Katalog

HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 3 9 ŞUBAT 2020 PAZAR çalı Bulutlu k anak utlu ı ğmur a K. Yağmur İstanbul 4/2 Ankara 2/7 İzmir 8/0 Antalya 10/1 Mersin 7/2 Trabzon 2/2 Diyarbakır 0/7 Kars 10/19 Bursa 30/6 0 Adana 70/1 0 Artvin 40/5 0 Çanakkale 70/ 1 0 Balıkesir 50/ 5 0 Sivas 80/15 0 Erzurum 110/ 18 0 Eskişehir 20/ 8 0 Aydın 100/ 2 0 Gaziantep 10/ 4 0 Konya 10/ 7 0 Atina 100/3 0 Berlin 120/5 0 Girne 100/4 0 Londra 140/7 0 Moskova 00/ 8 0 Paris 120/7 0 Madrid 120/4 0 Amsterdam 120/4 0 Roma 150/5 0 New York 60/1 0 Tokyo 80/2 0 TARİHTE BUGÜN 1881: Ünlü Rus yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin (60) ölüm yıldönümü. 1920: Fransızlar, Maraş’tan çekilmeye ve Adana bölgesini boşaltmaya başladı. 1934: Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı imzalandı. 28 yolcu, camlar kırılarak kurtarıldı Iğdır’dan Sarıkamış’taki Cıbıltepe Kayak Merkezi’ne giden turistleri taşıyan otobüs, KarsDigor karayolunda sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu yan devrildi. Otobüsteki 28 yolcu, aracın camları kırılarak kurtarıldı. Adana’dan Erciyes Dağı’na kayak yapmak için gelenleri taşıyan otobüsü Develi’de devrildi. Kazada 43 kişi yaralandı. Malatya Büyükşehir Belediyespor Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımını taşıyan minibüsün yoldan çıkarak devrilmesi sonucu 10’u sporcu 13 kişi yaralandı. Karayoluna çığ düştü Van Valiliği’nce olumsuz hava koşulları nedeniyle önceki günden bu yana ulaşıma kapatılan Ça tak Van karayoluna çığ düştü. l AA GÖZYAŞLARI İÇİNDE UĞURLANDI Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan uçak kazasında hayatını kaybeden 3 yolcudan biri olan Songül Bozkurt (29), dün İzmir’in Karşıyaka ilçesinde Hacı Ali Gültekin Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Evlilik hazırlığı yaparken uçak kazasında yaşamını yitiren Bozkurt’un gelinlik örtülü tabutuna sarılarak gözyaşı döken anne Fatma (86) ile baba Bedri Bozkurt (90), fenalık geçirdi. Bozkurt’un 9 kardeşi de tabut başında dakikalarca ağladı. Bozkurt’un acı lı ablası, “Ben sana gitme dedim dinlemedin beni. Söz vermiştim düğününe gelecektim Songül’üm. Ben senin yanına hep gelirim” diye feryat etti. l Haber Merkezi KARS Songül Bozkurt DHA Anne Fatma Bozkurt Cemal Gökçe, TOKİ’de kalifiye mühendis olmadığına dikkat çekti: 9 yılda yıkılmamalı Elazığ’daki deprem sonrası yıkım kararı alınan binalar arasında TOKİ’nin 2011’de yaptığı Fırat ilk ve ortaokulu da bulunuyor. İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökçe, “9 yıllık okul bu hale geliyorsa büyük mühendislik sorunu var” dedi. KÜBRA KÖKLÜ Elazığ’da 24 Ocak’ta 41 kişinin yaşamını yitirdiği 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından 27 okul için yıkım kararı verildi. Ağır hasarlı okulların arasında TOKİ tarafından 2011 yılında yapılan TOKİ Fırat ilk ve ortaokulunun da olduğu ortaya çıktı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe, “9 yıl önce TOKİ tarafından yapılan okul 6.8 büyüklüğündeki depremde ağır hasarlı hale geliyorsa büyük bir mühendislik sorunu vardır. TOKİ’nin bünyesinde yeterli sayıda kalifiye mühendis yok” diye konuştu. Denetim problemi Milli Eğitim Müdürlüğü, Elazığ merkezde deprem sonrasında 16 okulun, ilçede ise 11 okulun boşaltılacağını ve Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü Hizmet Binası ile Elazığ Öğretmen Evi hizmet binasının da yıkılacağını açıkladı. 27 okul ve 4 bin 600 bina hakkında yıkım kararının alınmasını değerlendiren Cemal Gökçe, “6.8’lik depremde çok sayıda binanın yıkılması ve ağır hasarlı olması bizlere ciddi bir yapı denetim ve mühendislik problemi olduğunu gösterdi. Depremde 20 yıl önce yapılan okulların bile hasar görmemesi gerekiyordu. Van depreminde yıkılan binaları da TOKİ yaptırmıştı. Yani Van için deprem riski olasılığı devam ediyor. Bunlar yetmezmiş gibi gene depremde yıkılan binaları TOKİ yapacak” dedi. SOYLU: KIZILAY’A HAKSIZLIK YAPILMASIN İ çişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından gelişmeleri değerlendirmek üzere gazetecilerle bir araya geldi. Elazığ Valiliği’nde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Soylu, depremin ardından şu ana kadar 96 milyon lira AFAD’a, 47 milyon lira da Kızılay’a yardım yapıldığını söyledi. Soylu, Türk Kızılayı’na yönelik yapılan eleştirilere de yanıt vererek “Kızılay’a bir haksızlık yapılmasın. Kızılay bizim çadır temin ettiğimiz bir kurum değildir. Çadırı direkt AFAD olarak biz veririz. Kızılay bizim beslenme grubumuzun yöneticisidir” diye konuştu. l İç Politika DOKTORLARDAN ‘SAĞLIKTA ŞIDDETE SON’ MITINGI NECATİ SAVAŞ 81 ilden sağlık çalışanlarının katıldığı mitinge Genel Sağlık İş, Türk Sağlık Sen ve STK’ler destek verdi. Doktorlar sağlıkta şiddete karşı Türkiye’nin dört bir yanındaki yurttaşlardan topladıkları imzaları da beraberlerinde getirdi. Beyaz önlük askıda Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından Ankara Anıtpark’ta “Şiddetten Uzak, Sağlıklı Ülke Geleceği ve Daha İyi Aile Hekimliği Mitingi” yapıldı. Hekimler, “Sağlıkta etkin ve caydırıcı şiddet yasası istiyoruz. İyi hal indirimlerini, para cezalarını değil somut adımları bekliyoruz. Eğer bu samimi taleplerimiz gerçekleşmezse, beyaz önlüğümüz artık askıda. İş bırakıyoruz” dedi. AHEF Başkanı Özlem Sezen, “Hep birlikte şiddeti ortadan kaldıracağız. Mesleki itibarsızlaştırma, şiddetin normalleşmesi, cezaların caydırıcılıktan uzak olması, hak kayıplarımızın her geçen gün derinleşmesi göz ardı edilmiştir. Her saat başı bir sağlık çalışanı şiddete maruz kalıyor. Daha kaç sağlık çalışanı ölecek, darp edilecek? Bıçak kemiğe dayandı ve deldi geçti artık. Bitecek mi? Bitmeyecek, bitmez. Çünkü bizleri yönetenler samimi değil” diye konuştu. Sezen, doktorların taleplerine ilişkin de “Sağlıkta etkin ve caydırıcı bir şiddet yasası istiyoruz. Savaşta dahi dokunulmazlığı olan sağlık çalışanlarına yönelik fiziksel şiddetin, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına alınmasını istiyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Acının soytarıları 2001 yılında gazetelerde, kültür dergilerinde yayımlanmış on binlerce yazıdan kaçı hayatta kalmış olabilir? Köşemenlerin güncel yani aktüel yazılarından yüzde 99 virgül sonsuzu kesinlikle tahtalı köyü boylamıştır. Bir edebiyat yazarı siyasal ve toplumsal eleştiri yazısı yayımlamışsa, ücra bir yerde olsa bile, 19 yılda büyür ve serpilir. HHH İstanbul ve köydeki kitaplıklarımda gene yer kalmadı. Gene her yer dolu, adım atacak yer yok. Artık başvurmam gerekmeyen, kaynak olmayacak, bir kez daha okumayacağım imzalı, / imzasız Türkçe kitapları kutulara dolduruyorum. Kadıköy Belediyesi’nin Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi’ne göndereceğim. Orada bir özel bölümüm var. Hiç ummadığım bir yerde Tahsin Yücel’in Yüz ve Söz (YKY) deneme (makaleler) derlemesiyle buluştum. 16.12.2008 günü imzalamış Ülker’le bana. Yazılar, Prof. Dr. Çetin Yetkin’in Antalya’da yayımladığı Gazete Müdafaai Hukuk adlı dergide yayımlanmış. Yani ücra bir yerde. Kitaptan rasgele bir sayfa (146147) açıyorum: HHH “Kral Ubu ‘bir ilke daha imza atarak’ sahneden inip Türkiye’ye geldi de sonsuzca çoğalmaya mı başladı? Büyüklerimizin ağzıyla o mu konuşuyor? Bilemiyorum doğrusu. Hiç kuşkusuz, en ilkelinden en gelişmişine, tüm insan topluluklarında şu ya da bu biçimde varlığını saptadığımıza göre, gösterinin önemli bir işlevi (ya da işlevleri) bulunduğu kesin. Hamlet de, ‘Gösteri; işte burada yakalayacağım onun bilincini!’ derken, bu işlevlerin en başta gelenlerinden birinin altını çizer. Ne var ki, gösterinin işlevini gereğince gerçekleştirebilmesi için, gerçek yeri neyse, oraya konulması, gerçeğe göre konumunun bilinmesi gerekir. Bizse, özellikle şu son dönemlerde, ikisini ayrılmaz biçimde birbirine karıştırdığımızdan, hem gerçeğin, hem gösterinin berisinde kalıyor, önümüze konulan her şeyin seçeneksiz olduğunu sanıyoruz. Bunun sonucu olarak, kara güldürü yalnızca tek gösteri biçimi olarak değil, aynı zamanda tek etkinlik biçimi olarak beliriyor, yurttaş da her türlü etkinliği bir kara güldürü olarak algılıyor. Böylece, diyelim ki bir toplantı sırasında, ağırbaşlılığını hâlâ yitirmemiş bir dinozor ‘Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor!’ diyecek oldu mu Türk ulusuna en büyük muştuyu vermiş gibi alkışı basıyor herkes; diyelim ki bir gazinoda, yanık sesli bir türkücü ‘Kara bahtım, kör talihim, taşa bassam iz olur, / Ağustosta suya girsem, balta kesmez buz olur, / Doksanında bir yar sevsem, on beşinde kız olur!’ diye acı mı acı bir uzun havaya başladı mı millet saniyesinde piste fırlayıp şıkır şıkır göbek atmaya başlıyor. Oscar Wilde, yeni zamanların en korkunç yanının ağlatıya güldürü giysileri giydirmek olduğunu vurguladıktan sonra, ‘Bizler acının soytarılarıyız’, diyordu. Sanırım, tam o noktadayız” (1.7.2001) HHH Ben de değerli, onurlu, alçakgönüllü ve sapına kadar Cumhuriyetçi ve rahmetli kardeşim Tahsin Yücel’in bıraktığı yerden devam edeceğim: “Oy dingala dingala / Kömür koydum mangala /Ayşe, Fatma dostun var / Çalkala Boncuk çalkala. // Babamdan miras kaldı./ Onu da çapkınlar aldı. / Çapkınların yüzünden / Ayağımda pantol kalmadı.// Oy dingala dingala / Kömür koydum mangala / Ayşe, Fatma dostun var / Çalkala Boncuk çalkala. // Kabağı boynuma takarım / Sağıma soluma bakarım./ Bana mangiz verirsen / Sana göbek atarım. // Oy dingala dingala / Kömür koydum mangala/ Ayşe, Fatma dostun var/ Çalkala Boncuk çalkala.” HHH İlkokulda okurken Cambaz Çadırı’nda çıraklık ettim bir yaz. Mersin’de, İhsaniye Mahallesi’nde, eskiden Hıristiyan mezarlığı olan yerde. Yanık Şeşati Pavlikesi’nin (Fabrikasının) arkasında. Şimdi belediye binasının olduğu yerde. Şarkıcı “Hey Dingola Dingola / Eşşek gaçtı govala / Ayşe de Fatma dostum var / Çalkala yavrum çalkala” diye söylerdi ve “motosiklet ölüm üstüvanesinde” motosiklet haarrrrrrrrrr diye dönmeye başlardı. Yalınayak, başı kabaktım. İçimde müthiş bir hüzün olurdu. HHH Şimdilerde de içimde gene o hüzün var, o hüzün kazanında öfke ve isyan fokur kokur kaynıyor. Vee birileri “Ya Allah Bismillah” diyerek motosiklete binmiş, ölüm üstüvanesinde motosikletin gidonunu bırakıp Türk bayrağı açmış fıldır fıldır dönüyor. Bunu gören iki hacıfışfıştan biri ötekine “İşte uzaya böyle çıkacağız, iman kuvvetiyle” diyor. ARKADAŞLARI: ŞEYMA’NIN ERKEK ARKADAŞI YOKTU ‘Altında başka sebep var’ Ankara’nın Çubuk ilçesinde baba Harun Y. (51) ta run Y.’nin ağabeyi Muzaffer Y., “Hatta Şeyma’nın er rafından “sevgilisi olduğu” kek arkadaşından bahsetti için öldürüldüğü iddia edi ğini olay günü bana da an len lise öğrencisi kızı Şeyma lattı. Yanlarında annesi de Y.’nin (18) arkadaşları, iddia varken, ‘Baba benim bir ar ları yalanladı. BBC Türkçe’ye kadaşım var, sizi tanıştıra konuşan Şeyma’nın arkada cağım’ demiş. O da ‘Tanış şı Alper E., Şeyma’nın haya Şeyma Y. tır kızım’ demiş. Son bir haf tı boyunca hiç erkek arkada tadır psikolojisi bozukmuş” şı olmadığını söyleyerek “Bir erkek ifadelerini kullandı. arkadaşı olsaydı muhakkak bilirdik. Büyük ihtimalle altında başka bir se ‘Şizofreniye çevirdi’ bep var, polislerin gerçek sebebi Harun Y.’nin eşi Emine Y. ise eşi araştırmasını istiyoruz” dedi. İsmini nin 16 yıldır panik atak hastası oldu vermek istemeyen ve Şeyma’nın en ğunu belirterek “Eşim kötü biri de yakın arkadaşı olduğu belirtilen bir ğil. Kendi yapmadı, hastalığı yaptır genç kız ise “Şu ana kadar hiç erkek dı” dedi. Oğlu İlhami Y. ise babasının arkadaşı olmadı. Bu cinayetin bir er son zamanlarda panik atak ilaçları kek yüzünden olduğuna asla inan nı almadığını ve hastalığının ilerledi mıyorum çünkü Şeyma’nın söyledi ğini, artık şizofreniye çevirmeye baş ğine göre babası ona çok düşkün ladığını söyledi. İlhami Y., “Geçen dü” dedi. hafta bir video izlemiş. Oradaki kızı Yakınları ise Harun Y.’nin her gün Şeyma’ya benzetmiş, kafasında kur alkol aldığını ve cinayeti işlerken muş bir şeyler” dedi. de alkollü olduğunu öne sürdü. Ha l ANKARA/Cumhuriyet ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr