16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] avro sterlin FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA 15 23 NİSAN 2020 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.9980 1.9 kuruş 7.5950 0.7 kuruş 8.6510 2.9 kuruş 9.00 0.64 puan 98.171 552 puan 2595.21 40.28 lira 384.70 5.04 lira Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 1 puan indirerek yüzde 8.75’e düşürdü Faizde riskli adım Enflasyonda gerileme bekleyen Merkez Bankası, politika faizini beklentilerin üstünde bir oranda düşürdü. Bunun, TL üzerinde değer kaybı yönünde baskı oluşturması bekleniyor. Dolar, 7 lira kapısında. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), dünkü toplantısında “politika faizi”ni 100 baz puan daha indirerek yüzde 8.75’e indirdi. Böylece Temmuz 2019’da yüzde 24’ten başlayan faiz indirimlerinin sayısı 8’e yükseldi. PPK, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki zayıflamanın derinleştiğini, bunun dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Türkiye’deki iktisadi faaliyetlerin mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başladığını vurguladı. Salgının Türkiye’ye etkilerini sınırlandırmak için “Finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmek Dolar yükseliş fırsatı kolluyor Faiz kararı öncesi 6.9630 liraya kadar gerileyen dolar/ TL, karar sonrası yukarı yönlü hareket ederek 6.9991 liraya kadar çıktı. Günü ise 7 liranın hemen altında 6.9980 lirada kapattı. TL dün küresel piyasalarda benzer para birimlerinden de negatif yönde ayrıştı ve değer kaybetti. Borsa İstanbul 100 Endeksi ise günü yüzde 0.57 artışla kapattı. tedir” diyen PPK, TL’de gözlenen değer kaybına karşın, petrol ve emtia fiyatlarındaki keskin düşüş ile toplam talep koşullarının enflasyon görünümünü olumlu etkilediğini vurguladı. Sonucu önemli Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Bürümcekçi Araştırma ve Danışmalık’tan Haluk Bürümcekçi, kararın TL açısından olumlu bir tarafı olmadığını, erimeyi biraz daha güçlendirebileceğini, ancak bunun yabancı pozisyon çok azaldığı için bir “kopup gitme” şeklinde görülmeyeceğini belirtti. Bürümcekçi’ye göre, ayrıca yurtdışı ve yurtiçi swap piyasalarındaki faiz çok farklı olduğu için karar esas olarak iç piyasayla ilgili. Kararı değişik mecralarda yorumlayan ekonomistlerden İntegral Yatırım Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu ise beklenti üzerindeki indirimin yukarı yönlü adımları ortaya çıkardığını, doların 7 liranın üstüne çıkması halinde yükselişin hızlanabileceğini belirtti. JP Morgan Türkiye Başekonomisti Yarkın Çebeci de “Rasyonel bir adım olmadı” derken Prof. Dr. Emre Alkin ise şu yorumu yaptı: “Endişelenmemiz gereken konu indirim sonucu ortaya çıkacak arızalar değil, faiz indirimleri neticesinde ekonominin ayağa kalkıp kalkamayacağıdır.” l Ekonomi Servisi Tüketici güveni 16 yılın dibinde Ekonomik kriz nedeniyle zaten sorunlu olan tüketici güveni, koronavirüs salgınının etkilerinin daha fazla görünür hale geldiği nisan ayında büyük yara aldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dün yayımladığı “Tüketici Güven Endeksi, Nisan 2020” raporuna göre, TÜİK ve Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 5.8 azaldı ve 58.2 puandan 54.9 puana düştü. Üstelik geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 13.7 gerileyen nisan ayı endeks değeri, son 16 yılın da en düşük seviyesi oldu. Tüketici güveni kapsamında nisanla ilgili diğer detaylar şöyle: 4 Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi endeksi martta 75.6 iken, nisanda yüzde 1.1 azalarak 74.8 oldu. 4 Gelecek 12 aylık döneme ilişkin işsiz sayısı beklentisi endeksi martta 57.6 iken nisanda yüzde 6.7 azalarak 53.8 oldu. Bu endekste azalma işsizlikte artışı ifade ediyor. 4 Gelecek 12 aylık döneme ilişkin tasarruf etme ihtimali endeksi martta 21.2 iken, nisanda yüzde 13.1 azalarak 18.4 oldu. l Ekonomi Servisi Yeni dönem yeni siyaset Thatcher haklıydı, “Toplum yoktur, yalnızca kendi çıkarı için rekabet eden bireyler vardır” derken... Çünkü karşıtının tarihsel yenilgilerinden sonra artık yalnızca “kâr makinesi” olarak sermaye, tüketilecek bedenler, metalaştırılacak kültürler kalmıştı. Artık herkes kendi başının çaresine bakacak, sağlığını koruyacak, kendini ve bedenini sevecekti. Kimseden yardım beklemenin, özellikle devlete yük olmanın âlemi yoktu. Bu “Kapitalist gerçekçilik”, Covid19 salgını toplumun görülengörülemeyen tüm çelişkilerini hızla derinleştirmeye, fantezilerini işlevsizleştirmeye başlayınca sarsıldı. Aslında son 10 yılda ortaya çıkan, ebola, N1H1, MERS, zika virüsleri, “Meydan işgal” hareketleri, Arap Baharı, IŞİD, “Gezi olayı”, devletlerin hızla artmaya başlayan güvenlikçi önlemleri, “olağanüstü hal” uygulamaları, yeni ırkçı/dinci faşist hareketler, liderler, bu sarsıntının ilk işaretleriydi. Geçen yıl Cezayir, Sudan, Ürdün, Irak, Beyrut’ta patlak veren isyanlar, potansiyelin yok olmadığını gösteriyordu. Ne “kapitalist gerçekçilik” virüs salgınlarından, ne de antikapitalist sol toplumsal hareketlerden gereken dersleri çıkarabildi, “yeni zamanlara” hazırlanabildi. Birincisi sermayenin tutsağıydı, ikincisi de kendi tarihinin. ‘Yeni zamanlar’ Bir taraftan Covid herkesi evine kapanmaya zorluyor. Diğer taraftan, bu kapanma sınıf çelişkilerini derinleştiriyor. Gelir dağılımındaki bozukluğun düzeyine indeksli adaletsiz mekân dağılımı, yaşama ve ölme olasılıklarının ölçütü oluyor. Kendi başının çaresine bakmaya alıştırılmış olanlar, başlarını kaldırıp bakınca hazırlıksız, yeteneksiz politikacılarla, sadaka toplumunu (hayır kurumlarını, bağış yapan zenginleri) yücelten bir kültürle karşılaşıyorlar. Çoktan, “soysal devlet” yerini “sadaka toplumuna” bırakmış, sağlık sistemleri sermayeye teslim edilmiştir! Şimdi bütün krizler (ekonomik, ekolojik, iklim, sağlık) birden ilerliyor. Uğruna savaşlar çıkarılan, dar beler düzenlenen petrole, şimdi kimsenin eline sürmek istememesi anlamlıdır. İşsizlik, yoksulluk görülmemiş bir hızla artıyor. Yoksullaşma, eve kapanmayla daha da derinleşiyor. Küresel tedarik zincirleri kopar, taşımacılık felç olur, mevsimlik, göçmen işçi kaynakları kururken açlık tehlikesi hızla artıyor. Petrol gelirlerindeki çöküş, Covid19 karşısında neredeyse tamamen korunaksız (ne yeterli sağlık altyapısı ne yeterli solunum cihazı ne de doktor...) OrtadoğuKuzey Afrika, kimi Latin Amerika ülkelerini adeta dipsiz biri uçuruma doğru sürüklüyor. Körfez ülkelerinin sadakasıyla beslenen Mısır, Ürdün, Fas rejimleri, dinci ve kinci bir entelijansiyanın elinde Türkiye şimdi meçhule bakıyor. İki tepki Yönetenler, yönetilenlerin uzun süredir huzursuz olduğunun, “rıza almanın” ne kadar zorlaştığının farkındaydılar. Bölüşüm ilişkilerindeki ani değişimlerin, gıda fiyatlarındaki ani artışların sert toplumsal çalkantılara hatta isyanlara yol açtığının bilgisi de tarihsel hafızalarında var. Bu nedenle, ilk tepkileri Covid krizinden yararlanarak, disiplin cezalandırma ve bastırma / eleştirileri susturma araçlarını güçlendirmek, yasamayı, yargıyı etkisizleştirirken yürütmeyi, liderin iradesini yetkinleştirmek, vatandaşları dijital araçlarla izleme, “veri noktalarına” indirgeme çabalarını yoğunlaştırmak oldu. “Her şeyi kaybetme” korkusundan kaynaklanan bu tepki Yeni Faşizmin tırmanışını besliyor. Bu tepki bir başka tepkiyi tetikliyor. Kapanma önlemlerine karşın, yeni bir toplumsal muhalefet dalgasının yükselme olasılığı giderek güçleniyor. Bunun ilk belirtilerini, birçok ülkede, sağlık, gıda tedariki gibi kritik işkollarındaki, büyük fabrikalarda çalışan işçilerin emekçilerin, çalışma koşullarına tepkilerinde, işini kaybedenlerin, kapatma, “sosyal mesafe” önlemlerine isyanlarında görüyoruz. Bir diğer örnek de çalışan sınıflardan vatandaşların, hayır kurumlarının sadakalarına, hakları ve özgürlüklerin kısıtlayan devlete güvenmeden kendi yaşam alanlarında dayanışmayı örgütleme çabalarıdır. Var olan duruma isyan, kendi bedeninin ötesine bakarak “ötekine” karşılık beklemeden yardım etmek “şeylerin verili halini değiştirmeye başlamanın” ilk koşuludur. Bu sefil durumun içinde bir umut varsa işte buradadır. Ecrimisile 3 ay erteleme Hazine taşınmazlarının tarım ve hayvancılık amacıyla izinsiz kullanımından kaynaklanan ecrimisillerin ödeme süreleri 3 ay ertelendi. Resmi Gazete’de dün yayımlanan karar göre, hak sahiplerinden, daha önce taksitli satış sözleşmesi imzalananlardan taksitlerinin vade tarihi, erteleme dönemi içerisinde olanların ödeme süreleri, başvuru şartı aranmaksızın erteleme süresi kadar ertelenecek ve taksitlendirilerek tahsil edilecek. Bu bedellere herhangi bir zam veya faiz uygulanmayacak. KDV ödeme süresi uzadı Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2020 Şubat ve mart aylarına ilişkin KDV beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerini uzattı. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan sirkülere göre, dört günlük sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle söz konusu vergilerin beyan ve ödeme süresi 28 Nisan Salı gününe uzatıldı. l Ekonomi Servisi 270 bin işyeri kapandı TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) 2020 Nisan bültenine göre, salgın sürecinde 270 bin işyeri kapandı, 1.5 milyon kişinin işsiz kaldı, ücretsiz izne çıkarılanlar da 2 milyon kişiyi buldu. Covid19 öncesinde işsizliğin yüzde 14 oran ile 4.5 milyon kişi olduğunun anımsatıldığı MMO bülteninde, bu sürecin en az 10 milyon yeni işsize mal olacağı, işsizlik oranının da yüzde 30’a yükseleceği belirtildi. Salgın sürecinde 1.5 milyon kişi işsiz kaldı. İşsizlere nakit desteği verilerek tüm toplum karantinaya tabi tutulmalı. MMO analizinde şu noktalara dikkat çekildi: 4 Endişe veren, işsiz kitlenin çok azına İşsizlik Sigortası ile dokunulması. Sadece İşsizlik Sigortası ile yeni çıkarılan ücretsiz izinlilere günlük 39 TL’lik ödemenin dışında, işini kaybedenler herhangi bir sosyal devlet korumasından mahrum durumda. 4 Salgının bedelinin daha az olması için merkezi yönetimin ücret düşürmeksizin destek/ ödeme yükümlülüğünü üstlenerek ücretli izinli olarak tüm çalışan nüfusun (zorunlu stratejik işyerleri ve üretim alanları dışında) korunması ve işsizlere nakit desteği verilmesi yoluyla toplumun tamamının tam karantinaya tabi tutulması gerekiyor. T.C. İSTANBUL 11. AİLE MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2018/684 Esas 02/04/2020 Davacı VASİM SHAMMA ile Davalı SAMAH HASHEM arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davası nedeniyle; Davalı SAMAH HASHEM’in bildirilen adresinde tebligat yapılamamış, emniyet marifeti ve diğer tüm aramalara rağmen yeni adresinin tespiti mümkün olmamıştır, dava tarihi itibari ile ön inceleme duruşma aşamasına gelindiğinden Davalı SAMAH HASHEM’e ikinci ön inceleme duruşma gününün HMK 139. maddesi gereğince belirlenen gün ve saatte duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, sulh için gerekli hazırlığı yapmanız duruşmaya gelmediğiniz takdirde diğer tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve diğer tarafın muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği hususu; ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğin yapılmış sayılacağı, tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Duruşma günü: 07/07/2020 Duruşma saati: 10:20 Duruşma yeri: İstanbul 11. Aile Mahkemesi Duruşma Salonu Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1161229) Karantina Netflix’e yaradı Evde kalma süresi artınca Netflix gibi internet ortamından film, dizi izleme platformları da abone sayılarını artırdı. 2020’nin ilk çeyreğinde yaklaşık 16 milyon yeni abone kazandığını duyuran Netflix, 21 Nisan Salı günü itibarıyla üye sayısının 183 milyona çıktığını belirtti. Piyasa analistleri Netflix’in ilk çeyrekte abone sayısı artışının 7.5 milyon olacağı tahmininde bulunuyordu. Ancak veriler bu tahminlerin ikiye katlandığını gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle