23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 529 HAZİRAN 2019 CUMARTESİ İkinci kez İBB Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu görevine 100 günlük planla başladı: Önceliğimiz deprem Mazbatasını aldıktan sonra ilk mesai gününde basının karşısına çıkan İmamoğlu, bakanlığın yayımladığı genelgeyle kısıtlanan atama yetkisine ilişkin, “Hiç anlamlı olmayan bir genelde. Umarım geri dönüş sağlanır” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ikinci kez göreve gelmesi nin ardından dün ilk mesaisine başladı. İmamoğlu’nu İBB bina sı önünde karşılayan yurttaşlar binanın önüne çamaşır suyu döktü. Duruma şaşıran İma hazal ocak moğlu, yurttaşların te miz ve şeffaf bir yönetim isteğinin yerine geleceğini ifade etti. Mesaisi nin ilk gününde çalışanlarla tek tek tokalaşan İmamoğlu ilk işini “Elbet te ki belediyemizin ilk 100 günlük planında, planladığımız işlerin der hal devreye alınması noktasındaki konuları konuşacağız” sözleriyle an lattı. Ticaret Bakanlığı’nın yayımla dığı genelgeyle atama yetkisine iliş kin İmamoğlu, “Bu konuyla ilgili Ye rel Yönetimler Genel Müdürlüğü’ne başvurumuzu yapacağız. Uyarımızı yapacağız. Kanuni haklarımızı ara yacağız. Umarım geri dönüş sağla nır. Çünkü hiç anlamlı olmayan bir genelge” dedi. Saraçhane’deki İBB binasında ba sın toplantısı yapan İmamoğlu, “El bette ki kadromuzla, mevcut kad royla eşleştireceğimiz politikaları mız üzerinden bir eylem planımız olacak. Sabah ilk işimiz, bununla il gili ekiplerimizle oturup konuşa bilmek. Bir başka konu, özellikle öncelikli konularda atılması gere ken adımlarla ilgili her zaman di le getirdiğimiz hususlar vardı. Ör neğin mülteci konusu. Hızlıca bu konuda bir eylem planımızın ku rum içindeki mevcut ekiplerle ku rum dışından katacağımız diğer ar kadaşlarımızla beraber çok üst se viyede politikalar üretmeyi hedefli yoruz. Elbette ki deprem bizim çok öncelikli konumuz. Bu konuyla il gili kısa ve orta vadeli diye tanım layacağımız eylemlerimizi görecek siniz adım adım harekete geçirece ğiz” ifadelerini kullandı. İMAMOĞLU İLK MESAJLARINI CUMHURİYET’LE PAYLAŞTI: Huzuru getireceğiz HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ilk iş gününde makam odasından ilk mesajlarını Cumhuriyet’le paylaştı. İstanbullulara seslenen İmamoğlu, “İstanbul bugün itibarıyla şunu hissetsin ki İBB’de her olup biteni, her anını hissedecekler, duyacaklar” dedi. İmamoğlu Türkiye’ye yönelik ise “Artık Türkiye’nin en önemli gücü, lokomotifi olan İstanbul’un tüm bu bahsettiğim karakteriyle Türkiye’ye de olumlu mesajlar vereceği günler başlamıştır” ifadelerini kullandı. Gazetemize konuşan İmamoğlu’nun İstanbul’a yönelik mesajı şöyle: “İstanbul bugün itibarıyla şunu hissetsin ki Büyükşehir Belediyesi’nde her olup biteni, her anını hissedecekler, duyacaklar. Çok şeffaf bir yönetim görevde olacak. Bu görev döneminde mutlaka adalet duygusunu taşıyacak, önce ‘vatandaşım’ diyecek ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm kaynaklarının İstanbullular lehine nasıl kullanılacağı yönünde emek saf edecek insanların çalıştığından emin olsunlar ve inşallah sağlıklı, keyifli ve huzurlu bir kent yaşamı vaat ediyoruz.” İmamoğlu Türkiye’ye yönelik me sajını sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: “Türkiye’ye mesajımız da şu olmalı. Artık Türkiye’nin en önemli gücü, lokomotifi olan İstanbul’un tüm bu bahsettiğim karakteriyle Türkiye’ye de olumlu mesajlar vereceği günler başlamıştır. Belki İstanbul’un dışında, şu an Türkiye’nin muhtelif yerlerine dağılmış olan İstanbulluların gözleri arkada kalmasın. Yaz dönemini il dışında geçiren hemşerilerimize keyifle sonbahara hazırlık yapacağız ve onları karşılayacağız. Gecemiz gündüzümüz artık İstanbul’un. Hızlıca en güzel işleri yapmaya konsantre olacağız.” Cuma namazını Sultanahmet Camii’nde kıldı İBB’DE İSTİFALAR VE ATAMALAR Köprüdeki çalışma Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yapılan çalışma sonrası oluşan trafik sorununa da değinen İmamoğlu, “Günlük yaşamımızı etkileyen ulaşımı, kaldı ki göreve geldiğimiz an itibarıyla hem birinci köprüde hem ikinci köprüde yapılan tamir ve tadilat işleri dolayısıyla gerçekten trafik sorunu yaşanmakta. Biz bunu nasıl takviye edebiliriz ve nasıl çözümleyebiliriz konusunda önerilerimiz, tavsiyelerimiz ve harekete geçireceğimiz deniz ulaşımı olsun diğer birkaç hususla ilgili hamlelerimiz olacak. Yaptığımız tüm iş ve işlemleri vatandaşımıza bildirmek maksatlı vatandaşımızla şeffaf bir bağ kurmak maksatlı, bir süreci harekete geçireceğiz. Vatandaşlarımızın bizim göremediğimiz önerilerini, bize büyük katkı sunacağı geri dönüşleri elde etmiş olacağız” diye konuştu. ‘Genelge kanuna aykırı’ İmamoğlu konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeyle ilgili sorusuna İmamoğlu, “Tamamen kanuna aykırı bir genelge. Kanunda çok net yetkilinin kim olduğu. Belediye başkanına ait bir yetkiyi belediye meclisine sevk etmenin kanuna aykırı olduğu konusunda çok net. Bütün belediyelerin dava açarak mahkeme süreçleriyle bu süreci tamir etmesi çok gereksiz. Bu konuyla ilgili Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’ne başvurumuzu yapacağız. Uyarımızı yapacağız. Kanuni haklarımızı arayacağız. Umarım geri dönüş sağlanır. Çünkü hiç anlamlı olmayan bir genelge. Giderilmesiyle ilgili hukukun da bize yardımcı olacağının farkındayım. İnşallah bu sıkıntı giderilir zira bizim de oldukça yüksek sayıda iştiraklerimiz var. Hızlıca tadil edilmesiyle ilgili umudumuz yüksek” yanıtını verdi. İBB’nin internet sitesine de Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı olarak özgeçmişi eklendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreteri Hayri Baraçlı ile yardımcıları Muzaffer Hacımustafaoğlu, Mevlüt Bulut, Süleyman Karalı, Nihat Macit, Çağatay Kalkancı, Eyyüp Karahan, Adil Karaismailoğlu ve 1. Hukuk Müşaviri Ali Karaaslan, görevlerini bıraktıklarını yazılı bir açıklamayla duyurdu. İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı’nın yardımcılarıyla birlikte istifa etmesinin ardından atamalar yapıldı. İBB Genel Sekreter Vekilliği’ne Mehmet Çakılcıoğlu atanırken, Yavuz Erkut ve Murat Ongun başkan danışmanı olarak atandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ikinci kez mazbatasının aldıktan sonraki ilk Cuma namazını Sultanahmet Camii’nde kıldı. Yurttaşlar, Sultanahmet Meydanı’nda bir anda karşılarına çıkan İmamoğlu’na yoğun ilgi gösterdi. Yerli ve yabancı turistler, İmamoğlu ile fotoğraf çektirdi. İmamoğlu, kendisini tebrik eden yurttaşlara teşekkür etti. CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun: Engellemelere izin vermeyiz ABB Başkanı Yavaş’ın atama yetkisinin genelgeyle engellenmesini yasaya aykırı bulan mahkeme kararı bütün belediyelere gönderildi. MAHMUT LICALI CHP; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın belediyeye bağlı bir şirkete yönetici atama yetkisinin genelgeyle engellenme girişimi üzerine verilen mahkeme kararını ve süreç hakkında bir bilgilendirme halinde şirketi olan bütün belediyelere gönderdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Buna, engellemelere asla izin vermeyiz. Halkın gücü karşısında hiçbir şeyin direnmesi mümkün değil. Aslolan halkın ve milletin menfaatidir” diye konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın genelgesi gerekçe gösterilerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yaptığı atamayla Ankara Ticaret Sicilli Müdürlüğü’nün tescil ve ilan işleminin yapmaması tartışma yaratmıştı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin konuyu yargıya taşımasının ardından Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi atamaya yönelik tescil işleminin yapılmamasını yasaya aykırı bulmuştu. Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcılığı, atama yetkisinin engellenmesine yönelik bir bilgilendirme hazırladı. Söz konusu bilgilendirmeyle birlikte ilgili mahkeme kararı, şirketi olan bütün CHP’li belediye başkanlıklarına gönderildi. CHP’li belediyelerden benzer bir engelleme girişiminin yaşanması durumunda konuyu derhal mahkemeye taşımaları istendi. CHP’li Torun, CHP’li belediyelere yönelik bu tür engelleme girişimlerine tepki göstererek, “Maalesef bu yapı kendinden olmayanın önünü kesmeyi amaçlıyor. Halka hizmeti artırmak ve bunu kolaylaştırmak yerine, nasıl önünü kesebilirim diye düşünüyor” açıklamasını yaptı. Torun, engellemelere asla izin vermeyeceklerini belirterek, “Halkın gücü karşısında hiçbir şeyin direnmesi mümkün değil. Aslolan halkın ve milletin menfaatidir. Siz halkın lehine bir karar alıyorsanız bu engellenecek mi? İstanbul’da pek çok şeyi reddettiler, sonra da kabul etmek zorunda kaldılar. Halka hizmet ediyorsa onun engellenmesi mümkün değil” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA ÖCÖZHZGPE’ÜLLİ:R Hani sandıktan kaçmazdın? MAHMUT LICALI CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği referandum için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bu iş bitmiştir” açıklamasını “Sanki yüzde 70 farkla referandumda halk kararını vermiş gibi konuşuyor. Hani güçlü Meclis olacaktı, Meclis’in hali ortada. Hani yetkiyi alınca Erdoğan, doları, faizi, işsizliği düşürecekti, hepsi fırladı gitti. Ülkeyi yönetemiyor, ülke savruluyor” diye değerlendirdi. CHP’li Özel, Türkiye’nin denge ve denetlemenin güçlü olduğu bir anayasaya ihtiyacı olduğunu di le getirdi. Özel, Erdoğan’ın sözlerine, “Referandum daki oy yüzde 50’nin biraz üzerindeydi ve dünya kadar yalanla kandırmışlardı. Hani güçlü Meclis olacaktı, Meclis’in hali ortada. Hani yetkiyi alınca Erdoğan, doları, faizi, işsizliği düşürecekti, hepsi fırladı gitti. Ülkeyi yönetemiyor, ülke savruluyor. Bakanlar Meclis’e kanun teklifi yollamayacaktı, yarışa giriyorlar kanun teklifi yollama konusunda. Millete biz ne söylediysek doğru çıktı, onlar ne söylediyse yanlış çıktı” diye konuştu. AKP’nin referandum kitapçığını okumaya utandığını kaydeden Özel, vatandaşla rın Cumhurbaşkanı’nın taraflı olmasından, polemik yaratmasından ve hakaret etmesinden her gün hem siyasi muhataplarına hem de onlara oy verenlere had bilirmesinden rahatsız olduğuna işaret etti. Özel, şunları dile getirdi: “Anketler var. Bugün olsa referandum yüzde 70 ‘hayır’ çıkar. İki sene önce kandırıp da yüzde 51 aldığın referanduma nasıl güveneceksin? Nasıl onun üzerine oturup da ülkeyi yöneteceksin? Hani sandıktan kaçmazdı Erdoğan? OHAL’de anayasa mı değiştirilir? OHAL’de değiştirdiğin anayasayı, bu halde bir kere daha tartışalım diyoruz.” l ANKARA ‘Şehir Düştü’ Bizanslı tarihçi Yeorgios Françis’in İstanbul’un fethine ilişkin tanık olduğu olayları gün gün yazdığı ve Dr. Kriton Dinçmen’in eski Yunanca’dan dilimize çevirdiği “Şehir Düştü” kitabını geçmişte okumuş olmama rağmen, geçen ay kitaplıkta elime gelince yeniden okuyup gülmüştüm. Françis, II. Murat ölüp de yerine oğlu Sultan Mehmet’in geçtiğini öğrenince, “Hay aksi, tahta çıkan Mehmet şimdi bize savaş açacaktır. Bizans’ın ekonomik kriz ve borçlarla debelendiği bu dönemde bu savaşın hiç de sırası değil” diyor. “Keşke biraz ekonomimizi toparlayıp ihtiyaçlarımızı giderebilseydik de öyle savaş çıksaydı” temmenisinden sonra Françis, saray içinde birbirleriyle kıyasıya rekabet eden ve birbirlerinin felaketi üzerinden ikbal arayan saray eşrafına eleştiriler yöneltiyor. Son bölümde ise Bizans’ın korunaklı surlarında savaşanlara karşılık açık arazide savaşan Türklerin zırh ve top başta olmak üzere savaş teçhizatlarının kendilerine oranla çok zayıf olmasına rağmen nasıl olup da başarı kazanabildiklerine olan şaşkınlığını belirtiyor. Bu satırları okuyunca “aynı suda ikinci kez yıkanılmaz” diyen Herakliatos’a gel de kızma. Yöneticileri farklı olsa da şehir aynı şehir. Ve bu şehir aynı olayı ikinci kez yaşıyor. RP, İstanbul Belediyesi’ni kazanmasına “İstanbul Fethi” gibi bir anlam yüklemişti. Bugünlerde şehri kaybeden AKP yandaşları da İstanbul, sanki düşmanın eline geçmiş gibi kahrolmakta. Ne 1994 Martı’nda İstanbul fethedildi ne de 23 Haziran’da şehir düşmanın eline geçti. Her iki düşünce de patalojik bir ruh hali. Bu seçim sadece şehrin hangi siyasal anlayış tarafından yönetileceğini tercihten ibarettir. Daha doğrusu öyleydi. Ancak, gerek 31 Mart gerekse 23 Haziran seçimleri bunun ötesine geçti. Bu iki seçime bir yerel yönetim seçiminin ötesinde anlam yükleyen bizatihi iktidarın kendisiydi. O nedenle uğradıkları seçim yenilgisinin ardından, “Canım sadece bir belediye kaybettik” ya da yandaş medyanın 24 Haziran günü manşetlerine attığı “İstanbul tercihini yaptı” türünden basit ve sıradan bir olay da değil. Zira seçim öncesinde muhalefetin adayı kazanırsa “devletin bekası tehlikeye girer”, “Kandil ve Pensilvanya kazanır”, “Sisi kazanır”, “İstanbul’u Pontuslu biri yönetir”, “Mekke ve Kudüs de kaybeder” söylemleriyle seçimi kendileri ve temsil ettikleri siyasal İslam için bir referanduma dönüştürdüler. Madem bir yerel seçime bu kadar geniş bir anlam yüklemesi yapıldı, o halde sonuçlarını da öyle okumak gerekir. Kaybeden sadece AKP adayı Binali Yıldırım değildir elbet. Kaybeden tek adam yönetimiydi, yürütmenin tek adama bağlanmasıydı, yargının talimatla karar vermesiydi, iktidarın ekonomi ve dış politikasıydı, saray eşrafıydı, eş dost kayırmasıydı, israf yönetimiydi, kamu kaynaklarının aile üyelerinin kurduğu vakfılara peşkeş çekilmesiydi, günlük yaşamımız ve eğitim sistemimizin bir siyasi görüşe aktarılmasıydı. Sonuçlarda farkın açılması da zaten bunu gösteriyor. Bu sonuçlar sadece YSK’nin talimatla verdiği seçim yenilenmesi kararı ile açıklanamayacak kadar farklı mesajlar içeriyor. Siz bu seçimi sadece belediye seçimi mi sandınız? HHH Gezi olayları patladığında iktidar, “mesele üç beş ağaç meselesi değildir” demişti. Zaten Gezi’de sokağa çıkan on binler de “elbette değildir, üç beş ağacın kesilmesine itirazımız olarak başladı ancak asıl itirazımız dayatmacı bir yönetim anlayışınadır” diyerek iktidarı teyit etmişti. Seçimin ertesi günü Gezi olayları ile ilgili davanın da duruşması vardı. Gezi’de daha önce yargılanmış ve haklarında beraat kararı verilmiş isimler yeniden “Türkiye Cumhuriyeti iktidarını ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla hâkim karşısına çıktı. Bir iktidar neyle ortadan kaldırılır? Darbe ya da silahlı mukavemetle. Peki Gezi’de silah kullanıldığına dair bir kanıt var mı? Yok... Güvenlik güçlerinden yaralanan ya da ölen var mı? Göstericilerin saldırısı sonucu ölen yok. İnşaattan düşen ve gaz bombası panzerin içinde patladığı için gazdan etkilenerek yaşamını yitiren iki polis var... Göstericilerden ölen var mı? Evet 7 kişi. Kavala, Gezi olaylarını nasıl finanse etmiş? İddaya göre göstericilere gaz maskesi alınması için para vermiş. Varsayalım ki öyle. Gaz maskesi bir saldırı değil savunma aracıdır. Savunma aracı ile iktidar devirmeye kalkışmak Gezi’de eylemcilerinin zekâsına hakarettir. Siz seçimi millettin zekâsıyla dalga geçen argümanlarla kaybettiğinizi hâlâ anlamadınız mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle