28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Dolar ‘yaptırım’la 5.75 lirayı aştı 1110 EYLÜL 2019 SALI Küresel düşük faiz beklentileri ve olumlu makro verilerle geçen hafta yönünü aşağı çeviren dolar/TL, yeni haftaya 5.70 lira civarında başlarken, dün öğleden sonra özellikle ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’nın S400’ler nedeniyle Türkiye’ye yönelik yaptırımların incelendiğini açıklaması TL’deki düşüşü hızlandırdı. Dolar/ TL gün içinde 5.705.77 arasında dalgalandı ve günü 5.75’in üstünde kapattı. Mnuchin, Beyaz Saray dışındaki gazetecilere yaptığı açıklamada Trump yönetiminin Türkiye’nin Rusya’dan S400 füze sistemi satın alması dolayısıyla yaptırımları incelediğini ancak henüz karar alınmadığını belirtirken, ABD Hazine Bakanı’nın S400’ler nedeniyle yaptırımları incelediği açıklamasının ardından Türk Lirası’ndaki düşüş hızlandı. ABD Hazinesi’nin yaptırımları değerlendirip değerlendirmediği sorulduğunda, “Bunu inceliyoruz, belirli kararlar hakkında herhangi bir açıklama yapmayacağım, ama inceliyoruz” dedi. Ancak Mnuchin herhangi bir potansiyel he def belirtmedi. Siyasi gelişmelerin yanı sı ra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta sonunda faiz konusunda yaptığı açıklamaların da TL’de baskı yarattığını söyleyen bir bankacı, “Dolayısıyla sabahtan beri TL’de satış eğilimi görüyoruz. Ancak ABD’den gelen açıklama kurda yükselişi hızlandırdı” yorumunu yaptı. Gözler Merkez’de Öte yandan piyasalar bu hafta TCMB’nin faiz kararını izleyecek. Beklentilerin altında artan enflasyonun TCMB’nin beklenen faiz indirimlerinde elini kuvvetlendireceği görüşünün ardından geçen hafta itibarıyla faiz indirimlerinin 200 baz puanın altında kalmasına pek ihtimal verilmiyor. l Ekonomi Servisi Bankacılara ağır eleştiri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün katıldığı “Alternatif Finansta Yeni Ufuklar” konulu toplantıda bankacılık sektörüne eleştiriler yöneltti. Kamu dışı bankacılık sektörünün son yıllarda reel sektöre yeterli desteği sağlamadığını belirten Erdoğan, “Kredi muslukları kapatılarak reel sektörün adeta altı boşaltıldı, pek çok firma üretimden çekilme noktasında kaldı” dedi. Katılım bankalarını da eleştiren Erdoğan, katılım finansı bankacılık sisteminin faiz oranlarıyla hareket etmemesi gerektiğini, bunu yapmanın aldatmaca olacağını savundu. 14 yıl sonra banka yatırımı Doğan Holding, satın alma ya da lisans başvurusu yoluyla yatırım bankacılığına girmeyi planlıyor. Bloomberg’in haberinde holdingin, 14 yıl sonra bankacılık yatırımı yapmayı hedeflediği, önümüzdeki 12 ay içinde konuya ilişkin adım atabileceğini kaydedildi. Doğan Holding, geçen yıl 893 milyon dolara medya varlıklarının büyük bölümünü Demirören Holding’e satmıştı. Şu anda enerji, gayrimenkul ve turizm alanlarında faaliyet gösteren Doğan Holding, 1994’te Dışbank’ı satın alıp 11 yıl sonra Fortis Bank’a satmıştı. İhracatçıların gözü ABD’de Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi geçen yıl 20 milyar dolara ulaştı. ABD’deki muhataplarımızla ilişkilerimizi güçlendirmek adına işbirliklerini yoğunlaştıracağız” dedi. 6 bin 500’e yakın firmanın 2018’de ABD’ye ihracat yaptığını anımsatan Gülle, “İlk 10 firmamız ABD’ye ihracatımızın 4’te birini gerçekleştiriyor. Bu sebeple ABD pazarına ilişkin bir rapor hazırladık. Küresel ticarete en çok konu olan 1000 ürün içerisinde, Türkiye’nin 192 üründe ABD pazarı için önemli bir potansiyeli olduğunu tespit ettik” diye konuştu. Öte yandan, ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ile görüşen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi için kararlılığımızı vurguladık” dedi. En uzun kalan Litvanyalılar oldu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilk 7 aylık verileri, tatil için en uzun süre kalanların Litvanyalılar, en az süre kalanların da Çinliler olduğunu ortaya koydu. İlk 7 ayında tesislere geliş sayısı 16.5 milyonu yabancı olmak üzere 30 milyon 695 bini buldu. Geceleme sayısı ise yabancılarda 59 milyon 40 bin 380, yerlide ise 26 milyon 355 bin 353 olmak üzere toplamda 85 milyon 395 bin 733 oldu. Ayrıca 2019’un ilk 7 ayında 8.4 milyondan fazla yabancı turist ağırlayan İstanbul’un, turizmde son 5 yılın en iyi performansını yakaladığı belirtildi. l Ekonomi Servisi ‘Çeltikte taban fiyatı açıklansın’ Yakında çeltik hasadına başlanacak olmasına rağmen hâlâ taban fiyatı belirlenmedi. Samsun Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner, “Bir an önce taban fiyatın belirlenerek alımlara başlanmasını talep ediyoruz. Bu fiyat en az 3 lira 30 kuruş ile 4 lira arasında belirlenmeli” dedi. Tosuner, “Çeltik girdileri 2018’den 2019’a mazot, gübre gibi alımlarda yüzde 70 artmış, ilaçta ise bu artış yüzde 100’ü buluyor. Çiftçimiz, mağdur durumda” dedi. l İHA Seracılar zararda1 kilo domatesi 3.7 TL’ye üreten seracı, satış fiyatında 3 liraya ulaşamadı Plansız üretim domatesi vurdu Tarımsal üretimdeki plansızlık mağduriyet yaratmaya devam ediyor. Niğdeli domates üreticileriyle bir araya gelen CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Domates üreticisi isyanda. Maliyetine bile ürün satamıyorlar” dedi. Gürer’e konuşan üreticiler, “Ürün bol olunca fiyatı düşürdük. Fiyatın dip yapmasında fabrikaların alım fiyatını 2030 kuruşa düşürmesinin etkisi var. İşçilere olgunlaşan domatesi toplatıp, yeşil kalanla rı tarlada bırakıyoruz. Yarı yarıya firemiz de var” dedi. MALİYETLER ZORLUYOR Yalnızca sera üreticileri değil, ülke genelindeki tüm üreticiler benzer sorunlar yaşıyor. Bunların temelindeki önemli sebeplerden biri tarımsal girdi maliyetlerinin yaklaşık yüzde 90’ının ithal olması ve kurun artmasıyla maliyetlerin de tırmanması. Salatalık ve kabakta üretim maliyetlerini kurtarmayan fiyatlar, üreticilerin bu ürünleri söküp yeni ürün ekmelerine sebep olmuş, bu da ek masrafa girmelerine yol açmıştı. Ancak geleneksel üretimin yanı sıra profesyonel seracılıktaki yatırım maliyetlerinin daha ağır olduğunu anımsatan sektör temsilcileri, durumun girdilerin zamlanmasıyla daha da içinden çıkılmaz bir hal alındığını anlatıyor. Hem geleneksel hem de bitkiye su yoluyla besin verilen topraksız üretimin yapıldığı profesyonel seracılıktaki girdilerin en önemlilerinden biri elektrik. Geleneksel seralarda ısıtma, çoğunlukla elektrikle sağlanırken, profesyonel seralardaki ısıtma jeotermal ya da kömürle yapılabiliyor. Jeotermali elde etmek için elektrik kullanılıyor. Son bir yılda tarımda kullanılan elektriğin maliyeti ise yüzde 76.4 arttı. Bu yüzden ziraat sektörü temsilcileri, elektrikte yüzde 18 olan KDV’nin sıfırlanıp yüzde 1 enerji fonu ve yüzde 2 TRT payının kaldırılmasını talep ediyor. Sebze ihracatı YÜZDE 20 düşTÜ Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin Yaş Meyve ve Sebze Sektörü Türkiye Geneli Değerlendirme Raporu, sebze ve meyve ihracatının düşmeye devam ettiğini ortaya koydu. Rapora göre, 2019’un ilk 8 ayındaki sebze meyve ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktarda yüzde 20, değerde yüzde 13 azaldı. En çok düşüş, miktarda yüzde 32, değerde yüzde 39 ile narenciye grubunda görüldü. l Ekonomi Servisi SERABİR Başkanı Müslüm Yanmaz: Bir dekarda verim 30 ton olması gerekirken bu yıl 17 tonda kaldı. İklimde yaşanan olumsuzluklar ve yüksek girdi ma liyetleri, 11 bin dekar alanda profesyonel sera üretimi ya pan yaklaşık 120 işletmeyi za rara uğrattı. Se ra Yatırımcıları ve Üreticileri Bir liği (SERABİR) Derneği Başkanı Müslüm Yanmaz, “Üreticilerin bü GAMZE BAL yük çoğunluğu sezonu kârsız hatta zararla kapattı” dedi. 1 Ağustos 2018Haziran 2019 aralığındaki üretim sezonun da girdi maliyetlerinin yüzde 51 yükseldiğine dikkat çeken Yanmaz, “1 kilo domatesteki üretim maliyetimiz 3.23.7 TL arasında. Ancak bu ürünü yıl genelinde 3 liranın üzerinde satamadık” dedi. Verim azaldı En temel girdi maliyetlerinin işçilik, sulamagübreleme, paketlemenakliye ve ısıtma olduğunu dile getiren Yanmaz, “1 dekarda 80 bin TL maliyetimiz var. Afyon’da bu maliyet 120 bin TL’ye kadar çıkıyor. Bu yıl iklim koşullarının etkisiyle güneşli gün sayısı azdı. Hem yetersiz ışık hem de yağışlardan dolayı yetersiz kalan havalandırma, bitkide hastalıklara sebep oldu. Bu da bir dekardaki verimin 30 ton olması gerekirken 17 tonda kalmasına yol açtı. Verimin düşmesi maliyetlerimizi daha da artırdı” diye konuştu. Somali’deki Albayrak Grubu Limanı için Eş Şebab iddiası Somali’de muhalefet lideri Abdirahman Abdişakur Warsame, İslamcı örgüt Eş Şebab’ın başkent Mogadişu’da Albayrak Grubu tarafından işletilen limandaki işlerden pay aldığını öne sürdü. Somali Affairs isimli internet sitesinde yer alan habere göre, örgütün ülkede güvenlik ve finans kurumlarına sızdığını öne süren Warsame, normalde hükümetin kontrolünde olan birçok işten örgütün pay aldığını söyledi. Örgütün Mogadişu Limanı’ndaki her 40ft’lik konteynırdan 160 dolar, her 20ft’lik konteynırden 100 dolar aldığını öne süren muhalefet lideri, limanda kesilen tüm faturaların örgütün de eline geçtiğini, kargolarla ilgili tüm bilgilere eriştiklerini, ihracatta sözleşme değeri üzerinden yüzde 5’lik vergi aldığını iddia etti ve hükümeti bu durumun önüne geçmeye çağırdı. l Ekonomi Servisi Trump’ın tweet’leri endeks oldu ABD merkezli, uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler alanında faaliyet gösteren JPMorgan Chase & Co., ABD Başkanı Donald Trump’ın attığı tweet’lerin piyasadaki oynaklığa etkisini ölçmek için bir endeks oluşturdu. Trump’ın attığı tweet’lerin Ha zine kâğıtları üzerinde ciddi etkisi olması nedeniyle oluşturulan endekse “Volfefe Endeksi” adı verildi. JPMorgan analistleri, endeksin adını, Trump’ın 2017 yılında attığı bir tweet’te kullandığı ve anlamı çözülemeyen “covfefe” sözcüğüne atfen bu adı verdiler. Canet’in konkordatosu 127 aileyi mağdur etti MEHMET KIZMAZ Geçen yılın sonunda konkordato ilan eden Canet, hayvancılıkla uğraşan 127 aileyi mağdur etti. 26 milyon lira alacağı bulunan mağdurlar, “Sattığımız hayvanların yem paralarını bile ödeyemedik. Evinde ekmeği olmayan aileler var. Firma yetkilileri ‘Vermiyoruz. Alabilirseniz alın’ diyerek tehdit ediyor” dedi. Firmaya yaklaşık 10 yıldır hayvan sattıklarını anlatan Batmanlı besici Mehmet Ali Behlen, “Konkordatodan sonra aldıkları 300 koyunun 50’sinin ödemesini yapıyorlardı. Ancak firma sahibi, konkordato ilanından sonra bize herhangi bir sorun olmadığını söyledi. Biz de kendilerine güvendik. Geçen yıl hayvanlarımızı aldılar, bir daha kendilerini göremedik. ‘Bugün yarın vereceğiz’ diyerek bugüne kadar bizi kandırdılar” dedi. Bir tanıdığının 165 bin TL, bir diğer tanıdığının da 1 milyon 50 bin TL alacağının olduğunu ifade eden Behlen, şöyle devam etti: “Diyarbakır, Bingöl ve Siirt’te bazı ailelerin 510 milyon TL alacakları var. Zaten ekonomik krizle uğraşıyoruz. Daha fazla uzamadan bu alacaklar tahsil edilmeli.” Öte yandan, mağdur olduğunu belirten ailelerin aktardıklarıyla ilgili bilgi almak istediğimiz firma yetkilileri, telefonlarımıza yanıt vermedi. Hangisi gerçek, hangisi yalan? Artık yüzde doksan beş üstü ele geçirilmiş medya güdüleme araçlarından, baskın, ortak koronun sonuçta tek doğrultuda algı yaratma taktikleri yetmiyor.. En ustaca senaryolarla oluşturulmuş, sonucu garantili varsayılmış kampanyalarında, giderek daha sık, çarpıcı boyutları ile kendi sınır tanımaz tek amaca, algıya yönelik senaryoları ile kendi çelişkiler yumağını, en yalın haliyle “yalanları” açığa çıkaran, gerçeklerle yüzleşmeyi hızlandıran sonuçları üretiveriyorlar.. Dün sabah Edirnekapı hattından Vezneciler’e giden otobüsün içinde belediye binasının önünden geçiyorduk. Yolcuların kendi aralarındaki sohbetlerinde, önce şimdilerde İmamoğlu’nun kullanmak zorunda olduğu, Erdoğan’ın siyasal yükselişine basamak olmuş binanın kaçak inşaat olduğunun ayrıntılı bilgilendirilmesine kulak misafiri olduk.. İnşaat için ilan edilmiş yeşil alan üzerinden gerçekleştirilmiş kaçak inşaat tezinin, bir dizi yargı kararı ile beslenen özet bilgilerini geçmiş gazetecilik yıllarım içinden anımsıyordum. Sıra, sırasıyla Erdoğan sonrası belediye başkanlığı yönetimlerine, görevden kendi parti içi alınıp da, gerekçelendirmelerinin, suçlamalarının kapalı kapılar arkasında örtülüp, kamuoyunun hiç bilgilendirilmemesine, söylentiler üzerinden çok daha vahim şayiaların da büyümesine kapı açılmasına gelmişti. Parti içinde kalan ayıplı durumların tamamının açıklanma gereği bile duyulmaksızın örtbas edilmesine karşılık, çok geçmişte kalmış İşcan, Sözen dönemleri, CHP’li ilçe belediyeleri için, güncel CHP belediyeciliğini hedef alan eleştirilerin gündeme taşınmasıyla, gündem şaşırtmaca taktiklerine geçilmişti ki.. AKP cephesinden öfkeli, bağırarak savunma sesleri yükseldi. Kamuoyunun yakından bildiği üzere belediye binasının havuz kenarında, işten haksız, hukuksuz atıldıkları savı ile direniş yapanların kalabalığı hedef alınarak “İmamoğlu’nun söz verdiği halde, gariban işçinin ekmeği ile oynayarak, işten atmasına niye ses çıkarmıyorsunuz? Garibanın, fakirin ekmeği ile oynuyor..” anlamında epeyce küfürlü, tehditli, bağırışlı çıkışlarına, çoğunluk sakin oturanlardan tek tek, beklenmedik ayrıntılarla yanıtlar sıralanmaz mı? Alışık olmadığımız toklukta, “Bunlar mı haksız mağdur edilmiş, ekmeğinden edilmiş işçiler? İçlerinden gerçekten mağdur edilmişler çıkarsa, geri alınmazlarsa o zaman konuşursunuz..” çıkışları noktalanmıyor.. Sonunda küfürlü çıkışlarla bağırıp çağıranları, çoğunluk korosu “tehdit etmeyin, küfürle, bağırarak kimseleri kandıramazsınız..” çıkışlarıyla susturuyorlar. Otobüs şoförü sanki benzer sahnelerle sık sık karşılaşmış, deneyimli, tıkanmış trafikte kapıları açmayı seçiyor. Bağırıp, küfrederek çıkış yapanlar, otobüsten inip, eylemci protestocular grubuna katılıyorlar.. HHH Sizi bilemem ama bendeniz profesyonel gazetecilik bakış açısı içinde, en çok yandaş kimlikleri önde uzman siyasetçi, hukukçu, gazetecilerin satır araları içinde giderek renklenen yeni görüşler, bilgilerden yararlanır oldum.. Örneğin Erdoğan, atamalı bakanları başta, en çok eleştirisi yapılan Yenikapı’da “İsraf haramdır” sloganı ile sergilenen araçlar üzerinden hemen hemen aynı vitrindeki kişilerle sürdürülen tartışmalardaki hızlı dönüşüm dikkatinizi çekmiyor mu? Önce İmamoğlu’nun kendi ayağına kurşun sıktığı havalarında, belediyelerde işlerin duracağı, iftiraların başa bela olacağı tehditleriyle söze girdiler. Aynı kişiler topu topu üç gün içindeki değişen söylemlerinde israfın kanıtlanırsa elbet haram olduğu noktasındaki cümlelere sürekli katılarak “Tamam Sayıştay raporunda yol yapmamış bir aracın üzerinden dudak uçuklatan rakamlı gerçekdışı yakıt faturası harcaması kaydı var. Ama bize gelen bilgilendirmelere göre teknik yanlışlıkla, satır kaymaları olmuş, rapor henüz kanıtlanmamış.. Yeni rapor da daha hazırlanmamış..” çark edişleri de var.. Haksız, söz verilenin aksine işçi çıkarmalarına ilişkin suçlamalar üzerinden savunmalarda ise, yumuşak yumuşak çark edişlerin örnekleri giderek katlanıyor. Sözün özü yandaş gazeteciliğin, hukukçu, araştırmacı, bilim insanı kimlik damgalanmasından arınma yolunda, amalı, ancaklı, fakatlı çıkışlarla çaktırmadan dönüşümler sürecine geçişler yaşanıyor. MemurSen’in “Ben imzalamadım mahkeme karar verdi” diyebilmek uğruna, sözleşme masasında çalışma koşullarına ilişkin kazanılmış birçok önemli haktan vazgeçtiği gerçeğini sakın unutmayın. Hakİş’in dünün tarihi ile “CHP ve HADEP’li belediyelerde çalışan üyelerimizden 23 bin 900 işçi istifa ettirildi” açıklamasına ne dersiniz? Özborsan’ın iflası istendi Türkiye’nin önde gelen çelik boru ve profil üreticisi Özborsan Boru’nun iflası talep edildi. Zonguldak Ereğli’de kurulu şirkete yönelik iflas davası, Karadeniz Ereğli 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldı. Mahkeme, yargılama için 23 Ekim’e gün verdi. Tesiste yıllık 200 bin ton üretim yapan şirket 30 yılı aşkın süredir faaliyette.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle