19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 10 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER/YORUM Geç kalınmış bir adımEmekli Büyükelçi Rende, Doğu Akdeniz’deki sondaj hamlesini değerlendirdi: AKP’deki çözülmenin sonucu ne olur? Siyasal hayatta kuraldır; zayıflayan, gerileyen, inişe geçen güçler, kadro kaybı yaşarlar. Yükseliş döneminde bu yapı içinde öne çıkanlar, önemli görevler üstlenenler; iniş sürecinde, bu sorumluluklarını gizleyerek, liderin yaptığı yanlışlara nasıl ortak olduklarını saklamaya çalışarak, kendilerince gerekçeler sıralayarak ayrılırlar. Dahası, gerileyen kuvvetler, güçlü dönemlerinde yaptıklarına oranla daha fazla hata yapar, daha çok iç tartışma yaşarlar. AKP’nin görünümü de böyle. Durumu açmak için son birkaç günde yaşananlara bakalım. Önce Merkez Bankası Başkanı’nın, hukuka ve teamüllere aykırı biçimde görevden alınmasını konuştu Türkiye. İktidarın has evlatlarından olan başkan, kendisini göreve getiren lideri tarafından, görevden uzaklaştırıldı. Hemen ardından iktidar partisine yakınlığıyla bilinen bir düşünce kuruluşunun (SETA), yabancı haber ajansları için çalışan gazetecileri fişlediği ortaya çıktı. Mali gücü, teknolojik altyapısı, ilgi alanları, yayın faaliyetleri, çalıştırdığı uzman sayısı, yurtiçi ve yurtdışı bağlantıları, devlet yönetimindeki etkileriyle bilinen bu kuruluşun gazetecileri fişlemesi, büyük tepki çekti. İktidara yakın isimler bile, SETA’nın bu yaptığının, kendisinden çok, varlığını borçlu olduğu iktidara, içeride ve dışarıda zarar verdiğini söylediler. Son olarak da AKP’nin kurucularından olan, yıllarca ekonomi bakanlığı yapan Ali Babacan partiden ayrıldı. Yeni partilerin şansı var mı?  AKP’den kopanların kuracağı partilerin başarı şansını tartışmadan önce şunu sormalı. Başından beri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınında bulunan, Erdoğan sayesinde bakanlık, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapan, yakın zamana dek Erdoğan’ın tüm icraatlarını onaylayan Ali Babacan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu gibi isimler ne kadar samimi? Ne kadar tutarlı? Bunların kuracağı parti (veya partiler) için siyasal boşluk var mı? Toplumsal talep var mı? Sözlerinin, vaatlerinin hayatta karşılığı var mı? Arkalarına muhafazakâr seçmeni mi alacaklar? Atlantik ötesine, ABD’ye, NATO’ya selam çakıp, Londra bankerlerinin desteğini mi arayacaklar? Ali Babacan, biraz da gençliğine güvenip, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaptığı gibi bir siyaseti mi benimseyecek? Bir zamanlar Turgut Özal’ın yaptığı gibi dört eğilimi birleştirme iddiasıyla mı yola çıkacak? Hesabını AKP’nin ANAP gibi hızla eriyeceği üzerine yapanlar, yanılıyorlar. Çünkü iki parti de kurulduktan kısa süre sonra iktidara gelse de, yapıları farklı. Liderleri farklı. ANAP’ın kurulup iktidar olduğu ve bir süre muhalefette kaldıktan sonra tükendiği Türkiye ve dünya ile AKP’nin iktidara geldiği ve iktidarda kaldığı Türkiye ve dünya farklı. İç ve dış siyasette öncelikler, kuvvet dengeleri, dünyanın yönelimi farklı. İktidarı besleyen ve ondan beslenen sermaye çevrelerinin ilgi alanları, iş sahaları farklı. Benzeyen yönleri de var elbette iki partinin. Üretime değil tüketime, ihracata değil ithalata dayalı büyümeyi savunmak, dini kullanmak, sıklıkla popülizme başvurmak, ABD’nin desteğini mutlak saymak, kent rantına göz dikmek gibi... Kısacası, çözülmekte olan AKP’nin iniş hızını sadece bu partinin icraatları, halkın bıkkınlığı, AKP’den kopanların çabası belirlemeyecek. Asıl Cumhuriyetçilerin, devrimcilerin, Atatürkçülerin, solcuların, emekçilerin mücadelesi belirleyecek. ABD’den Türkiye’ye S400 uyarısı Türkiye’nin Rusya’dan S400 alımına ilişkin açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, “ABD’nin, Türkiye’ye S400 tedariğine ilişkin tavrı değişmedi. Ankara, anlaşmayı sürdürürse çok olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacak” dedi. ABD Dışişleri Sözcüsü, “CAATSA yaptırımları tasarısı Kongre’den geçti. Sonuçları Türkiye açısından olumsuz olacaktır” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi 10 TEMMUZ 2019 SAYI: 34244 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:37 03:29 04:02 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:34 13:14 17:13 05:22 12:59 16:56 05:49 13:22 17:15 Akşam 20:45 20:26 20:45 Yatsı 22:33 22:10 22:24 Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin (GKRY) tek taraflı olarak ilan ettiği münha sır ekonomik bölgede doğalgaz ara ma faaliyetleri sürerken Türkiye de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) yetki verdiği alanlarda ara ma yapmak üzere ikinci sondaj gemi si Yavuz’u bölgeye gönderdi. Emek li Büyükelçi Mithat Ren de, Türkiye’nin bölgede doğalgaz arama faaliye tine başlamasının olum hüseyin hayatsever lu ancak geç kalınmış bir adım olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin Do ğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda iki ayaklı bir strateji izlemesi gerek tiğini vurgulayan Rende, bir yan dan GKRY’nin attığı adımların hu kuk dışı olduğu uluslararası plat formlarda ısrarla anlatılırken diğer yandan da Türkiye’nin kararlılığı nı gösteren caydırıcı tavrını koru ması gerektiğini belirtti. Doğu Akdeniz’de daha önce bir bö lümü Türkiye’nin kıta sahanlığıyla da örtüşen bölgede GKRY’nin mün hasır ekonomik bölge ilan etmesi ve burada petrol ve doğalgaz araması için yabancı şirketlere ruhsat verme siyle yaşanan gerilim, son dönemde GKRY’nin Avrupa Birliği’nin de des teğiyle Türkiye karşıtı adımlar atma sıyla sürüyor. Türkiye, yapılan anlaş mayla KKTC’nin ruhsat verdiği alan larda sondaj çalışmalarına başlar ken, GKRY geçen günlerde Türk son daj gemilerinde çalışanlar hakkında tutuklama kararı aldı. Hükümet yet kilileri, GKRY’nin tehdidini ciddiye almadıklarını belirtti ve Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi Yavuz da ön ceki gün KKTC açıklarına ulaşa rak Karpaz açıklarında sondaj faa liyetine başladı. Türk sondaj gemi lerini gerektiğinde Deniz Kuvvetle ri Komutanlığı’na ait gemiler korur ken bölgede F16’lar ve insansız ha va araçları da uçuş gerçekleştiriyor. ‘Sadece itiraz yetmez’ Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri Dışişleri Bakanlığı’nda enerji alanlarında da çalışan emekli Büyükelçi Mithat Rende, Cumhuriyet’e değerlendirdi. GKRY’nin, uluslararası alanda Kıbrıs’ın tamamını temsil ettiği iddiasıyla adımlar attığını söyleyen Rende, uluslararası alanda tanınmıyor olsa da KKTC ile Türkiye’nin sabırlı bir şekilde GKRY’nin adanın tümünü temsil etmediğini anlatması gerektiğini vurguladı. GKRY’nin, AB’nin de desteğiyle Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama konusunda tek taraflı adımlarla oldubitti yaratmaya çalıştığını kaydeden Rende, “Türkiye hem kendi meşru haklarını, hem Kıbrıslı Türklerin haklarını korumaya kararlıdır, bunun hep vurgulanması lazım. Bunu söylerken hukuki açıdan hep sağlam kalarak adım attığını ve atacağını da vurgulaması lazım” diye konuştu. RusyA VE AB’den Türkiye’ye sondaj tepkisi Türkiye’nin ikinci sondaj gemisinin de Kıbrıs açıklarına ulaşmasının ardından Rusya bu duruma ilişkin “endişesini” dile getirdi. AB de Türkiye’ye yönelik tepkisini yineledi. Bu arada Avrupa Konseyi, Türkiye’nin Akdeniz’deki sondaj girişimlerine yönelik olası yaptırımları görüşmek için bugün AB’ye üye devletlerinin daimi temsilcilerinden oluşan COREPER düzeyinde toplanıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklamada, “Bölgedeki gelişmeleri endişeyle izliyoruz” denildi. Rus Dışişleri Bakanlığı, “Kıbrıs’ın egemenliğinin ihlal edilmesinin, Kıbrıs sorununun kalıcı, uygulanabilir ve adil bir şekilde çözülmesine engel olmaktan başka bir sonucunun olabileceğine inanmıyoruz” ifadesini kullandı. “Tüm taraflara Doğu Akdeniz’de kriz ihtima lini artıracak adımlardan kaçınma ve itidalli hareket etme” çağrısı yapan Rusya, söz konusu tarafları “her türlü anlaşmazlığı diyalog ve birbirinin çıkarına saygı göstererek çözmeye” davet etti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Ankara’yı ABTürkiye ilişkileri üzerinde “ciddi anlamda olumsuz bir etki yaratacak” eylemlerine son vermeye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine, uluslararası hukuk uyarınca saygı göstermeye davet etti. Mogherini, “Planlanan bu ikinci sondaj operasyonu, Kıbrıs’ın egemenliğini ihlal eden, kabul edilemez yeni bir gerginlik unsurudur” ifadesini kullandı. Mogherini, AB Konseyi’nin “uygun önlemleri” değerlendirdiğini ve “Kıbrıs’la tam bir dayanışma içinde” karşılık vereceğini bildirdi. Fransa ve Mısır’dan eşzamanlı çağrı Fransa ve Mısır eşzamanlı açıklama yaparak Türkiye’ye sondaj tepkisi gösterdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya “durumu kötüleştirmeme ve uluslararası hukuka saygı duyma” çağrısında bulunuldu. Eşzamanlı olarak Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan da “Türkiye’yi, hukuka aykırı olan ve bölgesel istikrarı tehdit eden her türlü eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz” denildi. ‘10 yıl geç kalındı’ Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmalarına başlamakta geç kaldığını da belirten Rende, “Türkiye eğer 10 yıl önce derin deniz sondaj gemilerini Akdeniz’e çıkarsaydı şimdiki konumumuz farklı olurdu” dedi. Doğu Akdeniz meselesinin Kıbrıs’ta iki kesimli eşitliğe dayalı bir federal cumhuriyetin kurulmasıyla tam olarak çözülebileceğini, ancak böyle bir çözümün kısa vadede mümkün görünmediğini vurgulayan Rende, “Sadece başkalarının yaptıklarına itiraz etmek Türkiye’yi bir yere götürmez. İşte şu anda adanın batısında, biri doğusunda iki tane derin sondaj gemisiyle aktif bir şekilde sondaj yapmaya başlandı. Türkiye’nin, kendisinin ve Kıbrıslı Türklerin haklarını hukuk dahilinde koruyacağını göstermeye devam etmesi gerekiyor. Gambot diplomasisi değil belki ama dünya kamuoyuna kararlı olduğumuzu göstermemiz için caydırıcı bir tavrı korumamız gerekiyor” diye konuştu. Şu anda Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda Türkiye’nin uluslararası alanda kendisini yeterince anlatamadığını vurgulayan Rende, “Bu amaçla önemli merkezlerde heyetlerle bu meselenin anlatılması ve dünya kamuoyuna ‘Türkiye sadece bilek gücünü kullanıyor’ algısını yaratmaya çalışanlara engel olmamız lazım. Diğer yandan da Türkiye’nin kararlılıkla kendi çıkarlarını koruyacağını göstermesi gerekiyor. Çünkü GKRY, fiili durum yaratarak uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Rende, Türkiye’nin münhasır ekonomik bölge ilan etmesinin Doğu Akdeniz’de elini güçlendireceği görüşlerini de değerlendirdi. Türkiye’nin kıta sahanlığını BM’ye kaydettirdiğini ve coğrafya göz önünde tutulduğunda kıta sahanlığının hukuki açıdan Türkiye’nin haklarını savunmada yeterli olduğunu belirten Rende, “Kıta sahanlığı bence şu anda yeterli hukuki bir argüman. Münhasır ekonomik bölge ilanı için Mısır’ la ve Libya’yla anlaşmak gerekiyor” diye konuştu. l ANKARA Eşitlik ilkesine aykırı Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Erdoğan’a ‘kadın üniversitesi’ için tepki gösterdi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Japonya dönüşü oradaki 800 üniversitenin 80 tanesinin kadın üniversitesi olmasından esinlenerek Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı’na Türkiye’de de kadın üniversitesi kurulması için talimat vermesini eleştirdi. Türk, “Kadın üniversitesi ayrımcılık olur. Bu konuda yapılması gereken şey, kadınerkek daha çok sayıda insanımızın yükseköğrenim görmesini sağlamaktır. Üniversiteler, Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla YÖK tarafından kurulmaz. YÖK, gerekli hazırlık çalışmalarını yapsa da üniversiteler, anayasanın 130. maddesine göre ‘kanunla’ kurulur” dedi. Türk, yaptığı yazılı açıklamada, “Şüphesiz, bizim Japonlardan bilim ve teknoloji alanında öğreneceğimiz çok şey vardır. Fakat Japonların kendi gelenekleri içinde yaptıkları her uygulamayı örnek almak durumunda değiliz. Kadın olarak yapılabilecek bir meslekle ilgili olmadıkça, kadınlar için ayrı bir öğretim kurumu kurulması, anayasanın 10. maddesinde belirtilen ‘cinsiyet’ nedeniyle ayrımcılık yasağına, dolayısıyla eşitlik ilkesine aykırı olur. Kadınlar için ayrı üniversite kurulması, kadınerkek eşitliğini fiilen gerçekleştirmek için yapılacak bir pozitif ayrımcılık da sayılamaz” dedi. ‘Pedagojik yararı yok’ Türk, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Önemli bir nokta da şudur: Üniversiteler, Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla YÖK tarafından kurulmaz. Bu, devlet üniversiteleri kadar, kazanç amacına yönelik olmamak kaydıyla vakıflar tarafından kurulan, devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları için de geçerli bir kuraldır. Dolayısıyla bu konuda çıkarılacak bir kanun da anayasanın 148. maddesine göre anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Öte yandan günümüzde birtakım bağnaz kişiler tarafından savunulsa da ilk ve ortaokulda bir arada kardeşçe eğitim ve öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerin lisede ayrılması da kadın olarak yapılabilecek bir meslekle ilgili olmadıkça anlamsızdır.” l ANKARA / Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1/ Bir araya 1 2 getirilmiş olan. 2/ Sibirya’da 3 4 bir ırmak... 5 Kirpik boyası. 3/ 6 İş, husus, 7 konu. 4/ “Neler 8 yapmadık 9 şu için / Kimimiz öldük / Kimi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 miz nutuk söyledik” (Orhan Veli). 5/ Uyarı... Kitap getirmemiş peygamber. 6/ Kokulu bir 1 2 3 4 VARAGE L E AS İ DE ÖRK Y A L AMUK R B İ NE K GO çörek... Azerbaycan 5 E S A R U S E K ve Kars yöresinde 6 N E M E B O L A kullanılan telli bir çalgı. 7/ Yiyecek bulamayan, yoksul kimse... Soğukta 7 8 9 İ İ LKEREN AN İ TUN TREFL N İ Ş burularak dayanımı yükseltilmiş özel beton çeliği... Lityum elementi nin simgesi. 8/ Bağışlama... Genellikle eşeklere vurulan bir tür eyer. 9/ Bilgiçlik taslayan kimse... Kadastro haritalarında parseller topluluğu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Birkaç sanayi kuru munun tek yönetimde birleşmesi. 2/ Göçebele rin konak yeri... Yürekli, yiğit. 3/ Ucu dövülüp fırça durumuna getirilen ve diş temizliğinde kullanılması Müslümanlıkça sünnet olan ağaç çubuğu... Bir nota. 4/ Doğu Karadeniz yöresinde mısıra verilen ad. 5/ Gelir... “Kupes” de denen bir balık. 6/ Görünmeyen, meydanda bulun mayan... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 7/ Korun mak için bir yere bırakılan eşya... Bir nota. 8/ Mısır’ın plaka kodu... Batı müziğinde aşk şarkı larına verilen ad. 9/ Yabancı... Yağı alındıktan sonra zeytinin kalan posası.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle