27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 13 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ TASARIM: EMİNE BİLGET DİZİ/HABER Koronavirüs rakamlarına ‘vaka’ olarak yansıyanlardan biri ‘Virüs geçer de FikretYalçın...Bir kurye firmasının on yıllık çalışanı. Karantinadaki evinde virüsün neler yapabileceğinden ekmek nasıl çok,maaşının kesileceği korkusunu kazanıl?ır’ ySaölngeıntilsiyırolarrla yaşıyor... TÜRK TABIPLERİ BIRLIĞI AÇIKLADI Sağlıkçılarımızın her birinin kahraman olduğuna elbette kuş RAKAM DEĞİL ku yok. Kendi yaşamlarını düşünmeden hayat İNSAN 3 kurtardıklarını kabul et memek olur mu? Doktorun dan hemşiresine, cankurtaran sürücüsünden sedye taşıyıcısına hepsi takdiri elbette hak İPEK ÖZBEY MUSTAFA K. ERDEMOL ediyor. Ama bu salgın, bazı meslek mensuplarının ne kadar önemli olduğunu da öğretti bize. Değersiz meslek yok elbette, en önemsiz sandıklarımıza bile ne kadar ihtiyaç duyuyormuşuz, acı bir biçimde deneyimledik. Emeğe dayalı hiçbir meslek değersiz değildir ayrıca. Salgın öncesi, rahatına düşkün olanlarımızın on line olarak verdiği siparişleri ayaklarına kadar getiren kuryeler örneğin. Onları da alınan önlemlerin bir parçası yapıverdik. Bizim, biz virüs kapmayalım diye korucuya dönüştürdüğümüz insanlar oldular. Kuryenin getirdiği pakette virüs var mı yok mu bilemeyiz ama virüse kolay yakalanan kesimler arasında kuryeleri de sayabiliriz rahatlıkla. Gitmedikleri ev, apartman, işyeri yok neredeyse. Fikret Yalçın, bir kurye şirketinde çalışan Batmanlı bir genç. İlkokul mezunu, çalıştığı uluslararası kargo firmasının merkezinde dağıtımı düzenleyenlerden, nakil araçlarına yükleme yapanlardan biri. Paketlerden bulaştığına tanık olmadık diyenlerin erken bir yargıya vardığının da en iyi örneklerinden biri Yalçın. Çünkü, o kapı kapı dolaşanlardan olmasa da merkeze gelen paketleri düzeleyen bir emekçi. Koronavirüs Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Türkiye’nin koronavirüsle mücadelede 3 ayını değerlendirdi. Açıklamada, salgın nedeniyle 23’ü hekim 43 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği belirtildi, “4 bin 763 insanımızı kaybettik. Vaka sayısında dalgalanma sürüyor. Her gün testi pozitif çıkan bine yakın hastamız oluyor. PCR testi negatif olan ancak COVID19 tedavisi alan kaç hasta var? Bilmiyoruz, çünkü açıklanmıyor. Salgın sırlarla yönetiliyor” denildi. ‘İlkini bastırmadık’ Açıklamada, “11 Mayıs’tan bu yana AVM’ler başta olmak üzere kapanan bütün işyerleri hızla açılırken , ‘çok başarılıyız’ açıklamaları peş peşe geliyor, zaman zaman 2. dalga ne zaman gelir tartışmaları yapılıyor ancak salgının en yıkıcı et yan bir şekilde erkenden ilan edilebiliyor” eleştirisi getirildi. ‘Hayretle izliyoruz’ “Vakalar hafifledi açıklamalarını hayretle izliyoruz. Kanıt nerede? Salgın eğrisinin tepe noktasına ulaştıktan sonra çıktığı hızla iniş göstermemesi ve özellikle 11 Mayıs’taki erken açılmanın ardından doğrulanmış olgu sayılarındaki kümelenmeler ve karantina uygulamaları salgının kontrol altında olduğunu söyleyebilmek için henüz erken olduğunu gösteriyor.” Açıklamada, sokağa çıkma yasağı kararı da değerlendirildi: “Sağlık Bakanı’nın açıklaması nedeniyle kamuoyunda hafta sonu sokağa çıkma yasağı yok algısı yerleşmişken, İçişleri Bakanlığı’nın 14+1 ilde sokağa çıkmayı yasaklaması ve ertesi gün Cumhurbaşkanı’nın yasağı Paketlerden bulaştı Ama ne var ki, emeküretim sürecinde hakları yenen bir mesleğin mensupları onlar. Kolayca işlerini kaybedebilirler örneğin, çünkü yerlerini alacak binlerce işsiz var. Dürüstlük, hız yeteneği gibi önemli birkaç meziyete sahip olanların yapabilecekleri bir meslek çünkü. Dolayısıyla ayrılanın yeri bu niteliklere sahip başkalarınca doldurulabiliyor. Bu daha çok “fast food” olarak adlandırdığımız sektörde geçerli tabii. Uluslararası alan da faaliyet gösteren büyük kargo fir nedeniyle karantinada; “Bana muhtemelen düzenlemelerini yaptığım paketlerden bulaştı” diyor. Yüzlerce kişiye iki tuvalet Yani mesleki riski fazla olan bir işkolunun koronavirüs bulaşmış bir emekçisi. 14 kardeşi var. Yirmi yıldan fazladır yaşadığı İstanbul’da tekstilde ütücülük de yapmış, lokantada da çalışmış. On yıldan beri de uluslararası alanda faaliyet gösteren bir kurye firmasında çalışıyor. Öyküsünü dinledim. “Nasıl oldu” diye sordum. kisini gösterdiği ilk dalgayı tam olarak bastırabilmiş değiliz. Üstelik bütün dünyada tedavide kullanılan ilaçlarla ilgili yaygın bir tartışma hâlâ devam ediyor. Bunlar bilinmesine rağmen Türkiye’nin tedavideki başarısı bilimsel çalışmalara dayanma kaldırması, pandemi yönetimindeki eşgüdüm eksikliğini ortaya koymaktadır. 65 yaş üstü yurttaşlarımızın 10.0020.00 arasında sokağa çıkabileceği kararının ise bilimsel gerekçelerini henüz bilmiyoruz” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet 23 NİSAN PERŞEMBE 41 BİN 13 2 MILYON 541 BIN 903 175 BIN 218 malarının bu alanda eğitimli elemanlarından söz etmiyorum. Bizim konumuz yüz yüze olduğu “Belki de herkesten fazla dikkatliydim. Ama ben de koronavirüse yakalandım” deyince merak ediyor insan haliyle. “Emin 1195 15 4778 664 muz emekçiler... misin dikkat ettiğine” dedim. Verdiği ya Salgından sonra evlerinden dışarı nıt, tüm emekçilerin aslında her zaman 1242 282 149 BIN 102 ya adım atmaya çekinenler, istediklerini karşılaştıkları sorunlara bağlı bir yanıtonlar aracılığıyla getirdiler evlerine. tı tabii. “Zaten başta hijyen yokluğu olmak 29 MAYIS’TAN BERİ İLK KEZ BİNLİ SAYILAR Kurye meslek örgütlerinin verdiği üzere, sağlığımızı tehlikeye atan olumsuz bilgilere göre iş yükü salgın döneminde koşullarda çalışıyoruz. Yüzlerce işçi arkaneredeyse birkaç kat artmış durumda. Sa daşımla çalıştığım yerde bize ayrılmış sa Normalleşme vaka dece iş yükü değil, kuryelerin virüs taşıdı dece iki tuvalet olduğunu söylersem bir ğına inanların sayısı da hayli arttı. fikriniz olur” diyor. sayısını artırdı INSANIN Kenara atılmışlık duygusu içindeyim DEĞERI YOK ANLADIM! Bacaklarında ağrıyla başlamış süreç. Halsizlik ardından geliyor hemen. Önce o da herkes gibi kendisine konduramamış rıca işyerimizde salgın çok ama çok yaygın. Bir önlem alındığı da yok.” Paketlerden de in koronavirüse yakalanabileceği ihtimalini. İlk sanlara virüs geçmez der aklına gelen önlem de eve gidip dinlenmek. ken dikkatli olmalı. Zaten Dinlenmiş mi peki? Hayır tabii ki. “Halsizim, Bilim Kurulu’nun da öner biraz dinlenmem lazım, eve gidebilir miyim” diği önlemler arasında dediğinde bağlı olduğu yetkili tarafından ters eve giren her paketin de lenmiş Fikret Yalçın. Buna rağmen, onu din zenfekte edilmesi gerek lemeyip eve gitmiş. “Hastayım de tiği söyleniyor. Fikret iş dim inanmadılar” diyor. “Burada yerine gelen paketlere insanın değeri yok, biliyordum, böyle bir işlem iyice anladım” diye de ekliyor. yapıldığını anım Dinlenme de ağrılarını, halsizliğini gidermeyince en yakın sağlık ocağına görünüyor. Sırtında da ağrı başlamış. Önce “şeker olabilir” demişler. Ardından Florence Nightingale’e düşmüş yolu. Yapılan testte sonuç pozitif çıkınca, on çeşit ilaç verilip, “evde Ülkenin her yerine gidecek irili ufaklı hemen hemen tüm paketler benim de elimden samıyor, “Hiç görmedim” diyor. Kardeşlerinden biri de koronavirüse yakalanmış ama ne mutlu ki o “atlatmış”. “Ben de herhalde atlatırım” diyor Fikret. Ama ciddi anlamda kızgın. İşyerin kal” denmiş Fikret’e. Ben konuş geçiyor. de salgın öncesi de bir özensizlik ol tuğumda karantinanın beşinci gü İşyerimizde duğunu vurguluyor. Salgın başladık nündeydi. Ne tür bir karantina di salgın çok ama tan sonra bile, onca duyuruya, dikkat ye sordum hemen. “Ailemle yaşıyorum, eşim ve üç çocuğumla” deyince onlara test yapılıp yapılmadığını merak ettim. Karantina çok yaygın. Bir edilsin çağrısına rağmen 20 ya da 30 önlem alındığı da yok. kişinin bir kamyona doldurulup paket dağıtımına çıkarıldığını söylüyor. En fazla 20 kişi alabilen yemekhane nın en yakınlar dahil olmak üzere de yüzden fazla çalışan yemek yi herkesten uzak durmak olduğunu yormuş hâlâ. Bu elbette salgına da hatırlattım. “Ayrı ayrı odalardayız, yemek bi vetiye demek. Sosyal mesafenin ise le yemiyoruz birlikte” dedi. Eşi de kendi çaba esamisi okunmuyor işyerinde anlattı larıyla gidip test yaptırmış. Sonuç negatif çı ğına göre. “Herkes o kadar iç içe ki anlam ver kınca rahatlamış haliyle. Çocukları çok küçük mek zor diyor” öfkeyle. daha; 3, 5 ve 8 yaşında üç kızı var. “Ruh halim, kimse arayıp sormadığı için et Çoğu virüs kaptı kilendi tabii” diyor. Yakın dostları dışında, iş Koronavirüs insan temasıyla bulaşan bir yerinden hiç kimse arayıp sormamış. “Bir ke hastalık. Bu nedenle özellikle insanlarla yüz nara atılmışlık duygusu içindeyim” sözle yüze olmayı gerektiren bir meslek yapanlar ri yürek yakıyor gerçekten. Anne baba da olarak kuryelerin bu konuda bilinçlendirilme İstanbul’da, evleri yakın. Ama onları da gö leri gerekiyor tabii. Alınan bazı önlemler var remiyor doğal olarak. Nasıl kaptığına dair bir ama Fikret’e sorarsanız, eve giden meslek fikri var: “Ülkenin her yerine gidecek irili ufak taşlarının çoğu virüs kapmış durumda, bir o lı hemen hemen tüm paketler benim de elim kadar da bulaştırmış olanlar var. den geçiyor. Muhtemelen onlardan kaptım. Ay Şu anda kendisini iyi hissediyor, bacakla rında ağrı, genel halsizlik durumu kalkmış ortadan. Ama peşini bırakmayan bir rahatsızlığı var. Emeküretim sürecinin bu ağır emekçisi belki de çok tehlikeli sonuçlara yol açacak virüsle buluşmuş olmaktan çok, “karantina süresince” işe gidemediği için maaşında kesinti yapılıp yapılmayacağının korkusunu duyuyor. Hastayım, dinlenmem lazım! Öyle bir korku ki, “Virüse işyeri koşullarının olumsuzluğu yüzünden yakalandın, mutlaka dava et, haklarını ara” diyen eşine hak vermekle beraber alacağı üç beş kuruşu da kaybedeceği endişesini taşıyor. “Hastayım, dnlenmem lazım” dediğinde kendisini tersleyen müdürünün bulunduğu işyerini dava ettiğinde, “ya kazanamazsam, ne iş yaparım” endişesi virüsle baş etmekten daha zor geliyor ona. Teslim ettiğiniz paketi, istediğiniz adrese hasarsız götürmesini beklediğiniz kuryelerin belki de sizin paketinizden virüs kapmış olabileceğini aklınıza getirdiniz mi hiç? Birbirimize muhtaç olduğumuz kadar birbirimiz için “tehlikeli” de olabiliyoruz. Bu kesin. Hani şu bizi eşitlediğini söylediğimiz koronavirüs, bazı endişelerimizde hiç de bizi eşit kılmış değil. Fikret Yalçın’ın, “maaşımı kaybeder miyim?” endişesi, başka endişelerle eşit değil. Umarım atlatacak Fikret bu belayı. Üç küçük ve güzel kızıyla, eşiyle yaşam kavgasını sürdürecek. Hak arama mücadelesini, ekmek kazanma kavgasını virüs bile kesintiye uğratamıyor gördüğünüz gibi. YARIN: DERI IŞÇISI ADIL DUMAN Türkiye, 1 Haziran itibarıyla normalleşme sürecinde yeni bir adım atarak tedbirler kapsamında alınan yasakları kaldırdı. Türkiye’de son 24 saatte koronavirüs tanısı konulan kişi sayısı yeniden binin üzerine çıkarak 1195 olarak açıklandı. Dünkü ve rilerle, 29 Mayıs’tan itibaren hasta sayıları ilk defa binin üzerine çıktı. Vakaların durumu değerlendiren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Virüsün yayılımı hatalı iyimserlikten kaynaklanıyor. Maske, mesafe ve temizlik kuralına uyalım” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet RUHSATLANDIRMA AŞAMASINA GELDI Koronavirüse karşı ‘yerli sentez’ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, koronavirüs tedavisinde kullanılan “Favipiravir” adlı ilacın yerli sentezinin ruhsatlandırma aşamasına geldiğini açıkladı. “TÜBİTAK Covid19 Türkiye Platformu” çatısı altında yapılan çalışma, 32 kişilik ekip tarafından yürütüldü. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, “Çok önemli bir ilacı üretmiş olduk. Sağlık Bakanımız, bu ilaçların ruhsatlandırılması ile ilgili talimat verdiğini söyledi” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet SAĞLIKÇILAR TEPKILI: Çalışma modeli canımıza yetti Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul Şubeleri ile Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRADDER) üyeleri 4/B sözleşmeli sağlık çalışanlarının kadroya alınmasını talep etti. Üyeler, “Güvencesiz çalışma modelleri canımıza yetti” dedi. TÜMRADDER Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu, 43 sağlık çalışanının koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini anımsatarak “Salgın bizi ayırmadı ama bunlar ayırdı. Biz sağlık çalışanları olarak adalet istiyoruz” dedi. SES Anadolu Şube Yöneticisi Diren Doğan da “Yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret istiyoruz. 3600 ek gösterge hakkımız hayata geçirilmelidir. Performans ödemeleri adaletsizlikleri giderilmeli. Yıpranma hakkı 5 yıla 1 yıl şeklinde olmalıdır” dedi. l İSTANBUL AFRİN VE İDLİB 120 polis ile 20 asker pozitif Hatay Valisi Rahmi Doğan, dün itibarıyla kentte 320, Suriye’nin Afrin ve İdlib kentlerinde görev yapan 140 asker ve poliste de koronavirüse rastlandığını bildirdi. Vali Doğan, kentte bir temel atma töreninde yaptığı açıklamada, Suriye’deki asker ve polisler hakkında, “Afrin ve İdlib’de sivil vatandaşların hiçbirisinde pozitif vakaya rastlamadık. Ancak Türkiye’den oraya görev yapmaya giden polislerimiz, askerlerimizde pozitif vakalar var. Afrin’de 120 polisimizde, İdlib hava taburumuzda 20 askerimizde pozitif vaka çıktı” dedi. Doğan, “Vekillerimizin Suudi Arabistan’daki Hataylı hemşerilerimizi buraya getirme çabası var. Geçen hafta ülkemize gelen 27 kişi pozitif çıktı” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle