23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER/YORUM TASARIM: EMİNE BİLGET 29 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA 7 Salgın küresel, önlemler ulusal Dünya, salgın hastalık sonrasında oluşacak siyasal, toplumsal, ekonomik düzeni tartışıyor. Çok şeyin değişeceğini düşünenler, “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyorlar. Az şeyin değişeceğini düşünenler, “Heyecana gerek yok. Her şey eskisi gibi devam edecek. İnsanlık kolay ders almaz” diyorlar. Bu görüşleri, bir anlamda, iyimser ve karamsar olarak ayrıştırmak da mümkün. Kapitalizmin her anlamda, her düzlemde yarattığı tahribatı biliyorduk. İnsanı müşteri olarak gördüğünü; kârları özelleştirirken zararları kamulaştırdığını; toplumsal faydayı değil, sermayenin çıkarını gözettiğini biliyorduk. 1980 öncesinde gelişen, 1980 sonrasında dizginlenemez biçimde güçlenen piyasacı, liberal politikaların, Cumhuriyet karşıtlığının, nelere sebep olduğunu biliyorduk. Piyasa ekonomisinin piyasa toplumu yarattığını; Cumhuriyet’e “reklam arası”, “parantez”, “zulüm dönemi”, “travma yarattı” diyenlerin, sosyal devletin kırıntı düzeyinde kalan kazanımlarını da tasfiye etmek istediklerini biliyorduk. Ne oldu? En amansız Atatürk düşmanları bile, Atatürk döneminde kurulan sağlık sistemini, Atatürk’ün adını ağızlarına almadan övüyorlar. Sağlık kurumlarımızın direnciyle, sağlık ordumuzun bilgisi, yeteneği, deneyimi ve özverisiyle övünüyorlar. En keskin liberaller bile kamucu, toplumcu, halkçı sağlık politikalarının değerini mahcup bir ifadeyle, utangaç sözcüklerle kabul ediyorlar. Cumhuriyetin kurduğu fabrikaları özelleştiren, bu kurumlar için, “Adlarını tarihten sileceğiz” diyenler bile, devlet kurumlarında dikilen önlükleri, maskeleri kullanıyorlar. Tıbbi yardım olarak ABD’ye, İngiltere’ye, İspanya’ya, İtalya’ya yolluyorlar. Azgın liberaller, ikinci cumhuriyetçiler, Turgut Özal hayranları tarafından, “Tembel”, “Özel sektörde iş bulamaz”, “Devletin sırtında kambur”, “Sabahtan akşama yatıyor, çene çalıyor” sözleriyle aşağılanan, küçümsenen devlet memurları, salgın hastalığa karşı, başta sağlık çalışanları olmak üzere, öğretmeninden askerine, polisinden zabıtasına, temizlik işçisinden şoförüne dek en ön safta mücadele ediyorlar.    Küreselleşme savunucuları nerede? Liberallerin örnek aldığı, model aldığı, ilham aldığı Batı’da ise çok kötü sahneler dikkat çekiyor. ABD’nin en büyük kentlerinin hastanelerinde maske, önlük sıkıntısı çekiliyor. ABD, Almanya ve Fransa’ya gidecek tıbbi malzemeye el koyup haydutluğa devam ediyor. Maske firmalarına, ihracat yasağı getiriyor. Avrupa Birliği ülkeleri birbirlerini nankörlükle, bencillikle, sorumsuzlukla suçluyorlar. Yıllardır uyarıyoruz. Küreselleşmenin, emperyalizmin yeni adı olduğunu vurguluyoruz. Etnik, dinsel, mezhepsel boğazlaşmaları kaşıyıp kışkırttığını söylüyoruz. Ulus kimliğinin ve sınıf kimliğinin yerine, feodalizm artığı, ortaçağ kalıntısı alt kimlikleri koyduğunu belirtiyoruz. Hem ulusal ölçekte, hem uluslararası düzlemde varsıl ile yoksul arasındaki uçurumu, gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdiğini ifade ediyoruz. Çevreyi, doğayı, insanı kirlettiğini, sömürdüğünü anlatıyoruz. Her seferinde “dinozor” olduğumuzu söylüyorlar. “Sevr paranoyası yaşıyorsunuz. Antiemperyalizmin modası geçti. Ulusalcı hezeyanlar bunlar” diyorlar. Ne oldu? Haklı çıktık. DÜZELTME Dünkü gazetemizde “28 Nisan ilk öğrenci katliamı” başlıklı haberimizde Turan Emeksiz’in katledildiği gün olan 28 Nisan olaylarının yılı, haberin içeriğinde 1960 olarak doğru yazılmasına karşın haberin girişi ve spotlarda sehven 1959 olarak yazılmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. Bir tartışmadır sürüyor... Kemal Kılıçdaroğlu şehir hastanelerinin yapımına ihale yapılmadı? l Müteahhitlerin fatura ettiği hizmet vb. harcamalar nasıl de karşı çıktı mı, çıkmadı mı? netleniyor? Kim denetliyor? Ra Yandaş kalemler yine meseleyi porlar nerede? özünden ayırıyorlar. l Yasa gereği iç denetim ra Kimsenin hastane yapımına karşı çıktığı yok! Şehir hastanelerinin ihale ediliş şeklini, maliyetini, ihale kanunları dışında gelişen iş ve ilişki biçimlerini eleştiriyoruz... Şehir hastaneleri gerçeği: Bir yıllık kira parası ile bir hastane yapılabiliyor! porları tutulması gerekiyor. Rapor tutuldu mu? Meclis’e neden sunulmadı? l Bu sözleşmeler, devletin aleyhine şirket Şehir hastaneleri projesi, lerin lehine değiştiril yandaşları zengin etme proje ti ne olur? di mi? sinin örtüsü olarak mı kullanılıyor? İşte gündemi sarsacak başlıklar Bitti mi? Hayır... Bu sorunun peşindeyiz.. dan biri de bu... Çünkü bizzat dev Yukarıda belirttiğimiz 3 yıllık kira HHH letin yaptığı hesaplamalara göre bir karşılığı müteahhitlere ödenecek 50 Prof. Dr. Duran Bülbül... TELE şehir hastanesinin yapım maliyeti 1 milyar TL ile 50 devlet hastanesi ku 1’de “Anında Manşet” adı ile yayım milyar TL. rulabiliyor! lanan son programımda şehir has Oysa hükümetin yandaş şirket Maliye ve iktisat profesörü Du tanelerinin maliyeti ile ilgili müthiş lerle yaptığı anlaşmalara göre dev ran Bülbül, yatak başı maliyet üze bilgiler açıkladı! let bu parayı hastanelere bir yıllık ki rinden yaptığı hesaba göre, 25 yılda Sayıştay raporları ve bütçe bilgi ra karşılığı ödüyor! bu hastanelere 5 trilyon TL’nin üze leri üzerinden ödeme ve anlaşmala Yani bir yıllık kira parası ile devlet rinde bir ödeme yapılacağını, yani rın izini süren Bülbül, şehir hastane zaten bir şehir hastanesi kurabiliyor! aslında bu ödemelerin yapılamaya lerinin Türkiye’nin geleceğinde “ifla HHH cağını, devletin iflas tehlikesi ile kar sa neden olacak” büyüklükte bir ka Bitti mi?.. Hayır... şı karşıya kalacağını belirtiyor. ra delik açacağını söyledi. Müteahhitler görüntüleme, ye “Şehir hastaneleri bir an önce HHH mek ve güvenlik hizmetleri ile ben devletleştirilmeli” diyor... Planlanan 25 şehir hastanesinin zer hizmetleri de devlete ayrıca fa HHH 10’u tam kapasite ile, ikisi ise ilk kı tura ediyor... Peki, Duran Hoca bütçeyi titizlik sımları bitirilerek hizmete açıldı. Düşünün, 25 yıl boyunca devlet le analiz ederek, raporları inceleye Önümüzdeki üç yılda bu hastanele ten ayrıcalıklı özel şirketlere milyar rek bu büyük skandalı ortaya koyar re yapılması planlanan yani bütçe larca dolar akacak... Bu paralar, başı ken muhalefet ne yapıyor? ye ve orta vadeli programa konulan kabak ayağı çıplak Türk milletinin alın Toplum, olgular, rakamlar üzerin ödemeler, 2020 için 10 milyar 500 teri vergilerinden ödenecek... den siyasi muhalefet ve çözüm duy milyon TL, 2021’de 16 milyar 700 Hükümete soruyorum: mak istiyor. milyon TL ve 2022’de 22 milyar TL! l Şehir hastaneleri ile ilgili özel Yolsuzluklar “önem sırasında” Yani bir şehir hastanesinin 1 yıllık şirketlerle yaptığınız sözleşmeleri geride görünse de vatandaşın kut ortalama kirası 1 milyar TL’ye geliyor! neden açıklamıyorsunuz? sal vergi gelirinin nasıl harcandığı, Şehir hastaneleri kamuözel işbirliği l Vatandaşın vergisi ile ödenecek hâlâ ve her zaman en duyarlı olduğu ile yapılıyor. Devlet arsayı müteahhide yatırım ve kiralama işinde “sır” kav konular arasında. veriyor, müteahhit ise Hazine garanti ramı olamaz... Şeffaflık yasası, söz TBMM’de KİT komisyonları var... si ile krediyi bulup hastaneyi yapıyor. leşmelerin açıklanmasını gerektirir. Bu komisyonlarda görev yapan mu Ardından devlete kiralıyor. l Şehir hastanelerinin müteahhit halefet partilerinin temsilcilerin Peki, devlet bu hastaneleri ken lik işi neden kamu ihale kanunu dı den bir yurttaş olarak daha fazlasını disi yapamaz mı? Yaparsa maliye şına çıkarıldı? Neden rekabete açık bekliyorum. Soyer’den ‘imece’ çağrısı İzmir Büyükşehir Belediyesi koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında “Üreticinin ürünü dalında kalmasın” sloganıyla meyve hasadına gönüllü destek programı başlattı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, korona günlerinde hem üreticiye hem de tüketiciye destek olmak için gençlere ve İzmir gönüllülerine bu programa katılım çağrısı yaptı. Soyer, “Bu zor günlerde kadim kültürümüzde yer alan imece ru hunu canlandıralım, üreticinin ürününü dalında bırakmayalım. Siz de el verin hem üreticiyi hem tüketiciyi doyuralım’ dedi. Program kapsamında gönüllüler 11 Mayıs10 Haziran tarihlerinde 07.3017.00 saatleri arasında üreticilerle meyve bahçelerinde olacak. Maske, eldiven ve dezenfektan olmak üzere günlük hijyen setleri, ulaşım ve öğle yemekleri İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanacak. İzmirim kartlarına günlük 5 biniş bedeli olmak üzere haftalık 35 biniş bedeli yüklenecek ve her hafta kendilerine gıda paketi hediye edilecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınında üreticiyi ve tüketiciyi yalnız bırakmıyor. Bu süreçte 67 bin 500 aileye erzak desteğinde bulunuldu ve bu destek için de kooperatiflere yaklaşık 30 milyon lira ödendi. l İZMİR / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Düzen, hile, tertip... Bir nota. 2/ Kuyruksokumu kemiği... Söz geçirme, yaptırabilme gücü. 3/ Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi... Sıkıntı verme, üzme. 4/ Mübalağa... Tümör. 5/ Kitap getirmemiş peygamber... Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı. 6/ Karadeniz’in kuzeyindeki iç deniz... Duman lekesi. 7/ Telli bir çalgı... Zayıf, kuru, sıska. 8/ Camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine ampullerle yazılan yazı ya da yapılan resim... Hatay ilinde bir ırmak. 9/ Kenar süsü... Bal, yoğurt gibi şeyler koymaya yarayan tahta kova. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir ışınımın yayılma ve soğurma biçimini belirleyen süreksiz büyüklüklere verilen ad. 2/ Şaşılacak kadar çirkin olan şey... İçine sulu şeyler konulan 1 2 3 4 5 6 78 9 1 NEBBAŞ NO 2 ALE RAPAN 3 KALLAV İ A 4 K VESAYET 5 ATEŞ LAL 6 ŞAD PANE L 7 L EÇE K GO 8 F İ R İ K GAG 9 AMER İ KANO 1 1 2 3 4 5 6 kap. 3/ Çiftçilikte toprağı 7 işleyerek ürüne ortak olan 8 kimse... Derviş selamı. 4/ Gri 9 nin çeşitli tonları kullanılarak yapılan ve kabartma izlenimi uyandıran resim. 5/ İnatçı... Damıtılarak elde edilen içki lere verilen ad. 6/ Asker... Deri, tahta gibi şeyleri kazımakta kullanılan ve iki ucunda da sapı olan eğri bıçak. 7/ Demir elementinin simgesi... Maden 23 4 5 6789 külçelerinin eritilip arındırılması. 8/ “ rindi şeydâdır hemişe halka rüsvâdır”... Tavlada “üç” sayısı. 9/ Paylama... Yönelten, götüren. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 29 NISAN 2020 SAYI: 34538 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:20 05:58 13:06 16:56 20:05 21:36 Ankara 04:09 05:44 12:51 16:40 19:48 21:17 İzmir 04:38 06:10 13:14 17:01 20:08 21:34 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Bozuk pusulayla sürükleniyoruz Kapsamlı ayrıntılı istatistiksel veriler, makro ekonomi; doğru resmi yansıtan finansal tablolarda mikro ekonomiler, bankalar, işletmeler için yol gösterici pusula işlevini görür. Pusulasız ya da bozuk pusula ile yola çıkıldığında gidilecek yön ve yer belli olmadığından nereye varılacağı da belirsizdir. “Rotasını bilmeyen gemiye hiçbir rüzgârdan fayda gelmez.” Makro düzeyde rotayı çizebilmek, düzeltici kararları zamanında etkinlikle alabilmek için, istatistiksel verilerin gerçekçi olması, resmi mercilerin yayımladığı verilerin güvenilir olması gerekir. Eğletilmiş verilerle, makyajlanmış bilançolarla rota belirlemek mümkün değildir. İstatistiksel, finansal verilerin üretilmesi, toplanması, yayımlanması, denetimi amaçlı yasal düzenlemeler yapılmış, kurumlar oluşturularak yetkilendirilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülkenin iktisadi, toplumsal, kültürel etkinlikleri ile ilgili istatistikleri derlemekte, değerlendirmekte, yayımlamaktadır. TCMB, finansal sistem ile ödemeler dengesindeki gelişmeleri izlemek için gerekli gördüğü tüm istatistiki bilgileri, ilgili kuruluşlardan, finansman kurumlarından doğrudan isteme, toplama, inceleme yetkisine sahip olup; gerekli gördüğü bilgileri de yayımlamaktadır. Ülkemizde muhasebe ve denetim konularında düzenleme yapma yetkisi, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’na ait iken, yetki 2011 yılında 660 sayılı KHK ile kurulan Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na (KGMDSK) devredilmiştir. Kurum, Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS) uygun finansal tabloları düzenleyecek işletmeleri, kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar olarak tanımlayarak bu kapsama halka açık şirketleri, bankaları, sigorta, reasürans şirketlerini, varlık yönetim şirketlerini, emeklilik fonlarını, sermaye piyasası kurumları ile büyük ölçekli sermaye şirketlerini almış; bu kuruluşların bağımsız denetime tabi tutulmasını düzenlemiştir. Tüm anonim şirketler de yasal olarak, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’na göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest mali müşavir unvanı taşıyan ve KGMDSK tarafından yetkilendirilen kişileri denetçi olarak atamak zorundadırlar. Türkiye’de faaliyette bulunan finansman kurumları ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetim ve düzenlemelerine tabidir. Finansal kurumlar, BDDK tarafından uluslararası standartlar esas alınarak belirlenecek usul ve esaslara uygun finansal raporlama yapacaklardır. Sağlıklı istatistiksel ve finansal veriler sağlanması amacıyla yasal düzenlemeler yapılmış, kurumlar oluşturulmuş veya yetkilendirilmiş olmasına karşın; yasal düzenleme amaçlarına uygun uygulama yapılmamakta, yayımlanan veriler sağlıklı ve güvenilir olmamaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının, denetleme kurullarına çoğu kez politik çevrelere yakın kişilere görev veya ek görev sağlamak güdüsüyle atamalar yapıldığından, bu kurullar gerçek anlamda etkin denetim yapmamaktadırlar. Bağımsız denetime tabi kurum ve şirketlerde denetim, genellikle finansal tabloların KGMDSK tarafından belirlenen muhasebe standartlarına uygunluğu yönünden yapılmakta, şirketlerin, kurumların taşıdığı kredi, likidite, kur, faiz, piyasa, faaliyet riskleri genellikle analiz edilmemekte, genel ifadelerle geçiştirilmektedir. Günümüzde risklerin büyük bölümü bilanço içi değil, bilanço altı kalemlerde koşullu yükümlülük olarak oluştuğundan, risklerin değerlendirilmesi için bilanço altı kalemlerinin de irdelenmesi gerekmektedir. Bağımsız denetçilerin, şirketlerin, kurumların genel kurul kararı ile atanmakta oluşu nesnelliği, denetimin etkinliğini ve yararını sınırlamaktadır. Makro riskler yanı sıra bankalara ilişkin mikro riskler de finansal krizleri tetiklediğinden BDDK’nin risk faktörlerinde değişikliğin bankaları etkileme derecesini değerleme amacıyla senaryo analizleri, stres testleri yaparak, bankaların dayanıklılığını ölçmesi, bankaların özkaynaklarını artırıcı, yeterli karşılıklar ayırmaları, teminat portföylerini sağlamlaştırmaları, likidite açıklarını kapatmaları yönünde düzenlemeler yapması gerekirken siyasal otoritenin dayatmaları ile bankaların kredi ve likidite risklerini artırıcı yönde düzenlemeler yapmakta bankaların risklerini artırmaktadır. Türkiye, yetersiz döviz rezervi, yüksek bütçe açığı, aşırı iç ve dış borç yükü, yaygın işsizlik, mali yapıları bozuk şirketlerle virüs salgınına yakalanmıştır. Bu badireden, sağgörülü, yetenekli, liyakatli, kamu yararı gözeten yöneticilerin sağlıklı verilere dayanarak alacakları kararlarla çıkılması olanaklı iken, başarılı olamamış, yetenekleri sınırlı kamu ve özel sektör yöneticilerinin bozuk pusulası ile çıkış yolu aranmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle