27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ ‘Sehven skandal’ Kanal İstanbul ÇED sürecinde İstanbul Havalimanı’nın kullanılamaz hale geleceğini belirten DHMİ’nin olumsuz görüşünün sehven yazıldığı gerekçesiyle iki haftada değiştirildiği ortaya çıktı. 930 EYLÜL 2019 PAZARTESİ Önce kesildi, sonra kaldırıldı HanamcıaByaektaş’ı ödenek yok Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kanal İstanbul projesi için başlattığı ÇED sü recinde Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) projenin İs tanbul Havalimanı’nı kullanılmaz hale getireceği yönün deki görüşünün iki hafta içerisinde değiş tirildiği ortaya çıktı. mahmut lıcalı Kanal İstanbul projesi nedeniyle havalimanının uçuşa imkânsız hale geleceği ve projenin en batıda ki pistin üzerinden geçtiği görüşü nün sehven yazıldığı gerekçesiyle değiştirilmesi bürokrasideki bas kıyı da gözler önüne sererken CHP Genel Başkan Yardımcısı Muhar rem Erkek, “Ahbapçavuş ilişkisi, cemaat üyeliği ve biat bürokraside yer bulma ve yükselmenin anahta rı olmuş. Peki, bu durumda liyakat sahibi kamu görevlisine ne oluyor? Doğru olanı söylediği için baskı gö rüyor, geri çekiliyor” diye konuştu. İstanbul’da geçen hafta yaşa nan 5.8 şiddetindeki deprem; plan sız kentleşme tartışmalarını tek rar gündeme getirirken, Kanal İs tanbul projesine ilişkin başlatılan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu sürecinde büyük bir plan sızlık skandalı yaşandığı ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlı ğı tarafından başlatılan ÇED süre ci kapsamında Devlet Hava Mey danları İşletmesi’ne (DHMİ) 27 Şu bat 2018 tarihinde Kanal İstan bul projesiyle ilgili görüşü soruldu. DHMİ Genel Müdürlüğü tarafından 15 Mart 2018 tarihinde gönderilen ÇED görüşünde, 29 Ekim 2018 tarihinde tartışmalı bir şekilde hizmete açılan havalimanını olumsuz etkileyeceğine işaret edildi. İstanbul Havalimanı henüz açılmadan hazırlanan yazıda, “Dünyanın açılmasını merakla beklediği, asrın projelerinden biri olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın mânia planı içinde kalan Kanal İstanbul proje alanının bir kısmı mevcutta inşaatı tamamlanan en batıdaki pistin üzerinden geçmekte, diğer alanlar ise yaklaşmakalkış yüzeyi, iç yatay yüzey ve konik yüzeyde kalmaktadır. Bu proje ile İstanbul Yeni Havalimanı’nın uçuşa açılması imkânsız olacaktır. Kanal İstanbul ve İstanbul Yeni Havalimanı projeleri birbirine zarar verici değil, tamamlayıcı olmalıdır” görüşü belirtildi. Yazıda, tüm pistlerin kullanıma açıldığında günde 3 bin 500 uçak trafiğinin olacağı öngörülen havalimanına gölge düşürmemesi açısından Kanal İstanbul projesinin uygun görülmediği belirtildi. DHMİ’den çark ÇED kapsamında olumsuz görüş bildirilen yazıdan tam bir hafta sonra 22 Mart 2018 tarihinde DHMİ Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ikinci bir yazı göndererek ilk yazıda yer alan görüşlerin sehven yazıldığını ifade etti. DHMİ’nin ikinci yazısında, “ÇED başvuru dosyası hakkındaki Genel Müdürlüğümüz görüşlerinin talep edildiği ilgi (27 Şubat 2018 tarihli) yazınıza cevaben yazılmış olan ilgi (15 Mart 2018 tarihli) yazımız sehven yazılmış olup, söz konusu proje ve projeye ait ÇED başvuru dosyasına ilişkin çalışmalarımız devam etmektedir. Bu sebeple Kanal İstanbul Projesi ÇED başvuru dosyası hakkındaki nihai görüşlerimiz, yapılacak olan detaylı inceleme ve değerlendirmeden sonra Bakanlığınıza gönderilecek” ifadeleri yer aldı. DHMİ’nin sehven yazıldığını belirterek çark ettiği görüşün yerine yazılan 27 Mart 2018 tarihli yeni ÇED görüşünde söz konusu bölüm değiştirildi. DHMİ’nin yeni görüş yazısında söz konusu bölüm, “Kanal İstanbul projesinin, proje alanlarının bir kısmının işletme envanterimizde bulunan Atatürk Havalimanı Mania Planı dahilinde, bir kısmının ise İGA işletmesinde bulunan İstanbul Yeni Havalimanı Mania Planı dahilinde kaldığı tespit edilmiş olup, yapılaşma planlarında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onaylı güncel Atatürk Havalimanı Mânia Planı ve İstanbul Yeni Havalimanı Mania Planı kriterlerine uyulması, kanal aydınlatmasında uçakları yanılgıya düşürecek herhangi bir sistemin kullanılmaması gerektiği Genel Müdürlüğümüzün görüşüdür” ifadelerine yer verildi. l ANKARA ‘Doğru söyleyen baskı görüyor’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Kanal İstanbul projesi kapsamındaki ÇED sürecinde yaşanan söz konusu skandalın iktidarın Türkiye’yi yönetemediğini gösterdiğine işaret etti. Her alanda bunun gibi örneklerin yaşandığına dikkat çeken CHP’li Erkek, “Ahbapçavuş ilişkisi, cemaat üyeliği ve biat bürokraside yer bulma ve yükselmenin anahtarı olmuş. Peki, bu durumda liyakat sahibi kamu görevlisine ne oluyor? Doğru olanı söylediği için baskı görüyor, geri çekiliyor. Onlar geri çekildikçe gelinen sonuç ortada. İhmal ve beceriksizlik nedeniyle tren kazaları, facialar, katliamlar yaşanıyor” diye konuştu. İktidarın yüzlerce yılda yerleşen devlet geleneklerini yok ettiğini söyleyen Erkek, şunları dile getirdi: “Devlet çürüdü. Atanan büyükelçilere bakın. Devlet geleneğinde bu denli yolsuzluk ve rüşvet ağına bulaşmış hem de dış politika kökenli olmayan biri büyükelçi atanır mı? Dünyanın en büyüğü, Türkiye’nin tarihi yatırımı diye havalimanı yaptılar. Bir yandan da çılgın proje yapacağız diyorlar. Düşünün, ne kadar plansız iş yapılıyor. Bir proje diğeriyle çakışıp onu kullanamaz hale getiriyor. Daha da ötesi doğruyu yazan, uyarı yapan, bilimsel ve teknik görüş hazırlayan bürokratlar baskı görüyor ve görüşü değiştiriliyor, yerlerinden ediliyor. Kanal İstanbul doğaya, çevreye, insana, daha önceki yatırımlara zarar verecekse siz bunu bürokrata baskıyla engelleyemezsiniz ki. Devleti biat kültürüyle yönetirseniz çürütürsünüz. Temeliniz liyakat ve adalet olmalı. İstanbul’a ihanete devam ediyorlar.” akpchp görüştü ‘İmar’ teması MAHMUT LICALI AKP ile CHP arasında, yerel yönetimlerle ilgili yeni yasal düzenleme yapılması konusunda bir temas yaşandığı öğrenildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun telefonda görüşerek yerel yönetimlerin yaşadığı ortak sorun alanlarıyla ilgili yasal düzenleme yapılması konusunda ortak görüş bildirdi. Yerel yönetimlerde yasal anlamda sorunların ortak çözüm yolunun da belli olduğuna işaret eden CHP’li Torun, “İmar yasalarıyla ilgili kalıcı ve müeyyidesi olan bir yasa hazırlamamız lazım” görüşünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 26 büyükşehir belediye başkanı ve 3 kayyım ile düzenlenen toplantıda yerel yönetimlerde yaşanan sorunların çözümüne yönelik yasal düzenlemeler yapılması gerektiği görüşü öne çıkmıştı. Bu kapsamda AKP ile CHP arasında genel başkan yardımcıları düzeyinde bir temas yaşandı. Edinilen bilgiye göre geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Her iki genel başkan yardımcısı da yerel yönetimler konusunda bazı yasa değişikliklerinin yapılması konusunda fikir birliğine vardı. CHP’li Torun, imar konusunda yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğu konusunda aynı görüşte olduklarını belirterek “Yasanın yapılmasıyla ilgili ortak düşüncemizin olması lazım. Bu senin yasan, benim yasam diyebileceğimiz bir şey değil. CHP’li belediyeler de var, AK Partili belediyeler de var, MHP’li belediyeler de var. Sorunlar da ortak” görüşünü belirtti. CHP’nin bu konuda bir çalışması olduğunu ve çalışmanın revize edildiğini anlatan Torun, AKP’li Özhaseki’nin de kendilerine bu konuda bir çalışma yaptıklarını ilettiğini ifade etti. l ANKARA Kilitbahir’in denizle temasını kesecekler HAZAL OCAK Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan imar planları, yerel güzelliklere sahip olan Çanakkale Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyünü tehdit ediyor. Köye balıkçı barınağı ve feribot iskelesi projesi kapsamında da binlerce metreküp dolgu yapılması planlanıyor. Köylüler imar planlarına tepki göstererek dava açtı. Köylüler hazırladıkları açıklamada, “Ülkenin dört bir yanında doğanın ve tarihin talan edildiği bu günlerde, Çanakkale’de Kaz Dağları’ndan sonra sıra tarihi Gelibolu Yarımadası ve Kilitbahir’de mi? Denize ulaşım, yapılacak dolgu ile engellenecektir” ifadelerini kullandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kilitbahir köy yerleşim alanı küçük ölçekli planı ile koruma amaçlı imar planı hazırladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da köye balıkçı barınağı ve feribot iskelesi projesi için küçük ölçekli uygulama imar planı hazır ladı. Bölge sakinleri imar planlarına itiraz etti. İtirazlarının bir kısmı kabul olan köylüler bu kez yargı yoluna başvurdu. ‘İptal edilsin’ Konuyla ilgili açıklama yapan köylüler imar planlarına değinerek “Kilitbahir köyümüzün doğal, tarihi ve kentsel sit özellikleri ile mülkiyet hakları hiçe sayılmaktadır. Balıkçı Barınağı ve Feribot İskelesi projesi köy halkına sorulmaksızın, halkın katılımı toplantısı ve çevre etki değerlendirmesi raporu da alınmaksızın hazırlanmıştır. Balıkçı Barınağı ve Feribot iskele planları usule, yasaya ve hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir. Projenin hayata geçmesi durumunda, doğal yapıyı ciddi anlamda bozacak 20 bin metreküpü aşan büyük bir dolgu işlemi uygulanacaktır. Bu işlem de kentsel sit mantığına aykırı bir şekilde gerçekleşecektir. Denize ulaşım, yapılacak dolgu ile engellenecektir. Aynı zamanda 1. derece sit alanı olan bölgenin dokusu bozulacaktır.” ifadelerini kullandı. Balıkçı Barınağı’nın deniz dolgu su sebebiyle kıyı ekosistemini bozacağını ve telafisi imkânsız zararlar meydana getireceğini belirten köylüler, imar planlarının iptal edilmesini istedi. Bölge sakinlerinin avukatı Ali Furkan Oğuz da özetle şöyle konuştu: “Davalarımızı açtık. İtiraz edenler için dava süreci halen devam ediyor. Kilitbahir, yıllar boyu korunmuş bir yer olmasına rağmen, şimdi planlanan sözde koruma amaçlı imar planı ile balıkçı barınağı ve feribot iskelesi ile tarihi yapısı ve dokusu bozulacak ve telafisi imkânsız zararlar oluşacak. Verilecek en önemli zarar deniz ekosistemine ve doğal yapının bozulmasına yol açacak. Bazı tarihi evlerin yıkılarak otopark yapılması, bazılarının da yıkılarak yeşil alana çevrilmesi planlanıyor. Bu planların hiçbir şekilde kamu yararı ile de ilgisi yok. İtirazlarımızı Çanakkale Savaşları Tarihi Alan Başkanlığı’na yapmamıza rağmen itirazlarımız kabul edilmedi ve davalarımızı açtık, açmaya da devam ediyoruz. Yargının en doğru kararı vereceğine inanıyoruz.” MİYASE İLKNUR AKP, iktidara geldiği 2002 yılından sonra Hacı Bektaş Anma Törenleri’ne Kültür Bakanlığı tarafından yapılan mali desteği dörtte üç oranında kesintiye uğrattıktan 17 yıl sonra, bu kez de tümüyle kesme kararı aldı. Her yıl Kültür Bakanlığı’na yapılan başvuru sonucunda düzenli olarak etkinlik organizasyonunda kullanılmak üzere yapılan mali destek önümüzdeki yıl, 57. yıl Hacı Bektaş Anma Etkinliklerinde yapılmayacak. Kültür Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nün Nevşehir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne gönderdiği resmi yazıda, Hacı Bektaş Törenleri için yapılan yardım talebinin uygun görülmediği belirtildi. Hacı Bektaş Müzesi’nin açıldığı 16 Ağustos 1964 yılında başlayan Hacı Bektaş Anma Törenleri 55 yıldan bu yana Kültür Bakanlığı’nın desteği ile yapılıyordu. AKP iktidarı öncesinde üst sınırdan verilen ödenek, AKP’nin tek başına iktidara geldiği tarihten sonra 4’te 1’e indirimiş, ama yine de verilmişti. Önceki yıl anma törenlerine katılan ve kürsüde konuşma yapan Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş “Törenleri bakanlık olarak bizim düzenlememize müsaade edin, daha görkemli bir şekilde bu törenleri yapalım” demişti. Kurtulmuş’un yerine Kültür ve Turizm Bakanı olan Mehmet Nuri Ersoy geçtiğimiz aylarda da iki kez Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok ve Nevşehir milletvekili Faruk Sarıaslan ile önümüzdeki yıl etkinlikleri için yaptığı görüşmede, en üst oranda yardım sözünü vermesine rağmen ödenek verilmeyeceğini bildiren kararına imza attı. Konu TBMM’ye taşındı Bakanlığın kararı üzerine CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan, konu ile ilgili 25/09/2019 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, söz konusu yardımın 55 yıldır düzenli olarak yapılmasına rağmen bu yıl neden verilmediğini ve verilmeme nedeninin siyasi, ideolojik ve mezhepsel nedenlerinin olup olmadığını sordu. Başkan adına araştırma ve eğitim genel müdür yardımcısı Vildan Satık imzasını taşıyan ve Nevşehir Valiliği’ne hitaben gönderilen resmi yazıda şöyle denildi: “İlgili yazınız/yazılarınızın ekinde alınan proje/projeler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Yerel Yönetimlerin, Derneklerin ve Vakıfların Projelerine Yapılacak Yardımlarına İlişkin Yönetmelik çerçevesinde değerlendirilmiş olup 04/09/2019 tarihli ve 5 sayılı komisyon kararı ve 17/09/2019 tarihli ve 7759451 sayılı bakan onayıyla söz konusu etkinliğin desteklenmesi uygun görülmemiştir.” KAYMAKAM OLAYA EL KOYDU Kozludere temizlendi İBRAHİM TIĞ Zonguldak Devrek’in Çolakpehlivan köyünden geçen Kozludere Deresi’ndeki kirlilik sorununa Devrek Kaymakamı Ümit Altay el koydu. Kozludere Deresi’nde yaşanan çevre kirliliğiyle ilgili haberlerin ulusal ve yerel gazetelerde yer almasının ardından Kaymakam Altay, sorunun bir an önce çözülmesi için kaymakamlığa bağlı 4 kurum yetkilisini görevlendirdi. Altay’ın talimatı üzerine bölgeye giderek kirli alanlarda inceleme yapan yetkili birim amirleri, görgü tanıkları ve bilirkişilerin ifadeleri doğrultusunda rapor hazırladı. Yetkililer, derenin üzerinde oluşan yeşil tabakanın yosun değil yonca olduğuna ve bunun da çevre bostanlardan atıldığına, derenin suyunda herhangi bir bozulma olmadığına ve canlının yaşadığı na gözlemler yaparak karar verdi. Yetkili birim amirleri daha sonra da HES’in yetkilileriyle görüştü. Kozludere Deresi ile Devrek Çayı’nın birleşiminde yer alan dubaların da kaldırılmasını isteyen birim amirleri, HES yetkililerini de derenin temizliğini 3 ayda bir değil ayda bir yapmaları konusunda uyardı. Kaymakamlık da HES yetkililerine bir yazı yazarak çevreye daha duyarlı olunması ve deredeki canlıların yaşamlarının gözetilmesi konusunda daha dikkatli olmasını istedi. HES yetkilileri, dere içindeki dubaları kaldırarak dereyi temizledi. Yetkili birim amirleri, ayrıca çevreye yayılan pis kokuların kaynağının da tavuk çiftliklerinin olmadığına, bu alandaki üreticilerin bu çiftliklerden aldıkları gübreleri toprağın yüzüne sermeleriyle meydana geldiğine karar verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle