25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 18 TEMMUZ 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: CAFER KURT HABER Ayrıntılar Kaftancıoğlu yargılanırken... “G ezi davası” iddianame yayımladığı gün çöktü. Benzerlerine çok rastladığımız gibi. Fethullahçılar daha özenli hazırlıyordu metinleri, şimdilerde “nasılsa kimse okumuyor, kararı Saray veriyor” diye iyice savsakladı savcılar işlerini. Oysa tarihe belge kalıyor, en azından bunun için hassas olmalılar! İşin gırgırı bu! Bugün Canan Kaftancıoğlu yeniden hâkim karşısında. İddianame yayımlandığı gün gördük ki, gülünç. Kaftancıoğlu, “yargılanan değil yargılayan olacağım” dedi, haklı. Nasıl bugün Ergenekon, Balyoz, OdaTV, Fenerbahçe Şike gibi davaların sanıkları, o dönemi sorguluyor ve tarih karşısında yargılıyorsa, benzeri yine olacaktır! Hukuktan kopmamak lazım. HHH                          Elimde 96 yılından kalma Hürriyet gazetesi nüshası var. Çiller diyor ki: “En geç 98’de AB’deyiz!” Alkış tutanları anımsayın. O kadro Özal döneminde yine görev başındaydı. Başbakanların uçağına binme modası o dönemden kalma. “Gece Turgut Bey’le konuştum” türünden yazılar da günün modasıydı. O gün medya sefildi, şimdi el değiştirdi, yine durum aynı. “Cumhurbaşkanı çağırırsa koşarak giderim” diyenler ön saflarda. 2004’te aynı kadro Gül’le birlikte müzakere tarihi almış (!), dörtnala AB’ye giriyordu. Devrik Ankara başkanı Gökçek’le birlikte gündüz vakti havai fişek patlatıyorlardı! Meslektaşların mahpuslarda sürünüyorsa, siyasi davalarla insanlar ağır uygulamalara maruz kalıyorsa o uçağa binemezsin. Gazeteci neyin profesyonelidir iyi düşünmeli. Bir de kılavuzu liberal olanın burnunun ne halde olduğunu anlamakta yarar var! HHH                                                 İktidarı ardına alıp ahkâm kesenlerin sicilleri hep bozuk! Dün ne yazmışlar, bugün ne söylemişler gördükçe onlar adına “utanıyorum” diyeceğim ama utanmazlar için “utanmak” saçmadır. “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için yargılanan Demirtaş’ın savunmasını okuyorum. Tutukluluğunun bir gerekçesi “kaçma tehlikesi” olarak gösteriliyor. Diyor ki: “Beni Yunanistan sınırına koysanız, yine geri gelirim, sizi yargılayacağım.” Davalar siyasi olunca, savunmalar da böyle oluyor haklı olarak. HHH İşlevi neredeyse tamamen ortadan kalksa da “Meclis” önemlidir. Demokrasi umudunu diri tutar. 15 Temmuz’da Meclis’in bombalanması simgeseldir. Hedef 23 Nisan 1920’de yapılan tercihtir. İslamcı ittifak birbirine düştü, kıyamet koptu. Bu kavgada yurttaş yok, laiklik yok, işçi sınıfı yok, ifade özgürlüğü yok. Uygarlığa dair hiçbir şey yok. Padişahlar, içindeki ümmetle birlikte devleti “mülk” olarak görür. Buna karşı direnmek gerekir. Liberal soslarla sunulan tarikat, cemaat bataklığına saplanan ülkede hangi hukuktan söz edeceğiz? HHH Cumhuriyet eski çalışanları açık adaletsizlikle mahpus yatıyor. Meclis, hukuksuzluğu düzeltmek için görev yapmalıydı, tatile girdi. Şimdi halkın iradesi mahpus olmaya devam edecek. Hoş, Binali Yıldırım dürüstçe söylemişti: “Seçimden önce verilen vaatler, sonra unutulur.” Dedim ya kılavuz meselesi bu. Yine “kandırıldık” diyen oldu mu acaba? HHH Akşener’in Gülen’i övdüğü video dolaşıma girdi sonunda. Demek herkes bir dönem o tezgâhtan geçmiş. Diyor ki Meral Hanım: “Yargılayın beni, her şey açığa çıksın” Çağrı doğrudur. Ancak beklemesi yersiz... Kendisi önemli bir siyasi partinin başında, bildiği ne varsa anlatmalı. Biz, yaşam boyu Fethullah ve benzeri gericilerle mücadele edenler işin içyüzünü bilemeyiz. Kafamız nettir: Her kim din taciriyse, ırkçılık yapıyorsa onun karşısında dururuz! Meral Hanım görevini yapmalı, ulusu aydınlatmalı. AKP kuruluşunda o çevrelerde bulunan biri olarak eminim çok ilginçtir söyleyecekleri. O anlatınca, mecburen hukuk devreye girecektir. Bundan büyük siyasal işlev mi olur? HHH Kaftancıoğlu yargılanıyor, niye? İstanbul’u kazandı, kadın ve sosyalist. Bundan büyük suç mu var memlekette! Diyorum ya, herkes bu sınav günlerinin ardından karne alacak. Canan Kaftancıoğlu için bir metin imzaya açıldı. Bilseniz kimler, hangi gerekçeyle imza koymadı, utanırsınız. (Gerçi utanmazlar adına utanmak saçmadır!) Kimi devlet memuru diye korktu, kimi dizisinden olur diye kafayı kuma gömdü! Sanıyorlarsa unutulur, çok yanılıyorlar. Nasıl “Aydınlar Dilekçesi”ne imza koymaktan çekinenlerin yüzü hep aşağıya dönük, onlar da aynını yaşayacak. Son söz hem iktidara oynayıp, hem de muhalefet nimetlerinden faydalananlara: Gazeteci, sanatçı, akademisyen her kim olursa olsun, bu yol yol değil. Dedim ya liberal yöntemler insanı hep utandırır, benden söylemesi! Ali İsmail Korkmaz cinayeti amire ödül gibi ceza Eskişehir’de, FETÖ’nün Emniyet üst düzey kadrosunda yer alan, istihbarattan sorumlu eski Emniyet Müdürü Yardımcısı Mustafa Aygün’ün, Gezi Direnişi sırasında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne neden olan polislere “usulsüz talimat” verdiği gerekçesiyle yargılandığı davanın karar duruşması dün görüldü. Tutuklu sanık Aygün savunmasında, “Konuyla benim alakam yoktur. Beraatımı talep ediyorum” dedi. Mahkeme, Aygün’e “görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. l DHA AKP, devlet kontrolü dışında ‘merdiven altı’ din eğitimi veren medreseleri gündemine aldı Medreseler statü peşindeAyrıntılar Ayrıntılar OZAN ÇEPNİ Eğitimde dinselleştirme politikalarında son noktaya gelen AKP, devlet kontrolü dışında din eğitimi veren medreselere yasal statüyü gündemine aldı. 10 yıldır devam eden tartışmada vakıf ve dernek görünümlü tarikat ve cemaatler, merdiven altı medrese mezunlarına diploma verilmesi talebini Saray’a taşıdı. TBMM’de 3 Mart 1924’te Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu ile kapatılan medreselere ilişkin tartışma yeniden başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yerel seçim öncesinde Saray’da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen aşiret liderleri ile gerçekleştirdiği toplantıda ortaya çıkan medrese öğrencilerine diploma talebinin ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. Laik eğitime son darbe niteliğindeki tartışmanın uzun zamandır ısrarla MEB gündemine getirildiği öğrenildi. 10 yıllık ısrar Dernek ve vakıf adı altında yasadışı eğitim veren dini yapıların yetiştirdiği kişileri meşrulaştırma projesinin en az 10 yıl geçmişi olduğu öğrenildi. AKP döneminde Tevhidi Tedrisat hiç kabul edilmemiş gibi Doğu ve Güneydoğu’da çalışmaya devam eden medreseler, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlere de yayıldı. Devlet kontrolü dışında merdiven altı medreselerde çocukların eğitildiği, taleplerin önceki TEKİN: YASAL HALE GETİRİLSİN Cemaat ve tarikatlere yasal statü verilmesini savunan eski MEB Müsteşarı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Yusuf Tekin ise Diyanet’te katıldığı 15 Temmuz sempozyumunda Devrim Kanunları’nı eleştirdi. Tekin, cemaat ve tarikatlerin iktidar hedeflerinin olmaması için yasal hale getirilmelerini savundu. Tekin, “Bunların hepsini biz sivil toplum örgütü olarak kabul ediyoruz. STK ne iş yapar? Lobicilik yaparlar, hükümeti ele geçirmeye, hükümeti yönlendirmeye çalışırlar. Hal böyleyken devlet, cemaat ya da tarikat yapılarının ‘siz sivil toplum örgütüsünüz. Öyle kabul ediyoruz’ diyip diğer taraftan da ‘niye hükümete, iktidara yönelik şeyler besliyorsunuz’ diyemezsiniz. Yapılması gereken basittir. Bu yapıların bu coğrafyanın yapısına uygun bir şekilde legalleştirilmemiz, şeffaflaştırmamız ve kamu oteritesi tarafından denetletebilmemiz gerekiyor. Biz topyekun bir mantıkla bunların hepsini ‘tukaka’ olarak tanımlamamız ne kadar yanlış ise bunların FETÖ örneğinde olduğu gibi itidai açıdan ve siyasi açıdan illegal boyutlara ulaşamasını engelleyecek tedbirleri almalıyız.” bakanlar döneminde de MEB gündemine geldiği öğrenildi. Bakanlık, Tevhidi Tedrisat nedeniyle bu yapılara yasal imkân sağlayamayacağını belirtirken, çare göz yummak oldu. Anayasa ve yasalarda değişiklik gerektiği için MEB’de çözüm bulamayan gerici yapılanmalar süreci Saray’a taşıdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantıda sadece talepleri not almakla yetindiği belirtilirken, köklü değişiklikler gerektirdiği için Saray’ın, ısrarlı taleplerin ardından topu MEB’e, bakanlığın da Saray’a attığı öğrenildi. Bakanlıktaki bazı bürokratların ise bu konuda atılacak adımın ve halihazırda eğitime devam eden medreselere göz yumulmasının tehlikele rine işaret ederek, bu yapıların kapatılması gerektiğini savunduğu ve taleplere ilişkin süreci yavaşlattığı aktarıldı. Akademiden eleştiri Türkiye’nin dört bir yanından gelen ilahiyat fakültesi öğretim üyeleri, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde din eğitimine ilişkin düzenlenen çalıştayda, medrese öğrencilerine üniversite mezunu gibi diploma verilmesi eleştirdi. Toplantı raporunda, “Bu talep ve söylemlerin, uzun bir din öğretimi tecrübesine sahip olan ülkemizin din eğitimi ve öğretimi için önemli riskler barındırdığı değerlendirilmektedir” denildi. l ANKARA EVSAVFMEELSATTNİEVDMAAMLĞİUZ ‘Şarkılar’a müdahAle Hatay Samandağ’da Evvel Temmuz Festivali’nde Grup Yorum’un şarkılarını söylemek için konser meydanına çıkan gruba polis müdahale etti. 12 kişi gözaltına alındı. Samandağ’a bağlı Deniz Mahallesi’nde bulunan Hızır Parkı içerisinde bir grup önceki gün akşam Grup Yorum şarkıları söylemek istedi. Ancak bir süre sonra izinsiz olduğu gerekçesiyle polis, konser meydanında şarkı söyleyenlere uyarıda bulundu ve grubtan dağılmalarını istedi. Gruptakilerin direnmesi üzerine polis, 12 kişiyi gözaltına aldı. l Haber Merkezi Yüksek Mahkeme, YÖK başkanının disiplin yetkisini elinden aldı AYM’den özerklik kararı TEİS BaşkanI Nurten SAYDAN: Kur güncellenmeZse ilaç sıkıntısı sürer Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Başkanı Nurten Saydan, ilaçların piyasada bulunamamasının nedeninin yanlış ilaç politikası olduğunu belirterek, “Bu sorunun çözülebilmesi için ekonominin reel gerçeklerine uygun fiyatlandırma yapılmalı ve ilaçta, Avro kuru güncel hale getirilmelidir. İlaçta dışa bağımlı olduğumuz sürece ilaç yokluğu, bulunamaması gibi sorunlar her zaman yaşanacaktır” dedi. TEİS Başkanı Saydan, TEİS Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada, ilaçların piyasada bulunmamasını değerlendirdi. Saydan, “İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan resmi Avro kuru hâlâ 3,40 TL olarak hesaplanıyor. Ancak ilaçta kullanılan kur seviyesi nin güncel kurun çok altında olmasından kaynaklı olarak piyasada bulunamayan ilaç sorunu devam edecektir. Çünkü; güncel kura göre Avro bugün itibarıyla ilaçtaki kurun yaklaşık iki katı oranda, 6.43 TL seviyesinde bulunmaktadır” dedi. Firmaların zarar ederek çalışmayacağını ve piyasada bulunmayan birçok ilacın en ucuz referans ülkedeki fiyatın bile çok çok altında olması nedeniyle ithal edilemeyeceğini söyleyen Saydan, “Fiyatlandırmada yapılacak iyileştirmenin yanı sıra yerli ilaç üretimi ve kullanımı özendirme çalışmaları hızlandırılmalıdır. Dışa bağımlı olduğumuz sürece ilaç yokluğu yaşanacaktır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet YİAHŞDIN3D3A‘Mücadelemiz sürecek’ 17Temmuz 1986’da 98 kişinin imzasıyla kurulan İnsan Hakları Derneği (İHD), dün 33. kuruluş yıldönümünü kutladı. Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması yapan İHD üyeleri, kurucuları olan aydınları, yazarları, gazetecileri, mimarları, akademisyenleri ve avukatları anarak, hak mücadelelerine devam edeceklerinin altını çizdi. “Nefret ve savaş söylemlerini durdurun”, “Hasta mahpusları serbest bırakın”, “33 yıldır insan hakları, barış ve demokrasi mücadelesi sürüyor” döviz ve pankartları açan İHD üyeleri adına konuşan İstanbul Şube Başkanı avukat Gülseren Yoleri, 12 Eylül darbesinin karanlığının hâlâ hüküm sürdüğünü vurgulayarak “İnsan Hakları Derneği, kimsenin konuşamadığı yerde konuşmak zorunda olan bir dernek. İHD aynı zamanda bütün topluma insan hakları bilgisini ve bilincini aktaran bir okuldur. Bugün OHAL’in süreklileştirildiği koşullarda da mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz. Bizim tek talebimiz insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı bir dünya” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet OZAN ÇEPNİ Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP Grup Bbaşkanvekilleri Özgür Özel, Engin Altay, TBMM Başkanvekili Levent Gök ve 130 milletvekilinin başvurusu sonucunda YÖK’ün yetkilerini kısıtladı. Yüksek Mahkeme, YÖK başkanına verilen disiplin soruşturması açma yetkisini de bilimsel özerkliğe aykırı olduğu gerekçesi ile elinden aldı. CHP başvurusunda, disiplin maddelerine eklenen yetkinin YÖK başkanının öğretim elemanlarının disiplin amiri konumuna getirildiğini, üniversitelerin özerk yapısına zarar verdiğini, keyfi soruşturmaya imkân tanıdığını savundu. AYM de değerlendirmesinde, “YÖK başkanına doğrudan soruşturma açma yetkisi tanınmasının, YÖK’ün üniversiteler üzerinde sahip olduğu denetim yetkisinin neredeyse yükseköğretim kurumlarındaki tüm akademik personeli kapsayacak ve kurulun üniversiteler üzerinde hiyerarşik bir güce sahip olacak şekilde genişletilmesi sonucunu doğurduğu görülmektedir” denildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıraklığa başlama yaşını 13’e indiren düzenlemesinin uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna ilişkin CHP başvurusunu değerlendiren AYM, itirazı reddederek çocuk işçiliğinde yaş düşürülmesinin önünü açtı. l ANKARA 10 soruda yks tercih süreci Puan değil istek sırası Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları dün açıklandı. Tercih süreci 23 Temmuz’da başlayacak, 29 Temmuz’da sona erecek. Adayların, 24 tercih hakkı bulunuyor. Üniversitelere kayıtlar ise 1923 Ağustos tarihlerinde yapılacak. Üniversiteye yerleşmek için adayların önünde iki seçenek var: Merkezi yerleştirme için tercih yapmak ve ÖSYM’ye göndermek. Özel Yetenek Sınavı ile yerleşmek için ilgili üniversitelere bireysel başvuru yapmak. Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz ve rehberlik koordinatörü Yalın Kaya, tercih sürecini 10 sorucevapla anlattı: 1Tercih için hangi bilgilere ihtiyaç var? Adayın tercih etmeyi düşündüğü yükseköğretim programlarının puan türleri : TYT, SAY, SÖZ, EA, DİL. Adayın bu puan türlerindeki puanları ve başarı sıraları. Tercih edilmesi düşünülen programların özel koşulları. Tercih edilmesi düşünülen programların geçen seneki ve bu seneki kontenjanı arasındaki farklar. 2Puan türlerinin tercihe etkisi nedir? TYT puan türünden 150 puan ve üzerinde başarı gösteren adaylar sadece iki yıllık programlar tercih edilebilir ya da özel yetenek sınavı ile öğrenci alan dört yıllık programlara bireysel olarak başvurabilir. Özel yetenek sınavı ile değil de merkezi yerleştirme ile öğrenci alan tüm programlar için AYT ve YDT ile hesaplanan 4 puan türünden en az 180 puan alınmasını gerekiyor. 3Tercih, puana göre mi yapılır, yoksa başarı sırasına göre mi? Adayların başarı sırası bilgisine göre tercih yapması gerekiyor. Sınavların yıllar içindeki zorluk seviyeleri değiştiği için puanlarda büyük oynamalar olabiliyor. Ancak adayların yerleştirmedeki tercih eğilimleri çok değişmediği sürece sıralamalarda büyük değişiklikler olmuyor. 4Her istediğim bölümü yazabilir miyim? Tablo 1A ve Tablo 1B’deki kısıtlamaların kontrol edilmesi gerekiyor. Örneğin, Tıp Fakültesi tercihi yapmak isteyen bir adayın SAY puan türündeki sıralaması en düşük 50 bin olabilir. 50 binden daha düşük sıralamadaki bir aday, mesela 60 bininci aday, bir önceki seneye göre puanı yetiyor gözükse bile tercihlerinde Tıp Fakültesi’ne yer veremiyor, sistem uyarı veriyor. 5Tercihlerimi nasıl sıralamalıyım? Tercihlerin istek sırasına göre yapılması gere kiyor. Sistem adayı yerleştirdikten sonra aday, puanının yettiği başka bir yere gitmeyi istese de bunu yapamıyor. 6 Puanı aynı olan adaylar nasıl sıralanıyor? Aynı programı tercih etmiş adaylar arasından, tercihi hangi sırada olursa olsun yerleştirmede kullanılan yerleştirme puanı ve varsa ek puan toplamı büyük olan adaya öncelik tanınıyor. Eğer adayların puanları eşitse, ilgili TYT/SAY/SÖZ/EA/DİL sınav puanı, yani okul puanı eklenmemiş hali büyük olana öncelik veriliyor. Eşitlik sürdüğü takdirde aynı bölümü daha üst sırada tercih edene, eşitlik yine sürdüğü takdirde OBP’si yüksek olana, eşitlik bozulmazsa yaşı küçük olana öncelik veriliyor. 7Tercih listesi hazırlanırken en sık yapılan hatalar nelerdir? Kulaktan dolma ya da münferit bilgiler ile tercih yapmak. Tercihleri yanlış puan türüne göre belirlemek. Tercihleri puan sırasına göre sıraya sokmak. 8 Merkezi yerleştirme nasıl işliyor? Tüm adayların tercihleri bir merkezde topla nıyor ve işlemler otomatik olarak bilgisayar tarafından yapılıyor. Bu sistemde adayların puanlarının geçen seneye göre neye yettiği değil, bu sene sıra kendilerine geldiği zaman tercihlerinin dolu olup olmaması önemli. Açıkta kalmak istemeyen adayların, okumayı istedikleri ve puanları yetecek her programı listelerine almaları, yerleşme sanslarını artırıyor. 9Yerleştirme sonuçları ne zaman açıklanacak? ÖSYM tarafından kesin bir tarih belirtilmemiş olsa da geçen senelerde sonuçlar iki hafta sonra açıklanmıştı. 10 Ek yerleştirme işlemleri nasıl yapılacak? Kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra boş kalan kontenjanlar üniversitelerce ÖSYM’ye bildirilecek ve boş kalan veya kaydolmama nedeniyle dolmayan kontenjanlara ÖSYM tarafından merkezi olarak Ek Yerleştirme yapılacak. Genel kural olarak, bir yere yerleşmiş adaylar, aynı sene içinde Ek Yerleştirme tercihi yapamıyor. l Eğitim Servisi YKS eylemine müdahale: 5 öğrenci gözaltına alındı İstanbul Kadıköy’de Devrimci Liseliler (DEVLİS) üyesi bir grup lise öğrencisi Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2019YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından dün protesto eylemi gerçekleştirdi. Öğrenciler, sınava dayalı eğitim sistemini eleştirerek, “Hayat 3 saate sığar mı?” yazılı bir pankart açtı. Polis eylemcilere müdahale ederken, 5 öğrenci gözaltına alındı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle