23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SÖYLEŞİ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 1325 OCAK 2020 CUMARTESİ Demet Işık, kadın hakları, laiklik, siyasal örgütlülük... denilince ulusal, uluslararası çatılar içinde.. aklına yatan, elinin yetişebildiği her yerde.. Sivas’ta insanların yanarak öldükleri otelin içindeki olayların ‘Çatır çatır’ çıkıştan yanakarabasan anılarının acıları dışında, yaşanmışlıkları acı tatlı yanları ile mizah katarak paylaşıyor.. Amor: Yerel yönetimler de muhatap alınmalı EZGİ KARDEŞ Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, hükümetin yanı sıra muhatap alınması gereken yeni paydaşlar olduğunu belirterek “TürkiyeAB ilişkilerinde yerel yönetimlerin ve belediye başkanlarının önemli bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda Türkiye’nin büyük bir bölümüne ev sahipliği yaptığı göçmenler konusundaki çabaları da gözden kaçmamalı. Bu nedenle bu ziyaretimde İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’le görüştüm. Onları da müzakere ve diyalog sürecine katkı vermeleri konusunda cesaretlendirdim” dedi. AB’nin yasama ve danışma organlarından AP yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, yaklaşık bir hafta süren temaslarının ardından dün İstanbul’da basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında, TürkiyeAB ilişkilerinin zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Amor, buna rağmen diyaloğa işaret etti. İki tarafta da zaman içerisinde oluşmuş “güven eksikliğinin” siyasi, ekonomik ve sosyal alanda çeşitli işbirlikleriyle aşılması gerektiğini anlattı. Yerel yönetimlerin önemine dikkat çeken Amor, Türkiye’nin darbe girişiminde yaşanan zorlukları atlattığını, artık reform döneminin açılması gerektiğini söyledi. Amor, “OHAL dönemi çok kutuplaştırıcı koşullar da yarattı. Şu soru önümüzde duruyor: Türkiye ne zaman normalleşecek. Türkiye reformları ne zaman hayata geçericek ve ABTürkiye ilişkileri nasıl bir ivme kazanacak?” dedi. Amor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen serbest bırakılmayan, Gezi Direnişi davasının tek tutuklu sanığı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için Ankara’ya çağrıda bulundu. Amor, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar, insan hakları ihlalleri ve muhalefet temsilcilerinin gözaltına alınmasının da Ankara tarafından “terörizmle” gerekçelendirilmesinin yaşanan en büyük sorunlardan biri olduğunu söyledi. Amor, “Temaslarım sırasında AB’nin neden YPG’yi terör örgütü olarak tanımadığı sorularıyla karşılaştım. Buna cevap olarak her fırsatta, bu problemin, Türkiye’de terörizmin tanımının çok geniş olmasından kaynakladığını düşündüğümü söylüyorum. Eğer sosyal medyadan Türkiye’nin Suriye operasyonunu eleştiren biriyle Akçakale’de bir eve havan topu atan birini aynı kefeye koyarsanız kimin gerçek terörist olduğunu tartışamaz hale geliriz. Böylece gerçek teröristleri de aklamış olursunuz” dedi. l İSTANBUL Demirtaş: Erdoğan benden şüpheleniyor HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi’ndeki tutukluluğuna ilişkin, “Erdoğan benden çok şüpheleniyor ve hatta korkuyor, son üç seçimdir beni cezaevinde tutarak kazanmaya çalıştı” dedi. Cezaevinden Fransız Le Point dergisinin sorularını yanıtlayan Demirtaş, sağlık durumuyla ilgili; mide, yemek borusu ve damarlarıyla ilgili ciddi sorunlar yaşadığını, cezaevinin sağlık sorunlarının artmasına yol açtığını söyledi. Demirtaş, kendisini “siyasi rehine” olarak tanımlamayarak, AİHM kararına rağmen tahliye edilmediğini belirtti. Demirtaş, “Erdoğan benden çok korkuyor, son üç seçimdir beni cezaevinde tutarak kazanmaya çalıştı. Ama beni cezaevinde tutmak ona kazandırmadı” dedi. Öte yandan, Demirtaş, HDP Ankara’da başlayan 3. olağan konferansına gönderdiği mesajda, cezaevindeyken resmi görevler üstlenmesinin mümkün olmadığını belirterek, adaylığının tartışılmamasını istedi. Demirtaş, mesajında “Biz Türkiye’nin bütün ezilenlerinin partisiyiz ve tüm sorunların diyalog yoluyla ve demokrasi içerisinde barışçıl çözümünden yanayız. Bunu da birlikte yaşam felsefesi ile hayata geçirmek istiyoruz. Nasıl ki aleyhimize kara propaganda yapanlar gece gündüz yalan ve iftiralarını tekrarlayıp duruyorsa, bizim de ilkelerimizi ve doğrularımızı aynı yoğunlukta tekrarlamamız gerekir” dedi. ‘Tuz buz olurlar’ Konferansta tonuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da iktidarın tiyatroda bir araya gelen kadınların dayanışmasından korktuğunu belirterek “Bu da onlara dert olsun. Çok değil, iki, üç tiyatro daha sahnelensin bunlar tuz gibi dağılacaklar bunun farkındayız” dedi. l İç Politika Demet Işık: Bugün Türkiye’de kadın, dinci akımların hedefi. Türk kadını, şeriatın kendisini kapatmak istediği, özgürlük, çağdaşlık ve insan olma kapılarını açık tutmak zorunda. Parti meclisinde ‘tek çiçek çok böcek’ Söyleşi için buluşmamızda ilk fotoğraflar için seçtiği yerden başlamak gerek.. Kocaman gözlerini açmış, kuşkusuz onur duyduğu bebeklik fotoğrafının önündeki aile fotoğraflarına dayalı anlatımından başlasak mı? “Ana tarafım ve baba tarafım Erzurumlu.. 17031708 baba tarafından İbrahim Hakkı hazretlerinin 7. göbek torunuyum.. 18. yüzyılda, Anadolu aydınlanmacısı, mütefekkir, astronom ve matematikçi bir Anadolu bilgini... “Kız çocukları mutlaka okutulacak. Aile içi evlenme olmayacak. Benlik saygısının yaratılmasına çok önem verilecek..” Koyduğu kurallar kuşaktan kuşağa geçmiş. Türkan Saylan Demet Işık Necla Arat Birnur Özümert Aysel Çelikel ÇYD Yönetimi 1991 Cumhuriyet Bayramı’nda. “Katolik, Müslüman fark etmez, din adına kadınlara aile planlamasının yasaklanması dayatmalarına şiddetle karşı çıkmamda etkisi olmaz mı? 24 yıl aralıksız ulusal ve uluslararası platformlarda kadın hakları adına aile planlaması çalışmalarının içinde aktif, sorumlu görevler almam bundandır. Siyasetin halk için kullanılmasını istiyorum. Parti örgütleri enstrüman, içlerinde, görüşlerinizi paylaşabilecekleriniz, çalışabileceklerinin arasında görev almak gerek. Beni uçak, gemi, tren, araba tutmaz. Beni düpedüz insan tutar. İn 2003’te Çankaya’ya, 2011’de CHP Ankara 1. bölge adayı oldu. Her ikisinde de veto yedi. san onuru, sağlığı, güveni, esenliği ilgilendirir. Siyaseti, sivil örgütçülüğü çalışma alanlarım olarak, bunun için seçtim. Kenarda duramam, hayatın seyircisi olamam. İçine karşmalıyım, görmeliyim, soluk almalıyım. Arşivciliği değil, yaşamayı seçtim, sevdim. Basketbolun, hentbolun hızını, futbolun golünü sevdim. me bürosunun en çalışkanı, hukukçu yetiştirmeye önem veren, karar yazmayı, dosya okumayı, Türkçeyi öğreten..” olarak tanımlıyor. Nusret Fişek ona göre doktora babası, “Gerçeği ara, ısrarla ara, iktidarların yalanlarına kanma..” öğütleri kulağına küpe. Yaşamın hiçbir alanında seyirci kal CHP’liyim, Fenerbahçeliyim, kadınlarla çalışırım, kadın dayanışmacıyım..” Demet Işık’ın çocukluğu ve gençli mama dürtüleriyle, gerçek devrimci sağlıkçıların halkçı sağlık hizmetlerine katkılarını yakından izlemekle kalmıyor, ği Ankara’da geçmiş. Dört kardeşi, akıllı elinden gelen katkıları esirgemiyor. Sıt bir anne ile üç kız çocuğunu daha büyü ma, tüberkülozdaki başarıların altını çi ten, eğiten, evlendiren duruşu ile onur ziyor. 1960 ihtilalinde 555K, sokak ey lanıyor. Eğitiminde, Atatürk’ün, kadın lemlerinin uzağında kalabilmesi bekle devriminin güzel kadınla nebilecek bir durum değil. rından, öğrettiklerinden ve Doktora çalışmasının kav katkılarından söz ediyor. ram endeksli sağlık kav “Biz Cumhuriyetin mahru ramları, halk sağlığı olma miyet içinde olduğu yıllar sı raslantı değil. Nusret Fi da, on para ödemeden, pa şek, halk sağlığı hizmetle rasız yirmi sene okuduk, rinde öne çıkan bilim in öğretmenlerimizin yönlen sanlarının hayranı ola dirmesiyle tiyatro, sine rak, yüzde 95’i erkek olan maya gittik. Çocuk şenli lar arasında tamamlar ği olan bir mahallede büyü Demet Işık Rüçhan Işık ken, “kadın gelişecek, öz düm. Bahçeler meyve ağaç gençlik yıllarında. gürleşecek, dünyayı yöne larıyla doluydu. Her mevsi tecek.. İdeolojik aidiyetle min çiçekleri, aylarla kalmayan kar var seçmeni, halkı ikna etme, kutuplaşmayı dı. Kızerkek ayırımı bilmedik, özgür ve azaltma vizyonlarını..” unutmuyor. güvenli yetiştik. Sokakta yarışmayı, hak Humeyni’nin kadınları sokağa çıka kaniyeti, eşitliği, eğlenmeyi, gülmeyi öğ rarak ideolojisini yaydığı gerçeğini, yeri rendik..” diyor. gelmiş olarak anımsatıyor. İdeolojik cid Okuduğu üniversitenin, hukuk eğiti diyetin seçmeni, halkı ikna etmeye yet minin yaşamına çok şeyler kattığına ina mediğini, kutuplaşma azalsa da günlük nıyor. Devlette hukukçu olarak 25 yıl ça hayatın getirdiklerinin kadınlar tarafın lışmış. Danıştay’dan sonra, son Başba dan da değerlendirilmesinin gereğinin kanlık Çevre Müsteşarlığı’ndan birinci altını çiziyor. Kadınların eğitimde, sağ dereceden emekli olmuş. Para isteyeme lıkta kendi yaşamlarını zayıflatacak si yeceği için ücretli avukatlık yapamaya yasi kararlardan kaygılarının altını çizi cağını düşünmüş. Yaşamında en büyük yor. Köyde, merada, evde, ormanda ko şansını, ülkenin ustalarıyla karşılaşmak ruyucu bir kadın gücünün varlığından olarak görüyor. Danıştay’da ilk açılan sı yola çıkarak, kentlerde de kadınlar için navı birincilikle kazanmış. İlk ustası ola yeni direnme yollarının, gücünün aran rak gördüğü Avni Givda’yı “dilci, tercü ması çalışmalarına, örgütlülüklere yö nelmeden sözü açıyor.. Demet Işık, tarih sırası ile vermek söz konusu olamayacağına göre, gücünün yettiğince bulaştığı örgütlenmelerden, örneklere geçiş yapıyor.. BİRKAP, KA.DER, Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü, CEDAV (kadınlara karşı her tür ayrımcılığın önlenmesi BM sözleşmesi), Çevre ve Kadın Evi.. ideolojilerin ve siyasi aidiyetlerin ortaya konmadığı, konuşulmadığı kentlere dönük serbest kürsüler, birliktelikler. Kent Kadınları Örgütlenmeleri Kadın birlikteliğinde onlarca, dönemin ruhuna, siyasal gelişmelerine göre de şekillenen, öne çıkan, uzun soluklu ya da bir gündeme dönük çok etkin örgütlenmeler içinden çalıştıklarının isimlerini saymanın bile yanıltıcı olabileceğini düşünüyor. Alan çalışmalarının öne çıkan sorunlarla da bağlantılı olarak, yeni örgütlenmeler ağına gereksinim yaratmakta olduğuna işaret ediyor. Sorunlara odaklandıkça, bir yeni proje, çalışmada dayanışma gereksiniminin kendiliğinden çıkacağına inanıyor. Kadın cinayetlerinde iki temel yapıya varıldığından örnekleme ile “Öldürmeye karar veren aile meclisi oluyor. Temelde ensest ilişkiler de var. CEDAV çalışmalarının gelişmekte olan ülkeler deneyimlerinden çıkarımlarla da örnekler verirken, Anadolu’daki kadınların tek başlarına veya toplu olarak BM’ye doğrudan başvurabilme sorunlarına işaret ediyor. Sosyalist Enternasyonal öğretilerinde aktarımlar yapıyor. Kadını eve kapatarak haklarının bilincine varmasının engellenmesi sorunlarının altını çiziyor. Dünyadaki ve siyasetteki kadınların, erkek baskısı altında olduklarının, ekonomik ve sosyal baskılar altında yaşadıklarının çarpıcı sonuçlarını aktarıyor. Sivas Katliamı tanıklıkları Anlatması, dinlemesi en zor olanları. Bilmiyorum aralarında ne kadarı ile konuşabildiler, ya da ne kadarını paylaşabildiler. Çünkü kendi adıma dönemin ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) Türkiye Direktörü Prof. Rüçhan Işık’a bugüne kadar tek soru soramadım. Kendisini de ilk kez bu söyleşi için dinlemek istedim. Galiba da açtığım yaralar nedeniyle fazlasıyla pişmanlık duydum. Hani hiç kapanmayan, kapanamayacak yaralar, tanıklıklar vardır ya.. Onlardan olduğu için.. Sizlerle paylaşmak zorunda olduklarım kadarı ile aktarmaya çalışacağım.. Öncelikle olayın, katliamın yaşandığı günün sabahı Ankara’da eşi Prof. Rüçhan Işık ile, ILO bağlantılı düzenlenmiş bir resmi toplantıdaydık. Telefonlar geldi, telaşla birkaç kez girdi, çıktı. Sonrasında güvenli haber aldığına inandırılmış olmalı ki, birkaç cümle ile cuma namazı sonrası toplanmaları, öncesi Sivas’ta estirilen terör havasının içeriğini özetleyiverdi. Askeri, yeterli güvenlik önlemleri sözü de verilmişti. Ancak yaptığımız toplantının da tadı tuzu kalmamıştı. Ben bir başka tarihte yeniden toplanılması önerisi ile kesilmesini önerdim. Rüçhan Hoca, teşekkür etti. Ayrılıp ilk uçakla İstanbul’a döndüm. Doğal olarak hemen televizyonu açmıştım ki.. Otel yangını ile, Aziz Nesin’in merdivenlerden indirilişinin vahim görüntüleriyle yüzleştim.. Sonrasıyla duyarlılıklarınız, izleyebildiklerinizin, edinebildiğiniz bilgilerin ışığında yargılarınız olmalı. Evlerine söyleşi için gittiğimde çok sevdiğim, yıllardır tanıdığım Sevgili Hocamız Rüçhan Işık’ın saygı gereği de olsa evde bulunmamak üzere, beni kapıda selamlayıp öpmesinin ardından evi terk etmesinin tedirginliğini yaşadım.. Gerçek çok büyük bir provokasyondur. Demet Işık, sevgili, yürekli Demet Işık ise, bir ömür yoğun kadın hareketi, siyasi hareket, laik Cumhuriyet savaşımı anılarını keyifli, esprili anlatıp durduktan sonra, sıra Sivas anılarına gelince, yüzünün rengi değişti. Ayrıntıları paylaşmanın doğru olamayacağı sonucuna varmam, hiç kapanmayacak yaraları deşmiş olmaktan pişmanlık duymam bir yana, onun tek özel bir istekte bulunmamış olsa da, yazabileceklerime ilişkin hiçbir uyarıda bulunmamış olmasından da daha fazla tedirgin oldum. İster istemez, ölümünden birkaç ay önce Cumhuriyet’in 7 Mayıs etkinliğine katılan Aziz Nesin, sevgili Aziz Ağabey’in onca yaşam birikimi üzerine, yüzündeki, gözlerindeki acının geçmemiş olmasına takılmam karşısında, “Çok haklısın Sivas Katliamı’nı, üzerime kalan sorumluluk acısını hiç atamadım” demesi ile birkaç ay sonrasında da beklenmedik bir kalp krizi ile kaybedişimizle sarsılmıştım. Demet Işık, “O kadar haksız bir damgalama, suçlamanın altında kaldı. O kadar masumdu ki.. İnanmayacaksın ama parktaki konuşmasında değil tahrikçi olmak, mizahçı kimliği ile uyumlu saz çalan gençlere, ‘Sizi siyaha boyanmış sazlarla çalarken görmek istemiyorum. Siz çok özel, kendilerine özgü inançları, felsefe derinliği olanların içindensiniz. Toplumsal kültürünüzün, birikiminin hakkını verin’ anlamında birleştirici, yumuşatıcı bir konuşma yapmıştı. Gerçek, çok büyük bir provokasyonla, bir devletin kendi halkını nasıl yaktığının gerçek leriyle yüzleştik. Ülkenin şeriata karşı direnen insanlarının hedef tahtasına alındığı bir dizi plan, proje, provokasyon üst üste uygulamaya sokulmuştu.. ” dedi. Demet Işık’ın anılarından paylaşmayı seçtiğim özet bilgiye geçersek.. Hâlâ siyasetin, toplumsal örgütlenmelerin her türünde görev almış, deneyimli, birikimli bir kişi olarak oradan en çok kurtarmak istediği gençlerin öncelikli kurtarılamamasında, gösterdiği tüm çabaların işe yaramamasından hâlâ hayıflanmakta olduğunun altını çizmeliyim. Saldırı, protesto gösterilerine göz yumula yumula, bilinçli kaydedilmiş aşamaların kanıtları ile anlattıkları bir yana..Senaryoların sert protestolardan, otel kuşatmasına, yangına çevrilmesi evrelerindeki katliam boyutlarını en aza indirebilecek, en aklı başında yapılabilecekler üzerinden gelişmeler birbirinden isyan ettirici. Hâlâ en çok yangını öngöremeyip, korunma adına yukarıya çıkmakta direnen gençleri ikna edemeyip aşağıdan kaçışa, Türkİslam sentezli bir karargâh olsa da yandaki binaya gönderememenin hayıflanmasında. Elbette yanmaları bedduaları arasında da olsa, içerden insani değerleri kalmışlar sayesinde kabul edilen gençlerin kurtarılmasından hoşnut, kendisi üst kattan uzatılan çivili sopa ile kayarak kurtulduğu için, uzun yıllar iltihaplı yara bere tedavisi de görmüş.. Gerisini ilk kurtuldukları günlerin birkaç cümlelik açıklama haberlerinden Cumhuriyet’te yayımlanmış olanlara, savunma haberleri ile Mustafa Ekmekçi’nin köşesinden birkaç cümleye bırakmak gerekli..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle