19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 11 TEMMUZ 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Ne bekliyorsunuz?Erdem için özgürlük yürüyüşü: CHP’den yargı reformunun ‘tatil sonrasına’ bırakılmasına tepki: CHP Kozan İlçe Örgütü üyesi Yaşar Yıldız, Eren Erdem için Kozan’dan Adana’ya yürüyor. Yıldız, Kozan’dan başladığı yürü ‘Bu kumpasıyüşü 13 Temmuz’da Adana Adalet Sarayı önünde sonlandıracak. bozacağız’ Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski CHP milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Eren Erdem için CHP Şişli örgütü Silivri’ye yürüyeceğini duyurdu. Şişli İlçe Örgütü, “Bu kumpası bozacağız ve Parti Meclisi üyemizi Silivri zindanından çıkaracağız. Çoban ateşini yakan Adana Kozan’ın bayrağını devralıyor ve onları selamlıyoruz. Hak, hukuk ve adalet diyenleri bu kumpası dağıtmaya çağırıyoruz” diyerek çağrıda bulundu. Eren Erdem için Adana Kozan’da başlatılan yürüyüş İstanbul’da devam ettirilecek. CHP Şişli İlçe Örgütü üyeleri Hüseyin Toksöz ve Nuri Büyükpınar Eren Erdem’e adalet talebiyle Silivri’ye yürüyecek. 16 Temmuz saat 10.00’da CHP Şişli İlçe Başkanlığı önünden Silivri’ye yapılacak yürüyüş için yurttaşlara çağrıda bulunuldu. Yapılan açıklamada, “Eren Erdem, AKP FETÖ işbirliğini yazıları Meclis konuşmaları ve kitaplarıyla ortaya sermiş bir cesur yürektir. Bu konuşmaları birilerini rahatsız etmiş ki Eren Erdem bir kumpasla haksız yere aylardır Silivri zulumhanesinde yatmaktadır. CHP örgütünün neferleri olarak bu kumpası bozacağız ve Parti Meclisi üyemizi Silivri zindanından çıkaracağız. Tıpkı Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve diğer yurtseverleri AKPFETÖ zulmünden söküp aldığımız gibi. Aklı vicdanı olan hak, hukuk ve adalet diyenleri bu onurlu yürüyüşe destek olmaya ve bu kumpası dağıtmaya çağırıyoruz” dendi. l İç Politika ÇHD Genel Başkanı Kozağaçlı ‘Dava dosyalarımı göremiyorum’ Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın aralarında bulunduğu toplamda 22 avukat hakkında 2013 yılında “DHKPC yöneticisi oldukları” iddiasıyla açılan davanın duruşması dün görüldü. Duruşmada Kozağaçlı, dava dosyasında yer alan evrakların kendisine verilmediğini belirterek, “Sizden dosya evraklarını üç kere istedim. Avukatlarım bunu bana veremiyor; çünkü yargılandığım davalar basılı halde 100 bin sayfa tutuyor ve ben 12 metrekarede kalıyorum. Hepsini üst üste dizdiğimde hücrede bana yatacak yer kalmıyor. Yangın güvenliği nedeniyle dava evraklarım bana gösterilmiyor” dedi. İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya başka bir dava dosyasından tutuklu bulunan Kozağaçlı ile yine başka bir dava dosyasından tutuklu olan avukat Ebru Timtik tutuklu bulundukları cezaevinden getirildi. Dosyada yer alan evrakların kendisine verilmediğini belirten Koz ağaçlı, “Yangın güvenliği nedeniyle dava evraklarım bana gösterilmiyor. Hücremde ondan fazla kitap bulunduramıyorum. Dijital şekilde avukatlarımın dosyayı bana getirmesine izin verilmiyor. Üç celsedir dosyayı bana göndermediniz. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri beni ziyarete geldiğinde ona yargılandığım dosyaları göremediğimi söyledim. Birkaç gün sonra yaka paça tozlu bir bilgisayar odasına götürüldüm dosyamı incelemek için. Ama ortada dosya yok. Benim bilgisayar odasına çıkabilmem için insan hakları komiserinin birilerini azarlaması gerekiyor muydu? Ben utanç duyuyorum böyle olduğu için. Komiser korkusu da bir iki hafta sürer. İki dosyayı birleştirmediniz, çünkü adli iktidar bizim ceza almamızı istiyor” ifadelerini kullandı. Avukatlar ve savcının dosyadaki eksik hususların giderilmesini istemesi üzerine mahkeme heyeti, duruşmayı 25 Aralık tarihine erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet SETA raporuna dünyadan kınama Uluslararası basın ve insan hakları dernekleri ortak bir mesaj yayımlayarak, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) yabancı basın kuruluşlarında çalışan gazetecileri fişlediği raporunu kınadı. Kuruluşlar, raporu “gazetecilerin taciz edilmesinin tehlikeli boyutlara ulaşması” olarak yorumladı. 20’den fazla örgütün imzasını taşıyan açıklamada, “Rapor, akademik çalışma olarak adlandırılsa da gerçekte medya organlarını hedef alan kaba saldırılardan ibarettir” dendi. Raporda yer alan Çin Uluslararası Radyo’sunun, 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin Suriye operasyonları gibi haberlerine bakılarak hükümet karşıtı olmakla eleştirilmeyen tek yayın organı olduğu, diğerlerinin ise hedef gösteril diği belirtildi. Ortak açıklamada şu sözlere yer verildi: “İçi boş varsayımlarla, gözdağı vermek için hazırlanan raporu kınıyoruz. Bu tür bir cadı avı, bilhassa Türk toplumunun şu an içinde bulunduğu siyasi kutuplaşma döneminde tehlike arz ediyor. Türk makamlarının eliyle çoksesli medyanın yok edilmesinden kaynaklanan boşluğu dolduran uluslararası medya kuruluşlarının itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını görmemek çok zor değil. Hukukun üstünlüğünün giderek ortadan kalktığı Türkiye’de medya, özellikle 2016’daki darbe girişiminden sonra çok daha kritik konuma gelmiştir. Dünya Basın Özgürlüğü İndeksi’nde, 180 ülke arasında 157’nci sırada yer alan Türkiye, cezaevindeki gazeteci sayısıyla da rekoru elinde tutmaktadır.” Zafer Arapkirli hâkim karşısında Gazetemiz yazarı Zafer Arapkirli hakkında “6 yaşındaki çocuk evlenebilir” diyen Nurettin Yıldız’a Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarla hakaret ettiği iddiasıyla dava açıldı. Arapkirli hakkında hazırlanan iddianamede, Arapkirli’nin Yıldız’a yönelik “Evinize gittigˆinizde karınızın, kızını zın suratına nasıl bakıyorsunuz? Kepazeligˆi, ahlaksızlıgˆı nasıl savunuyorsun? Bu as¸agˆılık pisliklere kimse dur demeyecek mi?” şeklinde yaptığı paylaşımı yer aldı. Arapkirli, bugün İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet “Yargı Reform Paketi”, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önerisi doğrultusunda yeni yasama yılına bırakıldı. Teklifin yenilenen İstanbul seçimi öncesi “oy devşirme yöntemi olarak kullanıldığını” söyleyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Yasamanın yapacağı işi, yürütmenin işiymiş gibi müjdeler verenler, şimdi yargı reformu yetişmedi, ekim ayına kaldı diyorlar. İşlerine geldiğinde dakikalar içerisinde kanuni düzenleme yapanlar, şimdi neden ellerini taşın altına koymuyor?” dedi. Özgür Özel, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün “çok kısa zamanda TBMM gündemine geleceğini” söylediği ancak yeni yasama yılına bırakılan “Yargı Reform Paketi” ile ilgili Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. “İktidar partisi ve onun küçük ortağı, verdiği sözü tutmamaları bir yana, oy devşirmek amacıyla farklı toplum kesimlerinin taleplerini sömüren bir anlayışı benimsiyor” diyen Özel, iktidarın oy devşirme yöntemlerinden birinin de Yargı reformu ol FEYZİOĞLU: HAYAL KIRIKLIĞI OLUR Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Yargı Reformu Paketi”nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) tatile girmeden önce yasallaşması gerektiğini belirterek, “Çünkü milletimiz bir beklenti içine sokuldu. O beklentinin gereğini yerine getirmezsek çok yanlış olur. Hayal kırıklığı olur. Ekim çok geç” dedi. Elazığ’daki bir etkinlikte konuşan Feyzioğlu, “Bu ül ke ifade özgürlüğü güvence altına alınsın istiyor değil mi? Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla, ifade özgürlüğünde sorun var. Tutuklamada sorun var mı, var. Keyfi tutuklamada var mı, var. Yargıya insanlarımız gönül rahatlığıyla güvenebiliyorlar mı, hayır. O zaman meclisimizin yapacak daha önemli bir işi var mı? Gelin şunu çıkartalım” diye konuştu. l Haber Merkezi duğunu söyledi. Özel, “İstanbul seçimlerinden önce şaşaalı salonlarda yargı mensuplarını karşılarına alıp, yasamanın yapacağı işi, yürütmenin işiymiş gibi müjdeler verenler, şimdi yargı reformu yetişmedi, ekim ayına kaldı diyorlar” diye konuştu. Gazeteciler bekliyor İktidarın, paketi bekleyenlerin ümidini söndürdüğünü de belirten Özel, “Düzenleme, Cumhuriyet davasından dolayı tutuklu bulunan Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, avukat Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik ile Em re İper’i ilgilendiriyor. Düzenleme niye bekliyor? Bu insanlar cezaevine girerken verilen sözler ortada. Bu davanın mağdurları başta olmak üzere umutlanan bu isimlere ne denilecek? 3 ay daha cezaevinde durun, kanun yazımı yetişmedi mi diyeceksiniz” dedi. Nereye gidiyorsunuz? Yargı paketinin tatil sonrasına bırakılması, TBMM’de de tartışma yarattı. AKP’nin Meclis takvimine ilişkin önerisi görüşülürken söz alan Özel, “Gazeteciler, milletvekilleri, partilerin eşgenel başkanları hapisteyken nere ye gidiyorsunuz? Tatili hak edecek hangi kanunları yaptık da gidiyoruz?” dedi. “Af” ve “ceza indirimi” umudu olanların, “Kandırıldık” dediklerini belirten Özel, ceza indirimi konusunda toplumsal mutabakatın aranması gerektiğini söyledi. Özel’e tepki gösteren MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, şartlı ceza indirimi konusunda teklif veren MHP’nin, mahkum yakınlarının duygularını istismar etmek gayeleri olmadığını söyledi. Yeniden söz alan Özel, “Size oy veren mahkum yakınları, aldatılmış, kandırılmış ve istismar edilmiş hissediyorlar. Yazıklar olsun” dedi. Bülbül ise “Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesindeki saldırıyla ilgili araştırma önergesine CHP’nin sahip çıkmadığını” söylemesi üzerine Özel, “Mitil atmaya gelip havlu atan MHP sana söylüyorum; bugün içinizden yepyeni bir parti çıktı, üyeleriniz kahvelerde ‘MHP’liyim’ demeye utanır hale geldiler” dedi. Bu sözler üzerine MHP’liler Özel’in üzerine yürüdü. Gerginlik üzerine birleşime ara verildi. l ANKARA / Cumhuriyet Ali İsmail Korkmaz ölümünün 6. yılında anıldı Anne Korkmaz: Binlerce Ali İsmail doğdu Eskişehir’de Ekinci Asri Mezarlığı’nda gerçekleştirilen anma programına Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Oğlunun mezarı başında gözyaşı döken Emel Korkmaz, “Yine bir çarşamba sabahıydı seni kaybettiğimizde. Gideli 6 yıl oldu ama binlerce Ali İsmail doğdu. Çok annesibabası, çok kardeşi oldu. İyi ki varsınız” diye konuştu. O hep 19 yaşında Gezi Direnişi sırasında Eskişehir’de sivil ve polis kişiler tarafından darp edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz, hayatını kaybedişinin 6. yılında ailesi ve sevenleri tarafından anıldı. 19 yaşında üniversite öğrencisi olan Korkmaz, sivil giyimli kişi ve polisler tarafından 2 Haziran 2013’te sopa ile darp edildi. Yaşadığı saldırının ardından komaya giren Ali İsmail, 38 gün sonra 10 Temmuz’da hayatını kaybetti. Kamuoyu ve ailesinin baskıları ile soruşturma derinleştirilip, silinmiş güvenlik kameraları görüntüleri ortaya çıkarıldı. Ali İsmail’e saldırdıkları belirlenen fırıncı İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever’e 6’şar yıl 8’er ay, Ebubekir Harlar’a 6 yıl 8 ay; polis memurları Mevlüt Saldoğan’a 10 yıl 10 ay, Yalçın Akbulut’a 10 yıl, Hüseyin Engin’e 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Başta sanatçı ve politikacılar olmak üzere birçok kişi Ali İsmail Korkmaz’ın 6. ölüm yıldönümünde sosyal medya üzerinden taziye ve destek mesajları paylaştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Düşlerinde özgür bir dünya olan tüm masum yüreklere... Rahat uyu güzel çocuk, ruhun şad olsun” ifadelerini kullanırken, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen “6 yıl önce karanlık bir sokakta, karanlık vicdanlar tarafından katledilen Ali İsmail Korkmaz’ı rahmetle anıyorum” mesajını iletti. Ali İsmail Korkmaz’ın düşlerini hayata geçirmek amacıyla kurulan Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİ KEV) tarafından düzenlenen Ali İsmail Korkmaz Anma Gecesi de Hatay’da gerçekleşti. Saat 18:00’de Ekinci Mezarlığı’ndaki kabir ziyaretinin ardından, saat 20:00’de Sümerler Amfi Tiyatro’da düzenlenen anma gecesinde ALİKEV Müzik Topluluğu ile Moğollar sahne aldı. Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz, “Ali İsmail’i kaybedeli 6 yıl oldu. Tabii bu boşluk benim açımdan her geçen gün büyüyor. Ali İsmail’in adını ve anısını yaşama dair izlerle katkıda bulunarak, türkülerle, şiirlerle, resimlerle, sportif faaliyetler ile eğitime katkıda bulanarak yaşatmaya çalışıyoruz. Ali İsmail bir ateş oldu bizim içimizde. Bizi yakan ama binlerce gence ışık tutan bir ateş” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İnsan Hakları Komisyonu Bakanlıktan 3 yılda 193 soruşturma TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, kolluk kuvvetlerine insan hakları farkındalığını artırmaya yönelik eğitim verildiğini söyleyerek “2016 yılından bugüne kadar 193 kolluk personeline disiplin soruşturması yapıldı” dedi. İnca ayrıca 2013 yılında Türkiye’de yakalanan düzensiz göçmen sayısının 39 bin 890 iken, 2018 yılında bu sayının 268 bine ulaştığını, 3 Temmuz 2019 itibarıyla 2019 yılında yakalanan düzensiz göçmen sayısının ise 143 bin 581 olduğunu ve bu rakamın büyüyerek devam ettiğini ifade etti. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, AKP Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonu bilgilendiren İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, kolluk birimlerinden 465 bin 384 personelin görev yaptığını, yıllık ortalama 2 milyon 700 bin işlemin tesis edildiğini söyledi. İnce, insan hakları ihlali anlamına gelecek konularda, 2016 yılından bugüne kadar 193 kolluk personeline disiplin soruşturması yapıldığını belirterek, soruşturmalar sonucunda gerekli disiplin cezalarının verildiğini kaydetti. Terör ve Terörle Mücadelede Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında zararların karşılanmasına yönelik 475 bin 343 başvurunun yapıldığını ve bu başvurulardan 439 bin 174’ünün sonuçlandırıldığını kaydeden İnce, sonuçlandırma oranının ise yüzde 93 olarak gerçekleştiğini söyledi. İnce, bu başvurular neticesinde vatandaşlara 4 milyar 569 TL tazminat ödendiğini belirterek, “Hendek ve barikat operasyonları neticesinde zarar gören bina sahiplerine 23 bin 257 adet konut yaptırılarak teslim edilmektedir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Müebbet var tutuklama yok SEYHAN AVŞAR Adli bir suça karışan Murat Konuş 7 Ocak 2010 tarihinde İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı. Emniyet’te polisler tarafından işkenceye uğrayan Konuş hayatını kaybetti. Konuş’a işkence yapan polisler hakkında açılan dava 9 yılın ardından karara bağlandı. Mahkeme heyeti, 4 polis hakkında “işkence sonucu ölüme neden olma” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Cezada indirim yapan mahkeme heyeti cezayı müebbet hapis cezasına çevirdi. Heyet müebbet hapis cezası verdiği polisler hakkında tutuklama kararı vermedi. 9 Kasım 2009 yılında Laleli’de bir esnafa ait 1 milyon 200 bin dolar, kuryeler aracılığı ile taşınırken gasp edildi. Çete üyeleri parayı aralarında bölüşerek ortadan kayboldu. İstanbul Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro ekipleri fiziki ve teknik takip sonucu 29 şüphelinin adresine operasyon düzenledi. Operasyon sonucunda Murat Konuş’un da aralarından bulunduğu 29 şüpheli gözaltına alındı. Battaniye ile çıkarıldı Gözaltına alınan Konuş, polisler Gürbüz Kurnaz, Yalçın Beşikçi, Osman Ölker tarafından saat 08.12’de asayiş büroya yürüyerek götürüldü. Ancak saat 10.55 te ise Konuş bir battaniye içerisinde hastaneye götürüldü. Doktorlar Konuş’un 11.45 itibarıyla hayatını kaybettiğini tespit etti. Yapılan otopsi sonucunda ise Konuş’un gözaltında uğradığı işkence sonucu öldüğü kafasına ağır darbeler aldığı aktarıldı. Raporun ardından işkenceci polisler hakkında açılan dava bir türlü ilerleyemedi. Cezada indirim yapıldı İşkenceci 7 polis hakkında 9 yıl sonra karar verildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polisler Gürbüz Kurnaz, Yalçın Beşikçi, Osman Ölker’in dosyada toplanan deliller ve suçun sanıklar tarafından işlendiği nin sabit olmadığını belirterek beraat kararı verdi. Mahkeme sanık polisler Oktay Kapsız, Ramazan Adıgüzel, Murat Ertürk ve Abdülcelil Karadağ hakkında ise “işkence sonucu ölüme neden olma” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Cezada indirim yapan mahkeme heyeti sanıklara müebbet hapis cezası verdi. Heyet yaptığı indirime ise sanıkların geçmişini, sosyal hayatını, yargılama sürecindeki davranışlarını gerekçe gösterdi. Sanıklara müebbet hapis cezası veren mahkeme heyeti sanıklar hakkında adli kontrol kararı verdi. Karara tepki gösteren Konuş ailesinin avukatı Nuri Köse, Murat Konuş’un gözaltında iken görevli emniyet görevlilerinin işkencesine maruz kalarak hayatını kaybettiğini belirterek, “Murat Konuş’un emniyet görevlilerinin işkencesi sonucu öldüğü, kamera kayıtları, tanık beyanları, adli tıp raporları ile sabit olduğu halde, ne yazık ki yargılama yıllarca sonuçlandırılmamış, öyle ki duruşma savcısının 2015 yılında mütalaa sunmuş olmasına rağmen karar 9 Temmuz 2019 tarihinde verilebilmiştir. Murat Konuş’u gözaltında işkence yaparak öldürdükleri sabit görülen dört emniyet görevlisinin cezalandırılmasına karar verilmiş olması da tartışmaları sona erdirmemiştir. Zira suç böylesine sabit olmuşken dosyanın yıllarca karara bağlanmaması, ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılan dört sanık için takdiri indirim uygulanması, duruşmaya da katılmayan ve aldıkları müebbet hapis cezası nedeniyle kaçmaları muhakkak olan sanıkların hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmemesi, ayrıca gözaltında işkence suçunun gizlenmesine yönelik eylemleri bulunanlar hakkında bir işlem yapılmaması, yargılama sürecine ve kararın adil olmadığına ilişkin şüpheleri artırmaktadır” ifadelerini kullandı. Köse, soruşturma ve yargılama sürecinin usulünce yürütülmemesi ve söz konusu karar ile adaletin tecelli etmemesi nedeniyle kanun yollarına başvuracaklarını sözlerine ekledi. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle