25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL 5 10 MART 2020 SALI Öztrak, Erdoğan ve heyetinin Moskova ziyaretinde yaşananları sert sözlerle eleştirdi ‘Tarihi bir fiyasko!’ CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un kullandığı ve kovuşturmaya konu olan sözlerinin birkaç saat önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için kullanıldığını vurguladı. Öztrak, “Zaman, gerginliği artırmama, TBMM’nin hukukunu koruma, milli iradeye sahip çıkma ve birlik olma zamanıdır” dedi. CHP MYK’nin ardından açıklama yapan Öztrak özetle şunları söyledi: Büyük fiyasko: Putin’in kapısında dakikalarca bekletildiler. Rus haber ajanslarına eğlence malzemesi oldular. Osmanlı toprağı Kırım’ı ilhak eden Çariçe 2. Katerina’nın heykeli altında heyet olarak kıyama durdular. AK Parti heyeti, Kremlin Sarayı’nda ülkemizi temsilde sınıfta kalmıştır. 5 Mart 2020’de Kremlin Sarayı’na kadar giden süreç Cumhuriyet tarihinin en büyük fiyaskosudur. Bu fiyaskoda sevinilecek tek şey, daha fazla şehit vermemek adına, sahada askeri faaliyetlerin durdurulmasıdır. ‘One minutes’ çekemedi: Moskova’ya giderken, Erdoğan’ın Putin’in gözlerinin içine bakarak dört soru sormasını istemiştik. Erdoğan soruları Putin’e soramadı. Ama Putin kameralar önünde “Askerlerinizin nerede olduğunu bilmiyorduk” dedi. Putin’in kapısında “two minutes” bekletilen Erdoğan, Putin’e bir “one minutes” çekemedi. Salona boş boş baktı. Putin’in önünde kıyama duran tüm heyet ise “dut yemiş bülbül” gibi sustu. Biz Putin’den özür beklerken, AK Parti heyeti Putin’in bir taziyesine bayram etti. Askerlerimizin güvenliğini sağlayın: İdlib’de silahların susmasını olumlu buluyor ve önemsiyoruz. 9 gözlem noktamız, vakit kaybetmeden, lojistik desteğin rahat yapılacağı daha güvenli yerlere çekilmelidir. Askerlerimizin güvenliğini sağlayacak tedbirleri hızla alın. İrade gasp edildi: Seçimle alamadıkları belediyelerimize, yargıyı kullanarak el koyuyorlar. En son Yalova’da yolsuzluğu bulup çıkaran belediye başkanımıza el çektirdiler. Yetmedi, kendi partilerinden bir başkanvekilini belediye meclisine seçtirdiler. Yalova’da milletin iradesini gasp ettiler. Peki Yalova’da yap IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN AKP’LI KILER’DEN ÖZKOÇ’A TEHDIT Bitlis’in Ahlat ilçesinde partisinin kongresine katılan AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sözleri sonrası Meclis’te çıkan kavganın ardından Özkoç’u tehdit etti. Özkoç’a yönelik saldırıyı savunan Kiler şunları söyledi: “O alçağın o Meclis’ten çıkarken muhakkak bir yerlerinin kırılarak çıkması lazımdı, elini kolunu sallayarak çıkma sı içimi soğutmadı. Dışarıda o sözleri bir şahsa etsin, çeker vururlar. O şahıs, o insan müsveddesi bundan sonra inşallah o Meclis’e gelmez. Ne zaman Meclis’e gelse aynı muameleyi görecek, eksik olanı tamamlayacağız. Ama tezkere geldi, dokunulmazlığı önümüzdeki hafta kaldırılsa bizde zevkle elimizi kaldıracağız ve o alçağın, o vatan haininin milletvekilliğini düşüreceğiz bir daha Meclis’e giremeyecek.” l İç Politika tıklarını neden Urla’da yapmadılar? Hukuksuzluk örneği: Özkoç’un kul landığı ve kovuşturmaya konu olan sözleri birkaç saat önce bizzat Erdoğan tarafından Sayın Genel Başkanımız için kullanıldı. Kendisi Cumhurbaşkanı zırhına bürünüp ağzına geleni söyleyecek, aynı sözler kendisine söylendiğinde de rahatsız olacak. Şimdi hukuk önünde herkesin eşit olup olmadığını hep beraber göreceğiz. TBMM’nin hukuku korunmalı: Yasa ma dokunulmazlığının, Saray iktidarı için, yargı için ne anlama geldiğini görmeye başladık. Yaşananların bazıları hariç iktidar milletvekillerinin de içine sinmediğini biliyoruz. Zaman, gerginliği artırmama, TBMM’nin hukukunu koruma, milli iradeye sahip çıkma zamanıdır. P tipi yapılanma var: Hukukun ayaklar altına alındığı bir diğer olay, OdaTV’ye yönelik sansür ve bağımsız gazetecilere yönelik gözdağı oldu. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kı KILIÇDAROĞLU: BU AYIP GÖRÜLMÜŞ ŞEY DEĞIL MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Moskova’da görüşme öncesi bekletilmesine ilişkin Rus devlet televizyonunun yayımladığı görüntüleri “Bu çekim özel olarak yapılmış. Böyle bir ayıp görülmüş şey değildir. Bu inanılmaz. Türkiye’ye bunun yapılmasına asla izin verilemez” diye değerlendirdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun Moskova’da imzalanan sözleşme metniyle de ilgili olarak “Türk heyeti gittiğinde metin zaten hazır haldeymiş” ifadelerini kullandığı bildirildi. ‘59 askerimiz niye şehit oldu?’ Kılıçdaroğlu’nun, “Asıp kesiyorlardı, ama şimdi ateşkese seviniyorlar. O zaman Erdoğan’ın şu soruya cevap vermesi gerekiyor: Son bir ayda 59 askerimiz hangi siyasi amaç uğruna şehit oldu?” dediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili olarak “Yarı açık cezaevinden, kapalı cezaevine geçtiler. Gazetecilerin tutuklanmasını, Cumhuriyetimiz, insan hakları ve demokrasi için bir felaket olarak değerlendiriyorum” diye konuştuğu kaydedildi. l ANKARA lınç, Murat Ağırel ve diğer gazeteciler, Meclis’te aleniyet kazanan, Libya’da şehit düşen vatan evlatlarını haberleştirdikleri için tutuklandılar. İktidar şehit haberlerinin kamuoyu tarafından bilinmesini, sorgulanmasını istemiyor. Bunun için gazetecilere yargı sopasını kullanarak gözdağı vermeye çalışıyor. Yargıda bir dönem F tipi yapılanma vardı; şimdi de yargıda P tipi, yani Pelikan tipi bir yapılanmadan bahsediliyor. l ANKARA/Cumhuriyet Eski Bakan Babacan’ın 3 aydır ertelediği partisinin kuruluş dilekçesi dün İçişleri Bakanlığı’na verildi Meclis’teki 11. parti olacak EMİNE KAPLAN Ali Babacan’ın 3 aydır ertelediği ve isminin “Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA)” olması beklenen yeni partisi dün resmen kuruldu. Partinin kurucular kurulunda eski AKP’li bakanlar Sadullah Ergin, Selma Aliye Kavaf ve Nihat Ergün ile eski AKP milletvekilleri, MHP’de Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye karşı adaylık yarışına katılan Ramiz Ongun, Babacan’ın bakanlığı dönemindeki ekonomi ekibinin de yer aldığı 90 isim bulunuyor. AKP’den istifa eden Mustafa Yeneroğlu listede yer aldığından Babacan’ın partisi TBMM’de temsil edilen 11. parti olacak. Abdullah Gül’e yakın isimlerden Haşim Kılıç ve Beşir Atalay’ın listede yer almaması “Gül ile Babacan arasında çatlak var” iddialarına neden olurken Babacan’a yakın kaynaklar bazı küçük görüş ayrılıkları dışında herhangi bir sorun olmadığını, Gül’ün partiye destek verdiğini belirtti. Partinin program ve tüzüğünde “parlamenter demokrasi, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü” hedefleri ön planda yer aldı. Babacan’ın partisinin kuruluş dilekçesi dün İçişleri Bakanlığı’na sunuldu. Partinin kurucular kurulu, adı ve amblemi, parti program ve tüzüğüyle ilgili tanıtım toplantısı yarın Bilkent Otel’de yapılacak. Aynı gün AKP’nin grup toplantısı olması nedeniyle tanıtım toplantısının saati Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının bitimine göre ayarlanacak. Yeni partinin kurucular kurulunda yer alan isimler, parti tüzüğü ve programında olması beklenen hedefler şöyle: Eski AKP’li bakan ve vekiller: 90 kişilik kurucular kurulunda, 27 kadın ve 16 genç yer aldı. Kurulda eski AKP’li bakanlar Sadullah Ergin, Selma Aliye Kavaf ve Nihat Ergün ile birlikte Abdürrahim Aksoy, Ali İhsan Merdanoğlu, Hasan Karal, Hadice Dudu Özkal, İdris Şahin, Kerem Altun, Medeni Yılmaz, Metin Kaşıkoğlu, Mustafa Nuri Akbulut, Abdurrahman Müfit Yetkin’in de aralarında bulunduğu eski AKP’li 16 milletvekili yer aldı. AKP’den istifa eden İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun Partinin kuruluş dilekçesini Bakanlığa kurucular kurulunda yer alan İdris Şahin verdi. Babacan, İsmail Küçükkaya’ya konuk oldu ‘TÜRKIYE’DE KORKU SIYASETI HÂKIM’ Partisinin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na sunulan Ali Babacan, dün FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” programına katılarak soruları yanıtladı. Türkiye’de korku siyasetinin hâkim olduğunu ve refah içinde bir Türkiye’ye bu siyasetle ulaşılamayacağını anlatan Babacan, “Biz Türkiye için refah seviyesi çok daha arttığı, insanların korkmadan geleceğini planladığı bir Türkiye istiyoruz. En bağımsız olması gereken yargı bile bağımsız değil. Yargının öncelikle anayasa, yasalar ve yargıçların vicdanı çerçevesinde işle mesi lazım. Bunları yapmazsak Türkiye çok daha kötü günleri görür. Çarşamba günü (yarın) partimizin programını paylaşınca göreceksiniz, birinci sayfa basın özgürlüğü. İfade özgürlüğü olmayınca problemleri dile getiremiyorsunuz. Problemlerini tartışmayan bir ülkenin sorunları çözmesi mümkün değil. Sorun var diyeni susturuyorsanız, bir şekilde o ülke sorunlarını konuşamıyor demektir. Aynı hastalığını inkâr eden bir hasta olarak düşünün. Tedaviyi reddettiği için bir türlü iyileşemiyor. Türkiye’nin şu anki sorunu bu” dedi. l İç Politika da kurucular kurulunda yer almasıyla Babacan’ın partisi TBMM’de temsil edilen 11. parti olacak. Akiller de listede: Çözüm sürecinde akil insanlar heyetinin Güneydoğu Anadolu Grubu’nda yer alan eski AKP milletvekilleri Mehmet Emin Ekmen ile Faruk Ünsal, AKP’nin 2007’de anayasa taslağını hazırlayan komisyonun üyesi ve aynı grupta akil insan olarak görev yapan Fazıl Hüsnü Erdem de yeni partinin kurucuları arasında yer aldı. ‘Metal yorgunu’ başkan: AKP’nin 2017 yılında “metal yorgunluğu” gerekçesiyle istifa ettirdiği 4 büyükşehir belediye başkanından biri olan eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, yeni partinin kurucularından oldu. Aynı zamanda AKP’de milletvekilliği ve parti yöneticiliği görevinde bulunan Uğur, belediye başkanlığından ayrılırken gözyaşlarını tutamamıştı. Babacan’ın ekonomi ekibi: Babacan’ın bakanlığı sırasında birlikte çalıştığı eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, eski Hazine Başkan Yardımcısı Cavit Dağdaş, yeni partinin vitrininde yer alan isimler arasında. Ayrıca emekli büyükelçi Abdurrahman Bilgiç, Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) kurucularından Sanem Oktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yöneticisi olduğu KADEM’de yönetim kurulu üyeliği yapan Elif Esen, AKP’de uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra partiyle yollarını ayıran ve HDP’de siyaset yapan Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı Helün Fırat, gazeteci Gülay Göktürk yeni partide yer aldı. Bahçeli’nin rakibi: Uzun yıllar MHP’de siyaset yapan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin karşısına genel başkan adayı olarak çıkan Ramiz Ongun, eski BBP Genel Başkan Yardımcısı Musa Malik Yıldırım, eski Anavatan Partisi milletvekili Halil Özsoy, güvenlik uzmanı Metin Gürcan, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kızının düğünündeyken rehin alınan emekli Korgeneral Mehmet Şanver de kurucu oldu. Gül ile çatlak mı var?: Abdullah Gül’e yakın isimlerden Haşim Kılıç ve Beşir Atalay’ın kurucular arasında yer almaması, Babacan ile Gül arasında çatlak olduğu iddialarına neden oldu. Ancak Babacan’a yakın kaynaklar, Babacan’ın Gül ile temasının sürdüğünü, bir iki konuda yaşanan görüş ayrılığı dışında bir sorun olmadığını, Kılıç ve Atalay’ın baştan beri kurucular kurulunda yer almak istemediklerini, ancak partinin bundan sonraki çalışmalarına katılacaklarını belirtti. Partide, bu iddiaların listede yer bulamayan isimler tarafından çıkarıldığı görüşü dile getiriliyor. Parlamenter demokrasi vurgusu: Partinin programında “parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığı” vurgusu yapılırken, yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğünün altı çiziliyor. Programda, AKP’lilerin bile şikâyet ettiği kamuya alımlarda “mülakat sistemi”nin kaldırılması hedefi yer alıyor. Genel başkan için AKP’de olduğu gibi 5 dönem (10 yıl) sınırı öngörülüyor. l ANKARA Murat Ağırel... ‘MİT’olojik tutuklamalar! Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’tan sonra Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel de yine Libya’da şehit olan MİT mensuplarının kimliklerini açıkladıkları gerekçesiyle tutuklandı. Aynı kapsamda Yeni Yaşam Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yazıişleri Müdürü Aydın Keser de tutuklandı. Söz konusu şehitlerin kimliği zaten daha önce açıklanmıştı. Bu durumda gazeteciler açıklanmış olan kimliği açıklama suçu işlemiş oluyor. Yakın tarihimiz gazetecilerin, anlatılması, anlaşılması olanaksız gerekçelerle tutuklanmasına dair örneklerle doludur. Bu kararlar da o hanedeki yerini aldı. Barış’lar daha ilk sorgudan sonra Silivri’ye gönderilmişti. Ağırel ise önce adli kontrolle serbest bırakıldı, ertesi gün sabaha karşı 04.30 sıralarında eski kayınvalidesinden kayınbiraderine kadar her yere baskın eşliğinde yakalama kararı çıkarıldı. Ağırel’in avukatı Onur Cingil’in yaptığı belgeli açıklamaya göre, aynı anda iki farklı karar yazılıyor. Karar metninin 9. sayfasında serbest bırakılsın, 10. sayfasında da tutuklansın yazıyor. Bu kadarına pes... HHH Geçmişte de zaman zaman Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gazetecilerden davacı olurdu. Bu tür davalar o günün yargı sistemi gereği Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde (DGM) görülürdü. Üç üyesinden biri asker olan bu mahkemelerde adı üstünde çoğunlukla “devlet” haklı çıkardı. Ancak bu davaların hemen tümü tutuksuz başlar, öyle devam ederdi. Anımsadıklarlarımdan biri sevgili arkadaşım Fikret Bilâ ile ilgiliydi. Bilâ hakkında Sivil Darbe Girişimi ve Ankara’da Irak Savaşları başlıklı kitabında gizli bilgileri açıkladığı, MİT’e ait kimi bilgilere de yer verdiği gerekçesiyle dava açılmıştı. İstenen ceza da 10 yılın üstündeydi. MİT de resmi bir yazıyla davaya karışmıştı. Bilâ, o süreçte kamuoyunun da merak ettiği pek konuya açıklık getiren bilgi ve belgeleri kitaba koymuştu. Mahkeme bir yıl kadar süren yargılama sonucunda “suçun unsurları oluşmamıştır” diyerek beraat kararı vermişti. Elbette o günkü yargının da eleştirecek yanları vardı. DGM’lerin ayrı bir yargılama usulü içinde olması kabul edilemezdi. O günkü toplumsal mücadelelerde açılan ortak pankartlardan biri şuydu: “DGM’ler kapatılsın!” AKP döneminde DGM’ler kapatıldı. Yerine ne geldi? HGM’ler! Nedir o? Hükümet Güvenlik Mahkemeleri! HHH Murat Ağırel’i uzun süredir tanıyorum. Ancak son bir yıldır zaman zaman diyalog da kuracak ölçüde yakından tanıyorum. Gazetecilikte, Neyzen Tevfik’in anlatımından esinlenerek üretilmiş bir söylem vardır: Selam verdim almadı, belge değildir diye! Murat Ağırel, bu tür gazetecilerden. Son aylarda haber üstüne haber patlatıyor, belge üstüne belge açıklıyordu. Bunları yazmakla kalmıyordu... Televizyon ekranlarında cesaretle, tüm sorumluların adını vere vere açıklıyordu... Bilgi ve belgeleri bir araya getirip kitaplaştırıyordu... Sivil toplum kuruluşları panele, konferansa çağırdığında, zamanı ölçüsünde kırmıyordu. Son olarak 7 Mart Cumartesi günü Ankara Kitap Fuarı’na geldi. Daha bir gece önce 01.00 sıralarında serbest kaldığı mahkemeden çıkmış, sabahında İstanbul’dan Ankara’ya gelmişti. İmza standına uğradım. Okurları kuyruk oluşturmuştu. Kucaklaştık, “geçmiş olsun” dileğimize şu karşılığı verdi: “Abi elimde birkaç dosya daha var... Müthiş bir şey... İstanbul’a dönüşte yazacağım!” Gazetecileri susturma girişimleri tarih boyunca hep oldu, hep ters tepti. Gazeteciler tutuklandığında doğal olarak tutuklandığı konu da haber oluyor. Niçin susturmak istedikleri anlaşmasın diye “MİT”olojik bir gerekçe uydurulmuş olmalı... Eyy gerçeklere sağıreller... Ağıreller yazmaya, gerçekleri haykırmaya devam edecek... Kaymakamdan Cumhuriyet düşmanlığı Mardin’in Yeşilli ilçesi kaymakamı Mustafa İkbal Eşki’nin sosyal medya hesabından Cumhuriyet ile ilgili paylaşımları tepki çekti. Eşki, sosyal medya hesabından Cumhuriyet için “Köksüzler Cumhuriyeti” ifadesini içeren paylaşımda bulunurken, solcuları “düşman” ilan etti. Eşki, Türk solu için yazısında “Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in bugününe: Türk solu bir milli güvenlik problemidir... Kendi devletine düşmanlık eder” dedi. Abdülhamit, İskilipli Atıf Hoca ve Kral Faysal’a övgüler dizen Eşki, “Sultan Abdülhamit’in Sağlık Bakanlığı duvarındaki fotoğrafını skandal diye duyurdular. Sanki GATA’yı, Haydarpaşa Numune’yi, Şişli Etfal’i, Darülaceze’yi, Kızılay’ı ve 300 civarında hastaneyi kuran Abdülhamit değil Ecevit’ti. Köksüzler Cumhuriyeti” ifadelerini kullandı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle