18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 7 23 ŞUBAT 2020 PAZAR İdlib krizine çözüm için TürkiyeRusyaAlmanyaFransa yeniden masaya oturma hazırlığında Diplomasi pazarlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4’lü Suriye zirvesi için 5 Mart’ı işaret etti. Krizi dindirme yönünde ErdoğanPutin görüşmesinin ardından dün de iki ülkenin savunma bakanları temasa geçti. Suriye’den dün bir şehit haberi daha gelirken RusyaTürkiye hattında İdlib krizini “dondurma” çabaları sürüyor. Sahada Suriye ordusuna destek veren Rusya’ya karşı Ankara, Avrupa’nın desteğiyle baskı yapma arayışında. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, Rusya, Almanya, Fransa liderleriyle İdlib krizini masaya yatırmak üzere 5 Mart’ta bir araya gelmeyi planladıklarını duyurdu. Erdoğan, önceki gün Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la yaptığı görüşmenin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de telefonla görüşmüştü. Öncesinde de Avrupa Birliği’nin lokomotif iki ülkesinin liderleri MerkelMacron cephesinden İdlib’de ateşin durması yönünde çağrılar yükselmiş, Putin’e İstanbul’da dörtlü zirvede bir araya gelinmesi önerisinin iletildiği gündeme yansımıştı. Macron, yaptığı açıklamada, “Putin ve Erdoğan’a karşı çok açık konuştuk. Putin’in rolü ve sorumluluğu bulunuyor” dedi. İdlib’de derhal ateşkes çağrısı yapan Macron, “Bunu Rusya ve Esad rejiminden istedik. Bu durum aynı zamanda siyasi bir süreç ile çözülür. Bu nedenle İstanbul formatında 4’lü (Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa) bir toplantının düzenlenmesi konusunda hazır bulunduğumuzu belirttik” ifadesini kullandı. İdlib’de insani felaket yaşandığına dikkat çeken Macron, TSK’ye yönelik Suriye ordusu saldırı BM: kapılar açık kalsın Türkiye sınırına yakın bölgelerde sivillere insani yardımlar sürüyor. Öte yandan Haseke çevresinde ABD askerleri görüntülendi. Kimi kaynak, Rus ve ABD askeri araçlarının karşı karşıya geldiğine dikkat çekti. Birleşmiş Milletler (BM), İdlib’de acil ateşkes çağrısını yineledi, siyasi çözüm vurgusu yaptı. Örgütün İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, yerlerinden edilen 900 bin kişi dahil 3 milyon kişiye Türkiye üzerinden iki sınır kapısından yardım gittiğini belirtti. Daha fazla yardım konvoyunun gönderilebilmesi için Türkiye’den bu sınır kapılarının sürekli açık tutmasını istedi. AA’ya konuşan Lowcock, “Suriye’nin kuzeybatısında yaşanlar kadar korkunç bir durum daha görmedim” ifadesini kullandı. Gerginliğin azaltılması gerekirken şiddetli saldırıların devam ettiğine işaret ederek şunları söyledi: “İdlib’de artık güvenli bir yer yok. İnsanlar soğukta, çamurda, dışarıda. Bebekler ölüyor. Bu durum son bulmaz, bu insanlar korunmazsa korkarım 21. yüzyılın en büyük korku hikâyesiyle karşı karşıya kalacağız.” Öte yandan dün bazı kaynaklar, Şam yönetiminin İdlib bölgesinde insani koridor açma kararı aldığını duyurdu. larına, şehit haberlerine atıf yaparak şu görüşünü dile getirdi: “İdlib’de durum çok riskli. Bu göç krizine de yol açabilir.” Merkel de “Durumun hızlı bir şekilde iyileşmesini umut ediyorum. Macron ve ben siyasi bir yol bulunması yönünde çaba sarf ettik ve buna daha önce de yapılan İstanbul formatında katkıda bulanmaya hazır olduğumuzu açıkladık. Umarım bu (toplantı) yapılır” dedi. ‘Yol haritamızı belirledik’ Erdoğan ise dün yaptığı açıklamada, “Tüm coğrafyalarda Türkün ve Türkiye’nin varlığını ortaya koyacağız. Her gün yeni tuzaklarla karşılaşıyoruz. Sırf ülkemizin, müşkül duruma düşmesi için hukukun çiğnendiği bir dönemden geçiyoruz” ifadesini kullan dı. Putin, Macron ve Merkel’le görüşmesini hatırlatarak “Yol haritamızı belirledik, masada olduğumuzu her tarafa duyuracağız” diye konuşan, Erdoğan ayrıca “Bizim için İdlib meselesi Afrin kadar, Barış Pınarı harekât bölgesi kadar önemlidir. Putin’e açıkça ifade ettim. Merkel ve Macron’a da ifade ettim” açıklamasını yaptı. ErdoğanPutin’in önceki günkü telefon görüşmesinin ardından tarafların Astana ve Soçi mutabakatlarına bağlı oldukları, temasın sürdürüleceği vurguları dikkat çekmişti. Kremlin açıklamasında ise “Putin aşırılıkçı grupların agresif eylemlerinden duyulan endişeyi dile getirdi” denilmişti. Dörtlü liderler zirvesi 2018’de İstanbul’da yapılmıştı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da dün Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile telefon görüşmesi yaptı. Bakanlık görüşmede, İdlib’de sorunun çözümü ne yönelik karşılıklı görüş alışverişinde bulunulduğunu belirtti. ‘M5 açıldı’ Öte yandan Nusra bağlantılı HTŞ’nin etkinliğindeki İdlib’de Rusya, İran destekli Suriye ordusu ile TSK, desteklediği muhalif güçlerin bulunduğu sahada ateş sürüyor. Muhalif kaynaklar Suriye ordusunun İdlib’in güneyinde dün de bombardımanlara devam ettiğini duyurdu. Suriye Ulaştırma Bakanı ise ŞamHalep hattını birbirine bağlayan stratejik önemdeki M5 karayolunda hâkimiyetin sağlanmasının ardından dün itibarıyla yolun kullanıma açıldığını bildirdi. Suriye ordusundan ise dün hava sahasına izinsiz giren uçakların düşürüleceği çıkışı dikkat çekti. Bu arada Haseke bölgesi çevresinde yine Rus ve ABD askerleri arasında yol engelleme olayı yaşandığı iddia edildi. Cenevre kördüğüm Libya’daki krize siyasi çözüm için Birleşmiş Milletler (BM) arabulucuğunda düzenlenen Cenevre’deki 5+5 askeri komisyon toplantıları çıkmaza girmiş durumda. Müzakerelerin ikinci turunun başladığı geçen salı günü Trablus Limanı’na roketli saldırı düzenlenmiş, üç kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıyla ilgili ülkenin doğusunu elinde bulunduran Tobruk cephesine bağlı Halife Hafter güçleri işaret edilmiş, BM’nin tanıdığı, Ankara destekli Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) müzakereleri askıya aldıklarını duyurmuştu. Geçen perşembe ise UUH’nin görüşmelere döndüğü haberleri gündeme yansımıştı. UUH’nin Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el Mişri ise dün görüşmelere katılmayacaklarını duyurdu. “Hafter güçleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin mali desteğiyle sivillere saldırıyor” derken BM’yi görüşmelerle ilgili katılımcıların isimleri dahil yeterli detay vermemekle suçladı. Bu arada UUH, dün Hafter’e bağlı güçlerin Trablus’un güneyine düzenlediği roketli saldırıda 3 sivilin yaralandığını bildirdi. ‘Kaptan tutuklandı’ Öte yandan İtalya’da “Türkiye’den Libya’ya, BM ambargosunu ihlal ederek silah taşıdığı” şüphesiyle 3 Şubat’ta Cenova Limanı’nda durdurulan Lübnan bayraklı kargo gemisinin kaptanının geçen çarşamba tutuklandığı belirtildi. Reuters ajansı, savcılık tarafından önceki gün, Bana isimli kargo gemisinin kaptanı Lübnanlı Joussef Tartiussi’nin “mürettebatın ifadesini etkilemek, kanıtları gizlemeye çalışmakla” suçlandığını aktardı. Hanau’da kurbanlar için anma törenleri düzenleniyor. Berlin’e ‘katliam aydınlatılsın’ çağrısı Hanau’dakisaldırıdahayatı nı kaybeden Sedat Gürbüz’ün annesi ile babası. Almanya’nın Hanau kentinde geçen perşembe günü iki kafeye düzenlenen 4’ü Türk 9 kişinin katledildiği saldırıların yankıları sürüyor. Bremen’de dün ülkede artan ırkçı terör saldırılarına dikkat çekmek amacıyla protesto eylemi düzenlendi. AA’nın haberine göre, eyleme Bremen Eyaleti Meclisi Başkanı Frank Imhoff, Eyalet Başbakanı Andreas Bovenschulte, Bremen Emniyet Müdürü Lutz Müller, eyalet milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Hanau’da ise bugün saldırıyı protesto etmek için geniş katılımlı bir yürüyüş düzenleneceği belirtildi. Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Markus Kerber, İHA’ya yaptığı açıklamada katliam için “Irkçı bir terör saldırısı” nitelendirmesinde bulundu. Kerber, “Şüphesiz insanların endişelerini ciddiye alıyoruz, ki zaten bizim de kay gılarımız aynı. Son sekiz ay içerisinde Walter Lübcke suikastı, Halle terör saldırısı oldu ve en son Hanau’daki terör eylemi. Bu bize Almanya’da artan bir sağ radikal terör ortamı olduğunu gösteriyor. Kimsenin şüphesi olmasın, devlet mücadele edecek ve onları da bitirecektir” ifadelerini kullandı. ‘İki dakika sonra...’ Öte yandan kurban yakınları başta olmak üzere Almanya’da pek çok kesimden ırkçı örgütlenmelere karşı yetkililerin önlem alması çağrıları artıyor. Saldırıda hayatını kaybeden Sedat Gürbüz’ün ailesi, olayın tam olarak aydınlatılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istediklerini vurguladı. Saldırıda yaşamını yitiren Gökhan Gültekin’in babası Behçet Gültekin ise olayın arkadaşları ile oturan oğlu ile selamlaştıktan iki dakika sonra meydana geldiğini anlattı. 52 yıldır Almanya’da yaşayan baba Gültekin, “Her hafta iki sefer kemoterapi görüyorum, o beni götürüp getiriyordu, bana tercümanlık yapıyordu” dedi. Kurbanlardan 23 yaşındaki Ferhat Ünvar’ın acılı ailesi de oğullarının “geleceğe dair hayalleri olduğunu” anlattı. Ferhat’ın kısa süre önce kalorifer tesisatçılığı eğitimini tamamladığını söyleyen kuzeni, “Hanau için yararlı bir şeyler yapmak istiyordu. O zamanlar misafir işçi olarak buraya gelen dedesi bu kentin sokaklarını yaptı, Ferhat da insanlara sıcak bir yuva vermek istiyordu” ifadelerini kullandı. Bu arada saldırının ardından annesiyle birlikte ölü bulunan zanlı Tobias Rathjen’in babasının gözaltına alındığı duyuruldu. Oy sayımı dün geç vakitlere kadar sürdü. İran’da sandığa ilgi düşük kaldı İran’da önceki gün yapılan genel seçimlerde kısmi sonuçlara göre muhafazakâr cephe önde gidiyor. Seçim Komisyonu’ndan dün yapılan açıklamada, başkent Tahran’da ilk sayım sonuçlarına göre meclise giren 5 milletvekilinden 4’ü muhafazakâr, biri bağımsız. Tahran 30 ila 35 milletvekiliyle meclise en fazla vekil gönderecek bölge. ABD baskısının daha da arttığı, ekonomik krizin ağırlaştığı bir dönemde düzenlenen seçimlere katılımın düşük olduğu yorumları da yapılıyor. “Reformcu, ılımlı” kanattan birçok kişinin adaylığına Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından izin verilmemesi seçim öncesi tartışmaların merkezindeydi. Bunun da etkisiyle kimi seçmenin sandığa gitmediği görüşleri dikkat çekiyor. Öte yandan “reformcu” kanattan görülen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, herkesin nükleer anlaşmayı korumak için çaba göstermesi gerektiğini söyledi. Tahran’da Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok’la bir araya gelen Ruhani, “ABD’nin bu anlaşmadan çıkması dünyaya zarar vermiştir. Biz, AB ile müzakere yolunu kapatmadık” dedi. Ateşkes için yol haritası Kandahar’da sevinç gösterileriyle karşılandı. Afganistan’da sorularla dolu barış umudu... ABD, Kâbil ile Taliban arasında, Afganistan’da önceki gün başlayan bir haftalık “saldırıları azaltma” uygulamasının ardından, kalıcı ateşkes anlaşmasının 29 Şubat’ta imzalanmasının planlandığı açıklaması, barış umutlarını yeniden yeşertti. Siviller kısmi ateşkesi kutlarken Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, barış anlaşmasının imzalanması öncesinde, güvenlik güçlerine Taliban’a yönelik operasyonlarını durdurma talimatı verdi. Gani, ABDTaliban anlaşmasının imzalanmasının ardından “Afgan diyaloğunun” başlamasına bir engel kalmayacağını, bunun için de tüm kesimlerle görüşmelerini sürdürdüğünü aktardı. Bir haftalık şiddetin azaltılması süreci özellikle Taliban’ın tüm kuvvetleri üzerinde kontrolu sağlayıp sağlayamadığının görülmesi açısından da bir değerlendirme dönemi olması açısından önemli. Örgütten yapılan açıklamada, “Her iki taraf da imza tarihinden önce uygun bir güvenli ortam oluşturacak ve çeşitli ülkelerle kuruluşların temsilcilerini imza törenine davet edecek” ifadeleri kullanıldı. ABDTaliban arasında anlaşmanın imzalanmasının ardından ABD ve Afgan hükümetinin ellerindeki 5 bin Taliban üyesini, Taliban’ın da rehin tuttuğu bin kişiyi serbest bırakması bekleniyor. İlk aşamada ABD’nin Afganistan’daki 13 bin askerini 8 bin 600 civarına düşürmesinin planlandığı aktarılırken tamamen çekilmesinin sahada yaşanacak gelişmelere bağlı olacağı belirtiliyor. ‘Dans etmek istiyorum...’ Afgan halkı ise kısmi ateşkesi sokaklarda dans ederek kutladı. AFP’ye konuşan bir taksi şoförü, “Bu bir bomba tarafından öldürülme korkusu olmadan sokağa çıktığım ilk sabah. Umarım sonsuza kadar sürer” sözleriyle duygularını anlattı. Sosyal medyada da Afganistan hastagi ile yüzlerce mesaj paylaşıldı. Bir kullanıcı Taliban’ın elindeki Nuristan eyaletine gitmek istediğini belirterek “Orada dans etmek, koşmak, gülmek, ıslık çalmak, yoğurt yemek, ağaçlara tırmanmak istiyorum” ifadelerini kullandı. Ancak cihatçı Taliban ve bağlantılı örgütlerin ateşkese ne kadar uyacağı, Kâbil yönetimi ile uzlaşıda nasıl bir yol alınacağı soru işaretleri ile dolu. Kadın ve kız çocuklarının hakları konusunda da Taliban’ın tutumuna işaretle kaygılar büyük. SİVİLLER HEDEF... Birleşmiş Milletler’in (BM) açıkladığı bir rapor, Afganistan’da çatışmaların ağır bilançosunu ortaya koydu. Rapora göre, sadece geçen yıl 3 bin 400 sivil hayatını kaybetti. BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) raporunda, 6 bin 989 kişinin de çatışmalarda yaralandığı kaydedildi. Böylece 2009 yılında Birleşmiş Milletler’in sistematik olarak kayıt tutmaya başlamasından bu yana Afganistan’daki savaşta yaralanan ve hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 10 bini aştı. Yaralı sayısında ise 2018’e oranla yüzde 5’lik bir düşüş görüldüğü kaydedildi. Rapora göre, 2019’da sivillerin yüzde 62’si hükümet karşıtı gruplar tarafından öldürüldü. Ölümlerin yüzde 47’si Taliban, yüzde 12 ise IŞİD saldırıları sonucunda meydana geldi. Sivillerin yüzde 28’i ise hükümet güçleri ve müttefiklerin saldırıları sonucunda hayatını kaybetti. Yıldönümünde yine meydanlarda Cezayir’de eski Devlet Başkanı Abdulaziz Buteflika’yı istifaya götüren protestoların başladığı 22 Şubat’ın birinci yılında sokaklar hareketliydi. Birçok kentte önceki gün başlayan gösteriler dün de devam etti. Başkent Cezayir’in merkezinde binlerce kişi yürüyüş yaptı. Bazı gruplara polis müdahalede bulundu. Göstericiler bir yıl geçmesine karşın eski yönetimin kalıntılarının iktidarda olduğunu belirterek “Halk rejimin yıkılmasını istiyor” , “Halk hareketi hepiniz gidinceye kadar devam edecek” sloganları attı. Ülkeyi 20 yıldır yöneten Buteflika’nın sağlık sorunlarına rağmen devlet başkanlığına 5. kez aday olması üzerine protesto gösterileri başlamıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle