18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 112 ŞUBAT 2020 PAZAR Yurttaş, binasının depreme dayanıklılığını öğrenmek için hangi kapıyı çalacağını bilmiyor Hasar tespiti ateş pahası Güvenli bir binada oturulup oturulmadığını öğren mek için belediyelere ya da serbest çalışan inşa at mühendisleri bürolarına başvurulmalı. Kapsamlı bir analiz 4 bin 500 TL15 bin TL arasında değişiyor. Marmara’da beklenen büyük İstanbul depremi için son 20 yıl ne göre değişiyor. Bilgi amaçlı hızlı testler 750 TL’den başlarken, risk dır hiçbir önlem alınmadı tespitinin maliyeti 15 bin ğından dolayı yapılması gerekenler yurttaşa kaldı. Ancak, sürekli yaşanan dep GAMZE BAL liraya kadar çıkıyor. 4 Kapsamlı bir dep rem dayanıklılık raporu remlerle tedirgin olan yurttaş, için binanın bir katından numu yaşadığı binanın güvenilir olup ne alınıp laboratuvar ortamın olmadığını, bunu öğrenmek için da test ediliyor ve sonuç sizin hangi kurumlara başvurması ge le paylaşılıyor. Bunun maliyeti rektiğini bilmiyor. 4 bin 500 TL. Eğer binanın dep Yapılması gerekenler şöyle: rem performans analizini yap 4 Binasında hasar tespiti ya tırmak istiyorsanız, bu defa tüm panlar belediyelere ya da ser katlardan numune alınıyor. Bu best çalışan inşaat mühendisleri nun bedeli ise en az 15 bin TL. bürolarına müracaat etmeli. Çev 4 Test sonrası binanızı güç re ve Şehircilik Bakanlığı’ndan lendirmek istiyorsanız, beledi lisanslı olan bu büroların listesi yeden ruhsat almalısınız. Ancak ne, TMMOB İnşaat Mühendisle risk tespiti sonrası binanızın yı ri Odası (İMO) internet sitesinde kılması öngörülürse kentsel dö yer alan “tescilli işyerleri” ibare nüşüm kapsamına alınıyorsu sinden ulaşılabilir. nuz. Buna bina sakinlerinin 15 4 Farklı kaynaklardan ulaşı gün içinde yaptıkları itiraz, he lan büroların yetkili olup olma yet tarafından inceleniyor. dığıyla ilgili meslek odaları ara 4 Heyet de riskli olduğunu nıp teyit ettirilmeli. kabul ederse 3 ay mühlet tanını 4 Maliyet, binanın konut ya yor. Bu süre içinde bina boşaltıl da işyeri olmasına, kaç kata sa mazsa elektrik, doğalgaz, su hiz hip olduğuna ve metrekaresi meti kesiliyor. 6.7 milyon riskli yapı Uzmanlar, “Hazır beton kullanılmadıysa, dere yatağındaysa, projesiz ve ruhsatsız yapıldıysa, bodrum katta rutubet ve kolon demirlerinde paslanma varsa, binanın riskli olma ihtimali var” diyor. Ülke genelinde 6.7 milyon riskli yapı bulunuyor. Bodrum kat sürekli havalandırılmalı Ekonomik kriz ortamında yurttaşın bireysel olarak bina güçlendirmesi yapmasının çok zor olduğuna dikkat çeken TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna, “Her depremden sonra artan duyarlılık, 10 gün sonra azalıyor. Yurttaşın ekonomik gücü yok ki deprem güçlendirmesi yapsın” dedi. Suna, “Şunları önerebilirim: Her depremde binanızı yeniden kontrol edin. Kolon ve kirişleri iyi gözlemleyin. Bodrum katı temiz tutup sürekli havalandırın. Orası rutubetlenirse kolondaki demir paslanır. Dökülmeler yaşanır. Kanser hücresi gibidir bu. Sürekli kontrol etmek gerekir” diye konuştu. Farklı deprem senaryolarına göre, 7.5 şiddetindeki bir depremde İstanbul’da yıkıla cak bina sayısının en az 44 bin 500 olduğunu anımsatan Suna, şunları önerdi: “Bu binaların hangi binalar olduğu ‘hızlı tarama yöntemi’ ile tespit edilebilir. Bu yüzden yerel ve merkezi yönetim deprem seferberliği ilan edip en riskli bölgelerde hızlı tarama yöntemi yapmalı. Söz konusu binalar hangisiyse güçlendirilip onarılır. En azından can kaybı aza indirilmiş olur.” İstanbul’da TÜFE yüzde 0.58 arttı İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) göre, İstanbul ücretliler geçinme indeksi 2020 Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0.58, toptan fiyatları yansıtan toptan eşya fiyatları indeksi ise yüzde 1.68 arttı. Yıllık enflasyon ise İTO’nun 1995 bazlı ücretliler geçinme indeksinde yüzde 12.78, toptan eşyada yüzde 7.92 olarak gerçekleşti. Sigortalı İŞÇİ 55 bin kişi azaldı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) açıkladığı güncel veriler, sigortalı işçi (4A) ve esnaf (4B) sayısındaki azalışın sürdüğünü ortaya koydu. 2019 Kasım sonu itibarıyla 2018 yılının aynı ayına kıyasla işçi sayısı 54 bin 883 kişi azalarak 14 milyon 393 bin 707’ye, esnaf sayısı 142 bin 829 kişi azalarak 2 milyon 736 bin 701’e düştü. Üstelik geçen yıl ekim ayına göre kasım ayında işçi sayısı 117 bin 904, esnaf sayısı 23 bin 820 kişi azaldı. Yine bu sonuçlara göre, önceki aylara kıyasla ey lül ve ekim aylarındaki artıştan sonra işçi sayısı kasımda yeniden düşüşe geçti. Memur (4c) sayısı ise kasım ayında 2018’in aynı ayına göre 62 bin 188 kişi artarak 3 milyon 83 bin 15 oldu. Böylece kasım sonu itibarıyla toplam zorunlu sigortalı kişi sayısı 135 bin 524 azalarak 20 milyon 213 bin 823’e indi. l Ekonomi Servisi Döviz bürosuna sermaye şartı Hazine ve Maliye Bakanlığı, hissedarları yeterli mali güce sahip olduğunu belgeleyemeyen döviz bürolarını engelleyecek. Edinilen bilgiye göre, mevzuat uyarınca, döviz bürosu olarak anılan yetkili müessese sahiplerinin örneğin son beş yıla ait gelirlerinin toplamı, tevsik edilmesi gereken tutarın en az iki katı olacak. l AA Enflasyon çift hanede kalacak Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu “B+”te bırakırken görünümü de “durağan” olarak teyit etti. S&P, 2019 yılındaki son değerlendirmede de “B+” kredi notu ile “durağan” görünümde değişikliğe gitmemişti. Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu “BB” seviyesinde, görünümünü “durağan”, Moody’s kredi notunu “B1”, görünümünü ise “negatif” olarak değerlendiriyor. Öte yandan S&P, Türkiye’nin bu yıl yüzde 3.5, gelecek yıl yüzde 3.3 büyüyeceğini tahmin etti. Enflasyon tahmini bu yıl için yüzde 11.3, gelecek yıl için yüzde 9 oldu. ‘Çantacı’ uyarısı Küçük ve Orta Ölçek li İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Cevahir Uzkurt, kurum olarak bütün başvuru ve destekleri elektronik ortamda yürüttüklerini hatırlatarak sahte aracı uyarısı yaptı. Uzkurt, “Çantacı diye tabir ettiğimiz, işi suiistimal eden birileri kapınıza geldiğinde lütfen bunlara prim vermeyin. Maalesef bu bana dahi geldi. Bir toplantıdayken telefonuma ‘Şu kadar para verirseniz KOSGEB krediniz hazır’ şeklinde SMS geldi” dedi. Sütte fiyat isyanı Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştirici leri Derneği (TÜSEDAD), çiğ süt fiyatı artışının üretici maliyetini karşılamadığına dair dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamada “2.30 TL/l referans fiyatına 10 kuruş süt primi desteği ile üreticinin eline 2.40 TL/l geçiyor. 1 litre süt sattığında en az 1.5 kg yem alınabilmesi gerek. Ancak yem sürekli zamlanıyor. Üretici, damızlık hayvanlarını kesime gönderiyor. Onarılması büyük zararlar var. Çiğ süt fiyatı yeniden revize edilmeli, süt prim desteği artırılmalı ve girdi maliyetlerini azaltacak tedbirler alınmalı” denildi. l Ekonomi Servisi keye değişme şına oluşturmaktadır. Bu göstermekle na Çin’in dünya imalat sa beraber, ge nayisindeki payını 2002’den lişmiş ülkeler 2019’a kadar olan sürede de milli gelirin yüzde 8’den yüzde 25’lere yüzde 10’un kadar artırdığı gerçeğini ek dan, Asya ül lersek sürecin ciddiyeti da kelerinde ise ha açık ortaya çıkacaktır. Mikrop yüzde 5’inden fazla bir kısmın sağlık harcamasına ayrılmasına ne ekonomisieni yıl çok hızlı, aynı zamanda çok olum Ysuz olaylar ile başladı. Döviz kurlarında yukarı yönlü basınç, enflasyona ezdirilmeyen asgari ücrete yapılan akıldışı artış, deprem yağmuru, küresel büyümede yavaşlama ve nihayet koronavirüs... Hepsi bir kenara, sonuncusu bu sefer çok ciddiye alındı... Niye mi? En baş nedenini ekonomik büyüklükte aramak gerekiyor. Önce 20022003 yıllarında yaşanan SARS virüsü benzer bir salgın niteliğiyle başlayan ve nasıl olsa kontrol edilir düşüncesiyle ele alınan koronavirüs salgınının, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) uluslararası acil durum ilan etmesiyle, önemi doruk noktasına ulaştı. Bu yazımızda, böyle bir salgın hastalığın doğrudan ve dolaylı ekonomik maliyetini tartışmak istiyor, bunu yaparken de geçmişte yaşanan SARS ve benzeri salgınlar ile karşılaştırmalı analiz etmenin faydalı olduğunu düşünüyoruz. Öncelikle doğrudan ekonomik ve toplumsal maliyetleri... Bunlar, sağlık harcamaları, turizm sektörü ve perakende sektöründeki daralma ile işgücü verimliliğinde azalma gibi görül den olmuş, bu kapsamda halkın hemen hepsine temiz su, sağlığa erişim ve benzeri hizmet verilmiştir. Bu tür salgınların daha değişik maliyetleri de var. İlgili maliyetler, salgının hangi sektörleri ne oranda etkilediği ile ölçülen ekonomik bulaşma konusu ile açıklanabilir. Örneğin SARS kısa dönemde birçok ülkede, sektörlerin ortalama olarak yüzde 30’undan fazlasını olumsuz etkilemiş, finansal piyasalardan uluslararası ticarete kadar birçok alanda ekonomik kayba neden olmuştur. (Grafik) Sadece bu mu? Tabii ki hayır... Ulusal üretim kapasitesinde de kayıplar ortaya çıkmış ve oran ülkelere göre yüzde 0.15’ten yüzde 2.63’e kadar değişiklik göstermiştir. En büyük kayıp da hizmetler sektörünün yüzde 90’lara ulaştığı Hong Kong’da gerçekleşmiştir. Ülkemizde de 2002 yılından günümüze gayrisafi yurtiçi hasıladan aldığı payı yüzde 5560’lara yükselten hizmet sektörünün yeni koronavirüs salgınından ekonomik bulaşma yoluyla derinden etkileneceğini tahmin etmek zor olmayacaktır. Küresel ölçekte, hizmetler sektörü katma değerinin SARS’tan bu yana yüzde 100 artarak 50 trilyon ABD Doları’nı aştığı günümüzde, bunun yüzde 15’e yakınını sadece Çin tek ba Dahası da var... 2003 yılında Çin, dünyanın altıncı büyük ülkesi iken bugün ikinci sıraya yerleşti. Bu sürede küresel tüketim alışkanlığı değişti ve Çin artık sadece üreten değil, gelir artışı nedeniyle tüketimde büyük rol almaya başlayan bir ülke haline de geldi. Kısacası, aramalı ve son ürün üretimi ve tüketim hacmi ile başrolü oynayan bir ülke oldu Çin. Her türlü afet ve salgın benzeri olaylardan sonra ortaya çıkan ekonomik kayıplara ek olarak bir de yerine koyamadığımız üretim gücü kapasitemiz var ki, uzun dönemde belki de en önemli olanı... Bu süreçte üretim ve talepten kaynaklanan eksiklikler ülke potansiyellerini düşürdüğü gibi, beklentileri de olumsuz etkileyecek güce sahip gözükmektedir. Özetle, dünya ekonomisinde payını yüksek oranlara taşıyan, aramalı üretimi bağımlılığında öncü rolünü pekiştiren bir Çin ekonomisi yeni salgının haber etkisiyle bile küresel bir şoka neden oldu diyebiliriz. İlk belirtilerini borsalarda görmeye başladık. Bu belki de, merkez bankalarının faizleri daha da indirerek piyasaya nakit sürmeleri gerektiği yaklaşımıyla zaten var olan baloncukları büyütmesi için de bir nedensonuç ilişkisidir. Hal böyleyken, kısa dönemde, küresel bazda, yüzde 5’leri bulan ulusal gelir azalması ve uzun dönemde seküler durgunluğa da hazır olalım mı? se de, sektörler arası etkile şimden kaynaklanan olum SARS Salgınından Etk lenen Sektörler n Oranı (%,2003) suzluklar olarak karşımıza 0,7 çıkar. Tüm bunlara çokça övündüğümüz küreselleşme yani ülkelerin entegrasyonunu eklediğimizde oluşacak bir tehlikenin boyut 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 larını daha fazla ölçümle 0 EHnoSFdnTlMKnogaaagpnlylKnaeeanaozzplÇndynyuenadrraag AHvJuanTstpdaroysKatvnloaaryyennaa GDelğ.şOmEşDlCeğDAr.BÜAlD.z yebiliriz. 2002 yılında ortaya çıkan SARS salgını, ülkeden ül Kaynak: https://www.ncb .nlm.n h.gov/books/NBK92473/
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle