27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 8 EYLÜL 2019 PAZAR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür Anna Laudel’in yeni sezonunu açan sergi, 20 Ekim’e kadar görülebilir ‘İntergalaktik’ uzaya göç ettiriyor Sergi, insanlığın dünyada inşa ettiği sosyokültürel yapıların gezegen dışına olası bir göç durumunda nasıl etkileneceğine odaklanıyor. Anna Laudel, yeni sezonunu “İntergalaktik” sergi siyle açtı. İpek Yeğinsü küratörlüğündeki sergi, farklı teknik ve kavram ORHUN ATMIŞ sal yaklaşımlara sahip 12 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. “İntergalaktik” 20 Ekim’e kadar ziyaret edilebiliyor. Sergide eserleri bulunan sanatçılar şöyle: Beyza Boynudelik, Şafak Çatalbaş, Alper Derinboğaz, Emin Mete Erdo ğan, Horasan, Ekin Su Koç, Ali Mi harbi, Ali İbrahim Öcal, Özcan Sa raç, Meltem Sırtıkara, Merve Şendil ? ve İrem Tok?. Anna Laudel’in tüm katlarına ya yılan sergi, insanlığın dünyada in şa ettiği sosyokültürel yapıların ge zegen dışına olası bir göç durumun da nasıl etkileneceğine odaklanıyor ve bunu yaparken geçmiş ile gele cek gibi güncel kavramsal ikilemle re yönelik bağımsız bir tartışma ala (Solda) Alper Derinboğaz Çelik Strüktür, 2018. (Sağda) Beyza Boynudelik Habitat 1, 2019. nı açıyor. Konuşmalar ve turlar Sergi açılışında konuşan küratör Yeğinsu, ilk olarak “İntergalaktik”in oluşum sürecini anlattı. Yeğinsu, “Beyza Boynudelik ve Meltem Sırtıkara ile birlikte bir şeyler yapmaya karar verdik. Hepimizi ilgilendiren hangi konular var diye sorduğumuz da ise benim de çok uzun yıllardır ilgilendiğim uzayda olabilecek alternatif yaşamlar meselesi ortaya çıktı” diye konuştu. Daha sonra konuyla ilgili istekli olabilecek, sergide işlerini kullanabilecekleri sanatçılarla irtibata geçilmiş. Yeğinsu, işlerin büyük bir kısmının “İntergalaktik” sergisi için üretildiğini de ifade etti. Küratör Yeğinsu, serginin konusu Meltem Sırtıkara Bilincin Optik Yanılgısı, 2019. nu ise şu sözlerle anlattı: “İklim değişikliği, gıda ve su kaynaklarının tüketimiyle ilgili olarak endişe içerisindeyiz genel olarak. Bir tarafımız teknolojik gelişmeler, doğa katliamı vs. derken çok distopik senaryolar kurma eğiliminde; gelecekte dünyada insan kalmayacak, başka gezegenlere gidip oralarda koloniler kurmak zorundayız gibi senaryolar var. Bir tarafımız ise topraksız tarım, güneş enerjisi gibi teknolojik gelişmeleri örnek gestererek daha ütopik ve iyimser oluyor. Sanatçılar da bu düşünceler üzerinden senaryolar ürettiler.” Sergi kapsamında ayrıca aralarında sanatçı konuşmaları ve küratörlü sergi turlarının yer aldığı bir dizi etkinlik düzenlenecek. Program takvimine A? nna Laudel?’in internet sayfası ve sosyal medya kanallarından ulaşılabilecek. Adres: ?Bankalar Caddesi 10 Karaköy, Beyoğlu 34421 İstanbul. 6. Barış ve Sevgi Buluşmaları bitiyor Beylikdüzü 6. Barış ve Sevgi Buluşmaları bugün sona eriyor. Festivalin son gününde saat 15.00’te yapılacak Listesiz Kitap Mezatı’nın ardından, saat 17.00’de Ümit Nar moderatörlüğünde başlayacak olan Sahaf Söyleşileri’nin konuğu Buket Uzuner olacak. Festival boyunca yoğun ilgi gören Yekta Kopan moderatörlüğünde Çardak Altı Sohbetleri ise son gününde, yine saat 19.00’da yine “Umut” temasıyla yapılacak. Sohbetin konukları Arda Coşkun, İhsan Bayülken ve Lale Orta “Umut ve Spor”u konuşacak. Çardak Altı Sohbetleri’nin hemen ardından ise sevilen şarkıcı Edis sahneye çıkacak. 2 bin 200 yıllık masklar ortaya çıktı Muğla’nın Yatağan ilçesinde bulunan Stratonikeia antik kentindeki antik tiyatroda yürütülen kazı çalışmalarında, 2 bin 200 yıllık olduğu tahmin edilen ve o dönemdeki farklı kültürden insanlar ile mitolojik tanrıların mermer bloklarına işlendiği 17 mask gün yüzüne çıkarıldı. Kazı başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Bizim gün yüzüne çıkardığımız masklar biraz farklı. Farklı kültürlere ve inançlara ait pek çok tanrı ve tanrıçalarla, insanlara ait betimlemeler var. Olağandan kabarık olarak betimlenmiş.” l AA Engelsiz filmler çocuklarla buluştu Turkcell, Engelsiz Eğitim Programı kapsamında İstanbul Ayazağa’daki Turkcell Platinum Park’ta bir çocuk şenliği düzenledi. İşitme engelliler için hazırlanan işaret dili, ayrıntılı altyazı ve görme engelliler için Hayal Ortağım uygulaması kapsamında sunulan sesli betimleme teknolojisiyle, 70 görme ve işitme engelli çocuk, engelsiz çizgi film mutluluğu yaşadı. Sinema şenliğine katılan çocuklar, doğanın içinde kendileri için özel hazırlanan çeşitli aktivitelere katılıp oyunlar oynadıktan sonra “Sevimli Ejderha Kokonat: Ormanda Şenlik” çizgi filmini izledi. l İHA Ulusal ve belgesel44. Toronto ULUSLARARASI FİLM Festivali’nden notlar : başlangıç... İlk Toronto Festivaller Festivali’ni 1976 yılında hazırlayan ekipten işbaşında kimse kalmamış artık. Kimi bırakmış, kimi emekli olmuş, kimi de öbür dünyaya göçmüş. On yıldan bu yana etkinliğin ikinci adamı olan Cameron Bailey, festivalin çizgisini belirleyen sanat yönetmenliği koltuğunda şimdi. Birlikte çalıştığı, gençleşmiş yeni ekip, alabildiğine heyecanlı, girişken, donanımlı... Seçici kadrosundaki kadınerkek eşitliği konusunda ibre öte yana kaymış bile, yaş ortalaması da iyiden iyiye düşmüş; ancak geçmişine sahip çıkan devamlılık prensibinden taviz verilmemiş. Bir devrimden çok, ince dengeleri korumaya, etkinliğin temelindeki sinefil niteliğine sahip çıkmaya özen gösteren bir evrim sürecinin ilk basamağındayız henüz... Simgesel başlangıç... Perşembe akşamı izlenen açılış filmi “Once Were Brothers: Robbie Robertson and The Band” ilk kez ulusal ve belgesel nitelikli bir çalışma. 26 yaşındaki Kanadalı genç yönetmen Daniel Roher, ünü 1980’lerde ülkesinin sınırlarını aşan müzik grubunu, eski görüntüler ve yeni söyleşiler eşliğinde tanıtıyor. Sıcak, içtenlikli belgesel sinema diliyle, o dönemi yeniden yaşatıyor. Gerçi filme katkıda bulunan Martin Scorsese var, ama uzun zamandan bu yana ilk kez, açılış gecesi kır Cameron Bailey mızı halıda Hollywood yıldızları boy göstermiyor... Belgesel sinemaya verilen önem yanında, festivalin Kanada sinemasını destekleyen ulusal kimliğini de öne çıkaran bu başlangıç, son 20 yıl içinde gelişen “Hollywood vitrini” olma eğilimini bir noktada dizginlemeye yönelik simgesel bir seçim kuşkusuz... Üstelik, açılış filminin yönetmeni genç, ama kadın bile değil! Halbuki, sayısal veriler, 84 ülkeden gelen 333 filmin yer aldığı seçkilerde kadın yönetmenlerin yüzde 36 oranına ulaştığını göstermekte... Cannes ve Venedik festivallerinde gündeme gelen gereksiz, hatta yanlış polemiklerden sonra, kadınerkek eşitliği konusunda en ileri konumda olan Toronto, belli ki bu farklılığını iletişim amaçlı kullanmayı istemi ‘Bina’ yor. Üstelik yenilenen seçiciler kurulu içinde de genç kadınlar çoğunlukta. Ancak onlar da, kadın filmlerinin yükselen oranının yapımcıların sayıları giderek artan kadın yönetmenlere daha fazla imkân sunmasına bağlayan diplomatik bir dil kullanıyorlar... Türkiye’den iki örnek Türk sinemasını bu yıl Toronto’da tanıtacak iki örnekten birini, Orçun Behram’ın ilk uzun filmi “Bina”yı seçen Polonya asıllı Dorota Lech, heyecanlı bir sesle, “İnanın, ciddi eleştiriler getiren, geleceğin despotik toplumlarına dikkati çeken çok iyi bir film. Belki de Orwell’in düşleyemediği kadar kötü bir 1984’ü düşündüren başarılı bir yapıt” diyerek savunuyor yaptığı seçimi... Festivalin “Wavelengths” bölümünde yer alan diğer Türk filmi de bir genç yönetmenin, geçen yıl “Tuzdan Kaide” ile dikkatleri çeken Burak Çevik’in (1993) otuz dakikalık “Aidiyet”i... l TORONTO Şanlıurfa’da ‘Karahan tepe’ heyecanı Göbeklitepe’deki dikili taşlarla benzerlik gösteren ve ilk belirlemelere göre neolitik döneme ait “T” şeklinde 250 dikilitaşın bulunduğu Şanlıurfa’daki Karahan Tepe’de kazılar başladı. İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı ve Karahan Tepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, “Hava fotoğraflarından bile burada yü zeyde gözüken dikilitaş sayısı 250’nin üzerinde. Bu dönemin yapılarına baktığımızda özel yapılar söz konusu” dedi. Necmi Karul, “Göbeklitepe’deki yaşam ‘T’ biçimindeki taşlardan oluşan bir dönemden de ibaret değil. Çok daha uzun bir süreci yansıtıyor. Karahan Tepe’nin de bu sürenin içerisinde bir yere oturduğu kesin” diye konuştu. l AA Roger Waters yine çok sert konuştu Pink Floyd grubunun kurucularından olan ünlü İngiliz müzisyen Roger Waters, verdiği söyleşide Donald Trump, Matteo Salvini, Boris Johnson ve Jair Bolsonaro gibi aşırı sağcı siyasetçileri eleştirdi. Waters, “Gezegeni parçalayan neoliberal ve neofaşist güçlere direnmezsek, çocuklarımız ve onların çocukları için hiçbir şey kalmayacak” dedi. soL’un haberine göre “Us + Them” belgesel filmi için Venedik Film Festivali’nde bulunan efsane müzisyen, Salvini ve Johnson gibilerin insanlıktan nasiplerini almadığını belirterek “Onlar kalpsiz sosyopatlar. Bu yüzden sıradan insanlar tarafından ciddiye alınmamalıdır” ifadelerini kullandı. ‘Papagenolar’ sezonu açıyor Papagenolar Çocuk Operası, yeni sezonda minik seyircileri ile buluşmaya hazırlanıyor. DenizBank Çocuk Korosu üyelerinin “Orman Perileri” olarak maceraya katılmasıyla daha da büyüyen “Papagenolar” ailesi, Zorlu PSM Platinum Sahnesi’nde 22 Eylül’de izleyicisiyle buluşacak. Doğa ve insan sevgisinin öne çıktığı Papagenolar Çocuk Operası’nda hikâye; Papageno karakteri, ailesi, Gece Kraliçesi, Sarastro ve Ağaç Adam etrafında şekilleniyor. “Papagenolar”ın biletleri Biletix’ten satışa çıktı. ‘Anadolu’dan İzlenimler’ İyilik İçin Sanat Derneği’nin, Anadolu’nun çeşitli şehirlerindeki güzel sanatlar fakültelerinde eğitimlerini sürdüren, maddi olanakları kısıtlı, başarılı öğrencileri İstanbul’da konuk edip sanat etkinliklerine katılımlarını sağladığı projesi “Anadolu’dan İzlenimler”, 1130 Eylül tarihleri arasında Taksim Sanat’ta sanatseverlerle buluşuyor. Geçen yıl 12 ilden gelen 36 genç sanatçı adayının İstanbul Bienali ile Contemporary İstanbul, Sakıp Sabancı Müzesi, Pera Müzesi ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ziyaretlerinin ardından deneyim ve gözlemleriyle ürettikleri eserler sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Türk grafikçiye ‘fragman’ ödülü Oscar ödüllü “Roma” filminin fragman tasarımını yapan grafik artist Doğan Can Gündoğdu, Golden Trailer Awards ödüllerinde en iyi orijinal fragman ödülü nü aldı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde eği tim aldığı sırada ödev olarak yaptığı “Bat man” filminin jeneriğiyle Ameri ka yolculuğu başlayan Gündoğ du, “Üniversite 2. sınıftayken bir ödevde jenerik yapmamızı iste diler. Ben de Batman’in jeneriği Gündoğdu ni yaptım. Evimin mutfağında çatal, bıçak ve cam fanus kullan dım. Videoyu çekip sundum. Çok beğenildi. Ben de YouTube’da paylaştım. 1 hafta içerisinde 1 milyon izleme aldım. 2. günde Amerika’dan teklif aldım. Koy duğum filmi izlemiş ve çok beğenmişler. Teklifi kabul ettim ve çalışmaya başladım” dedi. Gündoğdu, “Roma” filminin fragma nının da bir yıllık bir çalışmanın eseri ol duğunu söyledi. l İHA Kaş, caza doyuyor Bu yıl ilk kez düzenlenen Kaş Caz Festivali, önceki gün büyük bir ilgi ile başladı. Kendine Has’ın katkılarıyla, Setur Marina’nın ev sahipliğinde başlayan festivalin ilk gününde Kaş Marina’yı dolduran cazseverler, DJ Deniz Kuzuoğlu’nun seçtiklerini dinledi. Volkan İncüvez Quartet ve güneş batarken izlenen Bebop Project’ten sonra sırayı, türler arası geçişlerle harmanladıkları müzikleriyle çağdaş cazın en hızlı yükselen İngiliz gruplarından Mammal Hands aldı. Festival, bu akşamki Korhan Futacı konseri ile sona erecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle