29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER PENDİK’TE ARACA SALDIRI Saldırganlara 20 yıl hapis istendi Pendik’te hamile kadının içinde bulunduğu araca saldıran ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan Seydioğlu Baklava’nın sahipleri Hasan Sel ve Hüseyin Sel hakkında 1 gün içinde iddianame düzenlendi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 2 şüphelinin “kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma”, “mala zarar verme” ve “cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 20’şer yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, her iki şüphelinin ifadelerinde, olayın Yunus Emre Bahçıvan’ın trafikteki kusurlu davranışı ve hakaretlerinden kaynaklandığını belirtmelerine rağmen bu savunmayı destekleyen delil elde edilemediği belirtildi. l İHA TOKAT Evrim’den 1 yıldır haber yok Tokat’ın Turhal ilçesinde, 10 Temmuz 2018’de, yayladaki çadırlarının önünde kardeşiyle oynarken kaybolan Evrim Atış’tan (3.5) 1 yıldır haber alınamıyor. Bölgede yaklaşık 4 ay yürütülen Evrim’i arama çalışmalarından sonuç alınamadığı bildirildi. Çalışmalar, 3 Kasım 2018’de sonlandırılırken İl Jandarma Komutanlığı’nın soruşturması ise hâlâ sürüyor. l DHA ÜNLÜ PROFESÖR Bilerek düşük nota 5 ay ceza Öğrencisine bilerek düşük not vererek sınıfta kalmasına neden olmakla suçlanan Prof. Dr. Nurdoğan Rigel, “Görevi kötüye kullanmak” suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Rigel’in girdiği derslerin vize ve finallerinden düşük not aldığını öne süren İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümü son sınıf öğrencisi Savash Porghamrezaeieh, bölge idare mahkemesine başvurarak kâğıdının yeniden incelenmesini talep etti. İdare Mahkemesi, öğrencinin haber analiz dersinde 6572 arası not alması gerekirken 35 aldığını tespit ederek notun değiştirilmesine hükmetti. Şikâyet üzerine Rigel hakkında, “Görevi kötüye kullanmak” suçundan suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına, mahkeme, Rigel’i, “Görevi kötüye kullanmak” suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, iyi hal indirimi ile cezayı 5 aya düşürdü ve 5 yıl süre ile erteledi. l DHA FATİH Boğazını kesip evini yaktılar Fatih’te Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı iki kadının kaldığı bodrum katındaki daireden dün akşam dumanlar yükseldi. Olay yerine gelen itfaiye ve sağlık ekipleri daireye girdiklerinde yanan çekyatın üzerinde bulunan bir kadını fark etti. 42 yaşındaki Chen Haiyun’un yangından önce boğazı kesilerek öldürüldüğü belirlendi. Polis, soruşturma başlattı. l DHA GAZİANTEPElazığ Eşlerine kurşun yağdırdılar Gaziantep’te görevli uzman çavuş G.K. (26), eşi Müberra K. (24) ile yakınlarının düğün törenine katılmak üzere ilçeye bağlı Söğütlü Mahallesi’ne geldi. İddiaya göre G.K, otomobilde eşi Müberra K.’yi silahla başından vurdu. Hastaneye kaldırılan Müberra K.’nın beyin ölümünün gerçekleştiği öğrenildi. Gözaltına alınan G.K, eşini kazara vurduğunu söylediği belirtildi. Elazığ’da ise Aziz S., boşanma aşamasındaki eşi Yadigar S.’nin oturduğu eve gitti. Pencereden seslendiği eşiyle bir süre konuşan Aziz S., çıkan tartışma üzerine tabancayla 4 el ateş ettiği Yadigar S.’yi ağır yaraladı. Yaralı kadının hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. l AA/İHA EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET 310 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA 340/2 3 0 330/2 4 0 280/1 7 0 330/2 3 0 350/2 0 0 300/1 4 0 280/1 1 0 310/1 7 0 390/2 3 0 370/2 3 0 340/2 2 0 380/2 4 0 210/1 2 0 350/2 4 0 240/1 6 0 200/1 2 0 260/1 4 0 360/1 8 0 200/1 0 0 300/2 1 0 300/2 1 0 250/1 8 0 TARİHTE BUGÜN 1921: Yunan ordusunun taarruzuyla KütahyaEskişehir muharebeleri başladı. 1933: Sümerbank resmen faaliyete geçti. 1952: Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) kuruldu. 1996: Ses sanatçısı Hamiyet Yüceses 84 yaşında yaşama veda etti. CEZADA İNDİRİM OLURSA kurtKurlamvaastılnaADALETSAĞLANMAZ Berfin, ilk ameliyatına geçen haftalarda girmişti. Benim yüzüm kazada yanmadı. Aksine bir erkeğe “hayır” dediğim için öldürülmek istendim ve yüzüm yakıldı BAĞIŞ KAMPANYASI İÇİN İZİN ALAMADIK Kızının tedavi sürecinde yanında olabilmek için işinden ayrılmak zorunda kaldığını aktaran baba Yaşar Özek, devletten ekonomik olarak kendilerine destek olmalarını beklediklerini, ailenin tek sigortalı çalışanının eşi olduğunu belirtti. Platform ve derneklerin yardımları olmasaydı Berfin’i tedavi ettiremeyeceklerini vurgulayan Baba Özek, kaymakamlığın aileye 1000 TL maaş bağladığını, fakat 2 ay sonra sebebini bilmedikleri bir gerekçeyle maaşı kestiklerini iddia etti. Özek, Berfin’in tedavi masrafları için bağış kampanyası düzenlemek istediklerini, fakat yetkililerden izin alamadıklarını da dile getirdi. Türkiye, Berfin Özek’i dershaneden çıkarak evine gittiği sırada uğradığı asitli saldırı ile tanıdı. Bu saldırının ardından 19 yaşındaki Özek sağ gözünü kaybetti. Yüzünün ise büyük bir bölümünde derin yanıklar oluştu. Tedavi olduğu Bodrum’daki bir hastane ile memleketi arasında mekik dokuyan Özek 10 kereden fazla ameliyat masasına yatacak. Eski sağlıklı haline geri dönebilmeyi çok istediğini belirten Özek “Özgür olmak istiyorum. Okuluma devam etmeliyim. Üniversite sınavları için hazırlanıyordum. Kaldığım yerden daha da güçlü ve istekle çalışmaya devam edeceğim” diyor. “Bana bunu yapandan nefret ediyorum” diyen Özek, saldırganın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Yaşadığı olayın travmasını bir türlü atlatamayan Özek, kendisine acıyarak bakanlardan ve mağduriyet duygusuyla yaklaşılmasından oldukça rahatsız olduğunu söylüyor. Yaşadığı bu süreçte erkek şiddetine karşı bir söz ve tutum görmek istediğini belirten Özek, “Benim yüzüm kazada yanmadı. Aksine bir erkeğe ‘hayır’ dediğim için öldürülmek istendim ve yüzüm yakıldı” diye konuşuyor. ‘İndirim uygulanmasın’ Berfin Özek’in babası Yaşar Özek, “15 Ocak 2019 tarihinden itibaren kızım başka bir yüze, bedene ve ruha sahip. Kızıma bunu yapan kişinin bundan böyle gün yüzü görmesin. Kravat takılmasına, ellerini kavuşturup saygılı davranılmasına, pişmanım denilmesine bakılarak indirim uygulanmasını istemiyoruz. Şayet bunlara bakılarak indirim uygulanırsa adalet sağlanmaz” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet Termik santralların boğduğu Zonguldak’a bir de gemi söküm tesisi pazarlanıyor Çöplük değiliz Leylek ‘Efe’yi o büyüttü Son kez sevdi Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Avşar Mahallesi’nde eşi İbrahim İlgin ile çiftçilik yapan Meryem İlgin (70), yaklaşık 2 ay önce evine yakın elektrik direğinin yakınında uçamayan leylek yavrusunu fark etti. İlgin, evine getirdiği kuşla özel olarak ilgilendi. İlgin çifti, “Leyleklere Yeni Yuva Projesi” kapsamında kısa süre önce mahalleye gelen yetkililere “Efe”den bahsetti. Meryem İlgin, “Efe”yi doğaya salınmak üzere Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü’ye teslim etti. “Efe”den ayrıldığı için bir hayli üzgün görülen Meryem İlgin, kuşu teslim etmeden önce son kez sevdi. l AA Kleopatra Koyu ihalesine iptal Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Tekirova bölgesindeki Kleopatra Koyu’nun yıllık 505 bin lira kira bedeliyle 3 firmanın ortaklığındaki şirkete 29 yıllığına kiraya verildiği ihale, Antalya 3. İdare Mahkemesi’nce iptal edildi. Kleopatra Koyu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce 30 Mayıs’ta yapılan ihaleyle 3 firmanın oluşturduğu ortaklığa, 29 yıllığına kiralandı. Antalya Barosu, Mimarlar Odası ve Tekirova sakinleri, ihalenin iptali için dava açtı. Dava dilekçesinde; planı hazırlayan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapılaşmayı onaylama yetkisinin bulunmadığı belirtildi. Nisanda yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme, yapılaşmanın bitki örtüsüne, orman yapısına ve biyolojik çeşitliliğe zarar vereceği yönündeki bilirkişi raporunun ardından ihalenin iptaline hükmetti. l DHA ALİ AYAROĞLU Zonguldak’ın Kilimli ilçesinde kurulması planlanan gemi söküm tesisine tepkiler çığ gibi büyüyor. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, KilimliÇatalağzıMuslu bölgesinde termik santralların kontrolsüzce açılması ve yenilerinin inşa edilmek istenmesi durumu ile karşı karşıya olduklarını belirterek “Kilimli ilçemizin sınırları içerisinde tam 7 termik santral ünitesi aktif olarak çalışıyor. Şehrimizde artık hastanelerde çocuk onkoloji bölümü yer almaktadır. Bölge halkımız tarafından termik santralların yarattığı kirliliğe karşı hayatta kalma mücadelesi verilirken, bir yandan da burada istihdam edilme umudu pazarlanarak yeni santral kurulması şirketler tarafından meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Gemi söküm tesisi konusunu da davul zurna ile karşılamamız beklendi, ‘müjdeler olsun Kilimli, iş kapısı açılıyor’ deniliyor. Biz Zonguldak halkı olarak, ölüm ile yaşam arasında tercih yapmayı ve dünyanın çöplüğü olmayı reddediyoruz” diye konuştu. Dünya bırakıyor TEMA Vakfı Zonguldak İl Temsilcisi Berran Aydan da, “Gemi sökümünde çeşitli zehirli maddeler açığa çıkar ve bunlar çevreyi kirleterek doğaya ve insan sağlığına zarar verir. Dünyada birçok ülkede gemi söküm tesisi çevresel ve toplumsal maliyetlerin yüksekliği nedeniyle çalıştırılmıyor. Halen çalışmakta olan gemi söküm tesisleri ise Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye’de Aliağa’da bulunuyor. Bütün dünyada engellenen tesislerin burada yapılmasını istemiyoruz” dedi. l ZONGULDAK Şimdi Sait Faik okumak Seçimi kaybedenler 23 Haziran seçiminin yaşattığı sevinç kursağımızda kalsın diye ellerinden geleni yapmaktalarken, buradaki kitaplığımın bir köşeciğinde kalmış “Mahalle Kahvesi”nden Sait Faik okuyorum. Buradaki derken, İstanbul dışında, yazları geldiğimiz Foça’dayım. 23 Haziran için İstanbul’a bir günlüğüne gidip geldik. Beşiktaş’ta oyumuzu verip geceleyin yine Beşiktaş’ta büyük coşkuya katıldık. Sonra İstanbul Havalimanı denilen, bir arkadaşın haklı olarak havalimanından çok AVM’ye benzettiği ıssızlıktan geçerek buraya döndük. Neden ıssızlık, diyeceksiniz. Git git bitmek bilmeyen yollarıyla bu yeni havalimanı, tıpkı AVM’ler gibi, geceleri geç saatte açık kalan birkaç kantin dışında dükkânlar kapandığı için ıssızlaşıyor.. On binlerce ağacın katledilerek, kuşcağızların geçiş yolları işgal edilip engellenerek, işçi ölümleri pahasına el çabukluğuyla kotarılan bu AVMHavalimanının uzun yaşama şansı olacağını pek sanmıyorum. Bu iktidarın gitmesiyle birlikte, yapılan sakat işler arasında İstanbul Havalimanı da sanırım gözden ve elden geçirilecektir. (Atatürk Havaalanı’nı anılarımızla birlikte elimizden alanların, orayı özel havaalanları olarak kullanmaları hem ayıp, hem hepimize hakaret değil mi? Diktatörlükler de içinde olmak üzere böyle bir özel havaalanı uygulamasının olduğu bir başka ülke var mı?) HHH Bu iktidar denildiğinde akla ilk gelecek suçlarından biri olan, Gezi Direnişi’nin de başlıca nedeni (durdurulamazsa şu anda Orta Doğu Teknik Üniversitesi alanındaki) ağaç katliamından söz etmişken, “Mahalle Kahvesi”ndeki hikâyelerden birinden, “Bahçe”den bir alıntı yapalım: “Sabahleyin çok erken uyandım. Gözümü açar açmaz, karşı pencereden gözlerime öyle güzel, bakımsız gibi bir koruluk ilişti ki hayretler içinde kaldım. Önümde büyük ağaçlar, hışırtılar içinde sessiz küçük yollar, değişik değişik ağaçların, değişik değişik renkte yaprakları, kırmızıdan, çürük renginden sarıya, yemyeşile, koyu açık yeşile, hatta beyaza kadar dönen bir kuru yaprak mahşeri, sabahın hafif sessizliğinde bir bahçe vardı.!” Edebiyatta da artık pek karşılaşılmayan bu doğa betimi, bu doğa sevgisi, renklerin sıralanışı, yitirdiğimiz nice şeylerin özlemini duyumsatıyor. HHH Bir renk ustası Sait Faik. Bir renk sevdalısı. Renkçi bir ressam gibi paletindeki renkleri ve renk karışımlarını birbiri ardına yerleştiriyor tablosuna. “Plajdaki Ayna”da karşılaşıp konuştuğu çocuğu betimleyen cümleler izlenimci bir ressamı kıskandırabilir: “Açık mavi gözlerinin kırmızı kirpikleri yanıp yanıp sönüyordu”. Ya da: “Mavi gözlerine beyazlıktan mavileşmiş bir gözkapağı altın ışıklarıyla indi” (Bu arada, bu öykü, harika bir Sait Faik filmi için bulunmaz bir potansiyel taşıyor. Diyaloglar kendiliğinden hazır.) Renklerle sürdürelim.. Sinema kapısında rastladığı “uyuzlu”nun betimlenişine bakın: “Ayakları çıplaktı. Büyük, sarı ela gözleri, aslında beyaz olduğu halde yer yer morarmış bir derinin içinden, baharda badem ağacı güzelliğiyle bakıyordu.” Uyuz ve badem ağacı güzelliği... Her şeyi, bütün bir yaşamı kucaklamaya hazır nasıl bir insan sevgisi, nasıl bir yaşama sevinci bu! “Hallaç” adlı öyküde dile getirildiği gibi: “O gün ne güzel bir gündü! Deniz ne serindi! Ne güler yüzlü idi sandallar, çocuklar, kadınlar! Sanki kimse kimseye bütün gün sövmemişti... Dünya yüzüne bir tek kötü lakırdı, kötü hareket, kötü düşünce o gün içino günün başı içininsan elinden, insan dilinden, insan kafasından çıkmamış gibi bir akşam oldu.” HHH İnsan elinden, insan kafasından çıkmış kötülüklerle kuşatılmış bir dünyada ve ülkemizde, burada rastgele sıralanmış kitaplarımın arasında sessizce beklemekte olan “Mahalle Kahvesi” beklenmedik bir armağan gibi geldi... Ruhumuzu, zihnimizi biraz olsun dinlendirmek, bunca kötülüğün örselediği insanlığımızı biraz olsun koruyup onarmak için Sait Faik okuyalım. Meteoroloji uyardı: Hortum, dolu, sel Meteoroloji; Trakya, Marmara’nın doğusu ve Batı Karadeniz’e şiddetli yağış uyarısı yaptı. Açıklamada, “Ani sel, su baskınları, dolu şeklinde yağış, yıldırım düşmesi, heyelan, kuvvetli rüzgâr ve hortum oluşum risklerine karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır” denildi. Sıcaklıklar ise 59 derece arasında azalacak. l DHA İstanbul 40 dereceyi gördü İstanbul, dün öğle saatlerinde aşırı sıcak havanın etkisi altına girerken, termometreler 40 dereceyi gördü. Aşırı sıcaklardan bunalan yurttaşlardan bazıları kendilerini gölgeye atarak, bazıları da belediye çalışanının çiçek sulamak için açtığı hortum ile yüzüne ve başına su dökerek serinlemeye çalıştı. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle