26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] 710 EYLÜL 2019 SALI AB’de belirsizlik alarmıİngiltere ile Birlik arasındaki kopmanın nasıl şekilleneceği konusunda soru işaretleri sürüyor İngiltere Kraliçesi Elizabeth, anlaşmasız Brexit’i önlemeye yönelik tasarıyı onayladı. İngiltere’nin kördüğüme dönüşen Avrupa Birliği’nden (AB) boşanma sürecinin (Brexit) yarattığı kriz dinmiyor. İngiliz basınına yansıyan haberlere göre AB diplomatları Londra hükümetinin müzakerecisi David Frost’un masaya yeni teklifler koymak yerine halihazırdaki teklifleri de bozduğunu kaydetti. ‘Sabır taşıyor’ Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı Sigrid Kaag, Het Financieele’ye verdiği demeçte, Londra’daki Brexit kaosunu “inanılmaz” olarak nitelendirirken, “AB’nin sabrının taşmak üzere olduğu” mesajını verdi. Kaag, “Bir aşamada artık kötüye gidişatın kesin olması, perspektifsiz devam etmekten daha iyi olabilir. Bir noktada artık netlik olmalı. Brexit’in ertelenmesi için iyi bir nedene ihtiyaç var. Şu ana kadar İngiltere halihazırdaki anlaşmaya bir alternatif sunamadı” ifadelerini kullandı. Johnson’ın parlamentoyu devre dışı bırakarak an NETANYAHU’DAN İSİM GAFI... İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bakanlar kurulu toplantısında İngiltere Başbakanı Boris Johnson için yanlışlıkla “Boris Yeltsin” dedi. Rusya Devlet Başkanı Yeltsin 2007’de yaşamını yitirmişti. Yanındakilerin uyarısıyla hatasını seçmesi halinde ise milletvekillerinin konuyu yargıya taşıma ihtimali bulunuyor. Johnson dün resmi temaslarda bulunduğu İrlanda Cumhuriyeti’nde Başbakan Leo düzelten Netanyahu, “Dinleyip dinlemediğinizi Varadkar ile düzenlediği basın Johnson Varadkar görmek için böyle dedim” diyerek espri yaptı. toplantısında “Anlaşmasız çıkışı ertelemek isteyen vekillerin giri laşmasız Brexit’e gitme dayatmasına muhalefet eden vekillerin çıkış tarihinin ertelenmesi isteğinin, bir sonraki aşama olarak genel seçim ya da ikinci bir referandum hamlesine bağlı olması gerektiğini belirtti. Johnson, AB’den anlaşmalı ya da anlaşmasız 31 Ekim’de çıkmakta kararlı olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise dün yaptığı açıklamada, “İngiltere’nin AB’den çıkışının olabildiğince düzenli olmasını istediklerini ancak bunun için Londra’nın net tekliflerde bulunması gerektiğini” söyledi. Engelleme tasarısı yasalaştı çen, Boris Johnson’ın Brexit’i anlaşmasız bir şekilde gerçekleştirmesini engellemeye yönelik yasa tasarısına dün onay verdi. Yasaya göre İngiliz hükümeti, 19 Ekim’e kadar AB ile bir Brexit anlaşması sağlayamazsa veya anlaşmasız ayrılma için parlamentonun onayını alamazsa AB’den üç aylık erteleme talep etmek zorunda kalacak. AB’nin farklı bir tarih teklif etmesi durumunda ise bunu kabul veya ret yetkisi hükümette değil mecliste olacak. İngiliz basınının hükümet içi kaynaklara dayandırdığı haberine göre Johnson, bu yasayı uygulamamak için direnmeyi ve fiili bir durum yaratarak ülkeyi 31 Ekim’de AB’den ayırmayı planlıyor. şimlerinin kendisini korkutmadığını” belirtirken “anlaşmasız bir çıkışın herkesin sorumlu olduğu bir başarısızlık olduğunu, herkesin iyiliği için anlaşmalı çıkışı tercih edeceğini” söyledi. Varadkar ise “Anlaşmasız çıkışın engellenebilmesi için Johnson’ın İrlanda sınırının geleceği konusunda öneriler getirmesi gerektiği” uyarısında bulundu. Başbakan Boris Johnson anlaşmalı bir Brexit olabilmesi için AB’nin İrlanda sınırıyla ilgili “tedbir maddesinden” vazgeçmesi gerektiğini, bunun demokratik olmadığını savunuyor. “Tedbir maddesi”, İngiltere’nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına, Brexit’in ardından fiziki sınır girmemesi için Öte yandan Kraliçe 2. Eliza Başbakan’ın bu yolu formüle edilmişti. Brexit tarihinin beth, parlamentonun her iki ertelenmesi AB üyelerinin kararına kanadından bağlı, Johnson bir üye devleti kararı da ge veto etmeye ikna edebilir. Aşırı sağcı adayın seçilmesine tepki Almanya’nın Hessen eyaletinde Altenstadt ilçesinde aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Partili (NPD) bir siyasetçinin Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU), Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Hür Demokrat Parti (FDP) oylarıyla muhtar seçilmesi federal düzeyde tartışma yarattı. Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU’nun lideri Annegret KrampKarrenbauer ve SPD Genel Sekreteri Lars Klingbeil, seçime tepki gösterdi. KrampKarrenbauer, ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, NDP Hessen eyalet teşkilatı başkan vekili Jagsch’ın muhtar seçildiği oylamanın iptal edilmesini istedi. Koalisyon ortağı SPD’nin genel sekreteri Lars Klingbeil da, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, seçiminin derhal iptal edilmesi gerektiğini kaydetti. SPD’nin bu konudaki tutumunun net olduğunu belirten Klingbeil, “Nazilerle işbirliği yapmıyoruz! Hiçbir zaman! Bu federal düzeyde de, eyaletlerde de, belediyeler de geçerli” ifadesini kullandı. Beşir’in sarayında ‘para odası’ Sudan’ın 30 yıllık diktatörlüğün ardından halkın aylarca süren protestoları sonucunda darbe ile devrilen devlet başkanı Ömer el Beşir’in, sarayında anahtarı sadece kendisinde olan bir odada milyonlarca dolar tutarında Sudan Lirası ve döviz sakladığı öne sürüldü. El Beşir’in, yolsuzluk suçlamasıyla yargılandığı davada geçen cumartesi günü sarayın eski genel sekreteri Tümgeneral Yassir Beşir ifade verdi. 20152018 yılları arasında başkanlık ofisini yöneten Beşir, Ömer el Beşir’in “Aralarında Acil Destek Güçleri adlı milis güçlerinin komutan yardımcısı ve Hartum’daki Uluslararası Afrika Üniversitesi’nin de bulunduğu çeşitli kişi ve kurumlara iletmesi için kendisine elden 10.65 milyon Avro verdiğini söyledi”. Acil Destek Güçleri’nin, geçen haziran ayında hükümet karşıtı protesto gösterilerine müdahalesinde en az 100 kişi yaşamını yitirmişti. Conte hükümeti güvenoyu arıyor İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, kendisinin liderliğinde geçen hafta kurulan popülist 5 Yıldız Hareketi (M5S), merkez soldan Demokratik Parti (PD) ve sol görüşlü Özgürler ve Eşitler Partisi’nden (LEU) oluşan koalisyon hükümetinin programını, parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde açıkladı. Yeni hükümeti için güvenoyu istedi. Başbakan Conte, M5SPD birlikteliğinin İtalya’nın geleceğine yönelik bir proje olduğunu dile getirdi. Ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmalarının gerekliliğine değinerek “Ülkeyi sağlam bir büyüme ve sürdürülebilir kalkınma beklentisine yönlendirecek bir bütçenin hazırlanmasından başlamak üzere, mücadele edilmesi gereken pek çok zorluk bizi bekliyor” ifadelerini kullandı. Conte, ülkesinin AB ile ilişkilerinde ise ulusal çıkarlarını koruyacaklarını vurguladı. Aynı anda meclis binası önündeki eylemde konuşan aşırı sağcı Lig Partisi lideri, eski İçişleri Bakanı Matteo Salvini de “Seçimlerden kaçabilirler ama sonsuza kadar kaçamazlar. Seçimlere gittiğimizde de biz kazanacağız. Her yerde, ciddi muhalefet yapacağız” diye konuştu. Darbenin kurbanları unutulmadı Diktatör Augusto Pinochet’nin, Güney Amerika ülkesi Şili’de askeri darbeyle iktidarı almasının 46. yıldönümü yaklaşırken binlerce kişi darbede yaşamını yitirenleri andı. Şili’nin solcu Devlet Başkanı Salvador Allende’yı devirerek 11 Eylül 1973’te başa geçen ve 1990’a kadar koltukta kalan Pinochet iktidarı, en az 3 bin kişinin hayatını kaybetmesinden, gözaltındaki kayıplardan ve işkenceden sorumlu tutululuyor. Darbenin kurbanları anısına baş kent Santiago’daki şehir mezarlığına yapılan yürüyüşe, göstericilerin açıkladığı rakama göre yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Yürüyüş sırasında polisle kimi göstericiler arasında çıkan çatışmada ise 23 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Kanlı Pinochet iktidarının hedefindeki öznelerden olan Şili Komünist Partisi’nin açıklamasında “Diktatörlüğün kurbanları anısına, kayıtsızlığa, cezasızlığa ve inkâra karşı yürüyoruz” ifadeleri kullanıldı. Suriye’de İran hedefli saldırı Suriye’nin Irak sınırına uzanan Ebu Kemal bölgesinde önceki gece düzenlenen hava saldırısında İran yanlısı güçler ve ittifak milislerinden 18 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Haberi aktaran, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, hava saldırısının hangi ülke tarafından yapıldığının belirlenemediğini duyururken gözler ülkede daha önce de İran bağlantılı grupları hedef alan İsrail’e çevrildi. İsrail, Suriye’de birçok kez İran askeri üslerini hedef alan hava saldırıları düzenlerken, Tahran destekli Haşdi Şabi ve Hizbullah milis güçlerine ait si lah depoları ve önemli binaları imha etmişti. Ancak daha önceki saldırılara ilişkin de sessiz kalmayı tercih eden İsrail, bu kez de olaya ilişkin bir açıklama yapmadı. ‘Haşdi Şabi vuruldu’ Erbil yönetimine yakın BasNews ise İsrail’e ait F35 savaş uçaklarıyla yapıldığı savunulan saldırıda İran destekli Haşdi Şabi milislerinin hedef alındığını ileri sürdü. Geçen ayın ortalarında da Irak topraklarında Haşdi Şabi’ye ait cephaneliklere yönelik hava saldırılarından İsrail sorumlu tutulmuştu. Ebu Kemal’deki saldırıda gözler İsrail’e çevrilmiş durumda. Saldırılara hedef olan Ebu Kemal, enerji bakımından zengin Deyr ez Zor vilayetine uzanıyor. Ülkenin doğu çöllerinin büyük bir kısmını kapsayan vilayette kontrolün bir bölümü İran ve Rusya destekli Şam yönetiminde, diğer bölümü ise Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin kontrolünde bulunuyor. Ebu Kemal’e misilleme Öte yandan Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilimin tırmanması, yeni bir savaş cephesinin açılacağı yönündeki endişelerin de artmasına neden oluyor. İran destekli Şii Hizbullah örgütü, dün Lübnan sınırında İsrail’e ait bir İnsansız Hava Aracı’nın (İHA) düşürüldüğünü ileri sürdü. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, İHA’nın önceki gece Ebu Kemal’e gerçekleştirilen saldırıya misilleme olarak düşürüldüğünü kaydetti. Bu arada İsrail ordusu, dün Suriye’den ülke topraklarına İran yanlısı milisler tarafından bir dizi roket fırlatıldığını ancak saldırının hedefine ulaşamadığını duyurdu. Riyad’dan nükleer faaliyet sinyali WashingtonTahran hattında İran’ın nükleer programı eksenindeki gerilim sürerken Suudi Arabistan yönetiminden de uranyum zenginleştirme hamlesi geldi. Prens enerji bakanı Enerji Bakanlığı görevini Halid el Falih’ten hafta sonu devralan Prens Abdulaziz bin Selman, dün Birleşik Arap Emirlikleri’nde katıldığı bir konferansta ilk icraatına yönelik sinyaller verdi. Abu Dabi’de düzenlenen 24. Dünya Enerji Kongresi’nde konuşan Salman, ülkesi nin inşa etmeyi planladığı iki nükleer reaktör için ihtiyaç duyulan nükleer enerji programı çerçevesinde uranyum üretmek ve zenginleştirmek istediklerini söyledi. Reuters’ın haberine göre yeni dönemde Krallığın ekonomisinden büyük bir pay petrol ihracatından silah sanayiine ve lisanslama faaliyetlerine yönlendirilecek. Suudi Arabistan daha önce de barışçıl amaçlar için nükleer teknolojiye sahip olmak istediğini açıklamıştı. Fakat uranyum zenginleştirme, nükleer enerji yakıtı ekosistemi için kritik bir aşama. Çünkü uranyum zenginleştirme teknolojisi yakıtın nükleer silahlarda kullanılabilecek düzeye getirilmesini sağlayabiliyor. Batılı ülkelerin İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelik eleştirileri sürüyor. ABD ve Rusya’nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’ndan çekilmesinin ardından dünyada silahlanma yarışı kaygıları artmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Sivas’ta katıldığı bir programda, “Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var. Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum” demişti. Kimi bağımsız isimlerin adaylıklarının engellendiği gerekçesiyle sık sık protesto gösterileri düzenlenmişti. Putin, başkentte güç kaybetti Rusya’da önceki gün yapılan kısmi yerel seçimlerde, Devlet Başkanı Vladimir Putin’i destekleyen Birleşik Rusya Partisi Moskova’da oy kaybına uğradı. Kimi bağımsız muhaliflerin adaylıklarının engellenmesi nedeniyle yaz ayla rı boyunca protestolara neden olan yerel seçim lerde, Moskova belediye meclisinde Putin yanlı larının kazandığı sandalye sayısının üçte bir ora nında düştüğü belirtildi. Rusya Merkezi Seçim Komisyonu’nun açıkladı ğı verilere göre, ülke ge nelindeki 85 bölgede ya pılan seçimlerde 13 yasa ma meclisi, 16 bölge va lisi, 22 kent meclisi ve ki mi belediye başkanlıkları için oy kullanıldı. 16 böl ge valisinin tamamının Birleşik Rusya’nın des Navalny teklediği adaylar tarafın dan kazanıldığı bildirilirken, iktidarın en ciddi dü şüş gösterdiği yer başkent Moskova oldu. Katı lım oranının yüzde 21.7 düzeyinde düşük kaldığı Moskova seçimlerinde 45 kişilik belediye mecli sinin 25’i Putin yanlısı adaylardan oluşurken, 13 sandalye kazanan Rusya Federasyonu Komünist Partisi oylarını en fazla artıran parti oldu. Birleşik Rusya’nın desteklediği çok sayıda adayın bağım sız olarak seçimlere girdiği kaydedildi. Birleşik Rusya’nın hayal kırıklığı yaşadığı bir başka kent ise milliyetçi Rusya Liberal Demokrat Parti’nin meclis çoğunluğunu kazandığı Habarovsk oldu. Kimi bağımsız isimlerin adaylıklarının engellen diği gerekçesiyle yapılan protestolarda öne çıkan isimlerden olan muhalif lider Aleksey Navalny, “İktidara karşı en güçlü adayın desteklenmesi taktiğinin işe yaradığını” savundu. Kremlin’den yapılan açıklamada ise Birleşik Rusya’nın seçim lerde siyasi liderlik sergilediği belirtildi. MoskovaParis ısınma turlarında Rusya ile Ukrayna arasında, Kırım’ın 2014 yılındaki ilhakından bu yana süren gerilimi düşürmek üzere inisiyatif alan ülkelerden Fransa’nın kabinesinden iki önemli bakan, dün Rus mevkidaşlarıyla görüşmek üzere Moskova’yı ziyaret etti. Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian, “Ülkeler arasındaki güvensizliği gidermek üzere çalışmanın zamanı geldi” ifadelerini kullanırken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov da ilişkilerin düzeltilmesinin “mümkün ve gerekli olduğunu” vurguladı. Avrupa Le Drian, Rus Birliği’nin lokomotif ülkelerin mevkidaşı ile dün den Fransa ile Rusya arasın bir araya geldi. daki ilişkiler, Kırım sorunundan bu yana bir hayli gergin. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen ay gerçekleşen görüşmesinde üst düzey diplomatik temasların güncellenmesi kararı alınmıştı. İki ülkenin savunma ve dışişleri bakanları arasında yapılan “2+2 formatlı” görüşmelere beş yıldır ara verilmişti. Sığınmacıların hapis kaldığı Alan Kurdi gemisi Malta açıklarında bulunuyor. Yardım gemisinde intihar girişimi Akdeniz’de hiçbir limana yanaşmasına izin ve rilmeyen Alman sivil toplum örgütü Sea Eye’a ait yardım gemisi Alan Kurdi’de bulunan sığınmacıların durumu kötüleşiyor. 31 Ağustos’tan beri denizde bekleyen gemideki sekiz sığınmacının birinin güverteden denize atlamaya çalıştığı belirtildi. Sea Eye sözcüsü Gordon Isler Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, “Alan Kurdi misyonunun yöneticisi bana henüz reşit olmayan bir sığınmacının intihar girişiminde bulunduğu bilgisini verdi. Malta’nın sorumluluğu üstlenmesi için mutlaka birinin yaralanması mı gerekiyor? Bu sorumsuz tutumu nasıl açıklıyorsunuz?” ifadelerini kullandı. Söz konusu sığınmacının “Anoreksi, depresyon ” belirtileri gösteren 17 yaşında bir Tunuslu olduğu kaydedildi. Gemide bir genç daha intihar girişiminde bulunmuştu. Bu genç ile birlikte dört sığınmacının da Malta’da karaya çıkmasına izin verilmişti. Alan Kurdi, 31 Ağustos’ta kapasitesinin üzerinde dolu olan bir tekneden sekizi 18 yaş altı, 13 sığınmacı kurtarmıştı. Alan Kurdi yardım gemisi Malta’nın yaklaşık 35 kilometre güneyinde bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle