12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 9 OCAK 2020 PERŞEMBE [email protected] EDİTÖR: EZGİ KARDEŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ DIŞ HABERLER Kritik hatta vana açıldıTürkAkım’ın tam kapasite çalıştığında yıllık 15.75 milyar metreküp gaz transferi sağlayacağı belirtiliyor Küresel çapta savaş senaryolarını da beraberinde getiren TahranWashington geri Rusya’nın Ukrayna’yı bypass ederek Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz taşımayı amaçlayan TürkAkım projesi, dün İstanbul’da düzenlenen törenle devreye girdi. limi dün İran’ın misillemesiyle zir veye tırmanırken dikkatler bir yan dan da İstarbul’da açılışı yapılan ve “TürkAkım” adıyla bilinen do ğalgaz boru hattı projesindeydi. Moskova’nın, Avrupa’yla enerji ti careti güzergâhında bulunan ancak ilişkilerin 2014’ten bu yana gerilim li olduğu Ukrayna’yı bypass etmek amacıyla inşasına başladığı proje, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Vladimir Putin’in ka tıldığı törenle açıldı. Törene, proje ye dahil olan ülkelerden Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Bo risov da katıldı. Dört lider, tam kapa site çalıştığında Türkiye hattında yıl lık 15.75 milyar metreküp gaz trans feri sağlayacak boru hattı projesine ilişkin sembolik vanayı birlikte açtı. Erdoğan, sembolik vanayı Putin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kazankazan Erdoğan, projeyi “Türkiye ile Vucic, Bulgaristan Başbakanı Borisov ile birlikte açtı. Rusya arasındaki yakın işbirliğinin son nişanesi” olarak değer ErdoğanPutin, 12 Ocak’ı işaret etti lendirirken “TürkAkım hem ikili ilişkilerimiz hem de bölgemizdeki enerji haritası bağlamında tarihi bir projedir” dedi. Projey LİBYA İÇİN le birlikte her iki ülkenin de “kazankazan” durumunda olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin avantajlarını ise şu sözlerle açık ATEŞKES ÇAĞRISI ladı: “15 milyar metreküp doğalgaz hiçbir aracı olmadan doğrudan ülkemize ulaşacaktır. Böylece TürkAkım’ın açılışı kap olduğu İdlib’deki çatışmaların da samında İstanbul’da bir ele alındığı kaydedildi. 15 milyon hanenin doğalgaz ihti araya gelen Cumhurbaşka Öte yandan General Kasım yacını karşılamış olacağız”. Putin 2015’te Rusya ile Yunanistan arasın nı Erdoğan ve Rusya Devlet Süleymani’nin öldürülmesine mi ise “MoskovaAnkara arasındaki iş da sağlandı. Bulgaristan da TürkAkım Başkanı Putin, tören öncesinde ve silleme olarak Irak’ta ABD asker birliği, engelleme çabalarına rağmen hattına bağlanabilmek için kendi top sonrasında Libya ve Suriye günde lerinin bulunduğu üslerinin İran her alanda gelişiyor. Rus gazının Tür raklarında 11 km’lik boru hattı inşa et miyle iki görüşme yaptı. tarafından vurulmasıyla bölgede kiye üzerinden Avrupa’ya sevk edil ti. Kullandığı yıllık 3 milyar metreküp Türkiye’nin Birleşmiş Millet gerilim yükselirken Dışişleri Ba mesi bütün kıta ekonomisine tesir doğalgaz için tamamen Rusya’ya ba ler destekli Ulusal Uzlaşı Hükü kanı Çavuşoğlu’nun, Irak’a gide edecek” ifadelerini kullandı. ğımlı olan Bulgaristan’ın Enerji Baka meti (UUH) ile yaptığı mutabakat rek tansiyonu düşürmek için dip İmzalar 2016’da atılmıştı nı Tememoujka Petkova Ukrayna ve Romanya’ya transit ücreti ödemeye la Libya’ya asker gönderme ham lomatik girişimlerde bulunacağı lesine ilişkin tartışmalar sürer bildirildi. Çavuşoğlu, İran Dışiş TürkAkım Projesi ile ilgili anlaşma, cek olmalarının hazinede her yıl mil ken Erdoğan ile Putin’den dün bu leri Bakanı Cevad Zarif’le bir te 2015 yılında bir Rus savaş jetinin Türkiye sınırında düşürülmesinin ardından iki ülke arasında yaşanan gerginliği aşma çabalarının bir parçası olarak 10 Ekim 2016’da imzalanmıştı. Hattın deniz kesimi, Karadeniz’de birbirine paralel ilerleyen 930 km’lik iki adet borudan oluşuyor. Bunun 700 km’si Türk karasuları içerisinde yer alıyor. Rusya’da Anapa kıyısından başlayıp Karadeniz altından ilerleyen boru hattı, Trakya’da Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy’de Türkiye’ye ulaşıyor. Kıyıköy’deki alım terminalinden sonra karadaki iki yeraltı boru hattından biri Lüleburgaz’da Türkiye’nin mevcut doğalgaz şebekesine bağlanıyor ve diğer boru hattı ise Avrupa sınırına ulaşıyor. Yunanistan’a bağlanan kısmı için gerekli anlaşma Temmuz yonlarca Avro’luk tasarruf sağlayacağını açıkladı. TürkAkım sayesinde Bulgaristan’daki gaz fiyatlarında ortalama yüzde 5’lik bir düşüş yaşanacağı hesaplanıyor. Öte yandan, bölgenin jeostratejik dengeleri açısından önemli değişiklikler yaratacağı öngörülen projenin AnkaraMoskova hattındaki ticaret kapasitesinde Türkiye’nin dış ticaret açığına olumlu bir etkide bulunup bulunmayacağı merak konusu. Kimi uzmana göre, projeyle Türkiye’nin en büyük kazancı, aynı fiyattan almaya devam edeceği doğalgaz transferinde kesinti ihtimalini en aza indirmesi. Buna karşın Türkiye, proje kapsamında sadece alıcı konumda kalıyor. Ankara’nın doğalgazı alarak üçüncü bir ülkeye satma şansı bulunmuyor. ülkede ateşkes çağrısı geldi. Buna göre, 12 Ocak günü, yani cumartesiyi pazara bağlayan gece 00.00’da ateşkesin başlaması için çağrı yapılıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısının açılışında ateşkes çağrısını duyurdu. İdlib de gündemdeydi Lavrov ise Putin ve Erdoğan’ın koşulsuz ateşkes istediğini vurguladı. İki liderin görüşmelerinde ayrıca Rusya, İran, Türkiye arasındaki Astana uzlaşısı kapsamında ilan edilen gerilimi azaltma bölgelerinin hayata geçirilememesinin, cihatçıların etkin lefon görüşmesi de gerçekleştirdi. lANKARA / CumhuriyetDış Haberler Putin ile Erdoğan’ın açılışta keyifli halleri objektiflere yansıdı. İkili, Suriye ve Libya gündemiyle de ayrı görüşme yaptı. Putin’in Türkiye ziyareti öncesindeki mesajı ve Ortadoğu’da boyutlanan dayatmalar... Merhaba, Emevi Camisi’nden geliyorum Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti, ansızın nin dışında bir şey yapamıyor. Esad güçlerinin kontrolü alanında kalan Türk gözlem “Şam’da başladı.” Putin Şam’da, Beş güçleri hangi görevi yapacak? Artık uzlaş şar Esad ile Suriye haritası üzerinden ma işlemiyor. durumu müzakere ederken görüntülendi. Gece saatlerinde Putin, Suriye’den İstanbul’a geçti. Birkaç saat sonra da SERTAÇ EŞ Umarız, Libya’da yolun başında olan Türkiye, Suriye deneyimlerini önyargısız şekilde dikkate alır. İran, Irak’ta iki ABD üssünü vurduğunu, görüntü ve fotoğraflarıyla duyurdu. Irak kaybedildi Önce Putin’in ziyareti... Türkiye artık, Rus do Küresel ölçekte sofistike şiddet üretme konu ğalgazı için vazgeçilmez ve en önemli güzergâh sunda en üst sırada yer alan ülke şüphesiz ki ABD. pozisyonunda. Çünkü yatırımlar işlemeye başla 1990’lardan itibaren Irak’la savaştı, işgal etti. Son dı. Rusya ise Türkiye için Suriye’de, en akla yat olarak Irak’taki Şiileri kendisine karşı örgütleyen kın müzakere kanalı olarak görünüyor. Müttefik ABD ile yürütülemeyen ve sonuçlandırılamayan müzakereler, Rusya ile İdlib dışında karşılıklı sonuçlar verdi. Libya’da Moskova ve Ankara pozisyon değiştirmiş durumda. Bu sefer Türkiye Libya’da meşru hükümeti; Rusya örtülü olarak “darbeci Hafter”i destekliyor. Putin, İstanbul ziyareti öncesinde Emevi Camisi’nde görüntü verdi. Daha önce de Suriye’deki Rus askerleri arasında yer alan Çeçen askerlerin Emevi Camisi’nde namaz kılarken çekilen fotoğrafları kamuoyuna yansımıştı. Putin’in ziyareti, “Emevi Camisi’nde namaz kılma hedefindeki” Türk dış politika söyleminde yaşanan hüsranı ortaya koyuyor. Putin, “Emevi Camisi’nden geliyorum” mesajıyla Türkiye’ye inerken, Suriye’de istikrarın sağlandığı iddiasını tüm dünyaya duyurmayı amaçlıyor. Tek so İranlı general Kasım Süleymani’yi öldürdü. Şiilerin çoğunlukta olduğu Irak parlamentosunun, “Tüm yabancı askerlerin ülkeden gönderilmesi” yönünde karar almasının ardından, bu ülke ABD için artık kaybedilmiştir. Benzer yanlışların yapıldığı Suriye’de, benzer sonuçların oluşacağı da kehanet değil. Süleymani’nin intikamı için Irak’taki iki ABD üssüne füze fırlatan İran, kapasitesinin sınırlarını zorlayan bir coğrafyaya yayılmış durumda. Daha ne kadar bu konulara kaynak ayırabilecek? Çin’le mücadelesine yoğunlaşması gereken ABD’nin, İsrail’in korunması hedefi nedeniyle aklı Ortadoğu’ya takılı kalmış durumda. Büyüyen Asya sorununu daha ne kadar ihmal edebilir? Türkiye, yanlış Suriye politikası nedeniyle varını yoğunu güvenliğe yönlendiriyor. Şimdi bir de Libya var. Umarız ge run ise İdlib. İki gözlem nokta tirisi, götürüsü iyi düşünül sı Esad güçlerinin kontrol bölgesinde kalan Türkiye, konuya Avrupalı devletleri dahil etme Rus lider Putin, Türkiye gezisinin arifesinde önceki gün Suriye’ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmişti. müştür. Yeni bir yanlışın temelleri atılmasın da... l ANKARA TÜRK ASKERI LIBYA’DA NE YAPACAK? Tezkerenin Meclis’ten geçmesinin ardından Türkiye’nin Libya’ya kaç as ker göndereceği, asker gön dermenin ne zaman tamam lanacağı, kara, deniz, hava unsurlarının olup olmayacağı konuları henüz netleşmiş de ğil. Cumhuriyet’in aldığı bil gilere göre olası gelişmeler şöyle sıralanıyor: 1 Türkiye, Libya’daki askeri durumu tezkereden çok önce inceledi. Ulusal Uzla şı Hükümeti’nin (UUH) eksikle ri, ihtiyaçları ve yapılması gere kenler ortaya kondu. Çalışma lar da buna göre planlandı; bir kısmı da örtülü olarak gerçek leştirildi. 2 İlk olarak UUH kontrolündeki en önemli güven lik sorunu hava saldırıları olarak belirlendi. Bu hem böl gedeki halkın, hükümetin so runu hem de görev yapacak Türk birliğinin sorunu olacak gibi görünüyor. Bu neden le hava savunma unsurlarının ilk olarak bölgeye konuşlan ması ve olası hava saldırılarına karşı caydırıcılığın sağlanma sı gerekiyor. Çalışmaların ilk aşamada bu noktada yoğun laştığı biliniyor. 3 Uzak bir mesafe olması nedeniyle bir korgene ral komutasında oluşturula cak görev kuvvetinin iaşe, iba te, acil durum, sağlık tahliyele ri için lojistik desteğin sağlan ması gerekiyor. Bu nedenle acil olmayan lojistiğin deniz yoluy la sağlanması bekleniyor. Ayrıca UUH’nin denizde kontrolünün artırılması, deniz birliğinin gü venliği nedeniyle deniz kuvvet ler kapsamlı bir çalışma yapıyor. 4 Suriye benzeri bir coğrafyaya sahip olan Libya’da kara unsurlarının görevi ikinci aşamada kritik olarak öngörülüyor. Gönderi lecek kara unsurlarının, özel likle de özel kuvvet birimle rinin UUH için hızla bir askeri yapılanma kurması hedefleni yor. Hafter milislerinin ilerleyi şinin durdurulması için yeni bir askeri yapı kaçınılmaz olarak değerlendiriliyor. 5 Türk birliği, Libya’ya muharip görevle gitmiyor. An cak temel askerlik kura lı olan “Her birlik kendi güvenli ğini kendisi sağlar” prensibi ge reğince Türk birlikleri de olası saldırılara karşı kendisini koru ma planıyla gidecek. Planlama da acil ve güvenli çıkış nokta sının ise Tunus olacağı değer lendiriliyor. 6 Hafter güçlerinin en önemli ve acil hede fi olan Trablus Havaalanı Türkiye ile bu ülke arasında kurulacak hava köprüsü için önem taşıyacak. Bu havaala nının büyük oranda Türk bir liği tarafından işletilmesi ve korunması da kaçınılmaz ola rak görülüyor. Bir korgene ral komutasındaki karargâh da her unsura komuta ede cek ve Türkiye ile eşgüdümü sağlayacak. Ayrıntılar Savaş karşısında çaresiz kalmak! Bölgemizde olup bitenler hakkında yapılan analizleri okuyorum. Çok değerli bilgiler edindiklerim olduğu gibi, popülizm bataklığından kurtulamayan yazarların metinlerine de rastlıyorum. Hangi devlet, ne düşünüyor, ne yapmalı türünden önermelerle, varsayımlarla dolu metinler karşısında çoğu zaman hayrete düşüyorum. Sanki tüm dünyayı yönetmeye hazır bilgiye, veriye sahipmiş gibi davrananlar şaşırtıyor beni. Çünkü hiçbir satırda insan yok. İnsansız metinler. Yaşadığımız çağ için “tarihin hızlı aktığı dönem” diyorlar. Yoğun bilgi bombardımanı karşısında ezilen insanın, bu hız karşısında doğru dürüst düşünmeye, sakin kalmaya pek şansı yok. Dört yandan akan veriler, birbirinden ürkütücü senaryolar karşısında insan küçüldükçe küçülüyor. Düzen, tam da bu hissi uyandırmak ister gibi. O küçük olma hali, o ürkütücü tablo karşısında kişi kendini iyi hissetmiyor. “Nasılsa bizim dışımızda bir kurgu var ve biz sadece burada küçük figüranız” diye düşünüyor. Pek de haksız değil insan. Söz konusu savaş olunca, bugünlerde adı konmadan sürekli yaşıyoruz, ürkmemek elde değil. Gözü kararmış birtakım tiplerin, halktan aldıkları oylarla, başka halkları öldürmek için yetki sahibi olması tuhaf! Kim barış olmasın diye birine oy verir ki? Kim askerler ölsün, yuvalar yıkılsın diye tercih yapar ki? “Devletlerin dostları olmaz, çıkarları olur” tezi ürkütücü değil mi? Dünya halklarının birbirine düşman olmasını kim akılcı, tutarlı biçimde açıklayabilir? Tanımadığı insanları öldürmek için “milliyetçi”, “dinci” kinle yüklenmiş askerlere ne demeli? Savaş karşısında insanın eli kolu bağlı. Gerçekten böyle mi? İnsanlığın geçmiş deneyimlerinden ders aldığı tezi her gün yalanlanıyor. Eğer öyle olsaydı faşizmin ne türden sonuçları olduğunu öğrenirdik örneğin. Dünyada faşist eğilimler artıyor. Ya da kapitalizmin nasıl kan emici olduğunu, türlü krizlerle gördüğümüz halde, dünya hâlâ “serbest piyasa” anlayışının eleştirisini doğru dürüst yapmış değil. Üstelik yoksullar, ezilenler bir de ilkel dürtülerle itiliyorlar bu pis çukura. Ve savaşlar. Dünya savaşlarının ne acılar yaşattığı hem deneyimlendi hem yazıldı, çizildi. Sonuç? Artık doğa isyan halinde. Koca bir kıta yanıyor. Nasıl sonuçları olacağını göreceğiz yakında. İnsanlık elbirliğiyle böyle bir yangını söndürmeye çalışmak yerine, tersine başka coğrafyalarda, kendi eliyle yeni felaketler yaratmaya devam ediyor. Savaş dediğimiz suçtur, cinayettir. He zaman bir çıkar çevresinin işine yarar. Bu durum karşısında ahlaki sorumluluğuyla davranmayan herkes suça ortaktır. Savaşın iyisi, haklısı olmaz. Emperyalist saldırıya direnmek görevdir. Dünyayı cehenneme döndürenlere direnmek gerekir. Elbette her halk, kendi coğrafyasında bu bilinci edinerek, örgütlenerek bunu başarabilir. Başka olanak yoktur. Hesaplar yine Ortadoğu’da görülüyor. Gerçi dünyanın pek çok bölgesinde çatışmalar, iç savaşlar var. Ancak belirgin biçimde emperyalist hesaplaşma yine Ortadoğu’da! Bölge halkının yazık ki olan bitene verdiği tepki güdüleriyle. Doğrudur, saldırı karşısında kenetlenmek gerekir. Ama biri de çıkıp sormaz mı, “Biz insanlığa ne ürettik bugüne dek, ABD türü dev savaş makinesine nasıl direneceğiz, mücadele edeceğiz” diye. Gerçekçi olmak gerekirse şımarık savaş makinesi ABD, dünyanın her yanına kan, gözyaşı götürür ve her daim mutlaka yanında birilerini bulur. İnsansız makalelere dönersek evet, ilginç bilgilere rastlıyorum ve öğreniyorum. Ortadoğu, birbirine benzemez onlarca gruptan oluşuyor. Farklı inanç grupları var. Bunlardan kim kimdir anlamak öyle pek kolay değil. Kendine stratejist diyen kimi isimler anlatıyor da anlatıyor. Ama bakıyorum, insan hakikati yok. Temel sorgunun uzağındayız. Hep güncel gelişmeler karşısında konum alma tutumu önerilen. Oysa bu karmaşık denklemde kimseler barış seçeneğinden söz etmiyor. Barış istemek saflık mı, düşçü bir tutum mu? Bana kalırsa hayır. Dünya halklarının tercihini savaştan yana yaptığını sanmıyorum. Demek dayatılan düzene her yanda birileri “çomak” sokmalı. Savaş; ezenle ezilene, zenginle yoksula farklı davranır. Saraj’a Avrupa baskısı artıyor Avrupa Birliği’nin (AB), Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’ya yönelik hamlelerine karşı adımları hız kesmiyor. Libya’da BM destekli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin Başkanı Feyaz el Saraj, dün Brüksel’de AB liderleri ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile bir araya geldi. Görüşmede Saraj’a Türkiye ile yaptığı askeri ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin anlaşmalar konusunda AB’nin muhalif tutumu yinelendi. Almanya Dışişleri Bakanı Maas’ın, Libya’nın Suriye’ye dönüşmesinin engellenmesi gerektiğini söylediği aktarıldı. Brüksel’deki temasları sonrasında AA’ya konuşan Saraj ise Türkiye ile imzaladığı anlaşmaları savundu. “Biz meşru bir hükümet olarak herhangi bir ülkeyle mutabakat zaptı imzalama hakkına sahibiz. BM tarafından tanındığımız için bu hakka sahibiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle