21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE [email protected] Brüksel’deki dışişleri bakanları toplantısında Türkiye’ye sert eleştiriler yöneltildi AB baskıyı sürdürüyor 7 14 TEMMUZ 2020 SALI Yeni tip koronavirüs önlemlerinin geçen martta uygulanmaya başlamasının ardından dün Brüksel’de ilk kez yüz yüze toplanan Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının gündeminde Türkiye vardı. Zirvede, Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesine ilişkin karar kınanırken görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Türkiye ile tansiyonun düşürülmesinden yanayız, diyalog çerçevesinde ilişkilerimizin yürütülmesini istiyoruz. Diğer taraftan Türkiye’nin faaliyetlerinin ortaya çıkardığı sınamalara karşı atabileceğimiz olası adımlar üzerinde de çalışacağız” dedi. Toplantıda, Türkiye’ye D. Akdeniz, Libya konularında sert eleştirilerin gündeme geldiği aktarıldı. Fransa’nın Türkiye’ye ek yaptırım talebi konusunda ise somut karar çıkmadı. ‘Çıkarlarımızla çatışıyor’ Borrell, “Türkiye’nin önemli bir partner olduğunu” belirterek “ilişkileri AB değerleri, çıkarları ve prensipleriy Birlik Yüksek Temsilcisi Borrell, “Tansiyonun düşürülmesinden yanayız” derken ek yaptırımları da dışlamadı. “Türkiye’nin faaliyetlerine karşı olası adımlar üzerinde çalışacaklarını” belirtti. Brüksel’deki toplantıya AB dönem başkanı Almanya’nın Dışişleri Bakanı Maas ile Fransız mevkidaşı Le Drian da katıldı. le uyumlu olarak güçlendirmek istediklerini” söyledi. Toplantıda, “Türkiye ile ilgili endişe verici gelişmeler olduğunu bütün ülkelerin kabul ettiğini” vurgulayan AB temsilcisi, Doğu Akdeniz ve Libya’daki gelişmelerin birliğin çıkarlarıyla çatıştığı görüşünü dile getirdi. Borrell, “Bizler Türkiye ile güven çerçevesinde ilişkiler kurmak isti yoruz. Özellikle Libya konusunda siyasi çözüm çağrısında bulunuyoruz” dedi. 15 Temmuz 2019 tarihinde Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarıyla ilgili Türkiye’ye yönelik yaptırımların hâlâ yürürlükte olduğunu da hatırlattı. Bu bağlamda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin talebi üzerine yeni adımlar atılabileceğini ve konunun gelecek ay tekrar ele alınacağını kaydetti. AB yetkilisi, “Herkesin istediği ve desteklediği güven ortamının inşa edilmesi için Türkiye’nin AB çıkarlarına ve üye ülkelerin egemenliğine zarar veren tek taraflı faaliyetlerine son vermesi gerekiyor” ifadesini kullandı. Türkiye ile diyalog ve olası yaptırımlar ile ilgili bir soruya ise “Yaptırımlar her zaman amaca ulaşmak için bir enstrümandır ancak kendi başlarına siyaset değildir. Konsey, Türkiye’nin sondaj faaliyetlerini ele aldı. Aynı zamanda tansiyonu düşür mek niyetlerini dile getirdi... Konsey ilişkileri test eden konularda tansiyonu düşürülebilecek yolların araştırılmasına geniş destek verdi. Ancak aynı zamanda yaşadığımız sorunlar için alınabilecek önlemlere yanıt olarak bir seçeneğin hazırlanmasını da istedi” dedi. Paris talep etmişti AB, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama faaliyetlerini “yasadışı” olarak nitelendiriyor. Ankara, BM silah ambargosunu delerek Libya’da Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne silah göndermekle de suçlanıyor. Fransa, Doğu Akdeniz’de Türk gemilerinin bir Fransız gemisini taciz ettiği iddiasıyla AB’yi toplantıya çağırmıştı. Paris hükümeti, Türkiye’ye karşı yeni yaptırımlar uygulanabileceğini savunmuştu. İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde toplantıdan önce, Türkiye’nin D. Akdeniz’deki faaliyetlerini kaygı verici olarak niteledi. İnsan hakları ve demokrasi ile ilgili sorunların da aylık toplantılarda ele alınması gerektiğini savundu. Hmeymim’i hedef aldılar Suriye’de, Rusya’nın Hmeymim Hava Üssü’ne insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırı girişiminde bulunulduğu duyuruldu. Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Aleksandr Şerbitskiy, “11 Temmuz’da, Rus hava savunma sistemleri, Hmeymim Hava Üssü’ne kuzeydoğu yönünden yaklaşan insansız hava araçlarını tespit etti. Bu sistemler hava üssüne beş kilometre uzaklıkta teröristlere ait 2 adet İHA’yı imha etti” ifadelerini kullandı. Olayda yaralanan olmadığını, Rus hava üssünün planlı bir şekilde işlevlerini sürdürdüğünü belirten Şerbitskiy, Nusra Cephesi militanlarının İdlib’deki bir yerleşim yerine saldırdıklarını da kaydetti. Şerbitskiy, RusTürk mutabakatı kapsamında İdlib gerilimi azaltma bölgesinde ateşkes rejiminin uygulanmaya devam ettiğini belirterek 24 saat içinde Türkiye’nin kontrolündeki yasadışı grupların ihlalde bulunmadığını bildirdi. El Vatan gazetesi yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, Suriye ordusunun saldırılara yanıt olarak “Hama ve İdlib bölgelerindeki terörist grupların mevzilerini bombaladığını” aktardı. ‘ABD konvoyu çekildi’ El Mayadin’in haberinde ise Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke’de devriye gezen ABD askerleriyle Suriye ordusunun karşı karşıya geldiği kaydedildi. ABD konvoyunun, Suriye askerlerinin baskısı sonrası çekildiği öne sürüldü. Öte yandan Dışişleri Bakanlığı, tek kapıdan yapılması kararlaştırılan Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye yardımı hakkında “Tek sınır geçişine indirilerek de olsa mekanizmanın muhafaza edilmiş olması önemli görülmektedir” açıklamasını yaptı. BM Güvenlik Konseyi’nde, Rusya’nın Türkiye üzerinden Suriye’ye insani yardım gönderilmesini 2 kez veto etmesinin ardından Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan yardımların 1 yıl devam etmesi konusunda anlaşma sağlanmıştı. Sınırda ölümcül ateş Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Tovuz bölgesinde Ermenistan ordusunun açtığı ateşte 2 askerinin öldüğünü, 5 askerinin de yaralandığını açıkladı. İlk ateşin Ermenistan tarafından açıldığını, verilen karşılıkta Ermenistan ordusundan hayatını kaybeden askerler olduğunu belirtti. Ermenistan ise Azerbaycan askerlerinin 2 kez sınırı geçme girişiminde bulunduğunu ve Azerbaycan ordusuna karşı ateş açıldığını savundu. Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Shushan Stepanyan, Azeri askerlerin arazi aracıyla sınırı geçmeye çalıştığını, açılan uyarı ateşi sonunda aracı bırakıp kaçtıklarını; ikinci girişimde ise topçu ateşiyle desteklenen Azeri askerlerin, Ermenistan’a ait bir askeri kontrol noktasını ele geçirmeye çalıştığını söyledi. Ankara’dan Erivan’a tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı, “Ermeni silahlı unsurlarının Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine gerçekleştirdiği saldırıyı şiddetle kınıyoruz” açıklaması yaptı. Trablus’un güneyindeki kimi bölge, aylar süren çatışmaların izlerini taşıyor. Sirte şartı masada Gözler, Libya’daki nüfuz ve enerji mücadelesindeyken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan ve Ankara destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin (UUH) ateşkes için önşartının Hafter güçlerinin 2015’ten önceki konumlarına dönmesi olduğunu söyledi. İngiliz Financial Times gazetesine konuşan Çavuşoğlu, geçen ay İstanbul’daki görüşmelerde Rusya’nın ateşkes için “kesin tarih ve saat” içeren bir teklif sunduğunu açıkladı. Çekilme ya da operasyon UUH’nin ateşkesi yalnızca Halife Hafter’in güçlerini ülkenin merkezinde ve batısındaki bölgelerden çekmesi halinde kabul edeceğini ifade etti. Ülkenin doğusunu elinde bulunduran Tobruk merkezli Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu güçlerinin stratejik liman kenti Sirte’den ve ülkenin merkezinde bir askeri üsse ev sahipliği yapan Cufra’dan çekilmemesi durumunda UUH’nin de bu bölgelere bir saldırı başlatmakta “kararlı olduğunu” belirtti. Türkiye’nin askeri personel ve hava savunma sistemlerinin bulunduğu Vatiyye Üssü’nün geçen hafta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ziyaretinin ardından hava saldırısına uğramasına ilişkin ise Çavuşoğlu, sorumluların “kim olursa olsun bedelini ödeyeceklerini” kaydetti. Üste Türkiye’nin “eğitim ve teknik personeli”nin olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, hava saldırısında personelden zarar gören olmadığını da belirtti. Dışişleri Bakanı, TRT’ye verdiği de DHA’nın haberine göre Libya’da TSK’nin eğittiği Trablus birlikleri mezun oldu. meçte ise “Şu anda ateşkes ilan edilse ve mevcut çatışma sınırları korunsa bu, UUH’nin işine gelmez. Endişeleri var, Hafter’i kurtarmaya yönelik adımlar olduğunu düşünüyorlar, biz de böyle düşünüyoruz” dedi. UUH’nin, Hafter güçlerinin 2015’te Süheyrat Anlaşması’nın imzalandığı tarihteki kontrol hatlarına dönülmesi talebinin olduğunu yineleyen UUH güçlerinin, Sirte’ye yönelik operasyon hazırlıklarının olduğunu da kaydeden Çavuşoğlu, “Ama şu anda masayı deniyoruz. Çekilme olmazsa askeri hazırlık zaten var” ifadelerini kullandı. Bu arada ABD merkezli Politico’da makalesi yayımlanan Çavuşoğlu, TürkiyeAvrupa Birliği (AB) ilişkilerine değindi. “Bazı AB ülkelerinin stratejik seviyesi yüksek konularda taviz vermeyen tutumları işbirliğinin kapsamını daraltıyor” dedi. Türkiye ile AB arasında birçok stratejik çıkar ve hedef birliği olduğunu söyledi. Libya, Suriye ve Doğu Akdeniz konularının Türkiye’yi dışlama politikalarının yeni alanı olduğunu kaydetti. ADALET YOKSA BARIŞ DA YOK ABD’de George Floyd’un gözaltı sıra sında polis tarafından öldürülmesiyle ülke genelinde alevlenen ırkçılık ve güvenlik güçlerinin şiddet kullanımına karşı protestolar sürüyor. Minnesota’da önceki gün, polis şiddetinde yaşamını yitirenler için anma eylemi düzenlendi. Kurbanların yakınlarının yanı sıra yerli grupların da katıldığı eylemde “adalet yoksa barış yok” pankartı açıldı. LİBYA’DA PETROL MÜCADELESİ Afrika’nın en fazla petrol rezervine sahip, Akdeniz’e uzanan ülkesi Libya’da enerji mücadelesi kızışıyor. Birleşmiş Milletler’in tanıdığı, Ankara destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne (UUH) bağlı Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC), Hafter cephesiyle yakın işbirliği içindeki Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) Libya’nın doğu güçlerine petrol ihracatını tekrar bloke etmesi konusunda talimat vermekle suçladı. NOC’den yapılan açıklamada, ülkede 10 Temmuz’da Sidra Limanı’nda bir ham petrol tankerine yükleme yapılmasıyla petrol ihracatının başladığı hatırlatıldı, “Halife Hafter’in silahlı kuvvetleri, 11 Temmuz’da ihracatın durdurulması emri verdi ve müzakerelerdeki işbirlikçi tavrından geri adım attı. Hafter güçlerine üretimin durdurulması yönündeki talimatın BAE’den geldiği yönünde bilgilendirildik” denildi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin sorumlu ülkelerden hesap sorması talep edildi. BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş ise ülkesinin, mümkün olan en kısa sürede Libya’daki petrol üretiminin başlamasını desteklediğini savundu. Öte yandan ülkenin doğusunda etkin olan, Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü (LUO) Ahmed el Mismari, petrol sahaları ve depolarının yeniden açılması için elde edilecek gelirin ülke çapında adil bir biçimde dağıtılmasını sağlayacak bir mekanizma kurulması şartını koştuklarını açıkladı. Kuşatma sürüyor BAE, Rusya ve Mısır tarafından desteklenen Hafter cephesi, cumartesi günkü açıklamasında altı aydır ilk defa bir petrol tankerinin limandan ayrılmasına izin vermelerine rağmen, petrol limanı kuşatmasının devam edeceğini duyurmuştu. ABD’nin Libya büyükelçiliği tarafından önceki gün yapılan açıklamada, “günler süren yoğun diplomatik temasın” ardından NOC’nin tekrar petrol üretimine başlayabildiği ancak bunun hemen ardından ablukanın tekrar başladığı kaydedilmişti. Bu arada Hafter’den dün “Siyasi çözüm süreci döneminin Libya’ya daha fazla silah ve paralı asker sevkıyatı için kullanılmasına izin vermeyeceğiz” çıkışı geldi. Bu sözlerin hedefinin Türkiye olduğu savunuldu. Hafter liderliğindeki LUO, UUH güçlerinin Ankara’nın askeri desteğiyle Trablus’ta tam hâkimiyet sağlaması üzerine SirteCufra hattına çekilmişti. Taçi, Lahey sorgusunda Hollanda’nın Lahey kentindeki Kosova Özel Savcılığı tarafından hazırlanan 10 maddelik iddianame kapsamında, 19981999 yılları arasında savaş suçu işlediği öne sürülen Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi dün ifade verdi. Taçi, “Hakikat, uzlaşma ve barış” için Lahey’e gittiğini belirterek “Kimse tarihi yeniden yazamaz. Özgürlük için ödediğimiz bedel bu” dedi. Taçi’nin yanı sıra Kosova Demokratik Birliği’nin (LDK) Genel Başkanı Kadri Veseli’nin de ifade verdi. İddianamede Taçi ve Veseli’nin 100’e yakın cinayetten sorumlu oldukları iddia ediliyor. Kıl payıyla ipi göğüsledi Polonya’da cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi muhafazakâr Cumhurbaşkanı Andrzej Duda oldu. İkinci dönem görev süresi için yarıştığı seçimlerin ilk turunda mutlak çoğunluğu kazanamayan Duda, önceki gün oyların yüzde 51.2’sini alarak zaferini ilan etti. Polonya Seçim Kurulu’nun düzenlediği basın toplantısında konuşan kurul üyesi Sylwester Marciniak, oyların yüzde 99.8’inin sayıldığını, geri kalan oyların da sonucu değiştirmeyeceğini kaydetti. Seçim sonuçlarının belli olmaya başlamasının ardından dün akşam bir zafer konuşması yapan Duda, eşi ve kızının eşliğinde Polonya bayrakları sallayan destekçilerine seslenerek “Şimdilik sadece sandık çıkış anketlerine göre olsa da zaferimden dolayı mutluyum” dedi. Duda, sözlerini “Polonya çok yaşa!” şeklinde sürdürdü. AB ile gerilimli ilişki İktidardaki milliyetçi Hak ve Ada let Partisi’nin (PiS) desteklediği Cumhur başkanı Duda’nın seçilmesi, hükümetin muhafazakâr gündemini uygulamasının da yolunu açmış olacak. Avrupa Birliği’nin (AB) antidemokratik olarak tanımladığı yargı re formu da hükümetin ajandasında yer alıyor. Duda’nın rakibi Varşova Belediye Başka nı Rafal Trzaskowski’nin ise oyların yüzde 48.8’ini aldığı bildirildi. Polonya’nın AB’ye katılım sürecinde de rol oynayan Trzas kowski, ülkenin AB ile ilişkilerini düzeltme yi vadediyordu. Seçilmesi halinde AB’nin tepki gösterdiği hukukun üstünlüğüne ay kırı uygulamaları veto etmesi bekleniyordu. Trzaskowski ise destekçilerine seslenerek “Polonya tari hinde sonuç lar hiç bu ka dar yakın ol mamıştı. Oyu muzun gücünü hiç bu kadar hissetmemiş Duda tik” dedi. ‘Birçok ülke yanlış yolda’ Dünyayı sarsan yeni tip koronavirüs salgınından (Covid19) etkilenen kimi ülkelerin, tecrit önlemlerini ekonomik gerekçelerle terk ettiği yönünde eleştiriler sürerken günlük vaka sayıları rekor kırmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dün yaptığı açıklamada, son 24 saatte dünya genelinde 230 bin 370 yeni koronavirüs vakası tespit edildiğini duyurdu. Bu, küresel çapta günlük bazda en yüksek vaka olarak kayıtlara girdi. En çok artış ABD, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’da kaydedildi. Dünya genelinde can kaybı dün itibarıyla 572 bin 556’ya ulaşırken vakalarsa 13 milyonu aştı. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom, dün örgütün Cenevre’deki merkezinde yaptığı basın açıklamasında, salgının giderek daha fazla artan hızla yayılmasına ilişkin, “Samimi olmak gerekirse birçok ülkenin yanlış yola saptığını düşünüyorum” yorumunu yaptı. ‘Kazanımlar kaybediliyor’ Tedros Adhanom, “Dünyanın birçok ülkesinde Covid19 vakalarında tehlikeli bir yükselişe, hastanelerin yeniden dolup taştığına şahit oluyoruz. Görünüşe göre birçok ülke, etkisi kanıtlanmış önlemlere uymadığı için virüse karşı kazanımlarını kaybediyor” ifadelerini kullandı. “Salgın öncesi normaline” dönüşün ise zaman alacağı görüşünü yineledi. Güney Koreli sağlık uzmanlarından ise koronavirüs tedavisinde kullanılan antiviral ilaç Remdesivir’le ilgili araştırma sonucu geldi. G. Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, farklı hastanelerde kalan ve Remdesivir verilen 27 kişilik ilk denek grubunda yer alan hastaların yaklaşık üçte birinde belirgin iyileşme gözlemlediğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle