21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 14 TEMMUZ 2020 SALI HABER/YORUM Korona, faşizm ve zeytin ağacı Vefa Lisesi’ndeki derslerinde Reşat Ekrem Koçu anlatırdı: 16. yüzyılda İstanbul’a kahve gelmeye başlar, “kahvehaneler” boy gösterir, erkeklerin sosyal hayatı cami avlusu sohbetlerinden kahvelere kayar. Kahveler soysal (ve siyasal) bir boyut kazanır… Birkaç yıl önce televizyonda Çatalca Belediye Başkanı’nın bir “yakınmasını” hatırlıyorum: “Çatalca’da AVM olmadığı için, gençler arkadaşları ile gidecek yer bulamıyorlar” demişti. Bu “ironik şikâyeti” ilginç bulmuştum… Halk Evleri, Cumhuriyet döneminin “sosyal aydınlanma mekânları” olmuştu: insanlar kadınlı erkekli ortak kültürel değerleri, bu mekânlarda paylaşıp yaşıyorlardı… Köy Enstitülerimiz dünyaya örnek olmuş sosyal, kültürel (ve siyasal) öğrenme, gelişme ve örgütlenmeyi uygulama mekânları oldular. Gerici odaklar bu nedenle son verdiler. Birey, toplum ile ancak evi dışında bütünleşerek ve örgütlenerek “katılımcı demokrasinin” bir parçası olur. Toplanmanın, bir arada olmanın, ortaklaşa haykırmanın, yumruğunu kaldırmanın “ürettiği güç” olağanüstüdür. Bu katılımlarınız yoksa, “evinizde cep telefonunuz, bilgisayarınız ve televizyonunuzla kapanmış durumdaysanız”, ancak “oyun oynarsınız”, sosyal ve siyasal boyut tek tekerlekli otomobile döner. Korona felaketi, bireyi (ve aileyi) “toplumsal iletişimden” yoksun kılarak, “kolektif gücün” getirdiği o olağanüstü faktörü sıfırlayarak “faşizme meyilli odakların yolunu açmıştır”. Viva Zapata filminde Marlon Brando’nun önderliğinde, atlıların toplu halde, o olağanüstü fon müziği eşliğinde gidişini hatırlayın. Sultan Ahmet Meydanı’ndaki miting alanında Halide Edip’in konuşmasını düşünün: insanlar, bireyler evlerinde kapalı iken bunları yapamazlar: meydanlar da faşizme özenen odaklara kalır. Ionesco Gergedanlar’da, Paris’i işgal eden faşist Alman askerleri (gergedanları) yüzünden insanların evlerinde nasıl korkudan kapalı kaldıklarını anlatıyordu. İstanbul’un işgal yıllarında da bu halk bunları bire bir yaşadı. 12 Eylül faşist darbesinde de İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerimiz hapishaneye döndü. İşin son versiyonu Ergenekon ve Balyoz faşist ve emperyalist operasyonlarında da insanımız, kapı çalındığı zaman korkar hale geldi. Bugün ise faşist operasyonların adeta yerini almışçasına, koronavirüs insanları evlerine hapsetti. Bu dışsal (egzojen) faktör, faşistçe uygulamalar arayan odaklar ve yönetimler için bir fırsat(!) yarattı. Kafalarında polisiye ve sivil yöntemlerle düşündükleri baskı ve korkutma ortamını korona üzerinden uygulamaya başladılar. Sağlık nedenleri ile “önlemler”, antidemokratik araçlar haline dönüştürülmeye başlandı. Virüs insanları öldürürken, demokrasiyi ve çağdaş uygarlık değerlerini reddeden çevreler bunu kullanmaya başladılar. Yüzyılın yaşadığı en tehlikeli virüs bile bu faşist eğilimli odaklar için fırsat yarattı. İnsanlar bu virüs sonucu daha toplumsal ve kamu yararına dönük bir düzen beklerken işler bazı “azgelişmiş ülkelerde” tersine döndü: demokrasiden tamamen kopmaya yönelik uygulamalar devreye sokuldu. Bizde ne mi oldu? Varın siz değerlendirin sevgili okurlar: son birkaç aydır yeni devreye sokulan uygulamalara bakın: gazetecileri, TV kanallarını, baroları düşündüğümüz zaman yanıt ortaya çıkmıyor mu? Virüs hiç görülmüyor, küçüğün de küçüğü imiş: ama yaşadıklarımız apaçık ortada, her şey gün gibi meydanda, insanlar meydanlara çıkamasalar bile… Birey koskoca bir ülke ve yerkürede, cep telefonu ve bilgisayarı ile oyun oynuyor, sosyal ve siyasal olarak değil, dijital bir yaşam sürecine girmiş durumda: Cem Yılmaz bu fırsatı kaçırmasın, “dijital korona” yanında Yahşi Batı’nın lafı bile olmaz… Bu satırları ıssız bir köşede, ama görkemli, kutsal bir zeytin ağacının altında yazıyorum: korona, faşizm ve zeytin ağacı, ne büyük bir zıtlıklar halkası… Ve koronaya, faşizme inat vefalı (ve Vefa’lı) Müjdat Gezen kardeşimin 60. sanat yılını gönül dolusu sevgiyle kutluyorum… 14 TEMMUZ 2020 SAYI: 34611 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:43 05:37 13:15 17:13 20:43 22:29 Ankara 03:35 05:25 13:00 16:56 20:24 22:06 İzmir 04:07 05:52 13:22 17:16 20:43 22:20 AKP Reisi Umumisi, Reisi Cumhur, Veziri Azam Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, “Türkiye Cumhuriyeti” şemsiyesi altındaki “Bizans’ın kilisesini”, “Osmanlı’nın camisini”, “tarihsel, kültürel, dinsel varlıkları” ile kurduğu “Ayasofya Müzesi’ni” Danıştay’dan karar çıkararak “cami” yaptı! HHH Danıştay’ın Ayasofya ile ilgili eski kararlarını anımsayalım… 2005… “Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği”, Ayasofya konusunda açtığı davada “1934 tarihli Atatürk’ün müze kararnamesinin” iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını istedi. Ancak Danıştay 10’. Dairesi bu istemi reddetti. 2008… Bir başka başvuru da yine Danıştay 10’. Dairesi’ne yapılmıştı. Danıştay’ın aynı dairesi, “Ayasofya Camisi’nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle reddetmişti! Ayrıca “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu” da 10. Daire’nin bu kararını onamıştı! 2016… Dernek, tekrar Danıştay’a dava açtı. Dernek, ayrıca bu dönemde Anayasa Mahkemesi’ne “din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği” gerekçesiyle başvuru da yaptı. 2018… Anayasa Mahkemesi, Ayasofya’nın ibadete açılması başvurusunu, “incelenmeksizin, kişi bakımından yetkisizlik” nedeniyle “kabul edilemez” bulmuştu! HHH 2020… Danıştay 10. Dairesi, “müzenin cami yapılması başvurusunu” kabul etti! Toplantıdan sonra Danıştay savcısı, basına “Davanın reddi gerekir!” ifadesini kullandı… Reisi Umumi Erdoğan’dan, Danıştay Savcısı’nın açıklamasına tepki: “Yahu! Sen Kimsin?”… Türkiye Cumhurbaşkanı, bir Danıştay savcısına “Yahu” diye hitap edebiliyor! Terbiyeye bakınız… HHH Peki, 15 yılda Danıştay 10. Dairesi’nde ne değişti? Üyeler gitti… Üyeler geldi… Peki, hukuki kurallar değişti mi? Hayır!       HHH İlginçtir! Bu kez, Danıştay 10. Daire toplantısına, adı açıklanmayan “Cumhurbaşkanlığı avukatı” da katılmıştı! seçimidir. 31 Mart 2019’da yapılan (İBB) seçimi CHP’den Ekrem İmamoğlu az farkla da olsa kazandı! Oysa AKP’den Erdoğan 1994’te kazanmış, 2019’a kadar da o koltuğa hep AKP’liler oturmuşlardı. Şimdi nasıl olur da İstanbul’da böyle bir seçimi AKP kaybeder, CHP kazanırdı? Ayasofya (10)… Peki, AKP, İstanbul’da bu kötü gidişi nasıl durdurabilirdi? İki parti arasında en önemli fark “laiklik” idi… O halde, CHP’ye İstanbul’da kendi silahı ile karşı Acaba bundan öncekilere neden bu avukat koymaktı… katılmadı? Ayasofya Müzesi’ni kim kurmuştu? Gazi Türkçede “3Y” olarak özetlenen Mustafa Kemal Atatürk! 6 oktan biri laiklik “kuvvetler ayrılığı!” diye bir kural vardır… olan CHP’yi kim kurmuştu? Gazi Mustafa “Yasama, Yargı, Yürütme!”… Temel kural, Kemal Atatürk! bu “3Y’nin” birbirlerinin işlerine “hukuken” O halde CHP yönetimi “sakalla bıyık” asla karışamamalarıdır! arasında bırakılmalıydı. Nitekim Danıştay’da Gel gör ki “Yürütmenin” başı, “Yargı” Ayasofya konusu gündeme geldiğinden sürecinde bir “davaya avukatını” bu yana CHP’den hiç çıt çıkmadı, hiç tepki gönderebiliyor! sesi yükselmedi… HHH HHH Reisi Umumi Erdoğan, 31 Mart yerel Yalnızca geçen çarşamba günü CHP seçimlerinde Tekirdağ’da düzenlenen Grup Başkanvekili Engin Erkoç düzenlediği mitingde konuşurken “Ayasofya, cami basın toplantısında şu açıklamayı yaptı: olarak açılsın” diye seslenen vatandaşların isteklerine “tezgâh” demiş, “Önce Sultanahmet’i doldurun, sonra bakarız!” diye yanıtlamış ve şöyle konuşmuştu: “Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane, 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 Laiklik simgesi müze bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu yakasında tüm “Ayasofya’nın ibadete açılması İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük camii konusundaki bir karara engel olmayacağız. oldu. Buyurun, mesele o değil. Bu işin Ayasofya’nın ibadete açılması konusunda siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i tüm yetki iktidarda… Bu yönde bir karara doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım engel olmayacağız. Ülkede açlık, yoksulluk diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. varken Ayasofya’nın ibadete açılmasına Bunların hepsi tezgâh!” yönelik tartışmanın gündeme gelmesi doğru Peki, Reisi Cumhur neden şimdi tezgâha değil…” geldi? HHH HHH Demek ki Erdoğan, CHP yönetimini, Erdoğan’daki bu temel değişikliğin kurucu Atatürk’ü Ayasofya’da laiklik nedeni, İstanbul Belediye Başkanlığı (İBB) ilkesinde inkâr ettirebilmişti! Ozan Güven’in Sevgilisini darp ettiği iddia edilmişti 13.5 yıla kadar hapsi istendi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sosyal medya uzmanı Deniz Bulutsuz’a şiddet uyguladığı gerekçesiyle oyuncu Ozan Güven hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Başsavcılık Güven’in 4 ayrı suçtan 3 yıl 8 aydan 13.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. İddianamede Güven’in, hakaret, tehdit, hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama suçlarından 3 yıl 8 aydan 13.5 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması istendi. İddianamede, doktor raporunun dikkate alındığı ve eylemin basit yaralama kapsamında kalmadığı ifade edildi. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame kabul edilirse Ozan Güven önümüzdeki günlerde hâkim karşısına çıkacak. Deniz Bulutsuz Uzlaştırmaya gitti Ozan Güven’in kendisini darp ettiği iddiasıyla şikâyetçi olduğu Deniz Bulutsuz hakkındaki soruşturmada ise başsavcılık suçun basit yaralama olduğunu belirterek dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kamilet’e 3. HES Arhavi Doğa Koruma Platformu Kadın Atmacalar Grubu doğayı ve suları korumakta kararlı. Kamilet Vadisi’nde yapılması planan 3. HES projesi için imar izni çıktı. Artvin’in Arhavi ilçesinde bulunan Kamilet Vadisi Ortacalar mevkiinde yapılması planlanan 3. hidroelektrik santaralı (HES) projesi Artvin İl Genel Meclisi’nde kabul edildi. 8 oya karşı 9 oyla kabul edilen projede 2 AKP’li meclis üyesi ‘hayır’ oyu verirken MHP’li üye ise çekimser oy kullandı. Oturumda hazır bulunan 6 CHP’li meclis üyesi ret oyu verdi. İl Genel Meclisi toplantısına katılan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, BirGün’e yaptı ğı açıklamada “Kamilet Vadisi’nin yan kollarından birine yeni bir HES için karar alındı. Pandemiden önce askıya alınan HES projeleri teker teker gündeme gelmeye başladı. Dünya dur derken bizler hâlâ yeni projeler için imar açıyoruz. Artvin’den uzak dursunlar artık!” dedi. Kamilet Vadisi’nde halihazırda 2 HES yapıldı. Vadiden MNG tarafından yapılan HES inşaatı nedeniyle çamur akmaya başlayınca Artvin halkı yaşanan çevre kirliliği nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu. l Haber Merkezi Eşini av tüfeğiyle öldürdü Bursa’nın Yenişehir ilçesi Burcun Mahallesi’nde yaşayan Mithat Y.’nin bilinmeyen bir nedenle eşi Sabriye Y. ile tartıştı. Tartışmanın sonucunda Mithat Y., evde bulunan av tü feğiyle eşine ateş etti. Sabriye Y., olay yerinde hayatını kaybetti. Silah seslerini duyan komşular durumu yetkililere bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Sabriye Y’nin hayatını kaybettiğini belirlerken jandarma ekipleri ise eşini gözaltına aldı. l Haber Merkezi Van’da can kaybı 32’ye çıktı Van Gölü’nde, içinde bulunduğu tahmin edilen 60 kaçak göçmenle batan, 6 gün önce yapılan çalışmayla yeri tespit edilen teknede dün de çalışmalar sürdürüldü. Ekiplerin ROV cihazı ile yaptığı çalışmalarda, 3 kişinin daha cansız bedeni çıkarıldı. Faciada ölenlerin sayısı 32’ye yükseldi. Botla Çarpanak Adası’na getirilen cenazeler otopsi işlemleri için Van Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Olayla ilgili 5 kişi tutuk lanmıştı. l DHA Kayınvalidenin yüzüne tükürmek boşanma nedeni Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşinin annesinin yüzüne tükürmeyi boşanma sebebi saydı ve tazminata hükmetti. Bursa’da şiddetli geçimsizlik yaşadığı eşinin annesinin yüzüne tüküren damat, tarafları eşit kusurlu bulan yerel mahkemenin kararını bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce tazminat cezasına çarptırıldı. Aile mahkemesine başvuran çift, karşılıklı boşanma davası açtı. l İHA Öğretmenevi müdürüne makamında silahlı saldırı İzmir Konak’ta, öğretmenevi ve akşam sanat okulu müdürü Halil İbrahim Yüksel, makamında tartıştığı V.E. tarafından silahlı saldırıya uğradı. Yüksel, vücuduna isabet eden kurşunla yere yığılırken V.E., olay yerinden kaçtı. Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Yüksel’in hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Polis ekipleri ise V.E’yi yakalamak için çalışma başlattı. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İçine 1 kuşbaşı et 2 ve pirinç konularak ya 3 pılan bir bö 4 MER L ANOS I RA RODEO R NE T AND MAD L EN F A rek... Ateş. 5 I S I L E G O 2/ Asya’da bir ülke... Yaşamını ya da kari 6 R EM İ VONA 7 TAS İ R İ P 8 MONO T ON N yerini boşa 9 U N T A Z İ Y E harcamış kimse. 3/ “Yiğit yiğide yâr olur / Kötülerde ham olur” (Kara caoğlan)... Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim. 4/ Defa, kere... Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk. 5/ Yapra ğı taflan yaprağına benzeyen ve kabuğundan siyah boya yapılan bir orman ağacı.. Uzaklık işareti. 6/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Yatak doldurmaya yarayan yün, pamuk, kıtık gibi şeyler. 7/ Kürkü değerli memeli bir hayvan ... “Avizeağacı” da denen, odunsu gövdeli ve uzun yapraklı bir süs bitkisi. 8/ Altından sopa gösterilir... Tanrı. 9/ Fırat ve Dicle ırmakları arasındaki toprakların Arapça adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçine peynir ya da kıyma konularak sac üzerinde pişirilen bir tür börek. 2/ Otlak... Bir şeyden kalan kötü iz. 3/ İflas... Hizmet hay vanlarının ayağına çakılan demir. 4/ İlave... Dik olmayan, meyilli. 5/ Bunaltma, tedirgin etme... Bir nota. 6/ Bir işi yaptırabilme gücü... Alevi inancında, başkalarına dağıtılmak üzere pişirilen bir tür yağlı ekmek. 7/ Nazilerin politikasında Germen ırkından kimselere ya kıştırılan ad... Mora dönük canlı kırmızı renk. 8/ Gerçeği uygun, asıl, esas. 9/ “Akşam, yine akşam, yine akşam / Göllerde bu bir kamış olsam” (Ahmet Haşim)... Sarp geçit.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle