28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
FEDOR DÖNDÜ İnsansı robot Fedor, uzayda görevini tamamlayarak Rus yapımı uzay aracıyla dünyaya döndü. Rusya Federal Uzay Ajansı’nın açıklamasına göre deney, gıda, ilaç ve ihtiyaç malzemelerinin yanı sıra Skybot F850 model insansı robotu taşıyan soyuz uzay kapsülü Kazakistan’a iniş yaptı. l AA SAYISAL LOTO 3, 4, 11, 15, 16, 30 6 BİLEN:1.880.114,85 TL (1 kişi) 5 BİLEN: 7.031,40 TL 4 BİLEN: 85,65 TL 3 BİLEN: 12,05 TL 8 EYLÜL 2019 PAZAR EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Amazon için anlaşma Devlet başkanları yerli kabilelerle görüştü. Sanal hatıralarBilim insanları, depolanan ve geri çağrılan yapay bir hafıza üretti BOLSONARO VİDEO KONFERANSLA KATILDI Ivan Duque EVO MORALES İyi niyet YETMEZ Kolombiya’da Amazonlardaki yangınlar için düzenlenen zirvede, ormanları koruma anlaşması imzalandı. BBC’nin haberine göre, Leticia kentinde düzenlenen bir günlük zirveye Bolivya, Kolombiya, Ekvador, Guyana, Peru ve Surinam’ın devlet başkanları bizzat katılırken ameliyat olmaya hazırlanan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, video konferans yoluyla katıldı. Zirveye katılan ülkeler, Amazon Nehir havzasını koruma önlemleri kapsamında, felaket müdahale ağı, uydu gözlemi kurma konusunda anlaştı. Liderler, ayrıca ağaçlandırmının artırılması ve Amazon yerlilerinin ormanları korumadaki rollerinin artırılması konu sunda mutabakata vardı. Kolombiya Devlet Başka nı Ivan Duque, zirvenin Amazon hazinesini paylaşan devletler için bir koordinasyon mekanizması olacağını belirtti. Peru Devlet Başkanı Martin Vizcarra da Amazonlar konusunda sadece iyi niyetin yeterli olmadığını, harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE), dünyanın en büyük yağmur ormanlarının bulunduğu Brezilya’da, bir yılda 72 bin orman yangını çıktığını açıklamıştı. INPE verilerine göre, ülkedeki orman yangınları son 6 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Yangın sayısında geçen yıla oranla yüzde 83 artış oldu. l AA Bahamalar’da ölü sayısı ‘ADRATHAACDAAK’ 43’e yükseldi Dorian kasırgasının büyük hasara yol açtığı Bahamalar’da hayatını kaybedenlerin sayısı 43’e yükseldi. Yetkililer ölü sayısının daha da artmasından endişe ediyor. Kasırga sonucu büyük hasarın meydana geldiği yolların, çalışmalara engel olduğu Abaco ve Grand Bahama adalarında yaklaşık 70 bin kişinin yardıma ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Başbakanlık Sözcüsü Erica Wells Cox, “Resmi rakamlara göre 43 ölü var. Bu sayının önemli ölçüde artması bekleniyor” dedi. Kayıp akrabalarını arayan bir kadın ise “Sadece beklemek bizi derinden incitiyor, ne yapacağımızı bilmiyoruz, aynı zamanda çaresiz hissediyor ve korkuyoruz” ifadelerini kullandı. l İHA YANGIN SEZONU AÇILDI aAvcuilstdraulyrua’mda Avustralya’da, Yeni Güney Galler (NSW) ve Queensland eyaletlerinde yangınlar nedeniyle 21 ev kullanılamaz hale geldi ve acil durum ilan edildi. NSW ve Queensland itfaiyelerinden yapılan açıklamaya göre önceki gün 100’den fazla alanda başlayan ve 51 noktada halen devam eden orman yangınlarında 21 evin yandığı, binlerce kişinin de tahliye edildiği bildirildi. Yangınların devam ettiği iki eyalette de acil durum ilan edilirken, gelecek 7 gün boyunca yağmur beklenmeyen bölgelerde yaşayanların, uyarıları dikkate almaları istendi. NWS Başbakanı Gladys Berejiklian, “korkunç bir orman yangını sezonunu” beklediklerini duyurdu. Avustralya’yı etkisi altına alan kuraklık ve etkili olan rüzgârlar yangınlarla mücadeleyi güçleştiriyor. Victoria eyaletinde 7 Şubat 2019’daki yangında 173 kişi hayatını kaybetmiş, 414 kişi de yaralanmıştı. l AA Gbiirzkeumrbliahnadstaahlıağa ABD’de elektronik sigaraya bağlı olduğu tahmin edilen bir akciğer hastalığından bir kişinin daha öldüğü açıklandı. Oregon eyaletinde Temmuz ayında öldüğü açıklanan bu kişinin yasal olarak esrar satılan bir dükkanda elektronik sigara denedikten sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Illinois eyaletinde bir kişi benzer bir şekilde hayatını kaybetmişti. Yetkililer, ülke genelinde elektronik sigaradan kaynakladığı düşünülen ve Haziran sonunda görülmeye başlanan “gizemli hastalıkla” ilgili 22 eyalette 200 kadar vakanın araştırıldığını söylüyor. Ölüme neden olan maddenin tespiti için elektronik sigara sıvılarından alınan örnekler laboratuvarlarda inceleniyor. l BBC Kişisel etkileşimlerimiz sayesinde dünyayı öğreniyoruz ve bu deneyimlerle ilgili hatıralarımız, davranışlarımızı şekillendirip yönlendirmemize yardımcı oluyor. Bu açıdan tecrübe ve hafıza, tartışma götürmeyecek şekilde birbiriyle bağlantılı. Ancak son dönemde yapay belleğin oluşumu üzerine yapılan bir araştırma, bunun böyle olmayabileceğini gösteriyor. Laboratuvar hayvanlarının beyin devrelerini haritalandırıp belirli reseptörleri uyaran araştırmacılar “doğal belleği” tersine çevirdiler. Bunu yaparak doğal olandan ayırt edilemeyecek şekilde depolanan ve geri çağrılan “yapay bir hafıza” meydana getirdiler. Toronto ve Boston üniversitelerinden bir grup bilim insanının çalışmaları Nature dergisinde yayımlandı. Kimliğimizi, kişisel deneyimlerimizin oluşturduğunu düşünecek olursak, bu çalışma oldukça dikkat çekici, çünkü bu, beyindeki belirli devreleri manipüle ederek gerçek deneyimin yokluğunda da “sanal bir hafıza” oluşturulabileceğini gösteri yor. Çalışma aynı zamanda, normalde spesifik deneyimlere cevap veren beyin devrelerinin yapay olarak uyarılabildiğini ve yapay bir bellekte birbirine bağlanabileceğini de gösteriyor. Araştırma, hatıraların beyinde nasıl oluştuğuna dair temel bir anlayış sağlıyor ve hafızanın transferini, gelişimini ve silinmesini içeren bir hafıza manipülasyonunun mümkün olduğunu ispatlıyor; bu çabalar, bellek yetersizliğiyle mücadele edenlerden travmatik hatıralara sahip insanlara kadar geniş bir yelpazede birçok insanı etkileyebileceğini gözler önüne seriyor. Uzun zamandır, beyinde hatıraların nasıl oluştuğu ve beyindeki hangi fiziksel değişikliklerin oluşumlarına eşlik ettiği tam bir gizemdi. Bu çalışma da, yeni bir belleğe yol açan belirli beyin bölgelerinin elektriksel olarak uyarılmasının, bazolateral amigdala adı verilen bir alan da dahil olmak üzere, bellek oluşumunda yer aldığı bilinen diğer beyin bölgelerini de harekete geçirdiği tespit edildi. Sinir hücreleri birbirleriyle, beyindeki sinirsel bağlantılarla, sinaps adı verilen “kavşaklarla” iletişim kurduğundan, sinaptik aktivitedeki değişikliklerin anıların oluşumunu hesaba katacağı varsayıldı. Belleği araştırma ve onu değiştirme çabaları son yıllarda hızlı ilerleyen bir alan. Örneğin ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı’nın (DARPA) desteğiyle, insan beynindeki hafıza merkezinin elektriksel stimü lasyonuyla (dürtüyle) hafızanın oluşumunu artırmak ve hatırlamak için tasarlanan bir “hafıza protezi” geliştirilmişti. Bu çabaların altında yatan meşru sebepler var. Bazı insanlar, kaybolan veya kısmen kaybedilen hatıraları kurtarmayı isteyebilir. Travma sonrası stres bozukluğu veya kronik ağrıdan mustarip olanlar gibi diğer hastalar da onları silmeye çalışarak travmatik hatıralarından kurtulmayı isteyebilir. Yapay hatıralar oluşturmak, bizi hatıraların nasıl oluştuğunu öğrenmeye ve sonuçta Alzheimer gibi amansız hastalıkları anlamamıza ve tedavi etmemize yardımcı olabilir. Teknoloji ve stratejiler geliştikçe insan belleğini manipüle etme olasılığının arttığını söylemek de mümkün. Bu bizi distopik bir dünyaya götürür mü? İşte bunun cevabını zaman gösterecek. Derleyen: Batuhan Sarıcan https://www.scientificamerican.com/article/asuccessfulartificialmemoryhasbeencreated/ Gözde bulunan bakterilerin koruyucu etkileri var, antibiyotiklere dikkat Hepsidüşmandeğil Kayuıtsuıp ağırlığında dev kuş   Avrupa’da yaklaşık 1.7 milyon yıl önce, 450 kilogram ağırlığında, uçamayan bir kuş türünün yaşadığı ortaya çıktı.  Bilim insanları, Madagaskar gibi bölgelerde dev kuşlara ait fosilleri bulmuşlardı ancak bu muazzam boyuttaki kuşların Avrupa’da yaşayıp yaşamadığı belirsizdi. Rusya Bilimler Akademisi’nden Nikita Zelenkov ve meslektaşlarının Karadeniz yakınlarındaki bir mağarada buldukları kalça kemiğinden elde ettikleri yeni bulgular bu konuya açıklık getiriyor. Fosilin bilinen kuş türlerinden Pachystruthio dmanisensis’e ait olduğu tespit edildi, fakat bu kuş türünün düşünüldüğünden daha büyük olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, Pachystruthio’nun boyunun omuz seviyesinde 3.5 metre olduğunu ve yetişkin bir kutup ayısı kadar ağır olduğunu tahmin ediyor. Bulgular, Pachystruthio’nun bilinen en büyük kuşlardan biri ve kuzey yarımkürede bu boyutlardaki tek kuş türü olduğuna işaret ediyor. Bu türün, devekuşlarınınkine benzer ince ve uzun bir kalça kemiğine sahip olması iyi bir koşucu olduğunu düşündürüyor. Bilim insanları kuşun çevikliğinin, kılıç dişli kediler gibi yırtıcılardan kaçmasına yardım etmiş olabileceğini ifade ediyor. https://www.nature.com/articles/ d41586019019969  Avustralya’nın yaban kedileri Minik, tüylü katiller Avustralya’da sayıları milyonları bulan yaban kedilerinin yemek mönüsünde kıtanın diğer memeli türleri önemli bir yer tutuyor. Charles Darwin Üniversitesi’nden Brett Murphy ve meslektaşlarının yaptığı çalışmada, kedilere av olan memelilerin toplam sayısını tahmin edebilmek için kedilerin dışkı ve midesindeki memeli kalıntılarını incelendi. Verilere göre, yabani kediler her yıl 815 milyon me meliyi öldürüyor ve kedilere av olan bu memelilerin yüzde 56’sını yerli türler oluşturuyor. Avustralya’da arazi temizleme çalışmaları nedeniyle her yıl yaklaşık 2 milyon memeli nin yok olduğu düşünüldüğünde kedilerin avladığı memeli sayısının oldukça fazla olduğu görülüyor. Araştırmacılar, beslenme açısından ihtiyaçları olmasa bile evcil kedilerin de yılda yaklaşık 180 milyon memeliyi öldürdüğünü belirtiyor. Evcil kedilerin hedefi olan bu türler, kentsel alanlarda yaşayan ve ağırlıklı olarak kıtanın yerlisi olmayan memeliler. https://www.nature.com/articles/ d4158601902001z  EN ESKİ 10 OYUN KONSOLU 1) Magnavox Odyssey (1972, 99$, 101 milyon adet) 2) Atari Pong (1975, 79,95$, 35 milyon) 3) Nintendo Color TVGame (1977, 400$, 3 milyon) 4) Atari 7800 (1986, 139$, 8 milyon) 5) Sega Genesis (1988, 189,99$, 30,7 milyon) 6) Sony PlayStation (1994, 300$, 102,4 milyon) 7) Nintendo 64 (1996, 199,99$, 32,9 milyon) 8) Sega Dreamcast (1998, 199,99$, 9,1 milyon) 9) Microsoft Xbox 360 (2005, 299$, 83,7 milyon) 10) Nintendo Wii (2006, 249,99$, 101,6 milyon) Kaynak: Oldest.org Yakın zamanda yayımlanan bir çalışmada gözde bulunan bakterilerin bağışıklıkta koruyucu etkilerinin olduğu gösterildi. Bu bulgunun ışığında bilim insanları, gelecekte gözdeki bakterileri kullanarak çeşitli göz hastalıklarını tedavi etmeyi planlıyor. Göz yüzeyinde 4 cins bakteri, buna ilave olarak da yüzde 65’inde TTV adlı bir virüs tespit edildi. Göze faydalı olan bu bakterilerin varlığı dikkate alındığında hekimlerin antibiyotik reçetesi yazarken bir kez daha düşünmesi gerekebilir. Amerika’da 340 binden fazla hastayla yapılan güncel bir çalışmada, göz enfeksiyonlarının büyük kısmının virüs kaynaklı olduğu ve antibiyotik tedavisi yapılmaması gerektiği ancak doktorların hastaların yüzde 60’ına antibiyotik tedavisi uyguladığı gözlemlendi. Üstelik bakteri kaynaklı göz enfeksiyonlarında da hiçbir şey yapılmadığı takdirde 710 gün içerisinde şikâyetlerin kendiliğinden yok olduğu görüldü. 3 reçeteden biri Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği’ne (KLİMİK) göre Türkiye’de verilen her 3 reçeteden 1’i antibiyotik içeriyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise antibiyotik kullanımında Avrupa ülkeleri arasında birinci sıradayız. Ayrıca OECD ülkeleri arasında da antibiyotik kullanımı en fazla olan Türkiye, antibiyotik direnci en fazla görülen ülkeler içinde de birinci sırada. Gereksiz veya aşırı antibiyotik kullanımının vücut mikrobiyona zarar verdiği gerçeği aşina olduğumuz bir bilgiyken bu korkutucu istatistikleri göz sağlığı açısından dikkate almak gerekiyor. Gözde yaşayan mikroorganizmalar, son yıllarda daha fazla araştırılıyor. Örneğin, gözde bulunan C. mast adlı bir bakterinin bağışıklık hücrelerini uyardığı ve bu hücrelerin mikrop karşıtı faktörleri gözyaşı yoluyla salgılamaya teşvik ettiği de saptandı. Bu bulguların ışığında bilim insanlarının gelecekte göz ve optometri doktorlarıyla işbirliği içinde çalışarak sağlıklı veya hasta olan bireylerin göz mikrobiyomunu analiz etmesi ve bu analizin sonucunda hangi bakterilerin var olduğunu tespit ederek buna uygun antibiyotiklerin reçetelendirilmesi hedefleniyor. Böylelikle geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması engellenecek ve tedavi sürecinde göze faydalı bakterilerin korunması sağlanacak. Gelecekte hastalığa yol açan bakterilerin antibiyotikle öldürülmesinden ziyade yararlı bakterileri besleyici bir “probiyotik göz damlası” muhtemel bir tedavi yöntemi olabilir. Belki de bir gün içi bakteri dolu probiyotik sıvılarla kuru gözlerimizi iyileştirebiliriz. Böylelikle sürekli dışarıdan gözyaşı takviyesine bağlı kalmak yerine, bakterilerin gözlerimizi mütemadiyen nemli tutacak kimyasallar salgılamalarını sağlayabiliriz. Derleyen: Yağmur Kan https://www.livescience.com/65774bacterialiveoneye.html?utmsource=lsnewsletter&utm medium=email&utmcampaign=20190622ls ELEKTRONİK SİGARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle