28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 1123 EYLÜL 2019 PAZARTESİ Sıkıntılar gelir geçer,Rakamlar iner çıkar, önemli olan Türkiye’nin çağdaş, hür ve adil bir ülke olmasıdır hukukta istikrar şart Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren: Döviz bazında borçları olan bütün yatırımcılar geçen sene hop oturup hop kalktık. Maalesef bu, insanı demoralize ediyor. Ama yurttaş da iş insanı da demokrasi, insan hakları, kanun hâkimiyeti için istikrar arıyor. ŞEHRİBAN KIRAÇ Enerji, çimento, perakende, kâğıt olmak üzere birçok alanda faaliyet gösteren Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, enerji sektöründe iki yıldır sorun yaşandığını belirterek kâğıttan, çimentodan, tekstilden takviye ederek enerjiyi ayakta tuttuklarını, Türkiye sanayisi canlanmadan elektrik tüketiminin artmayacağını söyledi. Özellikle kurlardaki aşırı oynamaların uzun vadeli yatırım yapacak sanayiciyi çok olumsuz etkilediğini vurgulayan Eren, Türk işsizine yararı olması için de üretimin mutlaka Türkiye’de yapılması gerektiğine işaret etti. “Kanun hâkimiyeti bir ülkede yoksa oraya sermaye gitmez” diyen Ahmet Eren ile Eren Holding’in yatırımlarını, Türkiye ekonomisini ve sanayicinin sorunlarını konuştuk. n 2019’un sonuna yaklaşıyoruz, Holding açısından nasıl geçiyor, hedeflerinize ulaşacak mısınız? Türkiye ekonomisinden daha iyiyiz. TL bazında büyüme var bizde. Dolar bazında geçen yılki ciromuz 2.7 milyar dolardı, bu sene tahminimiz 2.5 milyar dolar olacak. Faaliyet gösterdiğimiz alanlarda, özellikle çimentoda iç piyasada büyük bir daralma oldu. Fakat onu ihracatla kapattık. Çünkü Mersin’de aynı zamanda limanımız da var, buradan ihracat yaptık. Diğer alanımız ener Çimento yatırımı askıya alındı n Çok belirsiz bir dönemden geçiyoruz, askıya aldığınız yatırımlar oldu mu? Askıya aldığımız alan çimento oldu. Çimentoda ikinci bir hat kuracaktık ancak iç tüketimdeki korkunç düşüş o yatırımımızı erteletti. Mersin’deki çimento fabrikamızın yanında altyapısı hazır ikinci hattı kurma programımız vardı, ama Türkiye’de özellikle konut sektörünün girdiği kriz ve çimento satışlarının daralması bizi bu yatırımdan alıkoydu. Yaklaşık 250300 milyon dolarlık bir yatırım olacaktı. Kâğıt ambalaj dışında eliniz rahatlayınca gelecek yılın sonunda ya da 2021’de özellikle yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi konusunda araştırma yapıyoruz. Rüzgâr gülleri, güneş panelleri vs. n Eren Holding’de kaç kişi çalışıyor? Doğrudan çalışan sayısı 8 bin 500. Güvenlik, yemek işini yapan yan kuruluşlarla 10 bin kişiyi aşıyor. En fazla çalışanımız ambalajda. ji, orada bir daralma var. Ener ji tüketimi geçen seneye naza ran düştü. Sanayi üretimi art madığı için enerji tüketimi de artmadı. Tekstil ve perakende de da ralma olmadı. Yüksek gelir grubuna ürün satıyoruz. Yük sek gelir grubu da ekonomide ki daralmadan ötürü bu ihti yaçlar için olumsuz etkilenmi yor. Yani alacağı bir tişört veya bir gömlek, onların harca ması içinde küçük bir oran. 2001 krizinde de biz bunu gör müştük. Ne Lacoste ne Burberry ne de diğer markaların satışında düşüş olmadı. Türk işsizine yararı yok Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, Şehriban Kıraç’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kazanç borca yetmiyor n Perakendede mağaza sa yılarında bir yavaşlama olmadı mı? Mağaza sayısının artırılması konusunda fırına bastık. Çünkü adım başı AVM oldu. Biz de hepsine gitmekte nazlı davranıyoruz. Hem yurtdışında hem yurtiçinde mağazalarımız var. Yurtdışındaki mağazalarımı n Asıl iş alanınız enerjide bu yıl ciddi kriz var, batık oranı yüksek, ne diyeceksiniz? Hem üretim hem dağıtım tarafında bankaların 50 milyar dolarlık finansmanı var. Bu sektörün şu veya bu şe za da Türkiye’de ürettiğimiz ürünleri ihraç ediyoruz. Zaten Türkiye’nin olabildi Ambalajda ğince burada üretip satması lazım. Yoksa bir büyüyeceğiz Türk iş insanı gider Çin’de üretir, götürür, Almanya’da Fransa’da satar, parayı da İsviçre de tutarsa Türk n Bundan sonraki süreçte holding olarak ağırlığı hangi alana ve receksiniz? Şu anda perakendede yurtiçi ve yurtdışında büyüyoruz. Ambalaj sektöründe kâğıdın tamamlayıcısı olan oluklu mukav işsizine hiçbir va, kutu üretiminde yeni yeni tesisler açtık ve yararı yok. Türk açmaya devam ediyoruz. Ambalajda yeni ya işsizine yararı tırım için özellikle Gebze, İzmit bölgesinde yer olması için üretimi mutlaka Türkiye’de yapması lazım. n Grup cirosundaki dağılım nasıl? En büyük alanınız enerji ci bakıyoruz, bunlar 3040 milyon dolarlık yatırımlar olacak. Özellikle elektrikli otomobillerin akü leri konusunda bir üretim yapabilir miyiz diye onu araştırıyoruz. n Merkez Bankası, faiz oranlarını düşürüyor. Şu anda düşük faiz tek başına yatırım yapmak için yeterli bir enstrümana mı? Şu anda faizi “sıfır” yaparsak yatırım yapar mısın? Onu dışarıdakilere sorun, dış sermaye neredeyse sıfır, yüzde 1.5. Geliyor ronun yüzde 40’ı mu Türkiye’ye? Gelmiyorlar. Maalesef oradan geliyor. Ka bu ortamın düzelmesi lazım. Herke ğıt ve ambalaj yüzde sin ağzına pelesenk oldu, hukuk 36 seviyesinde. Tekstil yüzde 15, yüzde 9 da çimento. hukuk... Doğru ama yani. Kanun hâkimiyeti bir ülkede yoksa oraya sermaye gitmez. kilde bir krize girmesi durumu henüz yok. Ama belli firmalar için var. Bu da tabii bankalara da olumsuz yansır. Enerjide hem üretim hem dağıtım tarafında büyük yatırımlar yapıldı. Devlet, dağıtım şirketlerini çok büyük paralarla özel firmalara sattı. Şimdi hem üreticilerin hem dağıtımcıların kazançları borçlarını ödeyecek düzeyde değil. Bizim de diğer sektörlerimiz olmasa enerji sektörünü sürdürmemiz çok zor gider. Elektrik üretimine 2.7 milyar dolarlık yatırımımız var. Zonguldak’taki Çatalağzı Termik Santralı Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 7’sini karşılıyor. Türkiye’de faiz oranları çok yüksek. Alıp götürüyor, yetmiyor, kâğıttan, çimentodan, tekstilden takviye etmek suretiyle enerjinin sürdürülmesini sağlıyoruz. n Ne kadar zamandır enerjiyi böyle ayakta tutuyorsunuz? İki yıldır oradan oraya aktarma yapıyoruz. Gelecek iki yıl daha bu durum sürecek. Çünkü Türkiye’de sanayinin, üretimin artması lazım ki enerji tüketimi artsın. Bizde elektriği satacak yer bulamıyoruz. 2 ay ön cesine kadar 5 ünitemizden 1’i çalışıyordu. Son iki aydır yüzde 6070 kapasite ile çalışıyoruz. Fazlalık var n Enerji şirketleri neyi öngöremedi de bu kadar batık ortaya çıktı, sorunlar nereden kaynaklandı? Birincisi devlet, bu yatırımlara lisansı verirken bir makro plana bakıp Türkiye’nin ihtiyacına göre düzenlemeliydi. İkincisi bankalar, bizlere kredi verirken onlarda bakmaları lazımdı, Biz ise bu geleceği tam olara da öngöremedik. Kredilerin bolluğu itti bizi bu işe. Aldık, kredileri yatırdık. Ama şu anda fazlalık var, bu fazlalık ne zaman erir; tabi 45 sene sürecek. Devletin alım garantisi dediği rüzgâr ve güneş dışında yeni yatırım yok. Firmaların yeni yatırım arayacak hali de kalmadı. Yeni yatırım için fon lazım. Ne doğalgazcıların, ne yerli kömürcülerin, ne ithal kömürcülerin yatırımı olmaz. n Enerjideki borç miktarınız ne kadar? Ödeyebilecek güçteyiz, biz yeniden yapılandırma talep etmedik, etmeyeceğiz de. Hop oturup hop kalktık n Günlük en çok nelere bakıyorsunuz, dolar kuru sizi nasıl etkiliyor? Özellikle kurlardaki aşırı oynamalar, uzun vadeli yatırım yapacak sanayiciyi çok olumsuz etkiliyor. Geçen sene ağustosta kurlar fırladı. Yatırım yapmışların borcu döviz bazındaydı. Çünkü Türkiye’de 10 yıllık krediyi TL bazında kimse bulamaz, yoktur zaten. Döviz bazında borçları olan bütün yatırımcılar geçen sene hop oturup hop kalktık. Maalesef bu insanı demoralize ediyor, yatırım yapmak konusunda de moralize eden sebep sadece bu değil. Hukuk çok önemli, bunun da sağlanması lazım. İş insanı da vatandaş da istikrar arıyor. Hürriyet, demokrasi, insan hakları, söz ve yazı hürriyeti, kanun hâkimiyeti konusunda istikrar arıyoruz. Bunları sağlamamız lazım. İşsizlikteki asıl can alıcı nokta üniversitelerin işsizliği. Kalitesi yüksek kişilere bu memlekette maalesef iş yok. İç barış sağlanmalı n Krizden çıkış için hangi adımlar atılmalı? Rakamlar iner çıkar, ama önemli olan Türkiye’nin Batı standartlarına uygun çağdaş, hür ve adil bir ülke olmasıdır. Ekonomik sıkıntılar gelir geçer. Bunu sağlayabilirse Türkiye genç, dinamik nüfusu ve girişimci iş insanları sayesinde Avrupa’nın birçok ülkesini yakalayabilir ve geçebilir. Kısa sürede mi olur uzun sürede mi bilmem ama etrafımızla uyuşmamız lazım. Özellikle iç barışı sağlamamız gerekiyor. Atatürk, boşuna dünya lideri olmamış. “Yurtta sulh cihanda sulh” demiş. n Avrupa standartları diyorsunuz, ama Avrupa Birliği ile de ilişkiler kesilme noktasına geldi, ne bekliyorsunuz? Avrupa Birliği, Türkiye için kutupyıldızıdır ondan vazgeçmememiz lazım. Rusya’ya Çin’e de kayabilirsiniz, ama Türkiye’ye dışarıdan gelen sermayeye bakın. Yüzde kaçı Rusya’dan, Çin’den gelmiş. Avrupa ile ilişkilerimizin çok iyi olması lazım ki hem kanun hâkimiyeti sağlansın hem de Avrupalı sermayedarın, yatırımcının görüşü olumluya dönsün. P&G: Türkiye çok kıymetli bir pazar Procter&Gamble (P&G) Global Güzellik Kategorisi Üst için çok değerli. Kafkaslar ve Orta Asya bölgesinde yer alan 7 ülke Yöneticisi (CEO) Alex Ke nin yönetimini de Türkiye’den ith, İstanbul’u ziyaret ede gerçekleştiriyoruz. Bugün Tür rek Türkiye’nin P&G için çok kiye üzerinden 20’den fazla ül önemli bir pazar olduğunu ve keye ihracat yapıyoruz. Güzel gelişimini yakından takip lik kategorimizde yer alan saç ettiklerini söyledi. bakım markalarımız Türki Keith, “P&G dünya üze ye’deki tüketiciler tarafın rinde en büyük 3. güzel dan beğeniyle tercih edili lik şirketi olarak emin yor. Türkiye bizim için her adımlar atarken Türkiye anlamda çok kıymetli bir pa dinamik yapısı ile bizim Alex Keith zar” dedi. l Ekonomi Servisi Dizilerde kadın mühendis olsun Türkiye’de kadın mühendislerin sa göre bu sayı yetersiz. Türk Mühenyısının artması için çalışmalar ya dis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağ pan Limak Vakfı Yönetim Kurulu lı 24 odaya üye, 2017’de 80 bin kadın Başkanı Ebru Özdemir, kadınla mühendis bulunurken, 2018 verile rı mühendisliğe teşvik için se rine göre ise bu sayı 90 binlere çık naristlere ve yapımcılara çağ tı. Limak Vakfı tarafından başlatı rıda bulunarak dizelere ka lan “Türkiye’nin Mühendis Kızla dın mühendis karakterleri rı Projesi” kapsamında 25 farklı de konulmasını istedi. ilden 35 devlet üniversitesin Türkiye’de kadın mühen de mühendislik eğitimi alan dis sayısı 200 bini geçer 111 öğrenci bulunurken, ken, kendisi de bir mühen koçluk programı da projeye dis olan Ebru Özdemir’e Ebru Özdemir eklendi. l Ekonomi Servisi ‘Yeniden paylaşım’‘Yeni Ortadoğu’ Suudi tesislerini vuran füzeler, İHA’lar, egemen enerji güvenliği paradigmasını şiddetle sarstı, bölge jeopolitiğinin taşlarını yerinden oynattı. Şimdi, yine bir “Yeni Ortadoğu” şekilleniyor Paradigmanın çöküşü Ortadoğu’da egemen enerji güvenliği paradigması, 1980’de açıklanan Carter Doktrini’ne dayanıyordu: ABD, enerji kaynaklarının üretim ve tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlayacaktır. Bu doktrinden kaynaklanan güvenlik paradigması iki ayak üzerinde duruyordu: ABD, Körfez ülkelerine enerji kaynaklarını savunabilmeleri için gerekli silahları satıyordu. Enerji kaynaklarına yönelik tehditlere ABD, gerektiğinde, Irak’ın Kuveyt’i işgaline karşı, “I. Körfez Savaşı” örneğinde olduğu gibi, askeri yöntemlerle cevap veriyordu. Ancak, Suudi Arabistan’ın on milyarlarca dolar vererek ABD’den satın aldığı hava savunma füzeleri ve radar sistemleri son saldırıları önleyemedi. Böylece paradigmanın iki dayanağından biri çöktü. Şimdi, ABD’nin, saldırılardan İran’ı sorumlu tutmasına karşın, bir anlamda haklı olarak sergilediği kararsızlık, paradigmanın ikinci dayanağı üzerine de büyük bir soru işareti koydu. “Haklı olarak” diyorum çünkü, İran’a yönelik bir askeri saldırının bir süredir tırmanmakta olan çatışmaları hangi düzeye sıçratacağını, sürecin nerede, nasıl sonuçlanacağını; sonuçlanmadan önce hangi ülkeleri içine çekeceğini kestirmek son derecede zor. ABD yönetimlerinin 1990’ların başında benimsediği “tek kutuplu dünya” iddiası çoktan anlamını yitirdi. ABD, artık “tek büyük güç” değil. Ortadoğu bölgesi de “büyük güçler rekabeti” paradigmasının geçerli olduğu coğrafyalardan biri, hatta belki de en önemlisi. Yeni Aktörler ABD ile küresel çapta rekabet içinde olan iki büyük gücün, Rusya ve Çin’in, Ortadoğu’daki etkileri, birbirinden farklı ve adeta birbirini tamamlayan yollardan giderek artıyor. Rusya, 2015 yılından bu yana Suriye iç savaşının kaderi üzerinde belirleyici rol oynadı. AKP Türkiyesi’ni, geleneksel müttefikleriyle arasındaki ilişkilerin istikrarını bozarak, ya da bozulan istikrardan yararlanarak kendi etki alanı içine çekmeyi başardı. Rusya, bölgenin İran, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır gibi en önemli ülkeleriyle, bunlar arasındaki sorunların üzerine çıkarak yapıcı ilişkiler kurabildi. Tüm bunlar, Rusya’nın “yönlendirici” bir güç ve bir güvenlik unsuru olarak etkisini artırdı. ABD teknolojisinin, Suudi Arabistan’a yönelik son füze ve İHA saldırılarını önlemekteki başarısızlığı karşısında Rusya kendi İHA saldırılarını önleyici sistemlerini, S400 füzelerini pazarlamak için yeni bir olanak elde etti. Bu ortamda, Rusya’nın Ortadoğu için geliştirdiği, “ortak güvenlik altyapısı” önerisi yeniden gündeme geldi. Bu saldırılar ve ABD hegemonyasına dayalı enerji güvenliği paradigmasının sarsılması, Rusya’ya iki ek olanak sağladı. Birincisi: saldırılar petrol fiyatlarını yukarı doğru itince, Rusya enerji üretim kapasitesini yükseltmeden enerji gelirlerini artırabildi. İkincisi ve daha da önemlisi, Ortadoğu’daki enerji güvenliği paradigması sarsılırken, Rusya’nın, istikrarlı ve güvenli bir enerji kaynağı olarak önemi daha da arttı. Bölgede etkisi artmakta olan bir diğer aktör de Çin. Çin’in hem İsrail hem de İran’la ekonomik, teknolojik ilişkileri hızla ve ABD’yi kaygılandıracak alanlarda giderek derinleşiyor. Önceki yazımda, Çin’in İran’la yaptığı son anlaşmaya değinmiştim. Çin’in bölgede özellikle ilgilendiği ikinci ülke, bilişim ve tarım teknolojilerinde önemli atılımlar atan İsrail. Rand Corporation’ın bir araştırmasına göre, 20072017 döneminde, 34 Çin şirketi, çoğu bilişim ve tarım teknolojisi alanlarında 69 projeye yatırım yapmış. Bir South China Morning Post haberine göre 2016 yılında Çin yatırımları üç kat artarak 16 miyar doları geçmiş. Son saldırılar Çin’e iki olanak sunuyor. Birincisi, ABD’nin bölgedeki etkisini aşındırarak, potansiyel olarak Çin’in hareket alanını genişletiyor. İkicisi, Çin’e, İran’la ilişkilileri üzerinden ABD’nin kriz içinde tutum alma özelliklerini daha yakından izleme olanağı sunuyor. Ortadoğu büyük güçler arası rekabetinin “paylaşım alanı” olarak, yeniden şekilleniyor. TOKİ’den indirim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdares (TOKİ) Başkanlığı’nın borcunu erken ödeyip tapusuna hemen sahip olmak isteyen konut ve işyeri alıcılarına yönelik indirim kampanyasına başvurular bugün başlıyor. Bu yıl ikincisi düzenlenen kampanyada alıcılara peşin ödemelerde yüzde 22 indirim yapılacak. Kampanyadan yararlanmak isteyen konut ve işyeri alıcıları, bugünden itibaren 18 Ekim’e kadar ilgili bankaya başvurabilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle