi bir adım atıyoruz. 5 işadamıyla yola çıktık. Öyle ya da böyle. Ölmek var dönmek yok. Herhangi bir aksilik olduğunda devletimizin hazinesi bu işi bitirmeye yeter. Salgına rağmen devasa bir projenin hayata geçirilmesinin haklı gururunu yaşıyoruz” açıklamasında bulundu. Fabrikayı 18 ayda tamamlayarak otomobili 2022’nin son çeyre ğinde banttan indirmeyi planladıklarını söyleyen Erdoğan, “Anketlere göre milletimizin yerli otomobile desteği yüzde 95 oranının üzerinde. Üretime geçtikten üç yıl sonra binek otomobiller de ülkemizde ilk marka olacaktır. Fabrika alanında 4 binin üzerinde vatandaşımız istihdam edilecek. Türkiye’nin otomobilinin alametifarikası elektrikli olmasıdır.Mayıs ayında sanayi üretiminin nisan ayına göre yüzde 17,4 arttığını kaydeden Erdoğan, “Bu performansla Amerika, Çin, Almanya, Güney Kore ve Rusya gibi ülkeleri de geride bıraktık” diye konuştu. l İç Politika KOMISYONDA SATIN ALMAYI KABUL ETTILER, MECLISTE REDDETTILER AKP’den Kenter Tiyatrosu engeli HAZAL OCAK Tiyatronun duayen isimlerinden Yıldız Kenter ve kardeşi Müşfik Kenter tarafından 1968’de kurulan Kenter Tiyatrosu’nu Şehir Tiyatroları bünyesine katmak için harekete geçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), AKP’li meclis üyelerinin engeline takıldı. İBB Meclisi’ne gelen teklifte taşınmazın satın alınması talep edildi. AKP’li meclis üyeleri teklifin görüşüldüğü komis yonda satın alma işlemini uygun gördü ancak teklif İBB Meclisi’ne gelince geri çekilmesini istedi. CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı teklifin son anda geri çekilmesine tepki göstererek “Bu tam olarak bir intikam hareketidir. Bugün tartışmalar nedeniyle AKP’nin intikamcı davranışı yüzünden komisyona geri çekiliyor. Uzun süre konuşulmuş, tartışılmış sonuca bağlanmış. Bunların hiçbir önemi yok. AKP için İstanbul’un önceliği diye bir şey yok, onların siyase tinin önceliği var” dedi. AKP’li Meclis üyesi Muhammed Kaynar da Yıldız Kenter ismiyle ilgili bir sorun olmadığını satın alınması talep edilen taşınmazla ilgili bazı teknik sıkıntılar olduğunu söyledi. Teklif ilgili komisyona iade edildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geçen yıl hayatını kaybeden usta tiyatrocu Yıldız Kenter’in cenaze töreninde yaptığı konuşmada Kenter Tiyatrosu’nun İBB bünyesine alınması için söz vermişti. CHP’nin 37. kurultayı CHP’nin değil, Türkiye’nin! CHP’nin 37. olağan kurultayı, Türkiye’nin temel kurumlarının ortadan kaldırıldığı, hukukun evrensel değerlerden koparıldığı, ekonomide milyonların alın terinin değil, iktidar çevresinin kollandığı bir dönemde yapılıyor. Türkiye’nin yolculuğu, öteden beri ya uçurumun kıyısında ya darboğazlarda sürer! Ancak bu sefer kaptan koltuğunda oturanların Türkiye kaygısından önce kendi varlıklarını koruma, kendi devlet ve toplumlarını kurma hedefi var. AKP, kendi devlet kurumlarını oluşturdu. Şimdi kendi toplumunu oluşturmayı hedefliyor. Koronavirüsten FETÖ ile mücadeleye kadar her şeyi bu hedeflerin aracı haline getirdi. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse’nin, “Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor” değerlendirmesi bir gerçeğin fotoğrafıdır. Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na atanan Prof. Ahmet Yaramış’ın pişman olmuş FETÖ’cülere sahip çıkalım, affedelim anlamına gelen sözlerini de bunun yanına koymak gerekir. AKP FETÖ’yle, devlete sızdığı için değil, iktidara başkaldırıldığı için mücadele ediyor. Erdoğan’ın yıllarca karşı çıktığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çıkarlarına ters bulduğu “Ayasofya açılımını” bir çırpıda her şeyi çiğneyerek hayata geçirmesi, “bu kadar da olmaz” denilen her şeyi yapabileceğini bir kez daha gösterdi. HHH CHP Kurultayı işte böyle bir süreçte yapılıyor. Kurultayın sloganı, iktidar! 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde elde edilen başarının ardından bu hedefle kurultay yapmak CHP’ye yakışır. Tabii ki içini doldurmak, bu hedefi başta CHP tabanı olmak üzere tüm topluma mal etmek koşuluyla! Yıllardır 40’lık çivi gibi CHP kimliğini vazgeçmez bir benlik olarak yaşayan, partide kişisel olarak gelmek istediği bir yer bulunmayan bir ağabey geçenlerde aradı, şöyle dedi: “Hedef, parti içi iktidarsa bundan kuşkum yok genel merkezin hâkimiyeti tam. Ama ülkede iktidarsa bu konudaki çalışmaları, daha geniş kesimlere ulaşmak için yapılacakları biz de bilmek isteriz...” 37. kurultay, CHP’nin içindendışından yükselen bu tür beklentilere cevap vermek için büyük bir fırsat. Ancak 2526 Temmuz’daki kurultayın mevsimi, ortamı, siyasal iklimi, CHP tabanıyla araya konan sosyal ve siyasal mesafe buna engel görünüyor. Kurultay öncesi oluşan hava bu. Kurultayı düzenleme sorumluluğundaki yöneticilerde 27 Temmuz sabahı mutluluğu var. Eğer bu, toplumda yepyeni bir heyecan yaratacak takım ruhunun ve güçlü bir iktidar programının mutluluğu ise 27 Temmuz sonrası çoğalarak devam edecektir. Değilse yeni yeni tartışmalar gündeme gelecektir. CHP, örgütlü kadro tabanı en geniş partidir. Bunun zorlukları ve çok büyük fırsatları var. Sadece zorlukları dikkate alınarak bu kadrotaban devre dışı bırakılırsa o CHP, CHP olmaz, herhangi bir parti olur. CHP’nin önümüzdeki dönem iktidar olmaktan da öte sorumluluğu var. Türkiye’nin durumunu yazının başında özetledik. Bu bağlamda, Türkiye’nin çıkmış çivisini yerine çakmak, demokrasisini rayına oturtmak, devlet ve toplum düzeninde hukuku yeniden tesis etmek gerekiyor. Bunu CHP yapmayacaksa kim yapacak? Kollar şimdi sıvanmayacaksa ne zaman sıvanacak? CHP, bu hedefi edinirken elbette toplamda en geniş mutabakatı arayacak. Bunu yaparken kendi içinde en geniş kucaklamayı da ihmal etmemeli. CHP içinde kimse kendisini üvey evlat hissetmemeli. CHP’nin kurucusu, ilk genel başkanı Atatürk’ün güzel bir sözü var: “Bir insanın en büyük ihtiyacı önemsenmektir.” CHP kadroları, her bakımdan önemsenirse bunun siyasal, sandıksal karşılığı da olacaktır. HHH Cumhuriyet Vakfı Başkanı, CHP’ye yıllarını vermiş Alev Coşkun’un yarın “CHP Kurultayları ve Türkiye Demokrasisi” başlıklı bir dizisi başlıyor. Alev Ağabey, genel Cumhuriyet tarihine ilişkin üretkenliğini ulusal bayram günlerimiz başta olmak üzere yeri geldikçe ortaya koyuyor. Demokrasi tarihimizle CHP’nin kurultaylar tarihi iç içedir. Nutuk, Atatürk tarafından 1520 Ekim 1927’de CHP’nin ikinci olağan kurultayında okundu. CHP’nin kendi varlığını sürdürme ve demokrasiye katkısını devam ettirme bağlamında en önemli dönemeçlerinden biri 195060 arasıydı. O 10 yılda CHP 7 kurultay yaptı, her biri ortalama 4 gün sürdü! 8. kurultay 29 Haziran3 Temmuz 1950. 9. kurultay 2630 Kasım 1951. 10. kurultay 2227 Haziran 1953. 11. kurultay 3631 Temmuz 1954. 12. kurultay 21 24 Mayıs 1956. 13. kurultay 911 Eylül 1957. 14. kurultay 1215 Ocak 1959. Özellikle 14. kurultayda açıklanan ilk hedefler beyannamesi bugüne bile hitap eden demokrasi hedeflerini içerir. 37. kurultay, Cumhuriyetin 100. yılına giderken sadece CHP değil, Türkiye için önemli. Bu önemin karşılık bulmasını bekliyoruz. İktidarda, Cumhuriyet değerlerini işkence çektire çektire söken bir anlayış varken... CHP, 100. yılın sorumluluğunu ya taşır ya altında kalır! Ortası yok... Ortası çürümüşlüktür!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle