24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 22 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/ YORUM Sorunun kaynağı, soruna çözüm bulamaz2 Geçen yazımızda Türk dış politikasının en önemli iki sorununun, Doğu Akdeniz’deki enerji savaşı ve Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan Koridoru inşası olduğunu belirtmiş ve ilk sorundan başlayarak Türkiye’nin neden bu soruna “doğru çözümü” bulamadığını incelemiştik... Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakan, ABD ve AB taleplerine uygun olarak Annan Planı’na destek veren AKP’nin “ilk düğmeyi yanlış iliklediğini” belirtmiştik. Bugün, ikinci sorunla, Suriye’nin kuzeyinde Amerikan Koridoru inşası sorunuyla devam edelim...  ABD’yle anlaşan, PYD koridorunu tanır Önce tabloya bakalım: Türkiye Suriye’de ne istemiyor? ABD’nin denetiminde bir Kürt koridoru. Peki, Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti koridora karşı ne yapıyor? 1. Askeri operasyon düzenleyip ÖSO için güvenli bölgeler kurarak koridoru kesiyor. 2. ABD’yle anlaşarak PYD ile Türkiye arasında tampon görevi görecek bir güvenli bölge kurmaya çalışıyor. Peki, ABD ile anlaşarak ABD’nin denetimindeki Kürt koridoru engellenebilir mi? Irak örneği yeterince açık değil mi? PYD ile Türkiye arasında tampon bölge kurmak, fiilen PYD bölgesini de tanımak anlamına gelmiyor mu? Öte yandan ÖSO bölgeleri kurmak, Kürt koridorunu önlüyor mu? Tamam, bazı noktalarda koridoru kesiyor, ama PYD bölgelerini ortadan kaldırıyor mu? Tersine, Suriye’yi böldüğü için son tahlilde aynı kapıya çıkıyor. Çünkü Suriye’nin bölünmesi, diğer devletçiklerden önce bir PYD devletçiği kurulması demektir! Koridor istemeyen Suriye ile anlaşır Peki, AKP hükümeti Suriye’nin bölünmesinden vazgeçti mi? Çünkü resmi açıklamalarda “toprak bütünlüğü” diyor ama uygulama tersini gösteriyor! ÖSO bölgeleri de, PYD ile Türkiye arasında tampon bölge de fiilen Suriye’nin bölünmesi demektir... Kaldı ki Suriye’nin bölünmesini istemeyen, ABD ile değil, Suriye ile “müşterek operasyon merkezi” kurar! Oysa tersine AKP hükümeti fiilen Esad yönetimi karşıtlığını sürdürüyor; değişen tek şey “6 ayda yapacağını” sandığı rejimi devirme işinden zorunlu olarakvazgeçmesidir. AKP’nin İhvan hattı Zaten AKP hükümeti açısından Suriye meselesi neydi? İç karışıklık üzerinden İhvan’ı Şam yönetimine monte etme meselesiydi. Böylece Ankara’dan başlayan ve Şam, Gazze, Kahire’den Tunus’a uzanan bir hat üzerinde İhvancı rejimler oluşacaktı. Esad, Erdoğan’ın verdiği, Davutoğlu’nun götürdüğü İhvancı isimler listesinin hükümete alınması “dayatmasını” kabul etmedi ve “kardeş Esad”, “düşman Esed” oldu! Ve AKP hükümeti sınırları açarak dünyanın dört bir tarafından cihatçıların Suriye’ye girmesini sağlayarak, söndürülebilecek bir yangına benzin dökmüş oldu. AKP’nin PYD’ye verdiği söz Öte yandan AKP hükümeti, aslında Suriye’de oluşacak bir PYD özerk bölgesine de kesin karşı değildi. Bunu bizzat Ankara’ya ve İstanbul’a davet ederek birkaç kez görüştükleri PYD lideri Salih Müslim’e de söylediler! “Yeter ki bizimle birlikte Esad’ı devirme cephesinde yer al, özerkliğinize karışmayız” dediler! Bu sözlerin verilmesi ve PYD liderlerinin Türkiye’de kırmızı halılarla karşılanması, daha sonra “PYD teröristtir” söylemine inanmak istemeyen dünya başkentleri için “mazerete” dönüştü haliyle! İki sorun Sonuç olarak ortada iki büyük sorun duruyor ve Türkiye o sorunlara “doğru çözümü” geliştiremiyor: 1. AKP hükümetinin “PYD’nin özerk bölgesine karışmayız” diye başlattığı yanlış süreç, “biz de fırsattan yararlanır ÖSO bölgesi kurarız” diye ilerledi ve maalesef ABD’yle anlaşarak PYD bölgesini tanımaya götürecek bir çizgiye girdi. 2. AKP hükümetinin sınırları açıp cihatçı transfer ettiği için yangını büyütmesi ve 5 milyon sığınmacı gelmesine neden olması ile başlayan sorun, Şam yönetimi karşıtlığı nedeniyle hâlâ sürüyor. Kısacası Doğu Akdeniz’de olduğu gibi Suriye’de de sorunun kaynağı olan AKP hükümeti, soruna çözüm bulamıyor! 22 AĞUSTOS 2019 SAYI: 34287 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04:39 04:39 04:55 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:13 13:12 16:58 06:13 13:12 16:58 06:24 13:20 17:03 Akşam 20:01 20:01 20:05 Yatsı 21:29 21:29 21:28 Bazen yazarların işi, gri alanları da eksisi ve artısıyla gündeme taşırken zorlaşabilir. Ama bu sorumluluğu almak da gerektirir. Sizlerden ricam, bu yazıyı elinizden geldiği kadar tarafsız bir gözle okumanız. Emre’nin Fenerbahçe’ye dönüşü çeşitli tartışmalar eşliğinde oldu. En yakınımdaki yazar arkadaşlarım, makalelerini Fenerbahçe’nin FETÖ direnci üzerine de temellendirerek, bunun “gündeme bile gelebilmesini” önemli argümanlarla eleştirdiler, çelişkiyi vurguladılar. O günden beri, gözlerin üzerime çevrildiğinin farkındayım, ki bu da normaldir. Emre, 1980 doğumlu, 39 yaşını bitiriyor. Geçtiğimiz gün Fenerbahçe kaptanı olarak sahaya çıktı ve ekibini bir maestro gibi yönetti. Sahaya 23 yaşında gibi yansıyan enerjisiyle, futbol zekâsıyla, liderliğiyle ışıldadı. Onun ve kendisini Fenerbahçe’nin merkezine yerleştiren Ali Koç ve Ersun Yanal’ın sayesinde, rakip kolay olsa da, futbolun keyifli ve çok rahat oynanan bir oyun olabileceğine insanları takımıyla birlikte inandırdı. Ama sol kesimin içinde, Emre’nin Gülen tarikatı ile geçmişinden gelen izler, hep ağır bir gölge gibi varlığını hissettirdi. Bugün bu konuda farklı bir bakış açısı getirerek, toplumu kendisiyle ve yadsınamaz yaşanmışlıklarla yüzleşmeye davet edeceğim. Emre ve Ecevit’in geçmişleri Emre, arkadaşları liseye girmeye çalışırken, kendisi de daha 1314 yaşındayken sahalarda parladı ve Zeytinburnuspor’dan Galatasaray’a transfer oldu. Terim dönemi, üst üste gelen şampiyonluklar... Milli Takım ve Avrupa başarıları, Inter ve Newcastle dönemi, dünyanın en iyi futbolcuları listelerine giriş yapmak vs. Sonra 2008’de çocukluğunun Bülent Ecevit ve Emre Belözoğlu dönemi başlıyor. Ecevit sonra 19982002 arasında 2. başbakanlık dönemini yaşıyor. Yaklaşımlarında Atatürk’ten daha ılımlı bir laik Cumhuriyet anlayışı olan Ecevit, o dönemlerde bizlerin şaşkın bakışları arasında tarikatlara ve Gülen’e en sıcak, en dayanışmacı mesajlarını veriyor! sevgilisi Fenerbahçe’ye transfer olması ve yeni büyük başarılar. Atletico Madrid dönemini saymazsak, 2015’e kadar güzel bir dönem... O noktada, Aziz Yıldırım’ın yaptığı büyük hata ile sözde “kurumsallaşıyoruz” adı altında takımın, Türkiye’yi hiç tanımayan bir Terraneo’ya teslim edilmesi ve onun Emre’yi kovması, yönetimin bunu seyretmesi... (Kalsa, Fenerbahçeliler son 4 yılda en az 2 şampiyonluk daha görürlerdi). Gelelim Bülent Ecevit’e. Sosyal demokratAtatürkçü kesimler Emre’ye ne kadar soğuk bakabiliyorlarsa, tam tersine Ecevit’e de bir o kadar sıcak bakıp kendisinden hep “dürüst lider” olarak söz edip CHP’nin simgesi haline getiriyorlar. Ecevit, Ulus’ta gazeteciyken, 1950’lerde CHP Gençlik Kolları’nın kurucu başkanı olan babam, Dr. Suphi Baykam’ın büyük ısrarlarıyla gençlik kolları yönetiminde siyasete giriyor ve ardından 1970’lerde altın dönemini yaşıyor, KaraoğlanKıbrıs Fatihi lakaplarıyla tarihimize damga vuran başbakan oluyor. Sonra Emre henüz 5 günlük bir bebekken, 12 Eylül darbesi yaşanıyor. O yıllarda Ecevit CHP’lilerle tüm ilişkilerini kesiyor, eşiyle DSP’yi kuruyor. Ne bizlerin ricaları, ne onu ziyaret eden profesörler, kimse onu “solu birleştirip başına geçmeye” ikna edemiyor! Gerisi malumunuz, 1994’ten itibaren bu inatların doğal neticesi olarak, yerel seçimlerle beraber Erdoğan Haydi buyurun, çelişkisiz kıyaslayın! Şimdi tekrar Emre’ye dönüyoruz. Kendisi Türkiye’nin yüzde 65’i gibi sağa yakın bir kesimde doğmuş, Ecevit’in bu 2. başbakanlığında henüz 18 yaşında bir genç! Kendinizi onun yerine koyun: Ecevit’in de Fethullah olumlamalarıyla demek Türkiye’nin en az yüzde 75’i o adamın sözde dini öncülüğüne destek veriyor veya karşı çıkmıyor. Kimseyi dindar olmakla suçlayacak bağnaz insanlar olmadığımıza göre, genç Emre’nin dini düşüncelerine göre sıcak bulduğu ve maalesef çoğunluğun alkışladığı bu adamla yakınlaşmasını onun açısından yadırgama hakkımız yok. Tabii ki bizler o günlerde de, aynen bugün gibi yalnız Gülen tarikatının değil, Türk siyaset, hukuk ve bürokrasisini ele geçirmeye çalışan tüm antilaik oluşumlara karşı açık bir mücadele veriyorduk. Ama gördüğünüz gibi 80 yaşına merdiven dayamış Ecevit’i bile ikna edememiştik! Ve o Ecevit, başbakan oluşunun gücü ve yönlendiriciliği ile yurtiçinde ve yurtdışında Gülen’e tüm kapıları açıyordu! Aynen daha sonra Erdoğan ve Gül’ün yaptığı gibi! Yani o günlerde eleştiri odağımız 1819 yaşında “Gülen’e inanmışinandırılmış” bir Emre değil, tam tersine milyonlarca genci bu yola girmeye teşvik eden tüm siyasiler ve gazeteciler olabilirdi! Şimdi bugüne dönüyoruz: AKP’nin büyüttüğü FETÖ’nün, 2016’daki darbe girişimi yüzünden, Türkiye hâlâ terörü bitirmek için uğraş veriyor. Şimdi geriye baktığımızda, tüm bu kavga gürültü içerisinde ülkenin dörtte üçünün o günlerde maalesef alkışladığı adama, kendi düşüncelerini belki henüz geliştiremeden inanıp kendisini ona yakın hissetmiş bir genç sporcuyu “suçlu” sandalyesine oturtup, profesyonel kariyerini rafa kaldırmasını talep edeceğiz, ama, gerek solu bölerek, gerek Türk siyasetinin böylece en az yüzde 30 oranında sağa kaymasına neden olarak, gerek tarikatları ve Gülen’i olumlayarak Emre ve onun gibi milyonlarca gencin bana göre beyninin yıkanmasına doğrudan olanak tanımış bir Ecevit’i idolümüz mü yapacağız? Özür dilerim, mantığım ve tarih bilgim buna izin vermiyor! Emre’nin “suçu” denilen olgular, Ecevit’in ve o günlerde ona destek verenlerin suçunun yüzde 1’i bile etmez! Üstelik Emre, Hakan Şükür gibi o tarikat üzerinden onun temsilcisi olarak siyasete girmemiş, parlamenter olmamış, o günlerde henüz bıyıkları yeni terleyen bir topçu! Ülkenin çoğunluğunu ve solun “simgesini” kandırabilmiş bir sahte dini lider, onu da etkilemiş diye yok mu edelim adamı! Ayrıca bugün kime oy verdiği, yalnız Emre’yi bağlar. Kimsenin siyasi yasal tercihi, futbol dünyasında eleştirilemez. Sol kesimden rica ediyorum, tutarlı olun. Emre’yi hâlâ “suçlu” görecekseniz tepkinizin 500 mislini Ecevit’e gösterin ki bence göstermeniz lazım! Emre, öfke kontrolünü de iyi yapabilirse ve sahada siyasetten uzak durursa, bir futbolsever olarak onu daha en az 2 yıl bu sahalarda o muhteşem futboluyla alkışlamak istiyorum; sorumlusu değil, bence mağduru olduğu siyasi akışlardan dolayı onu gölgelemeden... SİLOPİ’DE TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELERİYLE ÇATIŞMA ÇIKTI Şırnak’ta 3 şehit Şırnak’ın Silopi ilçesinde güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK’liler arasında çıkan çatışmada 3 asker şehit oldu, 1 asker de yaralandı. Silopi ilçesindeki Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi (TPAO) çalışanlarının güvenliğini sağlamak amacıyla İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince terör örgütü PKK’ye yönelik dün bölgede “Şehit GK Süleyman Tosun” adı verilen operasyon başlatıldı. Çıkan çatışmada Uzman Çavuş Muhammed Ferdi Güntekin şehit oldu, 3 asker de yaralandı, 1 terörist de etkisiz hale getirildi. Bölgede hava destekli operasyon başlatılırken, yaralı askerler helikopterlerle Şırnak’taki 23. Piyade Tümen Komutanlığı içerisindeki hastaneye götürüldü. Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Uçar (28) ve Uzman Çavuş Ayhan Yanık tüm çabalara karşın kurtarılamadı. 3 ile ateş düştü Şehit Uzman Çavuş Güntekin’in acı haberi Erzurum’un Merkez Palandöken ilçesindeki Hacı Salih Efendi Mahallesi’nde oturan ailesine ulaştı. Evli ve 1 çocuk babası Güntekin’in eşi Ezgi Güntekin’in ise İzmir’de yaşadığı öğrenildi. Şehit Güntekin’in bir erkek kardeşinin de kendisi gibi uzman çavuş olduğu ve aynı bölgede görev yaptığı belirtildi. Şehit Güntekin bugün Erzurum’da düzenlenen tören Yanık Güntekin le toprağa verilecek. Tüm müdahalelere rağmen şe hit düşen Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Uçar’ın acı haberi memleketi Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan ailesine verildi. Ailenin 7 çocuğundan biri ve bekâr olduğu öğrenilen Uçar’ın cenazesinin, bugün öğle namazını müteakip düzenlenecek tören ile Antakya Şehitliği’nde defnedileceği bildirildi. “Şehit GK Süleyman Tosun” operasyonunda şehit düşen 3 uzman çavuşun acı haberi ailelerine ulaştı. Yaralanan askerin tedavisi hastanede devam ediyor. Uçar Şehit Uzman Çavuş Yanık’ın da acı haberi Samsat Kaymakamı Halit Yıldız ve askeri yetkililer tarafından memleketi Adıyaman’ın Bağpınar köyündeki ailesine verilmesinin ardından evin bulunduğu sokak Türk bayrakları ile donatıldı. 3 aylık evli olan Yanık’ın 2 kardeşinin daha uzman çavuş olduğu bildirildi. Yanık’ın cenazesi bugün törenle toprağa verilecek. l DHA/İHA PKK’ye yönelik Kıran Operasyonu kapsamında birlikler denetlendi Çetin: Dağlar temizlendi Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, terör örgütü PKK’ye yönelik üç ilde yürütülen “Kıran Operasyonu”na ilişkin, “Dağlar teröristlerden tamamen temizlenmiş durumda. Kalan unsurlar varsa en kısa zamanda temizleyeceğiz. Bayrağımızın sonsuza kadar dalgalanması için hep birlikte çalışıyoruz” dedi. Orgeneral Çetin, Kıran Operasyonu kapsamında Van’ın Gürpınar ilçesi Bulgurlu Dağı bölgesindeki birliklerde denetlemelerde bulundu, komutanlardan bilgi aldı. Operasyon bölgesinde Jandarma Uzman Çavuş Osman Turaç’ın Antalya’daki ailesiyle telefonda görüşen Çetin, üç ildeki operasyonun 129 tim ve 14 taburla gerçekleştirildiğini belirtti. Ülkede kalıcı huzuru sağlayacaklarını ifade eden Çetin, şunları kaydetti: “Ülkemizde vatandaşlarımızın, milletimizin güvenliğini kalıcı olarak tesis edeceğiz. Dağlar teröristlerden tamamen temizlenmiş durumda. Kalan unsurlar varsa en kısa zamanda temizleyeceğiz. Bayrağımızın sonsuza kadar dalgalanması için hep birlikte çalışıyoruz. En kısa zamanda bu bölge, tamamen teröristlerden arındırılarak yaylalar serbest olacak, köylerimizde herkes bağını, bahçesini rahatça ekip biçecek. Ülkemizin gelişmesi, zenginleşmesi için var gücümüzle çalışacağız. Yüce milletimizin desteği ve hayır dualarıyla, 82 milyonun bize verdiği güven ve itimatla gücümüze güç katarak, mücadelemize ebediyen devam edeceğiz.” l ANKARA / Cumhuriyet ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com FETÖ’nün ‘mahrem askeri yapılanmasına’ yönelik operasyon Balıkesir merkezli 11 ilde Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) “mahrem askeri yapılanmasına” yönelik soruşturma kapsamında, hakkında yakalama kararı çıkarılan 8’i muvazzaf 11 şüpheliden 10’u gözaltına alındı. Polis ekiplerinin Balıkesir’in yanı sıra Uşak, Kocaeli, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Batman, Konya, Eskişehir ve Malatya’da başlattığı eşzamanlı operasyonda 10 zanlı yakalandı. Ekipler, aranan diğer şüpheliyi de yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor. Haklarında yakalama kararı bulunan 8 zanlıdan 3’ünün Hava Kuvvetleri, 3’ünün Deniz Kuvvetleri, ikisinin de Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde astsubay olarak görev yaptığı belirtilmişti. Diğer şüphelilerin, meslekten ihraç edilen iki astsubay ile açığa alınan bir astsubay olduğu ifade edilmişti. Daha önce 9 şüpheli gözaltına alınmıştı. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Üstündeki yazılarla Mısır hiyeroglif 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 MUR T A Z A A 2 ULU GALOŞ 3 MA L KOÇ T İ 4 H MAR TON yazısının 5 ATABAR I A çözülmesinde 6 L U N A A R İ anahtar rolü 7 A Y L İ K A P A oynayan taş levha. 2/ Buğday tanesinin 8 9 U L AMAK R EĞ İ K MANŞ olgunlaşmış içi... Erden çavuşa kadar askerlere verilen ad. 3/ Cayma, vazgeçme... İri taneli bezelye. 4/ Bir sözcüğü alışılmış anlamı dışında kalan bir anlamda kullanma. 5/ Örnek alınan, hayran lık duyulan kimse... “ oluyor halimi tak rire hicabım” (Nigâr Hanım). 6/ Geçirimsiz bir toprak cinsi.. “Bozbaş” da denilen, et ve nohutla yapılan bir yemek. 7/ Yunan mito lojisinde, Afrodit’in gözdesi olan güzel deli kanlı... Bir cetvel türü. 8/ Tırnak boyası... Kır ve köy yaşamını anlatan kısa şiir. 9/ Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Ekvator bölgelerinde yetişen bir meyve. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir sanat yapıtının kopyası. 2/ Düz ve geniş arazi... Halkın İstanbul’daki yaban cılara, özellikle Fransızlara verdiği ad. 3/ Deprembilim. 4/ Hayvanlara vurulan damga... Yabancı... Bir soru sözü. 5/ “ yoruldu, ben yoruldum / Güzel bindiri bindiri” (Köroğlu)... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı. 6/ Bir çeşit antibiyotik. 7/ Mekke’de, hacıların arife günü toplandıkları tepe... Bir nota. 8/ Boğanotundan çıkarılarak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 9/ Go oyununda, bir taşın ya da taş öbeğinin etrafının sarılarak zapt edilmesine verilen ad... Bir göz rengi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle