19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 16 HAZİRAN 2020 SALI EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER AZERBAYCAN’IN ANKARA BÜYÜKELÇISI İBRAHIM CUMHURIYET’E KONUŞTU: Türkiye için güvenceyiz Büyükelçi Hazar İbrahim, Azerbaycan’ın enerji konusunda Türkiye’yle ilişkilere sadece ticaret olarak bakmadığını, Türkiye’nin enerji güvenliğini de savunduklarını söyledi. Büyükelçi İbrahim, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiyi “Dünyada eşi benzeri yok” diye tanımladı. HÜSEYİN HAYATSEVER Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, koronavirüs salgını sürecinde ticarette düşüş beklentisi olmasına karşın salgının bazı alanlarda yeni fırsatlar yarattığına dikkat çekerek “Salgının başlangıcından bu yana BaküTiflisKars demiryolu üzerinden yapılan taşımacılık yaklaşık 4 kat arttı” dedi. Azerbaycan ve Türkiye’nin savunma sanayii alanında ortak üretim konusunu görüştüğünü belirten İbrahim, şubat ayında imzalanan anlaşma kapsamında Azerbaycan’ın Türkiye’den alacağı savunma sanayii ürünlerinin henüz belirlenmediğini bildirdi. Büyükelçi İbrahim, Cumhuriyet’e verdiği mülakatta TürkiyeAzerbaycan ilişkileri ve koronavirüs salgını sürecinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. ‘Yardımı doğru bulmadık’ Koronavirüs salgınının başlangıcından itibaren iki ülkenin yakın işbirliği yaptığını, ülkelerin isteyen vatandaşları tahliye etmek için karşılıklı olarak uçuşlar gerçekleştirdiğini kaydeden İbrahim, salgın sürecinde Azerbaycan’ın Türkiye’den tıbbi malzeme ithalatı yaptığını belirterek “Türkiye, 100’den fazla ülkeye yardım gönderdi fakat biz Azerbaycan olarak yardım istemeyi doğru bulmadık. İhtiyacımız olduğu noktada Türkiye’den istediğimiz malzemeleri ve ürünleri satın aldık” dedi. İbrahim, talep ettikleri sağlık malzemeleri için kısa sürede ithalat izni aldıklarını, bu konuda Türk makamlarına müteşekkir olduklarını bildirdi. Koronavirüs salgınının başlangıcında Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’a ait Petkim ve Star Rafineri’nin Türkiye sağlık endüstrisi için gerekli ürünlerin üretimini yaptığına dikkat çeken İbrahim, “Böylece Türkiye bu malzemeleri ithal etmek zorunda kalmadı. Star Rafineri ve Petkim’in ürettiği ve çok uygun fiyata sattığı hammaddelerle önemli sağlık ürünleri Türkiye’de üretiliyor ve bu ürünler hem yardım olarak birçok ülkeye gönderiliyor hem de satılabiliyor” dedi. Azerbaycan’ın, enerji konusunda Türkiye’yle ilişkilere sadece ticaret olarak bakmadığını, Türkiye’nin enerji güvenliğini de savunduklarını söyleyen İbrahim, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) mart ayı verilerine göre, Türkiye’nin yaptığı doğalgaz ithalatında en büyük payın Azerbaycan’a ait olduğuna dikkat çekti ve doğalgaz fiyatı konusunun hiçbir zaman iki ülke arasında bir sorun başlığı olmadığını belirtti. İbrahim, “Şunu kesin olarak söyleyebilirim; doğalgaz, petrol ve diğer konularda fiyat TürkiyeAzerbaycan ilişkilerinde hiçbir zaman bir sorun olmadı. Zaten bir sorun olsaydı Azerbaycan gazının Türkiye’nin iç tüketimindeki payı ilk sıraya yerleşmezdi” diye konuştu. ‘Ortak üretimi konuşuyoruz’ Türkiye ve Azerbaycan, 25 Şubat’ta Askeri Mali İşbirliği anlaşması imzalamış ve Türkiye, savunma sanayii alımı için Azerbaycan’a 200 milyon TL hibede bulunmayı taahhüt etmişti. Geçen hafta Azerbaycan basınına dayandırılarak yapılan haberlerde Azerbaycan’ın Türkiye’den helikopter ve insansız hava araçlarının da bulunduğu araçlar almayı planladığı yazılmıştı. “200 milyon TL, savunma sanayii alanında ancak bir ürünün fiyatı olabilir, savunma sanayii alımımız 200 milyon TL ile sınırlı kalması imkânsız” diyen İbrahim, konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirterek “Bu alanda sadece Türkiye’den satın alma değil, bu konuda ortak üretim konuları görüşülüyor. Türkiye ve Azerbaycan bu konuda işbirliği içinde olacak. Savunma sanayii alanında DÜNYADA BENZERİ OLMAYAN EŞSİZ BİR İLİŞKİ 1918’de ilan edilen İlk Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünün 28 Mayıs’ta, Osmanlı Devleti ile Azerbaycan arasında imzalanan ilk anlaşma olan Batum Anlaşması’nın yıldönümünün de 4 Haziran’da kutlandığını anımsatan İbrahim, TürkiyeAzerbaycan ilişkilerini “dünyada benzeri olmayan eşsiz bir ilişki” olarak tanımladı. Hazar İbrahim nasıl bir işbirliği yapılabilir konusundaki görüşmeler sürüyor” ifadelerini kullandı. ‘Minsk’te yeni beklenti yok’ Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazandığı 1991’den bu yana çözülemeyen ve Ermenistan işgali altında olan Karabağ konusunda Türkiye’nin her zaman Azerbaycan’a uluslararası hukuk temelinde destek verdiği belirten İbrahim, “Biz tamamen uluslararası hukuk temelinde bu sorunun çözülmesini istiyoruz. BMGK kararları açık, Azerbaycan toprakları işgal altında ve bu işgalin sona ermesi gerekiyor” dedi. İbrahim, Karabağ sorununun çözümü, ABD, Rusya ve Fransa’nın eşbaşkanlığını yürüttüğü ve Türkiye’nin de üyesi olduğu AGİT Minsk Grubu çerçevesinde yapılan görüşmelerle ilgili de “Şahsen AGİT Minsk Grubu çerçevesinde yapılan görüşmelerde yakın dönemde yeni bir gelişme yaşanmasını beklemiyorum. Ermenistan’daki yeni yönetim de maalesef eski yönetimin yanlışlarını devam ettiriyor” diye konuştu. l ANKARA NECATİ SAVAŞ ‘EDEBIYAT BİZİ YAKINLAŞTIRIR’ İki ülkenin kültür alanında sınırsız bir işbirliği olduğunu, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki işbirliğinin diğer Türk Cumhuriyetleri için örnek teşkil ettiğini söyleyen İbrahim, Türk dizilerinin Azerbaycan’da sevilerek izlendiğini, bazı dizilerdeki Azerbaycanlı karakterlerin, Azerbaycan’da bu dizilere olan ilgiyi artırdığını belirtti. Kültür alanında dil konusunun en önemli başlık olduğuna dikkat çeken İbrahim, “Hem Azerbaycan’da hem Türkiye’de Türkçemizin daha iyi anlaşılması için çabalamalıyız. Azerbaycan’da Anadolu Türkçesini daha kolay anlıyorlar, ancak Türkiye’de Azerbaycan Türkçesi biraz daha zor anlaşılıyor. Edebiyat eserlerimizi ülkelerimizde yaygınlaştırarak bu işe başlayabiliriz, ama çevirmeyerek bunu yapmamız lazım. Azerbaycan’da Türkiye’den gelen kitaplar çok. Azerbaycan dilindeki kitapları da Türkiye’de daha fazla yaygınlaştırırsak bu bizim yakınlaşmamıza yardımcı olur” diye konuştu. Büyükelçi İbrahim, arkadaşımız Hüseyin Hayatsever’e konuştu. IŞİD OPERASYONU TSK, Irak’ın kuzeyine son dönemin en kapsamlı operasyonunu yaptı Irak uyruklu 8 kişi yakalandı PKK hedeflerine operasyon Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, yasadışı yollardan Türkiye’ye giren Irak uyruklu 10 kişinin yakalanması için dün sabah saatlerinde operasyon düzenledi. Terör örgütü IŞİD’e yönelik düzenlenen operasyonda, IŞİD içinde faaliyet gösterdikleri ve örgütün yurtdışındaki çatışma bölgelerinde bulundukları belirlenen şüphelilerden 8’i gözaltına alındı. Zanlılar, ifade işlemleri için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken, diğer iki şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü kaydedildi. l ANKARA / Cumhuriyet Askerlikten önce virüs testi Milli Savunma Bakanlığı, sosyal medyadan askere alımlarla ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Haziran 2020’de silah altına alınacak bedelli yükümlüler, yapılacak PCR testinin negatif çıkmasına müteakip askere sevk edilecektir. Covid19 tedbirlerine riayet edilerek icra edilecek bir aylık eğitimlerinin sonunda yemin ederek terhis edileceklerdir” ifadelerine yer verildi. l ANKARA / Cumhuriyet Önceki gece 30’dan fazla F16 savaş uçağının katılımıyla Irak’ın kuzeyinde teröristler tarafından üs olarak kullanılan Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Avaşin, Basyan ve Hakurk’taki hedeflere hava harekâtı düzenlendi ve belirlenen 81 ayrı hedef vuruldu. Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK’nin üslenme noktalarına yönelik düzenlenen operasyonu Milli Savunma Bakanlığı, önceki gece yarısı “PençeKartal Operasyonu başladı. Uçaklarımız teröristlerin inlerini başlarına yıkıyor” açıklamasıyla duyurdu. Yurt genelindeki muharip üs komutanlıklarından kalkan savaş uçakları düzenledikleri harekâtlarda önceden belirlenen mağara, sığınak ve mühimmat deposu gibi hedefleri vurdu. Operasyon, Irak’ın kuzeyinde çok geniş bir alanda icra edildi. Operasyon kapsamında vurulan Haftanin, Zap, Avaşin Basyan Irak’ın Türkiye sınırına, Sincar ve Karacak Irak’ın Suriye sınırına, Hakurk ve Kandil ise Irak’ın İran sınırına yakın bölgelerde bulunuyor. PençeKartal Operasyonu’yla son dönemde Irak’ın kuzeyinden karakol ve üs bölgelerine taciz ve saldırı teşebbüslerini artıran PKK’nin bölgedeki etkinliğine darbe vurulması hedeflendi. Harekâtta Hava Kuvvetle Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’nde harekât öncesinde brifing aldı. Akar ve komutanların talimatlarının ardından başlayan harekât, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’nden sevk ve idare edildi. ri Komutanlığı’na bağlı F16 savaş uçaklarının yanı sıra insansız hava araçları, havadan ihbar ve kontrol (HİK) uçağı ile tanker uçakları da yer aldı. Milli Savunma Bakanlığı’nın operasyona ilişkin paylaştığı görüntülerde uçakların hedefleri vurmasının hemen ardından mağaralarda ikincil patlamaların meydana geldiği görüldü. Bu patlamaların hedeflerdeki mühimmat ve akaryakıtın isabet almasından dolayı yaşandığı belirtildi. Teröristlerin, vurulan bazı kritik hedeflerdeki ağır zayi at sonrasında sivil halkı canlı kalkan olarak kullanmak için köylerden toplamaya başladığı, bunun üzerine sivil halka zarar vermemek için bazı hedeflere yapılacak atışların iptal edildiği bildirildi. Akar’dan tebrik Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, harekâtın tamamlanmasının ardından üslerine dönüş yolunda olan pilotlara telsizden seslendi. Pilotları başarıyla tamamladıkları görevlerinden dolayı tebrik eden Akar, “PençeKartal Operas yonumuz, sizlerin fedakârlığı ve kahramanlığıyla başarıyla tamamlandı. Terör yuvaları yerle bir edildi. Ülkemizi, milletimizi, karakollarımızı, üs bölgelerimizi taciz eden, buralara saldırı planlayan terör yuvaları teröristlerin başlarına yıkıldı. Bundan dolayı hepinizi kutluyoruz. Sizlerle gurur duyuyoruz. Bugüne kadar yaptıklarınızdan dolayı sizi, şahsım, Genelkurmay Başkanımız ve Kuvvet Komutanlarımız adına kutluyorum. Vatan size minnettar” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet Dış politika, ip üzerinde cambazlık değildir PKK’ye karşı Kuzey Irak’ta düzenlenen harekâtta, yeni İHA’ların desteğinin kullanılıyor olması, (Libya’da da dış basında yorumlara neden oldu) bir askeri güç üstünlüğü durumu ve duygusu yarattı ve askeri yöntemlerle bu işi bitiririz kanaatini yaygınlaştırdı. Özellikle iktidar saflarında. Şüphesiz “askeri başarı” sevindiririr, fakat büyük güçlerin egemenlik sahasına dönüşen Ortadoğu’da çözümü doğurma olasılığı zordur. Ortadoğu önemli ölçüde ve güncel olarak “Suriye” sorunudur. Suriye’nin parçalanmışlığıdır. Esas sorumlu ABD ve Batı’dır Bu parçalanmışlıkta ana sorumluluk Batı dünyasına aittir. ABD, Fransa, İngiltere ve bunların araç ve para babası olarak kullandığı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler ve şüphesiz ki İsrail. İran ve Rusya yok mu? Şüphesiz askeri olarak sahadalar, fakat Suriye’nin bölünmesi için değil bütünleşebilmesi için. İran’ı rahat anlayabiliriz, Suriye’nin parçalanmasından en çok zarar görecek ülkelerin başında geliyor. Eğer Suriye, ABD ve İsrail’in bir uydusuna, kontrol ettiği bir ülkeye dönüşürse, doğrudan İran’a dayanacaklar. Ortadoğu tamamen paramparça, etnik ve mezhepsel kavimlere dönüşecek. Uluslu devletler parçalanacak ve her biri güdülenen birer kavimlere dönüşecek. İstedikleri de bu zaten. Suriye’de Rusya’nın ve İran’ın varlığı bunu engelliyor. Suriye’nin siyasi ve merkezi bütünlüğünün sağlanmasından en çok yararı görecek ülkelerden biri, dahası başlıcası Türkiye’dir. Oradaki Kürt yapılanmasının Şam’ın merkezi kontrolüne girmesi, Türkiye’yi rahatlatacak en önemli çözüm yoludur. Ankara’nın çözümsüzlük politikası Ankara, Suriye’nin toprak ve siyasi bütünlüğünü birliğini mi istiyor, yoksa parçalanırsa benim de kontrol edeceğim bir bölge olsun politikası mı güdüyor... İlk operasyonlar, AmerikanPKK koridorunu engellemedi ve Suriye’nin Batı’da daha hâkim duruma gelmesini sağladı. Ama Türkiye’nin İdlib’de izlediği politika, Suriye’yi Batı ve İsrail politikalarının (parçalanmış Suriye) uygulanmasına açık hale getiriyor. Türkiye ile Rusya arasında kararlaştırılan bakanlar düzeyindeki görüşmelerin iptali, İdlib’i yeniden alevlendireceğe benziyor. Türkiye “HTŞ vb.” örgütlerinin varlığını, son yapılan anlaşmaya rağmen, “statikleştirme” politikası izliyor. Rusya ve Şam ise İdlib konusunu çok da geleceği bilinmezliklere havale etme niyetinde olmayacaklardır. Ankara’nın hem Suriye’de hem de Libya’da Amerika’yı devreye sokma çabaları ve Suriyeİdlib politikası, Türkiye’yi ip üzerindeki cambaz pozisyonuna soktu. Suriye’de çözümsüzlük politikası sürdürülebilir değil.. Bölgede sadece Ortadoğu’nun parçalanmasına hizmet etmektedir. ‘Vekilim rahatsız olmasın’ SEYHAN AVŞAR 10Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin acılı babası Faik Deli hakkında İçişleri Bakanlığı Müfettişliği’nce soruşturma başlatıldı. Faik Deli’nin TBMM’ye ziyarete gittiği bir gün Dicle Deli’ye “terörist” diyen AKP İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’a “rahatsız edici sözler” söylediği öne sürüldü. Baba Faik Deli’nin avukatı Nesrullah Oğuz, “Esas rahatsız edici olan Türkiye tarihinde meydana gelen en büyük katliamda yaşamını yitiren gencecik bir insanın cenazesini ‘teöririst cenazesi’ olarak adlandırmaktır” dedi. AKP Milletvekili Serkan Bayram, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Dicle Deli’nin cenazesine giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “terörist” cenazesine gittiğini söylemişti. Faik Deli bu ifadelerin ardından AKP’li Bayrak hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bakırköy Belediyesi’nde memur olarak çalışan Faik Deli, 9 Temmuz 2019 günü TBMM’ye bazı milletvekillerini ziyarete gitti. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri baba Faik Deli’nin Meclis’in ana binası kapısında yanında bulunan 4 kişi ile beraber AKP’li vekil Serkan Bayram hakkında “rahatsız edici şekilde” konuştuğunu öne sürerek Deli’nin savunmasının alınmasını istedi. Söz konusu evrakta “rahatsız edici sözlerin” ne olduğu ise belirtilmedi. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle