11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Cumhuriyet’e dava baskısı 59 OCAK 2020 PERŞEMBE 4 4Yazarımız Işık Kansu’nun, Next Level AVM’yi kurtarmak için yapılan oyunlara ilişkin haberine 2 milyon TL’lik manevi tazminat davası açıldı. Mehmet Cengiz’in açtığı 1 milyon TL’lik davada muhabirimiz Ocak, hâkim karşısına çıktı. Muhabirlerimiz Uludağ, Avşar, Özdilek ve Kızmaz haberleri nedeniyle yargılanacak. Yazarımız Işık Kansu’nun, Pasifik İnşaat’ın Ankara’daki Next Level Alışveriş Merkezi ve diğer kimi iş ilişkilerini belgeleyerek kamuoyunun bilgisine sunduğu haberler yargıya taşındı. Yapılan bir habercilik faaliyeti olmasına karşın, AKP milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi Fatih Erdoğan, gazetemizden kendisi ve şirketi adına 2 milyon TL tazminat istedi. Vakıf ve Coşkun’a da dava Pasifik İnşaat tarafından yapılan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2013’te büyük bir törenle açtığı Ankara’daki “Next Level Alışveriş Merkezi”nin Ziraat Bankası’na devrine; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde yoksullara gıda dağıtımı için açılan milyonluk ihalelerin sonuçlarına ve BakuTiflisKars demiryolundaki taşımacılığa ilişkin haberlerinden dolayı Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu’ya, Next Level’in sahibi Erdoğan ile Pasifik Gayrimenkul Yatırım AŞ tarafından 2 milyon TL’lik manevi tazminat davası açıldı. Kansu’nun yanı sıra Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun, Yenigün Haber Ajansı ve Cumhuriyet Vakfı da “davalı” olarak gösterildi. l ANKARA Işık Kansu Belgeli haber yargılandı Cengiz Holding’in yönetim kurulu başkanı Mehmet Cengiz’in “Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı” iddiasıyla gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ile muhabirimiz Hazal Ocak, açtığı 1 milyon liralık tazminat davasının ilk duruşması görüldü. Anadolu Adliyesi 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya muhabirimiz Hazal Ocak, ailesi, Yazıişleri Müdürümüz Serkan Ozan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticileri, gazetemiz çalışanları ve taraf avukatları katıldı. “Boğaz manzaralı lüks müştemilat” başlıklı haberinden dolayı yargılanan Hazal Ocak savunmasında, “29 yaşındayım. 10 yıldır gazetecilik yapıyorum. 6 yıldır da bu alanda belgelere ve bilgilere dayanak yaptığım haberle gazetecilik kuruluşları tarafından 6 ödüle layık görüldüm. Dava açılan haberim ile ilgili mahalle sakinleriyle konuştum ve usulsüz olduğuna dair belgeleri var. 1 milyonluk dava açıldığını görünce çok şaşırdım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben sadece toplum yararına haber yaptım” dedi. Duruşma 23 Ocak’a ertelendi. l Haber Merkezi MUHABİRLERİMİZ ADLIYE KORIDORLARINDA Gazetemizin muhabirleri Alican Uludağ, Seyhan Avşar, Zehra Özdilek, Mehmet Kızmaz’da bu ay ve şubat ayında hâkim karşısına çıkacak. Muhabirimiz Alican Uludağ, “devletin yargı organlarını aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla bugün İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasına saat 10.50’de devam edilecek. Gazetemiz muhabiri Seyhan Avşar da “Kamu görevlisini terör örgütlerine hedef gösterme” suçunu işlediği iddiasıyla açılan dava dolayısıyla bugün İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 11.00’da hâkim karşısına çıkacak. Avşar, 16 Ocak saat 11.40 te ise ‘“Kamu görevlisine hakaret” iddiasıyla İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Gazetemiz muhabiri Mehmet Kızmaz’a Hasankeyf’in sular altında kalmasına ilişkin haberleri nedeniyle açılan 100 bin liralık tazminat davasına ise Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 31 Ocak günü devam edilecek. Gazetemiz muhabiri Zehra Özdilek de 12 Şubat saat 10.15’te İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçunu işlediğini iddiasıyla hâkim karşısına çıkacak. l Haber Merkezi Mali Müşavirlik Sınavı’na özel uygulama. Bazı bankaların ayrımcılık uygulaması da tepki çekti KHK’lilere sınav taahhütnamesi ZEHRA ÖZDİLEK Yeminli Mali Müşavirlik ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavlarının taahhütnamesine KHK’li olmama şartı konuldu. Taahhütnamede, “Staja giriş sınavına ve staja ilişkin olarak; Olağanüstü Hal Kapsamında (OHAL) bazı tedbirlerin alınması hakkında Kanun Hükmünde Kararnameler ile görevimden çıkarılmadığıma...böyle bir durumda hiçbir hak ileri sürmeyeceğimi kabul ve taahüt ederim” denildi. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) bu yılki 1’inci dönem yeminli mali müşavirlik sınavlarına başvurların başlamasıyla beraber KHK ile ihraç edilenlere engel konulduğu ortaya çıktı. Nisan ayında Ankara’da yapılacak sınavın başvuru taahütnamesinde KHK’li olmama şartı yer aldı. Taahhütname sınava başvuru aşamasında başvurucuların karşısına çıkıyor. Staj yapmak için sınava girmek isteyen bir KHK’li bir yurttaş, “Sınav başvurusu yapmak için önce sisteme üye olmak lazım, ben de öyle yaptım. İki aşamalı bir şey bu. Staj yapmak için sınava girmek gerekiyor. Stajı bitirdikten sonra da sınava giriliyor. Karşımıza çıkan ilk engel değil. 3 sene önce banka kartlarımız iptal edildi. Biz bunların hepsini kenara koyuyoruz. Zamanı gelince yargıya taşıyacağız” dedi. Geçen ay 12 yıllık bir öğretmene KHK’li olduğu gerekçesiyle gönderilen havalenin banka tarafından verilmediği, bir sigorta şirketi de aracına kasko yaptıran müşterisine KHK’li olduğu gerekçesiyle ödeme yapmamıştı. l İSTANBUL Bankalardan ayrımcılık HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, Garanti Bankası’nın da KHK’li birine hesap açmak istemediğini açıklarken, yazar Ayşe Düzkan ise cezaevinde çıktıktan sonra HSBC bankasının hesabını bloke ettiğini duyurdu. Bazı özel bankaların, KHK ile ihraç edilen ya da bir süre tutuklu kalan kişilere hesap açmadığı veya hesabı olanları bloke ettiğine yönelik uygulamalara yenileri eklendi. HDP milletvekili Gergerlioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Garanti Bankası’nın KHK’li bir yurttaşa hesap açmak istemediğini, zoraki olarak açınca da “belge imzalattığını” belirtti. Gergerlioğlu, bankanın imzalattığı belgeyi paylaştı. Gergerlioğlu, yaptığı paylaşımın ardından söz konusu KHK’linin bankadan arandığını, hakkındaki tüm sınırlamaları kaldıklarını söylediklerini ve özür dilediklerini açıkladı. Özgür Gündem gazetesine yönelik baskılara karşı Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada 18 ay hapis cezası alan ve bir süre cezaevinde yatan yazar Ayşe Düzkan da HSBC bankasının hesabını bloke ettiğini duyurdu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Düzkan, bankanın cezaevinden çıktıktan sonra yaşadığı olaya ilişkin şu mesajı paylaştı: “Bir gün bankamatikten para çekemedim, bankayı aradım, hesaplarımı bloke ettiklerini öğrendim. Şubeden paramı aldım, kartlarım iptal edildi” dedi. l Haber Merkezi 24 YIL ÖNCE KATLEDİLEN METİN GÖKTEPE ANILDI Metin’den sonra tablo değişmedi MEHMET KIZMAZ Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitiren Orhan Özen ile Rıza Boybaş’ın 8 Ocak 1996 tarihinde yapılacak cenaze törenini haberleştirmek için gittiği Alibeyköy’de polislerce gözaltına alınan ve dövülerek katledilen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe mezarı başında anıldı. Anmaya Göktepe’nin ailesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, eski HDP milletvekili Levent Tüzel, EMEP Başkanı Selma Gürkan, İHD temsilcileri, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, Sınır Tanıma yan Gazeteciler (RSF) temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basınİş Başkanı Faruk Eren ve Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Anma töreninde yaşamını yitiren tüm gazeteciler için saygı duruşunda bulunuldu. Anne Fadime Göktepe, “Bugüne kadar bizi yalnız bırakmayan gazetecilere, Metin’in arkadaşlarına, avukatlarına teşekkür ederim. Hepiniz benim için Metin’siniz” dedi. CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Metin ve niceleri halka hakikatleri anlattığı için katledildi. Halka hakikatleri anlatmanın bedeli o gün de ağırdı bugün de. Hakikati ne kadar derinlere gö merlerse gömsünler her zaman bir yerlerden ışığını belirtir” dedi. Aradan geçen 24 yılda Türkiye’de tablonun değişmediğini kaydeden TGS Başkanı Gökhan Durmuş da “Her şeye rağmen haberini halka ulaştırmak için mücadele veren gazeteciler var. Sadece bugün, Anadolu ve Çağlayan adliyesinde 5 üyemiz yaptıkları haberlerden dolayı yargılanıyor” dedi. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, ilk kez, bir gazeteci cinayetinde, cinayeti işleyenlerin yargılandığını belirterek “Basın kuşatma altında. Yüzün üzerinde gazeteci cezaevinde. Ağır bir iktidar hegemonyası var, mali bir kuşatma da söz konusu” dedi. l İSTANBUL Selahattin Demirtaş yargılandığı ana davada savunmasına devam etti ‘OSLO’DA GÖRÜŞEN AKP, CİZRE’DE KATLETTİ’ Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nce PKK terör örgütü üyelerine karşı Sur, Cizre ve Nusaybin’deki operasyonlara ilişkin “AKP’nin katliam yaptığını” savundu. Demirtaş, “İktidar katliam yaptı orada. Siviller, bebekler, çocuklar öldürüldü” dedi. “Örgüt yöneticiliği”nin de aralarında bulunduğu çeşitli suçlardan tutuklu olan ve 2 Eylül’deki duruşmada tahliye kararı verilen Demirtaş’ın ana davada yargılanmasına Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Tahliye gerçekleşmeden savcılığın yeni soruşturmasında tutuklanan Demirtaş, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla Edirne Cezaevi’nden katıldı. 24 Ekim 2015’te Diyarbakır Lice’de yaptığı konuşmasının yer aldığı 3 No’lu fezlekeye dair konuşan Demirtaş, “konuşmaların cımbızladığını” ileri sürerek “Tabii savcıların bilmeden yaptıkları bir çalışma değil. Aleni bir şekilde çarpıtma, kumpas” dedi. ‘AKP’nin işine gelmedi’ İki buçuk yıl İmralı görüşmelerinin, ondan önce iki yıla yakın Oslo görüşmelerinin yapıldığını ifade eden Demirtaş, “Yani 45 yıl, arada kesintiler olmak üzere PKK ve Öcalan ile yüz yüze görüşme yapmışlar. Peki, hendek ve barikat meselesi çıktığında, neden oradaki gençlerle doğrudan bir şekilde, aracılarla, başka ikna yöntemleriyle neden görüşmeyi kabul etmediler de tabur tabur askerler, generaller, albaylar oraya sevk edildi? İlk günlerde diyalog kurulabilseydi, tek bir insanın burnu kanamadan mevzu siyasi alanda kalır, ne yıkım olurdu ne ölüm. Ama bu AKP’nin işine gelmiyordu. İktidar katliam yaptı orada. Sivil insanlar, bebekler, çocuklar öldürüldü.Yaklaşık 120 kişi. En son hepsini yaktılar orada. Cizre’de oldu bu ve siz, açıklamalarımızdan dolayı bizi, terör örgütü yöneticiliğinden yargılıyorsunuz” savunmasını yaptı. Demirtaş eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelik de “Davutoğlu ve o dönemin bütün siyasi sorumluları halk vicdanında mahkum olmuştur” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Maksat müdafaayı meşru kılmaksa her yol mubahtır Her şey tek yetkili, tek mutlak iktidar, tek önemli kişi, tek adam iktidarı sürsün diye: her şey ne pahasına olursa olsun, rant için, kaç kişi ölürse ölsün, kaç kişi evsiz, kaç çocuk babasız kalırsa kalsın, kaç çocuk aç yatarsa yatsın, yeter ki çark dönsün, yeter ki bu menfaat düzeni sürsün. Bu çağda 3. Dünya Savaşı böyle bir şey, liderler, tek ve mutlak, aşağıdakilerin ne canı ne geleceği umurlarında. İkili ilişkiler de bireyler arasında olsa ayıplanacak cinsten, hem onu hem ötekini idare ediyorlar. Dünya liderleri, çokeşli. Kolay sürdürülebilir değil, ahlaki açıdan anlaşılabilir değil, ama bu çağda böyle, bir tarafta birlikte ticaret yapıyor, başka bir cephede savaşıyorlar, öbür tarafta uzlaşıyorlar. Putin, Erdoğan’ın dostu mu, düşmanı mı? Rusya ile Türkiye, dün Altın Boynuz’un kenarında el sıkıştı. Bir gece önce Putin, Türkiye’ye uçmadan önce Erdoğan’ın baş düşmanı Esad’la el ele, kol kola, Şam’da Emevi Camii’nin önünde poz verdi! Ne kadar manidar jestler, sonra uçağına binip İstanbul’a Atatürk Havalimanı’na indi, fırtına vardı, ötekine kimse inemiyor. Gülemiyorum. Çok acıklı. Bu iki kapak üzerine Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Sn. Putin’in Türkiye’yi ziyareti kendi tasarrufu” diye kalın bir laf etti. Nasıl yani? Ayasofya’yı gezmeye mi gelmiş? HHH Trump, içeride paçayı kurtarmak için Irak’ta Şii komutanı vurdururken dışarıda cephe açıp, içeride konsolidasyon yaptı; tabii İran yanıt olarak füzeleri atıp Irak’ta 80 ABD askerini öldürmüş kimin umrunda, onlar garibanların çocukları, eğitim bursu için askerlik yapan Amerikalı gençler ki tıpkı bizim “çağrıldıkları için Libya’ya gönderilen” ve cenazeleri kerpiç damlı evlerinin önüne gelecek olan askerlerimiz gibi ve ben hepsi için üzülüyorum. Hastalık bende demek ki. Trump, kendisine Erdoğan’la ilişkisini hatırlatıp ABD’nin öldürdüğü komutana Erdoğan’ın şehit demesini soran gazeteciye ne dedi: “İç kamuoyundaki hassas dengeler açısından öyle demesi gerekebilir, öyle düşünmüyor.” Cambazlar aynı ipte aynı oyunu oynuyor. Kim daha mahirse ipin üzerinde kalıyor. Bunun için her yol mubah: çaktırmadan savaşılıyor, İran hava sahasında Ukrayna uçağı düşmüş mesela, yüz küsur kişi ölmüş, ne gam, başka hava sahasında uçsalardı! HHH Ben gençler için üzülmeye devam ediyorum. Geçen hafta, 70 genç daha ağır müebbet hapse mahkum edildi! 15 Temmuz’dan sonra 7 ay tutuklu kalıp tahliye edilen, 2.5 yıl sonra müebbete mahkum olup tekrar tutuklanan bu gençlerin suçu ne? Onların suçu olmadığını o kararı veren yargıç da biliyor. Herkes biliyor ki bu 20 yaşındaki askeri öğrenciler, emir komuta zinciri içinde, ne olup bittiğini bilmeden, terör baskını var diye yatakhaneden çıkarılıp, alelacele otobüse bindirilip, güvenlik sağlamaya gidiyor, hatta yollarda kaybolmuş, hatta Boğaz Köprüsü’nden geçerken geçiş parası ödemişler! Sonra vardıkları yerde tuhaf bir durumlar olduğunu görüp hiçbir şey anlamamış, ama orada kimisi dayak yemiş, kimisi linç edilmiş, kimisi kaçmış, kimisi korkmuş, kimisi polis tarafından korunmuş, kimisi yaka paça nezarete atılmış, 3 yıldır da yapılan darbe teşebbüsünün bütün yükü omuzlarına bindirilmiş gençler! Serbest bırakılanın tekrar tutuklanıp müebbet alması ne demek? Silivri ve Bakırköy cezaevlerinde hukuksuzca müebbet almış tam 267 öğrenci var! Onları savunmak da suç. Mahkemelerine gittim, çocuklarını görmeye gidip gelirken trafik kazası geçirip öleni kalanı, parası olmadığı için gelemeyeni, üzüntüden hasta olan ana babalarını tanıdım. Çocukların savunmalarını dinledim. Masumiyetlerine inandım. Birilerinin de suçlu olması gerek, vur en garibana, iktidar ortağı siyasilerin damatlarına vuracak değilsin ya. Bunlara vuruyorlar! HHH Acaba yarın da Trump gelir mi, tamamen kendi tasarrufu olarak? O gelmez, ama Malatya Kürecik’ten birkaç füze sallar mı İran’a doğru? Şimdiye kadar hiç papaz olmadığımız İran da kızar, karşılık verir mi? Kaldık mı cehennemin ortasında! Hayır korkum, Katar İstanbul kıyısında arazi satın almış olan Arap kardeşlerimiz buraları tekinsiz oldu diye kızıp satacaklar, arazi fiyatları düşecek! Mal elde kalacak! Gelecek Partisi’nde 3 il başkanı belli oldu Gelecek Partisi İstanbul, Ankara ve Konya il başkanları belli oldu. Gelecek Partisi il başkanları görevlendirmesi başladı. Gelecek Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, Ankara İl Başkanlığı görevine Osman Hakan Kılıç, İstanbul İl Başkanlığı görevine İsa Mesih Şahin, Konya İl Başkanlığı görevine Hasan Ekici getirildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle