28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY 515 AĞUSTOS 2019 PERŞEMBE Yargı paketi çağrısıCHP, yargı paketi konusunda yapacağı toplantıya TBMM’deki 8 siyasi partiyi davet etti Yargı paketinin yeni yasama yılında ele alınması beklenirken CHP, TBMM’de grubu ve temsilcisi bulunan tüm partileri “Adil Yargılama Hakkı” konusunda gerçekleştireceği toplantıya davet etti. CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu ta rafından koordine edilen toplantıda CHP’nin yargı paketiyle ilgili önerileri de açıklanacak. TBMM’de yeni yasamahmut ma yılında yargı paketiylıcalı le ilgili düzenlemenin ele alınması bekleniyor. CHP de bu konuda parti içi çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu’nun başkanlığında, CHP’nin Adalet Komisyonu üyelerinin katılımıyla, yargı re CHP, yeni yasama yılının başında Meclis’e gelmesi beklenen yargı paketi konusunda toplantı yapmaya hazırlanıyor. CHP’li Kaboğlu’nun koordine edeceği toplantıya TBMM’de grubu ya da temsilcisi bulunan partiler de davet edildi. formuyla ilgili “Adil Yargılama Hakkı” konusunda, 18 Ağustos’ta İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirilecek. ‘Tüm partiler davetli’ CHP, bu kapsamda TBMM’de grubu bulunan ya da temsilcisi yer alan siyasi partilere davet gönderdi. Buna göre CHP’nin 18 Ağustos’ta, İstanbul’da gerçekleştireceği toplantıya AKP, MHP, HDP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Türkiye İşçi Partisi davet edilirken, Adalet Bakanlığı’na da toplantıya katılmaları için davet gönderildiği belirtildi. Siyasi partilere gönderilen davet yazısının ekinde yer alan bilgilendirme notunda da CHP’nin yargı paketine yönelik tutumu yer aldı. Bilgilendirme notunda, “Adalet Bakanlığı tarafından Mayıs 2019’da yayımlanan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi, adil yargılanma hakkının güvence altına alınabilmesi için yasal düzenlemenin acil bir gereklilik olduğunu ortaya koydu ğu halde TBMM, herhangi bir düzenleme yapmadan tatile girdi. Yasa önerme yetkisi milletvekillerine ait olduğuna göre, siyasal parti ayrımı yapılmaksızın TBMM’de temsil edilen partilere mensup vekillerin ortak çalışmasıyla hazırlanacak bir yasa önerisi, adil yargı hedefine uygun düşecektir” görüşü yer aldı. Bilgilendirme notunda; adil yargı veya adil yargılanma hakkı yasa önerisi hazırlığı için öncelikle, Türkiye’nin içinde yer aldığı insan hakları sözleşmelerinin ve Avrupa hukukunda geçerli standartların saptanması gerektiği ifade edildi. Notta ayrıca söz konusu ilkeler ışığında mevzuatta ayıklamalar ile yürürlükteki maddelerde değişiklikler yapılması, yeni hükümler konulması gerektiğine de dikkat çekildi. l ANKARA Diplomatik çevrelerde ‘FETÖ suç örgütü olarak tanımlansın’ önerisi tartışılıyor İadeler için formül arayışı FETÖ’nün “terör örgütü” yerine “silahlı suç örgütü” olarak tanımlanmasının iadeleri kolaylaştıracağı savunuluyor HÜSEYİN HAYATSEVER ABD ve birçok Avrupa ülkesinin Türkiye’nin iade taleplerini reddettiği Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının iade süreçlerinde ilerleme sağlanması için diplomatik çevrelerde yeni formüller tartışılıyor. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından Türkiye, terör örgütü lideri Fethullah Gülen başta olmak üzere FETÖ mensuplarının Türkiye’ye iadesi için girişimlerini yoğunlaştırmış ancak, ABD ile Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden iade taleplerine olumlu yanıt gelmemişti. Adalet Bakanlığı, bugüne kadar 94 ülkedeki 570 FETÖ mensubu hakkında savcılıklar ve mahkemeler tarafından hazırlanan iade dosyalarını ilgili ülkelere iletti, ayrıca 54 ülkeye 152 FETÖ mensubunun geçici tutuklanması talebi gönderildi. Bu taleplerden küçük bir kısmına olumlu yanıt verilirken 23 ülkedeki 109 FETÖ mensubu Türkiye’ye iade edildi. Ancak iade edilenler arasında ABD ve Almanya gibi ülkelerdeki üst düzey FETÖ mensupları yer almıyor. Formül arayışı Türk diplomasi kulislerinde FETÖ mensuplarının iadesinin sağlanması için yeni formüllerin tartışıldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre bazı büyükelçiler FETÖ’nün “terör örgütü” yerine “silahlı suç örgütü” olarak tanımlanmasının Türkiye’nin elini güçlendireceği tezini savunuyor. Bu görüşü savunanlar, FETÖ’nün hiçbir Batılı ülkenin terör örgütü listesinde yer almadığına ve örgütün ancak darbe girişiminden sonra Türkiye’nin terör örgütleri listesine girdiğine dikkat çekiyor. Ayrıca FETÖ’nün “silahlı suç örgütü” olarak tanımlanması durumunda Türkiye’nin iade taleplerinin, suçluların iadesi anlaşmalarına dahil edilebileceği, bu tanımla birlikte FETÖ’nün para kaynakları konusunda da daha kolay ilerleme sağlanabileceği belirtiliyor. l ANKARA İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İBB’de partisinin yapacaklarını anlattı: Kavuncu İmamoğlu Kaftancıoğlu Denge ve denetimi biz sağlayacağız LEYLA KILIÇ İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yer alan İYİ Partili meclis üyelerinin denge ve denetim işleviyle çalışacaklarını söyledi. Kavuncu, İYİ Parti’nin eleştirilen kongresini de “Hızlı bir şekilde kurulan İYİ Parti, olgunlaşma sürecini dış etkiler nedeniyle sağlıklı şekilde yaşayamadı” sözleriyle değerlendirdi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Kavuncu, özetle şunları söyledi: n İYİ Parti’nin gerçekleştirdiği kongre, birçok yönden takdir alırken bir o kadar da eleştirildi. Siz neler düşünüyorsunuz? İYİ Parti’nin sürekli kongre yaptığına dair eleştiriler geliyor fakat bu eleştirileri yapanların atladığı nokta şu: İYİ Parti, milletimizin talebiyle hızlı bir şekilde kurulan ve sırf seçimlere katılamaması için erken seçim kararı aldırtan bir parti. Yani dış etkenlerden dolayı olgunlaşma aşamasını sağlıklı bir şekilde yaşayamadı ve başta genel başkanımız olmak üzere bütün İYİ Partililer olarak bu süreci mümkün olduğunca pozitif bir ivmey le götürmeye çalıştık. Bunların da göz önünde bulundurulması lazım. Kurumsallaşma sürecinde partimizin gerçekleştirdiği kongreler ve bunların çok sesli olması Türk siyasetine örnek oluyor. İYİ Parti’nin, parti içinde işlettiği süreçler, Türkiye’de şu an belki hiçbir siyasi partide görülmeyen bir olgunluk ve demokratik model içerisinde ilerliyor. n Kastettiğiniz kongrenin çarşaf liste usulüyle gerçekleşmesi mi? Tabii ki. Bu kongrede 200’ün üzerinde partilimiz Genel İdare Kurulu üyeliğine aday oldu. Üstelik bu partililerden bir kısmı, üst kurul delegelerinden gerekli imzayı toplayarak aday oldu ki bu da demokrasimiz için ayrıca önem taşıyor. Tabanımız siyasete katılıyor, kendisine siyasette yer bulabiliyor. Aktif bir siyasi katılım süreci için bütün bunlar çok önemli ve maalesef son dönem Türk siyaseti için çığır açıcı durumlar. Maalesef diyorum, çünkü Türkiye, son dönemde demokrasi açısından oldukça başarısız bir görünüm sergiliyordu. Bu yalnızca genel yönetim süreciyle ilgili değil, siyasi kurumların neredeyse bütününde gözlemlenen bir durum. l İSTANBUL ‘Demokrasi şeffaflığa aç’ n Peki, İYİ Parti İBB’nin yeni döneminde İBB Meclisi’nde nasıl bir faaliyet yürütülecek? İYİ Parti, kendisine ait programı ve çizgisi olan bir parti. 31 Mart seçimleri sonrasında yaşanan mağduriyetten ve yeni siyasi süreçten dolayı meclis üyelerimizin CHP’de kalmasını uygun bulduk. Artık İYİ Parti olarak, kendi kimliğimizle İBB Meclisi’nde yer alma zamanı geldi. Arkadaşlarımız da geçen günlerde partimize dönüş yaptı. İBB Meclisi’nde yer alan arkadaşlarımızın denge ve denetim işlevini yerine getireceğine inanıyorum. Hem milletimiz, hem de demokrasimiz yıllardan beri yerel yönetimlerde açıklık ve şeffaflık kavramlarına aç. AKP’nin siyasette yıllardan beri kurduğu, yandaşın beslendiği bir düzen var. Bu düzenin en büyük dinamosu belediyelerdi. Millete ait olanı, millet yokmuş gibi kullandı. Bütün büyükşehirlerde ortaya çıkanları, resmi raporlara yansıyan usulsüzlükleri hep birlikte izliyoruz. AKP’nin yarattığı bu yağma düzeniyle ilgili gerçekleri izlemeye devam edeceğiz. Artık bunlar yaşanmasın diye yandaşın beslendiği düzeni milletimizle el ele değiştireceğiz. Aynı zamanda partimiz, bulunduğu konum itibarıyla denge ve denetim işlevlerini fazlasıyla yerine getirebilecek bir konumda. Demokrasinin esası da zaten budur. Bizim için önemli olan yalnızca milletimizin, İstanbullunun çıkarlarıdır. Biz de bu çıkarları maksimize etmek için sonuna kadar, ne gerekiyorsa yapacağız. ACI KAYBIMIZ Merhum Öğretmen Şevket Aslan ve Müşerref Aslan’ın Sevgili Oğlu, Merhum Hamdi Aslan, Suna Manasır, Sündüs Karakaya’nın Kardeşi, Musa Kazım Manasır’ın Yeğeni, Prof. Dr. Diler Aslan’ın Değerli Eşi, Gül Aslan Damcı ve Onur Aslan’ın Sevgili Babaları, Canan Akyüz Aslan ve Atilla Damcı’nın Sevgili Kayınpederi, Elif Ela Damcı’nın Biricik Dedesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Sayın DR. DAVUT MURAT ASLAN 13 Ağustos 2019 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 15 Ağustos 2019 Perşembe günü, Denizli Pamukkale Üniversitesi Kınıklı Kampüsü girişi, Müftü Ahmet Hulusi Efendi Camii’nde ikindi namazını müteakip, İlbade mezarlığında defnedilecektir. AİLESİ ‘Kuleli satıldı’ iddiaları Meclis’te CHP milletvekili Gürsel Tekin, Kuleli Askeri Lisesi ’nin yabancılara satıldığı yönündeki iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Tekin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Kuleli Askeri Lisesi’ne ait binanın satışı, kiralanması, devri için başlatılan idari bir işlem bulunmakta mıdır” diye sordu. Bu arada Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Kuleli Askeri Lisesi’nin satıldığına ilişkin haberler asılsızdır” dedi. l ANKARA Kurban kanına orman yangını karıştı İlkokula giderken ablam ve annemle birlikte Kadıköy Yeldeğirmeni’nde küçük bir apartman dairesinde oturuyorduk. Annemin namaz kıldığını görmedik ama yatmadan önce dua ederdi, oruç tutar ve kurban keserdi. Klasik ibadetten çok ritüel severdi. Küçük bir çocuktum, pazardan özenle seçtiği koçu eve getirişimizi, onu arka balkonda besleyişimizi, sevip benimsediğimizi hatırlıyorum. Ve sonra o meşum gün gelirdi, koçun infaz günü. Zorla evden çıkarılıp arka taraftaki arsada kesilmesini büyük bir hüzünle bekler, usul usul ağlardım. Annem, o kanlı sahneleri bize izletmezdi ama hayvanın etleri parçalanır ve mahalledeki komşulara dağıtılır, bu görev ablamla bana düşerdi. Pişirilen etini ise asla yemezdim, arkadaşımın eti! Bugün, kırmızı et sevmemekle birlikte ciddi bir vejetaryen, etyemez değilim ama gözümle gördüğüm, okşadığım ve beslediğim hayvanı yiyemeyecek kadar da vicdanlıyım. Bebekler yaşamalı Yıllar sonra bir yaz tatilinde dağ başında bir manastır gezmeye gittiğimde park yerinde bir inleme duydum. Arabaların arasında ayakları bağlı bir oğlak yatıyordu. Belli ki aşağıdaki köyden satın alınmış ve birazdan kesilecek. Hayvan ağlıyor ve inliyordu. Dahası, bütün vücudu elektrik verilmiş gibi tir tir titriyordu! Hayvanların da duyguları var. Onlar da başlarına gelecek felaketi hissediyor ve korkudan titriyor, ağlıyor! Kiliseyi gezmekten vazgeçip kaçtım oradan. Bir gün de Silivri’de bir küçük otelde bakılan anne keçi ve oğlaklarına rastladık. Kucağıma alıp sevdim bebekleri, süt kokuyorlardı. Kalbi pıt pıt atan, sıcacık, tertemiz, ufacık bebeler. O gün oğlak ve kuzu yememeye yemin ettim. Henüz köfte yemeye devam ediyorum ama en azından “bebek” yemiyorum! Önüme oğlak kebabı, kuzu pirzola geldiğinde de o kucağıma alıp sevdiğim süt kokanla, yerde yatıp titreyerek ağlayan geliyor aklıma, midem bulanıyor, zaten yiyemiyorum, bu işin bir kısmı. Kurban, pagan kültürüdür Asıl önemli olan 21. yüzyılda, şehir koşullarında, ibadet ediyoruz diye, kan dökülmesi, üstelik hayvana eziyet de edilerek kurban kesilmesi. İslam âlimlerinin pek çoğu, dinde böyle bir ibadet biçimi olmadığını söylüyor. Zaten “kurban etme” tektanrılı dinlerden önce pagan kültüründe var. Bakire kızlar, çocuklar, kurban edilmiş Tanrıların gazabını gidermek için. İslamiyete taşınmış olması Araplar tarafından et yeme gerekçesiyle olmuş muhtemelen. Türkler de İslamiyeti Araplardan aldıkları için sürdürüyor. Önce koç keserlerdi, şimdi ekonomik gerekçelerle birkaç aile birleşip büyükbaş hayvan kesiyor! Koca boğalar, ölüm korkusuyla ağlamakla kalmıyor, can havliyle kaçarken sağa sola saldırıyor, şehirde terör esiyor. Her yıl kaçan kurban haberlerinin birincisi kaçan, saldıran boğa vakaları! Hayvanlara eziyet edilmesi ise cabası. Bacağından vince asılıp kesilen, kaçamasın diye önceden bacakları kesilen hayvan görüntüleri iç acıtıyor. Amaç da hayır yapmaktan çıktı. Kimsenin kimseye göstermelik dışında et dağıttığı yok, kesilen hayvanın eti paylaşılıyor, dondurucuya istif edilip uzun süre tüketiliyor. Şehirde pislik Bu kesim sırasında çocukların bulunması, belediyenin gösterdiği yerler dışında kesim yapılması, hayvansal atıkların çevreye saçılması, her yerin kan ve işkembe kokması gibi şehir içinde olmayacak sonuçları da yaşanıyor. Tüm bu olumsuzluklardan ötürü, hayvan hakları savunucuları, çevreciler, kurban geleneğine karşı çıkıyor; her konuda din adına muhafazakâr yaşam biçimlerine sıkı sıkı yapışanlar ise devam ettiriyor. Parası olan ise tatil olmasını fırsat bilip şehirden kaçıyor. Nesi bayram bunun? Doğa katliamı Son günlerin bir diğer katliamı insan eliyle çıkarılan orman yangınları! Piknikçilerin ormanda mangal yakma inadına, köylülerin tarlada anız, kuru ot yakma inadı ekleniyor. Bir de yanan sigarayı atma cehaleti eklenince bayram boyunca Muğla Bodrum, Milas, Çanakkale, İzmir, Mersin, Antalya, Antep, Sinop, Marmara Adası’nda yangın çıktı. Yetersiz hava müdahalesi ve sert rüzgâr yüzünden binlerce hektar orman, içindeki canlılarla birlikte yandı. Sadece Marmara Adası’nda yüze yakın hayvan telef oldu, 5 ev yandı. Sorumluların yakalanıp cezalandırılması kadar bilinçlendirme de şart. Köylülerin anız yakması hâlâ seyrediliyor. Piknikçilere kimse müdahale etmeye yetişemiyor. Bu Anadolu, bizden çektiği kadar kimseden çekmedi tarih boyunca!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle