17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 5 8 MART 2020 PAZAR OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada Barış Terkoğlu, bilinen yöntemlerle, zorbalık ve baskıyı temsil eden model çerçevesinde sabaha karşı evinden alınarak Emniyet’e götürüldü. Psikolojik yöntemler çerçevesindeki uzun sorgulanması sonunda Çağlayan Adliyesi’ne getirildi, tutuklanarak Silivri’ye gönderildi. Son yıllarda alıştığımız bir yöntem... Bu durumdan en çok memnun olanlar mı? Kanımızca AKP’lilerin büyük çoğunluğu değil, en çok memnun olanlar FETÖ ve yandaşlarıdır. FETÖ’nün gizli yönlerini ve yöntemlerini açığa çıkaran Terkoğlu ve Pehlivan, FETÖ usulleriyle içeriye alınınca kuşkusuz, en çok FETÖ’cüler ellerini ovuşturup sevinmeye başladılar. Hemen ardından OdaTV’ye erişim engeli konuldu... Uygulanan bu model yanlıştır. Bu yol siyasal iktidara hiçbir şey kazandırmaz. Tersine, zaten insan hakları ve basın özgürlüğü konusunda tartışmalı olan AKP iktidarının dünya kamuoyundaki itibarı daha da zedelenecektir. Demokrasi, siyasal iktidarın hukuk ilkeleri çerçevesinde denetlenmesi ilkesini taşır. İki Barış da basın yaşamları boyunca bu ilkeye inanmış gazetecilerdir. Bu uygulamalar Terkoğlu, Pehlivan ve onlar gibi düşünen gazetecileri susturmaz, başlarını öne eğdirmez, tersine onları kamçılar ve hukuk çerçevesinde çabalarını yükseltir. Terkoğlu, savunmasında ne diyordu: “Gerekirse betona gömüleceğiz, gerekirse güneşi görmeyeceğiz.” Bundan yaklaşık 145 yıl önce Namık Kemal ne demişti: “Felek her türlü esbâbı cefasın toplasın gelsin. Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten.” (Felek her türlü acı nedenini toplasın gelsin/ Dönersem kahpeyim millet yolunda gidişimden.) Gazetecilerin tutuklanması Pelikan grubu iddialarını gündeme taşıdı FETÖ’nün tezahürü OdaTV’ye yönelik erişim engeli, Barış Terkoğlu’nun tutuklandığı sırada, “Bir çetenin kararı yüzümüze okundu” sözleri onları işaret etti. Pelikan’ın İstanbul yargısı üzerinde önemli davaları yönlendirdiği iddia ediliyor. Tutuklanan OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Ha ne ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a attıkları maillerde bu derneğin bütçe ber Müdürü Barış Terkoğ si ile ilgili bilgiler veriyor lu, muhabir Hülya Kılınç ve SEYHAN du. Süheyb Öğüt’ün Bakan adli kontrol şartı ile serbest AVŞAR Albayrak’a attığı epostada, bırakılan Yeniçağ Gazetesi derneğin kurulması için ge yazarı Murat Ağırel’i yargıya ta rekli ilk sermayenin ne kadar ol şıyan süreç kamuoyunda “Peli duğu ve aylık giderin ne kadar kan” olarak bilinen grubun sos olacağı belirtiliyordu. Bu da bu yal medya hesaplarından gazete derneğin fonlamasını Albayrak’ın cilerin hedef gösterilmesiyle baş üstlendiği yönünde iddiaları gün ladı. Pehlivan, Terkoğlu ve Ağırel, deme getirdi. Sabah gazetesi ya savunmalarında kendilerini hedef zarı Hilal Kaplan’ın eşi olan Sü gösterenlerin “bir çete” oldukları heyb Öğüt’ün, Bakan Albayrak’a na dikkat çekerek “Pelikancıları” attığı mailde, “Haber takibini, işaret etti. Uzun süredir İstanbul web sitesi ve sosyal medya kulla yargısını Pelikancıların yönettiği nımını, grafik, tasarım ve kısa (40 konuşulan konular arasındaydı. saniyelik) video üretimini en iyi Peki kimdi bu “Pelikancılar”, seviyede yapabilmek için ilk 4 ay nasıl ortaya çıkmışlardı. Ne kadar mevcut teknoloji departmanının güçlülerdi? çalışanlarına ilave olarak 5 yazı “Pelikan” grubunun başındaki lımcı çalıştırmamız lazım” ifade en önemli ismin Hazine ve Maliye leri yer almaktaydı. Bakanı Berat Albayrak olduğu id dia ediliyordu. Bu iddia ise “Bosp Yargı ellerinde horus Global” isimli derneğin ku Bosphorus Global deni rulma sürecine dayandırılıyor. Bu len organizasyonu merkezi derneğin ismi ilk olarak WikiLe ne alan grup, ilk olarak “Peli aks belgelerinin sızdırdığı eposta kan bildirisi”yle gündeme gel yazışmalarında gündeme gelmiş di. Grup yayımladıkları bildi ti. Selman Öğüt, Süheyb Öğüt, İs ri ile dönemin Başbakanı Ah mail Emanet gibi isimler Hazi met Davutoğlu’nu istifaya götür ‘Saray’dan beslenirler’ Pelikan grubuna yönelik Cumhuriyet’e değerlendirme yapan gazeteci Mustafa Hoş, OdaTV’ye yapılan operasyonu ve Murat Ağırel’in adli kontrol ile serbest bırakılmasının ardından Pelikan yapılanmasının yeniden öne çıktığına dikkat çekerek, “Pelikan yapılanması Başbakan yani Ahmet Davutoğlu’nu devirecek kadar güç ve kudret sahibi bir yapı. Tek başlarına elbette değiller ama koçbaşı olarak kullanıldıkları bir gerçek. Açık ve net söylemek gerekiyor. Erdoğan arkalarında olmasa Davutoğlu’nu yıkamazlardı” dedi. Pelikan’a özellikle AKP’lilerin değerlendirmeleriyle bakılması gerektiğine işaret eden Hoş, eski AKP milletvekili Aydın Ünal’ın grup için, “FETÖ ve PKK’dan daha tehlikeli, içerdeki sinsi ur, partiyi zehirleyen Pelikan örgütü derhal kararlılıkla tasfiye edil melidir” açıklamalarını anımsattı. Hoş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Bu örgütün sadece yargıya, orduya, Emniyet’e sızdığı sanılmasın. Nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilin ki orada FETÖ’nün bir tezahürü vardır. Daha düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye, asil, şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın” açıklamasının da gruba yönelik olduğunu belirtti. Hoş, “Pelikan yapılanması Saray etrafında oluşan ve operasyonel olarak kullanışlı bir koçbaşıdır. Pelikanlar NATO’cu ve Atlantik tarafındadır. Şu anki siyasal hedefleri Saray’ın çıkarlarını korumaktır. Erdoğan sonrası siyasi hedefleri ise Berat Albayrak’ı lider yapmaktır. Fethullahçı yapıyla olan geçmiş ilişkileri hem de bugün yürüttükleri faaliyetler nedeniyle yargılanmaları gerekmektedir” dedi. dü. İddialara göre grubun amacı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası için Bakan Berat Albayrak’ı lider yapmak. Pelikan grubunun yargıyla ilişkisi de en çok dile getirilen iddialar arasında. Grubun özellikle İstanbul yargısı üzerinde etkili olduğu ve önemli davaları yönlendiridiği ileri sürülüyor. İstanbul Adliyesi’ndeki mahke melerin Cumhuriyet davasındaki bozma kararına direnmesi, Sözcü davasında “FETÖ’ye yardım” suçundan çıkan mahkumiyet kararı, Gezi davasında verilen beraat kararının ardından tahliye edilecek olan Osman Kavala’nın başka bir soruşturmadan gözaltına alınarak tutuklanması bu iddialara örnek olarak gösteriyor. l İSTANBUL 46 BARODAN ORTAK AÇIKLAMA: Gazetecilik suç değildir Gerçekleri hapsedemezsiniz! OdaTV Haber Müdürü ve Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu tutuklandı. Muhabir Hülya Kılınç tutuklandı. OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan tutuklandı. OdaTV internet sitesinin tümüne hukuksuz bir şekilde erişim yasağı konuldu. Şu tuhaf rastlantıya bakın ki 6 Mart 2011’de firari FETÖ savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla OdaTV’ye kurulan kumpas sonucunda tutuklanan Barışlar, tam 9 yıl sonra aynı gün, bir kez daha susturulmak isteniyor. Demek ki birilerinin devlet içindeki hesaplaşması bitmemiş... Demek ki birileri şunu hiç öğrenememiş: Dürüst gazeteciler susturulamaz! Terkoğlu’nun mahkemede yaptığı müthiş savunmada dediklerini anlamayanlar tekrar tekrar okusun: “Gerekirse betona gömüleceğiz, ama bize bir haber bahanesi ile bu tezgâhı kuran çeteye teslim olmayacağız. Gerekirse bir daha güneş yüzü görmeyeceğiz. Yargıyı kendi hesaplarına meze eden yapılanmalar ile mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bu dava, bu savunma, bu mücadele, beni yoksul bir halk çocuğu olarak alıp bu ülkenin yurttaşlarının arasına yerleştiren bu ülkeye, bu Cumhuriyete benim borcumdur. Bu tezgâhı kuranlar, şunu bilsinler ki emin olun tarih göstermiştir ki hukuku kendi ikballerine aracı yapanlar er ya da geç o hukukun pençesinde can çekişir.” Gerçekleri yazan dürüst gazeteciler hapse girseler de, orada da gazetecilik yapacaklar; çıkacaklar ve yine gazetecilik yapacaklar. Çünkü George Orwell’ın dediği gibi, sahtekârlığın egemen olduğu yerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir. Aydınlanma devrimini içinde yaşatanları susturamazsınız. Çünkü fikirleri tutuklayamazsınız! Çünkü gerçekleri hapsedemezsiniz! Kadınlık durumu ve kadın yazarlarımız Kültür, sanat ve edebiyat ile ilgili konularda kaliteli bir içerik sunan internet sitesi Kirpi Gibi (kirpigibi.com), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir soruşturma dosyası gönderdi. Yazar, gazeteci ve akademisyen kadınlara 5 soru yöneltmişler. Hepsini bu köşeye almak için yerim yok ama bir soruya verdiğim yanıta yer vereceğim. Tüm dosyayı siteden okumanızı öneririm. HHH “Türk toplumunda kadının en önemli sorunu sizce nedir? Kadın yazarlar günümüzde bu sorun / sorunlarla yeterince ilgilenmiş midir? Başarı ya da başarısızlık nedenleri nelerdir?” Bu konuya da tabii sınıfsal açıdan yaklaşmak gerekiyor. İstanbul’da yalıda yaşayan bir kadın ile bir gecekondu mahallesinde veya Anadolu’nun bir köyünde yaşayan kadının sorunlarının aynı olduğunu düşünmüyorum. Maruz kaldıkları sömürü açısından bakarsak, ekonomik özgürlüğünü elde etmesi engellenen kadınların yaşadığı haksızlık çok daha fazla. Ancak genel anlamda erkek egemen toplumun eril baskısı ve erkek şiddeti tüm kadınlar için söz konusu. Türkiye’de kadın haklarında son 18 yılda öylesine büyük bir gerileme oldu ki, bugün kadınlar en temel hak, yani yaşam hakkı için mücadele ediyor. AKP döneminde kadına yönelik erkek şiddeti, en büyük sorun olarak öne çıktı. Kadınların her gün erkekler tarafından öldürüldüğü, tecavüz edildiği bir ülkede yaşamanın dayanılmaz ağırlığı altındayız. Bu yetmiyormuş gibi, katilleri ve tecavüzcüleri koruyan, çoğunlukla cezasız salan, yargılama sırasındaki “iyi halden” ceza indirimi yapan yani şiddeti adeta teşvik eden bir yargı var. Kadınların en büyük sorunu, erkek şiddeti karşısında devlet tarafından korunmamaları ve adaletin yerini bulmaması! Bunun yanı sıra, kız çocuklarına yaşatılan korkunç istismarı da belirtmek gerek. Çocuk yaşta erken ya da zorla evlendirme, geri kalmış dinci toplumlarda kadınların hayatını karartan bir şiddettir. Düşünün ki bu ülkede hükümet, 15 yaş altı kız çocuklarına karşı işlenen cinsel istismar suçundan hüküm giyen faillere af getirilmesi için TBMM’ye tasarı sundu! OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun tutuklanması ve siteye yönelik erişim engeline barolardan tepki geldi. Aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Trabzon barolarının da bulunduğu 46 baro başkanı yayımladıkları ortak açıklamada, tutuklama ve erişim engelinin ifade özgürlüğüne yönelik gözdağı niteliği taşıdığı belirtildi. Açıklamada, “Sayısız defa belirttiğimiz üzere, hiç kimse suç işleme özgürlüğü içinde değildir. Ancak hukukun üstünlüğüne uygun olmayan, siyasi hesaplaşma tarzı yöntemlerle soruşturma yapıldığı algısı doğuran ve kaygıları güçlendiren her soruşturma hak ihlali yaratır. Bir ülkede demokrasinin egemen olduğunu gösteren en önemli verilerden biri bireylerin kendini özgürce ifade edebiliyor olmasıdır” denildi. Basın özgürlüğünün anayasaki yerinin anımsatıldığı açıklamada keyfi uygulamalara dikkat çekildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Anayasamıza göre basın hürdür ve sansür edilemez. Yargıya, adalete, ülkenin temellerine ve geleceğine yönelmiş en büyük tehlike keyfiliktir. Ülkemizde iktidar erkiyle yargı erki iç içe geçmiş bir görüntü vermektedir. Bu görüntüden bir an önce uzaklaşılması aynı zamanda bir milli beka sorunudur. Gazeteciliğin suç olmadığını bildirir; keyfi, anayasaya, hukuka ve demokratik toplum gereklerine aykırı uygulamaların son bulmasını bekliyoruz.” l İZMİR/ Cumhuriyet Kadınlar için adalet istendi Cumartesi Anneleri, 780’inci eylemlerinde gözaltında kaybedilen kadınların akıbetini sordu.Kadınların isimlerini tek tek okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Unutmayacağız” dedi. Cumartesi Anneleri, dün İHD İstanbul Şubesi’nin önünde toplandı. Cumartesi Anneleri adına haf tanın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla kaybedilen kadınları andı. Gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, gözaltında kaybedilen çocuklarına kavuşamadan hayatını kaybeden anneler adına adalet aradıklarını anlattı. Türkiye İnsan Hak ları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da insan hakları mücadelesinin öncülerinin kadınlar olduğunu vurguladı. Öte yandan İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ise tutuklu ve hükümlü kadınların durumuna dikkat çekerek serbest bırakılmalarını istedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet KILIÇDAROĞLU’NDAN TUTUKLAMALARA TEPKİ: Bütün yurtseverler onlarla Gazeteci Barış Terkoğlu, Barış Peh zerler, akademisyenler hemen hemen herkes livan ve Hülya Kılınç’ın zor bir dönemi yaşıyor. tutuklanmasına tep Ama hiç kimse unutma ki gösteren CHP Genel sın, üstünlerin hukuku Başkanı Kemal hiçbir zaman egemenli Kılıçdaroğlu, “Bütün ğini sürdürmemiştir. Biz Türkiye, bütün aydınlar, hukukun üstünlüğünü bütün yurtseverler on Kılıçdaroğlu larla birlikte” dedi. her yerde, her ortamda savunacağız. Hapisteki Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “ifşa gazeteci arkadaşlarımız şunu çok edilmiş” haber nedeniyle tutuklan iyi bilsinler, yurtseverler onlarla masına yönelik değerlendirmeler birlikte. Umarım kısa süre içerisin de bulundu. “Onlar yarı açık ceza de Türkiye hukukun üstünlüğünü evinden, kapalı cezaevine geçtiler” yeniden inşa edecek ve aydınlık diyen Kılıçdaroğlu, “Gazeteciler, bir Türkiye’yi hep beraber yeniden aydınlar, avukatlar, yazarlar, çi kuracağız” dedi. l İç Politika Adli kontrol şartıyla serbest kaldılar Haklarında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine OdaTV ulaştı” başlıklı haber nedeniyle gözaltına alınan gazetemiz yazarı ve OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile muhabir Hülya Kılınç savcılık ifadelerinin ardından tutuklanmıştı. İfadeye çağrılan OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da önceki gün tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında ifade veren Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser tutukluluk istemiyle sevk edil Pehlivan’a Silivri’de kötü muamele OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, tutuklanmasının ardından götürüldüğü Silivri Cezaevi’nde gardiyanlar tarafından kötü muameleye maruz kaldı. Avukat Serkan Günel dün sosyal medyadan yaptığı açıklamada “Üslubu nedeniyle uyardığı bir infaz memuru, Pehlivan’ın sırtına eliyle 2 kere vurarak ‘hadi hadi içeri’ demiş. Yarası yok ancak bu hukuka aykırı bir muameleye maruz kaldığı gerçeğini de ğiştirmiyor. Bunu yapan kişinin tespiti ve gereken işlemin yapılması için Adalet Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. Bunun dışında aynı koğuşa alınmak istiyorlar” ifadelerini kullandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada ise “Yapılan incelemeler ve kamera görüntülerinin izlenmesi sonucunda “Sözlü ve fiili kötü muamelede bulunulmadığı tespit edilmiştir” denildi. l Haber Merkezi dikleri mahkeme tarafından adli kontrol ve haklarında yurtdışına çıkış yasağı konarak serbest bırakıldı. Yeni Yaşam gazetesi çalışanlarının gazetenin “web sitesinde” yayımlanan “Libya’da hayatını kaybe den MİT mensupları” haberiyle ilgili ifade verdikleri öğrenildi. Tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen Ağırel de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet ANMA Canımız, yokluğunu her an hissettiğimiz ÖĞRETMEN SERPİL KARABEYOĞLU’nu Uğurlayışımızın 2. yıldönümünde sevgi, özlem ve hasretle anıyoruz. Mekanın cennet ve sevdiklerinin yanı olsun. Nur içinde ol. Eşi Mehmet Karabeyoğlu ve evlatları.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle