28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ECE KURTULUŞ 323 EYLÜL 2019 PAZARTESİ 250/1 1 0 340/19 0 190/8 0 250/14 0 260/9 0 220/4 0 230/5 0 250/7 0 300/14 0 300/14 0 240/10 0 270/18 0 210/10 0 280/22 0 210/1 3 0 90/3 0 220/1 4 0 240/1 1 0 200/1 3 0 280/1 7 0 300/1 8 0 280/20 0 TARİHTE BUGÜN 1856: İzmirAydın demiryolu bir İngiliz şirketine verildi. Bu hat 1935’te satın alındı. Bugün: Sonbahar ekinoksu (gece gündüz eşitliği) Gözyaşı, hüzün, örnek mücadele Sol bacağının kesilmesine neden olan kansere karşı yürüttüğü mücadeleyle tanınan ve ölümüyle tüm Türkiye’yi yasa boğan Neslican Tay (21), dün gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Tay’ın cenazesi, 2 yıl önce kesilen sol bacağının konulduğu mezarda toprağa verildi. Daha önce 3 kez yendiği kansere 4. defa yakalanan ve verdiği savaş ile simge haline gelen Neslican Tay, bu mücadele sırasında sol bacağını da kaybetmiş ama pes etmemişti. Tay, hastalığı nedeniyle bir süredir İstanbul’daki özel bir hastanede yoğun bakımda bulunuyordu. Tay, kansere karşı verdiği mücadeleyi geçen cuma günü kaybetti. Ölümüyle Türkiye’yi yasa boğan Tay, dün memleketi Rize’de son yolculuğuna uğurlandı. Rize Sahil Ca misi’ndeki cenaze törenine Neslican’ın babası Fahri Tay, dayıları Ömer ve İsmail Yazıcı ile yakınlarının yanı sıra AKP Rize Milletvekili Muhammed Avcı, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, arkadaşları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Cenazede acılı baba Fahri Tay, taziyeleri kabul ederken, Neslican’ın sevenleri ve arkadaşları ise uzun süre gözyaşı döktü. Cenazede Türk Kızılayı’nca katılanlara lokum ikram edildi. Cenazeye katılan bir kişinin de otomobilinin arkasına, “Neslican kimse senin gibi cesur olamadı” yazılı fotoğrafını yapıştırdığı görüldü. Tay’ın cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Pehlivan Mahallesi’ndeki aile kabristanında, daha önce kanser nedeniyle kesilen bacağının gömüldüğü yerde toprağa verildi. l Haber Merkezi Anıtmezar sözü AHBAP platformu kurucusu ve sanatçı Haluk Levent konserleri olduğu gerekçesiyle Neslican Tay’ın memleketi Rize’deki cenazesine gidemeyeceğini ancak bu konserlerin gelirinden Neslican’a anıtmezar yaptıracağını açıkladı. Levent’in bu adımı yanıtsız kalmadı. Levent, anıt mezar için çok sayıda kişinin kendisini aradığını duyurarak, “Anıtmezar için çok arayan oldu. Mermercisi, heykeltıraşı , mimarı.. Hiç para harcatmadan üstlendiler. İsimlerini yakında açıklayacağım. Bu konserlerden gelen gelir şu an AHBAP’ların ilgilendiği 6 aile için harcanacak” dedi. Rektöre tepki yağdı Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Nevzat Tarhan, Neslican Tay ile ilgili skandal bir paylaşımda bulundu. Tarhan’ın, Twitter’dan “seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgârına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm” ifadelerini içeren paylaşımı tepki çekti. Tarhan, gelen tepkiler üzerine yine Twitter hesabından ek açıklamalarda bulunarak, “Neslican Tay kızımızın acısı herkesi etkilemişti. Bu vesile ile ‘hastalığı düşman değil bir eğitmen gibi görme’ bakışı sağlamak istemiştim” dedi. Otomobilsiz Kent Günü’nde binlerce yurttaş yürüyüşlere katıldı, bisiklet sürdü Arabadan in, pedal çevir Bu yıl 1622 Eylül tarihleri arasında düzenlenen “Avrupa Hareketlilik Haftası”nın son gününde, “Otomobilsiz Kent Günü” kapsamında Türkiye’nin birçok ilinde etkinlikler düzenlendi. “Süslü Kadınlar” adıyla bir araya gelen kadınlar, bisikletlerini süsleyerek kent merkezlerinde pedal çevirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, binlerce İstanbulluyla, “Otomobilsiz Kent Günü Birlikte Yürüyelim” etkinliğine katıldı. 2002 yılından beri düzenlenen, motorize trafiğin kısıtlanması, çevreci alternatiflerin geliştirilmesi, temiz ve sağlıklı bir çevre için yerel yönetimlerin kalıcı tedbirler almasını teşvik etmeyi amaçlayan etkinliğe, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyon Başkanı Christian Berger, AB Ulaştırma Kabine Başkanı Matej Zakonjsek, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut, Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir ve binlerce İstanbullu katıldı. Yaklaşık 1.5 kilometre süren yürüyüş, Göztepe Parkı’nda son buldu. Burada konuşan İmamoğlu, “Bir şehir ne kadar çok yürünebiliyor, bisikletle dolaşılabiliyorsa o kadar kaliteli yaşam, sağlık var demektir. İnsanlar sokağa, parklara çıktıkça, yürüdükçe, dolaştıkça birbirine selam verirler ve buluşurlar. Çocuklar ve gençler daha özgüvenli bir biçimde büyürler” dedi. Şişli’de ise yaklaşık 50 bisikletli kadın “Süslü Ka İzmir dınlar Bisiklet Turu” etkinliği kapsamında bir araya geldi. Etkinliğe eşi Hülya Keskin ile birlikte katılan Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, trafikte motosiklet ve motorsuz araçların artırılması gerektiğini belirterek “İstanbul bu konuda çok şanssız. Elbirliğiyle motorsuz araçları yaygınlaştırmamız lazım” diye konuştu. Yavaş’tan müjde Başkentte, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce bir dizi etkinlik düzenlendi. “Büyük Ankara Bisiklet Turu”, dün sabah saatlerinde Kızılay Meydanı’ndan başladı. Etkinlikler, gün boyu Kuğulu Park ve Bahçeli 7. Cadde’de devam etti. ANKARA Ankara’daki yürüyüşe, TBMM Başkanvekili Levent Gök, Türkiye AB Delegasyonu Başkanı Christian Berger, ABB Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve sanatçı Haluk Levent de katıldı. Dün akşam saatlerinde Tunalı Hilmi Caddesi trafiğe kapatılarak yürüyüş yapıldı. Bazı yurttaşlar da yürüyüşe bisikletlerle eşlik etti. Etkinlikte konuşan Başkan Yavaş, “Bisiklet yol ağını tüm Ankara’ya yaymak için Dünya Bankası’ndan kredi talebimiz oldu. Kabul edilirse tüm şehri bisiklet yolları ile donatmak istiyoruz. İlk aşamada 17 istasyonda 400 bisikletle hizmet vereceğiz. Müjdemiz olsun, bugünden itibaren bisiklet aparatlı EGO otobüslerimiz hizmetinizde. Bir yıl içerisinde toplam 700 otobüsümüzü buna uygun hale getireceğiz” dedi. İzmir’de öğretmen Sema Gür’ün öncülüğünde 7 yıl önce başlatılan, renkli kıyafetleri ve süsledikleri bisikletleriyle trafiğe çıkan Süslü Ka dınlar Bisiklet Turu’nda binlerce kadın 14 ülkede 120 şehirde aynı anda pedal çevirdi. ‘Egzoz değil, parfüm kokusu’ Süslü Kadınlar, “Egzoz kokusu yerine parfüm kokusu”, “Arabadan in, bisiklete bin” sloganlarıyla sokaklarda dolaştı. Gür, “Amaç daha çok kadının bisiklete binmesini sağlamak. Bisiklet çevreci bir araçtır. Şehir otomobiller tarafından işgal edilmiş durumda” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi de İzmirlilerin katılımıyla birlikte Gündoğdu Meydanı’ndan Alsancak Garı girişine kadar yürüyüş düzenledi. l İç Politika, ANKARAİZMİR/ Cumhuriyet, DHA Erdoğan’a suikastla suçlanan askerle buluşma “Kerkük’ün zindanına attılar beni diye” haykırıyoruz. “Ne suçum ne de olan lider olduğu anlatılmıştı. Sabah gazetesinin 25 Ocak 2014 tarihli haberine göreyse günahım yaktılar meni” diyoruz. 2002’den o güne Erdoğan’a Çığlığın sahibini düşünmüyo yönelik tam 342 suikast girişi ruz. Bizim İslamcıların ümme mi boşa çıkarılmıştı. tinden, bizim milliyetçilerin mil Fethullahçılar, “yaşanmamış liyetinden saymadıkları Türk suikast”ların altında hep “Erge menlerin Irak’ta çektikleri çilele nekon” buluyorlardı. O dönem, ri anlatıyor. İstanbul Emniyeti “Erdoğan’a Karşımda yıllarını zindanlar suikast girişimleri listesi” hazırla da geçirmiş bir Türk subayı otu mış ve Silivri’deki davaya gön ruyor. Ömrünün dikenleri birer dermişti. 20052008 arasında çizgi olmuş da yüzüne yansımış Erdoğan’a tam 36 suikast giri gibi. Kerkük’te Türkmen köyün şimini önlediklerini anlatıyorlar de oturduğu yokluk içindeki yer dı. Nasıl oluyorsa, bu suikastlar sofrasını anlatıyor. Yemek ola filmlerde olduğu gibi birinin kur rak yalnız aşure var. Yemekte şunların önüne atlamasıyla de aşure olur mu? Çiğnerken için ğil, “isimsiz ihbar mektupları” ile den et çıkıyor. Bir gelenek, etler ortaya çıkıyordu. kurutulduktan sonra, değerli mi F tipi “Erdoğan’a suikast se safirlere aşure içinde ikram edi naryoları” hiç kanıtlanamadı. Ni liyor. Yoksulluk yalnız bu lükse tekim Murat Eren de yargının izin veriyor. halen FETÖ’nün kontrolünde ol Elini masaya koyuyor. Avucunun içinde sanki bir harita varmış gibi diğer elinin parmağıyla Kuzey Irak’ta yaşadıklarını yer göstererek anlatıyor. Patlayan bombaları ya da yaşanan katliamları orada işaretliyor. Ben görmüyorum, ama o görüyor. Avucunun içi gibi bilmenin ne demek olduğunu şimdi anlıyorum. duğu 2012 yılında suikast ve örgüt suçlarından beraat etti. Proje belliydi. “Erdoğan öldürülecek” senaryosu Fethullahçıların devlete yerleşmesine ve ilerlemesine yaratılmış bir gerekçeydi. İşin ilginci, 15 Temmuz’da canlı canlı izlediğimiz Erdoğan’a suikast girişimini, dün “Erdoğan suikastı senaryosu” sayesinde devletin kale Şüpheli polisler karşımızda Onun adı Murat Eren. 2006 lerini zaptedenler yapmıştı. Kendi çilelerini anlatmıyor yılına kadar Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda Pilot Yüzbaşı olarak görev yaptı. Üzerindeki üniforma onu kimi sarp dağlara, kimi uzak düzlüklere götürdü. Ölümü hep yakınında bir ihtimal olarak taşıdı. Ama onu vuran kurşun sırtından girdi. 18 Mayıs 2006’da Amasya’nın Merzifon ilçesinde bir internet kafeden gönderilen isimsiz ihbar mektubuyla hayatı değişti. İhbarcı, kumpaslarda alıştığımız gibi adını yazmamıştı. Dalga geçer gibi kendisine bir rumuz bulmuştu: Vatansever. Ne garip, ihbar postasından kısa süre önce gittiği benzin istasyonunda Fethullahçı bir polisle kavga etmişti. Tartışmanın sonu Eren’in Fethullah Gülen’e küfür etmesiyle bitmişti. O gün tartıştığı polis, Eren’in karşısına gözaltındayken Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak çıkacaktı. İhbar postasıyla başlayan soruşturma ve ardından yapılan operasyon, kumpas halkalarının ilkiydi. Henüz Ergenekon davaları başlamadan, 30 Mayıs 2006’da evi basıldı. Fethullahçıların “eliyle koymuş gibi” bulduğu dijital delillerle suçlandı. Tesadüf değil, Eren’in suçlandığı CD üzerinde ilk incelemeyi yapan, Ergenekon kumpasının meşhur 51 No’lu DVD’sini “çıkaran”, avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı “bulan” kişi aynıydı: Başkomiser Mehmet Yayla. Filmin sonu belli oldu. 13 yıl sonra artık herkes görüyor. Ama şarkıdaki “elbet bir gün güler bize seneler” denilen umut gerçekleşmedi. Murat Eren, 2006’da henüz hakkında mahkeme kararı yokken YAŞ’ta bazı komutanların itirazlarına rağmen askerlikten atılmıştı. Kumpaslarda ilk hapsedilen askerdi. 3 kez tutuklanıp bırakıldı, toplam 4 yıl hapis yattı. Kimileri için çabuk gelen adalet ona halen uğramadı. Atabeyler kumpasını yaratan polisler, savcılar, hâkimler bugün FETÖ’den cezalandırılıyor. Ancak Murat Eren’in 13 yıla yayılan davası, hakkında verilen yeniden yargılama kararlarına rağmen bitmedi. Hapiste kırılan bacağını, hastane yolunda kelepçe takmayı reddettiği için kendisinin kaynattığını biliyordum. Cezaevinde onuruna yediremediği muameleye karşı çıktığı için yediği dayağı öğrenmiştim. Hapisten çıkınca sokakta çay satarak ailesini geçindirdiğini, zemheri ayazında kar maskesiyle yakacak bir şey arayarak evini ısıtmak zorunda kaldığını duymuştum. O günlerde ekmek parası için çırpınan Murat Eren’i görünce yolunu değiştiren komutanlardan haberdardım. Sordum, ama bunları anlatmadı. “Benim davam Murat Eren davası değil. Ben Türk subayıyım. Üniformamın onurunu üstüme giymesem de korurum” diyordu. Çektiği çile Erdoğan’a suikast senaryoları Murat Eren, “Atabeyler örgütü” denilen uydurma yapının parçası olmakla suçlandı. En ağır itham o dönem başbakan olan Tayyip Erdoğan’a suikast iddiasıydı. “Suikast” sihirli bir kelimeydi. 2006 ile 2014 aralığında yaşadığımız senaryo hep aynıydı. Erdoğan’a birileri hep sözde suikast yapmaya çalışıyordu. İnanırsanız, Fethullahçı polisler suikastları son anda önlüyordu! TRT’de bir dönem Fethullahçı polisler tarafından hazırlanan Büyük Takip programında Erdoğan’ın Atatürk ve Abdülhamit’ten sonra en çok suikast planının hedefin leri konuşmak istemiyordu. Tek isteği halen üstünde bir hayal gibi taşıdığı üniformayı yeniden giymekti. 13 yıldır üzerine atılan lekeyi temizlemek için mücadele eden Murat Eren için yarın karar günü. Kalan iki davasından birinin belki de son duruşması olacak. Adliyenin mübaşiri yine “Murat Eren” diye bağıracak. Mahkeme, Türkiye’nin başına örülen çorabın ilk ilmeğini yapabilirse koparmış olacak. Utançları, acıları, ayıpları silmeye ise kuşkusuz hiçbir hâkimin kararı yetmez. Bir ülke çökertilirken önce kurtlarını çakallara boğdururlar. Kahramanlarının etlerini yılanlara yem ederler. Bu son olsun, bu son… Daçka, Granit’i onurlandırıyor Darüşşafaka (Daçka) basketbol şubesi, ye ni sezonu efsanesi Yal çın Granit’i onurlandıra rak açacak. İstanbul eki bi, bugün saat 20.00’de Volkswagen Arena’da 20192020 sezonunun Yalçın Granit açılış maçı niteliğinde Rusya’nın Lo komotiv Kuban takımıyla karşılaşacak. Daçka, yaptığı açıklamada, açılış maçı nın “Efsanelere Saygı; Yalçın Granit Ge cesi” olarak düzenleneceğini ve efsa nesi Granit’i onurlandıracağını duyurdu. Türk basketbolunun öncü ismi olan 87 yaşındaki Granit, Darüşşafaka basket bol şubesinin üç kurucusundan biri. Bir kadın cinayeti daha Nevşehir’in Gülşehir ilçesinde, Necmettin Baysal (52), tartıştığı eşi Yeter Baysal’ı (45) 27 yerinden bıçaklayarak öldürdü. İlçeye bağlı Şahinler köyünde dün sabah saatlerinde, Necmettin Baysal, 3 çocuğunun annesi Yeter Baysal’a bıçakla saldırdı. Komşuların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Yeter Baysal, ambulansla hastaneye kaldırılırken, yolda hayatını kaybetti. Yakalanan Necmettin Baysal’ın rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü öğrenildi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle