28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 10 MART 2020 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Kadınların ‘eksik ya da yarım’ olmadığını öğreneceksiniz! “Kadına hak ettiği değeri vermeyenlere rağmen kadınlarımızı özgürleştirdik. Baskıcı, ayrımcı politikalara biz son verdik. Kadınlarımızı dışlayan, ötekileştiren faşist zihniyete izin vermeyeceğiz.” AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ta böyle demiş. Söz ettiği hangi kadınlardı? 8 Mart akşamı Taksim’de polis şiddetine uğrayanlar... Saçlarından çekilerek yerlerde sürüklenenler... Tekme tokat dayak yiyenler... Hakaret edilerek ite kaka gözaltına alınanlar değildi herhalde! Çünkü Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü İstiklal Caddesi’nde kutlamak isteyen kadınlar, bu yıl da erkek şiddetine maruz kaldı. Demokratik haklarını kullanmak isteyenler, ellerinde sadece pankart olduğu halde dövüldü, gazlandı. Barışçıl bir yürüyüş, polis müdahalesiyle iktidar için utanç verici bir şiddet olayına dönüştü! Çok açık ki erkek egemen kültür ve faşist siyaset kadınlar sussun istiyor. Sussun ki... Her gün erkekler tarafından öldürülen, En temel hakları olan yaşam hakkı için mücadele eden, Tecavüz edilen ve sonra olay kapansın diye tecavüzcüsüyle evlenmesi beklenen, Hali tavrı, nerede ne yapacağı erkekler tarafından belirlenmek istenen, Emeğinin hakkı yenen, “Bekâret” baskısıyla üzerlerinde “ahlakçı” hegemonya kurulan, Çocuk yaşta erken ya da zorla evlendirilen, Küçümsenen ve yok sayılan kadınlar daha kolay ezilebilsin! HHH İstediğiniz kadar “Baskıcı, ayrımcı politikalara biz son verdik” deyin, her yıl 8 Mart’ta kadınlar saçlarından yerlerde sürüklendiği sürece size sadece yandaş güruh inanır. Birileri iktidarın kadınlar hakkındaki aşağılayıcı sözlerini zaman içinde unutturmaya çalışabilir. Öyleyse hatırlatalım neler demişler... RTE: “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz. Çünkü o fıtrata terstir.” Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: “Kadın iffetli olacak. Herkesin içinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak.” RTE: “Kız mıdır kadın mıdır bilemem...” RTE: “Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın aslında kadınlığını inkâr ediyor demektir. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun eksiktir, yarımdır.” Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu: “Kadınlar annelik kariyeri dışında başka bir kariyeri asla merkeze almamalı.” Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: “İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Çünkü özellikle kadınlar arasında kriz döneminde işgücüne katılım oranı artıyor.” AKP Milletvekili Sefer Üstün: “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur.” Eski Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül: “Türk hanımları evinin süsüdür.” HHH Biz dilinize yansıyan hıncınızı unutmadık. Siz yandaşlarınıza sahte özgürlük masalları anlatmaya devam edin. Her 8 Mart’ta, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınları dövdüren iktidar olarak tarihe geçtiniz. Kadınların eksik ya da yarım olmadığını öğreneceksiniz! Süs olmadığımızı göreceksiniz! Tutanakta iki farklı karar Libya’da şehit olan MİT mensubuna ilişkin sosyal medyada yaptığı paylaşım nedeniyle önceki gün tutuklanan Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel’in tutuklama kararının yer aldığı 11 sayfalık tutanakta 2 farklı karar yer aldı. Bir kararda “Ağırel’in tutuklanması yönündeki talebin reddine” ifadeleri yer alırken, bir diğer kararda ise Ağırel’in tutuklanması istendi. İki farklı kararın yer aldığı tutanağın fotoğrafını çeken avukatlar sosyal medyadan paylaştı. Sosyal medyadan tepki çeken tutanak için mahkemenin karara yönelik 2 faklı şablon hazırladığı üstlerden gelecek olan talimata göre birini kullanacağı, yargının bağımsız olmadığı öne sürüldü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan dün yapılan açıklamada, “Murat Ağrıel hakkında birbirinden farklı iki karar” başlığı altında ve sosyal medyada paylaşılan sorgu tutanağı sahte olarak düzenlenmiş olup bu sahte belgeyi düzenleyenler, kullananlar ve yayanlar hakkında TCK’nin 204’üncü maddesi uyarınca ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan soruşturma başlatılmıştır” denildi. Ağırel’in avukatı Onur Cingil ise “Elimizde mahkemenin verdi zabıt var. Biz namuslu insanlar tam da sahtecilik yapanlarla, hukuku katledenlerle uğraşmaktayız” dedi. l İSTANBUL Müstehak’ın kültür sanat raporu, AKP iktidarının baskıcı uygulamalarını ortaya koydu Sansür, tutuklama, yasak Bağımsız kültür ve sanat gazetesi Müstehak’ın her yıl hazırladığı sansür raporu 2019 yılında yaşanan sansürün boyutlarını ortaya MEHMET KIZMAZ koydu. Kültür sanat alanın daki baskıların kayda alındığı ve 367 sayfayı bulan rapor üç sözcükle özet lendi: “Sansür, tutuklama, yasak.” Rapora göre, ressam Ayfer Demirci oğlu ve Avni Yamaner’in resim sergisi “müstehcen” olduğu gerekçesiyle Bur sa Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edildi. Ege Üniversitesi de öğren cilerin çizdiği iki resmi “müstehcen” bulunarak sergiden çıkardı. Üniversi te, kadın figürlerin, “sırtlarının kapa tılması halinde” sergiye kabul edilece ği koşulu getirildi. Müstehak’ın raporunda öne çıkan sansür, tutuklama, yasak ve soruştur malar şöyle: Sakarya’nın Serdivan ilçesi beledi yesi, Cumhuriyet Sahnesi’de sahne lenmesi planlanan “Azizname” ad lı oyununun gösterimini, Metin Akpı nar ve Müjdat Gezen’e verdikleri des tek mesajı nedeniyle iptal etti. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı da, oyu nunun salon tahsisini iptal etti. Sakar ya Üniversitesi, Fırat Tanış’ın oyunu için verilen salonun iznini, Tanış’ın “politik” görüşü nedeniyle iptal etti. Tiyatro sanatçısı Levent Üzümcü’nün “Anlatılan Senin Hikâyendir” adlı oyu nuna Gaziantep ve Hopa’da izin ve rilmedi. Ferhan Şensoy’un oyunu, Ankara Birlik Tiyatrosu’nun “Aman Yasak, sansür, baskı, raporuna göre AKP’li belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler ve yargı, sanata nefes aldırmadı. Usta sanatçılar gözaltına alındı, adliye koridorlarında sabahlamak zorunda kaldı. SANATÇILAR BASKI ALTINDA Oyuncu Nazlı Masatçı, canlandırdığı bir rolden dolayı “örgüt propagandası” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası alarak tutuklandı. Halk müziği sanatçısı Yılmaz Çelik, “örgüt propagandası ve üyeliği”, Şanlıurfa’da düğünlerde sahneye çıkan 9 müzisyen “örgüt propagandası”, PEN üyesi yazar Gulgeş Deryaspi de “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. İbrahim Kaypakkaya’nın, “Bütün yazıları” kitabının basımı ve yayımcılığını yaptıkları gerekçesiyle Umut yayıncılık yetkilisine 2 yıl 1 ay ve Yön matbaa yetkilisine 10 ay hapis cezası verildi. Elisabeth Brami, Francesca Cavakka ile Elena Favilli’nin 4 kitabı “muzır” ilan edildi. İstanbul 2’inci Sulh Ceza Hakimliği, “Mehmet Tunç ve Bekes” adlı kitabı, Kars Sulh Ceza Mahkemesi ise “Toprağın Şarkısı” ile “Meleklerin Küllerinden” adlı kitaplar hakkında toplatma kararı verdi. Başkan Duymasın”, Burdur Sanat Tiyatrosu’nun “Yiyin Efendiler”, Nâzım Hikmet’in ”Taranta Babu’ya Mektuplar” adlı şiirinden uyarlanan “Taranta Babu”, Aziz Nesin’in yazmış olduğu “Toros Canavarı” ve “Duvar” adlı oyunları AKP’li belediyelerin engeline takıldı. Şehir Tiyatrolarında görev yapan 75’e yakın sanatçının sözleşmesi feshedildi. Konserler iptal Oyunların yanı sıra birçok konserde AKP’lilerin engeli nedeniyle iptal edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri sürecinde “Her şey çok güzel olacak” paylaşımları yaparak Ekrem İmamoğlu’na destek veren birçok sanatçının konserleri iptal edildi. Zülfü Livaneli’nin konseri Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edilirken, Sabahat Akkiraz’ın Ankara konseri valilik tarafından iptal edildi. Pınar Aydınlar’ın, Dodan Özer’in, Serhat Çarneva’nın konserlerine izin verilmedi. Grup Yorum’un konserleri yasaklandı, grubun çalışmalarını sürdürdüğü İdil Kültür Merkezi birçok kez basıldı, grup üyesi Emel Yeşilırmak ise 5 yıl hapis cezası aldı. Van Gevaş Kaymakamlığı, “Gezgin Fest Van Gençlik Festivali”ne izin vermedi. Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun Güneşe Yolculuk filmini, Yıldız Teknik Üniversitesi ise “Sinemada Cinsiyet ve Kimlik” konulu film gösterimi kapsamındaki bütün filmleri yasakladı. Suruç katliamını anlatan “Gitmek” belgeleli Şişli Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Soruşturma furyası Aralarında Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın da bulunduğu birçok sanatçı muhalif görüşleri nedeniyle hâkim karşısına çıktılar. Sanatçı Alpay Nazikioğlu’na, Berkin Elvan’ı andığı gerekçesiyle soruşturma açıldı. Yönetmen Kazım Öz hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 15 yıla kadar, müzisyen Erhan Güleryüz’e ise Diyanet’i eleştirdiği için 1 yıla kadar hapis cezası istendi. Rap’çı Volkan Ayvazoğlu, bir şarkısında “polise hakaret” ettiği iddiasıyla 6 ay hapis cezası, müzisyenler Server Uraz ve Volkan Ayvazoğlu’na 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. “Bakur” filminin yönetmenleri Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’na 4 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Tiyatrocu Ersin Umut Güler, sosyal medya paylaşımlarından dolayı iki ayrı davadan 3 yıl hapis cezası aldı. Yazar Cihan Demirci, oyuncu Ragıp Yavuz, Kemal Kocatürk ve Arif Akkaya hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “cumhurbaşkanına hakaretten” dava açıldı. Sanatçı Orhan Aydın’a Sivas Katliamı ile ilgili bir anmada yaptığı konuşmada, Zuhal Olcay’a da şarkı söylediği sırada “cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesiyle hapis cezaları verildi. İYİ Parti milletvekilleri ve İstanbul teşkilatı Yeniçağ gazetesi önünde toplanarak Ağırel’e destek verdi Korkutup köleleştirmek istiyorlar LEYLA KILIÇ KURTULUŞ ARI İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Kavuncu, “Yolsuzluklarla savaşan Ağırel’in tutuklanması için devreye giren birileri mi vardı” diye sordu. ODATV’NIN ERIŞIM ENGELINE ITIRAZ: 8A maddesi siyasi amaçla kullanılıyor ZEHRA ÖZDİLEK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), OdaTV’ye erişim engeli getirmesine itiraz edildi. Avukat Yaman Akdeniz, “Mesele basit bir hukuk meselesi değil, OdaTV’nin susturulması ile ilgili bir meseledir. Sansür ve susturma girişimidir” dedi. OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile haber müdürü ve yazarımız Barış Terkoğlu’nun tutuklanmasının ardından OdaTV internet sitesine de erişim yasağı getirilmişti. OdaTV avukatı Yaman Akdeniz, dün bir üst mahkemeye başvurarak erişim yasağı kararına itiraz etti. Cumhuriyet’e konuşan avukat Yaman Akdeniz, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün erişim engeli talebinin değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek “Hâkimlik hiçbir değerlendirme, inceleme yapmadan bu talebi keyfi bir şekilde kabul etmiş. Gerek Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliği ge rek Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği kabul etmiş. İki farklı hâkimlik üzerinden 3 farklı adresi OdaTV’nin yayında olmayan haberine istinaden erişime engellenmiş durumda. Bu kararlara itiraz edilip bir an önce erişim engeli kararlarına son verilmesi istedik. Ben bunun sansür ve susturma girişime olduğunu düşünüyorum” dedi. ‘Mahkeme tedirgin oldu’ Wikipedia’ya getirilen ve iki buçuk yıl süren erişim yasağını örnek olarak gösteren avukat Akdeniz, şu değerlendirmede bulundu: “Kanunun 8A maddesi ile Wikipedia erişime engelli kaldı. Bu 8A maddesi siyasi nitelikli olarak kullanılıyor ve keyfiyete izin veriyor. OdaTV’nin başına gelende budur. İtiraz ettik. İtiraz için hemen değerlendirme yapmamaya çalışıyorlar. Hakimlik zaten rahatsız oldu, dosyayı bu kadar çabuk isteyeceğimizi bilmiyorlardı. Tedirginlik var.” Terkoğlu yazılarına devam edecek CHP milletvekili Yüksel Mansur Kılınç dün Silivri Cezaevi’ne giderek Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç’ı ziyaret etti. Mansur Kılınç iki gazetecinin sağlık durumlarının ve morallerinin iyi olduğunu belirterek “Şu an 3 kişilik koğuşta tek başlarına kalıyorlar. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan’la aynı koğuşta kalmak için dilekçe vermiş. Genel olarak iyilerdi” dedi. Bu arada, Cumhuriyet gazetesi avukatları da dün Terkoğlu’nu cezaevinde ziyaret etti. Gazetemiz avukatı Buket Yazıcı, “Terkoğlu, Cumhuriyet’e başından beri yanında ve destek olduğu için teşekkürlerini iletti. Her pazartesi ve perşembe günleri yazılarını yazmaya devam edecek. Her sabah kalkıp sporunu yaptığını, kitaplarını okuduğunu söyledi. Yazmaya ve üretmeye devam edecek” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet SAVCILIK DARP İDDİASINI REDDETTİ Pehlivan’dan suç duyurusu OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın avukatları, müvekkilinin Silivri Cezaevi girişinde darp edildiği edildiği iddiaları üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde kamera kayıtları istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün yaptığı açıklamada iddiaları reddetti. Şikâyet dilekçesinde infaz koruma memurunun saldırgan tutumunu şöyle anlatıldı: “Müvekkilimiz kayıt işlemlerinin tamamlanması için bekleyişini sürdürürken, şüphe li, müvekkilin arkasına yanaşarak sırtına 2 kez sert şekilde vurmuştur. Müvekkilimiz maruz kaldığı şiddete ve kötü muameleye karşılık vermemiş; şüpheliyi uyararak, hakkında suç duyurusunda bulunacağını söylemekle yetinmiştir. Müvekkilimiz, şüphelinin yüzünü net olarak hatırladığını ifade etmektedir.” İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada Pehlivan’ın darp edildiğine ilişkin darp edildiğine ilişkin delil bulunmadığı belirtildi. l İSTANBUL İYİ Parti milletvekilleri, ilçe başkanları ve partililer tutuklanan Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’e destek için gazete binası önünde basın açıklaması yaptı. İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, “Ağırel, onurlu bir gazetecidir. Özgür bir basın, gerçek ve susturulmayan bir medya için sonuna kadar mücadele vereceğiz” dedi. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik, Hayrettin Nuhoğlu, Ahat Andican, Ümit Beyaz, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile 39 ilçe başkanı ve partililerden oluşan kalabalık bir grup Yenibosna’daki Yeniçağ gazetesi önünde toplandı. “Özgür basın susturulamaz”, “Adalet yalıdan yönetilemez”, “FETÖ gitti PETÖ geldi” yazılı dövizleri taşıyan partililer “Murat Ağırel tutuklanamaz” sloganları attı. Basın açıklamasını okuyan Buğra Kavuncu, “Murat’ın tutuklanma şekli, yargı bağımsızlığına gölge düşürecek ve zedeleyecek bir hal almıştır. Aklın almayacağı bu hukuk skandalının arkasında, yolsuzluklarla savaşan Ağırel’in tutuklanması için devreye giren birileri mi vardır? Yoksa kurumsal yapısı çökertilen ülkemizin mahkemeleri, işini gerektirdiği şekilde yapamamakta mıdır?” dedi. Özgür bir medya için mücadele vereceklerini belirten Kavuncu, “Sustukça sindiriyorlar, korkutuyorlar ve köleleştirmek istiyorlar. Herkes için adalet diyorsak artık susmayacağız” ifadelerini kullandı. Kavuncu gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’a selamlarını gönderdi. Murat Ağırel’in babası Sadık Ağırel ise “Oğlumla iftihar ediyorum. O hırsızlık, yolsuzluk yapmadı. Yasal bir karar olduğunu düşünmüyorum. Taraflı bir karar verildi” dedi. l İSTANBUL ‘Gazetecileri serbest bırakın’ Tutuklanan Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazıişleri Müdürü Aydın Keser için dün İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yapıldı. HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Ahmet Şık, HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş’un da aralarında bulunduğu grup, gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. Yeni Yaşam gazetesi adına yapılan açıklamada “Bu tutuklama kararı, bizim değil, onların alnında bir leke olarak kalacaktır” denildi. TGS Başkanı Gökhan Durmuş da “Son üç gündür tam bir hukuk skandalı izliyoruz. Türkiye’nin çöken politikasını yansıttıkları için gazeteciler hedef alınıyor. Bunun bir an önce son bulmasını istiyor ve gazeteciliğin bir suç olmadığını tekrar belirtmek istiyorum” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle