28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 10 EYLÜL 2019 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Trabzon temsilcimiz, Demirkapı’daki aile mezarlığında toprağa verildi Ahmet Şefik’i uğurladık Cumhuriyet’in 1992 yılından bu yana Trabzon Temsilciliği yapan, gazeteci Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu (57) dün düzenlenen törenin ardından Trabzon Akçaabat Demirkapı köyündeki aile kabristanında toprağa verildi. Bir süredir kanser tedavisi gören Mollamehmetoğlu, 7 Eylül akşamı Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Mollamehmetoğlu için dün ilk tören Trabzon Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde düzenlendi. Cenaze törenine, Mollamehmetoğlu’nun eşi Cemile, oğlu Osman Göksu Mollamehmetoğlu ve akrabalarının yanı sıra Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, çok sayıda gazeteci ve yurttaş katıldı. Tören Ahmet Şefik de konuşan CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, “Ahmet Şefik deyince, hepimizin aklına onurlu insan, kalemini satmayan gazeteci, dik duran insan tanımları geliyorsa bu Ahmet Şefik’in bu hayatta bıraktığı en önemli iz ve mirastır” dedi. İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs ise Mollamehmetoğlu’nun dü rüst, ilkeli ve aynı zamanda bilge bir gazeteci olduğunu kaydederek “Ruhu şad olsun. Ahmet Ağabey’in gidişiyle Trabzon birden fazla eksildi” dedi. Eski TGC başkanı da olan 57 yaşındaki Mollamehmetoğlu’nun meslektaşları da söz alarak, gazetecinin mesleğine duyduğu saygı ve sevgiyi anlattı. Konuşmaların ar dından Mollamehmetoğlu’nun cenazesi, sevenleri ve yakınlarının omuzlarında İskenderpaşa Camisi’ne götürüldü. Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Mollamehmetoğlu’nun cenazesi, Akçaabat ilçesinin Demirkapı Mahallesi’ndeki aile mezarlığında toprağa verildi. l Haber Merkezi 22 ölüme zamanaşımıMardin’de 199296 yılları arasında kaybolanların kemikleri su kuyusunda bulunmuştu Müşteki avukatlarının kovuşturmanın genişletilmesi ve olayın insanlığa karşı suç olduğu yönündeki talepleri mahkeme tarafından reddedildi. Mardin’de 19921996 yılları arasında gözaltına kaybolan ve kemikleri yıllar sonra su kuyularında bulunan 22 ki şiyi kaçırıp öldürdükleri iddia edilen asker ve korucuların arasında olduğu 9 sanığın yargı landığı Kızıltepe JİTEM davasında karar açıktı. Mahkeme, adam öl dürmekle suçlanan 7 sanık hak kındaki davayı 20 yıllık zama naşımı süresi dolduğu gerekçe Alican uludağ siyle düşürdü. Davada cinayet ve JİTEM’i kurmak iddialarıyla yargılanan dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı emekli Albay Hasan Atil la Uğur ve dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu hak kında ise suçun unsurlarının oluşmadığı ge rekçesiyle beraatlerine karar verildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görü len davanın karar duruşmasında müşteki ai lelerin avukatı Erdal Kuzu, savcının esas hak kındaki mütalaasına karşı beyanda bulunma dan önce kovuşturmanın genişletilmesi tale bini iletti. Bazı tanıkların dinlenmediğini ifa de eden Kuzu, bazı kişilerin cezaevinden kaçı rıldığını bu nedenle dönemin cezaevi savcısı, Dargeçit ve Kızıltepe kaymakamlarının tanık olarak mahkemeye çağrılmasını istedi. Heyet, yargılamaya katkı sağlamayacağı gerekçesiyle talepleri reddetti. Avukatlar Senem Doğanoğlu ve Nuray Özdoğan, gözaltında kaybedilme ola yının insanlığa karşı suç olduğunu belirterek zamanaşımı uygulanmamasını istedi. Sanık avukatları ise soruşturmayı başlatan savcının FETÖ’den yargılandığını belirterek, so mut delil bulunmadığını belirtti. Mahkeme sa nıklar Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kur ğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kande mir, Mehmet Salih Kılınçaslan, Ramazan Çetin hakkında maktuller İzzettin Yiğit, Abdulvahap Yiğit, Mehmet Nuri Yiğit ve Tacettin Yiğit’e yö nelik tasarlayarak adam öldürme suçundan açı lan dava, 20 yıllık zamanaşımı süresinin doldu ğu gerekçesiyle düşürüldü. Mahkeme, Hasan Atilla Uğur, Eşrep Hati poğlu, Mehmet Emin Kurğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılıçaslan, Ramazan Çetin ise bazı cinayet ler yönünden atılı suçun unsurlarının oluşma ması nedeniyle haklarında beraat hükmü ver di. Ayrıca Hasan Atilla Uğur ve Eşref Hatipoğ lu hakkında silahlı terör örgütü kurmak ve yö netmek iddiasından da suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı çıktı. l ANKARA İmam Hüseyin anıldı Caferilik İnancını Tanıtma Araştırma ve Eğitim Derneği (CAFERİDER) tarafından, Hz. Muhammed’in torunu İmam Hüseyin ve beraberindeki 71 kişinin Kerbela’da şehit edilmesinin 1380’inci yıldönümü nedeniyle Halkalı’daki Yahya Kemal Kültür Merkezi’nde “Evrensel Aşure Matem Merasimi” düzenlendi. Törene, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Küçükçekmece Kaymakamı Tuğran Bedirhanoğlu, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Türkiye Caferileri lideri ve CAFERİDER Onursal Başkanı Selahattin Özgündüz, CAFERİDER Tanıtım Araştırma Vakfı Başkanı Sinan Kılıç, Cem Vakfı Onursal Başkanı İzzettin Doğan, yurtiçi ve yurtdışından siyasi parti temsilcileri ile çok sayı da yurttaş katıldı. Aşure Meydanı ve çevresindeki alanlar ile ev ve işyerlerine siyah bayraklar ile Kerbela faciasını tasvir eden resimler asılırken, katılımcılar yasın sembolü siyah elbiseler giydi. Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu tarafından sahnelenen ve Kerbela faciasının anlatıldığı tiyatro gösterisi ise gözyaşları ile izlendi. Tören alanında Kızılay yararına düzenlenen “Kan Ver, Hayat Kurtar” kampanyasında yüzlerce kişi kan verdi. Törende konuşan CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, “İmam Hüseyin meclisindeyiz ve onun yas matemini tutmaktayız. Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in mücadelesi çok iyi anlaşılmalı. Bu olaydan bugünlerimiz ve geleceğimiz için lazım olan dersleri çıkarmalıyız. İmam Hüseyin, masumiyet, adalet ve özgürlüğü temsil etmektedir” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kumpas yargıcına 10 yıl ceza SEYHAN AVŞAR FETÖ’nün kumpas davalarından “Ergenekon davasına” bakan ve eski Genel kurmay Başkanı İlker Başbuğ’u da yargılayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanlığını yapan eski hâkim Hasan Hüseyin Özese, “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davaya Hasan Hüseyin Özese tutuklu bulunduğu cezaevinden Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada talepte bulunan Özese, geçen ay kararı açıklanan Ergenekon davasının gerekçeli kararına değinerek “İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi yazdığı gerekçeli kararda, “Ergenekon soruşturmaların tamamının ortada hiçbir şey yokken ortaya atılmış tamamen uydurulmuş delillere dayandığına dair de elde somut deliller yoktur” şeklinde bir karar verdi. Bu bile Ergenekon davasında sahte delillerin kullanılmadığını gösteriyor. Bu kararın mahkemeniz tarafından incelenmesini talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti bu talebi reddetti. Hakkındaki suçlamaları reddeden Özese, Ergenekon davasında verdiği tutukluluk kararlarının doğru olduğunu savundu. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Özese’yi, “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. l İSTANBUL Gül RTE çatışmasına kısa bir bakış AKP’nin doğurduğu yeni parti kuruluşlarına giderken 2 “Gül Davutoğlu ve RTE ilişkisi gündeme oturdu… Biliyoruz ki RTE 4 yıldır Gül’ü, AKP dışına çıkarmak için uğraştı ve bunu başardı. Fakat siyaset iniş ve çıkışlar olayıdır. Dinamiktir. Bir yerde nokta konur, ama yeni bir parantez açılır ve oyuncular yeniden sahne alır. RTE, Davutoğlu’nu parti liderliğine ve başbakanlığa getirerek Gül meselesini noktalamıştı. Neden? Çünkü her ikisi de ‘lider’, ‘tepeye oynayan/çıkan’ politikacılardır. Tepelerde iki lider olmaz. Hele RTE tipi politikacılar, çevrelerindeki bütün eskiyakın arkadaşlarını genellikle tasfiye ederler. RTE için önemli olan tek şey var: dediklerini yapacak insanlar.. Gül’ün kendine özgü tarzı var, kavgacı değil, ılımlı. Etkilenmeye açık, topluma daha çok kulak verir. RTE’nin tersi. Geçmişte RTE ile yaşadığı ‘siyaset çatışması’nda kavgacı olmadı. Tarzı değil. Ayrıca RTE’nin yıldızının yükseldiği dönemlerde onunla çatışmaya girilmez. Bunu bilir. Ama geçmişte, RTE karşısında alternatif siyaset ve düşüncelerini söyleyerek, kendi ‘siyaset programını’ epey inşa etti, mesajlarını verdi ve farkındalık yarattı. Cumhurbaşkanlık süresi bitince de, köşesine çekildi. Fakat Gül siyasetçi, 7080 yaşında değil ki köşesine çekilsin. Yaptığı, bir ‘geri dönüş’ için koşulların olgunlaşmasını beklemek. Gül, siyasete geri dönecekse, şüphesiz lider olarak döner..” HHH Yukarıdaki satırların hepsi, 9 Mart 2014’te Gül, Tek Seçenek mi? başlıklı yazımdan alıntı. Şimdi de 16 Haziran 2015 tarihli “Gül RTE: Uzun süren çatışmanın son aşaması” yazımdan bir alıntı yapıyorum: Bilek güreşinin zamanı var “..Epey Gül tartışacağız... Erdoğan dobra adam, gizli saklısı yok, biliyoruz onu; ama Gül öyle değil, saman altından su yürütüyor.. görüşü yaygındır. Ben öyle bakmam, hatta yanlış bulurum. Erdoğan ne kadar ilişki kurularak etkilenmesi zor, kendi doğrularında eğilmez bükülmez, uzun vadeli hedeflerine kilitlenmiş, bunun için de ezer geçerkutuplaştırır.. köklü dini inançları doğrultusunda ne pahasına olursa olsun ülkeyi dönüştürür bir kimse ise.. Gül ise yeni koşullarda yeniden durum muhasebesi yapabilen, yeni duruma uyum sağlayabilen, toplumsal ve siyasal olarak etkilenebilecek insandır. İslam dünyasında yaşanılanlara bakışı farklı ve reformcudur. Hatta, İslamın ortaçağından bahsetmiştir. Gül’ün toplumsal mutabakata daha yakın bir duruşu var. Erdoğan amacına ulaşmak için ne kadar kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı olmaktan çekinmezse, Gül de o kadar gerektiğinde uzlaşmacı olabilir. Gözlemim ve değerlendirmem bu.. Örneğin Gezi Direnişi’nde RTE Kuzey Afrika’da iken Gül ve diğerleri uzlaşmacı oldu, ama RTE döndü ve adeta savaşı başlattı! Bütün rezaletler ve ölümler birbiri ardına geldi, acılar yaşandı. RTE ile Gül arasındaki siyasi ilişkilerin ‘kardeşçe’ olduğunu hiç düşünmeyin. RTE, Cumhurbaşkanlığı döneminde Gül’e siyasetin kapılarını hep kapamıştır... Gül ile Erdoğan arasındaki ilk önemli olay, Şike Yasası’nın yeniden düzenlenmesi sırasında patlamıştı. Gül, ikinci şike yasasını ilk kez bütünüyle Meclis’e gönderecek, değiştirilmesini isteyecek, ama Erdoğan yasayı Meclis’ten olduğu gibi geçirerek yeniden Gül’e gönderip yasalaşmasını sağlayacaktı. Bu, aralarında ilk ciddi bilek güreşiydi. (RTE kazandı) RTE bununla kalmadı, Gül’ün görev süresini 7 yıl uzattırdı ve Gül’ün yeniden cumhurbaşkanı seçilmesini de yasakladı...    RTE Gül’e siyasetin, partinin yolunu hep kapadı. Cumhurbaşkanlığı bitince de, partiye dönmesinin önünü kesti mesela! Gül, RTE’nin en büyük rakibiydi, tek adamlığında Gül’e hiçbir yer yoktu. Gül, gücünün zirvesinde olan bir kişiyle güreşmek için mindere çıkmayacak ve bekleyecekti.” Zaman şimdi olgunlaştı Bu yazımın sonunda, 2015 Haziran seçimini AKP’nin kaybettiği koşullardan yola çıkarak “İşte şimdi günler geldi. RTE güç ve partisi iktidarı kaybetti. AKP yeni arayışlarda, doğal olarak. Yeniden yapılanmasını ve kurtuluşunu Gül’de arayacaktır. Nasıl, hangi koşullarda, göreceğiz” yazmışım! Biraz erken olmuş bu sonuç. RTE iktidarı vermemiş, 4 ay süren karanlık bir adeta iç savaş ve bombalama, kitlesel cinayetler dönemine girmiş ve 2 Kasım’da yenilenen seçimlerle iktidarı geri almıştı. O günler esas şimdi geldi! Bu alıntıları geçmişi anımsamak için aldım. Gül siyasete AKP dışında soyundu epeydir.. Cumhurbaşkanlığı adaylığını anımsayın. Çünkü AKP neredeyse tamamen RTE severlerin partisine dönüştü, adeta bir demir çekirdek, ve hem Davutoğlu hem Gül, şüphesiz Babacan ile birlikte fiilen harekete geçti. Zaman olgunlaşmıştı.. ANMA Hocam ve değerli eşim, babamız, bilim ve sanatın özden yolcularından, ATATÜRKÇÜ PROF. DR. EMİN FAİK ÜSTÜN'Ü aramızdan ayrılışının 46. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. PROF. DR. ESİN EMİN ÜSTÜN VE ÇOCUKLARI Kaynak Holding davasında tutuklu sanık kalmadı Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) müzahir olduğu gerekçesiyle kayyım atanan Kaynak Holding ve bağlantılı şirketlere yönelik yapılan operasyonda ele geçen 944 kişilik “dua listesi” isimli dosyaya ilişkin 9’u tutuklu 63 sanığın yargılandığı davada, tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verildi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki salonda dün yapılan duruşmaya, 9 tutuklu sanık ve avukatları katılırken, bir kısım tutuksuz sanık da hazır bulundu. Duruşmada sanıkların ve avukatlarının talepleri alındı. Tutuklu sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları red dederek, tutuklu kaldıkları sürenin de göz önüne alınarak, tahliyelerini talep etti. Söz alan sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliye talebinde bulundu. Bir kısım tutuksuz sanıkların avukatları da, müvekkillerinin yurtdışına iş gezilerine çıkmaları gerektiğinden bu adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi. Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, tutuklu 9 sanığın tahliyesine karar vererek, haklarında yurtdışına çıkış yasağı koyarak, adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına hükmetti. Bir sonraki celse, 5 Aralık’ta görülmek üzere ertelendi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle