10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 25 OCAK 2020 CUMARTESİ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN kültür Adalet ve Demokrasi haftası 1961 Anayasası’nın ivmesinin doğurduğu 68 kuşağı, toplumumuzun temel arayışlarından olan adalet ve demokrasi arayışını kitlesel bir başkaldırıyla taçlandırmıştı. Cumhuriyet’te, Şevket S. Aydemir, Hıfzı V. Velidedeoğlu, Melih C. Anday, İlhan Selçuk, Akşam’da Çetin Altan, İlhami Soysal, Türk Solu, Devrim, Ant dergilerinde Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, Uğur Mumcu’nun ve daha birçok aydının yazıları en önemli bilinçlenme kaynaklarımızdandı. O başkaldırının öncü adlarından Abdi İpekçi (1 Şubat 1979), Muammer Aksoy (31 Ocak 1991), Uğur Mumcu (24 Ocak 1993) adalet ve demokrasi düşmanlarınca bu hafta içinde katledildiler. ‘Efsane Hoca’ 68 kuşağının “Efsane Hocaları”ndandı Muammer Aksoy. 1957’de DP iktidarının saldırısı üzerine SBF’deki doçentliğinden istifa etmişti. 1961 Anayasası’nı hazırlayan Kurucu Meclis’in Anayasa Komisyonu sözcüsü, SBF Anayasa Hukuku’nun ve forumların ak saçlı profesörüydü. 68 gençliği, onu, laiklik sevdasının, öğretmen ve kamu çalışanlarının örgütlenme savaşımının, insan hakları, adalet, gerçek demokrasi mücadelesinin, ülkemizde 1960’larda yükselen “Bağımsız Türkiye” ülküsünün, “milli petrol” ve “milli maden” davasının kararlı bir öncü savaşçısı olarak tanıdı. Demokrasi Kurultayı’nda (1987), TCY’den 163. maddenin kaldırılması halinde nelerle karşılaşacağımızı çarpıcı biçimde vurgulayan tek konuşmacı olan, Uğur Mumcu’nun, “Tek başına bir siyasi parti kadar etkilidir” dediği Muammer Aksoy öldürülse de, 1989’da kurucusu olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği’yle (ADD) yaşıyor. Araştırmacı gazeteciliğin öncü kalemi Uğur Mumcu, 68 kuşağının yürekli, öfkeli, devrimci, genç, bilge konuşmacısıydı. Yön’de başlayan gazeteciliğini o dönemin devrimci yayın organları Devrim, Türk Solu, Ant dergilerinde sürdüren Mumcu’nun verdiği mücadeleyi ve yapıtlarını anlatmaya sayfalar yetmez. Devrim’de efsane gazeteci olarak doğmaya başlayan, “bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz” ilkesini ülkemizin gündemine hiç çıkmayacak biçimde yerleştiren bir düşünce adamı, bağnazlıklara, yobazlığa, teröre karşı gözü pekliğin ve akılla, bilgiyle savaşımın simgesi olan Mumcu, önerme ve yorumlarıyla da kuşağın has ağabeylerinden olduğunu ömrü boyunca verdiği mücadele ve onlarca yapıtla kanıtladı. 1975’ten öldürüldüğü güne kadar, adıyla özdeşleşen Cumhuriyet’te “Gözlem”iyle buluşturdu bizi, aydınlattı, coşturdu, bilgilendirdi, sarstı, hüzne boğdu, sevindirdi. 12 Mart ve 12 Eylül’ün bilgiyle sanatı, sanatla insanı, insanla siyaseti, siyasetle bilgiyi buluşturan direngen yazarıydı. “Ben Atatürkçüyüm. Ben Cumhuriyetçiyim. Ben Laikim. Ben antiemperyalistim. Ben bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır” diyen aydınımızdı... Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag), onun ilkelerini yaşatıyor, tüm yazdıklarını yaygınlaştırmak için çaba harcıyor.  Abdi İpekçi Genel yayın yönetmeni olduğu Milliyet’te “Durum” köşesinde başyazılar yazan ve basınımızın ilk ekonomi sayfasını yayımlayan Abdi İpekçi’nin öldürülmesi de 68’in kitlesellik ruhuna kışkırtma amaçlı bir darbeydi. HHH Adalet ve Demokrasi haftasında ülkemizin dört bir yanında anma etkinlikleri yapılacak. Dikili ADD’deki toplantıda bugün 11.3013.30 arasında Aydemir Ceylan’la birlikte aydınlarımızı anacağız. HHH Geçen yıl 27 Ocak günü kaybettiğimiz 68’in delikanlısı Hüseyin Atabaş’ı sevgiyle anıyorum. müzeyi gezen kişi sayısı önceki yıla göre 2019’da yüzde 58 yükseldi Pera’daÖz2nGa0elep2dn0eBaeninlprlMloelaalrüt,nitndalıai.ürtrvrııeşnıın ziyaretçi arttı Coşkun Aral, Şam, 2019 “Bir Yol Öyküsü” sergisi devam ediyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın İstanbul’un seçkin bir noktasında kültürsanat hizmeti vermek ‘Minyatür 2.0’ ile güncele dair amacıyla kurduğu Pera Müzesi, kapılarını 2005 yılının haziran ayında açtı. Bu yıl 15. yaşını kutlayacak Pera Müzesi’nde 25 Mart28 Haziran arası görülebilecek “Minyatür 2.0” Nilima Sheikh, Shahpour Pouyan ve Canan gibi güncel sanat dünyasında ken olan müze, sadece sergi leriyle değil yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlik leri, film gösterimleri, öğ ORHUN ATMIŞ renme programları ve bilimsel çalış malarıyla da sanatseverlere hizmet ve riyor. Müzenin geçen yılı nı ve 2020 yılı planlarını isimli uluslararası serginin bilgileri de netleşmeye başladı. Serginin küratörü Azra Tüzünoğlu, yardımcı küratörü Gülce Özkara olacak. Minyatürü yalnızca tarihsel bir form olarak görmekten çıkararak eşsiz bir sanat formu olarak ele almayı ve teorik potansiyelini vurgulamayı hedefleyen sergide; Shahzia Sikander, Fereydoun Ave, Imran Qureshi, dine yer edinmiş sanatçıların eserlerinde minyatürlerin yeniden dirilişine dikkat çekilecek. “Güncel minyatür”, çoklukla günümüz konularını ele alan; kolonyalizm, oryantalizm, ekonomik eşitsizlik, toplumsal cinsiyet, kimlik politikaları, streotiplerle mücadele, toplumsal şiddet, zorunlu göç, temsiliyet gibi konuları sorunsallaştıran ve yeni sanat medyumlarını kullanan bir sanat örneği olarak ele alınacak. Yeni sergideki eserlerden: Imran Qureshi, “Moderate Enlightenment”, 2009. Pera Müzesi Genel Müdürü Özalp Birol anlattı. Birol’a ilk olarak 2019’un nasıl geçtiğini sorduğumuzda, ziyaretçi sayısının bir önceki yıla kıyasla yüzde 58 arttığını söyledi. Toplamda 246 Özalp Birol hem de Pera Müzesi olarak 2020’den beklentilerini de şöyle anlattı: “Pera Müzesi ve elektronik iletişim platformları üzerinden etkinliklerimizi olabildiğince geniş kitlelerle bu ra, insan haklarına ve özgürlüğe saygı, sağduyu ve huzur.” ‘Yol filmleri’ Bu yıl Pera’da “Minyatür 2.0” sergisi dışında 6 sergi daha açılması planlanıyor. Yıl boyunca, sözlü etkinlikler, kü ciyle buluşacak. Özalp Birol’dan Pera Film programıyla ilgili de bilgi aldık. Birol, “Yeni yıla, ‘Bir Yol Öyküsü’ sergimize paralel olarak düzenleyeceğimiz, yola çıkma haline ve yolda olmanın yarattığı duygulara odaklanacak ‘Yol Filmleri’ programıyla başlayacağız. Ar bin 862 kişi müzeyi ziyaret ederken, luşturmak, insanların yaşamına kül ratörlü ve rehberli sergi turları, perfor dından, Altyazı Sinema Dergisi ile 6 ay Birol, “Artışta hiç şüphesiz, yıl bo tür ve sanatla dokunarak onları mut manslar, müzik ve öğrenme programla boyunca sürecek bir film serisi progra yunca gerçekleştirdiğimiz nitelik lu etmek, ülkemizdeki müze gez rı da devam edecek. “Pera Müzesi Türk mı gerçekleştireceğiz. Her ay bir film li etkinliklerin ve 14 Eylül10 Kasım me alışkanlığının gelişmesine katkı Müziği Konserleri”, “Pera’da Camera gösteriminin ardından filmin temasıyla 2019 tarihleri arasında konuk etti da bulunmak. Kişisel beklentim de, ta” serisi ve “Elektronik Köprüler” baş çalışmaları örtüşen akademisyen ve sa ğimiz 16. İstanbul Bienali’nin önem dünyada ve ülkemizde barış, ekono lıklı konuşma ve performans serisi de natçılarla sözel etkinlikler düzenleye li rolü vardı” dedi. Birol, hem kişisel mik refah, hukuka, çevreye, canlıla nisan ayına kadar izleyici ve dinleyi ceğiz” diye konuştu. Film, Göbeklitepe’yi anlatıyor. Milli çizgi film: Rafadan Tayfa İlk gösterimini 27 Aralık 2019’da yapan Rafadan Tayfa 2: Göbeklitepe, Box Office Türkiye’nin 20 Ocak verilerine göre tüm zamanların en çok izlenen animasyon filmi oldu. 4 haftada 2 milyon 300 bin izleyici yakalayan film, 23 Ocak’ta da tüm Avrupa’da vizyona girdi. Çizgi dizi olarak her gün TRT ekranlarında gösterilen “Rafadan Tayfa”, TRT ile İSFSTUDIOS ortak yapımı. Çocuklar kadar yetişkinlerinde ilgiy le izlendiği dizi, kamuyu bilgilendirme görevini de sırtlanmış. Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile ortak yapılan projelere şimdi bir yenisi de ekleniyor. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile çocuklara güvenli internet ve internette nasıl zaman geçirmeleri gerektiği anlatılacak. 89 dakikalık animasyon filminin yönetmenliğini ise İSFSTUDIOS sahibi ve yapımcı İsmail Fidan üstleniyor. ‘Kedimi Gören Var mı?’ Ayça Warner’ın kaleme aldığı “Kedimi Gören Var mı?” oyunu sömestr tatilinde çocuklarla buluşuyor. Çağrı Şensoy ve Tuğçe Yolcu’nun yönettiği oyun, 5 yaş ve üstü çocukların interaktif katılımıyla ocak ayından itibaren Sahne Beşiktaş’ta olacak. Oyun, 26 Ocak ve 2 Şubat tarihlerinde gösterilecek. İnteraktif oyunda, çocuklar sahneye çıkarak bilim deneyi yapabilecek, hep beraber şarkı söyleyip, dans edebilecekler. Fransız Kemalist ile İstanbul’da söyleşi Kendini “Kemalist” olarak tanımlayan, “Le Peré Turc” (Türk Baba) başlıklı resimli romanın yazarı, Fransız senarist ve müzisyen Loulou Dedola, Bedri Baykam ile bir söyleşi yapmak üzere İstanbul’a geliyor. Piramid Sanat’ta yapılacak söyleşi, 30 Ocak günü 18.30’da başlayacak 21.00’e kadar devam edecek. Dedola söyleşide Kemalist düşünceyi benimseme nedenleri, Fransa’da ve dünyanın değişik yerlerinde Kemalizm ve Mustafa Kemal’i nasıl anlattığı ve Kemalist felsefenin 21. yüzyıl sorunlarına toplu bir çözüm getirdiğine olan inancı üzerine konuşacak. ‘9 Kere Leyla’ martta vizyonda Yeni haliyle beyazperdede “9 Kere Leyla” Yönetmen Ezel Akay tarafından çekilen “9 Kere Leyla”nın vizyon tarihi 27 Mart olarak açıklandı. Komedi filminde usta oyuncular Demet Akbağ ve Haluk Bilginer’in yanı sıra Elçin Sangu, Fırat Tanış ve Alican Yüce soy kadroda yer alıyor. “9 Kere Leyla”, zengin iş insanı Adem’in (Haluk Bilginer) sonlandırmak istediği evliliğinde eşi Leyla (Demet Akbağ) ile sevgilisi Nergis (Elçin Sangu) arasında kalışının eğlenceli hikâyesini anlatıyor. İstanbul Film Festivali ve Zurich Sigorta işbirliğiyle bu yıl “Asiye Nasıl Kurtulur” filmi restore edilecek. Festivalin Sinema Onur Ödülü’nü alacak olan Hümeyra’nın rol aldığı, Atıf Yılmaz’ın yönettiği 1987 yapımı “Asiye Nasıl Kurtulur”un restorasyonunu Atlas Post Production yapacak. Film, 1021 Nisan tarihlerinde yapılacak 39. İstanbul Film Festivali’nin “Dünden Bugüne Türk Klasikleri” bölümü kapsamında, yenilenmiş kopyasıyla gösterilecek. “Asiye Nasıl Kurtulur” [email protected] Ruşen Alkar ‘Hedi Hedi / Yavaş Yavaş’ (Kalan) Orkestra ettiği albüme bakacak olursak, Ruşen Alkar’ın Miles Davis’ten farkı yok. O da büyük usta gibi doğru insanları bulmakta, gözü kara riskler almakta, azgın sulara yelken açmakta mahir. 2015 tarihli ilk albümü “Sebr/ Sabır”ı Serdar Ateşer’in prodüktörlüğünde kaydetmişti. İkinci albüm “Hedi Hedi / Yavaş Yavaş”, ilki gibi bir ayağını gelenekten kaldırmayan, ama modernliğin sınırlarında gezinen bir çalışma olmakla birlikte bazı farklar içeriyor. Bu kez parçaları düzenleyen isim, prodüktör sandalyesinde oturan gitarcı Şevket Akıncı. Poprock, ambient, caz, çağdaş klasik, funk; hepsi şehirli Kürt müziğinin uydu su halinde bir gezegen sistemi; Kate Bush müziğinin masalsı pasajlarını anımsatırcasına mıknatıslı. Hem aydınlık hem karanlık; ama hep yüreği kabarık. İki Türkçe, dört Kürtçe beste, üç geleneksel formda olmak üzere toplam dokuz şarkıda yorumcu kimliğinin sınırlarını genişletmiş. İçerden dışarı bir duygu harekâtı başlatan, kendi kültü rüyle şarkılarda buluşan Ruşen, odaklandığı sesini çalgısal zenginliğin oyun bahçesine çıkarmış, çığlık çığlığa. Kolektif, topluluk müziğinin ne kadar güçlü olduğunu yeniden sergilemiş. Miles hayatta olsaydı trompetine “tek rakibim Ruşen” yazardı. Derya Çağlayan ‘Kül’ (Red Music) Ozan geleneğinin, semahların, halk müziğinin genç temsilcilerinden, kadın seslerinden Derya Çağlayan ilk albümünü 2015 yılında çıkarmıştı. “Gönlümün Mihmanı” adlı çalışmanın müzik direktörlüğünü Erdal Erzincan üstlenmişti. Derya fasıla vermeden hemen ertesi yıl, eşi Yener Bey ile yeni bir çalışmanın repertuvar hazırlıklarına girişmiş, müzik direktörü olarak da gözlerine bağlama ustası Barış Güney’i kestirmişlerdi. Derya’nın sesinin gücü ve derinliğinin dışında, Barış’ı ikna eden şey, bu repertuvarda bulunan parçaları sevmekle birlikte, bir kısmını da ilk defa duymuş ve ilginç bulmuş ve heyecanlanmış olmasıydı. Düzenlemeler için derhal kolları sıvayan Barış, zengin bir armoniye ve ezgi çeşitliliğine önem vererek mesai yapmış, bu işi son dönemde etnik müzik adı altında tek enstrüman la çalıp söylenen özelliksiz işlere benzemekten ustalıkla kurtarmıştı. Ortaya içinde üç yılın emeğini taşıyan dikkate değer bir çalışma çıkmıştı. Derya’nın zengin bir çalgı eşliğinde kaydedilen “Kül” albümü dokuz türküden oluşuyor. Eserlerde Perişan Güzel, Hüseyin Derdiçok, Aşık Maksudi, Kul Ahmet, Şah Hatayi, Nesimi ve Hamdullah Çelebi Hıdır Güç Dede imzaları bulunuyor. Yeni kuşaklardan iyi bir örnek dinlemek istiyorsanız... Ludovico Einaudi İstanbul’a geliyor İtalyan besteci ve piyanist Ludovico Einaudi, yeni turu kapsamında İstanbul’a geliyor. Dijital platformlarda 2 milyar dinlenmeyle klasik müzik alanında rekorlar kıran Einaudi, 2019’a damgasını vuran yeni projesi “Seven Days Walking” ile 31 Ocak akşamı Zorlu PSM’de müzikseverlerle buluşacak. Konserin biletleri passo.com.tr üzerinden satışta olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle