18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 ŞUBAT 2020 PAZAR EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Brexit’ten Yıldız Savaşları’na  İngiltere, 31 Ocak’ta Avrupa Birliği’nden ayrıldı.  23 Haziran’dan beri tartışılan Brexit’te son aşamaya gelindi. Geçiş süreci yıl sonunda tamamlanacak.  O zamana kadar İngiltere vatandaşları için değişecek ve aynı kalacak bazı durumlar var.  31 Aralık 2020’ye kadar AB vatandaşları ile aynı haklara sahip olacaklar, pasaport kontrolünde onlarla aynı bölümde sıraya girecekler.   Avrupa Sağlık Sigortası Kartı geçerli olmaya devam edecek.  AB’de yaşayıp çalışmaya devam edebilecekler.  AB’de yaşayan İngilizler, devletten emeklilik maaşlarını ve yıllık zammı almaya devam edecek.  Ama takvimler 31 Aralık 2020’yi gösterdiğinde bunlar bitecek.  Bu nedenle Brexit süreci tamamlandıktan sonra da AB vatandaşı olarak kalmak isteyenler, yeni bir kampanya başlattı. Bunun için bir internet sitesi açtılar: www.stayeuropean.org Yazımı dün öğlen gönderdiğim ana kadar 70 bin 87 kişi başvurmuştu; katılan sayısı hızlı denilebilecek bir artış gösteriyor.  ‘Bağlantılı vatandaşlık’ Kampanyayı başlatanların amacı, AB vatandaşı olarak kalmak isteyen İngilizler için bireysel bir seçenek oluşturmak. AB vatandaşları ile aynı ayrıcalıklara sahip olmayı değil, öncelikle Avrupalı kalma isteklerini belirten bir kimlik kartı verilmesini talep ediyorlar.  Siteye girdiğinizde şu not çıkıyor karşınıza: “Kampanya yeterince büyüyüp dikkat çektiğinde, bu konuda resmi bir plan yapmak üzere AB nezdinde lobi yapacağız.”  AB’nin kendilerine vatandaşlık vermesi karşılığında bunun için belli bir ücret ödeyerek AB bütçesine katkıda bulunmayı da kabul ediyorlar.  Bu girişimin ardında Avrupa Parlamentosu’nun Belçikalı üyesi ve Brexit Koordinatörü Guy Verhofstadt’ın da desteği var. 2016’dan beri bunu gündeme getiriyor. Geçen günlerde “bağlantılı vatandaşlık” (associated citizenship) önerisini tekrarladı.  İngiltere hükümetinin böyle bir planı desteklemeyeceği açık ama kampanyayı başlatanların amacı AB’nin desteğini almak.  Plan işlerse bunun tabii Britanya’da yaşayan AB vatandaşlarına bir yardımı olmayacak, onlar eskiden bu ülkede var olan haklarını kaybedecek.  Doğumla belirlenen değil, tercih edilmiş vatandaşlık Bu girişim, insanların doğumla belirlenen değil, kendilerinin seçtiği ülkenin vatandaşı olma isteğini gündeme getirmesi bakımından önemli. Özellikle Trump’ın ABD’de doğum yoluyla vatandaşlık sağlayan uygulamayı değiştirmek istediği bir dönemde bu yaklaşım tam bir tezat yaratıyor.  ABD anayasasının 14. maddesi, anne ve babasının statüsünden bağımsız olarak, Amerikan topraklarında doğan her çocuğun ABD vatandaşı olmasını öngörüyor. Bunu nasıl engelleyecekler? Herhalde Amerika’da doğum yapacağından şüphe edilen kişilere vize yasağı getirecekler.  ABD vizesi başvurusu yapılırken ya da ABD’ye seyahat edilirken başvuru sahibinin hamile olup olmadığını nasıl belirleyecekler? Gebelik testi mi gündeme gelecek? Yeryüzü vatandaşlığı üzerine bir beyin fırtınası Ailesini ve doğacağı yeri belirleyemeyen insanın, belli bir yaşa ulaştıktan sonra istediği ülkenin vatandaşı olma hakkını elde etmesi, yaşadığımız dönemde ütopik görünüyor.  Ama konu üzerinde beyin fırtınası yapılabilir.  Böyle bir hak herkese verilse, zengin Batı’nın vatandaşı artarken, yoksul ülkelerinki azalır.  O durumda şu anda da olduğu gibi, zengin Batı vatandaşlığına yığılmayı önlemek için, onun ücretini yükseltirler ki yoksullar gelemesin...  Peki, niye herkes yeryüzü vatandaşı olmuyor?  Sizce bir gün bu gerçekleşebilir mi? Olursa bu hangi yüzyılda olur?  Bunun sonucunda savaşların ve eşitsizliğin sonu gelir mi? Milyarlarca farklı insandan oluşan böyle devasa bir toplum kendini nasıl idare eder? Belki de fazla düşünmeye gerek yok. Büyük olasılıkla o zamana kadar uzaylılar ile karşılaşmış oluruz ve Yıldız Savaşları başlar...  TKP’den doğalgaz faturalarına protesto TKP üyeleri dün doğalgaz zamlarını protesto etti. Kadıköy PTT Merkez Şubesi önünde “Üşüyoruz, kazıklanıyoruz bu doğalgaz faturalarını kabul etmiyoruz” pankartı açan TKP’liler, “Doğalgaz zammı geri alınsın”, “Isınma hakkı satılamaz” sloganları attılar. İstanbul, Ankara ve İzmir’de eş zamanlı yapılan eylemin İstanbul ayağında konuşan TKP İstanbul İl yöneticisi Zehra Güner, “Son iki yılda doğalgaza yüzde 59.3 zam yapılmıştır. Isınma en temel doğal haklarımızdan biridir. Para ile alınıp satılmaması lazım. Burada dilekçelerimiz ile itiraz edeceğiz” dedi. l İç Politika OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK >> Baştarafı 1’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni gelişme karşısında cuma günü (31.01.2020) Ankara’da, hem Suriye’ye hem de Moskova’ya karşı çıktı ve “Maalesef Rusya, Soçi’ye de Astana’ya da sadık değil” dedi. Hatta Rusya’ya, “Türkiye ile Suriye arasında bir seçim yapma” çağrısında bulundu. Bu açıklamalara karşı Moskova, “Rusya, Soçi Mutabakatı’ndaki tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor” diye yanıt verdi. Putin’in siyasi sözcüsü Peskov ise “Bölgede çok sayıda terörist grup faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlar hem Suriye ordularının mevzilerine hem de Rusya’nın Hmeymim Üssü’ne sürekli saldırı düzenliyorlar” dedi. Bu yanıt aslında Erdoğan’a bir cevap niteliğinde. Rusya, Türkiye’ye “İdlib’de sizin koruduğunuz aşırı dinci gruplar Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerine saldırıyorlar... Biz de yanıt veriyoruz” demek istiyor. O kadar kolay değil Erdoğan, Ankara’da AKP’nin il başkanları toplantısında (30.1.2020) “Suriye’de İdlib’e karşı askeri operasyon seçeneğini yeniden kullanacaklarını” söyledi. Ancak Ortadoğu’da koşullar kâğıt üzerinde göründüğü gibi değil... Türkiye, İdlib bölgesinde, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını yaparken hava sahasında Rusya’nın desteğini almıştı. Oysa bu kez Rusya, hava desteğini Esad’ın güçleri lehine kullanıyor. Bu nokta unutulmamalıdır. İdlib’deki savaş yeni bir göç dalgasını harekete geçirdi. Türkiye, Suriye’den gelecek göçlerin baskısı altındadır. Uzun süredir gerek Rusya gerek İran gerekse muhalefet partileri siyasal iktidarı, Suriye’de Esad’la barışıp yeni bir politika izlenmesini öneriyorlar. Siyasal iktidar bu yola girseydi İdlib’de bugünkü karmaşa ile karşılaşmamış olacaktık. ABDRusya çatışması mı? Türkiye için birinci derecede stratejik alan olan Fırat’ın doğusunda ise ABDRusya rekabeti sertleşme noktasına geliyor. Geçen hafta bu bölgede Kamışlı’ya gitmek isteyen Rus devriye gücünün M4 karayolu üzerindeki Tel Tamir’de ABD devriye birlikleri tarafından durdurulduğu uluslararası basın çevrelerinde belirtildi. Petrol yatakları o bölgenin önemini artırıyor. ABD, bölgede petrol yataklarını koruyan PKK/PYD’yi açıktan korumakta ve birlikte hareket etmektedir. CENTCOM, PKK/PYD ile birlikte Nitekim, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General K. McKenzie, o bölgede konuşlanmış olan ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı verilen, aslında PKK’nin denetiminde olan terör örgütleri oluşumunun sorumlusu Mazlum Abdi ile geçen hafta görüştü. Görüşmeyi netleştiren fotoğraflar dünya basınına servis edildi. General McKenzie, petrol alanlarının korunması yolunda Mazlum Abdi’nin denetiminde olan PKK/PYD’ye yardımlarının süreceğini tekrar ve resmen açıkladı. Filistin’de tek taraflı anlaşma Geçen hafta bir başka önemli gelişme, ABD Başkanı Trump’ın Filistin sorununun çözümü için “Yüzyılın Anlaşma Planı” adı verilen projeyi açıklamasıdır. Beyaz Saray’da yapılan bu açıklamada Trump’ın yanında İsrail Başbakanı Netanyahu da yer aldı. Anlaşmanın yapılış biçimi, açıklanışı ve içeriği çok tartışmalıdır. Filistin halkına sorulmadan yapılan tek taraflı bir bildiri niteliğini taşımaktadır. Açıklanan anlaşmanın siyasal ranta dönük olduğu da belirtiliyor. Bilindiği gibi şu sıralarda Başkan Trump, ABD Senatosu’nda sorgulanıyor. Netanyahu hakkında da yolsuzluk iddi ası ile soruşturma sürüyor. Her iki lider siyasal açıdan sıkıntıda ve böylesi bir noktada hassas bir konu olan Filistin konusunda siyasal ranta dayalı şov yapıyorlar. Açıklanan planın ekonomik ayağında Filistin için 50 milyar dolarlık bir fon oluşturuluyor. Bu fonun finansmanını ise Suudi Arabistan, BAE ve hatta Katar’ın karşılayacağı belirtiliyor. Mahmud Abbas da Filistin’in satılık olmadığını bildirdi. Ders almak Filistin’i tamamen ortadan kaldıran ABDİsrail planı Suriye hariç Mısır dahil bütün Arap devletleri tarafından destekleniyor. Türkiye’nin bu gibi Filistin planlarına karşı çıkması eski politikasının devamıdır ve doğrudur. Ancak bir doğru daha var. Bu yeni tablo karşısında, bir zamanlar her vesile ile Suudi Arabistan’a giden, krala büyük “hürmet” gösteren siyasi liderlerin artık düşünmeleri gerekir. Filistin’i yok edecek olan bu son planın tüm Arap ülkeleri tarafından onaylanması ve İdlib’deki son gelişmelerden ders almak gerekir. Bu durumlar ibret vericidir. Türkiye’nin din ve mezhebe dayalı dış politika çizgisinden süratle uzaklaşması gerektiğini gösteren çok anlamlı tablolardır. Yazımızın ilk cümlesini yineleyelim: Ortadoğu’da oyun kurucu olmak kolay değildir ve bu çok iddialı bir söylemdir. Kınık başkan kalamaz!Eski Kızılay hukuk müşaviri Pekşen, Kızılay’daki bağış skandalını değerlendirdi: CHP’li Akıllı, Ankara İl Başkanlığı’na adaylığını açıkladı ‘Hedef CHP’nin iktidarı’ CHP’li Ali Hikmet Akıllı, Ankara İl Başkanlığı’na aday olduğunu belirterek “Yeni bir mücadele alanında Cumhuriyet Halk Partisi bayrağını iktidara taşımak için hep birlikte çalışacağız. Ankara’da, yerelden başlayan başarının Türkiye’de genel iktidarla taçlandığı bir hayalim var. Kimseyi ötekileştirmeden, gençlerin, kadınların öncü olduğu örgütü baş tacı yaparak, yerel yönetimlerimizin başarısını sahiplenerek, yeni başarılara imza atacağız” dedi. CHP Parti Meclisi üyesi Ali Hikmet Akıllı, partisinin Ankara il başkanlığı binasının önün de yaptığı açıklamada adaylığını duyurdu. İl başkanlığıyla CHP’nin iktidar yürüyüşü için çalışacağını söyleyen Akıllı, “İlçe örgütlerimiz, aktif bir yönetimin etkin paydaşları olacak. İl başkanlığımızın kapısı her zaman herkese açık olacak. Yönetim kurulu toplantılarımızı farklı ilçelerde gerçekleştireceğiz. Gidip toplantı yapıp çay içip dönmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Akıllı, şunları kaydetti: “Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş, 25 yıl sonra sosyal belediyecilik ve halkçı uygulamalarla Ankara’yı tanış tırdı. Rant için değil, halk için nasıl çalışılacağının örneğini sergiliyor. Unutulmasın ki yerel yönetimlerdeki başarı, genel iktidarın hazırlayıcısı olur. Ankara’daki başarıyı omuzlamak, ona katkı sunmak, örgütümüzün bu noktada etkin olmasını sağlamak önceliğimizdir. Oluşturacağımız bilim kurullarıyla Ankara’ya özel projeler üreteceğiz. Ankara’yı bilimle yöneteceğiz. Oy alamadığımız yerler evimiz olacak. Oralarda geceleyeceğiz. İşte bunları gerçekleştirmek üzere yola çıkıyoruz.” l ANKARA/Cumhuriyet Deprem vergileriniHDP EŞBAŞKANI TEMELLİ MUŞ İL KONGRESİ’NDE KONUŞTU: Saray’a harcıyorlar HDPEş Genel Başkanı Sezai Temelli, dün HDP’nin Muş İl Kongresi’ne katıldı. Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temelli, “Büyük kongremize gidiyoruz, il kongrelerimizi tamamlıyoruz. Büyük kongremizle beraber o büyük iktidar yürüyüşünü, Türkiye halklarının özlemini hayata geçirmek için kararlı adımı hep birlikte atacağız. Dünya değişiyor dönüşüyor, diktatör heveslileri hâlâ tutunmaya çalışıyorlar. Hepsini tarihin çöplüğüne süpürüp atacağız. Başta da Erdoğan’ı” dedi. Elazığ’da yaşanan 6.8 büyüklüğündeki depremle ilgili de konuşan Temelli, “Elazığ depremi geliyorum dedi, geldi. İstanbul depremi de geliyorum diyor. 1999 Kocaeli depreminden sonra ilave vergiler alındı. Bu vergiler için dendi ki buradan bir kaynak yaratacağız, deprem bölgelerinde yapacağımız yatırımlarla büyük felaketlerin önüne geçeceğiz. Ama tam tersine o büyük felaketlere hazırlanmak yerine o büyük felaketleri büyütecek şekilde bu kaynakları kullanmışlar. Sırf müteahhitleri zengin olsun diye. Şimdi çıkıyor millete ahkâm kesiyor, ‘Kaynağı nerede kullanmak gerekiyorsa orada kullandık’ diyorlar. İşte Elazığ bunu gösterdi. Yarın İstanbul da bunu gösterecek. Van da bunu göstermişti. Van depremi ile mücadele etmiş, o depremden sonra kenti ayağa kaldırmış Bekir Kaya’yı Silivri’ye gönderiyorsun, o kaynakları Saray’a harcıyorsun. Yalan söylüyorsun, halkın kaynaklarını hiçbir zaman toplumun gerçek ihtiyaçları için kullanmadınız” ifadelerini kullandı. l İç Politika Sezai Temelli Pekşen, İçişleri Bakanlığı’na başvurulması halinde Kınık’ın yerine kayyım atanacağını ve kurumun genel kurula gitmesinin yolunun açılacağını söyledi. Pekşen, ABB’nin Başkentgaz’ın sözleşmesini feshetmesi gerektiğini belirtti. Kızılay’ın eski hukuk müşaviri CHP Parti Meclisi kında soruşturma açmaya mecburdur. Kızılay genel kurul delegesi olan üç ki (PM) üyesi Haluk Pek şi Ankara’daki bir sulh hu şen, Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden Ensar HÜSEYIN HAYATSEVER kuk mahkemesine başvurarak Kızılay’ı olağanüs Vakfı’na yaptığı bağışın tü genel kurula taşıyabilir. Vergi Usul Yasası’na ayrı bir Bu şahsın aynı zamanda mutla işlem olduğunu ve görev suçu ka tedbirli olarak disiplin kuru da barındırdığını belirtti. Pek luna sevk edilmesi gerekir” di şen bir Kızılay üyesinin İçişle ye konuştu. ri Bakanlığı’na başvurması du Kızılay Başkanı Kınık’ın ge rumunda Kızılay’a kayyım ata çen yıl kurulan Kızılay Yatırım narak olağanüstü genel kurula Holding’in ortakları arasında gidilmesinin yolunun açılaca bulunduğunu, bu durumun da ğını vurguladı. Pekşen, Ankara “kanuna karşı hile” oluşturdu Büyükşehir Belediyesi’nin, ver ğunu dile getiren Pekşen, “Kı gi vermemek için kanuna karşı zılay, kendi adı altında şirket hile yapan Başkentgaz’ın sözleşmesini feshedebileceğine de dikkat çekerek “Sayın Yavaş hukukçudur, bu konunun üzerine eğilecektir” diye konuştu. Özelleştirilen Ankara doğalgaz dağıtım şirketi Başkentgaz’ın, Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar bağış yaptığı ortaya çıkmıştı. Kızılay’a yapılan bağışların tümünün vergiden düşülmesi nedeniyle Kızılay’ın vergi kaçırmaya aracılık ettiği eleştirilerine Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık “Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır” savunması getirmişti. kurabilir ama Kızılay başkanı o şirketlere ortak olamaz. Kızılay Yatırım Holding A.Ş.’nin derhal tasfiyesi gerekiyor. Tüzükte çok açık yazılmıştır, Kızılay yalnız kendisi şirket kurabilir, şirketlere ortak olmaz. Siz hangi hakla Kızılay’a bağışlanmış bir gayrimenkulü Kızılay yöneticilerinin kurduğu, akrabalarını yönetici yaptığı şirketlere aktarırsınız? Yarın o şirket satılırsa, sermaye artırımına giderse o bağışlanmış malın üçüncü şahısların eline geçmesi söz konusu. Bağışçının iradesi ne olacak? Bunlar Kızılay bayrağı altında yapılacak işler değildir” ifadelerini kullandı. ‘Kanuna karşı hile’ 20062009 yılları arasında Kızılay’ın hukuk müşavirliğini yürüten CHP PM üyesi Haluk Pekşen, Kızılay’ın “vergiden kaçınmaya” aracılık etmesini Cumhuriyet’e değerlendirdi. “Vergiden kaçınma gibi bir tanımın içine sürüklenen birinin bırakın Kızılay’da yönetici olmayı, Kızılay’ın önünden geçmesine bile izin verilemez. Bu şahıs, Dünya Kızılay ve Kızılhaç Örgütleri nezdinde saygınlığını sıfırlamıştır” diyen Peşken, Kızılay aracılığıyla başka bir kuruluşa yardım yapılarak vergi kazancı elde edilmesinin “kanuna karşı hile” olduğunu belirtti. Pekşen, “Yapılan işlem Vergi Usul Kanunu’na aykırı bir işlemdir. Bir tarafta Vergi Kanunu’na aykırı işlem suçu vardır, diğer tarafta da görev suçu vardır” dedi. Kızılay Başkanı Kınık’ın görevine devam etmesinin yasal olarak mümkün olmadığını belirten Pekşen, “Kızılay üyesi herhangi bir şahsın İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Dairesi’ne başvurması halinde Kızılay’a derhal kayyım heyeti atanıp Kızılay’ın olağanüstü genel kurula gitmesi gerekir. Şu anda Türk Hava Kurumu aynı durumdadır. İçişleri Bakanı derhal bu şahıs hak Pekşen, “kanuna karşı hile” ve “muvazaa” yoluyla kamu kaynaklarının yurtdışına aktarıldığına dikkat çekerek “Bu yöntemle bir yolsuzluk suçu işleniyor. Bunun için doğrudan cumhuriyet savcısının devreye girmesi gerekiyor” dedi. ‘Sözleşme feshedilmeli’ Başkentgaz’ın Kızılay aracılığıyla bağış yaparak vergi vermemek için kanuna karşı hile yaptığını söyleyen Pekşen, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yerinde olsam hiç tereddüt etmem. Yargıtay ve Danıştay’ın içtihatları doğrultusunda derhal Başkentgaz’la yapılmış olan imtiyaz sözleşmesini sona erdiririm. Çünkü burada kamu hizmeti imtiyazıyla uyumlu olmayan işler yapılıyor. Yurttaşlar vergilerini verirken bu şirket vergi vermemek için kanuna karşı hile yapıyor. Sayın Yavaş hukukçudur, bu konunun üzerine eğilecektir” dedi. Pekşen, “Esasında suç duyurusuna da gerek yok, savcıların resen bunu soruşturması lazım fakat bu şirket hakkında tüm Ankaralılar vergi kaçakçılığı dolayısıyla suç duyurusunda bulunabilirler” ifadelerini kullandı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle