29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 28 TEMMUZ 2019 PAZAR 13 Usta oyuncu Gülhan yaşamını yitirdi Yeşilçam’ın usta isimlerinden, tiyatro ve sinema oyuncusu Yalçın Gülhan tedavi gördüğü hastanede 75 yaşında hayatını kaybetti. Yüzlerce film ve dizide rol alan usta oyuncu “Mahallenin Muhtarları” dizisindeki şoför Ali rolüyle de biliniyordu. Uzun bir süredir özel bir hastanede tedavi gören Yalçın Gülhan’ın ölümüyle ilgili konuşan Müjdat Gezen, “Hem asker arkadaşımdı hem sinema ve dizilerden rol arkadaşımdı. Çok sevdiğim dostumu kaybettim. Çok üzgünüm” diye konuştu. Gülhan’ın cenazesinin bugün ikindi vakti Karacaahmet Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verileceği öğrenildi. l DHA Genco Erkal, yeniden sahnede Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) düzenlediği ve bu yıl üçüncü kez sanatseverlerle buluşan Müzede Sahne Gösteri Sanatları Günleri; Genco Erkal’ın “Yaşamaya Dair Bursa Cezaevi’nden Mektuplar” adlı oyunuyla başladı. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği oyun, istek üzerine Müzede Sahne etkinliğinin son günü sahnelenmek üzere bir kez daha programa alındı. Oyun bugün saat 21.00’de ikinci kez SSM’de sahnelenecek. l Kültür Servisi ‘Yazgı ve Gazap’ çıktı Granta dergisi tarafından 2017’de en iyi genç Amerikalı yazarlar arasında gösterilen Lauren Groff’un yeni kitabı “Yazgı ve Gazap” İthaki Yayınları’ndan çıktı. Groff, kitapta bir evliliğin yir mi dört yıllık hikâyesini anlatırken hiçbir şeyin beklendiği gibi gerçekleşmeyeceğini ve burnumuzun ucundaki bu gerçeği anlamanın ne kadar zor olduğunu anlatıyor. l Kültür Servisi Bregenz Festivali’nde güncel bir Don Kişot: Şövalye ya da Süpermen Operada Don Kişot, elindeki tuvalet fırçasıyla pervaneye saldırıyor (aşağıda) ve Sanço Panço ile birlikte yankesici gençlerden dayak yiyorlar (sağda). Bregenz müzik ve opera festivalinde yaratıcılıkta sınır yoktu. Geçen pazar paylaştığım göl üzerindeki hiperaktif “Rigoletto” şöleninden sonra, kapalı mekândaki “Don Kişot” operası, insana huzur veren, şiiri, duyarlığı, narinliği, derinliği, vakit ayıramadığımız “ince şeyleri” yücelten muhteşem bir prodüksiyondu. Jules Massenet’nin bestesi, Cervantes’in eserinden yola çıkarak, Jean Le Lorraine’in yazdığı somut ve yalın oyun üzerine kurulu. Dulcinea, peşinde tüm erkekleri sürükleyen, ayakları yere basan, güzel bir kadın. Ona âşık olanlardan, sadece biridir Don Kişot. Eğer, Dulcinea’nın çalınan kolyesini bulur getirirse, aşkını ispat etmiş olacaktır... Feminist dokunuşlar Ben yeni keşfettim; ama bundan böyle, yaptığı her işin peşine düşeceğim genç bir kadın yönetmen tanıdım: Mariame Clément. 1974 doğumlu Fransız vatandaşı. Kendisiyle tanışıp Türk olduğumu söylediğimde gülüyor “komşu sayılırız, annem İranlı” diyor... 2004’ten beri Avrupa merkezlerinde (Londra, Berlin, Bern, Viyana, Glynde bourne, Paris) opera sahneye koyuyor. Ve her birine feminist açıdan, toplumsal cinsiyet eşitliğinden bakıyor. Bir röportajında “Tarih boyunca operayı besteleyenler, yazanlar, yönetenler hep erkek, onun için mi tüm kadın kahramanlar cani, katil, deli, ahlaksız, hırslı ve kötü insanlar” diye sormaktan geri kalmıyor... Bu kez erkekliği, maçoluğu ve aşkı sorguluyor Mariame Clement. Hem de anlatıyı günümüze ve dört ayrı mekâna taşıyarak: Tiyatroya, ev içine, sokağa ve işyerine. Erkekliğin sorgulanması Klasik tiyatroda kırmızı kadife perde önünde beyaz perde. Önce bir jilet, tıraş bıçağı reklamı... Ayrımcı “maço” bir reklam. Seyircinin biri itiraz ediyor reklama, salonda kavga çıkıyor, yuhalayanlar... Salonda Don Kişot belirip (bildiğimiz görüntüsüyle) itiraz edeni yatıştırıyor. Onu sahnedeki koltuklara oturtup seyretmeye başlıyorlar. Bildiğimiz klasik giysiler ve dekorda Don Kişot başlıyor... Derken 2. perdede modern bir apartmanın banyosundayız. Genç, uzun boylu delikanlı Don Kişot tıraş olur ken, Sanço Panço (60’ların hippi görünümlü arkadaşı) bilgisayardan ona kız tavlama önerileri sunuyor... Delikanlı Don Kişot havalandırma pervanesinden tedirgin oluyor... Ve pervane büyüyor, büyüyor tüm sahneyi kaplıyor. Ve Don Kişot elinde klozet fırçası pervaneye saldırıyor. (Panik atak geçiren; delicesine âşık her gencin başına gelebilir.) 3. perdede kentin varoşlarında serserilerin barındığı köprü altındayız. Günümüz genci elbet şövalye değil, Süpermen ya da Örümcek Adam kılığıyla kahramanlık yapacak. Don Kişot ve Sanço Panço yankesici gençlerden dayak yiyorlar ama kolyeyi almayı da başarıyorlar. 4. perdede bir ofisteyiz. Herkes bilgisayar başında. Müdür, Dulcinea... Herkes ona hizmet yarışında... Çalışanların en yaşlısı Don Kişot’un Dulcinea’ya evlilik teklifi ve reddedilişi herkesin alay konusudur. Bir yakınlık anı, toplum baskısına heba edilir. 5. son perdede artık iyice yaşlanan Don Kişot, ölmek üzere sahnenin derinliklerinde ormana çekildiğinde, Dulcinea sahneden salona, salondan dış kapıla ra yönelir... Aşk zamanının geçtiğini söyleyen sesi ta dışarıdan Don Kişot’a ulaşır. Sonsuz şiirsellik Sahnenin üstündeki, iç içe geçmiş sahnelerin perdeleri tek tek kapanırken biz de yaşamın, dişiliğin, erkekliğin, aşkın hırpalanmasını düşündük. Eserin orijinalinden tek sözcük değiştirmeden sonsuz şiirsel, çağdaş bir öykü çıkmıştı karşımıza. Tüm önermeler sahiciydi. Don Kişot’un aşk acısına inandık. “Erkekler ağlamaz” saçmalığına öfkelendik. Dulcinea’nın kendini koruma güdüsüne inandık. Sanço Panço’nun dostluğunu, sadakatini kıskandık. Ve modern yaşamda aşkların nasıl heba olduğunu gördük! Bütün bunları gerçekleştiren Şef Daniel Cohen yönetimindeki Viyana Senfoni Orkestrası; yıllardır birlikte çalışan yönetmen Clement ve tasarımcısı Julia Hansen; muhteşem bir basbariton Gabor Bretz (Don Kişot); olağanüstü duyarlı Rus mezzosoprano Anna Goryachova (Dulcinea) ve us ta bariton David Stout (Sanço Panço) idi. Erol Evgin Bodrum’u salladı Katledilen Doğanın Destansı Romanı Vadim O Kadar Yeşildi ki Yordam Edebiyat’ta! rüchard llewellyn – vadim o kadar yeuildi ki– Türk pop müziğinin duayenlerinden Erol Evgin, önceki akşam Kerki Solfej’in düzenlediği açık hava konserleri kapsamında Bodrum Antik Tiyatro’da sahne aldı. Bodrumluların büyük ilgi gösterdiği konserini “Deli Divane” şarkısıyla açan Erol Evgin, altın şarkılarını gece boyunca Bodrum Antik Tiyatro’yu dolduran müzikseverler eşliğinde söyledi. Erol Evgin’in açık hava konser takvimi şöyle: 2 Ağustos Cuma Ayvalık Amfi tiyatro, 3 Ağustos Cumartesi Altınoluk Amfi tiyatro, 16 Ağustos Cuma Kuşadası AVM Açıkhava, 17 Ağustos Cumartesi Çeşme Amfi tiyatro. l Kültür Servisi İzmitliler sanatla buluşuyor İzmit Belediyesi’nin her cuma günü Belsa Plaza önünde düzenlediği “Mavi Yeşil Sokak” etkinlikleriyle birlikte İzmit halkı sanatla buluşuyor. Etkinlikler kapsamında önceki gün ilk olarak “İzmit Unutmaz” adı altında Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Türk ve Müslüman kadın oyuncu Afife Jale’nin ölüm yıldönümü dolayısıyla mini sergi ve karekalem çalışması yapıldı. Vatandaşların sergiye ilgisi yoğun oldu. Daha sonra İhsan Demirer’in hocalığında İZMEK kursiyerleri Seyit Gül, Emre Öksüz, Yusuf Can Palta ve Emirhan Toksoy mini bir konser verdi. l İHA Türkçesi: Gani Yener Yeni çıktı! Türkçesi: Gani Yener 576 sayfa, 34 TL Kapitalizmin yok ettiği neşe ve ışığın, hiçleşen emeğin, katledilen doğanın ve değişen toplumsal yapının destansı romanıdır Vadim O Kadar Yeşildi ki. 20. yüzyılın başlarında Galler bölgesindeki bir madenci ailesinin yaşadıklarını tarihsel bakış açısıyla anlatan roman, 1939 yılında yayımlanmış, Richard Llewellyn’in başyapıtı olmuş, uzun seneler “çok satanlar listesi”nde kalmış, 1942’de sinemaya uyarlanmış, film 5 dalda Oscar kazanırken roman da dünya çapında ün kazanmıştır. Gani Yener’in güzel Türkçesiyle heyecan verici olduğu kadar şiirsel bir dilin de içine çekilmeye, unutamayacağınız bir kitabın sayfaları arasında dolaşmaya hazır mısınız? yordamedebiyat yordamedebiyat YordamKitap www.yordamkitap.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle