22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 16 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE HÂLÂ YOĞUN BAKIMDAYIZ Uzmanlar uyardı: Vakaların sabitlenmesi salgının bittiği anlamına gelmiyor 15 TEMMUZ ÇARŞAMBA 42 BIN 320 947 17 1013 4.107.498 215 BİN 940 SIBEL BAHÇETEPE Gaziantep’te 4 bin 9 kişiye sosyal mesafeyi ve maske kullanımını ihlalden idari işlem uygulandı. Ekipler ayrıca 417 işyerinde yaptığı denetimlerde, bir işletmeye cezai işlem gerçekleştirdi. Gaziantep vaka sayısının en çok arttığı kentlerden. l AA 5 BİN 419 401 1206 197 BİN 733 Türkiye’de 33 günün ardından koronavirüs testi pozitif vaka sayısının binin altına düşmesini uzmanlar yorumladı. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Nilay Etiler, “Ailenizde birinde korona var ama sizde belirti yoksa ‘sakın evden çıkmayın, 14 gün karantinada kalın, belirti olursa test yapılır’ deniyor. Hastaneye gittiğinizde belirtiniz yoksa eve geri yolluyorlar. Böyle olunca sistem, hafif geçirenleri, asemptomatik olanları yakalamıyor. Bir enfeksiyon hastalığında asemptomatik vaka oranı yüksekse bunları yakalamak salgının önlenmesi ve yayılmasını engellemek için çok önemli. Çünkü bu kişiler hastalığı yaymaya devam ediyor” dedi. Hastalığı belirtisiz geçenlerin A ‘Bugün iyi haber gelebilir’ BD Başkanı Donald Trump, sosyal medyadan “Aşıda harika haber!” paylaşımında bulunarak aşı çalışmalarında sona gelindiği sinyalini verdi. New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan araştırmada, ABD’de geliştirilen aşının koronavirüse karşı bağışıklık sağlamada ümit verdiği belirtildi. Öte yandan İngiliz kanalı ITV’nin editörü Robert Peston, “Oxford Üniversitesi’nin Covid19 aşısının ilk denemeleri hakkında olumlu haberler en kısa zamanda belki yarın (bugün) duyurulabilir” açıklaması yaptı. Aşının daha önce 8 bin kişi üzerinde olumlu sonuç verdiği açıklanmıştı. l Haber Merkezi oranının oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Etiler, “Sadece binli rakamları takip ederek salgının gidişatı hakkında bir bilgi alamıyoruz” diye konuştu. “Madem vaka sayısı sabitlendi, o zaman neden yoğun bakım sayısı ve entübe hasta sayısı sabitlenemedi?” diye soran Prof. Etiler, şöyle devam etti: “Bizim açımızdan entübe vakalar ve yoğun bakım vakalarının artıyor olması salgının aslında etkisini sür dürdüğünü, yayıldığını bile gösteriyor. Vakaların sabitlenmesi hastalığın bittiğini göstermiyor. Test sayıları yüksek gibi görünüyor ama burada belli gruplara tarama yapıldığı için aslında testler yüksek. Herkese yaygın şekilde test yapılmalı.” Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid19 İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala da şunları kaydetti: “Lise ve üniversite giriş sınavından sonra vaka sayı larında biraz daha artış olmasını beklerdik. Ama bir durağanlaşma var. Bunun test yapma kriterlerinin değiştirilmesi ve testlerin kime yapıldığının açıklanmaması nedeniyle tartışmasını yapamıyoruz. Dikkat çekici bir olgu, son bir hafta içinde özellikle aktif olgular içinde yoğun bakımda yatanların oranında artış olması. Dolayısıyla bu hem hastalığın ciddiyetinde bir azalma olmadığını, hem de aktif olguların hızlıca azalmasının araştırılması konusunda önemli. Sağlık çalışanlarına tarama testti yapılmıyor ama futbolculara tarama yapılıyor. Halen risk devam ediyor. Yoğun bakım ve entübe en önemli bulgu. Ciddi azalmadan bahsetmek için şu an erken.” l İSTANBUL Erkeğe teşvik CHP’li Karabıyık: İstanbul Sözleşmesi yasadan daha kapsamlı, kaldırılmamalı CHPGenel Başkan Yar dımcısı Lale Karabı yık, İstanbul Sözleşmesi konusunda hazırladığı bilgi notu MAHMUT LICALI nu Merkez Yönetim Kurulu’na (MYK) sundu. Bilgi no tunda özetle şunlar yer aldı: l TÜM KADINLARA TEHDIT Sözleşmeye karşı çıkmak şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm ka dınlara ise tehdittir. İstanbul Sözleş mesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlen dirme, kadın sünneti, kürtaja zorla ma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor. l SÖZLEŞME DAHA KAPSAMLI 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi ne Dair Kanun İstanbul Sözleşmesi kadar kapsamlı bulunmuyor. İstan bul Sözleşmesi’nde eski eşe uygu lanan şiddet cezayı ağırlaştırma se bebi olurken yürürlükteki mevzuat ta böyle bir düzenleme yok. Benzer şekilde İstanbul Sözleşmesi’nde ka dına yönelik ısrarlı takip suçu tanı mı yapılırken bu da mevzuatta yer almıyor. Buna göre İstanbul Sözleş mesi yürürlükteki mevzuattan da ha kapsamlı ve kadını daha çok ko ruyan bir içeriğe sahip bulunuyor. l BOŞANMA GEREKÇESI YANLIŞ Şiddet gören kadının uzaklaştır ma kararı ile şiddetin failinden ko runması, kadınların can güvenli ği açısından önem taşıyor. Uzaklaş tırma nedeniyle boşanmaların arttı ğı iddiası geçerli değil. Boşanmada sosyoekonomik nedenler başta. l CINAYETLER NORMALLEŞIR İstanbul Sözleşmesi’nin ahlak dı şı, din ve namus karşıtı madde ler içerdiği iddiasının da geçerlili ği yok. Sözleşmede tarafların “kül tür, gelenek, görenek, din ya da söz de namus nedeniyle herhangi bir şiddet eylemi için gerekçe oluşturul mamasının sağlanması” hükmü bu lunuyor. Söz konusu hükme karşı çıkmak töre ve namus cinayetlerini kabul etmek; din, töre ve namusun şiddet eylemlerine gerekçe olmasını normalleştirmek anlamına gelecek. l EŞCINSELLIK IDDIASI ASILSIZ İstanbul Sözleşmesi’nde eşcin selliğin meşrulaştırıldığı iddiası da asılsız. Sözleşmenin yalnızca bir maddesinde “cinsel yönelim” ifa desi geçiyor. Maddede mağdurla rın hakkını korumaya yönelik ted birlerin hiçbir şarta bağlı kalmadan uygulanması hükmü kapsamında “cinsel yönelim” de sayılıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da sürecin gündemde tutulmasını iste diği ifade edildi. Kılıçdaroğlu’nun, “Ne değişti de sözleşmeden çıkıyor sun? Attığın imzaya sahip çıkamı yorsun” değerlendirmesinde bulun duğu öğrenildi. l ANKARA kadına tehdit İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor, 6284 sayılı kanundan daha kapsamlı. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik ısrarlı takip suçunu düzenliyor, mevzuatta ise bu madde yok. Sözleşmede kültür, gelenek, görenek, din ya da sözde namus nedeniyle herhangi bir şiddet eylemi için gerekçe oluşturulmamasının sağlanması hükmü yer alıyor. Sözleşmenin kalkması namus ve töre cinayetlerinin normalleşmesi demek. BUTONA BASANA KADAR ÖLDÜRÜR İLAYDA KAYA İmam nikâhı kıydığı eşi Ümit Masat (44) tarafından bıçaklanan ve ağır yaralanan Necla Kenar (31), eşinin tutuksuz yargılanmasına isyan ederek “Beni bulmasından korkuyorum. Tek istediğim ondan kurtulmak. Polise gittiğimde ‘Gelirse 155’i ara’ dediler. Buton verdiler. Ben butona basana kadar zaten adam beni öldürür. Ben ölmek istemiyorum. Yarım bıraktıkları işi tamamlayamasınlar. Çocuklarımın bana ihtiyacı var” diye konuştu. Kenar, “2016’dan beri beraberdik. Şiddet görmeye başlayınca kaçtım. Nereye gitsem buldu. Etrafımdaki insanlara zarar verdi. Kendisi ile birlikte olmak istemediğimi söyleyince 8 yerimden bıçakladı. Büyükler araya girince şikâyetimi geri aldım ve 9 ay son ra çıktı. Cezaevi sonrası bir şans daha verdim ama beni ve çocuklarımı dövmeye devam etti. Ben de gittim” dedi. Ümit Masat’ın “kasten adam öldürmeye teşebbüs” davasının devam ettiğini ve tutuksuz yargılandığını kaydeden Necla Kenar “Kendisinden birçok kez şikâyetçi oldum ama nezarette birkaç saat bekletilip çıktı” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL İnşaatta iş cinayeti K astamonu’da spor salonu inşaatının çelik çatısında meydana gelen çökme sonucu Muzaffer Özşahin (48) öldü, inşaat alanından yaralı çıkarılan işçi Mustafa T. hastaneye kaldırıldı. Olayın ardından işçilerden Ahmet B., Resul B. Abdulkadir Ö. ve İzzet Ö de kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı. l AA Elektrik akımına kapıldı Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde sera demirlerini monte eden 18 yaşındaki Suriyeli Muhammed El Abdullah elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Van’da can kaybı 37’ye çıktı Van Gölü’nde, içinde bulunduğu tahmin edilen 60 kaçak göçmenle batan ve 8 gün önce yeri tespit edilen teknede dün de arama çalışmaları sürdü, 4 kişinin daha cesedine ulaşıldı. Faciada ölü sayısı, 37’ye yükseldi. Otopsileri tamamlanan göçmenlerden 17’sinin cenazeleri kentteki Yeni ve Seyrantepe mahallelerinde bulunan kimsesizler mezarlığında toprağa verildi. Yaklaşık 1.5 yılda hayatını kaybeden 92 kaçak göçmen, kentte bulunan kimsesizler mezarlığında defnedildi. l DHA miyorum. Mesele daha başka. Kumpaslar dönemin de kazanın hikâyesi iğ diş edildi durdu. Sor sanız şehitler konu sunda çok hassaslar 15 Temmuz’un ertesi ya! Eski MİT’çi Mehmet Eymür’e uçakta günü okunacak yazı ki askerlerin suikastlar düzenleyen ekip A ğaçların arasından mütevazı bir anıt yükseliyor. Üzerinde 34 şehidin isminin yazdığı mermer, Malatya’da Akçadağ yakınlarında, yolunuzun pek de düşmeyeceği bir arazinin ortasında ziyaretçilerini bekliyor gibi. Konuşabilseler anlatacaklar, anıtların da insanlar gibi hikâyesi var. Her şey planlandığı gibi gitseydi o gün, 34 kişi için de onları bekleyenler için de bambaşka olacaktı. Birkaç dakika, sadece birkaç dakika içinde yaşam ile ölüm arasındaki çizgiyi geçtiler. 16 Mayıs 2001 günü saat 12.50’de Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait CASA uçağı havalandı. Kalkıştan 25 dakika sonra, 13.15’te, kumanda arızası baş gösterdi. Uçağı kullanan Kara Pilot Yüzbaşı Yılmaz Tekgül, en yakındaki Malatya Erhaç Hava Üssü ile irtibat kurdu. Acil iniş izni istedi. 5 bin 600 metrede saatte 444 kilometre hızla uçuyorlardı. Havaalanına 3 kilometre kala uçak kontrolden çıktı. Sol kanadının üzerinde dönerek, dikine doğru düşüyordu. Akçadağ ilçesinin Gülyurdu ve Yağmurlu köyleri arasında tarlaların olduğu mevkidelerdi. İki evin üzerine doğru düşüyorlardı. Pilot Tekgül, son bir hamle yaptı, uzaklaşarak evde yaşayanların hayatını kurtardı. Ancak bu, uçaktakilerin kaderini değiştiremedi. 1 binbaşı, 3 yüzbaşı, 3 üsteğmen, 16 astsubay, 1 uzman çavuş, 10 er uçağın yere çarpmasıyla şehit oldu. Ölümden beteri var derler ya... Uçağın yakıt depoları tam doluydu. Kaza anında infilak etti. Üstüne uçakta bulunan askeri mühimmatlar da patladı. olduğu da söyletildi. Ergenekon’da TSK’ye karşı gizli tanık yapılan PKK yöneticisi Şemdin Sakık’ın ağzından uçakta Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın olduğu da anlattırıldı. İşte şehidini bile sırtlan sürülerine boğduran yılların bir tanığı vardı: Düşen uçakta 29 yaşında şehit olan Çankırılı Üsteğmen Yılmaz Gülhan’ın ondan sadece iki yaş büyük ağabeyi Hasan Gülhan. İki kardeş birlikte büyümüşlerdi. Biri asker öbürü polis olmuştu. Hasan Gülhan, her yıl ölüm yıldönümünde kaza yerine giderek andığı kardeşinin mirasını polis olarak taşıyordu. Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ın korumalığını yapıyordu. 2 çocuğu vardı. Aslan’ın yönettiği şubenin FETÖ raporu, Turgut Aslan’ı 15 Temmuz’dan önce örgütün hedefi yapmıştı. Gülhan, darbe gecesi, Aslan ile birlikte Ankara Atlı Spor Kulübü’nde akşam yemeğindeydi. Haberi alınca Jandarma Genel Komutanlığı’na olayları durdurmak için gittiler. Konuşup ikna etmek istiyorlardı. Önce içeri alınmadılar. Ancak içerdekiler Turgut Aslan’ın ismini duyunca “gelin” dediler. İçeri girdikten sonra silahlarına el kondu. Gözleri bağlandı. Bileklerine plastik kelepçe takıldı. Aslan, “Yaptığınız yanlış, biz buraya konuşmaya geldik” diye uyardı ama nafile. Sabaha kadar bu şekilde bekletildiler. Darbe başarısız olunca sabah 05.59’da bulundukları salondan çıkarıldılar. “Saygı/ hazır kıta nöbetçileri odasına” götürüldüklerinde saat 06.03’tü. Dizlerinin üzerine çöktürüldüler. Darbeyi yönetenler arasında yıl 9 tabuta sığan 34 can Cehennem, ortaya çıkan görüntünün yanında sıradan bir hayal olabilir mi? Olay yerine ilk olarak köylüler gitti. İsmail Ertaş gördüğü manzarayı şöyle anlatıyor: “Her tarafta ceset parçaları ve çok sayıda parçalanmış silah vardı.” Dönemin Akçadağ Belediye Başkanı Haydar Karaaslan da “Geldiğimizde her şey bitmişti, et parçaları sağa sola yayılmıştı” dedi. Gördüğü manzara karşısında fenalaşanlar oldu. Köylülerden sonra ilk gelenler şehitlerin Özel Kuvvetler’deki silah arkadaşlarıydı. “Bir umut” demişlerdi ama ortada kurtarılacak hiçbir şey yoktu. Ağaç dallarından arkadaşlarının parçalarını topladılar. 500 metrekare alana yayılan 34 insandan arta kalanlar 9 tabutu doldurabildi. Ankara’da yapılabildiği kadar birlikte ölüme giden bedenler birbirinden ayrıldı. 34 şehit tabutlarından çıkarılamadan ayrı ayrı toprağa verildi. Son kez dünyaya baktıkları ıssız tarlanın sahibi Şeyho Ertaş, bu olayın unutulmaması için kanla sulanan araziyi bağışladı. Devlet imkânlarıyla kıt kanaat bir anıt dikildi. Her yıl kazanın yıldönümünde şehitlerin aileleri o anıtın başında buluşuyor. Az kişinin bildiği anıtın pek de başka ziyaretçisi yok. lar önce şehit olan Yılmaz Gülhan ile aynı devreden olan birçok komutan vardı. Ağabey Hasan Gülhan, nereye götürüldüğünü anlayınca onların vicdanına seslendi. “Ben şehit kardeşiyim” dedi. Ancak dinlemediler. Silahsız, elleri ve gözleri bağlı Turgut Aslan ve Hasan Gülhan’ın kafalarına silahlarındaki mermileri boşalttılar. Turgut Aslan, yaşama tutundu, 5 ay yoğun bakımda kaldı ve hayata döndü. Hasan Gülhan ise vurulduğu yerde hayatını kaybetti. Kardeşinin yanına, Çankırı Eldivan’daki şehitliğe gömüldü. İki kardeş 15 yıl aranın ardından aynı mezarda buluştu. Bu seferki anıtın hikâyesi değişik. Hükümet, İstanbul’da Boğaz Köprüsü’nün girişine, 15 Temmuz’da hayatını kaybedenler hatırlansın diye bir şehitler anıtı yaptırdı. Anıtın mermerleri Çobanlar Mermer AŞ’den alındı. Şirketin sahibi eski Muğla Sanayici ve İşadamları Derneği (MUSİD) Başkanı Sami Çoban’dı. Çoban kim miydi? FETÖ’den tutuklanan ardından itirafçı olan işadamı. Çoban, verdiği ifadede MUSİD için “Ben başkan görünüyordum ancak yönetimin idaresi tamamen imamlardan oluşuyordu, dernek tamamen örgütün güdümündeydi” demişti. Halkın bağışladığı araziye 15 yıl Şehidin ağabeyinin son sözleri önce yapılan anıt ile “Fethullahçılarla aynı menzile yürüyorduk” diyenlerin planladığı arasında her Diyeceksiniz ki ateş düştüğü açıdan fark vardı. yerde kalmıştır. İki kardeş, iki insan, iki şehit, iki anıt. Yok, “ne istediniz de vermedik Şehitliğin anısını, onun edebiya çiler” o kadarla bırakmadı. Ne za tını sevenlere bırakmadığımız gün, man bir CASA uçağı arızalan belki de bir daha 15 Temmuz’lar sa kazanın hatırlanmasını kastet olmayacak. ‘Çocuk istismarı’ suçlamasıyla tutuklandı Şırnak’ta önceki gün 13 yaşında bir kız çocuğunun istismara maruz kaldığı iddia edildi. Failin yurttaşlarca suçüstü yakalandığı belirtildi. Valilik, Uzman Çavuş A.A’nın görevden uzaklaştırıldığını açıkladı. Açıklamada, “A.A’nın aşırı derecede alkollü olduğu tespit edilmiştir” denildi. A.A “cinsel istismar” ve “silahla tehdit” suçlamasıyla tutuklandı. Gün boyu ilçede ve sosyal medyada gösterilen tepkiler akşam saatlerinde kent merkezinde de sürdü. Kent merkezinde bir araya gelen yurttaşlar, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla olayın yaşandığı apartmanın önünde toplandı. Yürümek isteyen halka ise polis, biber gazıyla müdahalede bulundu. l Haber Merkezi Eşini öldürdü ‘velayete kızdım’ dedi İzmir Seferihisar’da Sultan K. (32) isimli kadın, işyerinin önünde bir süre önce boşandığı eski eşi Erdal D. (37) tarafından bıçaklanarak öldürülmüştü. Erdal D.’nin polise verdiği ilk ifadede, “Çocuklarımın velayet davası yeni sonuçlandı. Velayet annelerine verilince çok sinirlendim” dediği öğrenildi. l İHA Prof. tacizini mektupla anlattı Prof. Dr. Necmi Karul tarafından yüksek lisans yaptığı sırada sistematik tacize uğradığını söyleyen Canan Alpagut, yaşadıklarını 5 sayfalık bir mektupla anlattı. T24’te yer alan habere göre Alpagut mektubunda, “Yanında yetiştiğim ve ‘hocam’ dediğim insan bana bunu yapmaz’ dedim. Saçma gerekçelerle kendimi bunun taciz olmadığına inandırmaya çalıştım. Abarttığımı bile düşünmüştüm bir süre. Ama ger çeklerden daha fazla kaçamayacağım ve inkâr edemeyeceğim zaman geldiğinde, bunun apaçık bir cinsel taciz olduğu sonucuyla yüz yüzeydim. Ben abartmıyordum, o taciz ediyordu!” ifadelerini kullandı. Mektubun sosyal medyada yankı bulmasının ardından İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Mensupları imzasıyla yapılan açıklamada Karul’un görevden ayrıldığı duyuruldu. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle