19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 18 TEMMUZ 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Cumartesi Anneleri, Gezi aileleri, tiyatrocular, siyasetçiler duruşma öncesi Kaftancıoğlu’na destek verdi: Kaftancıoğlu yalnız değildir 2011 ve 2012 yılında paylaştığı tweetler nedeniyle yargılanan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu için Cumartesi Anneleri, Gezi aileleri, tiyatrocular, sendikacılar ve siyasetçiler tarafından destek videosu yayımlanarak, “Canan Kaftancıoğlu yalnız değildir” denildi. Kaftancıoğlu, seçimden beş gün sonra 2011 ve 2012 yıllarında yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle 17 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı davada hâkim karşısına çıkmıştı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Kaftancıoğlu’nun duruşmasını bugün saat 09.00’a erteledi. Kaftancıoğlu’nun davasının yanı sıra bu gün Silivri’de Gezi davası da görülecek. Kaftancıoğlu’na yaşadığı bu süreçte birçok kesimden destek geldi. Cumartesi Anneleri, Gezi aileleri, tiyatrocular, sendikacılar ve siyasetçiler sosyal medyada Kaftancıoğlu’na destek oldukları videoları yayımlayarak, “Canan Kaftancıoğlu yalnız değildir” ifadelerini kullandı. Cumartesi Anneleri eyleminin sembol ismi, 1995’te gözaltında kaybolduktan sonra Beykoz kimsesizler mezarlığında işkence edilmiş halde cesedi bulunan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, Twitter’da yayımlanan videosunda “Canan’ı değil, çocuklarımızın katillerini mahkemeye çıkarın. Canan, sen yalnız değilsin” ifadelerini kullandı. ‘Benim yerime Gezi Davasına gidin’ Canan Kaftancıoğlu, kendi davası nedeniyle Gezi davasına katılamayacağını belirterek sosyal medya hesabından yurttaşlara Silivri’de olmaları yönünde çağrıda bulundu. Kaftancıoğlu, “Yerinizde olsam Gezi davasına giderdim. Ben gidemiyorum malum nedenden ötürü. Siz siz olun benim yerime de gidin. Ben de sonuna yetişirim belki” dedi. l İç Politika ‘Silahlı bir kült örgüt’Cumhurbaşkanlığı’nın yaptırdığı 15 Temmuz çalışmasında Gezi de FETÖ’ye bağlandı Cumhurbaşkanlığı’nın “10 Soruda 15 Temmuz” çalışmasında darbe girişimi sırasında sokağa çıkan yurttaşların hangi partinin seçmeni olduğuna ilişkin veriler de yer aldı. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan “10 Soruda 15 Temmuz” adlı çalışmada darbe girişimi sırasında sokağa çıkan vatandaşların hangi partinin seçmeni olduklarına ilişkin veriler verildi. Buna göre 15 Temmuz darbe girişiminde MHP seçmeninin yüzde 65’inin, HDP seçmeninin yüzde 58’inin, CHP seçmeninin de yüzde 37.7’sinin sokağa çıktığı ifade edil di. Çalışmada; vatandaşların neden sokağa çıktığına ilişkin soruya verilen yanıtlarda ilk sıraya yüzde 35 oranıyla “vatan için” mahmut yanıtı alınırken, “Cumhurlıcalı başkanına destek için” yanıtını verenlerin oranı yüzde 10 oldu. Çalışmada “Darbeye giden süreç nasıl başladı” sorusuna Kasım 2005 tarihinde yaşanan Şemdinli olaylarıyla ordudaki tasfiye sürecinin başlatıldığı belirtildi. Çalışmada; Şubat 2006 tarihinde Rahip Santaro cinayeti, Mayıs 2006’da Danıştay saldırısı, Ocak 2007 tarihinde Hrant Dink cinayeti, Nisan 2007’de Zirve Yayınevi katliamı, Haziran 2007’de Ergenekon operasyonları ve Haziran 2010’da Balyoz davası ordudaki tasfiye süreci olarak aktarıldı. Temmuz 2010 tarihinde şike davasıyla Fenerbahçe üzerinden FETÖ’nün futbol sektörünü ele geçirme girişiminde bulunduğu ifade edildi. Çalışmada; Ekim 2010 tarihinde HSYK seçimlerinde yargının ele geçirildiği, Şubat 2011’de de askeri casusluk davasıyla ordunun ele geçirilmek istendiği belirtildi. Mart 2011 tarihinde Oda TV davasıyla Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanarak muhaliflerin susturulmak istendiği ifade edildi. 2013’te Gezi olayları ve 1725 Aralık operasyonuyla hükümetin devrilmek istendiği savunuldu. Çalışmada, Gezi olaylarıyla ilgili “FETÖ daha sonra 2013 yılının mayıs ayında, önce şehir planlamasına ilişkin bir protesto hareketi olarak başlayan, daha sonra ise hükümeti devirmeye yönelik bir kal İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’den hakkında başlatılan FETÖ soruşturmasına ‘Hodri meydan’ çıkışı: Bu ortaoyunu perdeyi kapatsın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kendisi hakkında 2016 yılında başlatılan “FETÖ / PYD” soruşturma dosyasına savcılık kararınca getirilen “gizlilik” kararı ile ilgili “Hodri meydan” çıkışını yaptı. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, özetle şunları söyledi: n Enflasyona ‘Ali Desidero’ şarkısı: (Erdoğan’a) Önce kamuda tasarrufa gitmen lazım. Yapacağın itibarlı bir tasarruf programı, yatırımcının algısını değiştirir. Türkiye’ye daha fazla yatırım yapmasını sağlar. Bu da faizleri düşürür. Bu arkadaşların, “İtibardan tasarruf olmaz” diye bir anlayışı var malum. “Değişik bir psikoloji, bir felsefe: idiyotloji...” Sayın Kayınpeder, sayın Damat; yalanla dolanla devlet yönetilmez. Artık, millete masal anlatmaktan vazgeçin. n Hodri meydan: “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” diye verdiğimiz önergeler, iktidar partilerinin oylarıyla hep reddediliyor. Hep söyledim, “Bu konuda turnusol kâğıdı olacağız” dedim. Samimiyet testini önlerine koyduk, her defasında sınıfta kaldılar. Ama bununla kalmayıp bir de emirle hakkımda soruşturma açtılar. Üstüne üstlük, ifademi bile almadıkları soruşturma için, gizlilik kararı verdiler. Dün (önceki gün) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir dilekçe verdim. Türk milletinin gerçekleri öğrenme hakkına duyduğum saygı gereği, şeffaflık istedim. Hakkımda yapılan soruşturma üzerindeki “gizlilik kararını” ivedi olarak kaldırılmasını ve ifademe başvurulmasını talep ediyorum. Hodri meydan. Milletimiz doğruları görsün, yalan son bulsun, ortaoyunu perdeyi kapatsın. l ANKARA / Cumhuriyet kışmaya dönüşen Gezi protestolarının da merkezinde yer alacaktı. Gösterilerin başlamasına sebep olan çadır yakma hadisesi ve gösterileri provoke eden polisin şiddet kullanma talimatının polis içindeki FETÖ unsurları tarafından gerçekleştiği ortaya çıkacaktı” ifadele ri yer aldı. Cumhurbaşkanlığı’nın çalışmasın da FETÖ’ye ilişkin ilginç bir tanımlama da yer aldı. FETÖ’nün emekli bir imam olan Fethullah Gülen’in direktifleriyle bir araya gelen fanatik insanların oluşturduğu “silahlı bir kült örgütü” oldu İBB’DE İLK KEZ BİR KADIN, GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Genel Sekreter Yardımcılığı görevine Yeşim Meltem Şişli’yi atadı. Böylece İstanbul Belediyesi, “Büyükşehir” unvanını ka zandıktan yani 1984 yılından bu yana, İBB’de ilk kez bir ka dın, Genel Sekreter Yardımcısı unvanını kazandı. Şişli’ye; İBB Kurumsal Gelişim ve Yönetim Sistem leri, İnsan Kaynak ları ve Eğitim, Bilgi İşlem, Yazı İşleri ve Kararlar ile Satınal ma Daire Başkanlıkları bağlandı. Yeşim Meltem Şişli İBB, Genel Sekreter Yardımcılığı gö revine atanan Yeşim Meltem Şişli, 33 yıldır aralıksız sürdürdüğü profesyo nel yaşamının yaklaşık 27 yılını enerji sektöründe tamamladı. Türkiye Elekt rik İletim AŞ’den emekli olduğu 2007 yılından itibaren elektrik üretim ve da ğıtım şirketlerinde üst yönetici olarak görev yaptı. İmamoğlu, personeli ödüllendirdi İBB Başkanı İmamoğlu, 6 Temmuz’da Kadıköy’de denize düşen bir yurttaşı kurtaran zabıta memuru ile 15 Temmuz’da Pendik’te bir aracın motoruna saklanan yavru kediyi uzun uğraşlar sonucu bulunduğu yerden çıkaran üç İETT çalışanını ödüllendirdi. Dört çalışana birer çeyrek altın hediye eden İmamoğlu, “Hepinizin güzel bir yüreği var. Bu yürekler birleşirse memleketin huzuru büyür. İnsanlar da kendini teminat altında hisseder. İyi ki varsınız. Hepiniz bizim buradaki yol arkadaşlarımızsınız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ğu belirtildi. Çalışmada “FETÖ’nün suçla ilgili aktiviteleri nelerdir” sorusuna “Ergenekon, Balyoz, KCK, SelamTevhid, Tahşiye, Askeri Casusluk davalarında sahte delil ve kurgu mahkemeler ile rakiplerini tasfiye ettiği ortaya çıktı” ifadelerine yer verildi. l ANKARA T.C. İSTANBUL ANADOLU 29. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/523 Esas KARAR NO: 2019/6 Davacı DURDANE ÖZMEN aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVANIN KABULÜNE; Konya ili, Seydişehir ilçesi, Akçalar mahallesi/köyü, cilt no:11, hane no:2’de nüfusa kayıtlı, 57916161714 T.C. Kimlik nolu davacı DURDANE ÖZMEN’in nüfus kayıtlarında Durdane olan isminin DUYGU olarak değiştirilmesine, karar verildiğinden işbu karar ilan olunur. 21/06/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026339) T.C. HOPA SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2019/200 Esas Mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle; Aşağıda açık kimliği bulunan ve gaipliğine karar verilmesi talep edilen Abdulkadir AYDIN’nın gaipliği hakkında bilgisi olanların 6 ay içinde mahkememize haber vermeleri hususu ilanen tebliğ olunur. 12/07/2019 GAİP T.C. KİMLİK NO: 13462617730 ADI SOYADI: ABDULKADİR AYDIN BABA ADI: HASAN ANA ADI: HAVVA DOĞUM TARİHİ: 01/07/1903 DOĞUM YERİ: HOPA İKAMETGÂH ADRESİ: Papila Otel Orta Hopa Mah.No:32 Hopa/ ARTVİN Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026603) T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/266 KARAR NO: 2019/278 Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/06/2019 tarih 2019/266 E. 2019/278 K sayılı kararı ile; Davanın kabulü ile; Mardin ili, Derik ilçesi, Küçükpınar Mah., köyü cilt no:3 hane no:40 da kayıtlı 16219268094 Derik 01/09/1977 doğumlu Bişar ve Halide’den olma Halise Karaşin’in adının “Arzu” olarak değiştirilmesine nüfusa kayıt ve tesciline.19/06/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026592) T.C. BÜYÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/155 Esas KARAR NO: 2019/235 Davacılar AYDIN YAĞ, SEVİM YAĞ, YAKUP YAĞ aleyhine mahkememizde açılan Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1 Davanın KABULÜNE, davacılar, AYDIN YAĞ T.C. 45088321326, SEVİM YAĞ T.C. 46468275338, YAKUP YAĞ T.C. 13574374026, RABİA NUR YAĞ T.C. 70642198298, TUBA YAĞ TC. 13574374262, VEYSEL YAĞ T.C. 13574374194’ın kayden “Yağ” olan soy isimlerinin “İslam” olarak TASHİHEN TESCİLİNE, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 12/07/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026438) T.C. BAKIRKÖY 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/30 Esas KARAR NO: 2019/67 Mahkememizde açılan Nüfus davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: 1Davanın KABULÜ ile; Van İli, Gevaş İlçesi, Töreli Mah. /Köyü, Cilt no: 32 Hane no:1 Nüfusa kayıtlı 33625113206 T.C. kimlik numaralı 20/05/1982 Tatvan doğumlu Mehmet Nuri ve Gülüzar’dan olma Perizade İnal’ın adının LEYLA olarak değiştirilmesine, nüfusa bu şekilde kayıt ve tesciline, Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 12/07/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026624) T.C. İSTANBUL 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/118 Esas KARAR NO: 2019/225 Mahkememizin 2019/118 Esas 2019/225 Karar sayılı 21/05/2019 tarihli kararı ile “Davanın KABULÜ İLE, Sivas ili, Altınyayla ilçesi, Başören köyü, cilt no:21 hane no:14 BSN:163’te nüfusa kayıtlı Hasbi ve Meryem kızı, 11/04/1975 doğumlu, 60664326496 T.C. kimlik numaralı Türkan Yıldız’ın Türkan olan isminin “MELİKE TÜRKAN” olarak değiştirilmesine, karar verildi. İlan olunur. 23/05/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1026496) ‘FETÖ ve siyasi ayak’ örtülemez, çünkü ortada 251 şehit var! Neyse, bu üçüncü yazıyla 15 Temmuz 2019 perdesini şimdilik kapatalım. Çünkü çok konu var tartışacak, ama 15 Temmuz daha da önemli olacağa benziyor, çünkü bilinen AKP’li tarafından atıldığı ileri sürülen sonra yalanlanan, “Onların 29 Ekimi varsa bizim de 15 Temmuzumuz var” bakışı bir iktidar ruhunu yansıtıyor! Ayrıca önüne gelen herkesi FETÖ’cülükle suçlayan bir iktidar yapısı var... AKP politikacı ve yandaşlarının “siyasi ayak” denince tüyleri diken diken oluyor. Çünkü “siyasi ayak”tan kasıt, FETÖ’cülerin bu darbeyi gerçekleştirecek noktaya gelmelerinde hangi politikacıların, politikaların, programların dolaylı dolaysız destekleri söz konusu, bunu araştırmaktır.. “F.G. hepimizin hocası” Bu güce de nasıl ulaştılar, temel sorudur. FETÖ saldırılarının bir numaralı hedefi Cumhurbaşkanı, kendi dönemlerinde FETÖ’nün bu kadar büyük güç kazandığını söyleme cesaretini gösteriyor; “ne istediler de vermedik” de yine cesur bir itiraftır... Darbeye kalkışabilecek büyük güce nasıl ulaştılar meselesini tartışmayacaksak, bu konu soruşturulmayacaksa, Türkiye’nin ve siyasetin geçmişten öğreneceği hiçbir şey yoktur. Çokbilmiş bazıları “unutalım..” diyor. Yani toplumun, siyasetin belleğini silelim. Her şey durmadan sıfırdan başlasın. Bu kadar ucube ve olmayacak bir şeyi isteme cahiliyetini nasıl gösterebiliyorlar, hayret bir şey.. Siyasi ayak soruşturması, FETÖ’cü güçlerin darbe girişimine kadar aldıkları büyük siyasi destekleri arar. “Hocaefendi bir deniz feneri gibi yolumuzu aydınlatıyor..” (Arınç), “Fethullah Gülen her zaman tertemiz kalmıştır, onunla iftihar ediyoruz.” (Recep Akdağ) gibi, Erdoğan ve Gül “Fethullah Gülen hepimizin hocasıdır, çok değerli bir bilim adamıdır” dahil, Arınç’tan tutun daha nice AKP ileri gelenlerinin Gülencileri nasıl koruyup kolladıkları, üzerlerine kanat germeleri salt “aldatıldık” lafıyla geçiştirilecek bir durum değil.. Çünkü ortada 251 şehit ve yüzlerce yaralı, mahvedilmiş bir ordu, yok edilmiş hayatlar, travma geçirmiş bir ülke ve toplum, darbe girişiminin arkasına geçerek Türkiye’yi kendilerine göre tasarlamaya kalkışan dış güçler var. Bu nedenle Türkiye, 17 yılda askeri darbeye kalkışacak kadar güçlenmelerine hangi politikalar ve politikacılar hizmet etti, sorusunu sormaya mecburdur. O dönemin başaktörlerinden Arınç, yine muteber bir koltukta oturuyor. Oysa.. Devlette yayılma Ülkeyi yönetenler FETÖ’ye destek çıkarken, devletin, ekonominin, toplumun kapılarını da sonuna kadar açıyorlardı FETÖ’ye çünkü. Sorumluluktan kaçamazlar. FETÖ’cülerin devletin her kesimine yerleşmeleri için büyük bir program yürürlükteydi. Üniversitelere, devlet kurumlarına insan yerleştirme sınavları, ÖSYM, TÜBİTAK vb. tamamen FETÖ’cülerin elindeydi. Yaptıkları sahtekârlıklar medyada yer alırken, AKP iktidarının kılı bile kımıldamıyordu. Oysa Devlet ve toplumun her kesimi, AKP döneminde, siyasi destekle FETÖ’nün en büyük saldırısına, tecavüzüne uğruyordu. Devleti ele geçirmede iki dönem Devleti ele geçirme konusunda FETÖ’yü iki döneme ayırmak gerekir. İlk dönem, tamamen gizli ve sızma, “Devletin kılcal damarlarına girme” dönemiydi. Bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. Diyelim ki, bu dönemde AKP’nin pek dahli yoktu. İktidara geldikten bir süre sonra, yerleşmiş FETÖ kadrolarını buldular önlerinde. FETÖ, tüm siyasi partiler, liderleri (Ecevit dahil!) hatta Kenan Evren gibilerin döneminde ve izleyen zamanlarda önde gelen komutanlarla iyi geçinerek, bir koruma kalkanı ardından devlete yayıldılar. Bu dönemin politikasını Çatışmanın Anatomisi’nde özgün bir inceleme ile anlattım (çatışma yok, işbirliği yap, kendini sevdir, önemli siyasi yapıların kanatları altına gir, saldırılara karşı koruma uygula, yayıl ve ele geçir!). AKP döneminde güçleri büyüdü Ama FETÖ’yü FETÖ yapan ikinci dönemdi, yani AKP dönemi.. Bu dönemde pek çok açık pozisyonda gizlilik kalktı, yarı gizliliğe geçildi. Ama özellikle Ordu’da ise son derece gizlilik sürdü. Çünkü Ordu içinde örgütlenmeleri en büyük güçleriydi, tayin edici ve en son hamle olarak kullanılacak... Ordu içinde darbe yapabilecek pozisyona da bu dönemde geldiler. Burada sadece AKP’nin değil, aydın diye ülkeye kakalananların kullanışlı aptallar olarak rolleri birinci derecede önemli. Siyasi ayak, AKP döneminde darbe yapabilecek güce nasıl ulaştıklarının soruşturulmasıdır. Arınmak, temizlik için şart. (17 Temmuz 2017 yazımdan da yararlanarak) T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi’nden almış olduğum “361” No’lu geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. CEREN SAVAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle