28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EkonoMi DOLAR [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ avro sterlin FAİZ BORSA 1129 HAZİRAN 2019 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.7700 0.6 kuruş 6.5720 0.8 kuruş 7.3460 2.3 kuruş 19.64 0.05 puan 96.485 912 puan 1754.19 8.69 lira 260.22 37 kuruş ‘Durgunluk gidici değil’MIT Profesörü Acemoğlu, demokrasi, verimlilik ve reforma ihtiyaç olduğunu söyledi Türkiye’nin 2007 sonrası büyüme modelinin yanlış olduğunu belirten Prof. Dr. Daron Acem oğlu, “Durgunluk belki krize dönüşecek” dedi. Sağlıklı ekonomik büyüme için toplam faktör verimliliğinin (TFV) Türki ket bilançoları çok problemli. Bunların bankalara ve bireylere sıçraması söz konusu. ye için de çok önemli olduğu Bu tehlikeli bir kokteyl. Kredi nu vurgulayan Massachusetts lerle tüketimi artırarak büyü Institute of Technology (MIT) mek stabiliteyi de engelliyor. Ekonomi Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Daron Acemoğlu, TFV’nin 2007’den beri ‘negatif’ olduğunu ifade ederek “Bu kadar uzun süre nega Bütçe açığı da çok büyük. Enflasyon, faiz gibi semptomlara odaklanmak yerine temeldeki problemleri çözmeliyiz. Örneğin enflasyonu düşüreceğiz Zaur Gahramanov Murat Gigin Atalay Gümrah DÜNYADA Denge tif olması korkunç birşey. Bu diye fiyat artışını zorla durdunun temel nedenlerinden biri ralım derseniz daha kötü olur. yeniden oluşuyor ise sadece inşaata dayalı bir büyüme modeli uygulanmasıdır. Oysa Türkiye’nin üretime, insan kaynağına, teknolojiye ihtiyacı var” dedi. Özgürlük çok önemli Sabancı Üniversitesi “Center of Excellence in Finance (CEF)” tarafından düzenlenen “Finans Piyasalarının Geleceği” başlıklı konferansta konuşan ve Türkiye’nin derin yapısal sorunlar sonucu bu noktaya geldiğini belirten Acemoğlu, şöyle devam etti: “Durgunluk artık kolay kolay gidecek gibi değil. Durgunluk belki kriz olacak. Türkiye’nin bunu aşması için kısa ve ortak vadeli politikaları ve çözümleri birlikte yönetmesi gerekecek. Çünkü kısa vadede ciddi bir borç problemi var. Borçlar nedeniyle şir Üretimde verimliliğe odaklan malıyız. Teknolojiye yatırım gerekiyor. 2007 sonrası kötü leşen politik ve ekonomik ku rumları yeniden güçlendirme liyiz. Bu güçsüzlük nedeniyle verimlilik ve refah tabana ya yılmıyor. Demokrasi iyileşme li. Özgürlüğü çok önemli.” Türkiye’nin, ihtiyacı olan uluslarası yatırımları, dış kay nağı da böyle çekebileceğini anlatan Acemoğlu, şu vurgu yu da yaptı: “Türkiye son 10 yıldır problemleriyle yüz leşmiyor. Dünyada artaan likidite Türkiye’ye de ge lecektir ama bunun sorun ların üstünü örtmesi ne izin verilme meli. Çünkü ay nı sistemle artık devam edeme yiz.” l Ekono mi Servisi Daron Acemoğlu Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dante Roscini, son dönemde ABD’nin yakın dostlarıyla kavga ettiğini, G20’de uzlaşmadan söz edileceğini ama durumun çok karışık olduğunu söyledi. “Finans Piyasalarının Önündeki Zorluklar” başlıklı panelde konuşan Roscini, dünyada yeniden denge oluştuğunu, Çin’in öne çıktığını vurgula dı. ABN AMRO Bank Başkanı Tom de Swaan da, ABD Başkanı Trump’ın Çin’i etkilemek için AB’yi kullanmadığını, ABD ile AB arasındaki entegrasyon sorununun büyüdüğünü ifade etti. JP Morgan Securities Başkanı Sir Winfried Bischoff ise rekabet gücünün Asya ve Kuzey Amerika’ya kayacağını, gelişmekte olan ülkeler içen yeni fırsatlar bulunduğunu belirtti. Bischoff ayrıca, dış kaynak bağımlılığının Türkiye için problem olduğunu söyledi. Teknoloji paylaşımı Daron Acemoğlu ise ÇinABD arasındaki ticaret savaşının temelinde teknolojiye kimin sahip olacağının (kimin kontrol edeceği) yattığını belirterek, bu sorunun önemli bir çözümsüzlük alanı olduğunu vurguladı. Acemoğlu ayrıca, eylül ayında yayımlanacak yeni kitabı “Dar Koridor”a atıf yaparak demokrasi geliştikçe ekonomik büyümenin arttığını vurguladı. ‘Yurtdışına daha çok yöneliyoruz’ Konferansın “Gelişmekte Olan Ülkeler ve Ekonomik Görünüm” başlıklı oturumunda konuşan Tekfen Holding Başkanı Murat Gigin, jeopolitik gelişmelerden fazlasıyla etkilendiklerini, bölgesel sorunların ülke için yatırım alanlarını daralttığını belirterek “Bu nedenle yurtdışına daha çok yöneldik” dedi. Ancak Libya, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri gibi yerlerde engellerle karşılaştıklarını anlatan Gigin, Azerbaycan, Rusya, Kazakistan gibi ülkelerin ise önemli fırsatlar sunduğunu söyledi. Gigin ayrıca, 10 yıl içinde tarımda küresel bir oyuncu olmak için çalıştıklarını, Hollanda’yı örnek aldıklarını ifade etti. ArGe’ye yatırım “Nerede kazanma şansı varsa oralara bakmak önemli” diyen Eczacıbaşı Holding Üst Yöneticisi Atalay Gümrah da, riskleri dağıtmak için yatırımlarda dengeli bir portföye ihtiyaç olduğunu, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelere böyle bir perspektiften bakılması gerektiğini kaydetti. Ticaret savaşlarına dikkat çekerek “Küresel trendin ya bir parçası olacaksınız ya da dışında kalacaksınız” diyen Socar Türkiye Üst Yöneticisi Zaur Gahramanov ise Türkiye’nin özellikle ArGe’ye yatırım yapması, insan kaynağını geliştirmesi gerektiğini, ticari finansmanla ilgili de yeni çözümlere ihtiyaç olduğunu kaydetti. Dış ve yerel borçta rekorTürkiye’nin dış borcunun milli gelire oranı yüzde 60.6’ya yükseldi Ali Haydar Gamze Hakverdi Bal Ziraatçılardan Cumhuriyet’e ödül Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD), muhabirimiz Gam ze Bal’ı tarım sektörüyle ilgi li haber ve röportajları nede niyle yazılı basın alanında ödü le layık gördü. TZD’nin 70. Kuru luş Yıldönümü kapsamında ön ceki gün Ankara’da düzenlenen törende muhabirimiz, ödülünü CHP Ankara Milletvekili Ali Hay dar Hakverdi’nin elinden aldı. Te levizyon yayıncılığı ödülü ise Fox TV’den İsmail Küçükkaya ile Naz lı Yerebasmaz, Çiftçi TV’den Ta ner Öztürk, Kanal B’den Nebi Özdemir’e verildi. Törende konuşan ve tarım sek töründe yıllardır çözülemeyen ya pısal sorunlara değinen TZD Baş kanı Hüseyin Demirtaş, “Üretici ler çok zor günler yaşıyor. 2018 itibarıyla çiftçilerin kredi borçla rı 100 milyar TL’yi aştı. Hızla adım atılmazsa tarımda geldiğimiz du rumdan geriye dönüş olmayacak” dedi. l Ekonomi Servisi Elektrikte yeni zamlar yolda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu elektrik fiyatlarına yüzde 15’lik zam kararı alırken, sektör kaynakları ek zamların yolda olduğu görüşünde. Gazetemize konuşan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, önümüzdeki aylarda elektrikte yeni zamla rın gelmesinin muhtemel olduğunu söyledi. Habertürk’e konuşan eski TEDAŞ Genel Müdürvekili Nuri Doğan da benzer görüşte. Türkiye’nin brüt dış borç stoku 2019’un ilk üç ayında 8.2 milyar dolar artarak 453.4 milyar dolara yükselirken, dış borcun milli gelire oranı yüzde 60.6 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, bunun büyük bölümü kamu borçlanmasından kaynaklanırken, toplam borcun 148.3 milyar doları kamunun, 5.9 milyar doları TCMB’nin, 299.1 milyar doları özel sektörün oldu. Ayrıca AB tanımlı genel yönetim borç stoku verilerine göre, yerel yönetimlerin borcu da 71.1 milyar TL ile rekor kırdı. Ocakmart dönemindeki artış 3 milyar TL olurken, bu borç 2015’te 36.6 milyar liraydı. Genel yönetim borç stoku 1.2 trilyon TL olarak açıklandı. Genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı ise yüzde 31.9 oldu. l Ekonomi Servisi 100 yetişkinden 14’ü tasarruf yapabiliyor ING Türkiye’nin açıkladığı Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2019 birinci çeyrek sonuçlarına göre; hane halkının tasarruf sahipliği oranı bir önceki çeyreğe göre gerileyerek yüzde 16.1’den yüzde 14.2’ye indi.   Yastıkaltı büyüdü Tasarrufu olmayanların ilk sırada sunduğu “tasarruf edecek yeterli geliri olmadığı” gerekçesinin oranı, 2019’un birinci çeyreğinde yüzde 87’den yüzde 80’e indi. Buna karşılık, borçlarından dolayı tasarruf edemediğini söyleyenlerin oranı yüzde 12’ye yükseldi. Çocuklu bireyler arasındaki tasarruf sahipliği oranı bir önceki çeyrekle aynı kalırken (yüzde 13), çocuksuz bireylerde bu oran 4 puan gerileyerek yüzde 17 olarak gerçekleşti. En çok tercih edilen tasarruf aracı olan bireysel emeklilik fonları, geçen yılın son çeyreğine göre 2 puan artarak yüzde 32’ye yükselirken, yastıkaltı altın ve nakit tercihi yüzde 20’den 4 puan artışla yüzde 24’e yükseldi. Döviz vadeli hesap ise yüzde 6 ile geçen yılın son çeyreği ile aynı seviyede kaldı. l Ekonomi Servisi Tüpraş işçisinden rafineride eylem Toplu İş Sözleşmesi görüşmesinin tıkandığı Tüpraş’ta çalışan 4 bin işçi, İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde işyerlerini terk etmeme kararı aldı. İzmit rafinerisinde çalışan 1800 işçi, saat 16.00’da mesai bitiminde işten ayrılmadı ve diğer vardiyalarda çalışan arkadaşlarının da tesislere girmesiyle eylem başlattı. Petrol İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman, “Hak ettiğimiz sözleşmeyi imzalayana kadar kendi işyerlerimize kapanacak ve işyerlerimizde misafir olacağız” dedi. Ocak ayında başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sonuç çıkmamış, sözleşme Yüksek Hakem Kurulu’na gitmişti. Tek kutuplu dünya olmadı, sıra ikili, bölge ittifaklarında G20 Zirvesi’nin öncellikle de ülkemize dönük yansıyan, yansıyacak çelişkili haberleri içinde, satır aralarında, kafalarımızı çok karıştıracak, haberlerinin, uzun ya da orta vadeli sonuç gelişmelerinin özeti yukarıdaki başlık olabilir. Gelin görün ki bizim gibi ülkeleri çarpacak dip dalgalarını görebilmekle ilgili, gerçekçi bir değeri, anlamı pek yok. Atların tepişmesine ilişkin özdeyişi unutmadan, yeni yeni acul adımların bedellerinin ne kadar ağır olacağını unutacak halimiz kaldı mı ki?.. Özünde tarih, emperyal çıkarların kirli paylaşımları adına izlenen siyasetlerin gerçekçi işleyiş kuralları doğru okunabildiğinde, sağlıklı sonuç, dersler çıkarmak çok zor gibi görünmüyor. Dünyamızı hoyratça, insana, tüm canlılara aykırı koşullarda tüketirken, göremediğimiz, olumsuz gelişmelere ilişkin süreçlerin, bilimselteknolojik devrimlerle doğru orantılı olarak, insana, doğaya, aykırı gidişe ilişkin miat, dönemeçlerin, bir insan ömründe tanıklık edilebilecek kadar hızla kısalmakta oluşu.. Benim gazetecilik ömrümün içine sığabilenlerdeki dehşeti katlayacak boyutlardan korkmamak elde mi? En güçlü, kirli, emperyal çıkar odakları adına tutkulu, gözü kara gündeme sokulan projelerin sonuçlarında bile, bir insanın çeyrek ömrüne dahi sığıveren, sonunda kendi silahı ile kendini vurmak boyutunda trajik sonuçlar yaşanıyor.. HHH Kestirmeden tek kutuplu dünya düzeninin en etkili, en parlak senaryolarının pazarlandığı günlerden bir anımı anımsadım.. Amerika’nın 1. Körfez Savaşı sonrası, TÜSİAD’da yapılan bir toplantıda, Fransız Devlet Başkanı’nın ünlü danışmanı, teorisyenini, ünlü tezleriyle dinliyorduk. Adını o zaman bile ezberleyememiştim ama birçok kitabı vardı, fetva cümleleri ise çok iddialı, bir o kadar çarpıcıydı.. “Artık zengin kuzey dünyasında emperyal paylaşımlar adına, 1., 2. Dünya Savaşları benzeri kanlı çatışmalar yaşanmayacak. Ancak yoksul güney dünyasında, Ortadoğu, İslam ağırlıklı, Afrika, Amerika eski sömürgeler toprakları üzerinde yoksulluğu paylaşmamak adına savaşlar yaşanacak. Sakın 1. Körfez Savaşı’nda Amerika işin içindeydi cümlesini kurmayın. Vardı ama havadan bombardımanda...” Tek kutuplu dünya düzeninde, savaşsız emperyal güç odaklarının büyümesinden insanlığın pay alması önlenemez, kendiliğinden olacaktı. Ulus devletler tarihe karışırken, ideolojilere de gerek kalmıyordu. Bireyin her türden alt kimliği ile özgürleşmesi kutsanıyordu. Aynı topraklar üzerinde birlikte yaşayan, ister bir köy, kasaba, kent en küçük yerel örgütlenme ölçeğinde, isterse bölgeler, var olan ülke sınırlarını, dünyayı paylaşanların insanlık tarihi boyunca, günümüze kadar uzanan deneyimleri ile elde edilmiş evrensel insan hakları, hakhukuk devletleri düzenleri, sınıfsal başta sendikalar, meslek örgütlenmeleri, ilkeleri, kazanımları hafife alınıyordu.. Aslında dünyanın en hızlı büyüyen çokuluslu tekelleri odaklı, yine dünyanın en büyük ekonomik güçleri adına düzenlenen Davos zirvelerinde bile sermaye sınıfları adına kaygılı gelişmeler ciddi ciddi tartışılıyordu. Yine de milyarlarla dünyalının giderek aşağı çekilen haklar kayıplarının, kuralsız düzene doğru dibe çekilişlerin toplumsal patlamalara dönüşmemesi yolunda emperyal çıkarlar adına örgütlü refleksler yeni sömürgecilik boyutları ile hızla katlanıyordu.. Yakın tarihlere kadar öne çıkarılmayan algıda, medyatik güdüleme silahının çok etkin kullanılması başta, dünya çapında emperyal odaklar olarak da büyüyen ekonomilerdeki otoriterleşme, açık diktatörlükler, askerisivil darbelerin icraatları evrensel hesaplaşma gündemi dışında kalıyordu.. Milyarlarca dünyalının yaşamlarını karartan, insan hakları, hakhukuk demokrasi suçları, yoksullaşma, yoksunlaştırma boyutlarıyla, diktatörleşmenin boyutları, alt kimlikler üzerinden özgürleşme savaşımları kapsamında saklanabiliyordu... Kültürler, dinler, mezhepler dünya ölçeğinde odakta, iç dinamiklerinde aslında pek çoğu için geçerli ayrışmanın günümüz dünyasında söz konusu olamayacağı, ırklar, mezhepler, aşiretler üzerinden, kuşkusuz çok kimlik ve dillerin varlığı, gelenekler de etkin ve de baskın kullanılıyor olarak yaşatılan ötekileştirmelerde, ne kadar da çok acımasız savaşlarda, kanlar akıtıldı değil mi? Yakın tarihlerden IrakAfganistan işgalleri, Pakistan’ın yan ürün olarak kendiliğinden daha beter hale düşürülmesi, Balkanlar’da halkların kardeşliği üzerine, din odaklı, ırk soslu kanlı hesaplaşma..Laik Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk devrimciliğinin, kurtuluş ve kuruluş savaşları destanları da içine alınmış olarak, ılımlı İslam projesi ile Amerikan projesi olarak parçalanmasının hedefe alınması.. Hepsi de bedelleri çok ağır ödenmiş fiyaskolarıyla yaşamsal gündemimizde... KISA... KISA...KISA...KISA...KISA... l BDDK, DenizBank’ın Emirates NBD Bank PJSC’ye devrine onay verdi. l Türkiye Otelciler Birliği’ne göre, mayısta otel dolulukları, 2018’in aynı dönemine yüzde 7.2 gerilemeyle yüzde 55.3’e düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle