21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük soykırımda yitenler anıldı 9 12 TEMMUZ 2020 PAZAR DINMEYEN ACI Sorunlarıdeğil devleti çözdüler! Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentindeki Potoçari’de 11 Temmuz 1995’te yapılan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın tanık olduğu “en büyük soykırım” olarak tarihe geçen Srebrenitsa Soykırımı’nın 25. yılında katliam kurbanları anıldı. Srebrenitsa’da katledilen 8 bin 372 kişi 1995’ten beri, her yıl 11 Temmuz’da anılıyor. Ancak bu yıl, salgın nedeniyle kitlesel anma yapılamadı. Bu yılki törende, savaşta BM askerlerinin üs olarak kullandığı eski akümülatör fabrikasından çıkarılan 9 kişiye ait ceset Potoçari Mezarlığı’nda toprağa verildi. Katliamda yaşamını yitirenler İstanbul’da düzenlenen etkinlikle anıldı. Bosna Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı, “Srebrenitsa İçin Okumalar” adlı etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında, sanatçılar Suzan Kardeş, Haluk Levent, Kenan Vural, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Yazar Ayşe Kulin, tarihçi Prof Dr. Hatice Oruç gibi isimler Srebrenitsa’nın 25 kurbanının adını okudu. Denize karanfil bırakıldı İzmir’de Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde de soykırımda yaşamını yitirenler için tören düzenledi. Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, Katliamın yıldönümünde salgın nedeniyle kitlesel anma yapılamadı. Bu yılki törende, savaşta BM askerlerinin üs olarak kullandığı eski akümülatör fabrikasından çıkarılan 9 kişiye ait ceset Potoçari Mezarlığı’nda toprağa verildi. Srebrenitsa’daki katliamın çağdaş demokrasilerin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşandığını anımsattı. Anmaya, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Bosna Hersek Fahri Başkonsolosu Ahmet Kemal Baysak’ın yanı sıra göçmen dernekleri katıldı. Katılımcılar daha sonra Gündoğdu Meydanı’na kadar yürüyerek denize karanfil bıraktı. Menemen ilçesindeki Srebrenitsa Anıtı önünde de anma etkinliği düzenlendi. Srebrenitsa Anıtı’na karanfiller bırakıldı ve güvercin uçuruldu. Parti liderleri, sivil toplum örgütleri sosyal medya hesapları üzerinden ya yımladıkları mesajla katliamda yaşamını yitirenleri andı. Srebrenitsa Katliamında, Ratko Mladiç komutasında Sırp ordusu en az 8 bin 372 Boşnak’ı katlettti. Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önlememişti. l Haber Merkezi OHAL Komisyonu, Adil Öksüz’e yakın kişilerin mesleğe iade taleplerini reddetti Yakınları ‘işe iade’ istemiş 15Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden Adil Öksüz’e yakın kişilerin Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu’na “işe iade” için başvurdukları ortaya çıktı. Komisyon ise aralarında Öksüz’ün kardeşi ve yeğenlerinin de bulunduğu kişilerin başvurusunu “örgütle bağlantılarını ortaya koyarak kabul etmediği” öğrenildi. AA’nın haberine göre, FETÖ’nün darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) meslekten ihraç edilenler, bursu kesilen öğrenciler, rütbeleri alınan emekli güvenlik personeli, kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin başvurulara bakmak üzere kurulan komisyonun kararları arasında “FETÖ’nün TSK imamı” firari Adil Öksüz’ün yakın çevresindekilerin mesleğe iade talepleri de yer aldı. Komisyon, Öksüz’ün meslekten ihraç edilen akademisyen kardeşi Ahmet Öksüz, öğretmen bacanağı Ökkeş Tetik, yeğenleri İsmail ve Sahure Öksüz ile imam Hacı Ahmet Öksüz, sınıf arkadaşı öğretim üyesi İsmail Acar, hocası olduğu iddia edilen eski Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Davut Aydüz’ün kamu görevine geri dönebilmek için yaptıkları başvuruları FETÖ ile irtibat ve iltisak gerekçesiyle reddetti. Yeğeni de ‘mahrem imam’ Komisyon, Ahmet Öksüz’ün, Bank Asya’ya 400 bin liranın üzerinde para yatırdığını tespit etti. Çocuklarını FETÖ okullarında okutan ve örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Ahmet Öksüz’ün geçmişte FETÖ’ye ait kolej ve üniversitelerde çalıştığı tespit edildi. Adil Öksüz’ün, Muğla’da öğretmenlik yaparken FETÖ ile irtibatı nedeniyle meslekten çıkarılan ve örgütün askeri mahrem imamı olduğu belirlenen yeğeni İsmail Öksüz’ün ByLock kullanıcısı olduğu, Bank Asya’ya para yatırdığı, kamu görevinden ihraç edildikten sonra da itiraz dilekçelerini hazırlamak için örgüt mensuplarıyla bir araya geldiği belirlendi. Ökkeş Tetik’in ise Bank Asya’ya para yatırdığı, kapatılan Aktif Eğitimler Sendikası üyesi olduğu ve örgüte ait okullarda çalıştığı tespit edildi. Komisyon, Sahure Öksüz’ün 2010’daki KPSS sorularını önceden alarak sınavda yüksek başarı elde ettiğini ortaya koydu. Öksüz’ün hocası Davut Aydüz’ün ise Bank Asya’ya para yatırdığı, kapatılan Cihan Medya Dağıtım Şirketi’ne bin 800 lira mali destek sağladığı tespit edildi. l ANKARA/Cumhuriyet Ayasofya Meydanı’nda 15 Temmuz Mehter Marşı 15Temmuz şehitleri anısına “15 Temmuz Mehteri” hazırlandı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, marşı sosyal medya hesabından paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da şair Necip Fazıl Kısakürek’in dizelerini okuduğu klibin Ayasofya Meydanı’nda çekilmesi dikkat çekti. l ANKARA Kadın örgütleri pek çok kentte meydanlara çıkarak uyardı: KADIKÖY KAYIP DOKU’NUN ABLASI: ESKİŞEHİR ‘İstismara af’tan vazgeçin TCK 103 Çocuk Cinsel İstismarına Karşı Kadın Platformu bileşeni kadın örgütleri, dün, bir kez daha onlarca ilde son günlerde sık sık gündeme getirilen çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimleri ile İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Şiddet Yasası’na yönelik yapılan açıklamalara karşı eylem yaptı. Platform bileşeni kadın örgütleri, başta Şanlıurfa, Edirne, Antakya, Çanakkale, Gaziantep, Hatay, Trabzon, Ankara, Hakkâri, Bursa, Diyarbakır, Erzincan, Batman, Mardin, Kocaeli, Antalya, Ayvalık, Bodrum, Eskişehir, İstanbul, Muğla olmak üzere yaklaşık 30 kent ve ilçe merkezinde çeşitli eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. 300 kadın örgütünün yer aldığı ve 91 kurumun destek olduğu platform, dün düzenlediği eylem ve etkinliklerde iktidara seslenerek şu taleplerde bulundu: n Çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden tamamen vazgeçin ve bunu kamuoyuna derhal ilan edin. n İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı karalamaktan vazgeçin. n Kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddeti durdurun. n Kadınların kazanılmış haklarını tehdit etmekten vazgeçin. l Haber Merkezi Zamanla yarışıyoruz Aygül Doku Tunceli’de 189 gün önce kaybolan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’yu arama çalışmaları yüzey taraması ile devam ederken, ablası Aygül dosyaya yeni giren HTS kayıtlarından kardeşinin kaybolmadan bir gece önce sabaha kadar uyumadığının anlaşıldığını söyledi. Munzur Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Gülistan Doku’yu sualtında arama çalışmaları geçen hafta durdurulmuştu. Sadece AFAD ekipleri botla, Uzunçayır Baraj Gölü’nde suüstü ve kıyı araması gerçekleştiriyor. Kayıp kardeşinin dosyasına yeni evrak girdiğini ve başsavcıyla görüştüklerini belirten abla Aygül Doku, “Gülistan’ın telefonuna baktığımızda Gülistan o gece sabaha kadar uyumamıştı. Saat 01.54’te, 02.14’te, 02.19’da, 04.19’da, 06.19’da ve 09.00’a kadar telefonu aktif. Erkek arkadaşıyla konuşuyordu muhtemelen. Erkek arkadaşı bu verilere göre neden o geceyi aydınlatmıyor” dedi. Dosyada da farklı gelişmeler olduğunu ifade eden Doku, “Başsavcı taleplerimizi kabul etti. Belki de kızımız zorla bir yerde tutuluyor. Biz zamanla yarışıyoruz” diye konuştu. l Haber Merkezi KHK ile işine son verilen öğretmen Dersulu’ya polisi darp ettiği iddiası ile dava açıldı Müştekiyi dinlemeden ceza ZEHRA ÖZDİLEK Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 14 yıllık öğretmenken işine son verilen ve Yüksel Caddesi’nde “işimi istiyorum” eylemi yapan Mehmet Dersulu’ya bir polisi darp ettiği iddiası ile dava açıldı. Mahkeme heyeti duruşmada müşteki polisi dinlemeden Dersulu’ya, “Görevi Yaptırmamak İçin Direnme” suçundan 5 ay hapis cezası verdi. Dersulu, “Gülnaz Bozkurt’un saçlarını kökünden yolan, Nazan Bozkurt’un göz kemiğini kıran, astım hastası Acun Karadağ’a yakın mesafeden gaz sıkan, Alev Şahin’i önlükle boğmaya çalışan polislere ‘işlerini yapmışlar’ deyip takipsizlik kararı verilirken ben tekme atmadığım halde hapis cezası verildi” dedi. KHK ile 2017’de ihraç edi len Mehmet Dersulu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Görevi Yaptırmamak İçin Direnme’ suçunu işlediği iddiasıyla dava açıldı. İddianamede müşteki olarak yer alan E.B. ifadesinde Dersulu’nun gözaltı sırasında tekmesinin bacağına geldiğini ve onun etkisiyle gözaltı aracının kapı demirine çarparak hafif nitelikte yaralandığını belirtti. Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya polis E.B. hiç katılmadı. Mahkeme heyeti müşteki E.B.’yi dinlemeden kararını açıklayarak Dersulu’yu 5 ay hapis cezasına çarptırdı. Dersulu, kendisinin kimseye tekme atmadığını belirterek anons yapılmadan müdahale edildiğini ve direnmediğini söyledi. Dersulu, “Sistematik olarak işkenceyi gören de ceza alan da biziz” dedi. l İSTANBUL GAZİ OLMAK İSTİYOR Askerde engelli kaldı KÜBRA KÖKLÜ Elazığ’ın Baskil ilçesinde askerlik yaptığı sırada ranzadan düşerek yüzde 40 engelli kaldığını iddia eden Burhan Komşu, “Sağlıklı bir şekilde girdiğim asker ocağından, epilepsi hastası olarak ayrıldım. Bu yüzden iş bulamıyorum. Bakmak zorunda olduğum bir ailem ve çocuklarım var. Gazi olmak istiyorum” dedi. Sağlam raporu alan ve askerlik görevine başlayan Burhan Komşu, uyuduğu ranzadan düştü. Bunun sonucunda yüzde 40 engelli olduğunu öne süren Komşu, 13 Ekim 2016 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurarak Jandarma Genel Komutanlığı’nın bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’na maddi ve manevi tazminat davası açtı. Ancak Elazığ 1. İdari Mahkemesi davayı reddetti. Ret kararını Gaziantep 3. İdare Mahkemesi’nin bozması üzerine davalı olarak Savunma Bakanlığı da eklendi. Davanın sonuçlanmamış olmasına tepki gösteren Komşu, “Yataktan düşerek bilincimi kaybettim. Askerlik göreviminde eve gönderilince engelim nedeniyle hiçbir yerde iş bulmadım” dedi. Burhan Komşu’nun avukatı Ömer Atmaca ise istenen tüm belgeleri dava dosyasına koyduklarını belirterek, “Tüm bunlar bizim dosyamızın uzamasına neden olmakta ve müvekkilim için telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmaktadır” dedi. l İSTANBUL Parlamenter sisteme son verip yerine “canım böyle istedi” yöntemiyle devletin darmadağın edildiği dönemin başlangıcının ikinci yılındayız. 24 Haziran 2018 seçimlerinden iki hafta sonra resmen başlayan bu dönemin Türkiye’yi ne hale getirdiği ortada... Herkes bakıyor ama çoğunluk görmüyor! Giderek kangrenleşen sorunlar ancak daha büyük bir sorun üretilerek gündemden “düşüyor”! AKP, bu yapı içinde iktidardan gitmemeyi kafasına koydu. Bunun yapıtaşlarını da örmeye devam ediyor. Böylesi yöntemler her kesimde korku üretir. En çok da iktidarda. Zira bunca yaptıklarından sonra “ya devran dönerse” endişesi başlar. Hiç devran dönmeyecekmiş gibi davranırlar ama... Tarihe baktığımızda bunun tonlarca örneği vardır. HHH Baroları parçalama yasası devleti çözmeye son örnek. Kendilerince siyasal düzeni kurdular, şimdi toplumsal düzeni kurmanın peşindeler. Toplumda iktidarı denetleme gücüne sahip hiçbir mekanizma bırakmak istemiyorlar. Baro başkanları, meslek onurunu ve baro kurumunu korumak için her şeyi yaptılar. Yerine göre militanca davrandılar ama toplumsal meşruiyetin dışına çıkmamaya büyük özen göstererek hareket ettiler. Yasanın Meclis’te görüşüldüğü günler, “yasama kurumu” olarak Meclis’in, yargının üç önemli ayağından biri olan avukatlara kapatıldığı bir süreç olarak belleklerde kalacak. Meclis, AKPMHP işbirliği ile sonuçları çok tartışılacak bir yasa çıkardı. Dün sabaha karşı çıkan yasa, baro başkanlarının neredeyse tamamının karşı çıktığı “çoklu baro”yu getiriyor. Buna göre 5 binden fazla üyenin bulunduğu baroda, 2 bin avukat ayrılıp başka baro kuracak! Her baro, üst kurum olarak Türkiye Barolar Birliği (TBB) genel kurulunda aynı delege sayısı ile temsil edilecek. 30 avukatın bulunduğu bir ilde baro kurulabiliyor. Buna göre matematiksel olarak 30 avukatla 30 bin avukat aynı sayıda delege çıkaracak. Anlatım kolaylığı bakımından vurgulayalım: Örneğin nüfusu 50 bin olan il ile 5 milyon olan il TBMM’ye aynı sayıda milletvekili gönderecek. Bunun hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. Zaten AKP’li milletvekilleri de yapamadılar. İçeriğini ve sonuçlarını bilmedikleri bir yasaya parmak kaldırdılar. Bunun ilk sonucu, büyük illerin barolarını bitirmek, devamında TBB’yi etkisizleştirmek olacak. Devamı daha vahim gelebilir. Yasa, İstanbul’da 20, Ankara’da 10, İzmir’de 5 ayrı baro kurulmasına izin veriyor. Bu barolar ne tür barolar olabilir? Pek çok sağduyulu avukat şöyle diyor: “Sonuçta bizim mesleğimizde aklın yolu kazanır. Barolarda büyük bir parçalanma olmaz...” Bu iyi niyetli yaklaşımın tutmasını diliyoruz. Ancak parçalanmada AKP öncülük edebilir. Bu karşı tepki doğurabilir. AKP barosuna karşı mevcut baronun daha etkili olmasını isteyenler kendi aralarında bölünebilir. Bunun devamı, yargıya olan güvenin daha da zayıflayacağı, yozlaşmanın artacağı bir kaostur. Anayasa Mahkemesi (AYM) ne yapar? Son dönemde aldığı kararlar parçalı bulutlu, umut var! Ancak bu dosya önüne geldiğinde öncelikli olarak yürütmeyi durdurursa zarar azaltılabilir. Şimdi barolar ne yapacak? Önlerinde toplumsal meşruiyeti koruyarak yürümeleri gereken zorlu bir yol var. Kendi içlerinde parçalanmadan sorumluluk bütünlüğü gerekiyor. Bu direnişi gösteren o duruşu da gösterebilir. HHH Sonuçta, demokrasiyi, Cumhuriyeti, devrimleri halkın içinde kabul gördüğü kadar koruyabileceğiz. İktidar, dindar ve kindar bir nesil yetiştirip bütün birikimleri yok etmek istedi. Böyle bir nesil yetiştiremedi! Şimdi zorlamalarla, hassasiyetleri derinleştirip bunlar üzerinden ayrışma yaratarak böyle bir nesil varmış gibi davranıyorlar. Cumhuriyet toplumda yer etti, kabul gördü. Bakmayın imaj bombardımanına... Bakmayın, sosyal medyadan yakınıp sosyal medya üzerinden saldırmalarına... Bakmayın, işsizlikten enflasyona kadar her sorunun altında kalıp tepeden bakmalarına... Bakmayın, Libya’dan Suriye’ye her yerde tökezleyip “dünya bize hayran” dediklerine... Böyle gitmeyecek! CUMARTESİ Yüzleşmeye ihtiyaç var ANNELERİ’NİN 798. OTURUMU Cumartesi Anneleri eylemlerinin 798. haftasında, 40 yıl önce Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 18 yaşındaki Recep İkincisoy’un akıbetini sordu. Bu haftaki eylem de salgın nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınla yapıldı. Yapılan açıklamada, “Büyük travmalar yaşamış toplumlarda bu travmaların atlatılması, tekrar travma yaşama olasılığını ortadan kaldıracak güvenceli bir ortam yaratılması ile mümkündür. Bu ortamı yaratmak için yaşananlarla yüzleşilmesi ve hesaplaşılması şarttır” denildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle