18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL 522 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE Muhalif RTÜK üyeleri, şehir hastaneleri tanıtımlarının kamu spotu olarak yayımlanamayacağını söyledi Kamu spotu diye AKP reklamı! RTÜK üyesi Faruk Bildirici, ‘kamuözel işbirliği modeli’ ile yapılan şehir hastanelerinin de kamu kurumu olmadığını belirterek, bu hastaneler için hazırlanan kamu spotlarının “iktidar reklamlarına dönüştürülmesine” tepki gösterdi. Bildirici, “Kamu spotlarında iktidar faaliyeti tanıtılamaz” dedi. Bildirici, hükümetin propaganda aracı olarak kullandığı şehir hastanelerinin tanıtımı için hazırlanan kısa filmlerin kamu spotu olarak ücretsiz yayımlanmasına tepki gösterdi. Bildirici, RTÜK’ün Bursa Şehir Hastanesi spot filminin zorunlu olarak yayımlanmasına oy çokluğuyla karar verildiğini ancak kendisinin “iktidar faaliyeti” tanıttığı için bu spota karşı çıktığını söyledi. Şehir hastaneleri kamuözel işbirliği modeli ile yapılıp işletilen kuruluşlar olduğunu anımsatan Bildirici, “Hastaneler kamu kuruluşu kabul edilemez. O nedenle bu kuruluşların reklamının zorunlu yayın olarak ücretsiz yaptırılması yasalara aykırı” dedi. Bildirici, “Filmde verilen mesajlar eğitici, aydınlatıcı olmayıp aksine, televizyon kanallarında paralı olarak yayımlanan özel sağlık kurumlarının reklamlarıyla da büyük benzerlik gösteriyor” tepkisini gösterdi. Bildirici, İlhan Taşçı, Ali Ürküt ve kendisinin karşı oy kullandığını belirterek, “Karşı oy yazılarımız istenmeden alelacele kuruma onay yazısı yazılması yanlıştır; kabul edilemez. Özel radyo ve televizyonlara TRT muamelesi yapılması kabul edilemez. Özel radyo ve televizyonlara bu yöntemlerle iktidar faaliyetlerinin tanıtımı zorunluluğu getirilmesi medya özgürlüğüne olduğu kadar teşebbüs ve işletme özgürlüğüne de aykırıdır” dedi. Kamu kuruluşu değil Mevzuata aykırı işlem yapıldığını vurgulayan Bildirici, “Tanıtım filminin kanallarda yayımlanmasından, hastanenin yan hizmetlerini ve ticari alanlarını işleten özel girişimcinin menfaat sağlayacağı, ticari kazanç elde edeceği açıktır. Üstelik tesis reklamı mahiyetindeki bu spot, kanallarda ücretsiz yayımlanacağı için özel veya kamu tüzel kişiliği statüsündeki diğer sağlık kurumları açısından haksız rekabete yol açacaktır.” l ANKARA / Cumhuriyet 2014’te tarımsal faaliyetler için Sudan’da kiralanan arazilere hâlâ yatırım yapılmadı Bakanlık nadasa bıraktı! Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Sudan’da tarımsal faaliyet için kiraladığı arazilere 5 yıldır yatırım yapılmadığı ortaya çıktı. CHP’li Gürer, TİGEM’in kendi çiftliklerini bile işletemediği için kiraya verdiğini söyledi. SENA YAŞAR Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pekdemirli, 2014’te Sudan’da tarımsal faaliyet için kiralanan araziler ve 12 bin 500 hektarlık örnek çiftlikte herhangi bir yatırım yapılmadığını ve gelişme kaydedilemediğini itiraf etti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Kendi çiftliklerini işletemediği için kiraya veren TİGEM, Sudan’da çiftlik kurmaya gitti. Çiftlikte 5 yıldır gelişme yok” dedi. CHP’li Gürer, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) 28 Nisan 2014’te Tarımsal İşbirliği Protokolü kapsamında, Sudan’da çiflik kurarak ve arazi kiralayarak tarımsal faaliyetlere başlamasını Meclis gündemine taşıdı. Gürer, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Sudan’daki çiftliğin son durumunu ve ne kadar yatırım harcaması yapıldığını sordu. Gürer, Pakdemirli’ye, “Bakanlığınız kadrosundan, TİGEM’den kaç kişi bu çiftlik için Sudan’dadır? Kaç Sudanlı çalışan bulunmaktadır? Bunlara ne kadar ücret ödenmektedir? TİGEM ve bakanlığınıza bağlı birimlerin, ülkemiz dışında Sudan haricinde satın aldığı tarım alanı ya da çiftlik var mıdır” sorularını da yöneltti. Gürer’in önergesine yanıt veren Pakdemirli, Sudan ile yapılan anlaşma kapsamında arazi satın alınmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Kurulacak ortak şirket marifetiyle, Sudan’da 12 bin 500 hektar arazide örnek çiftlik olarak tarımsal faaliyetler yapılacak olup halen söz konusu araziler ve örnek çiftlik için önerge tarihi itibarıyla herhangi bir yatırım harcaması gerçekleşmemiştir” dedi. Pakdemirli, Sudan’a bugüne dek yalnızca bir TİGEM personelinin geçici görevlendirme ile gittiğini belirterek, “Ortak şirketin yönetim kurulu üyesi ve genel müdür yardımcısı olarak atanan personel haricinde Sudanlı çalışan bulunmamaktadır” yanıtını verdi. ‘5 yıldır gelişme yok’ Pakdemirli’nin yanıtına ilişkin açıklama yapan Gürer, TİGEM’in, işletemediği için bünyesindeki 22 çiftliği özel sektöre kiraladığını, tarım yatırımları yapmak için Afrika kıtasındaki Sudan’da 12 bin 500 hektar alana örnek çiftlik kurarak, Türk özel sektörünün de bu ülkede 5 ayrı bölgede 780 bin 500 hektar alanda tarımsal yatırım yapması için çalışma başlattığını belirtti. Gürer, Pakdemirli’nin 2018’de gittiği Sudan’da söylediği “İmzalanan Tarımsal İşbirliği Protokolü’nün geliştirilmesi ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor” sözlerini de anımsattı. AKP’nin son 17 yıldır uyguladığı yanlış politikalarla Türkiye’de artık tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini belirten Gürer, şunları kaydetti: “1520 yıl öncesine kadar Türkiye, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten, bu sektörde ithalattan çok ihracat yapan bir ülke idi. Ancak, AKP’nin ithale dayalı politikaları sonucu, Türkiye’de tarım ve hayvancılık bitme noktasına geldi. Tarım Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olan TİGEM, kendi çiftliklerini işletemediği için kiraya verdi. Yabancı yatırımcılar ya doğrudan ya da dolaylı olarak Türk ortaklarıyla birlikte binlerce hektar tarım arazisi satın aldı. Hal böyleyken, TİGEM Sudan’da çiftlik kurmaya gidiyor. 5 yıldır hiçbir gelişme olmaması da ilginç. Acaba görevlendirilen yönetim kurulu üyesine ve genel müdür yardımcısına ne kadar ödeme yapıldı?” l ANKARA Arjantin Cumhuriyeti Büyükelçisi Jorge Alejandro Mastropietro ile Peru Cumhuriyeti Büyükelçisi Luis Albetro Campana Boluarte, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı ziyaret ederek görevinde başarılar diledi. ABB HALK EKMEK İSTİFASININ PERDE ARKASI ORTAYA ÇIKTI Görevden alınacaktı, istifa etti SENA YAŞAR Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) bağlı Halk Ekmek AŞ Genel Müdürü Ahmet Sarıduman’ın istifasının perde arkasında, Başkan Mansur Yavaş’ın lehine sonuçlanan Halk Ekmek Genel Kurulu davası olduğu ortaya çıktı. Yavaş’ın, geçen aylarda Halk Ekmek Yönetim Kurulu’na atadığı isimler Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce hukuksuzca onaylanmamış, konu yargıya taşınmıştı. Sarıduman’ın istifasının perde arkasında, mahkemenin Yavaş’ın atadığı genel kurul lehine sonuçlanması ve yaklaşık bir hafta içinde “Sarıduman’ın görevden alınacağının” olduğu ortaya çıktı. ABB Başkanı Yavaş’ın mazbatasını aldığı günden bu yana belediyede yaşanan “belediye şirketlerindeki yet ki krizi” kamuoyunda gündem olmuştu. AKP, belediye şirketlerine yönetici atama yetkisini Yavaş’tan almak istemiş ve şirketlerin yönetim kurullarındaki üyeler de istifa etmekte direnmişti. Belediyenin ekmek şirketi olan Halk Ekmek ve Un Fabrikası AŞ’de de geçen aylarda benzer durum yaşanmış, Yavaş’ın atadığı yönetim kurulu başkanına, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce Belediye Yasası’na aykırı olarak yayımlanan bir genelge gerekçe gösterilerek sicil verilmemiş ve konu geçen haziran ayında yargıya taşınmıştı. AKP parti kongrelerine, gençlik kolları toplantılarına ve seçim merkezlerine faturasız “Şampiyon Ekmek” gönderdiği ortaya çıkan ve hakkında soruşturma başlatılan Halk Ekmek’in genel müdürü Ahmet Sarıduman ise hakkındaki soruşturmaya karşın aylarca görevin den istifa etmemişti. Sarıduman, önceki gün sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile görevinden istifa ettiğini duyurdu. Sarıduman’ın istifasının ardında ise haziran ayında açılan davanın sonucu olduğu ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, 12. Asliye Ticaret Mahkemesi, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ‘tescili ret’ işleminin iptaline ve Yavaş başkanlığında yapılan genel kurulda seçilen isimlerin sicillerinin onaylanmasına karar verdi. Taraflar, temyize gitmediği için karar 15 gün içinde kesinleşecek. 15 günlük süre de bu hafta içinde doluyor. Sarıduman’ın, istifa etmek için bu tarihi seçmesinin perde arkasında da, “bu hafta içinde yeni yönetim kurulunun resmi olarak göreve başlayacak olması ve Sarıduman’ın zaten görevine devam edemeyeceği” olduğu yorumlanıyor. l ANKARA AKP gençlik kolları Sınavsız müşavir oldubaşkanı AKP Eyüp Gençlik Kolları Başkanı Cihat Biradlı’nın, İçişleri Bakanlığı’na sınava girmeden müşavir olarak atandığı belirlendi. Biradlı, Twitter hesabından göreve atandığını duyurarak, “İlçe Başkanım Adem Koçyiğit’in desteği ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun teveccühüyle, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın takdiri ile İçişleri Bakanlığı’na Bakan Müşaviri olarak atandım. Tebrik ve destek mesajlarını esirgemeyen herkese teşekkür ederim” diye yazdı. AKP’deki görevinden istifa ettiğini açıklayan Biradlı, “İçişleri Bakanlığı’nda ki görevime atanmamdan ötürü, 16.04.2018 tarihinden bu yana sürdürmüş olduğum Adalet ve Kalkınma Partisi Eyüpsultan İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı görevimden 19.08.2019 tarihi itibarı ile istifa etmiş bulunmaktayım” dedi. l İç Politika ZONGULDAK CHP İLÇE TEŞKİLATI Kongre iptal edildi, sinirler gerildi ALİ AYAROĞLU Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın eşi CHP Ereğli İlçe Başkanı adayı Neriman Posbıyık, ilçe kongresinin ertelenmesine tepki gösterdi. Kayyımla yönetilen CHP Ereğli İlçe Başkanlığı’nın olağanüstü kongresinin genel merkez tarafından iptal edilmesinin ardından bir basın toplantısı düzenleyen Posbıyık, kararın gazetemizde yayımlanan haberin ardından alındığını öne sürdü. Posbıyık, şunları söy ledi: “CHP ilçe Örgütü, bu güne kadarki ele geçirme, kontrol etme anlayışı nedeniyle kilitlenmiş durumda. Bizi kayyıma getiren anlayış da işte bu... Genel merkezin yanlış yönlendirilmeye çalışıldığını, eksik bilgilendirildiğini düşünüyorum. Genel merkezin süreci uzatmadan, ayak oyunlarına izin vermeden adil ve demokratik bir karar almasını bekliyorum. Genel merkezden kongrenin iptaline ilişkin kararı gözden geçirmesini bekliyorum.” l ZONGULDAK GİRESUN BELEDİYESİ’NDEKİ KIYIM CHP: Hesabını soracağız CHP Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Ke mıştır. Seçimlerde etik dışı hiçbir davranış gösterme mal Güneri, AKP’li Giresun yen ve başları dik bir şekil Belediyesi’nde CHP’li genç de mücadele eden başta Bi lerin işten çıkarıldığını açık lal Can Yılmaz ve diğer arka ladı. daşlarımız temizlik işlerine Güneri, AKP’li Giresun sürülmelerine karşın itiraz Belediyesi’nde CHP’li genç etmemiş, alınlarının akıyla, lerin işten çıkarıldığını açık alın teriyle, vicdanıyla temiz layarak sosyal medya üze lik işlerindeki görevlerini ye rinden konuya ilişkin, “CHP rine getirmelerine karşın fa Giresun İl Gençlik Örgü şist baskılara boyun eğme tü Başkanımız Bilal Can Yıl yecekleri için ekonomik sı maz ve 27 arkadaşımıza kıntılar bahane edilerek işle AKP’li Giresun Belediyesi ta rine son verilmiştir. Sizden, rafından önce temizlik işle yaratmış olduğunuz faşizme rine verilerek mobbing uy karşı alın teriyle yoğrulmuş gulanmış ve devamında ar emeklerin hesabını soraca kadaşlarımız işten çıkarıl ğız” dedi. l İç Politika İzmir’in dağlarında çiçekler yine açar! Biz, ağaçlar kesilmesin, siyanürle altın aranmasın, suyumuz, havamız kirlenmesin, sincabımız, kuşumuz, karacamız ölmesin diye Kaz Dağları’nda piyanonun sesine kulak verirken, Ege’nin güneyinden, yanan ağaçlardan odun çıtırtısı yükseliyordu! Rüzgâr Tanrısı’nın hışımla yellediği alevler kozalakların da sıçratmasıyla bir tepeden bir tepeye atlarken İzmir’in sayfiyesi Urla bile tehdit altındaydı. Yumurtalarını terk etmeyen kuş küle dönmüştü. İzmirliler, göz yaşları içinde yangını seyrederken ne yazık ki gözünü kin ve nefret bürümüş bir küçük azınlık da Neron gibi el çırpıyor, “İzmir’in dağlarında çiçekler mi açıyor, alın size alevler” diye histerik naralar atıyordu! Evet, “gâvur İzmir’i” birileri mi yaktı, henüz netleşmiş bir durum yok. Sitelerin güvenlik kamerasına yakalanan iki kişiden bahsediliyor, ama polis açıklaması değil. Arazinin orman vasfını kaybetmesi ve ranta açılması amaçlı çıkarılan bir yangın mıdır, hainlerin yaptığı bir sabotaj mıdır, yoksa sadece vurdumduymaz gafillerin mangal sevdası, anız yakma, yanan izmariti atma gibi bir cahillik midir, yakanın canı yansın! Bu işin bir kısmı; ikinci kısmı kamuoyunun Tarım ve Orman Bakanı ile polemiği. Pakdemirli, Orman Bakanlığı’nın yangınlarda niye uçak kullanmadığı sorularına umursamaz bir ifadeyle, “Çünkü THK’nin uçakları çok eski, motorları arızalı. Personel bu uçaklara binmek istemiyor” yanıtını omuz silkerek verebiliyor. Oysa gerek İzmir milletvekili Atilla Sertel, gerek Mehmet Ali Çelebi, bunun doğru olmadığını, THK uçaklarının 2016’da gayet başarılı olarak yangınlara müdahale ettiğini, uçakların çalışır durumda olduğunu, ayrıca TSK’nin de elinde uçmaya hazır yangın uçakları filosu olduğunu söylüyor. Çelebi, pilotunuz yoksa ben varım, diye göreve hazır olduğunu beyan ediyor! İzmir’e uçakla müdahale için bütün ormanların yanarak bitmesi mi bekleniyor? Nitekim yangın, rüzgârın da yavaşlamasıyla durdu! Normal bir ülkede Orman Bakanı istifa ederdi, bizimki hâlâ uçakların niye uçmadığına dair doğru dürüst açıklama yapamıyor! Kayyım komedisi Aslında bütün sorun, yürütmenin kendisine muhalif olan vatandaşıyla inatlaşması, sürtüşmesi! Tek kişiye bağlı merkezi yönetimin keyfini süren AKPMHP ortaklığındaki Cumhur İttifakı, yerel seçimlerde uğradıkları büyük yenilgiyi ve yerel iktidarı kaybetmeyi hazmedemedi. Büyük rant sağladıkları, vakıflarına, yandaşlarına hortumlattıkları, içini boşalttıkları belediye kasalarını kaptırmış olmaktan öyle mustaripler ki terör bahanesiyle bir bir geri almaya kararlı gözüküyorlar. İşe en az tepki çekeceğini düşündükleri HDP belediyeleriyle başladılar. Van, Diyarbakır ve Mardin belediyelerinde daha birkaç ay dolmadan, üstelik Kaz Dağları protestosunun gecesinde nisbet yaparcasına, kapılar kırarak operasyon yaptılar. Belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine valileri kayyım olarak atadılar. Bu illerde belediye başkanları yüzde ellinin çok üstünde oyla seçilmiş, zaten bu görevleri yine atanmış vali kayyımlardan devralmış, üstelik de kayyımların yaptıkları israfları kamuoyuna açıklayarak, belediyelerin içini nasıl boşalttıklarını kanıtlayarak yürütmenin ayıbını yüzlerine vurmuşlardı. Valiler atanmış hükümet memurlarıdır. Belediye başkanları ise halk tarafından seçilmiş yöneticiler. İdari kararlarla belediye başkanları görevden alınacaksa, bu sistemin adı “demokrasi” değildir. Göstermelik seçim de yapmayalım, her ilin valisi aynı zamanda belediye başkanı olsun, kimse kimseyi kandırmasın! Valinin ilk işi kameraların önünde Atatürk’ün fotoğrafını indirip yerine şimdiki Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafını astırmak. Bu tavırlar, bu baskılar siyaseten ters teper. İçişleri Bakanı Soylu, görevini yaptığını, teröre bulaşmış belediye başkanlarını görevden almazsa suçlu olacağını iddia ediyor. Tam da bu yanıt, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığının olmadığının ispatıdır. YSK bu başkanların aday olmasında, seçildikten sonra mazbata almasında bir sakınca görmemiş. Ama İçişleri Bakanı görüyor? Yürütme, yargının kararını tanımıyor. Yürütme, seçmenin tercihini de tanımıyor. Kayyım vali ikinci iş ne yapıyor? Daha bir saat olmamış, seçilmiş başkanın görevden aldığı bankamatik memurlarını işe geri alıp kendisinin görevden aldığı ve seçilmiş başkanın tekrar göreve getirdiklerini tekrar işten atıyor. Bu kadar parodi, İnek Şaban filmlerinde yoktur! Soylu, “Halk çok memnun, kayyımları sevinçle karşıladı, seçilmiş başkanlar şehri yönetememiş” diyor, ama halkın o başkanları tekrar yüksek oyla seçtiğini açıklayamıyor? Seçtikleri başkanların görevden alınmasını protesto eden halk, polis tarafından gazlanıp coplanıyor, partililer yerlerde sürükleniyor. Terör örgütü, ellerini ovuşturuyordur. Yazıktır, bu ülkeye kıymayın. Orman yangınına seyirci kalarak, betonla kalkınma gibi yanlış modellerle duvara toslayarak, tarımı, hayvancılığı yerinde boğup köylüyü, çiftçiyi yoksullaştırıp şehirliyi aç bırakarak mı başta kalacaksınız? Seçimde oy kullanmış her seçmen bu görevden almalara, kayyım atamalarına karşı durur. Oyuna sahip çıkar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini YSK Başkanı’nın bile inanmadığı gerekçelerle iptal ettiler de ne oldu? 14 binlik fark 814 bin oldu. Tarih, hiçbir yanlışın sonuna kadar sürmediğini gösteren örneklerle dolu. İzmir’in dağlarında çiçekler elbet yine açacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle