28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 5 EYLÜL 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER Ayrıntılar Din Atatürk ticareti üzerinde köşe kapmaca! Siyasal İslam pazarının ne denli geniş olduğunu her gün öğreniyoruz. Yeni köşe kapmaca döneminde buradan kim, ne kadar pay koparacak göreceğiz. Erdoğan içlerinde elbette en güçlü, akıllı olan siyasi figür! Artık deneyim de kazandı. Üstelik çevresindeki herkesi kendine borçlu bırakarak acayip bir denklem kurdu. Rektörlerden hâkimlere, iş insanlarından tarikat liderlerine, hekimlerden gazetecilere herkese hak etmediği sıfatlar, zenginlikler sunarak iktidarına muhtaç hale getirdi. Yeteneklerine güvenmeyen kişi, mutlaka bir lidere gereksinim duyar, onun paçasına yapışır. Bunun en tipik örneği sarayda yapılan yargı yılı açılışıdır. Hazin durum. Önümüzdeki sürecin belirleyici unsurları: İktisadi daralma ve işsizlik, ABRusya çekişmesinin (Suriye meselesi) sonuçları, Kürt sorunu olacak. Diyeceksiniz ki “hep diri değil miydi bu faylar?” Öyleydi, ancak bu kez durum farklı. Hem derinleşmiş, keskinleşmiş vaziyette aynı sorunlar, hem de ağır yenilgi alan AKP iktidarının “benden sonra tufan” anlayışının ürkütücü günlerindeyiz. Diyanet, TSK gibi kurumların en yoz halini yaşadığı süreçte, toplumsal kutuplaşma ve lümpenlik almış başını gidiyor. Hukuk kimseye güven vermeyince, her alanda kaba kuvvet egemen oluyor. Böyle süreçler yazık ki sert çatışmalar getirir. Sağcılık ve koyu sağcılık yarışması felaketi hızlandırıyor. Atatürk ticareti Gelelim bir diğer pazara. Mustafa Kemal Atatürk’ü Türkiye halkı büyük oranda sever. Dolayısıyla adı geçen her yerde yarar/iktidar sağlamak mümkündür. Gelişmiş ülkelerde “Kurucu Babalar”a saygı duyulur, tarihte hak ettiği yer verilir. Üzerine akademik çalışmalar yapılır. Bizde Atatürk’e saldırmanın da, içi boş “Atatürkçülüğün” de müşterisi vardır. Endişe verici olan İzmir marşına indirgenmiş Atatürkçülüğün, giderek kurucu önderin temel ilkelerine zarar veriyor olmasıdır. “Aydınlanma”, “ilericilik” kavramlarının içi boşalınca sığ milliyetçiliğe indirgenen bir “Atatürk” kalıyor geride. Atatürk üç alanda büyük olanak sağlıyor kişiye. Sabahtan akşama adını zikrederseniz, bir de doğru çevrelerde bulunursanız siyasal bir yere gelmeniz mümkün örneğin. Delege, belediye başkanı, vekil falan olabilirsiniz. Hele Ege, Trakya bu konuda pek elverişlidir. Eğer ucuz AKP eleştirisi yaparken bolca “Atatürk” derseniz “kanaat önderi”, “gazeteci” olarak yıldızınız parlayabilir. Hele bir de hitabetiniz güçlüyse, kaleminiz kıvraksa. Devam edelim; sanatçı olarak sosyal medyada “Atatürk” paylaşımı da çok iş yapar. Konforlu alanınızı bozmadan, hem saraya selam çakıp hem de muhalif kahraman olabilirsiniz. Diyeceğim; “Atatürk” sevgisi duyan büyük kesime, bu biçimde aslında “cemaat” muamelesi yapılmış olunuyor. Sırf ölçü koyalım diye, Korkut Boratav ve Taner Timur hocalarla söyleşi yaptım, gazetemizde yayımlandı. Sosyalist sol ve Kürtlerle Atatürkçüler barışmalı. Gördük ki seçilmiş HDP’li başkanlar Atatürk tablosunu korurken, kayyım geldi indirdi ve RTE’ninkini koydu. Bu göstergedir. Bölge halkı açsından, sadece Türkiye değil tüm Yakındoğu, laiklik önemlidir. Aydınlanma önemlidir. Azgın milliyetçi söylemin halkları birbirine kırdırdığını görüyoruz işte. Geçmişinde ırkçılık olan birinin “Atatürk” tarifiyle ilericilerin/ devrimcilerin farklıdır. Bunu eşitlememek gerekir. Diyeceğim: Risklerle, tuzaklarla dolu süreçte, dostu düşmanı iyi anlamak gerek. İktidarın din tacirliği kadar, farklı grupların Atatürk ticaretiyle de mücadele gereklidir. Yeni olanak “Gezi Dirilişi” sürecinde gaz, tazyikli su, dayak ile tanışan İstanbullu gençler: “Bize burada bunu yapanlar, kim bilir Diyarbakır’da ne yapmıştır” diye ilk kez ciddiyetle sordu. Belki sürecin en büyük kazanımı bu gönül bağı, akıl birlikteliği oldu. Gericiliğin ne denli yalancı, siyasal İslamın ne denli acımasız, saldırgan olacağını herkes kendi deneyimledi. Sağcı devleti kutsal sayar, solcu insanı. Elbet sadece soyut “insan” güzellemesi yapmaz sosyalistler, yoksulun örgütlemesini ister, “sınıf” kavgası verir. Orhan Gökdemir’in deyimiyle “Zalimin elindeki bayrakla, halkın elindeki aynı değildir.” Bugünlerde din ve Atatürk pazarından pay kapmak için yarış alabildiğine sürüyor. İktidar çevresinin hesabını kestiremem. Ancak “Atatürkçüler” uyanık olmalı. İlhan Selçuk’un “Gardırop Atatürkçülüğü” yazısını herkes okumalı. Cumhuriyet, laiklik demekten korkmamak gerek. Yetmez, “aydınlanma”, “antiemperyalizm/antikapitalizm” diyeceksiniz. Şimdi görüyorum; Özal döküntüsü tipler çıkmış meydana siyaset yapıyor, yetmiyor düne kadar dinci basında çalışan garip adamlar Atatürkçülük dersi veriyor. Böyle sapla samanın kolayca karıştığı günlerde esen popüler rüzgâra kapılmamak gerek. Sonra üzülürsünüz.  CHP, Sultanbeyli Belediyesi’nin 115 bin tonluk asfaltı nereye kullandığını araştırıyor Kayıp asfalt aranıyorAyrıntılar Ayrıntılar AKP’li Sultanbeyli Belediyesi’nin 2018 yılında yaptığı 115 bin tonluk asfalt tarihine kadar kullanılması ve işin bitiril bin ton asfalt 11 ay içinde Sultanbeyli’de taş da suç duyurusunda bulundu. A.Y.T. mesi gerekiyordu. Alınan asfaltın kullanıl nereye serildi acaba? 12.7 trilyon liralık sunduğu dilekçede, “Sahada uygulama ihalesi yargıya taşınırken, CHP Sultanbeyli İlçe Başkanı Murat Kantekin, “2 milyon liraya mal olan 115 bin ton asfalt 11 ay içinde Sultanbeyli’de nereye serildi? İlçe genelinde sokaklarda bu asfaltların kullanıldığını gören yok” dedi. Sultanbeyli Belediyesi tarafından 2018 yılının haziran ayında 115 bin tonluk as madığı gerekçesiyle Kantekin ve CHP’li meclis üyeleri konuyu belediye meclis gündemine taşıdı. Dönemin başkan yardımcısı ve AKP’li meclis üyesi Muhammed Çimen tarafından sözlü olarak ihalenin yapıldığı ve asfaltların kullanıldığı belirtildi. CHP’lilerin hangi mahalle ve sokakta asfaltın kullanıldığı ile hak edişlerle böyle yoğun bir asfaltlama gören Sultanbeylili var mı? 25 yıl sonra girdiğimiz Sultanbeyli Belediye Meclisinde, bize oy versin vermesin 3 meclis üyemizle tüm Sultanbeyli için denetim görevimizi yapmaya devam edeceğiz” dedi. Suç duyurusunda bulundu sı yapılmayan bu ihaleyi yapan şirketin ödemeleri alabilmesi için kontrol mühendislerinin evrakları imzalamış olmaları gerekmektedir. Kontrol mühendisleri evrakları imzalayarak ilgili şirketin ödeme almasını sağlamıştır. Sultanbeyli Belediyesi yetkilileri bu ihaleyi bilinçli olarak düzenlemiş ve belediyeyi zarara falt alımı yapıldı. İhale şartlarına göre as ilgili sorusuna ise resmi olarak yanıt veril Sultanbeyli Belediyesi tarafından ya uğratmıştır” ifadelerine yer verildi. faltın alınmasının ardından Nisan 2019 medi. Kantekin, konuyla ilgili olarak “115 pılan ihaleye ilişkin A.Y.T. isimli bir yurt l İç Politika Rant için zaman yolculuğuAKP, Zeytinburnu’ndaki kamu arazisi için denenmedik yöntem bırakmamış Zeytinburnu’nda bir kamu arazisinin üzerinde nasıl oyunlar oynandığı ortaya çıktı. Önce araziye belediye tarafından yurt yapılması için bağış kabul edildi. Sonra zamanda geriye yolculuk yapıldı. Bağış mad desi değiştirilerek arazi AKP’ye yakınlığıyla bilinen Seyyidnizam Eğitim Vakfı’na yurt ve otopark yapımı karşılığı işletme hazal hakkı 30 yıl süreyle ihaocak leyle verildi. Şimdi vakıf yurdu AKP’ye yakınlığıyla tanınan İstinye Üniversitesi’ne verdi. CHP’li meclis üyeleri arazinin peşkeş çekildiğini belirterek kararların iptal edilmesi istemiyle bir önerge verdi. Zeytinburnu’nda Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nin yanındaki 8 bin 90 metrekarelik belediye mülkiyetindeki araziye, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Mustafa Rahmi Koç’un yaptığı Moment Eğitim Araştırma Sağlık Hizmetleri ve Ticaret şirketi belediye tarafından 402 kişilik öğrenci yurt binası inşaatında kullanılması şartıyla 8 Ekim 2015 tarihinde nakdi bağış yaptı. Nakdi bağış bu şartla ilçe meclisinde de kabul edildi. İlçe meclisinde 7 Mart 2016 tarihinde oyçokluğuyla yeni bir karar alınarak nakdi yardımın şartı “yurt bina Zeytinburnu’ndaki arazi için önce bir şirketten nakdi bağış alındı. Ardından bağış maddesi değiştirilip arazi AKP’ye yakın bir vakfa verildi. Şimdi aynı vakıf, yurdu AKP’ye yakınlığıyla tanınan İstinye Üniversitesi’ne bıraktı. Fatma Akbalık Kız Öğrenci Yurdu’nun 2018 yılındaki açılışına dönemin Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Seyyid Nizam Vakfı Başkanı Dr. Ahmet Özdemir, ÖZAK GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık da katıldı. sı kullanımından” “yurt binası, okul ve cami inşaatında kullanılması şartına” dönüştürüldü. 9 Mart 2016’da da araziye zemin + 2 normal kat yurt binası ve altına da 3 katlı yeraltı otopark yapımı ihalesine çıkıldı. İhalede yurt yapımı ve otopark karşılığında yer altı otoparklarının 30 yıllığına işletil me hakkı verileceği belirtildi. Buna göre sadece otopark bölümü 30 yıl işletildikten sonra belediyeye devredilecekti ancak ihaleye katılan olmadı. Devir 30 yıl sonra Dönemin ilçe belediye başkanı Murat Aydın’a ilçe meclisinde 6 Nisan 2016 tarihinde oyçokluğuyla bir ihale daha yapılması için yetki verildi. Bu ihaleye göre yurt ve otopark yapımı karşılığı bu kez yurt binasının ve otoparkın 30 yıl süreli işletilmesi ve süre sonunda da belediyeye devredilmesi maddesi yer aldı. İhaleye sadece AKP’ye yakınlığıyla bilinen vakıflardan Seyyidnizam Eğitim Vakfı girdi ve ihaleyi kazandı. İhalede toplam yatırım bedeli 30 milyon 50 bin olarak hesaplandığı belirtildi. Sonra vakıf buraya 414 yatak kapasiteli Fatma Akbalık Kız Öğrenci Yurdu’nu yaptırdı. Şimdi de yurdun kapısına 2015 yılında 21. Yüzyıl Anadolu Vakfı tarafından İstanbul’da kurulan İstinye Üniversitesi tabelası asıldı. Zeytinburnu Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri dün ilçe meclis günde mine konuyu taşıyarak önerge verdi. Önergede tahsis işleminin durdurulmasını, sözleşmenin feshini ve mülkün belediyeye iadesini isteyen üyeler ‘ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz” ifadelerini kullandı. Eski başkan yönetimde Mecliste söz alan ilçe belediyesi İmar Komisyonu’nun CHP’li üyesi İsmail Terzi, vakıf içerisinde AKP’lilerin ve dönemin Zeytinburnu Belediyesi Başkan Yardımcısı’nın da olduğunu belirterek özetle “Bir belediye başkanı bu araziyi Zeytinburnu halkına bağışlamak varken kendi kurduğu bir vakfa peşkeş çekiyor. Bunun içerisinde başkan yardımcısı da var. Ayrıca Yurt yapımın sponsoru sahilde yapılan Büyük Yalı projesinin sahibi. İhale bitiyor ve vakıf da İstinye Üniversitesi’ne veriyor. Sözleşmede üniversite diye de bir şey yok” dedi. Terzi’ye yanıt veren AKP grup başkanvekili Muhammet Kaynar, ihaleye sadece vakfın katıldığını belirterek belediye hiçbir masraf yapmadan bir bina kazandığını söyledi. İlçe belediyesi CHP grup başkanvekili ve CHP’li meclis üyesi Hasan Hüseyin Üsküdar ise tahsisin bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Önerge başkanlık makamına havale edildi. l İSTANBUL Doğal sit alanına viyadük KÜBRA KÖKLÜ Trabzon Boztepe’de, 28 kilometre uzunluğundaki, 12 köprülü kavşak, 17 tünel ve 55 köprüden oluşacak olan Kanuni Bulvarı projesinin çalışmalarına yurttaşlar tepki gösterdi. Doğal sit alanı Boztepe’de yapılması planlanan viyadükle beraber karayollarının kentin tam ortasına taşınacağı belirten Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMOBB) Çevre Mühendisleri Odası Genel Merkezi Yöneticisi Vildan Özmen, “Bir sit alanın içinden viyadük yapıyorlar. Yapılmak istenilen viyadük ucube, beton yığınıdır. Bu viyadük ucubelerin en büyüğü” dedi. Karadeniz Sahil Yolu’nun Yıldızlı mevkisinden başlayarak Trabzon Maçka yolu Gözalan mevkisinde sona erecek olan Kanuni Bulvarı Projesi doğal sit alanını kapsadığı için tepkilere neden oldu. Yetkililer tarafından Boztepe sırtlarında inşaatı devam eden tünel, yaklaşık 70 metre yüksekliğinde viyadükle bağlanarak kentin batı ile doğu yönüne de ulaşım ağı sağlanacağı bildirildi. TMOBB Yöneticisi Özmen, Kanuni Bulvarı Projesi’nin yapımına başlanılana kadar mühendislere gösterilmediğini vurgulayarak “Bir sit alanı içinde viyadük yapıyorlar. Sit alanına yapılmak istenilen viyadük ucube, beton yığı nıdır. Viyadük doğanın ve şehrin siluetini bozacak. Yapılması halinde görsel olarak çok büyük kirlilik yaratacak. Tünellerin yapımını gören yurttaşlar tepki gösteriyor. Tüneli de viyadüğü de istemiyor. Yapımına başlanılana kadar projeyi biz mühendislere hiç göstermediler. O yüzden yurttaşlar tepki göstermekte geç kaldı. Projeler gösterilmiyor, giz li yapılıyor. Trabzon’da ucube diye adlandırdığımız çok fazla yapı var ama bu viyadük bunların en büyüğüdür” değerlendirmesini yaptı. İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ise, Boztepe’nin bitki örtüsünü tahrip edecek viyadüğün yapımından vazgeçilmesi için iktidara ve yetkililere çağrıda bulundu. Esenyurt Belediyesi, eski başkanın vakfına tahsis edilen arsanın peşine düştü Ballı arazi kendi vakfına HAZAL OCAK Esenyurt Belediyesi, dönemin belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nun kendisinin de yönetiminde olduğu Yeşilköy 2001 Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı’na üniversite yapılması için tahsis ettiği 25 dönümlük arsanın geri alınması için harekete geçti. İzin bile alınmamış Esenyurt Çınar Mahallesi’ndeki belediyeye ait 25 bin 29 meterkarelik arazi 2011 yılında ilçe belediyesi tarafından eğitimi geliştirecek projelerde kullanmak şartıyla 25 yıl süreyle Yeşilköy 2001 Eğitim Sağlık ve Kültür Vakfı’na bedelsiz tahsis edilmişti. Tahsisin iptali istemiyle ilçe belediyesi Emlak İstimlak Müdürlüğü tarafından hazırlanan teklifte tahsisle ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay alınması gerekirken onay alınmadığı belirtildi. Belediye meclisinin alacağı tahsis kararının bir projeye dayanması gerektiğinin ifade edildiği teklifte “Yerinde yapı Bozkurt Gökmen lan incelemede tahsis edilen alanda söz konusu vakıf tarafından 2011 yılından bu yana herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, tahsis üzerinden geçen yaklaşık 8 yıllık süreçte tahsisin amacına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür” denildi. ‘Tahsis iptal edilmeli’ Başkanlık teklifini değerlendiren Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, Sayıştay’ın da bu tahsisin yapı lış biçimini eleştirdiğini anımsatarak “Esenyurt’un önemli bir sorunu var biliyorsunuz, okul alanlarımız son derece yetersiz. Okul yapmak için yerimiz maalesef çok fazla yok. Bu tahsis kaldırılırsa daha sonra bu yer okul tahsisi için değerlendirilebilir. Gerçek şu: yanlış tahsis edilmiş, hiçbir işlem yapılmamış, dolayısıyla bu tahsisin iptal edilmesinde fayda var” dedi. CHP Grup Başkanvekili Ali Gökmen ise “Arsanın tahsis işleminde ilgili belediye kanununa aykırılıklar söz konusu, o nedenle iptal edilmesi gerekiyor. Bir belediye başkanının kamuya ait araziyi kendi vakfına bedelsiz olarak tahsis etmesi de işin diğer boyutu. Esenyurt kontrolsüz olarak büyüyen bir kent ve bu kentte birçok mahallede çocukların eğitim göreceği okul alanı yok. Bu ve bunun gibi alanların geri alınarak kamu yararı için, Esenyurt halkı için değerlendirilmesi ve yeni okulların yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Teklif bugün ilçe meclis gündemine gelerek karara bağlanacak. l İSTANBUL CHP’Lİ KARACA’DAN ÖNERGE ‘AOÇ’yi Meclis araştırsın CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin durumunun araştırılması amacıyla TBMM bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulması önergesini TBMM Başkanlığı’na verdi. AOÇ’nin kuruluş amaçları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, çiftliklerle ilgili vasiyetinde yer aldığına dikkat çeken Karaca, arazilerin ranta ve talana açıldığını belirterek, “Atatürk’ün mirasına çıkmak hepimizin görevidir” dedi. l Haber Merkezi EKİBİNİ ŞEKİLLENDİRİYOR İmamoğlu’ndan yeni atamalar İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı görevine Dr. Öğr.Üyesi Tayfun Kahraman’ı atadı. Taksim Dayanışması üyesi Kahraman, Gezi davasında yargılananlar arasında yer alıyor. 2014 2018 yılları arasında Beylikdüzü Belediyesi’nde danışman olarak çalışmalara destek veren Kahraman, 2014 yılından bu yana görev aldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Kahraman, TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi ve İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyeliklerini de sürdürüyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet İETT Genel Müdürü istifa etti İBB’ye bağlı İETT’nin genel müdürü Ahmet Bağış, sosyal medya hesabından görevinden istifa ettiğini duyurdu. Bağış, sosyal medya hesabından, “Yönetim ekibimin belirlenmesi noktasında bana gerekli alanın açılmadığını üzülerek müşahede ettim” ifadelerini kullandı. Bağış’ın, istifa ettiğini Twitter’daki hesabı üzerinden duyurduğu saatlerde İETT’nin 2 önemli ihalesinin de iptal edildiği açıklandı. İptal gerekçesinde ise “Bir geçerli teklif olmaması ve diğer teklifin yaklaşık maliyetin üzerinde olması nedeniyle” denildi. Öte yandan İETT tarafından İBB yönetiminin değişmesinden sonra 4 ihale daha iptal edilmişti. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle