18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 19 EKİM 2020 PAZARTESİ [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 75. Yunus Nadi Ödülleri sahiplerini buldu 2020Yunus Nadi Ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 75’incisi düzenlenen yarışmada, 6 dalda 8 eser ödüle değer bulundu. 75’inci Yunus Nadi Ödülleri, pandemi şartları da dikkate alınarak kasım ayında gerçekleşecek törenle sahiplerine verilecek. Bu yıl Yunus Nadi Ödüllerinde zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından kararlarını veren seçici kurullar, toplam 465 yapıtı inceledi. ŞİİR 75’inci Yunus Nadi Ödülleri’nin “Şiir” dalında Ataol Behramoğlu, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi ve Eray Canberk’ten oluşan seçici kurulu, ödülün “Bile İsteye” adlı yapıtı ile Gonca Özmen ve “İncirin İçindeki Arı” yapıtı ile Mehtap Meral arasında paylaştırılmasını kararlaştırdı. 2020 Yunus Nadi Ödülleri’nin kazananları açıklandı. Bu yıl 75’incisi düzenlenen yarışmada, seçici kurullar tarafından, zorlu bir değerlendirme sürecinin ardından 6 dalda 8 çalışma ödüle değer bulundu. Öykü dalında 143, Roman dalında 99, Şiir dalında 112, Sosyal Bilimler Araştırması dalında 23, Karikatür dalında 67, Fotoğraf dalında 21 olmak üzere toplam 465 yapıtın değerlendirildiği 75’inci Yunus Nadi Ödülleri’ni kazananlar şu isimler oldu: “Şiir” dalında Gonca Özmen ve Mehtap Meral, “Roman” dalında Ömer F. Oyal, “Öykü” dalında Murat Çelik ve Kadri Öztopçu, “Sosyal Bilimler Araştırması” dalında Prof. Dr. Şaduman Halıcı, “Karikatür” dalında Önder Önerbay, “Fotoğraf” dalında ise Zehra Çöplü. KARİKATÜR Karikatür Seçici Kurulu Metin Peker, Kamil Masaracı, Muhittin Köroğlu, Zafer Temoçin, Akdağ Saydut ve Murat Sayın’dan oluştu “Karikatür” dalındaki ödül Önder Önerbay’ın yapıtına verildi. ÖYKÜ “Öykü” dalında, Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, Mehmet Önder Önerbay Zaman Saçlıoğlu ve Murat Yalçın’dan oluşan seçici kurul ödülü, “Eve Dönmeyen Hayvan” adlı kitabıyla Murat Çelik ve “Kimsenin Bilmediği İnsanlar” adlı kitabıyla Kadri Öztopçu arasında paylaştırdı. ROMAN “Roman” dalında, Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke ve Zeynep Aliye’den oluşan seçici kurul ödülün “Gemide Yer Yok” adlı kitabı ile Ömer F. Oyal’a verilmesine karar verdi. SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI Seçici kurulu Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Barış Doster, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ve Doç. Dr. Deniz Yıldırım’dan oluşan “Sosyal Bilimler Araştırması” dalında ödülün sahibi ise “Yüzellilik Gazeteciler” adlı araştırma dosyasıyla Prof. Dr. Şaduman Halıcı oldu. FOTOĞRAF İsa Çelik, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İbrahim Yıldız ve Dr. Ersin Turan’dan oluşan seçici kurul tarafından belirlenen “Fotoğraf” dalındaki ödülün sahibi de Zehra Çöplü oldu. Gonca Özmen Mehtap Meral Şaduman Halıcı Kasım ayında gerçekleşecek olan 75. Yunus Nadi Ödülleri ödül töreniyle ilgili bilgilendirme, önümüzdeki günlerde gazetemizden yapılacak. Zehra Çöplü Murat Çelik Kadri Öztopçu Ömer F. Oyal Bir fotoğraf karesinin ardından... Bodrum’da bir fotoğraf çekildi... Her yönüyle ilginç, tartışma yaratacak bir fotoğraftı!.. Fotoğrafta dört isim vardı... Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Albay Korkut Eken ve Bahçeli’nin af çağrısıyla nisan ayında cezaevinden çıkan organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı... Fotoğrafın ortaya çıktığı günden bu yana, sosyal medyada bu dört isimle ilgili yorumlar yapıldı... Yok yok ben o isimleri yazmayacağım... Asıl dikkat çekeceğim kişi, fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşan isim!.. HHH Evet... Sosyal medyada fotoğrafı paylaşan, Türkiye’nin gündemine sokan isim Üzeyir Çakmaktaş kimdir? Haberlerde bu isim, “Alaattin Çakıcı’nın çok yakın arkadaşı olarak” geçiyordu. Fotoğrafın altına, “Türk devleti ilelebet var olsun diye her zorluk ve meşakkati göğüsleyen, zindan dahil bu uğurda en ağır bedelleri ödeyen kahramanlarımız: Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Engin Alan, Korkut Eken. Yalıkavak Marina” notu düşmüştü... Haydi biraz geçmişe dönelim... 12 Eylül’e... 40 yıl öncesine... Nurullah Tevfik Ağansoy’un “itiraflarına” ve “günlüğüne...” Sahi!.. 2020 yılında Çakıcı’nın fotoğrafını paylaşan bu isim, Çakıcı’nın eski adamı Ağansoy tarafından 12 Eylül’den sonra neyle suçlanmıştı? HHH Ağansoy, Çakıcı’nın adamı olarak biliniyordu... Ülkücüydü, 12 Eylül’den sonra cezaevinde itirafçı oldu. Artık Çakıcı’nın düşmanıydı, öldürüldü... Ağansoy’un itiraflarında adı geçen önemli bir isimdi ülkücü Üzeyir Çakmaktaş!.. Ağansoy’un 12 Eylül öncesi Şişli’deki ülkücülerin eylemlerini anlattığı bölümlerde adı sıkça geçiyordu... Ağansoy, itiraflarında bu kişinin ülkücülerce kaçırılıp önce işkenceyle sorgulanıp sonra “komando düğümü” adlı bir yöntemle yavaş yavaş boğularak öldürülen ve ardından bir çuval içinde bir yerlere bırakılan solculara yönelik eylemlerin planlayıcısı olduğunu anlatıyordu... Bayrampaşa ve Okmeydanı’nda kahvehane taramaları... “... 14 Kasım 1979 günü Okmeydanı’nda büfe ve kırtasiye dükkânının taranması olayı, olay sanığı arkadaşım Üzeyir Çakmaktaş’ın ağzından dinlediğimiz kadarıyla, kendisi, Osman Dönmez, Adnan Kaya, Veli Yorgancı, Süleyman Fevzi Kınay ve İsmet (Hoca) arasında gerçekleşmiştir. ... İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şubesi’nde Üzeyir Çakmaktaş ve Ramazan Çepni isimli kişi aynı zamanda kalmışlardır. Ramazan Çepni isimli kişinin Bayrampaşa’da 1979 yılında silahla taranarak 6 kişinin ölümüne yol açan kahvehane olayıyla ilgisinin olmadığını, çocuğun, 1. Şube’de Üzeyir Çakmaktaş’a, ‘Siz bu olayın kimler tarafından yapıldığını bilirsiniz, ne olur söyleyin de ben kurtulayım’ dediğini, Üzeyir’in ise kendisine bilmiyorum dediğini bizzat kendisinin ağzından dinledim. Bayrampaşa’daki kahvehane tarama olayı Üzeyir Çakmaktaş, Müfit Sement ve ismini bilmediğim kişilerce yapılmış ve olayda bölgemizin silahı 9 mm’lik MP40 model Alman yapısı tabanca kullanılmıştır. Bu olaydan evvel komünistlerce bizlere yönelik önemli bir eylem olmuştu, bunu şimdi hatırlayamıyorum, olay bunun misillemesi olduğu gibi, aynı zamanda da ŞİT (Şeriatçı İntikam TugayıŞişli İntikam Tugayı) imzası kullanılmıştır. Bu olaylarda birçok masum ölmüştür. ... Özellikle İstanbulŞişli bölgesinde karşıt görüşlü kişilerden istihbarat çalışmaları sebebiyle yararlanmak maksadıyla 1980 yılı içerisinde de sokakta adam vurmaktan kaçınılmış ancak vurulacak kişileri kaçırarak emin bir yerde gerekli bütün bilgiler alındıktan sonra öldürmek yoluna gidilmiştir. İşkencelerle alınan bilgilere göre de yeni yeni insanlar kaçırılmış ve bu işlemler bu şekilde sürmüştür. İstanbul’un çeşitli semtlerinde özellikle ŞİT ve TİBKO (Türk İslam Birliği Komandoları) imzalı bildirilerle televizyon ambalaj kutuları içinde, çuvallarda ya da battaniye ve bezlere sarılı, ip kablo ya da tellerle boğulmuş vaziyette bulunan cesetler, bu kanlı çalışmaların birer sonuçlarıdır. ... Şeriatçı İntikam Tugayı (ŞİT): Şişli bölgesinde içindeki şeriat özlemiyle tanınan ve bugün de milliyet kavramını inkâr ederek şeriatçı olarak İran İslam Cumhuriyeti’ni kendilerine örnek alan bir grup eski ülkücülerin başı olmak durumunda olan Üzeyir Çakmaktaş isimli kişi tarafından ortaya atılmış. Ne var ki bugünlerde ceza ve tutukevimizde C/21 koğuşunda bulunan arkadaşlarıyla birlikte İran’a biat ederek kısaca, mezhepler 12’dir. ... 21.5.1980 günü Gültepe Ortabayır okul arkasında çuval içerisinde bulunan Cemal Kır (bu kişinin sorgulamasının Mecidiyeköy Ülkücü Gençlik Derneği’nde yapıldığı olayı gerçekleştiren sanıklardan Üzeyir Çakmaktaş ve suç ortaklarının ifadelerinden anlaşılmıştır.) ... 11.6.1980 günü Mecidiyeköy Fulya Mahallesi’nde boğularak öldürülmüş Necdet Demir ve Haluk Kaşıkçı isimli kişilerin cesetleri.” HHH Bir zamanlar Çakıcı’nın dostu olan Ağansoy, alıntıladığım bu olayları cezaevinde itiraf etmiş... Eşi Hülya Ağansoy kitabını yazmış... O yüzden, 2020 yılının ekim ayında bir Bodrum anısı paylaşan Üzeyir Çakmaktaş’ın, fotoğrafın altına yazdığı ve yukarıda paylaştığım o notu, Ağansoy’un itiraflarıyla da birlikte okuyun!.. Arkadaşımız Seyhan Avşar, Bodrum’daki buluşmanın ardından çok sayıda isme o fotoğrafı sormuştu. O fotoğrafın altına düşülen dipnotu bir de Güldal Mumcu’nun, “Aslında birbirlerinden farklıymış gibi algılanan insanların ülke çıkarları adı altında ülkeye zarar veren bir yapılanma içerisinde olduklarını düşündürtüyor” cümlesinin ardından bir kez daha okuyun!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle