22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LOJİSTİK [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 923 AĞUSTOS 2019 CUMA Gümrük mevzuatı eihracatı yavaşlatıp maliyetleri artırıyor Mevzuat değişsin Jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşları, şirketlerin iş yapma koşullarını olumsuz etkiledi. Taşımacılıkta toparlanma umudu Yıl başından bu yana daralma eğilimi gösteren sektörün, iç talepteki dengelenmeyle birlikte toparlanması bekleniyor. Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG Türkiye’nin Türkiye’de taşımacılık sektörünün ilk yarı performansını değerlendirdiği Sektörel Bakış raporuna göre, taşımacılık ve lojistik sektörü zorlu bir süreçten geçiyor. Raporda, 2019 başından bu yana daralma eğilimi gösteren sektörün, iç talebin dengelenmesiyle ve finansman maliyetlerindeki azalışla birlikte toparlanacağı öngörüsünde bulunuldu. Son dönemde yaşanan jeopolitik gerilimlerin, ticaret savaşları ve çevresel düzenlemelerin şirketlere getirdiği yeni yüklerin taşımacılık sektöründe iş yapma koşullarını olumsuz etkilediğine değinilen raporda, “Küresel ölçekte düşük faizler ve teknolojik gelişmelerin getirdiği fırsatlar, dünya genelinde taşımacılık ve lojistik sektörlerinde görünümü destekleyen unsurlar olarak öne çıkı yor” denildi. Saygınlık artmalı KPMG Türkiye Taşımacılık Sektör Lideri Yavuz Öner, Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün uluslararası arenada saygınlığını artırması gerektiğine dikkat çekerek “Devamlı olarak verimlilik artışları, yönetim sistemlerinde profesyonelliğin yaygınlaşması, etkin risk yönetimi ve maliyetlerinin iyi yönetilmesiyle sürdürülebilir bir kârlılık yakalanması sektörün geleceği açısından oldukça önem taşıyor” dedi. Öte yandan rapora göre, taşımacılıkta en sert gerileme yüzde 20.8 ile havayolu taşımacılığında yaşanırken, denizyolu ile yapılan taşımacılık yüzde 12.5 küçüldü. Karayolu ile yapılan taşımacılık yüzde 7.1 gerilerken, ham petrol ve doğalgaz ithalatındaki canlılık nedeniyle diğer taşımacılık türünde hacim yüzde 30.9 büyüdü. Potansiyel yüksek Rapora göre, Türkiye’nin coğrafi konumu ve dünya ticaretinden aldığı payın her geçen gün artması, taşımacılık ve lojistik sektörünün uzun vadede potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. Buna karşın yurtiçinde talebin zayıflaması, petrol fiyatları ve finansal piyasalardaki oynaklık, İngiltere gibi önemli bir dış ticaret ortağındaki belirsizlik ve Ortadoğu’daki gerilim sektörün görünümünü kısa vadede olumsuz etkiliyor. Raporda, “Önümüzdeki günlerde iç talebin dengelenmesiyle ve finansman maliyetlerindeki azalışla sektörün mali yapısının toparlanabileceği öngörülüyor” ifadelerine yer verildi. Türkiye, dijitalleşmeyle lojistik üs olabilir Amerikan ticari emlak hizmetleri şirketi Cushman&Wakefield’in “Türkiye Pazar Analizleri 2019 İkinci Çeyrek” raporuna göre, Türkiye’deki dijital taşımacılık altyapısına yönelik yatırımların artıp, ülkenin yeni üs haline gelebileceği belirtildi. Lojistik firmalarından Amerika temelli ATA Freigh’ın yeni depo alanları açarak Türkiye’deki yatırımlarına devam ettiği bilgisinin yer aldığı raporda, bölgesinde lojistik üs olması beklenen Türkiye’nin teknoloji ve taşıma modlarına yönelik entegrasyonun yanında altyapı yatırımlarıyla depolama ve taşıma hizmetlerinde Av rupa, Afrika ve Batı Asya’da merkez haline gelmeye başladığı kaydedildi. Öte yandan, rapora göre, sanayi ve lojistik kiraları düştü. Sanayi ve lojistik yatırım işlemlerinin 2019 ikinci çeyrekte arttığının ve birçok arsa satın alımları gerçekleştiğinin ifade edildiği raporda, “Sanayi ve lojistik kiraları, İstanbul’da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 düşerek 5.50 dolara indi. Ankara’da ise bu rakam yüzde 7.1 azalarak 3.25 dolar olarak hesaplandı. İkinci çeyrekte birincil sanayi ve lojistik kiraları; İstanbul’da 32 TL ve Ankara’da 19 TL olarak gerçekleşti” denildi. Tırsan’dan Sakarya’ya teknoloji yatırımı Tırsan, geçen yıl temellerini attığı, LowBed (büyük yük taşıma araçlarını taşıyabilen yarırömork çeşidi) ve özel araçlar fabrikasını faaliyete geçirdi. Şirket, Adapazarı’nda hayata geçirdiği bu teknolojik üretim yatırımıyla ürün gamını tek kampusta üretiyor. 20112017 arasında robotik ve otomasyon sistemlerine yönelik 54 milyon Avro yatırım yapan Tırsan, halihazırda toplam 65 farklı üretim teknolojisini Adapazarı kampusunda kullanıyor. 18 milyon Avro’luk yatırımla, bir yıldan kısa bir sürede tamamlanan yeni LowBed fabrikasında da tek vardiyada 1250, çift vardiyada ise yıllık 2 bin 500 adet LowBed üretiliyor. Toplamda 60 bin metrekare alan üzerine kurulu fabrikada, tüm üretim işlemleri tek bir alanda yapılıyor. Arkas’tan 4 milyon Avro filo yatırımı Teslim edilemeyen kargolara yeni çözüm Eticaret dünyasındaki hızlı büyüme, lojistik sektörünün iş süreçlerinde de değişikler yarattı. Bu değişimlere uyum sağlamak için dünyada uygulanan DHL SwipBox uygulamasını, Türkiye’ye getirdiklerini anlatan DHL Express Türkiye Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tonguç, “Kargo beklediği için evden çıkamayan, evde bulunmadığında gönderisine gecikmeli olarak ulaşabilen tüketiciler, DHL SwipBox ile kendilerine gelen gönderileri Aytemiz Akaryakıt İstasyonları’ndaki dolaplardan istenilen gün ve saatte teslim alabilecek” diye konuştu. İlk etapta Aytemiz işbirliğiyle başlayan uygulama, İstanbul’da şahıs gönderilerinin ve ikinci gün dağıtıma çıkma oranlarının yüksek olduğu Esenyurt ile Kozyatağı’ndaki petrol istasyonlarına yerleştirildi. Tonguç, “DHL SwipBox, evde kurye bekleme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor” dedi. Arkas Lojistik, büyüme hedefleri doğrultusunda filo yatırımlarına devam ediyor. Şirket, 4 milyon 750 bin Avro’luk yatırımla 55 adet “2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY)” ödüllü Ford Trucks FMAX’i filosuna kattı. Filodaki ilk FMAX olacak araçların 25 adedini temmuzda alan, diğer 30 adedini ise eylül ayında teslim alacak olan Arkas Lojistik, 500 çekiciye sahip. Arkas Lojistik Genel Müdürü Onur Göçmez, “Yeni araçlarımız filomuzdaki en yüksek motor gücüne sahip araç grubunu oluşturuyor. Ayrıca araçlarımızın yeni olması, bakımonarımda geçecek süreden tasarruf ederek daha fazla sefer yapmamızı sağlıyor. Böylece maliyetler azalarak verimliliğimiz artıyor. Filomuza katılacak olan bu yeni 55 çekici gücümüze güç katacaktır” diye konuştu. UTİKAD Yönetim Kurulu üyesi Nil Tunaşar: Gümrük mevzuatı eticaretin gereksinimlerine uymuyor, süreci yavaşlatıyor ve maliyetleri artırıyor. Lojistiği eihracatın gelişiminde önemli bir araç olarak kurgulamak istediklerini vurgulayan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu üyesi Nil Tunaşar, “Eihracatta lojistik maliyetlerini düşürmek için süreçleri bu yönde kolaylaştırmak ve hızlandırmak lazım. Çünkü normal ihracat için oluşturulmuş gümrük mevzuatı eticaretin gereksinimlerine uymamakla birlikte süreci yavaşlatıyor ve maliyetleri artırıyor. Eihracatın gelişimini hızlandırmak için acilen bir eihracat mevzuatı oluşturmak gerek” diye konuştu. Aynı zamanda 1961’de kurulan uluslararası taşımacılık şirketi Transorient’in de yönetici ortağı olan Tunaşar, “Türkiye’nin coğrafi konumu ve üretim kalitesi iki büyük avantaj konumunda. Eihracatın gelişimi Türkiye’nin küresel ticaret hedeflerine ulaşmasında büyük rol oynar” dedi. Eticaret önemli Eticaret zincirinin en önemli halkalarından birisinin lojistik olduğunu, tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen eticaretin, beraberinde eticaret doğasına özgü lojistik talepleri de ürettiğine değinen Tunaşar, “E ticarette hız ve izlenebilirlik lojistiğin önemli iki kriteri olarak ortaya çıkar. Teknolojinin gelişimi ile birlikte izlenebilirlik her geçen gün artıyor. Birçok eticaret firması veya platformu bu talepleri karşılamak için kendi lojistik hizmetlerini üretmekte, aynı gün teslimat oranları hızla artıyor. Ancak hizmet kalitesinde hedeflenen artış aynı zamanda maliyetleri artırıyor. Bu durum eticareti olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı. Zamandan Tasarruf Eticaretin gelişmiş ekonomilerdeki payının her yıl yüzde 10 ile 30 arasında artarken, Türkiye’deki eticaret bu oranların altında kalıyor. Çin’de eticaret toplam perakende satışların yüzde 23’ünü oluştururken, İngiltere’de yüzde 17’sini, ABD’de ise yüzde 13’ünü oluşturduğunu anlatan Nil Tunaşar’in konuşmasının satır başları şöyle: 4 Türkiye’de eticaretin toplam ticaret pastası içerisindeki payı da hızla artıyor. Bu artış öncelikle iç piyasada görüldü. Ancak ülkemizde eihracat açısından gelişim birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkedeki orana kıyasla geri kaldı. Günümüzde eticaret oranı yalnızca yüzde 3 civarında. 4 Günümüzde paha biçilmez değerde olan zamandan tasarruf sağlaması, eticaretin baş döndürücü bir hızla gelişmesinde en büyük rolü oynadı. Ticaret firmaları açısından ise eticaret gerek coğrafi gerekse iklimsel sı nır tanımaması nedeniyle çok değerli bir gelişim platformu oluşturdu. Bu avantajlar gelecekte eticaretin büyüme hızının artarak süreceğini göstermektedir. Öte yandan, UTİKAD’ın, geçen yıl Türkiye’nin eihracat potansiyelinin ortaya çıkarılması ve yaşanan sorunların belirlenmesi amacıyla üyelerinden oluşan ETicaret Odak Grubu kurduğunu anımsatan Tunaşar, “Bu kapsamda Türkiye’nin önde gelen eticaret kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türkiye’de eticaret ve özellikle eihracatın gelişimi için çalışma lar yapmakta, projeler üretiyoruz. Eticaret, tüm dünyada ekonomilerin gelişimi için büyük fırsatlar sunuyor. Türkiye, avantajlarını kullanarak bu pastadan hak ettiği payı alması gerek. Amacımız Trabzonlu Temel’in üstün kalitedeki bıçaklarını Boston’daki John’a satabilmek ve bunu başarabileceğimize inanıyoruz” diye konuştu. Nil Tunaşar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle