18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 18 ŞUBAT 2020 SALI EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Erdoğanların Özlem Çerçioğlu ‘TESTLERİ YAPALIM’ Çocukların depremle sınavı var! Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, il genelindeki okulların güçlendirilmesi yönünde yaptığı açıklamanın ardından 160 okulun depreme dayanıksız olduğu ortaya çıktı. AKP Aydın Milletvekili Rıza Posacı’nın 160 okulun 2 yıl içinde güçlendirileceğini açıklaması üzerine tepki gösteren veliler, “Birinci derece deprem bölgesi bir şehirde, 2 yılda yıkıcı bir depremin olmayacağının garantisi var mı? Riskli okullar açıklanmalı ve güçlendirme çalışması yapılmalı” dedi. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu, Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne çağrıda bulunarak okulların depreme dayanıklılığını ölçecek karot testlerinin belediyece ücretsiz yapılacağını söyledi. Posacı, okulların tamamına yakınının karot testlerinin yapıldığını ve 160 okulun iki yıl içinde güçlendirilmesi için 30 milyon TL’nin ayrıldığını açıkladı. İldeki 800 okulun beşte birinin çürük olduğu ortaya çıkarken son 8 yılda sadece 4 okulda çalışma yapıldığı belirtildi. Çerçioğlu da “Çocuklarımızın hayatı söz konusu. Sen ben ayrımı yapmadan tüm kurumlar üzerine düşeni yapmak zorunda. Bakanlıktan gelecek ortak çalışma taleplerine açığız” dedi. l İç Politika TAKSIM MEYDANI ‘Kavuşma Durağı’na kaldırma kararı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Taksim Meydanı Kentsel Tasarım Yarışması sürecinde kullanılmak üzere 3 gün önce açılan “Kavuşma Durağı”nın kaldırılmasına karar verildi. Habertürk’ten Murat Bardakçı’nın haberine göre İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, durağın kaldırılmaması halinde suç duyurusunda bulunacağını duyurdu. Aynı meydanda geçen yıl Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da “Dijital Gösterim Merkezi” adıyla çadır kurmuştu. Koruma kurulu aylardır meydanda olan çadır için de kaldırma kararı aldı. l Haber Merkezi propagandası AKP’li milletvekili Asuman Erdoğan ve eşinin, çocuklarının fotoğrafları, devletin resmi ajansı AA ve resmi kanalı TRT’den de yayımlandı Erdoğan çifti, gazetemizi “ailemi ve çocuklarımı milyonlarca kişiye ifşa ettiniz” diye Basın İlan Kurumu’na şikâyet etti. Oysa Erdoğan’lar çocuklarını propagandada kullandı. Cumhuriyet gazetesini “ailesini ve çocuklarını milyonlarca kişiye ifşa ettiği” iddiasıyla, ilanların kesilmesi amacıyla Basın İlan Kurumu’na şikâyet eden iş insanı Fatih Erdoğan ile eşi AKP milletvekili Asuman Erdoğan’ın, çocuklarını siyasetin içine katan kimi fotoğraflarının devletin haber ajansı ve televizyon kurumu tarafından yayımlandığı belirlendi. Erdoğan çifti, TBMM’de çocuklarına “Rabia” işareti yaptırarak gazetecilere poz vermişti. AKP milletvekili Asuman Erdoğan, Meclis’te çocuklarına “Rabia” işareti yaptırarak gazetecilere poz vermişti. Milyonlarca liralık ihale TOKİ’den devraldığı arsa üzerine inşa ettiği Next Level gökdeleninin AVM’sini kamu bankası olan Ziraat Bankası’na devreden, Melih Gökçek döneminde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden milyonlarca liralık ihale alan iş insanı Fatih Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Basın İlan Kurumu’na, Cumhuriyet gazetesinin resmi ilanlarının kesilmesi amacıyla yaptığı başvuruda, “Gazetemizin şahsı, eşi ve çocuklarına ilişkin birtakım hususlara yer vermesinin habercilik ilkeleriyle bağdaşmadığını” ifade ederek şu görüşleri ileri sürdü: “Bu tutum, gazetenin kamuoyunu doğru ve güvenilir bilgilerle aydınlatmak yerine, Türk örf ve aile terbiyesine aykırı, saygı çerçevesinden uzak saldırgan tavırlar içerisinde olduğunu göstermektedir. Zira bahsi geçen gazete, Fatih Erdoğan’ın çocuklarını yalan haberin malzemesi gibi sunarak ne kadar kötü niyetli olduğunu da ortaya koymuştur. Gazetecilik, itibar suikastı yapmak suretiyle habere konu edilen kişilerin ailelerinin ve çocuklarının fotoğraflarını milyonlarca kişiye ifşa etmek değildir.” Çocuklara ‘Rabia’ işareti Başvuruda sözü edilen ve gazetemizde yer alan fotoğraf, Recep Tayyip Erdoğan’ın Ocak 2012’de, Bakanlar Kurulu’nu yarıda bırakıp Asuman Fatih Erdoğan’ın yenidoğan çocuklarının ziyaretine ilişkin fotoğraftı. Asuman Fatih Erdoğan’ın evlerindeki ziyaret anını gösteren bu fotoğraf, o dönemde başta devletin resmi kanalı olan TRT dahil birçok gazete ve internet sitesinde yer almış ve böylelikle Erdoğan çiftinin çocukları milyonlarca kişiye ifşa edilmişti. Fotoğraf, TRT’nin sitesinde, “Recep Tayyip Asuman Erdoğan, seçim kampanyasını yürütürken çocuklarıyla çekilen fotoğraflarının gazetelerde yayımlanmasına izin vermişti. Erdoğan’ın çiftlere 3 bebek öğüdü bu kez tek seferde gerçekleşti” haber içeriğiyle verilmişti. Cumhuriyet gazetesini “çocuklarını haberin malzemesi yapmakla” suçlayan Fatih Erdoğan ile eşi Asuman Erdoğan’ın milletvekili olması üzerine 5 çocuklarını birden alıp TBMM’ye getirmişler, onlara “Rabia” işareti yaptırmışlar, bu anı fotoğraflayan gazetecilere de “çay ve sinema bileti” armağan etmişlerdi. TBMM’deki bu anı görüntüleyen benzer bir fotoğraf da devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı (AA) tarafından 5 Temmuz 2018’de ajansın tüm dünya ve Türkiye’deki abonelerine servis edilmişti. İzin vermişti AKP milletvekili Asuman Erdoğan, “Çocuklarla siyaset yolculuğu” başlıklı bu haberde AA muhabirine “Çocukları her gittiğim yere taşımışımdır, insanlar rahatsız olacak diye çekinmem. Yanımda arabayla götürürüm. Teşkilat ziyaretlerinde, özellikle taşraya gittiğimde götürürüm. Bundan sonra da götüreceğim” de Asuman Erdoğan, Meclis’te eşi ve çocukları ile olan fotoğrafını AA çekmiş ve haberin başlığını “Çocuklarla siyaset yolculuğu” diye atmıştı. Gazetemizde yer aldığı için resmi ilanların kesilmesi amacıyla başvurulan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ocak 2012’de AsumanFatih Erdoğan’ın yenidoğan çocuklarının ziyaretine ilişkin bu fotoğraf, devletin resmi kanalı olan TRT dahil birçok gazete ve internet sitesinde yer almıştı. mişti. Cumhuriyet gazetesini “Türk örf ve aile terbiyesine aykırı, saygı çerçevesinden uzak saldırgan tavırlar içerisinde olmakla” suçlayan Fatih Erdoğan’ın eşi Asuman Erdoğan, seçim kampanyasını yürütürken çocuklarıyla çekilen fotoğraflarının gazetelerde yayımlanmasına da izin vermişti. l ANKARA / Cumhuriyet VEFAT 2002 – 2008 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği, 2008 2020 tarihleri arasında Türkiye Barolar Birliği Delegeliği görevlerinde bulunan Baromuzun 6737 sicil sayısında kayıtlı, AVUKAT ZEKİ YILDAM 15.02.2020 tarihinde vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 18.02.2020 günü saat 14.00’de İstanbul Barosu önünde düzenlenecek törenin ardından, Şişli Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip, Topkapı Kozlu Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI KURTULUŞ ARI Şiddet varsa hizmet yok Şiddete karşı her ayın 17’sinde bir araya gelme kararı alan ve dün Çapa’daki İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde toplanan sağlık meslek örgütleri, sağlıkta şiddetin, sağlık çalışanlarının en önemli sorunu olduğunu belirterek “6 senedir bekletilen sağlıkta şiddet yasası Meclis’ten geçmedikçe sorunlar çözülmeyecek” dediler. “Herkes bilsin: Şiddet varsa hizmet yok!” pankartını açan sağlık çalışanları, “Şiddet son bulana dek mücadeleye devam”, “Sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın”, “Sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu değiliz” döviz ve pankartları taşıdı. Sağlıkçılar, 15 Mart’aki Beyaz Mitinge katılım çağrısı yaptı. l İSTANBUL/Cumhuriyet MITING ÇAĞRISI Ankara’da sağlıkta şiddetin son bulması için 15 Mart’ta yapılacak Beyaz Miting’e çağrı yapan sağlık meslek ve emek örgütleri, “Sağlıkta şiddet durmazsa iş bırakacağız” uyarısında bulundu: “Sağlıkta şiddet yasa tasarısı yasalaştırılsın, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu etkin olarak uygulansın, muayene randevuları hastaya yeterli süre ayrılacak şekilde düzenlensin, acil servislerde sadece acil hastalara hizmet verilsin, birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilip sevk zinciri uygulamasına geçilsin.” l ANKARA Erdoğan’ın İdlibSuriye şifrelerindeki HTŞ direnişçi mi? Cumhurbaşkanı, çok güçlü bir açıklama yaptı, Suriye ordusuna yani Şam’a, dahası Rusya ve İran’a. Şubat sonuna kadar bugün geldiğiniz tüm yerlerden geri gideceksiniz, askeri gözetleme kulelerinin gerisine çekileceksiniz, dedi. Bunu da, İdlib’e yığmakta olduğu 10 bin kadar asker top tank vb. eşliğinde söyledi. Aradan neredeyse bir hafta geçti, bu arada askeri gözetleme kuleleri bir bir Suriye bölgelerinde kalmayı sürdürdü. HalepŞam M5 otoyolu Rus askeri polisinin tam kontrolü altına girdi. Cumhurbaşkanı’nın “Şubat sonuna kadar” verdiği ve “yoksa..” dediği süre şüphesiz ki bir güçkararlılık gösterisidir. Fakat Moskova, Şam ve Tahran’ın bundan etkileneceklerini sanmamak gerekir, bunu da sahada gösteriyorlar. Cumhurbaşkanı’nın İdlib sevdasının arka planını, iki üç yazıdır kurguluyorum. ‘Bunlar direnişçi’ Bir noktayı eksik bırakmamak gerekir: Erdoğan, her ne kadar 10 bin kadar yeni asker güç yığsa da, “direnişçi” olarak nitelediği, İdlib’i işgal altında tutan HTŞ çatısı altındaki 3040 bin silahlı gücü, Şam’a karşı ön savaşçı olarak görüyor. Bu da nereden çıktı derseniz: Şu sözler Cumhurbaşkanın ait: “Rusların söylediği şey: teröristlere karşı mücadele ediyoruz... Kim terörist? Kendi toprağını savunanlar mı terörist? Bunlar direnişçi. Şu anda bunlara sorarsan Türkiye’deki yaklaşık 4 milyon Suriyeli de terörist. Bunlar nereden kaçtı geldi? Esed’in zulmünden kaçtı geldi...” (29 Ocak, Afrika ziyaretinde Senegal dönüşünde “uçak gazetecilerine” demeci. Erdoğan’ın esas görüşünün bu olduğunu düşünüyorum. Zaten tüm gelişmeler de bunu doğrular nitelikte. Hatta şu sıralarda yabancı basında Ankara’nın bu güçleri Esad’a karşı silahlandırdığına ilişkin haberler de çıkıyor. ŞamEsad baş düşmanınsa, Şam’ın topraklarını işgal altında kim tutarsa tutsun, bir tür müttefikin olur. Nitekim ABD’den de İdlib desteği geliyor. Fakat Cumhurbaşkanı İdlib’deki bu gruplar için terörist lafını da arada dile getirmiyor değil. Mesela: “Suriye’yi terör örgütlerinden ve rejimin zulmünden temizlemeden..”.. “HTŞ gibi terör”.. Tutarsızlık had safhada Bir yandan “direnişçi” olarak nitelendireceksin, kendi topraklarını Şam’ın işgaline karşı savunduklarını belirteceksin, diğer yandan da durum sıkışınca terör örgütü lafını da eksik etmeyeceksin. Bunu yapmak zorunda, çünkü Birleşmiş Milletler, dahası ABD bile HTŞ’yi terör örgütü kategorisinde değerlendiriyor. Türkiye’nin devlet kayıtlarında teröristler. “Ben demiştim” diyecek. Cumhurbaşkanı’nın dış politik söylemlerinde tutarsızlık aslında çok. Mesela Libya’da “Birleşmiş Milletler’in tanıdığı” Trablus hükümetiyle anlaşma işbirliği ve asker /silah göndermeyi meşru ve Hafter’i “isyancı” sayarken, yine Birleşmiş Milletler’in meşru saydığı Şam ve hükümetini bu kez gayri meşru görüyor ve Şam’a savaş açan ve Suriye topraklarını işgal den HTŞ teröristlerini “direnişçi” olarak nitelendiriyor. Neden bu kararlılık? İdlib kararlılığının ardında dünkü yazımda belirttiğim gibi, Misakı Milli’yi Atatürk ve arkadaşlarının gerçekleştiremedikleri, “büyük kayıplar tavizler verdiği” görüşü yatıyor demiştim. Lozan, yandaşlara göre bir hezimet! Montrö Antlaşması da: “Hangi gemiyi durdurabiliyoruz, hangisine geçme diyebiliyoruz” sözleriyle berbat bir anlaşma olarak nitelendiriliyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın Yeni Türkiye hedefi “Osmanlı topraklarını kurtarmak, Türkiye’yi toprak olarak büyütmek.” AKP’nin Reisçi seçmenleri TSK’nin sokulduğu Suriye topraklarını artık “Türkiye’nin..” görüyor. Onlar arasında sürdürülen AKP propagandası böyle. Kaçıyla konuştum! Hepsi buna inanmış... Bana “Ağabey posta sistemimiz bile kuruldu, devlet görevlilerimiz valilik kaymakamlık falan yapıyorlar oralarda, sen istemez misin oraların bizim olmasını?” sözlerini sarf ediyorlar. Dolayısıyla hem Yeni Türkiye hedefleri hem de seçmenleri açısından, İdlib konusunda “kararlılık gösterisi” eksik olmamalı. Sorumsuz siyasi yandaşları ise “yetmez, hedefimiz Şam” diye gaz veriyor. İdlib ve Suriye konusu şüphesiz ki hemen bitmeyecek. Uzatmalı bir konu. Sınır konuları var... Ayrıca içimizde 5 milyon da Suriyeli var... Cumhurbaşkanı bunu uzattıkça uzatacak, çünkü Suriye tamamen bir iç politik araç! Bir iktidar aracı! Ama iktidar aracı olmaktan hızla çıktığını ve ülke için tersine, bir beka sorunun dönüşme özelliğini hissettirdiğini görme olasılıkları var mı? Galiba yok.. HHH Cumartesi günü Beylikdüzü CHP toplantısında bir izleyici sordu: Yeni Türkiye için toprak kazanmayı şart görüyorsunuz, peki bu olanaksız mı? Yanıtım kısaca evet oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle