16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2020 CUMA 506 bina acil yıkılacak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İzmir’de yıkıma neden olan depremin ardından başlatılan hasar tespit çalışmalarının dün sona erdiğini açıkladı. Kurum, toplamda 109 bin 921 binada 586 bin 565 bağımsız bölümde hasar tespitini nihayete erdirdik. Ekiplerimizin bölgede sürdürdüğü çalışmalarda ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık durumda olan 506 bina, 4 bin 239 bağımsız bölüm tespit edildi” dedi. l İZMİR / Cumuhriyet SONUÇLARI 02 20 41 42 58 60 6 BİLEN: 11 milyon 919 bin 145’er TL (Devretti) 5 BİLEN: 19.242.35’er TL 4 BİLEN: 641.65’er TL 3 BİLEN: 31.10’ar TL 2 BİLEN: 3.30’ar TL Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır DEPREME KARŞI ÖNLEMLER MASAYA YATIRILDI İzmir’de ortak akıl buluşması İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir’de yaşanan deprem felaketinin ardından geleceğe yönelik önlemleri bilimsel olarak ele almak üzere düzenlenen “İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması” başladı. Fuar İzmir’de yapılan ve iki gün sürecek toplantının açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ülkemizde afet yönetiminin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için büyükşehir belediyesi, belediye kanunları ve afet hukukunun belediyeleri temel alacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Ortak akıl vurgusu Bugün ülkemizde afet yönetiminin 1959 yılında çıkan Afet Yasası ve imar düzeninin ise 1985 yılına dayanan İmar Yasası ile yürütüldüğüne dikkat çeken başkan Soyer, günümüz Türkiyesi’nde kentleşmede gelinen noktaya bakıldığında eksik kalan bu kanunların ivedilikle yenilenmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni bir yerel yönetim mevzuatına, hatta yeni bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç var. Yasal mevzuatımızda halka en yakın yönetim birimi olan belediyelerin afet durumunda müdahale hizmet gruplarına destek görevlerini üstleniyor olmasının ötesinde roller tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü İzmir depremi belediyelerin görevlerinin sadece yol, su, altyapı gibi hizmetlerle sınırlı kalmadığını çok net gösterdi. Afetle mücadele, yerelde başlayıp yerelde kazanılır. Ülkemizde afet yönetiminin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için büyükşehir belediyesi ve belediye kanunları ile afet hukukunun belediyeleri temel alacak şekilde yeniden yapılandırılması gerekiyor.” İKİ GÜN SÜRECEK CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP ve İYİ Parti İzmir il başkanları, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri ve belediye bürokratlarının da katıldığı toplantının ilk gününde deprem, yerbilimleri, yapı, imar ve şehirleşme konusunda çok sayıda yetkin isim ve bilim insanının görüş ve önerileri dinlenecek. İkinci gün ise katılımcılar ile yuvarlak masa toplantıları düzenlenecek sorunlar, çözüm önerileri ve geleceğe yönelik projeler değerlendirilecek. Açılış konuşmasını Soyer yaptı. Afet risklerini azaltmanın en önemli araçlarından birinin de kentsel dönüşüm olduğunun altını çizen Soyer, “Belediyelerin kentsel dönüşüm konusunda yetki ve etkinliğinin artırılmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda sosyal bir finansman modelinin de oluşturulması bu girişimleri mümkün kılacak bir başka zorunluluk. Bu koşullar altında afetlere hazırlık, acil müdahale, zararların etkisinin azaltılması, kentsel dönüşüm, riskli yapı stokunun iyileştirilmesi gibi afet risk azaltımıyla ilgili tüm süreçlerde başarılı olabilmemizin yegâne yolu ortak akıl etrafında birleşmemizdir” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet AKDENİZ’DE En az 74 ölü BİTMEYEN TRAJEDİ Libya açıklarında dün içinde sığınmacıların olduğu bir teknenin batması sonucu en az 74 kişi yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler’den yapılan açıklamada, Akdeniz üzerinden Avrupa kıyılarına ulaşma hedefindeki teknede çoğu çocuk ve kadın 120’den fazla kişinin olduğunun sanıldığı, 47 kişinin kurtarıldığı kaydedildi. Kurtarılan bir kadının “Bebeğimi bulamıyorum! Bebeğim nerede?” çığlığı kameralara yansıdı. Hafta başında yine Libya açıklarında bir tekne batmış, ikisi çocuk en az 19 sığınmacı yaşamını yitirmişti. l Dış Haberler AILE BOZUK YOLUN YAPILMASINI ISTIYOR Anne sırtında zorlu okul yolculuğu KAYHAN AYHAN Mardin’in Derik ilçesine bağlı Düztaş Mahallesi’nde yaşayan Bahattin Esen ve Berfin Esen’in 8 yaşındaki oğulları Sebahattin Esen, engelli olduğu için yürüyemiyor. İlkokul 3. sınıfta eğitimini sürdüren Sebahattin, her gün annesinin sırtında 300 metre mesafedeki okula gidiyor. Ailenin Sebahattin için aldıkları akülü araba da yolun kötü olması nedeniyle bozuldu. Yaklaşık 3 yıldır çocuklarını bu şekilde okula götüren aile, yetkililerden yardım istedi. Toprak ve taş olan yolun kışın çamurla kaplandığını ve durumun daha da kötüleştiğini söyleyen aile, “Bu yolun yapılmasını istiyoruz. Her gün getirip götürmesi zor oluyor. Toprak evimiz de her gün damlıyor, kışın kötü oluyor. Günlük bazen yevmiyeyle çalışıyoruz. Başka imkânımız yok. Yeni akülü araba da alamadık, bu yolun da yapılmasını istiyoruz. Oğlumuz okumayı seviyor onu hayallerinden geri bırakmayalım” dedi. Valiliğe ve kaymakamlığa başvurduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını da kaydeden aile, “Kaymakam geldi baktı, yapacağız dedi. Ancak ondan sonra ses çıkmadı. CİMER’e de başvuru yaptık. Ancak hâlâ beklemedeyiz. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Çocuklar ‘doğruluğun ve güvenin’ izini daha iyi sürüyor Dikkat ölçülüyorsunuz Yeni bir araştırma, küçük çocukların insanları izleyerek ve karşılaştırmalar yaparak bir ölçümlemeye gittiklerini ortaya koyan türünün ilk örneği oldu. Kadın da erkek 9okbraitnlaınyytaııllçaöırnkdctaıeki kadar avlanıyormuş And Dağları’nın günümüzde Peru sınırları içinde kalan bölgesinde yaklaşık 9 bin yıl önce mızrak uçları ve daha başka av gereçleriyle birlikte gömülmüş genç bir kadının kemikleri bulundu. Kaliforniya Üniversitesi’nden Randy Haas ve ekibi bir metreden az bir derinlikte buldukları diş ve kemiklerin karbon tarihlendirmesini yaptılar. Çalışmalar sonucunda bu insan kalıntılarının yaklaşık 8 bin 700 ile 9 bin yıl önce aralarında mızrak uçları, kasap bıçakları ve sepi bıçaklarının olduğu 24 parçalık av donanımıyla birlikte gömülen 1719 yaşlarında bir genç kadına ait olduğu yönünde “somut” kanıtlar elde edildi. Kazı bölgesinde bulunan doğranmış And geyiği, deve, alpakanın yabanıl bir türü olan “vicua” ve lama kalıntıları da kadının avlandığı hayvanlar konusunda birtakım ipuçları veriyordu. Kadın avcıyı özel bir durum olarak değerlendirmek yerine, “Alaska’dan Arjantin’e” en az 8 bin yıl önce av donanımıyla birlikte gömülen insan buluntularının incelendiği başka bilimsel çalışmaları da gözden geçiren Haas, kimlikleri belirlenen 27 kişinin hemen hemen yarısının kadın olduğunu gördü. Daha önceki çalışmalarda kadın iskeletlerinin yanında beklenmedik bir biçimde av araç ve gereçlerinin de yer aldığına tanık olan araştırmacılar, genelde ya buluntuların cinsiyetini yanlış belirlemiş olabileceklerini ya da onların pişirme gereçleri olduğunu düşünmüşlerdi. Ancak bu doğru değildi. Bilim insanlarını bile böyle düşünmeye yönelten unsur toplumlarda cinsiyetlerin üstlendikleri görevler konusuna kalıplaşmış önyargılar. Elde edilen bulgular karşısında kendisinin de “dehşete düştüğünü” belirten Haas, “En ileri görüşlü ve feminist bilim insanları bile kadınların genelde avcılıkla uğraşmadıkları görüşünün doğruluğuna körü körüne inanıyorlardı” diyor. Haas’ın yeni bulguları yaklaşık 5 bin yıl önce Kaliforniya’da ve yaklaşık 1500 yıl önce Moğolistan’da savaşçı kadınların yaşadığına işaret eden son kanıtlarla da örtüşüyor. Kentucky Louisville Üniversitesi kazıbilimcilerinden Ashley Smallwood da günümüzün avcıtoplayıcı topluluklarındaki cinsiyet rollerinin eski çağlarda yaşayan bu tür topluluklar için geçerli olamayacağına dikkat çekerek, “Eski çağlarda büyük hayvanları avlayan kadınları “aykırı” ya da “sapkın” kişiler olarak değerlendirmekten vazgeçmenin zamanı çoktan geldi” diyor. Derleyen: Rita Urgan Female big game hunters may have been surprisingly common in ancient Americas / Science News Kızıl hastalığı geri döndü Antibiyotikle iyi tedavi edilebilen kızıl hastalığının kökü 1940’lı yıllarda kurutulmuştu. Ne var ki son on yıldır dünya genelinde kızıl hastalığı yeniden görülmeye başlandı, en çok da Asya’da. Tıpkı koronavirüs gibi kızıl bakterileri de damlacık enfeksiyonu ile ve yüzeylerden bulaşabiliyor. Covid19’daki hijyen ve sosyal mesafe kızılı biraz geriletti. Ama ya sonra? Tek çare yine aşı... Dünyada şu sıralar 600 binin üzerinde vaka bulunuyor. Queensland Üniversitesi’nden Stephan Brouwer ve ekibi, vaka artışının sebebini araştırdı. Kızıl hastalığına Streptococcus pyrogenes gibi bakteriler sebep oluyor. Bu bakteriler normalde hemen hemen hiç rahatsızlık vermezler en fazla bademcik iltihabı gelişir. Fakat hastalık etkenlerine virüs bulaştığında (profaj) durum değişir. O zaman bakteriler virüsten, toksin üretmelerine ve bunları açığa çıkarmalarına izin veren bazı genler alırlar. Bu “süper antijenler” savunma hücrelerinin aşırı derecede etkinleşmelerine ve sitokin gibi enfeksiyon uyarıcı maddelerin salgılanmasına yol açar. Yeni ortaya çıkan kızıl vakalarından alınan bakteri örnekleriyle araştırmacılar, yeni ve eski kızıl bakterileri arasında fark olup olmadığını incelediler. Sonuca göre Asya’ya ait Streptococcus pyrogenes varyantı, SSA ve SpeC olmak üzere iki yeni süper antijene sahip. Ve bakteriler bunları profajlardan yeni almışlar. Hücre kültürlerinde yapılan testler bu süper antijenlerin, insanın bağışıklık sistemine karşı bir etki yaptığını gösterdi. ‘Streptococcus pyrogenes, edindiği bu toksinlerle konakçısını daha iyi kolonileştirerek, kendisine rakip olan bakteri kökleriyle başa çıkabiliyor’. Bu bakteriyel turbo klonlar bu şekilde kızıl hastalığının yeniden yaygınlaşmasına neden oluyorlar. Analizler öte yandan yeni bakteri kökünün halihazırdaki iki antibiyotik sınıfına karşı dirençli olduğunu da gösterdi. Araştırmacıların görüşüne göre kızıl ve streptokok kaynaklı bademcik iltihabı tedavisinde penisilin tercih edilmeli. Koronavirüs gibi kızıl bakterileri de damlacık enfeksiyonu ile ve yüzeylerden bulaşabiliyor. Korona pandemisi nedeniyle alınan temizlik önlemleri sayesinde kızıl hastalığında bu yıl bir gerileme oldu. Tıp tarihinin en yaygın ve en ölümcül çocuk hastalığı olan kızıl da ancak bir aşı ile tamamen ortadan kaldırılabilecek. Prophage exotoxins enhance colonization fitness in epidemic scarlet fevercausing Streptococcus pyogenes, Nature Communications, 6.10.2020 Çocuk deyip geçenler dikkat. Sosyal öğrenme becerileri sanıldığından çok daha güçlü. Kendinden emin kişilerden öğrenmeyi yeğliyorlar. Üstelik bununda da yetinmeyip o kişinin kendinden emin tavrının geçmişte söylediklerinin ÖZLEM doğruluğu ile ne denli YÜZAK eşleştiğinin izini de sürüyorlar. Bunu 45 yaşındakiler bile rahatlıkla yapıyor. Ayrıca yeni bir şeyler öğrenme konusunda, geçmişte kendilerinden aşırı düzeyde emin bir tavır sergileyen kişilerden de kaçınabiliyorlar. PLOS ONE dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, küçük çocukların insanları izleyerek ve karşılaştırmalar yaparak bir ölçümlemeye gittiklerini ortaya koyan türünün ilk örneği oldu. Araştırma kapsamında, yaşları 3 ile 12 arasında değişen 662 çocuğa üç aşamalı bir deney uygulandı. Çocuklara hem kimi oyuncuların kendinden emin olduklarının haklı ve haksız gerekçelere dayandırıldıkları video kayıtları hem de kimi oyuncuların kararsızlıklarının da haklı ve haksız gerekçelere dayandırıldığı kayıtlar izletildi. Ve çocuklardan kimlerden yeni sözcükler öğrenmeyi yeğlediklerini ve kimleri daha zeki bulduklarını belirtmelerini istediler. Deneylerin ardından araştırmacılar çocukların, bir kişinin kendinden emin olup olmadığını haklı gerekçelere dayandırma (kendi bilgi düzeyleriyle eşleştirme) konusunda daha atik davranabilecekleri, ancak bir kişinin sergilediği kararsızlığın da haklı bir gerekçesi olabileceğini öğrenme konusunda biraz daha zorlanabilecekleri sonucuna vardılar. İpuçlarına odaklı Bunun nedeni son derece önemli. Çünkü çocuklarda beyin yanlış bilgilerden çok, ipuçlarına odaklanmak üzere programlanmış durumda. Bir başka deyişle, çocukların haklı olarak kararsız davranan kişilere güvenmeyi öğrenmeleri herhangi bir gerekçe olmaksızın kendilerinden emin davranan insanlara güvenmemeyi öğrenmelerinden çok daha güç olabiliyor. Araştırmayı yürüten British Columbia Üniversitesi ruhbilim doçentlerinden Susan Birch, “Artık çocukların başkalarından bir şeyler öğrenme konusunda sandığımızdan çok daha becerikli olduklarını biliyoruz” diyor. Birch, çocuklara özgü bu becerinin onların yanlış bilgiler edinme olasılığını azalttığına ve sonuçta en doğru bilgilere ulaşmalarına olanak tanıdığına dikkat çekiyor. İlginç bir biçimde, böylesine incelikli akıl yürütme becerilerine sahip olmalarına karşın, küçük çocukların yine de güven ve onun karşıtı olan kararsızlık kavramına sekiz yaşına geldiklerinde bileyetişkinlerden farklı bir anlayışla yaklaştıkları görülüyor. Birch, “Görünüşe bakılırsa çocuklar kararsızlığı, kendinden emin olmanın karşıtı olarak değil, farklı bir kavram olarak ele alıyorlar. Kararsızlığın ne demek olduğunu tam anlamıyla kavrayamadıklarından, bir kişinin kendinden emin olup olmadığını değerlendirmek amacıyla başvurdukları çıkarsamalar kararsızlık için geçerli olmuyor” diyor. Araştırmadan elde edilen bu veriler ışığında, uzmanlar ana babalara ve eğitmenlere yalnızca çocuklara aktardıkları bilgilere özen göstermekle kalmayıp, aynı zamanda bu bilgileri onlara nasıl aktardıklarına da önem vermelerini öneriyor ve bunun uzun erimde güvenilirliklerini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çekiyorlar. Young Children Prefer to Learn from Confident People / Science Daily 10 MADDEDE DİJİTAL KÜLTÜR TANOL TÜRKOĞLU 10 MADDEDE PODCAST TEKNOLOJİSİ 1. Radyo yayıncılığının dijital izdüşümüdür. 2. Bir podcast kanalı bir radyo programı ise bir podcast o programın her bir bölümüdür. 3. Podcast trafiğinin yarısı Apple iTunes üzerinden yapılmaktadır. Bunu yüzde 20 ile Spotify izlemektedir. 4. Bir milyonun üzerinde podcast kanalı ve 30 milyon düzeyinde podcast olduğu tahmin edilmektedir. 5. Amerikalıların dörtte üçü podcast teknolojisini duymuş, yarısından fazlası (yüzde 55) hayatında bir kere dahi olsa podcast dinlemiş. 6. ABD’de haftalık podcast dinleme süresi altı saatin üzerindedir ve günde ortalama bir tane podcast dinliyorlar. 7. Podcast yayıncılığını en çok seven ülke Güney Kore. Her üç kişiden ikisi düzenli olarak podcast dinliyor. 8. Bir podcast dinleyicisinin lisansüstü eğitim almış olma olasılığı yüzde 68! 9. Podcastler daha ziyade evde dinleniyor (yüzde 90). Diğer popüler mekanlar araç yüzde 64), spor salonu (yüzde 43), işyeri (yüzde 37). 10. ABD’de podcast reklamcılığı 2019’da radyo reklam pastasının yüzde 16’sını alırken bu oranın 2024’te yüzde 30 düzeyine çıkması bekleniyor. Kaynak: Internet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle