18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 23 ŞUBAT 2020 PAZAR TASARIM: İLKNUR FİLİZ PAZAR YAZILARI Sosyal medyada özgürlük! Sosyal medya günlük yaşamı abartıyor, birçok kişide psikolojilk sorunlara neden oluyor, insanlar ruh ve sinir hastalıkları nedeniyle doktora başvuruyor. Yüzlerce milyon Instagram kullanıcısı günbegün çoğu kez bilinçli yayılangerçekdışı haber ve görselleri tanımadığı insanlarla paylaşmaktan çekinmiyor. Bir düşler dünyasında yaşayan bu insanlar hep güzel şeyler okumak, görmek istiyor, ancak belli bir süre sonra bu “balon dünya” patlıyor, gerçek ortaya çıkıyor, altından kalkması güç psikolojik sorunları beraberinde getiriyor. İnsan sansasyonu çok sever. Bu nedenle günümüzde yalan haberlere inanmaya yatkın, daha doğrusu inanmak isteyen kişilerde bir süre sonra şaşkınlık, korku, iğrenme ve nefret gibi duygular görülüyor. Açıklamalar doğruysa Alman gençlerinin yüzde 74’ü günde yirmi kez Instagram’a giriş yapıyor, her saniyede gerçek veya gerçekdışı 6 bin tweet dünyada bir yerlere gidip geliyor! Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) görevli bilim insanları, 2018 yılında, Türk Profesör Sinan Aral sorumluluğunda 4.5 milyon Twitter paylaşımını yapay zekâ yardımıyla incelemiş ve şunu tespit etmişti: Çoğunlukla yalan yanlış haberler paylaşılıyor. Araştırma sonuçlarına göre, yalan haberler diğerlerine göre yüzde 70 daha hızlı yayılıyor. Prof. Aral, o günlerde İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluş Science dergisine şöyle konuş turulan “anı mezarlıkları”nı muştu: “Bunun toplum için his koruma çalışmaları ve gü sedilir ve dramatik sonuçları nümüz insanlarını Hit kaçınılmaz.” Almanya’da her ler yıllarında yaşananlar eyalette içişleri bakanlıklarına bağlı “Politik Eğitim Mer AHMET ARPAD üzerine aydınlatıcı projeleri nedeniyle Stuttgart kezleri” var. Bu kuruluşların Politik Eğitim Merkezi’ni görevi “demokratik bilinci sağlamlaştır “Çalışmaları despotluğu andırıyor” söz mak ve vatandaşların politik işbirliğine leriyle eleştirmiş, bu kuruluşa arka çı istekliliklerini güçlendirmek.” kan Yeşiller’e de saldırmıştı. Konuşma Aşırı sağ kullanıyor sı, düşünce özgürlüğünün sınırlarını zorlayıp hakarete dönüşmeye başlayınca BadenWürttemberg şubesinin eşbaş meclis başkanı Muhterem Aras milletve kanı, siyasal bilim ve Türkoloji yüksek kili Fichtner’i önce ihtar etmiş, sonra da öğrenimi görmüş olan Sibylle Thelen, susturmuştu. Aşırı sağcı parti AfD, orta “Son yıllarda toplumda insanların özgür lama yüzde 20 oyla girdiği eyalet mec ce söyleyebileceklerinin ötesine çıktığı lislerinden federal meclise kadar zehirle nı tespit ediyoruz” diyor. “Konuşma ve yici ve huzur kaçırıcı atılımlar yaparken yazma özgürlüğünün sınırları yerinden sırtını “düşünce özgürlüğü”ne dayadığı oynatılıyor...” Ona göre ortaya atılan gö nı iddia ediyor. Bu popülistler için sosyal rüşler ve kavramlar alışılmış sınırları aş medya tabii olağanüstü bir buluş! mış. Demokrasinin temel ilkesi “düşünce özgürlüğü”nün ardına gittikçe daha Ölüm tehditleri... çok aşırı sağcının sığınmaya başlaması Bir süre önce SPIEGEL dergisinde çı ve kendilerini eleştirenleri, “vatan hain kan bir habere göre, siyasi görüşlerini leri”, “yalancı basın” diye damgalaması Facebook aracılığı ile yayan partiler ara da huzur kaçırıcı! sında AfD başı çekiyor. Nefret ve fesat BadenWürttemberg Eyalet yaymanın bir özgürlük olduğuna inanan Meclisi’nde geçen yılın son oturumu ol lar sosyal medyada at koşturuyor! Git dukça öfkeli geçmişti. 2016 yılında po tikçe daha çok politikacı aşırı sağcıların, pülist Almanya İçin Alternetif Parti’den neoNazilerin hakaretine uğruyor, hatta (AfD) meclise giren Heinrich Fichtner, ölüm tehditleri alıyor. Geçen yıl aşırı sa ğa karşı kararlı mücadele isteyen ve “geçerli yasalar yetersiz, yeni yılda yasal değişikliklere gidilecek” diyen Federal Adalet Bakanı Christine Lambrecht de popülistlerin tehdit yağmuruna tutuldu. Bavyera Eyaleti Protestan Kilisesi Piskoposu Bedford yılbaşından önce “Akdeniz sularında tehlike yaşayan mültecilerin kurtarılmasına 2020 yılında kilisemiz de katılacaktır” açıklamasını yapmıştı. Aradan çok geçmeden internet ölüm tehditleriyle doldu. Bedford, “İçlerinde çok ciddileri var” diyor. Birilerinin “sınırsız özgürlüğün” geçerli olduğunu iddia ettiği, ancak her türlü kabalığa, saldırganlığa ve psikolojik baskıya “kapıları açık” sosyal medya aracılığıyla yaydığı yalanlara inanan insanların sayısı arttıkça dünya toplumunu bekleyen büyük tehlike de hızla doruğa yükseleceğe benziyor. Günümüzde insanoğlunun zekâ katsayısında (IQ) düşme olduğunu söyleyen, yüzlerce milyon Instagram kullanıcısının gerçeklerden uzak bir düşler dünyasında yaşadığını iddia eden bilim insanları da var. Birilerinin, “yaşamın artık kolaylaşacak” diye getirip önümüze koyduğu kimi yeniliklere bağımlı yaşamak özgürlük mü? Yakın gelecekte insanoğlu dijitalleşme ve yapay zekânın kölesi olup gücünü yitirecek mi? [email protected] Emeklilerin hali Ukrayna’nın başkenti DENİZ BERKTAY Kiev’in Kreşatik Caddesi’ni veya Lviv şehrinin tarihi merke zini gezenler etraftaki lüksü görerek zengin bir ülkeye geldiği izlenimine kapılabilir. Ama Ukrayna’nın bir de diğer yüzü var: Asgari ücretin 190 dolar civarında olduğu, emek li maaşlarının aşağı yukarı 120 dolar civa rında seyrettiği bir ülke burası. Nüfusun bir kısmı lüks içinde yaşarken önemli bir bölü mü de iki yakayı bir araya getirmekte zorla nıyor. Ülkenin bu diğer yüzünü görmek için metroya veya dolmuşa binmek yeterli. Geçenlerde, Ukrayna’nın liman şeh ri Odessa’nın bir altgeçidinde müzisyen bir kadınla karşılaştım. Akordeona benzeyen (Rusların “bayan” dedikleri, akordeon gibi körüklü olan, fakat klavye kısmı epey fark lı olan) bir çalgı çalıyordu. Yetmişli yaşlarda ki kadınla sohbete başladık... Hayatı boyun ca, temizlikçi olarak çalışmış. Bir de şizofre ni hastası olan bir oğlu varmış. (Askerliğini Sovyetler Birliği döneminde yaparken o za manki Doğu Almanya’ya gönderilmiş ve ora dan bilinmeyen bir nedenle şizofreni hasta sı olarak dönmüş) Emekli olduğu için ken di meslek kategorisinde, 80 dolara denk dü şen bir emekli maaşı alıyormuş. Hasta olan oğluna baktığı için de 50 dolar karşılığı bir aylık veriliyormuş. Yani en fazla 150 dolar civarında bir parayla kendisinin ve hasta oğ lunun geçimini sağlamak zorunda kalmış. O nedenle on beş yıl önce, bir yakınının hedi yesi olan çalgıyı almış ve evde oturup en bi linen Sovyet şarkılarını çalışmaya başlamış. Beş ay sonra da sokak çalgıcılığına başla mış. Şimdi geçimini iyi kötü sağlıyormuş. Onunla yaptığım bu sohbet, bana bir baş ka emekli kadınla birkaç yıl önce yaptığım sohbeti hatırlattı. Ukrayna’nın Zaporojye kentinde, ana caddede yine böyle 70’li yaş larda bir kadından dondurma alırken onunla ayaküstü sohbete başlamıştık; Meğerse ka dın, Sovyet döneminde subay olarak görev yapmış, Afganistan’da da bulunmuş. Fakat konuştuğumuz esnada aldığı emekli maa şı 60 dolara denk geliyordu. Gözleri dolu bir şekilde “Bu parayla evin geçimini sağlayamı yorum ve burada dondurma satmak zorun dayım” diyerek yaşadığı zorluğu anlatmıştı. Siyasetçilerin oy hesapları Ülke genelinde diğer emeklilerin hali de bu iki kadınınkinden pek farklı değil. Burada emekli maaşı, hiçbir ihtiyaca yetmediği için emekliye ayrılan biri, eğer eli ayağı tutuyorsa mutlaka başka işlerle uğraşıyor: Kadınsa kasiyerlik, tezgâhtarlık yaparak erkekse, şoförlük, bekçilik yaparak ayakta kalmaya çalışıyor. Geçenlerde bindiğim bir taksinin şoförü, emekli polis çıktı. 160170 dolar civarı bir emekli maaşı varmış. “Ben zamanında meslekte yükselemedim. Amirlerim çok daha şanslı” dedi. Sordum ne kadar aldıklarını. Amirlerinin emekli maaşı da 300 dolara denk geliyor. Emekliler içinde ek iş yapacak hali kalmayanlar, siyasetçilerin oy deposu olarak görülüyor. Seçimler öncesinde pek çok siyasetçi, 70 yaşını geçmiş emeklilere pirinç vesaire dağıtarak oy almaya çalışıyor. Ne var ki işin seçim yardımlarıyla geçiştirilecek tarafı pek kalmadı. Zira Ukrayna’nın nüfusu eğitimli, fakat Ukrayna’da maaşlar Avrupa geneline göre çok düşük olduğu için kendi geleceğini buralarda görmeyen milyonlarca genç Ukraynalı, Polonya gibi Batı’daki ülkelere göç ediyor. Böyle devam ederse nüfusu zaten yaşlı olan Ukrayna’nın, yakın bir gelecekte emekliler ülkesine döneceği söyleniyor. Bu kadar emekliye nasıl maaş verilecek, Ukrayna bu darboğazdan nasıl çıkacak, bu da ayrı bir konu... [email protected] ASSANGE IÇIN EYLEM İngiltere’nin başkenti Londra’da WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’nin ABD’ye iade edilmemesi talebiyle gösteri düzenlendi. Eyleme katılanlar arasında Assange’nin babası John Shipton, efsane İngiliz rock grubu Pink Floyd’un bas gitaristi Roger Waters, ünlü moda cı Vivienne Westwood, WikiLeaks Genel Yayın Yönetmeni Kristinn Hrafnsonn, eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis gibi isimler de vardı. Öte yandan avukatları önceki gün yaptıkları açıklamada, “Assange’nin Fransa’ya siyasi iltica talebinde bulunacağını” duyurdu. İngiltere’de tutuklu bulunan Julian Assange’nin casuslukla suçlandığı ABD’ye iadesi söz konusu. İadeyle ile ilgili davanın ilk duruşmasının yarın Londra’da yapılması bekleniyor. Kızılderililer ayaklandı Yazıya başladım, bitmesine bitecek ama bir kere tereddütte kaldım; runla bire bir yüzleşecekler. cak petrolden komisyon almaya ra Yerlilerin direnişi bu noktada odak zı olan Kızılderililer de bulunuyor ve şimdi, nasıl Kızılderili ayaklanmasını lanıyor. Alberta’dan Okyanus limanla bunlar ötekilerce “vatan toprağını üç anlatayım! Türkçemizde Amerikan yer rına kadar uzanan 1500 km’lik petrol kuruşa satan hainler” diye suçlanıyor. lisine Kızılderili demeyi Tom Miks, Tek hattının kendilerine ayrılmış yaşam Kızılderililere önerilen rakam yabana sas çizgi romanlarından öğrendik, fa alanlarından geçirilmesine karşı pro atılır şey değil: 10 milyar dolarla pa kat biz bunu pejoratif ve ırkçı anlam testoları sürüyor. Yan yana 14 tane zarlığa başlıyor dev petrol şirketleri. da kullanmayız; bilirsiniz. Hatta “zen Türkiye’yi koyarsanız işte o büyüklük Sık sık petrol hattı inşaatlarına ci” sözcüğü de Türkçemizde, Ameri te olan bir ülkedir Kanada ve bugün baskın yapan Kızılderili direnişçile kan argosunun “negro”suyla aynı de dünyanın en demokratik devleti diye re karşı RCMP adını taşıyan dağ po ğildir; Attilâ İlhan’ın “Zenciler Birbirine bilinir. Buraların ilk sahipleri olan Kı lisi barikatlar kuruyor; hep bildik itiş Benzemez” romanını da unutmayınız. zılderililer üzerinde 15. yüzyıldan beri kakış. Vahşi Batı filmlerinden aklınız Demem o ki sizlere Kanada’da son Kı süren katliam, sürgünler, sistematik da kaldığı gibi trene eğersiz atlarının zılderiliyerli halkın ayaklanmasından olarak yok edilişler ve daha pek çok üzerinde ok atarak saldıran Kızılderi bahsedeceğim, fakat terminolojide ka şeyin utancıyla, tarihsel özür biçimiy li benzeri, şimdinin yerlisi petrol hat rarsızım. Ancak Kanada Dı le bu halklara kimi yasal ayrıca larını yıkıp dağıtmaya geliyor. şişleri Bakanlığı yasal web lıklar dağıtmıştır. Benzer bir gerginlik ülkenin doğu sayfasında yerlilere Kızıl Kırsal alanda kalıp yaşamı yakasına doğru, Ontario eyaletinde derili denildiğini görün nı burada sürdüren yak geçen hafta yaşandı. Bu Kızılderili ce, eh artık günah ben laşık 700 bin civarın ler oldum olası trenleri sevmez! Tren den gitti dedim. Alberta eyaletin MAHMUT ŞENOL daki Kızılderilinin şimdi arazilerinden petrol ge modernite demektir, kapitalizm demektir, o yüzden sevmezler. deki toprak yüzeyin çecek. Bir kısmı buna ra Belleville kasabasından geçip Mo den, o berrak gölleri kurutarak yı zı, zira kartelleşmiş petrol şirketlerin hawk Bölgesi içinde devam eden Ka kanıp temizlenmiş, zift gibi bir pet den kendilerine verilen maddi deste nadaAtlantik/Pasifik Tren Şirketi’ne rolün, Pasifik Okyanusu limanları ği alınca bu paraya tamah edip ses çı ait demiryolu Kızılderililerce işgal na ulaşması için komşu eyalet İngi karmıyor. Fakat büyücek bir kısmı pet edildi. Git git sonu gelmez katarlar, liz Kolumbiyası’ndan geçirmek üze rol hattına karşıdır. Federal hükümet geçici barikat kurulup durduruldu, el re tasarlanan türlü isale hatlarının ve Albertaİngiliz Kolombiyası yerel yö bette dağ jandarması hemen göreve güzergâhları, çok uzun zaman evvel netimleri arasında türlü boyutlara va çağrıldı. Yine bildik gözyaşı silahları, buralarda yaşasa yaşasa Mohawk’lar, ran uzlaşılmaz siyasi kararlara rağmen basınçlı su, itiş kakış, tutuklama... Bu Metis’ler, İniut’ler, Eskimo’lar, petrol de yatağında durmuyor, taşı radaki Kızılderililer aynı zamanda İn Siksika’lar gibi yerliler yaşar diye on yor, dünya kapitalizmine enerji olmak giliz Kolumbiyasındaki soydaşlarının lara terk edilmiş büyük arazilerden ve Çin pazarına gitmek için akıtılmayı petrol hattına karşı direnişini de des geçmeye mecbur oldu. Bu mesele on, bekliyor; tankerler de limanlarda pet teklemek için bu tren yolu baskınını yirmi senenin tartışmalı işidir... rolü bekliyor. yaptıklarını söylemekteydiler. Petrol çıkınca... Bu petrol, bildiğiniz gibi, boru hattının bir ucundan salıver aşağı kadar Tren yolu hattındaki telgraf direklerine kellesi tıraşlı Mohawk bayrağı çe Elliye yakın farklı grup, kabile is gitsin türünden akışkan değil. Hat bo kip demiryoluna ciddi zarar verecek minden en büyükleri olan bu halkların yunca pek çok basınçlı püskürme sis biçimde tahrip ettiler. rezervuarkoruma alanları gibi yerlere temleri kurulacak ve bunların güvenli Bunlar sadece birkaç örnek. Hemen tıkıştırılması bile başlı başına bir ay ğinden kimse emin değildir. her yerde Kızılderililer direniyor, ayak rımcılıktır. Ancak Beyaz Batılının işga Dünya cenneti gibi olan Rocky Mo lanıyor. Kapitalist sömürüye karşı ro lindeki topraklarında en azından do untainKayalık Dağları üzerinden aka mantik direniş artık onlara kaldı, di ğaya dönük yaşamını sür ğerlerinden ses yok. dürmek isteyen yerliler için Benim burada bir Kızıl kabul edilir bir şeydi; razı ol derili arkadaşım var, iyi dular, hem razı olunmasa çocuktur sizden iyi olma başka çare mi vardı! Bu ara sın, Edmonton’ın en bü da Kızılderili topraklarında yük oto tamir servisinde petrol çıktı, mertlik bozuldu. müşteri temsilcisi; gülü Şimdi ötelenip itelenerek yor bütün bu olan bitene yaşamaya zorlandıkları yer ve diyor ki “Çok konuşan de bile rahat yüzü göremi bir şey duyamaz!” yorlar. Petrol hattı oralar Kızılderililerin böyle ata dan geçecek ve bütün do vistik lafları vardır, fakat o ğal yaşam alanları işgal edi ne demek istedi ben anla lecek, çevre kirlenmesi gibi tüm insanlığı ilgilendiren so Petrol hattına karşı eylemler düzenleniyor. yamadım. [email protected] Fırtınalı hafta... Geçen hafta sonu Dennis fırtınasının etkisindeydik. Köp OSMAN İKİZ rüler trafiğe ka pandı, deniz ulaşımı felç oldu, elektrik şe bekesi bazı yerlerde hasar gördüğünden pek çok yerleşim yeri karanlıkta kaldı. Oysa kış mevsimini yarı bahar kıvamında geçirmenin rehavetine kapılmış gidiyor duk. Diz boyu kar yerine, kuru topraktan kardelenlerin fışkırması, ağaçların çiçek açması, olağan olmasa da keyfimizi ka çırmamıştı. İklim değişikliğinin işaretle ri gözümüze batmasına rağmen, buz tut muş kaldırımlarda yürümek zorunda kal madığımız için keyfimiz yerindeydi. Den nis fırtınası birkaç gün sürdü, geldi geç ti. Mevsim anormalliklerinin bundan böy le olağan olduğunu düşündük. Bazıları da endişe verici iklim değişikliği işaretle ri üzerine düşünmek yerine kar nostalji sine kapılıp yakındı. Kimse, önümüzdeki yaz, çöl sıcaklarına maruz kalabileceğimi zi düşünmedi bile. Günlük yaşamın rutini içinde geleceğe yönelik duyulması gere ken kaygılar es geçildi. Bir hafta öncesi ne geriye dönüp bakınca, Dennis fırtına sı, hafta içinde esecek fırtınaların da ha bercisiydi sanki diye düşünüyor insan. Palme soruşturmasında finale doğru 28 Şubat, Olof Palme’nin cinayete kur ban gidişinin 34. yılı. Cinayet üzerinde ki karanlık perde bunca yıldır aralanama dı. Dört polis ve bir savcı hâlâ soruşturma dosyası üzerinde çalışıyor. Cinayetin yıldö nümlerinde de birbirine benzer yazılar ya yımlanmaya devam ediyor. Bu yıl farklı bir yıldönümü olacak. Soruşturmayı yürüten savcı, 1 Temmuz’dan önce cinayeti aydın latacak delillerle davayı açacağını açıkla dı. Bunca yıldan sonra ne gibi de liller bulunduğu, zanlının kim ol duğu bilinmiyor ama işin sonuna gelindiği anlaşı lıyor. Zaten sav cı da ya davanın açılacağını ya da dosyanın kapatı Olof Palme lacağını bildirdi. Belli ki asıl amaç ilerleme kaydedilemeyen soruşturmanın noktalanıp dosyanın kapatılması. Savcı açıklamadı ama polise yakın kay naklar zanlının kim olduğunu, son zaman larda ifadeleri alınanlardan tahmin edebi liyor. Savcı, açıklamasında “katil” ifade sini kullanmadı. “Sorumlu” demeyi tercih ederek kapsamlı bir iddianame hazırlana cağını söyledi. Tahminler, suçlanacak ki şinin 2000 yılında intihar eden Stig Engs tröm olduğu yolunda. Bu durumda ölüler hakkında dava açılamayacağı için dosya nın kapatılmasında da sorun yaşanma yacağı anlaşılıyor. Bunları haziran ayın da göreceğiz. Cinayetten hemen sonra ifadesi alınmış olan Stig Engström, Olof Palme’nin kurşunlandığı yere 50 metre uzaklıktaki büyük bir şirkette çalışan bi ri. Cinayet gecesi bürodan 23.19’da çık tığı biliniyor. Cinayet iki dakika sonra iş leniyor ve Engström, polise verdiği ifade de Olof Palme’ye yardım için çabaladığı nı iddia ediyor ancak iddiasını doğrula yan bir tanık bulunamıyor. Engström’ün, Palme’den nefret ettiği, görüştüğü kimse lerin de aynı nefret duygusunu taşıdığı bi liniyor. 1999’da boşanan eşi, cinayetten sonra Engström’ün kendini iyice alkole verdiğini ama cinayet işleyecek bir adam olmadığını söylüyor. Merak edilen nokta ise kapsamlı bir iddianame hazırlayacağı nı söyleyen savcının, cinayet motivasyo nu konusunda neler ileri süreceği. Belli ki dosya teknik olarak kapanacak. Peki, gö nüller rahat edecek mi? Zaman her acının ilacıymış, yeni kuşaklar Palme’yi tanımı yor bile. Demek ki zamanla gönüllerdeki yara da kapanacak... Sağ ile ittifak Sosyal Demokratları çökertti Kamuoyu yoklamalarında ırkçıların en büyük parti olduğu ortaya çıktığından beri Sosyal Demokrat Parti lideri ve Başbakan Stefan Löfven’in koltuğu fırtınaya yakalanmış gibi sarsılmaya başladı. Sosyal demokrat köşe yazarları, partiyi düştüğü çukurdan çıkarma yolunda hiçbir vizyonu olmayan liderin değiştirilmesini istiyor. Bu görüşü savunanların dışında kalanlar, muhtemelen Stefan Löfven’in yerine geçecek birini bulamadıkları için sessiz kalıyor. Herkes biliyor ki asıl sorun liderin değişmesi değil. Sorun Sosyal Demokrat Parti’nin, Çevre Partisi ile kurduğu azınlık hükümetine destek almak için sağcı partilerle vardığı uzlaşma. Uzlaşma metni baştan sona sağcılara verilen tavizlerden oluşuyor. Bu yüzden anlaşma Sosyal Demokrat Parti’nin boynuna geçirilmiş idam fermanına döndü. Hükümet anlaşmadan geri adım atabilir ama bir güvenoylamasıyla da iktidardan düşer. Hükümet kanadının tek umudu ırkçıların daha güçlenmesinden endişe edecek sağcı partilerin tutumlarını biraz yumuşatması. Siyasetin acımasız arenasında bunu göze alabilecek sağcı parti çıkar mı acaba? 2022’deki seçim öncesinde hava şimdiden kızışmaya başladı. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle